Soba
 

En azından yaşamımızın bir bölümüne girmiştir.
Soğuk kış günlerinde etrafında toplanmışızdır. Kah evde kah vaktimizi geçirdiğimiz diğer mekanlarda.
Halen kullanımının yaygın olduğu da gerçektir. Ucuz da sayılır.
Yakılan odunun bir çalıdan ya da ağactan eksildiği ise bazen içimizi sızlatır.
Yakıtına göre Odun sobası, Kömür sobası vs.
Kovalısı, doğrudan odun yüklemelisi, Kuzineli olanı, döküm vb. çeşit çeşit sobalar.

Günümüzün modern ısınma metodlarının yanında halen ayakta kalmışsa, konuşulacak çok şey var.

Soba başı sohbetleri, ailenin ısınmak için aynı odada olmak zorunda olması, ne kadar güzel günlerdi. Üstünde ekmek kızartmak, kestane pişirmek ayrı bir keyif idi.

Teknoloji ilerledikce daha az insan, kalabalık içinde daha yalnız oluyoruz. İmkanım olsa evimde elektrik olmadan yaşamak isterdim...

Şu anda soba çitır çıtır yanıyor. Daha doğrusu içinden güm güm ses geliyor. Ve üzerindeki çaydanlığın kaynamasından dolayı gelen su sesi. Bu tatları çoğunuz unutmuştur.

Ekmek dilimleri de kızarmak üzere. Çay da hazır. Gel keyfim gel.

Sayın cumhur tonba ben hala o tatları yaşayanlardanım :D Bizde hala soba kullanıyoruz fırınında patates pişirip üstünde ekmek kızartıyoruz tabi bu tatlar ne davulda pişen patateste oluyo ne elektrikli fırında pişen patateste sobanın kuzinenin yeri çok başka :D

Teknolojinin getirisi olmasa da, zamanın getirisi.. Yalnız kalma isteği her insanda var.. Soba bu birliktelik zorunluluğunu getiriyor ne yazık ki..

Merkezi ısıtma sittemleri, her odada olan klimalar veya soba kullanımının zorluğu pisliği bizi ondan uzaklaştırdı sanıyorum.. Cumhur Bey'in dediği gibi üzerinde kaynayan çayın, kızaran ekmeğin, pişen kestanenin tadı hiçbir yerde yok..

Ayrıca insanın kemikleri de ısınıyor.

Ben hala birgün temelli köye dönüp oradaki dede yadigarı 100 yıllık kâgir evde yaşarız umuduyla, son aldığımız şömine tarzı demirdöküm sobamı elden çıkarmaya kıyamadım..
Soba ile ısınmanın dezavantajları olduğu kadar, insanı daha bir hayata bağlayıp mutlu eden özellikleride var..
Ayda bir köye gidiyorum..
Köyde annemin odasında, diğer adıyla maşınga veya Trakya'da peçka diye tabir edilen kuzinemiz var..5 ton odun yakıyor; soba ile ısınmak çok pahalı..odunun tonu 300 lira..
Ama onun tadı başka..
Tutuştururken çırpıların ve çıranın kokusunu ve çıtırtısını duyuyorsunuz..
Üstünde annemle birlikte doğal mantarları pişirip üstünede minik bir tuz atıp afiyetle yiyoruz..
ve..daha başka bir sürü tatlar ve zevkler..
İyidir soba..Ama sürekli olursa iyi değil..
Ama yaşlılar için kötü.. Külü, dumanı, tütmesi, odun taşınması, sık sık doldurulmak zorunda oluşu, evin sadece belli bir bölümünü ısıtması; dezavantajları..

Eşim, 30 sene soba ile uğraştı ve bıktı.. Birazda İstanbul'a gidelim, kaloriferin tadını çıkaralım dedi..
Haklı da..

artılar ve eksiler.

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Her iki tarafta bu konuda çok haklı.

Kalorifer sobalardan var bende. her türlü zevki yaşıyorum (:

Yalnız sanırım gelecek sene bunu bahçeye götürürüm. Buranın kalorifer sistemini de değiştirir, stokerli olanlardan yaptırırım. Nasip.

Apartman yaşamında zor olabilir. Bahçeli evler ve kırsal alan için zor değil.

Önü camlı döküm sobalar ideal.

- Isınma mükemmel. Verim yüksek. Borusu uzun olunca neredeyse bütün ısıdan faydalanılıyor.
- Üzerinde sıcak tuma, çay demleme, kokuya katlanılırsa pişirme mümkün.
- Odun çıtırtısı, alevin görselliği muhteşem.
- Çöplerin yakılması da cabası.
- Çevreci.
Diğer yakıtların elektrik dahil elde edilip kullanıma sunuluncaya kadar çervreye verilen zararı düşünüldüğünde...
- Hem de ulusalcı/milliyetçi. Memlekette işsizlik varken, ithalat ile yabancının maaşını bize ödetmiyor.

Daha ne olsun... Haydi sobaya...

Önümde bomboş bekliyordu çay bardağım. Sobam da yanıyor ve üzerinde çaydanlık. Fotoğrafı gördüm. Önce bir çay koyayım kendime.

Benim elden çokarmaya kıyamadığım ve zeytinliğimdeki kulübede beklemeye aldığım sobada böyle..Demirdöküm..

İnşallah yapmayı tasarladığım denize manzaralı bağ evinde yine mutlu etmeye devam eder beni..

Çocukken dayım beni gaz kuyruğuna götürürdü, gaz sobamız vardı. O zamanlar herkes dahamı mutluydu ne? Modernleştikçe doyumsuz oluyoruz, hep bir şeylere ihtiyaç var, her zaman bir şeyler eksik. Mutsuzuz gibi geliyor... Yaşlanıyorum galiba :)

Çanakkale, denize manzaralı bağ evi. Sayın pria. Desenize siz bu dünyada cennetinizi kuracaksınız. Eşim de bigalı. Köy denize 2 km. Gönen yolunda. Deniz altında. Manzaraya cidden doyum olmaz. Hele Gelibolu, Çardak, Lapseki, Eceabat, Çanakkale tarafına doğru.

Sayın Cumhur Tonba..
Çanakkale sahilleri gerçekten yaşanılası köylerle dolu..Gönen-Biga arasında çok şirin köyler var..Belki gidemediğim deniz manzaralı dağ köyleri çok daha güzeldir..
Ama benim eski göz ağrım, Lapseki-Umurbey arasındaki deniz kıyısındaki Kemiklialan köyüdür.25-30 sene önce çok daha güzel, denizi temizdi..Kızımı 5-6 aylıkken denize alıştırdığım köydür..Bayılırdı kollarımda denizde olmaktan..

Dediğiniz gibi, methetmek gibi olmasın ama köydeki fidanlığım, kasabanın en güzel yerindedir..Karşımda, eski Ceneviz Kalesinin bulunduğu yarımada, ardında Marmara'nın mavisi ve adaların silueti..
Sağ yönde ise özellikle geceleri çok güzel olan Karabiga körfezi..
Her zaman hafif bir Marmara esintisi..
Cennetim benim burası adeta..
Ayda bir kez gidiyorum, en az bir hafta kalırım, benim için mutluluk terapisi olur adeta, bütün yeisleri, olumsuzlukları, dünya gailelerini formatlarım orada..
Hele yalınayak çalışmaya bayılırım..Fidanlarım, nergislerim, lalelerim kızlarım gibidir..Severim okşarım onları ve onlardan asla el sallamadan ''hoşçakalın kızlar'' demeden ayrılamam..daha doğrusu ayrılmak çok zordur..

Fidanlıkta 15 metrekare tuğla bir kulübem var, üstünede bir 15 metrekare çatı odası, kulübenin önünede 15 metrekare bir oturma odası şeklinde bir ilave yapmayı çok istiyorum..
Sobalarım hazır, hem şömine tipi, hemde kovalı..
Bazı geceler orada uyumak çok güzel olur..Köy içindeki evimiz sıkıcı geliyor..Sessizlik, ağustos böceklerinin sesini duymak istiyor insan..
Bakalım..kısmet..
Tanrı hepimize bahtı açık güzel günler gösterir inşallah..

Bakınız:

http://www.agaclar.net/forum/956107-post34.htm

Düşündüğünüzü yapın, ıskalamayın hayatı. Yakın sobalarınızı. Çıtır çıtır yanar kuru odunlar, tazeler ıslık çalar. Hem de nasıl güzel olur uyumak, gelincik'lerin bastığı bahçenizde. Sağlık ve afiyetle...:)

Teknolojik gelişmeler tembelleştiriyor. Beraberinde doyumsuzluk. Özlem azalıyor. Kullanmadığımız bazı teknolojik yeniliklere de birikimlerimizi harcıyoruz.

Farkına vardığımızda, eski güzellikleri arıyoruz...

Kulübemizi yaptıktan sonra, en büyük emelim, bir ördek soba idi.

O kış bitimi erken bir gidişim oldu; içeri girdiğimde ne göreyim: Ortalık yerde bir ördek soba, kurulmuş, yanında istiflenmiş odunuyla birlikte beni beklemiyor mu?..

Nasıl sevindiğimi anlatmam mümkün değil!..

Köyde benden genç üç kardeş/arkadaş, ne derseniz deyin; benim günlük konuşmalarda özlemle bahsettiğim sobayı sürpriz olarak kuruvermişler...

O gün-bu gündür, keyifle çıtırdar durur...

Sayın Pria,
Baktım fotoğraflarınıza. Zaten oralar anlatılmakla anlatılacak gibi değil. Havası, suyu, manzarası, rüzgarı. Eminim. Orası sizin bu dünyadaki Cennetiniz olacak.
Dilerim mevladan, orada uzun yıllar yaşamayı nasip etsin size.

Saygıdeğer Ben fakir,
Dilerim bu çıtırdılar uzun yıllar devam eder.

Ben de sonuna kadar eski odunlu, talaşlı, kömürlü sobaların kullanımını destekliyorum :)

Sobayla ısınıyoruz. Salonda . Biraz falza cam var ısı kaçıyor diyordum. Bu sene bir soba da annemin odasına kursam iyi olur dedim. Yaş ilerledi, gerekli oldu.
Üç metre kadar bir boru gerekti. Salondaki sobanın borusu bir metre kadar.
Dün ikisini de yaktım. Salondaki her zamanki gibi oniki saat kadar yandı. Odadaki soba otuzuncu saatte daha ısı veriyor. Boşa harcamışım kömürü de parayı da yılarca.

Hep diyorlardı boru konusunu da, bu kadarını söylenince anlamamış olmam da iyi.

Madem uyandım deyip arkası cam yünlü panel de aldım duvarla soba arasına.

Daha iyi istifade edebilirdim demek daha doğru. Hava emişi kapatılarak yanması kontrol edilebilen sobaların kullanımı ekonomik oluyor. ;)

Aklınıza uydum sobayı kurdum.. ;) Birkaç defa yaktım da..
Şehir içi, apartmanlar arasında kül dökecek yer yok..
Çöpe de atamıyorum.. Bahçeye varil koydum külü biriktirmeye karar verdim..
Elbet dökecek yer de buluruz.. :)

Şu sıralar sobanın ısısını değerlendirebileceğim farklı projeler arıyorum..
Sobadaki odun köz olmuşken, folyoya sarılı balık pişirdim üzerinde..
Her yer kokacak sandım ama olmadı.. Yine folyoya sardığım patatesleri közün içine attım..
O da şahane oldu..

Ah bir kuzine olsaydı :)

Kuzine olsa iyi ama soba da fena sayılmaz.
Sobanın üzerinde saç böreği yapın...

Hazır yufka alın, ikiye bölün...her parçanın içine, rendelediğiniz kaşar peynirini yumurta ile karıştırın ve parçayı muska gibi ortadan birbiri üzerine yapıştırın.Bir altını bir üstünü pişirin.
Üzerine tereyağı ve bal ya da reçel sürün.
Bir kez deneyin....hep yapacaksınız.
Meşe odunu yakın...Külü bahçeye serpin...



Balkabağı var...pireler de var...bahçenin külü eksikti...

Merhabalar efendim,

Ticari firmaya yönlendirmem ben pek, lâkin bir göçmen arkadaşımın tavsiyesi ile uzun seneler önce alıp kullanmaktan çok memnun olduğum çok çıkışlı/kalorifer peteği benzeri soba çıkış borusu..., tavsiye ederim. Yaşam alanına en yakın mesafede ısıyı eylendiriyor.., baca çıkışına kadar.

Her çeşit soba için, kuruluş safhasından, yakma tekniğine kadar... kullanım şartlarına, Bakım ve temizliklerine dikkat edilmeli.

Boru bu deyip geçilmemeli, işin içinde püf noktaları var, vezir de olabiliriz, ALLAH muhafaza rezil de.

Sağlık içinde keyifli ısınma ve maşa üzerinde dilim ekmek kızartmaları...( gene burdayız- aklımdan da çıkmaz ki zaten), soba sohbetleri adı altında:)))....

Saygılarımla lütfen.

Bunu yarın deneyeceğim..

Aslında, bu tarz şeyleri pişirmek için, sobanın üzerine göre bir mermer kestirsem diye düşünüyordum..
Ya da başka bir malzeme.. Hem hijyenik hem portatif olur..
Çatlar mı bilemem tabii..

Bahçenin güzelleşmesi için bir tek sihirli deyneğimiz eksik.. :)

Hayır efendim...mermer olmaz.
Sobanın üzeri zaten döküm ( Pik) dür. Çabuk ısınıp geç soğuyacak.
Sobanızın cinsi ne...

Her ne ise üzerinde işlem yapabilirisniz...
Bu saç böreğini mangalda bile yapabilirisiniz.

Evet bahçenizin külkedisi bile var...

Folyo'da ve soba içinde ki köz'de piştiği zaman koku yapmaz ama soba üzerinde pişirdiğiniz zaman koku odaya yayılır.

Soba üzerinde ekmek dilimi ya da kestane kızartınca her taraf mis gibi kokuyor ama iş börek-gözleme gibi bir şey yapmaya gelince, kötü kokar (yağ kokusu ağır oluyor).



Bahçenin güzelleşmesi için sihirli değneye gerek yok ki.

Yavaş yavaş harika bir yer olacak orası.

Sobamız, bildiğiniz eski model dikdörtgen bir şey..
Mermer koymayı; küle, ise karşı daha temiz olur diye düşünmüştüm.. Sn. ayazkentli'nin dediği gibi yağ sobanın üzerine akınca da hoş olmuyor..
Ama siz öyle diyorsanız bir bildiğiniz vardır :)