agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğa ve yaşama dair her şey > Çocuklara ve Genç Arkadaşlara Özel
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 04-08-2005, 18:11   #1
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Ağaçlar, meyveleri ve çiçekleriyle oynanan oyunlar

Dün akşam çam türleri konusunda Darkyes'in yorumuna yanıt yazarken aklıma geldi. Çocukluğumuzda ağaçlarla içiçeydik. Daha doğrusu doğa bizim arkadaşımızdı. Şimdiki çocuklar gibi bilgisayarlarımız yoktu, televizyon yoktu, teyp bile yoktu. Hele mp3 playerler hiç yoktu. Pikaplar, radyolar vardı ve onlar çocuklar için değildi. Elimizi bile süremezdik, dinlemek serbestti sadece.

Biz çocuklar da hayal gücümüzü zorlar kendimize oyunlar üretirdik. Bahçedeki ağaçların yaprakları oyuncağımız olurdu.

Açılışı ben yapayım:

- Çam yapraklarından zincirler yapardık. Onları boynumuza asardık. Bazen de en uzun zincir yapma yarışları yapardık, ilk sıkılan oyundan çıkardı. Metrelerce zincir yapmak sabır ister doğal olarak.

- Papatyadan taç yapmayan var mıdır acaba? Ben yaptım mesela. Kolyeler, küpeler, yüzükler daha neler neler. Ha bir de papatya falını unutmamak gerek. Seviyor, sevmiyor... Eğer sevmiyor çıkarsa başka çiçekle devam edebilirsiniz bu fala, sonunda seviyor çıkana kadar. Nasılsa her yer papatya tarlasıydı.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-08-2005, 18:16   #2
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Eğer üşenmeyip işlem basamaklarını fotoğraflarıyla anlatırsak daha kalıcı olmasını da sağlayabiliriz. Dün gece yatakta uyumaya çalışırken kararlıydım ama gün ışıyınca üşenmeye başladım bile. Hele şimdi sıcaktan kolumu kaldıracak güç bulamıyorum kendimde.

Bir fikir olsun diye yazıyorum belki aramızda ayrıntılarıyla anlatacaklar çıkar. Günümüz çocuklarına sıkılmadan oynayacakları oyunlar öğretiriz.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-08-2005, 19:18   #3
Ağaç Dostu
 
sezinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,969
Galeri: 28
20-25 cm uzunluğunda bir sopanın iki ucuna portakal saplayıp bu çubuğu da daha uzun bir sopaya bağlıdıktan sonra tek dingilli bir araba(?) elde edip onlarla yarış yapardık.
Burada bu oyuncak arabanın hiç önemi yok hızlı koşabilen yarışı kazanırdı zaten

sezinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-08-2005, 19:29   #4
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Bahçemizdeki kara üzümden aldığımız salkımlarla bahçe duvarına oturduk.
Ekşi mayhoş tadı olduğundan iç kısmını yiyemezdik
ama kabukla iç kısım arasında kalan şerbetine bayılırdık.
Onun için önce içini pırtlatırdık önümüzdeki yola.
En uzağa pırtlatan kazanırdı bu oyunda.
Sonra içini attığımız kabuğun iç kısmındaki şerbeti içerdik..

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-08-2005, 19:29   #5
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Bahçede üzüm yaprakların arasında bulduğumuz yeşil tırtılları iplerin üzerine yerleştirir yarışmalarını izlerdik. Onlar hiç durmadan tırmanırlardı. Neden, nereye hala bilmem.

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-08-2005, 21:27   #6
Ağaç Dostu
 
sezinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,969
Galeri: 28
Tüpgaz hortummunu keser iki ucuna çitlenbik meyvelerini yerleştirirdik. Sonra hortum genişliği kadar inceltilmiş bir çubukla hortumun bir ucundan bastırırdık Arada sıkışan hava hortumun diğer ucundaki meyveyi fırlatırdı.

Takımlar oluşturup yaptığımız oyuncakları da silah olarak kullanarak çocuk aklımızca savaşırdık

sezinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-08-2005, 01:55   #7
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Papatyalara geri döneyim. Ben papatyadan çelenkler yapmak yerine onları incelemeyi daha çok severdim. Taç yapraklarını koparıp diplerine bakardım. Sonra tohumlarını incelemeye başlardım. Kolay değil, saatlerimi alırdı her çiçeği incelemek. Sonradan öğrendim ki tohum zannettiğim şey her biri ayrı ayrı çiçekmiş meğer.

Her çiçeğin yapraklarını tek tek yolup çiçeğe nasıl takıldıklarını merak ederdim. Yani papatyayla sınırlı kalmadım hiç bir zaman. Çiçek tozlarına bulanırdım. Sonra da her yerime bulaşan çiçek tozlarını incelerdim.

Hele karıncaları incelemek ayrı bir zevkti benim için. Onları saatlerce sıkılmadan izler dururdum. Yiyecekler koyardım yollarına. Şimdiki karınca nesline yardımım dokunmuştur mutlaka, yiyecek sıkıntısı çekmezlerdi sayemde.

İnceleme deyince bitkilerin nasıl büyüdüğünü merak ederdim. O yıllarda tv olmadığı için belgesellerden öğrenemezdik merak ettiklerimizi. Hele öğretmenlerimize hiç soramazdık. Büyükler zaten bizimle hiç ilgilenmezlerdi. Sürekli garip sorular soran küçücük bir kızla kim uğraşır ki. Aslında sorular garip değildi bana göre. Kafamdaki soruların yanıtlarını kimseden alamayınca iş başa düşerdi tabii ki. Her gün bitkilerin görünümlerini kafama kazırdım. Ertesi gün neler olmuş diye koşardım başlarına. Bir sonraki gün neler olacak diye kendimce tahminlerde bile bulunurdum. Bunun için ilkbaharı çok severim. Doğa uyanır uykusundan. Öylesine büyük bir hızla gelişir ki başı döner insanın.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-08-2005, 09:53   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-06-2005
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 633
Galeri: 175
Yılmaz 'ın genç olduğu belli. Patlangaçı hortumla yaparlarmış.
Biz patlangaçı Aylandız (kokar ağaç) dallarından yapardık...

Erguvan Muhibbi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-08-2005, 17:20   #9
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Kirazdan da küpe yapardık...

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-08-2005, 20:05   #10
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Sabahtan akşama kadar dut ağacından inmezdik. Zorunlu molalar dışında tabii ki. Neler yapardık diye düşünüyorum da, elim sende oynardık kocaman ağacın dallarında. Yorulunca yatağımız olurdu dalları. Uzanır dinlenirdik. Patlayıncaya kadar dut yerdik. Sonrası malum midelerimiz bozulurdu. Dut ağacı en eğlenceli oyun bahçemiz olurdu.

Şimdi ise ağacından dut yemeye hasret kaldık.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-08-2005, 20:10   #11
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Palamut ağacının meyvesini parmaklarımıza geçirirdik. Hani dikiş yüksüğüne benzeyen kısmını. Sonra da şıkır şıkır oynardık. Dansözlerin zilleri var da bizim yok mu? Bizim ziller lastikle tutturulmadığı için parmaklarımızdan düşmemesi için özel çaba sarfetmemiz gerekirdi. Hem oynayacaksın hem de düşürmeyeceksin. Epey maharetliymişiz canım.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-08-2005, 15:14   #12
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Cevizin sert kabuğunun dışındaki yeşil kısmı taşla döver parmaklarımıza kına yakardık.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-08-2005, 15:17   #13
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Şeftali ağaçlarında oluşan zamkları toplar, sulandırır, gül yapraklarıyla karıştırıp güzel kokulu ojeler elde ederdik. Bu ojeyi yapmak günlerimizi alırdı. İşin en eğlenceli kısmı da istediğimiz rengi elde etmek için uğraşmamız olurdu.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-08-2005, 09:45   #14
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 06-04-2005
Şehir: Ankara
Mesajlar: 132
Galeri: 24
ağaç insanın paleoantropolojik açıdan ilk eviydi..

Dev Sekoya Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-08-2005, 22:04   #15
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Komşunun yakmak için aldığı tahta parçaları oyuncaklarımız olurdu. Sanırım marangoz atelyesinden artan tahta parçaları idi, ancak öyle güzel şekilleri vardı ki, hayal dünyamızı kışkırtırdı. Masa, karyola, koltuklar v.b. kısaca oyuncak evimizin tüm eşyaları sayelerinde tamamlanırdı. Ayrıca kelebek, tabanca, kuşlar ve şu anda aklıma gelemeyen bir yığın şekillere benzetirdik onları. Komşudan izin ister alırdık tahtaları. Uzun bir süre oynardık tüm mahalle çocuklarıyla birlikte.

Bizi oyalayan bir ayrıntı ise bugün koltuk olan parça bir başka gün dolap olabilirdi. O andaki hayal gücümüz eşyaları belirlerdi.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-08-2005, 09:34   #16
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Evet, bunu biz de yapardık

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-08-2005, 18:25   #17
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Bizim hayal gücümüz vardı. Şimdiki çocuklara legolar alıyoruz, hayal etmeye gerek bile yok. Yapmaları gerekenler fotoğraflarla görüntülenmiş. Neyi nasıl yapacakları örneklenmiş.

Ben kendi çocukluğumu şimdikilere tercih ederim. Hiç canımız sıkılmazdı. Herşey oyuncağımızdı. Oyalanacak öyle çok şey vardı ki...

Bahçelerimiz vardı, meyve ağaçlarımız vardı, meyve ve sebzelerin büyümelerini izlemek bile başlı başına bir oyundu. Hele dalından domates yemenin zevki bambaşkaydı. Elimizle ikiye bölerdik, buzlu buzlu görüntüsü olurdu. Ağzım sulandı, en iyisi susayım.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-08-2005, 14:02   #18
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Burada yazılanları toparlayıp, Çocuk bölümüne eklesek mi?
Güzel oyunlar var..belki ilham kaynağı olur bıdıklara...

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-08-2005, 14:55   #19
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Konuyu oluştururken yer konusunda epey tereddüt etmiştim, çocuklar bölümü ile burası arasında. İstersen ilginç oyunları, istersen konuyu olduğu gibi taşıyabilirsiniz. Hangisi daha uygun gelirse. "Administrator" olan sensin Aybalacıkım.

Kısacası hangisi uygulanırsa uygulansın bana uyar.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-08-2005, 15:06   #20
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Sevelim, foruma yazmakla, site eklemek arasında yazım üslubu açısından biraz fark var. Sitede daha başı sonu belli bir yapıda olması gerekiyor.

Senin için sakıncası yoksa, bu bölümün tümünü sen toparlar mısın?

Yazı hazır olunca aybalaya gönderisin...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-08-2005, 16:51   #21
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Neyi nasıl toparlayacağım? Burada yazılanları makale şekline getirmekten mi bahsediyorsunuz, ya da onun gibi bişey. Hem oynanan oyunlar bitmedi ki. Çocukluğumdan kalan daha bir yığın oyun var. Hatırladıkça yazıyorum. Gittiğim her yerde eskileri açıyorum "neler yapardık yaa, hey gidi günler hey" diyorum ve hatırlayamadıklarımı başkalarının hatırlamasını sağlıyorum. )

Biz doğayla içiçeydik. O yıllarda apartmanda oturanlara özenirdik, şimdi ise bahçeli evlerde oturmayı özlüyoruz. Anlatılacaklar henüz bitmedi yani.

Asıl önemli konu ise ben bir yazar değilim. Nasıl yaparım bilemiyorum, bahaneler uydurup duruyorum anlayacağınız.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-08-2005, 17:03   #22
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Bence, bu yazdıklarını Adile Teyze gibi çoçuklara anlatır bir dille yazıp, öyküye dönüştürebilirsin
ya da, madem o kadar çok "Doğada Oyun" gibi bir bölüm açılıp oraya ayrı ayrı ekleyebiliriz.

Yazar değilmiş ba ba ba,
valla çok ayıp ettin şimdi,
burada hepimizin Pulitzeri var..hiç olmadı hiçç

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-08-2005, 01:57   #23
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Sardunya yapraklarından takma tırnak yapardık. Sardunya olduğundan pek emin değilim ama tırnak şeklinde taç yaprakları olan bir çiçek olduğunu biliyorum. Rengarenk, ojeli ve uzun tırnaklarımız olurdu; en fazla yarım saatliğine. Yarım saat bile kalacak olsa, onca uğraşa değerdi bizim için.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-08-2005, 01:59   #24
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Gül yapraklarını avuçlarımızda (baş ve işaret parmaklarımızı birleştirip aradaki boşlukta) patlatırdık. Kim daha fazla ses çıkartarak patlatırsa oyunu kazanırdı.

Yeşil yapraklarıyla değil, taç yapraklarıyla oynanırdı bu oyun.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-08-2005, 02:04   #25
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Erik çekirdeğini kırar içinde beyaz, yumuşak, içi su dolu bir çekirdek daha olurdu. Karşıdakine sorardık; horoz mu tavuk mu diye. Her iki taraf da bir dilek tutardı. O yumuşak şeyi parmaklarımızla pırtlatırdık. Karşıya sıçrarsa horoz olurdu, fazla uzağa gitmezse tavuk olurdu. Kimin dediği olursa dileği gerçekleşirdi. (Çocuk aklı işte, dileğimizin gerçekleşmesiyle ne alakası varsa).


Düzenleyen Sevelim : 18-08-2005 saat 02:10
Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2005, 11:12   #26
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 25-07-2004
Şehir: Adana
Mesajlar: 3,563
Galeri: 270
bu bölüm ihmal edilmiş
toparlamaya, gereken düzenlemenin yapılmasına yardımcı olurum, eğer ilk eli atarsan sevelim

backyard Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2005, 11:24   #27
Ağaç Dostu
 
Sevelim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2005
Şehir: Egede şirin ve küçük bir sahil kasabası
Mesajlar: 935
Galeri: 147
Şimdiye kadar toparladıklarımı sana göndereyim bari. Yoksa tamamlanamayacak.

Sevelim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2005, 11:29   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 25-07-2004
Şehir: Adana
Mesajlar: 3,563
Galeri: 270
tamam mailini bekliyorum
tembelleşmeyinnnnn
hımbıl aybala gibi olmayınnn

backyard Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-10-2005, 16:43   #29
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
e hani hımbıl olmayan arkadaşlar
her şey var var
ne duruyorsun
bi helva yapacaksınız

(canım nasıl çektiiiiii )


aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-10-2005, 11:55   #30
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
akasya yapraklarından tırnak yapardık,akasyanın mayhoş çiçeğini yerdik,
çoban ekmeği diye bir ot vardı onun etli kısmını yerdik,acı kavunları patlatırdık,
gelincik şurubu yapardık,
kokar ağacın ince dalının yapraklarını soyup kamçı yapardık,
nar çiçeğinden kolye yapardık,(sonrada bu nar ağacı neden meyva vermiyor diye üzülürdük
kitap arasında kuruttuğum yapraklardan tablom var.
asma yapraklarına salça sarıp dolma yapardık,
asmanın yeni sürgünlerini koparır soyar yerdik.

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 21:11.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024