agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Buralardan Çekip Gitmek (Ev yapımları)
(https)




Beğeni Düzeni56Beğeniler
  • 2 Gönderen MeyveliTepe
  • 1 Gönderen esradal_55
  • 5 Gönderen Zerlanist
  • 1 Gönderen birnefestoprak
  • 2 Gönderen hosseda
  • 6 Gönderen Zerlanist
  • 1 Gönderen hosseda
  • 3 Gönderen kavil
  • 2 Gönderen g.c.
  • 5 Gönderen Zerlanist
  • 3 Gönderen Zerlanist
  • 3 Gönderen Zerlanist
  • 2 Gönderen Zerlanist
  • 9 Gönderen Zerlanist
  • 2 Gönderen kavil
  • 1 Gönderen voltingen
  • 3 Gönderen Zerlanist
  • 1 Gönderen kavil
  • 1 Gönderen Zerlanist
  • 3 Gönderen Kozanli

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 04-03-2018, 22:22   #1
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 27-09-2016
Şehir: İzmir
Mesajlar: 75
Müstakil evlerde güvenlik problemi

Yazlik müstakil evimizde , eve giren 5.hırsızın evdeki eşyalara dokunmayıp sadece kapı kulpları ,banyo-mutfak muslukları, çelik mutfak eşyalarını, evdeki demir-bakır aksamları çalması ile evin içini dağıtarak bırakması sonucu müstakil evlerin en mühim probleminin hırsızlık olduğunu yine tecrübe ettik.

Günümüzde müstakil evlerde yaşamak isteyenler; bu tür problemleri de düşünmeli.


Düzenleyen naturedesign : 28-10-2018 saat 21:50
naturedesign Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-03-2018, 00:11   #2
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
Hurdacı şebekesi. Evinizde biribirini bütünleyecek şekilde hem fiziksel hem de elektronik güvenlik önlemi almanız lazım.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-03-2018, 09:15   #3
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 18-09-2017
Şehir: Samsun
Mesajlar: 24
Geçmiş olsun sayın naturedesign. Çok üzücü bir durum. Ama insan bazen iyiki hırsızla karşılaşmadım diye de düşünüyor. Bu da çok travmatik bir durum.

naturedesign beğendi.
esradal_55 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-03-2018, 14:12   #4
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Ben apartman dairesinde otururken aynı şeyi yaşamıştık. Bizimki ile birlikte 1 saat içinde tam 4 adet daireyi alt üst etmişelrdi.

Sonra müstakil eve taşındık ve 10 yıldan beri bir kez bile hırsız girmedi.

Yani...

bu sorun apartman, site, ya da müstakil ev olarak pek fazla fark etmiyor.

Geçmiş olsun.

ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-03-2018, 22:08   #5
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Yaz kış etrafta birilerinin olabileceği bir yazlık söz konusu ise, sağlam bir parmaklık ve 3 yönlü kilitlenen bir kapı iş görür, zira bunlar gürültü patırtı olmadan aşılamaz, dikkat çekeceği için elenirler, hırsızlar kolay hedef seçer. Yok devamlı oturulan bir müstakil evden bahsediliyorsa, güvenlik önlemlerini çok daha ciddiye almak gerekir. İlk etapta kolay aşılamayan duvar/tel/çit kombinasyonu lazım, yani elini kolunu sallayan hop 1 metrelik duvara elini koyup atlayamamalı, 1 metrelik duvar üzerine en az bir bu kadar panel çit olursa ancak yeterli olur, araç/yaya kapıları da bütünlüğü bozmamalı. Burada ki amaç kimsenin girememesinden ziyade, girenin ani bir kaçışı hızlıca yapamayacağını görmesidir, yoksa pimaşlardan 4. kata tırmanan adama 2 metrelik duvar sökmez. İkinci güvenlik etabımızda da patili dostlarımız var, kulakları bizden iyi duyar, salgılanan adrenalinin kokusunu bizden iyi alırlar, bu engeli sessizce aşmak hemen hemen imkansızdır. Bu engelimiz de ki amaç köpeğin alarm vazifesi görmesidir, 100 kg ağırlığında bir kangal bile olsa kötü niyetli insana ancak sahibini haberdar ederek engel oluşturabilirler. Böyle bir niyeti olanlara sokaktan bir gariban sahiplenmelerini öneririm, başını okşayan şefkatli bir elin kıymetini en iyi onlar bilir, alanlarını iyi korurlar. Yaşayacağınız güzel hisler de cabası. İlk iki etabı geride bırakanlar için yine yazlık örneğimiz de olduğu gibi sağlam çelik kapılar parmaklıklar önerilebilir, hırsız ilk iki engeli aşamasa da bu işin uğursuzu var. Gelelim kimilerinin tepkisini alacağıma emin olduğum maddeye, bana göre her hanede en az 1 adet silah olmalı, temelde esas güvenlik bu aletler ile sağlanır. Eşimize, kızımıza, oğlumuza ve ana baba gibi kıymetlilerimize yuva olan evimiz, tam bir güvenliği hak ediyor. Tavsiyem de yivsiz tüfek. Bu son madde ile ilgili, kafasında herhangi bir soru işareti olan varsa, özel mesaj veya konu sahibinin izniyle buradan da sorabilir.

Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-03-2018, 00:48   #6
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Geçmiş olsun. Burda da bunların duvardaki Bakır kabloları söküp götürenleri vardır. İçeri girildiğinde güvenlik şirketine alarm gönderen sistemlerin Türkiye'de de olduğunu biliyorum. Belki bunu araştırabilirsiniz.

naturedesign beğendi.
birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-03-2018, 08:54   #7
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Galeri: 3
Güvenliği tamamlayıcı unsur olarak sayın Zerlanist tarafından tavsiye edilen yivsiz tüfek konusunda bir kaç cümle ile tecrübelerimi yazayım:
Neticede köy içinde de olsa dağ başında büyük bahçe içinde bir evdesiniz, korunma amaçlı tüfek gece rahat uyumada yardımcı ancak onu almakla mesele bitmiyor onu korumanız da mühim. Korumak için sadece hafta sonu gittiğiniz evde onu bırakamazsınız o zaman o da yanınızda gidip gelecek. Bu işin tüm kurallarına uyacaksanız avcı ruhsatı almak gerekecek. Kursa katılacaksınız avcı belgesi alınca zaten ruhsatlı aldığınız tüfek ile yurt içinde her tarafa taşımak mümkün olabiliyor. Ben ilave tedbir olarak ikiye kırılan tüfeğin bir parçasını sırt çantamda devamlı taşıyorum diğer parça evde kalıyor.

g.c. ve Zerlanist beğendi.
hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-03-2018, 09:22   #8
Ağaç Dostu
 
Asoo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
Peşin söyleyeyim. Bir av tüfeği almak üzereyim.

Gel gelelim. Bu silah alma konusu, oldukça sıkıntılı bir konu. Yıllardır karşı çıktığım eleştirdiğim bir konu.

Hanımın köyünden örnek vereyim. Köyde kötü niyetli kişiler tarafından işlenmiş bir suç yok. En azından köylülerin hafızasında kalan bir durum yok. Ama iki kişi eğlenirken, bir kişi de silah kurcalanırken kaza ile hayatını kaybetmiş. Bu köy öyle kalabalık bir yer falan da değil. Yüz hane yoktur. Üç kurban çok yüksek bir oran.

Asoo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-03-2018, 09:43   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Galeri: 3
Sayın Asoo,
Tüfek için tetik kilitleri var onu mutlaka almak lazım. Kilit şifresini sadece tüfek sahibi bilirse problemi çözmüş oluyorsunuz. Bir diğer husus ise tüfeği ortalık yere asmış olsanız dahi evde kimse ona dokunulmayacağının bilincinde olacak.
Tüfek almak iyimi kötümü deseniz size net cevap yazamam (avcılık yapmayıp sadece korunma amaçlı alan için tabii).

hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-03-2018, 16:34   #10
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hosseda Mesajı Göster
Güvenliği tamamlayıcı unsur olarak sayın Zerlanist tarafından tavsiye edilen yivsiz tüfek konusunda bir kaç cümle ile tecrübelerimi yazayım:
Neticede köy içinde de olsa dağ başında büyük bahçe içinde bir evdesiniz, korunma amaçlı tüfek gece rahat uyumada yardımcı ancak onu almakla mesele bitmiyor onu korumanız da mühim. Korumak için sadece hafta sonu gittiğiniz evde onu bırakamazsınız o zaman o da yanınızda gidip gelecek. Bu işin tüm kurallarına uyacaksanız avcı ruhsatı almak gerekecek. Kursa katılacaksınız avcı belgesi alınca zaten ruhsatlı aldığınız tüfek ile yurt içinde her tarafa taşımak mümkün olabiliyor. Ben ilave tedbir olarak ikiye kırılan tüfeğin bir parçasını sırt çantamda devamlı taşıyorum diğer parça evde kalıyor.
Katılıyorum, belirttiğiniz gibi silahın güvenliği ve sn. asoo nun da değindiği gibi, silahın güvenli kullanımı son derece önemli konular, silah sadece hafta sonu gittiğiniz bir yerde bırakılmamalı, bunun dışında ne gibi güvenlik önlemleri alınmalı? Neler yapılmalı? Nereden başlamalı? Kısaca bunlara değinmek lazım.

Yivli silah; namlusu içerisinde yiv ve set açılmış olan, kendisine uygun tek bir çapta çekirdek/mermi gönderebilen, son derece isabetli ve uzun menzilli silah. Tabancalar, askeri silahlar, uzun mesafe atıcılık silahları yivlidir. ( Tabancaların namlu boyundan dolayı menzili oldukça kısadır. )

Yivsiz silah; namlusu pürüzsüz, yiv sete sahip olmayan silah, yakın ve fişek tipine göre en fazla orta mesafelerde kullanılabilen, fişeğin içerisine ne koyarsanız koyun hedefe gönderebilen bir silah. ( Av tüfekleri, işaret ve gaz silahları. )

Namlu tiplerini geçtikten sonra, ülkemizde sivil bir vatandaş olarak edinebileceğimiz ruhsatlar şöyle;

Tabanca bulundurma; Ev veya iş yeri adresiniz, alacağınız tabancanın ikametgahı olur, kutusunda tamire dahi götürmek için yol belgesi çıkartmak zorundasınız. Bu ruhsat tipini eledik.

Tabanca taşıma; Tabancanızı dolu şarjör ile üstünüzde taşıyabilirsiniz, havalimanları, stadyumlur, avm iç alanları vs. dışında her yerde silah belinizde olabilir. Prosedürleri, maliyetleri oldukça ağırdır. O yüzden bunu da geçiyoruz.

Yivli tüfek bulundurma; Geniş arazi / büyük sürü sahipleri, çiftlik ikametlerine bulundurma ile yivli tüfek alabilirler, silah bu ikametten dışarı çıkarılamaz, bu ruhsat ile yarı otomatik bir yivli alınır ki önemli bir silah tipidir, lakin bizim işimize yaramaz, bunu da geçiyoruz.

Yivli tüfek taşıma; Bu ruhsat tipi ile yivli tüfek satın alabilmek için sn. hosseda ' nın da dediği gibi ' av tezkeresi ' sahibi olmak durumundasınız, yani avcılığınızı belgelemelisiniz, çok uğraştırıcı bir süreçtir ki bizim gibi doğa sever, yaşam sever insanlar için avcılık pek düşünülemez sanıyorum. 500 metreden hedef atıcılığı yapmak veya dağ keçisi avlamak derdinde olmayanlar için gerekli bir ruhsat tipi değildir, ki alabileceğiniz silahlar da manuel, kurma kollu silahlardır.

Yivsiz tüfek ruhsatnamesi; İşte olay budur. Tek tip bir ruhsattır, taşıma veya bulundurma gibi ayrılmaz. En başından başlayalım;

- Yivsiz tüfek ruhsat işlemleri için olduğu belirtilmiş sağlık raporu
- Sizi tanımlayan 4 adet vesikalık fotoğraf
- Yarım kapak pembe dosya
- Vergi dairesine yatırılmış yivsiz tüfek ruhsat harcı makbuzu
- Vergi dairesinden alınmış borcu yoktur yazısı
- Emniyette form olarak verilen, kolayca doldurulan bir dilekçe

Şimdi şu üstte ki maddeleri tamamlayarak soluğu bağlı olduğumuz emniyet müdürlüğünde alıyoruz, işlemler tamam dedikten takriben 1 hafta kadar sonra elimize bir ' satın alma belgesi ' veriyorlar, bu belgenin 6 ay geçerlilik süresi var ve bu belge ile istediğimiz yivsiz tüfeği satın alabiliyoruz, ister mağaza ister internet kanalı fark etmez, sadece satıcı bu satın alma belgesini işleyip fatura ile beraber bize vermek durumunda. Daha sonra tüfek, fatura+işlenmiş belge ile emniyetin yolunu tutuyoruz, ha bunun için de 1 ay süremiz var. Emniyete gittik, bunları veriyoruz, duruma bağlı olarak 10 15 dk içinde yivsiz tüfek ruhsatımızı ve silahımızı alıp çıkıyoruz, hayırlı olsun, unutmayın tam 5 sene sonra yenilenecek bu ruhsat.

Bu arada silah ruhsat harçları şöyle;

Silah bulundurma ruhsatı harcı 2018: 1.471 TL
Silah taşıma ruhsatı harcı 2018: 4.597 TL
Yivli tüfek harcı 2018: 4.597 TL
Yivsiz tüfek harcı 2018: 36 TL

Bizim yivsiz tüfek harcına dikkat edin özellikle, lakin bizim yivsiz seçmemizin bambaşka sebepleri de mevcut, onları da konunun kalanı ile fırsat bulup yazacağım sonra ki girdiye bırakayım.

Turgay78, kavil, TCM ve 3 kişi beğendi.
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-03-2018, 16:51   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Galeri: 3
Süreci yaşamış biri olarak müdahil olmaya devam ediyorum konuya ;
Hayatınızda askerdeki bir kaç kısa eğitim dışında tüfek atmamış insansanız aldığınız tüfekle atış yapmak ihtiyacınız kesin doğacak. Bunu yapabileceğiniz yerler kısıtlı ve bazı kurallara uymak şart.
Ben bu problemi aşabilmek için avcılık kursunu tamamladım belgemi aldım ve tüfeğimle dağda meskun olmayan yer bulup ve de tüfeğimi orman muhafaza memurlarına kaptırmak tehlikesinden korkarak av sezonu dahilinde olan tarihlerde bol bol hedef tahtalarına atış talimi yaptım. Av sezonu dışında atış yapmak risklidir av yapmadığınızı ispatlamak zorunda kalır epey sıkıntı yaşarsınız.
Ancak herhalde beş yıldır boşa atışta yapmaz oldum ama gerektiğinde tüfeğimi kullanabileceğime artık eminim.

Zerlanist beğendi.
hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-03-2018, 15:46   #12
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-05-2013
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 30
Olay tamamiyle psikolojik bir savaş üzerine kurulu. İlk düşünmede, sesli alarm ikaz sistemleri, kapalı devre kamera sistemleri, bekçi köpeği, floodlight, yüksek dikenli parmaklıklar akla geliyor ancak neredeyse hiç bir güvenlik önlemi gerçekten azimli ve kararlı bir hırsızı engellemeye yeterli değil. Lakin burada ki durum hırsız şahsın düşünme mantığına göre hareket etmek ve o doğrultuda kararlar almak. Yan yana iki evden birisinde tepede saydıgığımız tüm unsurlar varken diğerinde yok ise hırsız yüksek ihtimalle savunmasız ve kolay hedef olan eve yönelecektir. (burada şu argüman öne sürülebilir. güvenlik önlemleri belli bir eşiği aştığı durumda gereksiz dikkat çekip hırsızlığa sebepte olabilir. örneğin 2,5 m yüksek dikenli telli taş duvarlı, güvenlik kameralı bekçi köpekli, tellerin üstünde "özel mülk girilmez" tarzı ikazlar bulunan bir evde dışarıdan bakan bir hırsız "acaba içeride ne saklıyorlar girmek riskli ancak kazanç daha yüksek olabilir" şeklinde düşünebilir.
Bireysel silahlanma ile ilgili benim görüşüm her işte olduğu gibi eğitimi alındıktan sonra uygun olduğu ve her evde bulunması gerektiği yönünde.
Evvela Ses fişekleri ardından kauçuk fişekler ve son olarak Buckshot ve Slug fişeklerden oluşan bir kompozisyona sahip bir yivsiz av tüfeği tercihen pompalı türde, edinmesi, kullanması, bakımı, ve güvenliği sebebiyle ilk sırada düşünülmeli. Yabancı forumlarda bilhassa Amerikadaki forumlarda konu üzerine yüzlerce sayfalık yazışmalar mevcut. Üzerine çok konuşulabilecek bir konu lakin şu iki satırla yazımı bitirmek istiyorum.
Silah sahibi olup hiç bir zaman ihtiyaç duymamak, silaha ihtiyacın olup sahip olmamaktan daha iyidir.
Saygılar.

kavil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2018, 11:05   #13
Ağaç Dostu
 
sevoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-12-2012
Şehir: Malatya
Mesajlar: 406
bizimde bahçe evinde bir olay yaşadık.bizi takip ediyorlar.evden ayrılınca bahçeye girip bütün tavukları götürüyorlar.şimdi kamera döşedik.ama hiç umudumuz yok.korkuyoruz canlı bir hayvan almaya.

sevoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2018, 18:46   #14
Ağaç Dostu
 
tarku's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-05-2010
Şehir: konya
Mesajlar: 963
Silah konusunda bir mağara adamı kadar bilgiliyim. Yivsiz tüfek ile birini vurduğunuzda öldürme ihtimali var mı? Evinize hırsız girdi ve karşılaştınız, siz tüfeği çektiniz ve adamı vurdunuz, sonuç hapse girmeniz kaçınılmaz. Daha da kötü senaryo; Siz tüfeği çekene kadar karşıdaki hırsız tabanca ile sizi veya sevdiklerinizden birini vurdu. En iyi önlem bir güvenlik şirketi ile anlaşmak ve çok gürültülü bir alarm taktırmak.

tarku Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2018, 20:03   #15
Ağaç Dostu
 
Asoo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: GB
Mesajlar: 622
Sayın Tarku. Hırsız için ateşli silah bence de risk. Silah olsa bile gürültü. Yapıp kaçmasını sağlarım. Çok defa ıssız ormanlarda, dağlarda kamp yaptım, silahı düşünmedim bile. Silah alma sebebim, ben almasam büyük oğlum alacak. Ben alıp eğitimini kültürünü vermeye çalışacağım. Bir de vahşi hayvanları, bostanımdan uzaklaştırmak. Öldürmek değil.

Çok kişi tanıyorum kampı bırakın, pikniğe bile silahsız gitmez. Ben hiç hayvan saldırısı veya insan saldırısına şahit olmadım ama zevkine atış yaparken kaza çıkaranlara şahit oldum.

Asoo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-03-2018, 06:48   #16
Ağaç Dostu
 
g.c.'s Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-05-2016
Şehir: Tralleis
Mesajlar: 653
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi sevoş Mesajı Göster
bizimde bahçe evinde bir olay yaşadık.bizi takip ediyorlar.evden ayrılınca bahçeye girip bütün tavukları götürüyorlar.şimdi kamera döşedik.ama hiç umudumuz yok.korkuyoruz canlı bir hayvan almaya.
Merkeze yakın yerde bağevi olan bir abimin başına gelenleri kısaca anlatayım da durumun vehametini azcıkta olsa örneklendirebileyim.

Bağ evine giren hırsızlar 20 kadar koyunu çaldılar. Kamera sistemi olduğu için görüntülerle hırsızlar kolaylıkla tespit edilip ertesi hafta yakalandılar(Bu arada yalnızca kamera görüntüsü delil sayılamıyormuş, parmak izi/dna gibi somut deliller ile desteklenmeyince pek anlam ifade etmiyor kamera görüntüleri) ancak bizim ülkemizde hırsızlığın cezası çaldığın malı elinden çıkarıncaya kadar olduğu için adamlar kısa bir süre yatıp çıktı. (sadece nezarethanede bile kalmış olabilirler)

Bizim abi de eski kaçıklardan, eline tüfeğini alıp adamların damına baskına gider gibi gidip kendi hayvanlarını sakladıkları yerden bulup geri aldı.

Sonuç; Kendi hayvanlarını geri aldı diye hüküm giydi.(tehdit, haneye tecavüz) Üzerine ödediği para cezasını da saymıyorum.

sevoş ve TCM beğendi.
g.c. Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2018, 10:20   #17
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zerlanist Mesajı Göster
Katılıyorum, belirttiğiniz gibi silahın güvenliği ve sn. asoo nun da değindiği gibi, silahın güvenli kullanımı son derece önemli konular, silah sadece hafta sonu gittiğiniz bir yerde bırakılmamalı, bunun dışında ne gibi güvenlik önlemleri alınmalı? Neler yapılmalı? Nereden başlamalı? Kısaca bunlara değinmek lazım.

Yivli silah; namlusu içerisinde yiv ve set açılmış olan, kendisine uygun tek bir çapta çekirdek/mermi gönderebilen, son derece isabetli ve uzun menzilli silah. Tabancalar, askeri silahlar, uzun mesafe atıcılık silahları yivlidir. ( Tabancaların namlu boyundan dolayı menzili oldukça kısadır. )

Yivsiz silah; namlusu pürüzsüz, yiv sete sahip olmayan silah, yakın ve fişek tipine göre en fazla orta mesafelerde kullanılabilen, fişeğin içerisine ne koyarsanız koyun hedefe gönderebilen bir silah. ( Av tüfekleri, işaret ve gaz silahları. )

Namlu tiplerini geçtikten sonra, ülkemizde sivil bir vatandaş olarak edinebileceğimiz ruhsatlar şöyle;

Tabanca bulundurma; Ev veya iş yeri adresiniz, alacağınız tabancanın ikametgahı olur, kutusunda tamire dahi götürmek için yol belgesi çıkartmak zorundasınız. Bu ruhsat tipini eledik.

Tabanca taşıma; Tabancanızı dolu şarjör ile üstünüzde taşıyabilirsiniz, havalimanları, stadyumlur, avm iç alanları vs. dışında her yerde silah belinizde olabilir. Prosedürleri, maliyetleri oldukça ağırdır. O yüzden bunu da geçiyoruz.

Yivli tüfek bulundurma; Geniş arazi / büyük sürü sahipleri, çiftlik ikametlerine bulundurma ile yivli tüfek alabilirler, silah bu ikametten dışarı çıkarılamaz, bu ruhsat ile yarı otomatik bir yivli alınır ki önemli bir silah tipidir, lakin bizim işimize yaramaz, bunu da geçiyoruz.

Yivli tüfek taşıma; Bu ruhsat tipi ile yivli tüfek satın alabilmek için sn. hosseda ' nın da dediği gibi ' av tezkeresi ' sahibi olmak durumundasınız, yani avcılığınızı belgelemelisiniz, çok uğraştırıcı bir süreçtir ki bizim gibi doğa sever, yaşam sever insanlar için avcılık pek düşünülemez sanıyorum. 500 metreden hedef atıcılığı yapmak veya dağ keçisi avlamak derdinde olmayanlar için gerekli bir ruhsat tipi değildir, ki alabileceğiniz silahlar da manuel, kurma kollu silahlardır.

Yivsiz tüfek ruhsatnamesi; İşte olay budur. Tek tip bir ruhsattır, taşıma veya bulundurma gibi ayrılmaz. En başından başlayalım;

- Yivsiz tüfek ruhsat işlemleri için olduğu belirtilmiş sağlık raporu
- Sizi tanımlayan 4 adet vesikalık fotoğraf
- Yarım kapak pembe dosya
- Vergi dairesine yatırılmış yivsiz tüfek ruhsat harcı makbuzu
- Vergi dairesinden alınmış borcu yoktur yazısı
- Emniyette form olarak verilen, kolayca doldurulan bir dilekçe

Şimdi şu üstte ki maddeleri tamamlayarak soluğu bağlı olduğumuz emniyet müdürlüğünde alıyoruz, işlemler tamam dedikten takriben 1 hafta kadar sonra elimize bir ' satın alma belgesi ' veriyorlar, bu belgenin 6 ay geçerlilik süresi var ve bu belge ile istediğimiz yivsiz tüfeği satın alabiliyoruz, ister mağaza ister internet kanalı fark etmez, sadece satıcı bu satın alma belgesini işleyip fatura ile beraber bize vermek durumunda. Daha sonra tüfek, fatura+işlenmiş belge ile emniyetin yolunu tutuyoruz, ha bunun için de 1 ay süremiz var. Emniyete gittik, bunları veriyoruz, duruma bağlı olarak 10 15 dk içinde yivsiz tüfek ruhsatımızı ve silahımızı alıp çıkıyoruz, hayırlı olsun, unutmayın tam 5 sene sonra yenilenecek bu ruhsat.

Bu arada silah ruhsat harçları şöyle;

Silah bulundurma ruhsatı harcı 2018: 1.471 TL
Silah taşıma ruhsatı harcı 2018: 4.597 TL
Yivli tüfek harcı 2018: 4.597 TL
Yivsiz tüfek harcı 2018: 36 TL

Bizim yivsiz tüfek harcına dikkat edin özellikle, lakin bizim yivsiz seçmemizin bambaşka sebepleri de mevcut, onları da konunun kalanı ile fırsat bulup yazacağım sonra ki girdiye bırakayım.
En az bürokrasi ve en düşük maliyet ile, nasıl ruhsat ve tüfek sahibi olunuru geçtikten sonra, sivil için yivsiz tüfeğin, neden en makul tercih olduğunu irdelemek lazım. İşin bürokratik ve maddi boyutunu rafa kaldıralım, diyelim ki gaza gelip yivli tüfek sahibi oldunuz, örneğin 30.06 kalibrede bolt action mekanizmalı bir tüfek satın aldınız, resmi olarak yılda yalnızca 200 mermi alma hakkınız var, pek çoğu için bu hiç bir anlam ifade etmeyebilir, lakin hafta sonunu bağ evinde geçiren bir aile , uygun olan arazilerinde, keyfi atışlarda yüzlerce av fişeğini saatler içerisinde harcayabilirler. Ayrıca sn. hosseda ' nın da belirttiği gibi, bu meret çalışma gerektirir. Yivsiz tüfek fişeklerini, her bayiiden, özgürce temin edebilirsiniz, fiyatları da niteliklerine göre değişmekle beraber, yivli mermilere göre çok daha uygundur.

Esas önem arz eden konu, mühimmatın temin adedi ve kolaylığı dışında, mühimmatın içeriğidir. Ruhsatı epey çetin yollar aştıran ve ciddi maddi bedel isteyen yivli silahlar, kalibresine göre sadece tek tip mühimmat kullanırlar, yukarıda ki gibi 30.06 kalibre yivli tüfek sahibi olan bir vatandaş, bu tüfek ile sadece 30.06 çekirdek gönderen bir fişek kullanabilir, bu da hedefe yaklaşık 7 mm çapında bir çekirdek gönderecek demektir, kabaca attığı mermi tipi birdir, mutlak zarar verme amacı dışında kullanılamaz, e yivsizler su tabancası mı? Diye düşünenler olabilir, yivsiz av tüfeği isteğe bağlı olarak su tabancası kadar etkisiz, isteğe bağlı ise en etkili ateşli silah olabilir.

Yivsiz silahlarda, kullanabilecekleri mühimmat çeşidi o kadar fazladır ki, ancak hayal gücünüz ile sınırlayabilirsiniz. Fişeğin içine iri parçalı kaya tuzu doldurup, hedefi öldürmek veya ağır yaralamak yerine muazzam bir acı çektirip pişman ettirmek isteyeninden, sn. kavil ' in bahsettiği gibi kauçuk çekirdekli fişekler ile 'sadece' hedefin canını yakıp korkutma / kaçırma amacı güdenine kadar çok çeşitlidir.

Şu altta ki fotoğrafta bulunan 3 adet fişekten örnekleyelim; solda ki 'saçma' diye tabir edilen, kuş, tavşan vs. gibi hareketli hayvanları avlamak amacıyla kullanılan ve barut payı/adedi/boyutu çok çeşitli olan bir fişek tipidir, bu fişeğin varvasyonları ile 50 60 metreden kaz, 15 metreden kara tavuk avlarlar, kalkıp bu fişekler ile, ısrarla üzerinize saldıran domuz veya ayı gibi bir canlıyı hedef alırsanız, yaptığınız iş sizi av veya tehlike olarak gören hayvanın saldırganlığını daha da tetiklemek olur. Kısacası, çok çok yakın mesafe ve iri taneli saçma olmadığı müddetçe büyük hedeflerde tahribat vermez. Hatta, pek çoğu ile 60 70 metreden sonra şişe dahi kıramazsınız.

Gelelim en sağda ki fişeğe, ülkemizde şevrotin / dokuzlu gibi isimlendirilen, ecnebilerin buck shot dediği cinsten bir fişek tipidir, kabaca anlatmak gerekirse 12 numara çapa sahip bir av tüfeğinin, şu görselde sağ tarafta görülen bir adet fişeğinin içerisinde, tam 9 adet 9mm çapında bilya bulunur, tek bir ateşleme ile hedefe 9 adet bilya gönderilir, şöyle izah edelim, yanyana iki insan karşılarında ki hedeflere nişan alıyor, ilkinde 9 mm çapında bir tabanca var, ikincisinde ise 12 numara çapında bir av tüfeği, bunun fişek haznesinde de şevrotin fişek yüklü. Tetikler çekildiği anda ilki tek bir çekirdek gönderir hedefe, ikincisi ise ilkinin tam 9 katı bilya. Bu fişek tipi acemiler, hızlı nişan alma ihtiyacı olanlar, tim öncüleri tarafından tercih edilir, 9 bilya yayılım da gösterdiğinden, hedefi bulmanız tek kurşuna kıyasla çok daha kolaydır, kabaca 10 - 40 metre aralığında hedefi bulmak, ıskalamamak için ideal bir fişek tipidir.

Görselin ortasında ki, tek kurşun diye tabir edilen fişektir. Bir insan evladının, elinde tutup taşıyabildiği, kolayca ateşleyebildiği, genel geçer silahlar içerisinde en ölümcül tahribatı verebileni işte bu fişek tipidir. Sn. tarku ' nun, yivsiz silahların öldürme ihtimali var mı diye bir sorusu vardı önce ki mesajlarda, bu fişek ile yakın mesafelerden gövdesinden hedef olan bir insanın, diğer tarafının görülme ihtimali bile vardır, zaman zaman internetin karanlık sayfalarında görülen o berbat fotoğraflar, genellikle bu fişek tipinin eseridir.

Tek kurşun diye tabir edilen fişek türü, çok çeşitli olmakla beraber, yivsiz tüfeklerde ki fişek seçenekleri içerisinde, 'durdurma gücü' olarak en tepe konuma sahiptir, hatta sadece yivsizler de değil, taşınabilir ateşli silahlar içinde en ölümcül seçenek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz, 9 mm tabancadan ateşlenen 4 mermi çekirdeğine hedef olup, hala elinde ki bıçakla saldırısına devam edenler olabilir. Müdahale olmazsa, ilerleyen safhada kan kaybından hayatını kaybedecektir, lakin bu saldırgan o anda saldırısına da devam edebilecek durumdadır, ancak 12 numara yivsiz av tüfeğinden ateşlenmiş tek kurşunu isabet alan hiçbir homo sapiens, bırakın saldırıya devam etmeyi, isabet ile beraber hiç bir uzvunu dahi kullanamaz.
Muazzam kuvvetinin yanı sıra, tek kurşun diye tabir edilen bu fişek tipi, yivsiz av tüfeğinde kullanılan, en uzun mesafeleri hedef alabilen fişek tipidir. Düşme yapsa da, 200 metrelere kadar etkin kullanılabilir, bir sivil olarak da bu mesafeler oldukça yeterlidir. İşte yivsiz tüfek ile piyade tüfeği arasında ki fark, yani basit bir yivsiz pompalı veya çifte ile, Ak47 arasında ki esas fark budur. Yivsiz tüfekler uzun mesafelerde hiçbir işe yaramaz, ateş gücü yetersiz kalır. Yakın mesaflerde ise tam tersidir, yivsiz tüfekler doğru mühimmat ile mutlak sonucu verirler. Yakın mesafede yivsiz tüfekler en ölümcül silahlardır. Sivil vatandaşlar olarak da korunma amacı güttüğümüzden, uzak mesafe ateş gücü düşünmenin hiçbir manası yoktur, atıcılık zevkiniz yoksa tabi. Sonuç olarak bir tepeyi, veya açık arazide bir noktayı tutmak sivillerin işi değil, tv haberlerinde gördüğünüz, pick up üzerlerinde durmaksızın ateşlenen makinalı tüfekler, 12,7 mm çapında, yivli sınıfının en kallavisi olan, genellikle sabitlemeli uçaksavarlardır ve bu amaçla ateşlenirler, tamamen farklı bir konu.

Şu allta ki iki görselde ise, sn. kavil 'in bahsettiği, yukarıda da değindiğimiz kauçuk içerikli fişekler görülebilir. Üstte ki tek kurşun fişek, altta ki ise şevrotin fişek mantığında değerlendirilmelidir, kesinlikle delici / parçalıyıcı özellikleri yoktur, yine de kalkıp 4 metreden kimsenin başına ateşlenmemelidir, hedefte ciddi travma meydana getirebilirler, kolluk kuvvetlerince plastik mermi diye tabir edilen mermilerin, sivil versiyonu olduklarını söyleyebiliriz,



Yivsiz tüfekle ateşlenebilecek fişekler, bunlarla da sınırlı değildir, kuru sıkı olarak tabir edilen, sadece ses amacıyla ateşlenen ses fişekleri, yer belirtme vs. gibi durumlar için kullanılan işaret fişekleri / havai fişekler gibi pek çok fişek tipi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, fişeklerinizi kendiniz doldurduğunuz vakit, makul her nesneyi kovanın içine yerleştirebilirsiniz. Aşağıda ki fotoğraf bu duruma bir örnek,


Yivsiz tüfeğin neden tercih sebebi olduğunu, geniş kullanım amaçlarını geçtikten sonra, gelelim çap / kalibre tercihi ve açıklamalarına. Yivli silahlar kalibre olarak sınıflandırılır, dünya genelinde .22 kalibreden tutun .50 kalibreye kadar pek çok seçenek olsa da, ülkemizde genellikle, 9 mm diye tabir edilen .38 kalibre, .357 magnum, 7.65 diye tabir edilen .32 kalibre, 6.35 diye tabir edilen .25 kalibre bulunur. Piyade tüfeklerinde kovan çapları değişmekle beraber, 5.56 veya daha büyük ve etkilisi 7.62 ( G3 ) gibi çaplar kullanılır, bunları yüzeysel olarak geçip esas konumuz yivsizlere dönelim.

Yivsiz tüfeklerde çap kalibre olarak adlandırılmaz, yurt dışında gauge , ülkemiz de numara olarak adlandırılır. Aşağıda ki görsel de çapları ve ebatlarını görebilirsiniz,


Öncelikle belirtmeliyim ki, görsel de sağ tarafta bulunan, 4 ga, 8 ga ve 10 ga diye belirtilen fişekleri ( gauge' nin kısaltması ) daha evvel hiç görmedim, ülkemizde bulunmuyorlar diyebilirim. Genellikle Hint yarım adası ve Afrika kıtasında fil, gergedan gibi çok büyük hayvanların avlanmasında kullanılırlar ve bu amaç dışında inanılmaz gereksiz silahlardır. Şu altta ki videoyu izleyince hak vereceğinizi sanıyorum, 4 numara çapında, kapsüllü ve tek atışlı bir yivsiz av tüfeğini ateşleyen amcamız;
https://youtu.be/8uJouw9uh84
Kısacası, bu büyük ebatlı fişekler bizim konumuz dışında.

En solda .410 diye belirtilen, ülkemizde 36 numara olarak oturmuş sıfatı olan fişek, incecik bir yivsiz tüfek çapıdır. Kadınlar veya çocuklar rahat bir şekilde ateşleyebilir. Genellikle tek kurşun içeren fişek olarak tercih edilirler, hobi veya güvenlik amaçlı av tüfeklerinde oldukça tercih edilen bir çap olmasına rağmen, avcılar tarafından pek tercih edilmez. Bu hobi amaçlı 36 numara çapında ki tüfeklere, 10' lu şarjöre sahip güzel bir örnek;

https://youtu.be/aFi1ZlS5-vU
Video da ise, farklı bir markanın yine 36 numara çapında, şarjörlü tüfeğini test eden bir vatandaşımızı izleyebilirsiniz.

Bu fişeğin bir sağında ki 28 numara, 36 dan biraz daha büyük çapa sahiptir, daha az bulunur, daha az tercih edilir. 36 kadar popüler değildir, ara bir çaptır.

Hemen bir sağda ki 20 numara ise, yivsizlerde orta çaplarda sayılabilecek bir kalibredir, sesi ve basıncı 36 numaradan çok daha fazladır. Genellikle 12 numaradan dertli avcılar ve kısmen hedef atıcıları tarafından kullanılır.

Kayalım bir yan tarafa, 16 numaralı çap, yine 28 numara gibi ara bir çap sayılır, çok fazla rastlamazsınız, usta avcı olduğu iddia edilenler tarafından tercih edildiği söylentisi vardır.

İşte geldik esas konuya; 12 numara. Yivsiz tüfek dendi mi tüm yollar ona çıkar, her av bayiinde envai çeşidi bulunur, avcılar genellikle kendisinden şaşmaz, tüm sıra dışı fişekler ( ses - havai fişek - kauçuk hırsız fişeği ne varsa ) bu çapta üretilir. Çocuklar veya kadınlar tarafından kullanılması, hakimiyet kurulması diğer ufak çaplara göre nispeten daha zordur, hatta askerde çoğumuzun elinden geçen G3 piyade tüfeğinden, meydana çıkardığı ses ve tepme basıncı çok daha fazladır ve evet, yukarılarda da değindiğimiz gibi, yakın - orta mesafelerde tek kurşun ile meydana getirdiği tahribat, G3 gibi piyade tüfeğinin oluşturacağı tahribattan çok daha fazladır. Güvenlik amacıyla tartışmasız tercih edilebilecek bir çaptır. Bu yazı içierisinde ki yivsiz av tüfeği durdurma gücü, etkinliği vs. gibi konularda 12 numara baz alınmıştır. 36 numara gibi hobi çaplarına yöneleceklerin envanterinde, muhakkak olması gereken bir çaptır.


Düzenleyen Zerlanist : 16-03-2018 saat 10:58
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2018, 10:22   #18
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Fişek içeriği ve fişek çaplarını da geride bıraktıktan sonra, esas mesele olan yivsiz tüfek tiplerine geçelim. Kullanım amaçları, avantajları, dezavantajları, etki alanları çok çok farklıdır, a modelin amacı b modele kesinlikle uymaz, koleksiyoner değilseniz doğru bir tercih yapmanız gerekir.

Tek kırma yivsiz tüfekler; genelde altta ki mandalın çekilmesi vasıtasıyla namlu kırılır, fişek haznesine tek fişek konulur, kapatılırken de fişeği ateşleyen iğnenin yayı kurulur, yani kapattığımız da ateşlemeye hazırdır, bazı modellerinde ise horoz dışarıdan elle kurulur, bu model tamamen manueldir sizi yarı yolda bırakma ihtimali neredeyse sıfırdır, lakin tek fişek ateşler, 2. atış şansınız doldurma hızınıza bağlıdır, bununla orman da dağ da bayır da kendinizi güvende hissede bilirsiniz, dört ayaklı hayvanlar için tek bir kez ateşlemeniz dahi yeterli olabilir, lakin daha üstün organize yeteneğine sahip olan iki ayaklılar için yetersiz bir ateş gücü sağladığını varsayabiliriz. Tamamen 2 ye kırılmaları sayesinde, sırt çantasına dahi sığabilirler. Doğa severler için fena bir tercih değildir. Tek kırma örnekleri; altta ki 36 numara, üstte ki 12 numara çapındadır.

Bu tek kırma ise, dıştan horozlu bir model olup, modern / fişekli yivsiz grubu içinde, en ilkel ve en sorunsuz silah tipidir, çamura suya bulayıp yıllarca özenle çürütmediğiniz sürece çalışmakta ısrarcıdır. Dıştan kurulan horoz, çekilir ve tetik kurulur, tetiği çekmenizle beraber, tek parçadan oluşan sağlam yay, horozun iğneye sertçe vurmasını sağlar, serbest iğne de gider kapsülü ateşler, bu kadar, aşırı basit bir sistem;


Bu tek kırma ise sırt çantası için düşünülebilecek tek yivsiz tüfek;


Tek kırma av tüfeği modelini geride bırakalım, çiftelere geçelim. Adından da belli olduğu üzere çifteler, tek kırma av tüfeğinin çift namlulu versiyonudur, yine tek kırma da ki gibi dıştan horozla kurulan sistemlileri, kırma esnasında kurulan sistemlileri vardır, şu resimde kırma esnasında tetiği kurulan bir model görüyoruz;

Bu altta ki görsel de ise dıştan horozlu kurulan bir model var, bu modelde tüfek dolu olarak aylarca tutulabilir, sadece horozları kurmanız yeterlidir;

Çifte tüfeklerin tek kırmadan en önemli farkı, tek kırma namlu gibi ikiye katlanamamalarıdır, yani hazır halde çantaya sığma ihtimalleri yoktur, ancak namludan basit bir mandal yardımı ile sökülebilir ve demonte halde az yer kaplamaları sağlanabilir. Tek kırmadan bir diğer farkları ise, tek tetik veya çift tetik olabilirler, her namlu için ayrı tetik anlamına gelen çift tetik sistemlisi, sırayla her iki namluyu ateşleyen tek tetiğe kıyasla, daha güvenilir bir tercihtir.
Altta ki görsel demonte bir çifteye ait;


Çiftelerden sonra, üst üste iki namludan oluşan süperpoze modeline gelelim, bu model çiftenin yan yana değil de, üst üste bindirilmiş iki namludan oluşan farklı bir türevidir, yine çifte de ki gibi tek tetik veya çift tetik olabilir, lakin bu model de dıştan horoz diye bir seçenek yoktur. Çifteye kıyasla doldurulması daha beceri ister, bundan sebeple her ne kadar kısa namlulu taktik versiyonları üretilmiş olursa olsun, savunma için uygun bir model değildir. Genellikle trap sporcuları ve uçar kuş avı yapanlar tarafından tercih edilir, bir süperpoze örneği;

Turgay78, kavil ve cemtoksal beğendi.
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2018, 10:23   #19
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Pompalı av tüfeği, namlunun altında bulunan boru tipi şarjöre, fişeklerin yatay olarak stoklanarak, pompanın el ile çekilip itilmesi vasıtasıyla atışa hazır hale gelen, çoklu ateş gücü sağlayan önemli bir yivsiz tüfek tipidir. Namlu altında ki boru tipi yatay şarjör, tüfeğin modeline göre 4 ila 8 av fişeği arasında bir kapasiteye sahiptir. Şarjöre fişekleri dizdik diyelim, solak olmayan bir kullanıcı tetik için sağ elini, dipçik için sağ omuz - göğüs boşluğunu kullanır, sol el ise pompadadır, sol el sertçe çekilir, varsa namlu yatağında ki boş fişek bu hamle ile dışarı fırlatılır, aynı zamanda şarjör de sırada ki fişek, kaşık ya da kol diye tabir edilen parça üzerine düşer, tetik yayı da kurulmuş olur, sol elin pompayı itmesiyle birlikte de dolu fişek namlu ağzına sürülür ve mekanizma kilitlenir, aynı döngü için önce tetiği çekip ateşlemeniz gerekir. Hemen hepsi boru tipi şarjörlüdür, alltan kutu şarjörlü az sayıda modeli olsa da, ucubeye benzemektedir, yokmuş gibi davranmak lazımdır. Sırdan bir pompalı av tüfeği örneği;

Pompalı sisteme benzeyen başka platformlar da vardır burada ki esas olay, tek kırma veya çift kırma gibi sınırlı fişek kapasitesinin aksine, haznesi geniş olan, mükerrer atışlı bu tüfeklerde fişek ateşlendikten sonra, tamamen manuel olarak yeni fişeğin namlu yatağına sürülmesidir. Örneğin yine alttan boru tipi şarjöre sahip, tetik altından kurulan, levyeli diye tabir edilen modeller; ( bu modelin yivli .38 ve .45 kalibre olan Winchester modelini western filmlerinden hatırlayacaksınız, burada ki görseller ise yivsiz tüfeklere ait. Yani yivsiz ruhsatı ile, 36 numara yivsizine sahip olabilirsiniz, hatta şu an kaliteli türevleri yurdumuzda üretilmektedir. )

Bu altta ki görsel de ise bolt action - kurma kollu diye tabir edilen, taşıma ruhsatlı yivli silahlarda hemen hemen tek seçenek olantüfek tipi var, tabi yine bizim konumuz yivsizler. Kurma kolu yukarı kaldırılır ve geri çekilir, böylece namlu ağzında ki boş fişek atılır, iğne için yay kurulur, sonra mekanizma ileri ittirilir ve 'varsa'* altta ki şarjörden yeni fişek alınarak, namlu yatağına oturtulur, ve kol aşağı bastırarak mekanizma kilitlenir, herşey hazırdır; ( * bu modelin tek atışlı versiyonu, alttan kutu şarjörlü versiyonuna göre çok daha fazladır. )

Bu da alttan kutu şarjörlü bir bolt action;


Toplu tabanca mantığıyla çalışan, ancak küçük çaplara uyarlanabileceğinden 36 numara olarak üretilmiş , topuna 5 adet fişek alan bir yivsiz av tüfeği; ( tetik çekilirken mekanizmada ki tırnak topu çevirir, sırada ki dolu fişek namlu önüne yanaştığı esnada tırnağın diğer tarafında ki stoper sayesinde top sabitlenir ve tetiğin çekilmesi ile gerilip yükselen tetik, boşa düşer ve hızla inip kapsülü patlatır. 12 numara gibi iri fişeklerde bu sistem uygulanırsa, topun genişliği irice bir bardağı rahatlıkla geçer, yani hantal bir tüfek meydana gelir, anlamsız olur. )

Turgay78, kavil ve cemtoksal beğendi.
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2018, 10:24   #20
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Geldik yarı otomatiklere, öncelikle yarı otomatik av tüfeği ne demektir? Yarı oto. av tüfeği, her atıştan sonra barut gazı veya kinetik sistemi ile, boş kovanı dışarı atıp, yerine şarjörden sırada ki dolu fişeği koyan tüfek tipidir. Kinetik sisteme sahip olanı son yıllarda sayıca artmış olsa da, genellikle barut gazı ile çalışan sisteme sahip bir tüfek modelidir. Patlama ile oluşan gaz basıncı, fişeğin içinde ki çekirdek ya da saçma vs. her ne ise namludan gönderirken, enerjinin bir kısmı ile de mekanizmayı geriye atar, geriye atılan mekanizma da eli boş gitmez, geri atılırken boş kovanı atar, esas olayı olan icra yayı sayesinde de tekrar kapanırken, şarjörde ki dolu fişeği namlu ağzına sürer. Diğer tüm sistemlere avantajı doldurup, mekanizmasını kurduktan sonra, şarjörde ki fişekler bitene kadar sadece tetiği çekersiniz, her atış için bir kez tetik çekersiniz, yani tetiğe basılı tuttuğunuz da takır takır saydıramazsınız, bunu yapmak için mekanizma da ki kapsülü ateşleyen iğneyi sabitlemeniz gerekir ki ülkemizde bu yasaktır, ayrıca 12 numara yivsizin tam otomatiği de adamı katır gibi teper, yoktur bir gereği. Rastgele bir yarı otomatik yivsiz;

Yarı otomatik tüfekler, son yıllarda oldukça farklı modellerde üretilmeye başlanmıştır, yatay boru tipi şarjörlü klasik sistem yerine, alttan kutu şarjörlü, askeri modellere benzetilen modeller, hobi amaçlı kullanımları ile, av ile hiçbir ilgisi olmayan kitleleri, silah sahibi olmaya ikna etmiştir.
36 numara çapında zarif, şarjörlü bir yivsiz;

Yine 36 numara, şarjörlü bir yivsiz;

Şu görsel de ki arkadaşın arkasındakilerin tamamı yivsiz av tüfeği, evet;

kavil ve cemtoksal beğendi.
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2018, 10:25   #21
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Şimdi tüfek modellerini aşağı yukarı gördük, gelelim aralarında ki farklara, yapmamız gereken tercihlere, öncelikle amacımızı belirlememiz lazım. Ne amacıyla bu işe kalkışıyoruz? Kamp yapmayı mı seviyoruz? Yoksa dağ evimizde huzursuz mu oluyoruz? Diyelim kamp yapmayı seviyoruz, kalkıp kış sezonunda Sarıkamış dağlarında mı macera arıyoruz, yoksa kıyı Ege korularında mı? Bunlar çok büyük önem arz eden konular. Sigaranızın tek bir dumanının kokusunu alan 40 50 bireylik bir yaban domuzu sürüsü anında toz olurken, ocak ayında Erzurum platolarında çevrenizi sarabilecek 14 15 bireylik, açlıktan gözü dönmüş kurt sürüsü için tek kırma bir anlam ifade etmeyebilir. Veya eşiniz de atış talimi yapsın diye aldığınız 36 numara tüfek, bilmeden inine yaklaştığınız bir boz ayı ile karşılaşmanızda, elektrik borularından çocukların yaptığı tüf tüf etkisi yapabilir. Kısacası amaç önemli.

Kalibre, daha doğrusu bizim konumuzla ilgili olarak numara, silahın çapı konularına daha evvel değindiğimiz için 12 numara fişek kullanabilen bir yivsiz tüfek diyerek, çap konusunda sınırımızı çizelim. Ha elinizde 12 numara güven veren bir tüfeğiniz var, o zaman gidin ve çok beğendiğiniz o şarjörlü 36 numara tüfeği alın tabi.

Model seçmeden evvel, kendimize uygun dipçik model ve boyutlarını, göz zevkimize hitap eden ayrıntıları belirlemeliyiz. Kimi sentetikten imal taktik dipçik sever, kimi mis gibi cevizden İngiliz kundak, tercih meselesi. Önemli olan vücut şablonumuza oturanı tespit etmek, kısa boylu biri için uzun kundak, çok uzun kollu biri için de kısa kundak rahatsızlık verir, silaha hakimiyeti zedeler. Sadece tabanca kabzeli tüfek kullanamayız bunu unutmayın, ülkemizde yasak, tabanca kabzeli taktik dipçikler olabilir, onlarda sorun yok, o dipçik omza değecek yani. Namlu boyu ise en önemli mevzu, konumuz güvenlik, üveyiğe en iyi kaç namlu gider diye tartışmıyoruz, o yüzden yasal sınırlar içerisinde ki en kısa ve en verimli namluyu seçmek durumundayız, yasal sınır 47 cm dir, bazı modellerde tercih edilir, bazılarında ise 51 cm de düşünülebilir, kalkıp 55 cm ve üstü namlu boyu alırsak yanlış yapmış oluruz. Düşünün ormanlık arazi veya dar koridorlarda, stres altında ilerliyoruz ve elimizde ki tüfeğin namlusu süpürge sapı gibi, olmaz. Kısa olacak. Nişangah sistemi de yine önemli bir konu, namlu üstü şeritli, gezsiz, namlu sonunda ki tek arpacık ile nişan alınan sistem en sadesi ve hızlı nişan imkanı sağlayanı olarak kabul edebiliriz, özellikle şevrotin fişek ve saçma dolu fişek kullanımlarında avantaj sağlar, tek kurşun atışlarında da yeterli sayılsa dahi, ondan daha iyisi mevcuttur, şeritsiz namlu üzerinde ki gez ve arpacık. Şeritli namluya göre daha keskin nişan almayı, tek kurşunu daha uzak mesafelere etkili atışı sağlar, 70 80 metreden 5 litrelik bir damacanayı rahatlıkla hedef almanızı kolaylaştırır, alta ki görsel de silaha monte halde ki namlu şeritli + tek arpacık nişangahlı, altta ki yedek namlu ise gez + arpacıklı bir namlu;



Kamp ve sırt çantası diyorsak, aracımızdan uzaktaysak tek kırma bir tüfek, uygun arazilerde, uygun mevsimlerde yeterli olur. Likya yolunda turist kafilesi yürüten bir rehberseniz, ne olur ne olmaz diyerek basit bir tek kırmayı çantaya atabilirsiniz. Dağ evinizde, ailenizin güvenliğinden kaygı duyan bir tipseniz, sizin için çoklu atış sunan, mekanizması güvenli bir sistem tercih sebebi olmalıdır, 47 veya 51 cm namlulu bir yarı otomatik veya pompalı, iyi bir tercih olabilir.

Şimdi belirtmemiz gereken bir durum var ki, otomatik tüfekler her ne kadar daha avantajlı gibi gözükseler de, kauçuk fişek vs. gibi gaz basıncı düşük fişekleri çalıştırmayabilirler, 24 gr, 28 gr gibi barut payı düşük olan saçma dolu fişeklerde, takılmalar, tutukluklar meydana getirebilirler ve çok usta bir silahsever değilseniz, bu aksaklıkları çok kısa sürede çözmek sizin için kolay değildir.

Bu sebeple, tek kırmayı çanta silahı olarak geçtik, üst üste iki namludan oluşan süperpozeyi dolum zorluğundan eledik, bolt action gibi keyif modellerini geride bıraktık, geriye kaldı bunlar;

Çifte, bilhassa mandala basıp kırmanız ile tetikleri kurulan, sadece iki fişek yerleştirilip atışa hazır hale gelen çifteler, silah kullanmakta usta olmayanlar tarafından dahi kolayca kullanılabilirler. Evde ki eş, yaşlı bir aile büyüğü, ergenliğinde bir genç bile gerektiğinde kullanılabilir, bu tip tüfeklerde fişekler dışarıda tutulmalıdır, aksi halde tehlikeli olmasının yanın da, horoz yaylarında deformasyona sebep verir, dıştan kurulan horozlu modelleri dolu tutulabilir, lakin tehlikelidir, iyi değerlendirmek gerekir.

Yarı otomatiklerde, tek kurşun veya şevrotin gibi, barut payı yüksek olan ve mekanizmayı kurma derdi bulunmayan fişek tipleri kullanılacaksa, güven veren bir firmanın göze hoş gelen bir ürünü tercih edilebilir, lakin unutmayın ki ülkemiz de fişekler sorunlu, ithal fişekler de oldukça pahalıdır, ilk ve tek silah olarak şahsen tercih etmem.

Pompalı tüfekler, güvenlik unsuru olarak bir sivil için yeterlidir. Çoklu atış imkanı sunmanın yanında, her fişek tipini ateşleyebilir ve fişeğe bağlı takılma yapmazlar, yani önce kauçuk fişek sıkarım, sonra ayı üstüme gelirse yapacak birşey yok, şevrotini basarım, silahım da güven versin, hem bende iyi kullanırım diyen adamın tüfeği pompalı tüfektir. İlk alınacak tüfek, tek olacak tüfek 12 numara, kısa namlulu ( 47 - 51 ), kendini kanıtlamış bir markaya ait pompalı sistem olmalıdır. Bolt actionları bu kategoriye dahil etmem, lakin alttan levyeli sistemler de bu grupta değerlendirilebilir, tercih meselesi.

Neden yivsiz tüfek? Yivsiz tüfek ruhsatı nasıl alınır? Fişekler mermiler nedir bunlar? Hangisi neye yarar? Yivsiz tüfek sistemleri nelerdir? Hangi sistem ve neden seçmeliyiz? gibi konular geride kaldı. Yivsiz tüfek ruhsatı ile neler yapılabilir neler yapılamaz? Silahın güvenliği nasıl sağlanır? Silahla güvenlik nasıl sağlanır? Hırsız problemi, çocuklar var her yeri karıştırıyorlar eve silah sokamam problemi, neden bu kadar uğraşıp deli gibi yazıyorum vs. gibi konuları da kendi adıma sonraya bırakıyorum. Saygılar.


Düzenleyen Zerlanist : 16-03-2018 saat 12:15
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2018, 10:41   #22
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-05-2013
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 30
Sayın Zerlanist, elinize kolunuza sağlık. Gerçekten inanılmaz bir sabır ve emek ile bu satırları yazmışsınız konu hakkında ilgili meraklı saygıdeğer agaclar.net üyesi diğer dostlarımızda sanıyorum size müteşekkir olacaklardır. Yorumunuza içtenlikle katılıyorum. Kısa namlulu güvenilir bir 12ga pompalı tüfek ve gerekli görülen ölçüde farklı çeşitlerde fişekler bir çok kişinin ihtiyacını fazlasıyla görecektir.

Turgay78 ve Zerlanist beğendi.
kavil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-04-2018, 10:40   #23
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 01-05-2017
Şehir: Muğla
Mesajlar: 11
Yazılanları okuyunca, silahla korunmaya ihtiyaç duyduğum bir yerde neden yaşamakta ısrar ederim diye düşündüm kendi kendime, mantıklı bir sonuca varamadım.

Öte yandan evinize girmeye çalışan veya giren birisine karşı mülkünüzü ve canınızı korumaya çalışırken kendinizi demir parmaklıklar arkasında bulabilirsiniz, yakınlarınızdaki bir karakolda bulunan rütbelilerle yapacağınız 5-10 dakikalık sohbetler, çok enteresan hikayeler duymanıza yol açabilir.

Eğer evinizin çevresinde sesi duyarak kontrole gelebilecek uzaklıkta başka haneler bulunuyorsa, çok çok düşük bir bütçe ile bir elektronikçiye (veya eliniz yatkınsa kendiniz) aynı filmlerdeki banka soygunu sahnelerinde gördüğünüz gibi, araya bir cisim girdiğinde çatıdaki sirenleri çalıştırarak ortalığı ayağa kaldıracak aynalardan yansıyarak tüm mekanı dolaşacak lazer sistemi veya çok daha basit hareket dedektörleri ile bir sistem yaptırabilirsiniz.

TCM beğendi.
voltingen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-04-2018, 12:22   #24
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Yazmayayım dedim ama, yazayım da içimde kalmasın. Arkadaş, ülkenin şu naif kesiminde ki silah nefretini anlamaya çalışıyorum, bir türlü başaramıyorum. Tamam kabul edilebilir bir takım durumlar var, batı bloğu muzafferleri; 'kendi yutar salkımı, başkasına verir talkımı' zihniyetinde, kendi ülkelerinde bireysel silahlanmanın dibine vururken;
, 1. ve 2. dünya harplerinde galip geldikleri, geleceğin potansiyel düşmanlarına silah bıraktırmak için baskıcı politikalar ortaya koydular. Bunun sonucu olarak, mağlup toplumların halkları, dayatılmış kanunlar çerçevesinde, silaha erişim konusunda hem ciddi manada kısıtlandı, hem de ilkinden daha etkili olan bir metod ile, silaha nefret duymaları sağlandı. Bunun en net örneği Japonya iken, biz de geri kalmayıp hemen aynı dönem içerisinde boynumuzu kaptırmış bulunmaktayız; Türkiye ( bey amca belki biraz abartmış, belki de dürüst basınımız kantarın topuzunu birazcık kaçırmış olabilir, lakin kimse yok mok diyemez, şablon budur. ) Umut Vakfı, vs. vakfı, vs. yapılanması gibi net bir amacı olmayan muğlak oluşumlar da işin içine girince, vakti zamanın da babasının, kocasının ardından savaş meydanına girip, iş görecek alet edevatı toplayan, yaralılara omuz veren kadınlarımız evrilerek, ' aaaaayy ayy o ne silah mı sokmam evee ' diyen kadınlara evrildiler. Erkeğimiz de yerinde durur mu? O da kendini geliştirdi elbet; ' maganda mıyım ben silah alayım?, silah tehlikelidir eve sokulmaz, istiyorum da hanımdan çekiniyorum, adam dediğinin silahla işi olmaz ( En çok da bu ve benzerlerine bayılıyorum. ) gibi argümanlar üreterek uslu bir dünya vatandaşı oldular. Sorumluluğu devretmek de hemen herkesin işine geldi. Sonuç mu? Doğa da kendini koruyamayan, her zayıf canlının başına ne geliyorsa, günün birinde benzer durumları yaşamayı peşinen kabul etmek demektir sonuç. Rica ediyorum kimse; ' Burası dağ başı mı? Efendi hukuk var hukuuk! Hayvan mıyız biz doğa da mıyız? Misal bal porsuğumuyum ben?' gibi argümanlar ile tezi çürütmeye çalışmasın. Bunları bende biliyorum, birden fazla ruhsatlı silah sahibi bir vatandaş olarak, 6136 sayısı ile ifade edilen kanuna olmam gerektiği kadar hakimim, saygım sonsuz, a' dan z' ye her noktasına bağlıyım. Kolluk kuvvetlerine, devlete saygılıyım. Sadece dağ başında bir bağ evindeyken, kolluk kuvvetlerinin bana bir fayda sağlayamayacağını bilecek kadar realistim. Ayrıca belirteyim de zahmet edip okuyan kimse aksini düşünmesin, evime giren sineği dahi öldüremem, poşetlerle balkondan uçurmaya çalışmalarla geçmiş mesaim çoktur. Avcılıktan nefret ederim, her canlının yaşam hakkı olduğuna yürekten inanırım, orman da karşıma çıkan bir yaban domuzunun da, en az bizler kadar nefes alma hakkı olduğunu bilirim. Ama, ailemin, sevdiklerimin ve hatta çevremde ki zayıfların canına, ırzına, malına göz diken, her kim olursa olsun, 'gerekirse' bir kaç yılıma hatta hayatıma mal olabilir, çünkü benim gözümde baba - koca - evlat - adam olmak bunu gerektirir, ayrıca emin olun gerekmeyecektir, siz sadece kaya gibi durmasını bilin. Bu kesinlikle magandalık, zorbalık, cahillik falan da değildir. Hayatta her olgunun bir sebebi ve sonucu var, her hamlenin bir bedeli var. Her silah sahibi eninde sonunda birilerini vuracak, en azından çoluğu çocuğu kaza bela çıkaracak düşüncesi; 'kadınlar araba kullanmasın, çünkü yarısından fazlası kullanmayı hiç beceremiyor' düşüncesi kadar saçma ve temelsiz bir düşünce. Doğru muhafaza edildiği vakit, mutfakta ki bir börek bıçağından çok daha etkisiz olan bir nesne için bu kadar nefret çok fazla. Bana göre de, silahı olan her insanın, hemen ilk olayda paldır küldür kullanacağını düşünmek büyük cahillik. İşte burada geldik bam teline, sen sözcü okuyan duyarlı Hakkı amca, sen kırmızı ışıkta geçmeyen Hilmi abi, ya da sen sokak hayvanlarını doyuran Fatma abla, hani siz, olsa kayıtlı silah sahibi olacak, insan gibi yaşayan, hak hukuk bilir kitle olarak, silahla işlenen suçları kimlerin işlediğini? Dahası bu silahların hangi silahlar olduğunu, nasıl temin edildiklerini biliyor musunuz? Ülkeye ne kadar kaçak silah girdiğini biliyor musunuz? Umut vakfı bastırıyor, medya gazlıyor, hoop yeni bir kısıtlama, yeni bir zorluk, e peki bu yasak, kısıtlama, kimi kısıtlıyor?

Şu üstte ki nur yüzlü arkadaşlar mesela, sizce bunlar ne kadar zorlanmıştır silaha ulaşırken? Sizce ' bireysel silahlanmaya hayır ' aktivitileri, bunların da silaha erişimini kısıtlayabiliyor mu? Veyahut bunların girdiği evde, ev sahibinin bulundurduğu bir yivsiz tüfek olsa idi, durum ne olurdu? Ben size söyleyeyim mi? Kapının ardından gelen bir ' pompalı tüfeğin mekanizma sesi ' ne eşlik eden; 'kapının önünü derhal boşaltın, boş değilim' sesi , kimyasalların etkisinde olanlar da dahil olmak üzere % 99 suçluyu, pancar gibi bir suratla ortamı terk etmeye ikna eder. Kalan % 1 ihtimal mi? Aslında bu bile çok ama, diyelim ki sağlam bir kopuğa denk geldiniz, kendi mekanınız da pozisyonunuzu alıp, gerekeni yapacaksınız. ' Banane kardeşim tecavüzse tecavüz, ne yapayım gözümün önünde karıma kızıma işkence ediyorlarsa, ben dava süresince 7 8 ay 1 sene yatamam içeride ' diyorsanız da saygı duyarım tabi. Hırsızı vurma konusuna gelince, ' alacağını aldıysan hemen kaybol, kan akmasın ' cümlesini duyan ve kaçış güzergahı özellikle kapatılmamış olan her hırsız, anında tüyer gider, bir daha yakınınıza da sokulmaz. İlla iki ayaklı iblislere, ayılara denk geleceksiniz diye bir durum yok. Daha evvel ki konularımızda da değindiğimiz gibi, sırt çantasında basit bir tek kırma olaydı, şu altta ki filme canını vererek konu olan arkadaşın, şimdi sıradan mutlu bir aile tablosu olabilirdi;

Alın bu da fragmanı, tavsiye ederim, iyi filmdir;
Daha evvel ki mesajlarımda, insanlığını, merhamet duygularını ve mantığını kaybetmeden, dünya gerçeklerinin farkında olup silaha makul yaklaşan, öğrenmek istedikleri olan forum üyeleri için bir nebze faydalı olmaya çalıştım. Çünkü yaşadığım, yarınlarda da kızımın, belki torunlarımın yaşayacağı topraklarda ki iyi insanların, en az kötü insanlar kadar güçlü ve etkin olmasını istiyorum. Kesinlikle ortalığın 1800' ler Texas' ına dönmesinden de bahsetmiyorum, ayrıca şu an Texas eyaletinin, soygun - cinayet - tecavüz - yağma - gasp gibi adi suçlar bakımından en düşük kayıtlara sahip olmasını da araştırmanızı öneririm, araştırmayacak olanlar için de peşinen söyleyelim; herkesin bilinçli, duyarlı, eğitimli ve silahlı olduğu bir ortamda, bireylerin başka bireylere karşı işleyeceği suçlar inanılmaz boyutlarda düşüyor. Bazılarımız bunu; ' silahla yaşayacağım yerde neden yaşayayım ' diye değerlendiriyor olabilir, dünyanın en nezih coğrafyasında, huzur ve sükunet içinde yaşıyor olabilirler elbette, saygı duyarım, yalnız ben milyonlarca kayıtsız mülteci, yüzbinlerce potansiyel radikal örgüt mensubu, eğitimsiz ve kindar yığınlar, dört bir yanı kaynar kazan olan, egemen devletlerin üzerine kafa yorduğu bir coğrafya da yaşıyorum. Kaldı ki bu aşağıda ki hanım abla da, herkesin medeni segmenti bakımından hemfikir olacağı 'Norveç' gibi bir ülke de yaşıyor, o da mı maganda acaba?

Kapladığım alan için yönetimden özür dilerim, gerek görülürse silerim. Herhangi bir paylaşacağı / soracağı olan üyeler özel mesaj atabilir, rahatsız olmam. Herkese saygılarımı sunuyorum.

kavil, iercan ve cemtoksal beğendi.
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-04-2018, 16:59   #25
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-05-2013
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 30
Sayın Zerlanist, Harikulade bir yazı dizini oluşturduğunuzu bir kez daha yazmak isterim. Bunun yanı sıra benzer düşüncelerde bir forumdaşımızın olduğunu görmek beni çok daha mutlu etti.

Zerlanist beğendi.
kavil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-04-2018, 10:48   #26
Ağaçsever
 
Zerlanist's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-09-2016
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 42
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kavil Mesajı Göster
Sayın Zerlanist, Harikulade bir yazı dizini oluşturduğunuzu bir kez daha yazmak isterim. Bunun yanı sıra benzer düşüncelerde bir forumdaşımızın olduğunu görmek beni çok daha mutlu etti.
Düşünceleriniz için teşekkür ederim. Doğayla iç içe yaşamı amaçlayan insanların bolca bulunduğu bir forumda, kıyıda köşede durması gereken, fikir alış verişi yapılması gereken bir konu olduğuna eminim. Ancak kendini bilen biri olmasam, gelen tepkiler ile 'acaba ben de mi bir anormallik var?' diye düşüneceğim. Doğanın bir parçası olmak, illa ki zayıf olmak demek değildir, şartlara ayak uydurabilmektir, bunun yolu da, gerektiğinde savunma yapabilmekten geçer. Hepimizin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, acaba nasıl Atatürk oldu? Conk bayırından aşağı, sardunya saksıları yuvarlama emri verdiğini sanmıyorum. Hepsinin yeri ayrı. Siz kendinizi her konuda geliştirmeye bakın, bu konularda da aklınızda ne varsa yapın, durmayın. Bırakın etrafa zararı tehlikeyi, muhakkak faydanız dokunacak. Saygılar.

casperia beğendi.
Zerlanist Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-01-2020, 19:46   #27
Ağaç Dostu
 
SecretGarden..'s Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-01-2020
Şehir: İzmir
Mesajlar: 104
..

İşte bende bundan dolayı dusunuyorum ne yapsam dıye...ve şöyle bır cozum buldum
yavru kangal sahıplendırme ızmırde buldum bırıyle bugun gorusutüm ..köy evı alacagımı vaktı gelınce hala verılmezse talıp oldugumu söyledım..
Kangal koruma kopegıdır..ve buyudukce zaptedılmesı guc hayvandır cüsse ıtıbarı ıle Irk ların genlerınde var bu ..ama ıtaat saldırı ve temel egıtım verılırse şahane olurlar... (daha onceden tecrubeleırm olomustu egıtımde buunmustum ) sızı koruyabılır en azından uyarıda buunabılır yabancılara karsı yaklastıgında..

Bellı başlı bır noktaya getırılebılır dıye dusunuyorum.
Kamera taktırmak sılah barındırmak ne derece cozum..Bılemedım...hele ki silah kısmı ne bıleyım Düşündürücü..

Bazen kendımıze bıle şaşırırız sonuclarını gorunce keske dıye ..o keşkelere bulaşmamak ıcın baska cozumler uretmek lazım... dıye dusunuyorum Nacızane

hadı eve gırdı anıden elımız sılaha gıttı es kaza Vuruldu dıyelım nefsı mudafa tamam ama sonucta cezasıda cıkabılır bazen adalet şaşırtıyor bızlerı..bunun karsı taraf ne kadar sucluda olsa vıcdanı hesabımızla bızım ıcımızde oda ayrı konu..
Hadi dıyelım Kamerada tesbıt edıldı yakalandılar kazasız belasız teslım edıldıler adalet kollarına..onlar kısa zaman dılımı sonrası serbest bırakılmayacak mı sankı..

bılmıyorum..bılınmeyen denklem gıbı gelıyor bu konular bana..mevzu mustakıl apartman deıgl hırsız heryerde hırsız..Arsız heryerde arsız..yapcak bısye yok..
Gecmıs olsun demısmıydım bu arada..

herneyse yanı kangal
rottweilercınsı kopek bahcede tavsıye ederımkıı ben bunu lıstemde bırıncı sırada tutuyorum..


Esenkalın..


Düzenleyen SecretGarden.. : 05-01-2020 saat 19:51 Neden: ımla hatası
SecretGarden.. Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-01-2020, 22:01   #28
Ağaç Dostu
 
Kozanli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-09-2015
Şehir: Bursa/Emirsultan/Viyana
Mesajlar: 768
Güvenlik

Doğa ile iç içe yaşamak istiyorsanız her türlü güvenliği almalısınız.
Sadece kangal köpeği caydırıcı olabilir ama çözüm
Değildir.
Bugün kamara sistemi, köpek, silah gb.emniyetiinizi kendiniz sağlamalısınız diye düşünüyorum.
Ben, köpek hariç edavat tedariğimi yapma ihtiyacı duydum.
Kolluk kuvvetleri ne yazık ki erişme imkanı olsada geç kalmış olur.
Konuyu ne güzel dile getirmişsiniz.
Şuan kıy mahallede bir konut yaptırdım yıl on-iki ay
Oturmasamda kamara sistemi ile kontrol edebilmekteyim. 2500 km uzakta da olsam burada 24 saat kayıt ediliyor.
İkinci bir evim şehrin göbeğinde duvarı yıkıp bahçeye girip oradanda kapı üstündeki küçük bacayı kırarak içeri girip tahrip edip pahada değer ne varsa götürmüşler.
Şehrin göbeğinde bu yapılmıyorsa kıy mahallelerde artık düşünün.
İnşaat alanından çalınan jenaratör hala geri gelecek
Kozanli / Bahçe

Eklenen Resimler
 
Kozanli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-09-2022, 14:24   #29
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 03-09-2022
Şehir: istanbul
Mesajlar: 3
Bizim de benzer bir olayımız olmuştu, hırsızlar muslukları hatta çelik kapı kolunu bile götürmüşlerdi, hayret ettik.


Düzenleyen denizket : 12-09-2022 saat 18:41
denizket Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:02.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024