agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Yabani Hayvanlar > Börtü Böcek
(https)




Beğeni Düzeni31Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 30-05-2008, 11:00   #91
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
En son nette okuduğum bir habere göre; Türk doktorların kenenin aşısını bulmak için çalışma yaptıkları.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2008, 11:34   #92
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Keneye çözüm bulundu

Name:  1as.jpg
Views: 1752
Size:  14.2 KB


KENEYE ÇÖZÜM BULUNDU

Prof. Dr. Miktad Doğanlar,

Amanos Dağları'nda bulunan çekirgelerin günde 20 civarında kene yediğini tespit ettiklerini, bunun keneyle mücadelede etkili olabileceğini söyledi.

Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miktad Doğanlar, Amanos Dağları'nda bulunan ve bir yıl yaşayıp 100 civarında yumurta bırakan çekirge ailesinden endemik bir böceğin günde 20 civarında kene yediğini tespit ettiklerini, bunun keneyle mücadelede değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.

Prof. Dr. Doğanlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Amanoslar'da buldukları ''parşömel kanatlılar'' olarak adlandırılan endemik tür üzerinde 2005 yılından bu yana araştırma yaptıklarını, kene ile beslenen bu böceğe Amanos ile özdeşleşmesi için ''Eremiaphila Dagi'' adını verdiklerini söyledi.

Böcekleri, yaban keçisi, sığır, koyun, at gibi hayvanların üzerinden alarak topladıkları diğer böcekler ve kenelerle aynı ortama koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Doğanlar, ''Bu böceklerin sadece kenelerle beslendiğini tespit ettik. Araştırmada yetişkin bir böceğin günde 20'ye yakın keneyi yediğini gözlemledik'' dedi.

''Kene yok edici çekirge'' ile ilgili araştırmalarını genişlettiklerini bildiren Prof. Dr. Doğanlar, bu böceklerin yaklaşık bir yıl yaşadığını ve kışı yumurtada geçirdiklerini söyledi.



ÜRKÜTÜCÜ ARTIŞ:
Son yıllarda kenelerin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'ndaki artışa dikkati çeken Prof. Dr. Doğanlar, şöyle devam etti:

''Amanoslar'ın yüksek kesimlerinde bulunan böceğin popülasyonu oldukça fazla. Bir yıl yaşayan bu böcekler, yaklaşık 100 yumurta bırakıyor. Bu yumurtalar kafeslere alınarak ve zamanı geldiğinde de kenelerin yoğun olarak görüldüğü yerlere bırakılabilir.

Nisan ve Ağustos ayları arasında yumurtadan çıkan ve kısa sürede ergin hale gelen böcekler, keneleri yiyerek yok ederler. Böylece Kırık Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ile etkin bir şekilde biyolojik yolla mücadele gerçekleştirilir.''


http://www.haber7.com/haber.php?habe...e-ilginc-oneri

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2008, 11:42   #93
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Alıntı:
Çeşitli üniversitelerin Tıp, Veterinerlik, Biyoloji ve Ziraat Fakülteleri öğretim üyelerinin katılımıyla kurulan Türkiye Keneler ve Kenelerle Bulaşan Hastalıklar Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Nazir Dumanlı, kenelerle nakledilen hastalıkların epidemiyolojilerinin belirlenmesi, tanı yöntemlerinin geliştirilmesi yönünde çalışmalar yaptıklarını belirterek, kontrol ve aşılama çalışmalarının yürütülmesini amaçladıklarını kaydetti.
...
Dumanlı, iki yıldır TÜBİTAK desteğiyle kenelerle ilgili proje yürüttüklerini ifade ederek, “Farklı 17 tür kene üzerinde devam eden çalışmalar 2009 yılına kadar sürecek. Çalışmaların sonunda, virüse karşı aşı geliştirilmesi hedefleniyor” dedi.
Bu bilgiler çoğunlukla 2007 tarihli...
Tubitak sitesine baktım, site içinde kene diye aratınca hiç sonuç yok, aşı diye aratınca çıkan bilgiler var ama kene ile ilgili bilgi yok.

Sağlık bakanlığı sitesinde kene aşısıyla ilgili bilgi yok. Var olan bilgi 2004 tarihli bir yazıda...
Alıntı:
Bugün için etkili bir aşısı bulunmayan KKKA’nın geçirilmesinden sonra bağışıklığın ömür boyu sürebileceği belirtilirken, konvalesan dönem plâzmaları ile yapılan pasif immünizasyonların uygulanabilir nitelikte olmadığı da ifade edilmektedir.
En iyisi internette gazeteleri takip etmek


malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2008, 11:47   #94
Ağaç Dostu
 
BenBen1967's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-10-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,280
Galeri: 3
Kene gene bir nebze iyi görünce doktora gidip aldırabiliz. Ya çeçe (uyku sineği) sineğine ne yapacağız, neye benzer onu bile bilmiyoruz.

BenBen1967 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2008, 12:51   #95
Ağaç Dostu
 
aslan_k's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-03-2008
Şehir: İSTANBUL-KARAMÜRSEL
Mesajlar: 399
Galeri: 1
KENE'ye MÜDAHALE

Geçen sene bu zamanlar 6 yaşındaki oğlumu annesi ve anneannesi ie birlikte gittikleri Atatürk Arbetoryum'unda kene ısırmıştı.Hem de hiç çimlere ve toprağa oturmadığı halde. Ancak ertesi gün eşim farketti, önce çıkarmaya çalışmış başarılı olamamış ve Acıbadem Soyak polikliniğine götürmüş orada farklı söylemlerle gelen doktorlar olmuş ben henüz işyerindeydim şahit olamadım ama eşim, çok şaşırmış doktorlar ne yapacağını bilmiyorlarmış hatta eşimin önünde " bie dakika deyip internetten bakmaya başlamışlar.
Daha sonra poliklinik başhekimi Acıbadem hastanelerinin acil bölümüne gitmelerini önermiş. Orada da aynı sahne ile karşılmış, ben bu arada deli gibi yolda takside tanıdığım doktor arkadaşlarımı arıyordum.Bir arkadaşım kesinlikle Operatör olmayan doktora müdahale ettirmeyin tavsiyesinde bulundu.
Sonunda uzman bir operatör doktor gelmiş ve en üstteki deri tabakasıyla beraber keneyi tıbbi müdahale ile çıkarmış ben de sonuna yetişebildim. Bize "risk almaya hiç gerek yok deriyle beraber aldım hiç bir sorun yok" dedi "sadece bundan sonra takip edin".
Bundan sonraki adım Numune hastanesine vakayı bildirmekmiş, allah kimseyi düşürmesin oraya sadece vaka bildirmek için gittim ve katil olup çıkıyordum, bir de kene vakasıyla gitsem ne olacak bilmiyorum.
Malesef bu KKKA hastalığının aşısı ve tedavisi yok tamamen semptomatik tedavi yani hastada ne tepki görülürse ona yönelik tıbbi tedavi yapılıyor ateş düşürülüyor, kusma önleniyor o kadar.
Yukarıda herpimizin belirttiği önlemleri alarak yaşamak lazım.

aslan_k Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-06-2008, 12:49   #96
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Kene iki can daha aldı 2 Haziran 2008

Sivas'ta kene ısırması bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeni ile tedavi için Tokat'tan getirilen 70 yaşındaki Mahmut Büyüközkara ve Çorum'da Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle tedavi altına alınan kişi, öldü.



Tokat'ın Zile İlçesi'ne bağlı Evrenköy kasabası Yeşilyurt Mahallesi'nde yaşayan 5 çocuk babası Mahmut Büyüközkara'yı yaklaşık bir hafta önce tarlara çalyışırken kene ısırdı. Vücuduna yapışan keneyi kendisi koparıp atan yaşlı adam, bir kaç gün sonra rahatsızlanınca önce Zile Devlet Hastanesi'ne götürüldü.



Buradan Tokat Devlet Hastanesi'ne sevkedilen Büyüközkara, hastalık belirtilerinin ilerlemesi nedeni ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne gönderildi. Dün öğlen saatlerinde Sivas'a getirilen ve infeksiyon hastalıkları servisine yatırılan yaşlı adam yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak dün gece geç saatlerde yaşamını yitirdi.




EŞİ TEDAVİ GÖRÜYOR



Hayatını kaybeden yaşlı adamın, aynı tarihlerde eşi Hayriye Büyüközkara'yı da kene ısırdığı belirlendi. Hastalık belirtileri nedeni ile bir kaç gün önce hastaneye götürülen Büyüközükara'nın şu anda Tokat Devlet Hastanesi'ndeki tedavisinin devam ettiği bildirildi. Yaşlı kadının durumunun şimdilik iyi olduğu öğrenildi.



DAMADIN KENE İSYANI



Kayınpederi Mahmut Büyüközkara'yı kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan damat Harun Üçücü, kasabadaki aşırı kene yoğunluğundan şikayet etti. Üçücü, kasabanın her yerinde çok sayıda kene olduğunu belirterek, Hem arazide hemk de kasaba içerisinde hier yer kene kaynıyor. Ben bile pantolonumu paça içerisine koyup tarlada yürüdüğümde üzerime birden çok kenenin çıktığını farkettim. Yetkililerin artık buna bir önlem alması gerekiyor." diye konuştu.



AYNI KASABADA BİR HAFTADA İKİNCİ ÖLÜM



Zile'ye bağlı Evrenköy kasabasında kene ısırması sonucu bulaşan KKKA nedeni ile 5 gün içerisinde ikinci ölüam vakası gerçekleşti. Geçtiğimiz Hafta Perşembe günü kene ısırması nedeni ile tedavi amaçlı olarak Sivas'a getirilen 3 çocuk annesi 41 yaşındaki Döndü Soydan da yaşamını yitirmişti.



BİR KURBAN DA ÇORUM'DAN



Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle tedavi altına alınan kişi, öldü.

Çorum'un Alaca ilçesine bağlı Küçükhırka köyünde çobanlık yaptığı sırada kene tarafından ısırılan ve götürüldüğü tedavi merkezinden OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edilen Osman Cenik (42), müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Bu arada, Osman Cenik'in eşi Badegül Cenik'in (36) de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle tedavi altına alındığı öğrenildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/90...d=229&sz=46467

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-06-2008, 13:13   #97
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
KEKLİK, KARINCA VEYA ÇEKİRGE GİBİ HAYVANLAR KENEYİ TÜKETMEZ


Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Zati Vatansever, “Bugün dünyada kenelere karşı kullanılabilecek bir biyolojik mücadele yöntemi yoktur. Keklik, karınca veya çekirge gibi hayvanların keneyi tüketeceğine ilişkin haberler ise, ne yazık ki; yanıltıcıdır.

Anılan hayvanların hiç biri kene popilasyonunu kontrol edemez, hatta keklikler kene sayısının artışına bile neden olabilir. Biyolojik mücadele konusunda bu gibi haberler, toplumda gereksiz beklentilerin oluşumuna neden olmaktadır ve bu durum insanların asıl hedef olan kişisel korunmaya odaklanmasına engel olmaktadır” dedi

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/90...d=229&sz=13702

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-06-2008, 11:23   #98
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-06-2008
Şehir: Zonguldak
Mesajlar: 8
bu parkları, piknik yerleri kapı önlerini bit,pire ve kene için ilaclamadaki en etkili ilac hangisidir yumurtalarını temizleyecek bilen arkadaslardan isimlerini alabilirmiyim

talkativeman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-06-2008, 13:34   #99
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
http://www.haseremarket.com/urun_detay.asp?pid=7277
Name:  1qas.jpg
Views: 1585
Size:  37.4 KB
http://www.toptanji.com/kene.html
KEN-KOV ADLI İLAÇ • Ken-Kov adlı ilacın sivrisinek kovucu ilaçlar benzeri bir sıvı olduğunu anlatan Mehdi Eker, Ken-Kov sürüldüğünde kenenin insana gelmediğini, özellikle arazide çalışanların bunu rahatça kullanabileceğini söyledi. Eker, Ken-Kov’un Avrupa ve Amerika‘da da yaygın kullanıldığını, özellikle Amerikan askerlerinin arazide çok kullandığı bir ilaç olduğunu kaydetti.

http://www.drtarsa.com/Haber.aspx?id=742


Name:  1asdew.jpg
Views: 2045
Size:  10.3 KB

http://www.weblebi.com/UrunDetaylari...2OwEgyU7LAqbqw

http://www.avmarketi.com/asp/show_st...t=11-ANTI-KENE
http://www.avmarketi.com/asp/show_st...duct=11-KENKOV

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-06-2008, 14:27   #100
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-06-2008
Şehir: Zonguldak
Mesajlar: 8
peki bu solfac 050 nasıl faydalımıdır

talkativeman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-06-2008, 15:35   #101
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
CHRYSAMED İN ETKİSİ

Haşerelerden kurtulmak için, Lütfen kendinizi ve çevrenizi zehirlemeyiniz. Pire için Yorgan yakmayalım.
Chrysamed Kendimize ve Çevremize zarar vermeden, Haşereleri yok eden yeni nesil bir İnsektısittir.
Chrysamed açık ve kapalı alanlarda kullanılabilen bir Haşere ilacıdır.
Chrysamed in etkisi kalıcıdır, 3 aya kadar devam eder.

Name:  1aswq.jpg
Views: 1558
Size:  8.9 KB



Chrysamed in knock down (ani), rezual (kalıcı) ve repellent (uzaklaştırıcı) etkileri Üniversite Raporları ile kanıtlanmıştır.
Chrysamed Ruhsatlı bir üründür.

Chrysamed Uluslararası Patentli bir Üründür Patent No: TR200500879
Chrysamed kokusuzdur, leke bırakmaz, yanmaz, alev almaz, tahriş etmez, itici gaz içermez.


Chrysamed in %99 u su dur.

Chrysamed yürüyen ve uçan haşerelere karşı etkilidir.Haşereler, Sinek, Sivrisinek, At Sineği, Güve, Arı, Kene, bit, Pire, Akar, Hamamböceği, Örümcek, Kırmızı Örümcek, Uyuz Böceği, Tahtakurusu, Karınca, Çekirge, Kalörifer Böceği, Termittler vs.soğukkanlıdırlar.

Özel formülü nedeniyle Chrysamed aynı zamanda dış mekanlarda örneğin bahçe, balkon, konut duvarları, çiftlik, kamping alanları, karavanlar ve piknik alanlarında veya trekking esnasında giysilerin üzerine de uygulanabilir.

Kapalı mekanlarda, örneğin oturma odasında, yatak odası, mutfak, restorant, otel, fırın, süpermarket, okul, kreş, hastane, ürün depoları gibi mekanlarda da kullanılabilir.

Chrysamed ‘in PH değeri nötrdür, ürün alev almaz ve tahriş etmez, leke bırakmaz. Bu nedenle de hassas yüzeylere dahi püskürtülebilir.

Chrysamed ayrıca uzaklaştırıcı bir etkiye de sahiptir, bundan dolayı da işlem gören yüzeylerden haşereleri uzak tutmaktadır.

Chrysamed uyguladığınız yüzeylere ulaşan haşereleri yok eder. Bu Haşerenin türüne göre birkaç dakika hatta birkaç saat bile sürebilir . Bu nedenle Chrysamed doğru anlaşılıp, uygulanmalıdır.

SUYUN GÜCÜNÜ KULLANAN FORMÜL
Chrysamed´in sırrı CHRYSA kompleksinden kaynaklanmaktadır. Chrysa, su bazlı maddelerle yağ bazlı maddeleri stabil ve tam homojen olarak birleştirebilmekte ve su´yu katalizatör olarak kullanmaktadır. Bu sayede takriben %99´u su olan bir ürün sadece %0,18´lik etkili madde içermektedir. Çünkü Chrysa su moleküllerinin yüzey gerilimini alarak haşerenin solunumuna direk etki etmesini sağlamaktadır. Chrysamed insanlar, hayvanlar, bitkiler ve çevremize zarar vermeden, herkes tarafından kolayca kullanılabilmektedir.

Haşereler Chrysamed in uygulandığı alanları önceden sezerek o bölgeden uzaklaşmaya veya o bölgeye girmemeye çalışırlar. Bu da Chrysamed´in haşereleri uzak tutma özelliğini ( Repellent etkisi) oluşturmaktadır

http://www.chrysamed.com/tr/etki.asp

Unutmayınız ki; haşereyi anında öldürecek kadar zehir içeren ilaçlar insanlar içinde çok tehlikelidirler!..

http://www.ziraatcim.com/default.asp...p=ilac&yer=552

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 20:00   #102
Ağaç Dostu
 
Funda Kalaycıoğlu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-11-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 264
Kene KKKA / Biyolojik mücadele mümkün mü?

Forumda daha önce kene konusu iki ana başlıkta gündeme gelmiş fakat ben 'bitkisel mücadele' konusunun ayrı başlık altında açılması gerektiğini düşündüm. Yanlış yapıyorsam moderatörümüzün doğru yere taşıyacağı fikrinden cesaret alarak yeni bir başlık açtım.

"Bahçelerimizin hobi olmaktan çıkıp kabus kaynağı haline gelmemesi için zehirli ilaçlamalardan başka yapılabilecek bir şeyler olmalı"
diye internette araştırma yaparken aşağıdaki yazıya rastladım ve sizlerle paylaşıp fikirlerinizi almak istedim:

Alıntı:
"...................
Şimdi hastalığa karşı çözüm olarak böcek öldürücü kullanılması öneriliyor.

Tıpkı kuş gribinde tamiflu satışlarının patlaması, karlı bir cinayet halini alan endüstriyel tavukçuluğun öne fırlaması gibi bu hastalıkta böcek ilacı satışlarını patlatacak.

Oysa böcek öldürücüler doğada öylesine derin bir tahribat oluşturuyor ki sonuçta keneler ölse bile, ikinci kuşakta böcek ilaçlarına dayanıklı mutasyon geçirmiş nesiller ortaya çıkacak.

Nasıl antibiyotikler vücudun doğal savunma sistemini tahrip ettiği için sürekli hastalıklar dirençli yeni nesil mikrop ya da virüslere karşı yeni antibiyotikler üretiliyorsa-ki bilim şimdiden bu savaşın mikroplar lehine sonuçlandığı kanısında-böcek öldürücülerde de aynı durum söz konusu. Her geçen gün yeni kimyasallarla böceklere karşı savaş açılıyor.

Oysa nasıl böcek öldürücüler faydalı ve doğal düşman konumundaki böcekleri de yok ederek “düşman”ın rahatça gelişimine olanak sağlıyor ise, kenelere dönük bu kimyasal saldırı da kenelerin doğal düşmanlarının da ölümüne (en başta tavuklar başta olmak üzere onlarla beslenen kuşların) neden olacak. Böylece keneler ilaçlara dayanıklı yeni nesiller ile mekânlarımızda ölüm saçmaya devam edecekler.

Tarım ilaçları, böcek öldürücüler doğada uzun süre kalabiliyor. Ekoloji tarihinde özel bir yeri olan Rachel Carson’nun, Sessiz Bahar kitabı bu felaketi anlatır. Carson’a göre insan, yüzyıllarca sadece kendi çıkarını düşünmüş, kendi çıkarını kollamaktan başka bir şey yapma gereğini duymamıştır. Doğayı emrine geçirmek için her türlü hileye başvurmuştur. E.B. White’ ın dediği gibi “Eğer kendimizi bu gezegene uydurmaya çalışsak, onu kuşkucu ve diktatörce bakış açısıyla değil de değerbilir biçimde görebilseydik varlığımızı sürdürebilme şansımız daha yüksek olurdu.” Rachel Carson da bazı bilim adamları ve hümanistler gibi gerçekleri fark etmiş ve o dönemde kimsenin cesaret edemeyeceği şeyleri yazıp, gerçekleri halka göstermeye çalışmıştır. Bu kitabın yayınlanması da aslında o kadar da kolay olmamıştı, çünkü hiçbir yayınevi zararlı kimyasallar üreten endüstri devleriyle karşı karşıya kalmak istemiyordu ve her şeyin ekonomik çıkarlara dayandığı bu devirde, Carson zoru başararak 1962′ de kitabını yayınlamış ve zararlı kimyasalların önüne geçme hedefindeki ilk adımını atmıştır.

O günden bu yana biliyoruz ki böcek öldürücüler havaya, suya karışmakta besin zinciri yolu ile diğer canlıların yağ dokusunda birikmekte. Bu da özellikle kuş neslini olumsuz etkilemekte. Çünkü bu ilaçlar kuşların yumurtasındaki kireç tabakasını azalttığından, kuş yavruları yumurtaların çok erken çatlaması neticesi bir sürü yavru kuş ölüyor.

Oysa bir çok kuş türü tüm hayatları boyunca sadece böcek yiyerek geçinirler. Bunlar arasında kırlangıçlar ve gece atmacaları anılabilir. Birçok tohum yiyen kuşlar da, yuva dönemlerinde böcek yerer. Zira tohum yiyen böcekler, yuvalarını böceklerin fazla oldukları dönemlerde yaparlar ve böcek nüfusunun azalmasında önemli rol oynarlar

Sadece böcekler değil böcekler için zehirli etkisi olan bitki türleri de var ve bitki türleri bir çok böceği özellikle de azotlu besinler alanları zehirleyerek nüfuslarını kontrol atında tutuyor. Sigaranın hammaddesi olarak tanıdığımız tütün (nicotîana tobaccum), yeryüzünde bulunan en zehirli bitki ailesinin (solanaceae) bir üyesi olan patlıcangillerde bulunuyor. Tütün bitkisi içinde bulunan ve nornikotin ve anabasin adı verilen bileşikler, insanlar ve diğer memeliler için orta düzeyde zehirliyken böcekler için öldürücü derecede zehirli. 1690 yılından beri böcek öldürücü olarak kullanılan tütün yapraklarının kullanımı 1950 yılından sonra artış gösteriyor. Tütün yapraklarından elde edilen özüt suyla karıştırılarak tarlalara püskürtülüyor. Tütünden elde edilen bu doğal zehir, böceklerin vücuduna solunum yoluyla gaz halinde girerek sinir sistemlerini felç ediyor ve böceğin ölümüne neden oluyor. Tütünden elde edilen doğal zehir özellikle emici tipte ağzı olan ve yumuşak vücutlu böceklere karşı etkili oluyor.

Papatyagiller (asteraceae) ailesinden olan krizantem (chrysanthemum cinerariaefolium), bilinen en eski ve en yaygın kullanım alanına sahip doğal böcek öldürücü konumunda. Çiçeklerinden elde edilen özütünde bulunan krisantemik ve pyretrik asitler, böcekler için öldürücü nitelikte. Bu bileşikler, böceklerin sinir hücrelerinin aşırı uyarılması sonucunda kaslarının kasılması ve felç olmalarına, daha sonra da hızlı bir şekilde ölmelerine neden oluyor. Krizantemden elde edilen ilacının güneşten çabuk etkilenmesi, onun geniş alanlarda kullanılmasına engel oluyor. Ancak susam ekstresiyle karıştırılarak tarlalarda da kullanılabiliyor.

Sofralarımızın vazgeçilmez garnitürlerinden olan sarımsak da kuvvetli bir böcek zehiri. Zambakgiller (Liliaceae) ailesinden olan bu bitki, sahip olduğu kükürtlü bileşikler sayesinde zararlı böceklerin bitkilere yaklaşmasını önlüyor. Bu tip bileşiklere böcek kovucu adı veriliyor. Sarımsaktan elde edilen özüt böcekleri öldürmediği için, böcek öldürücülere göre daha sık kullanılması gerekiyor.

Tütün ile aynı aileden olan acıbiber (capsicum annum) da böcekler için hem kovucu hem de öldürücü olarak kullanılabiliyor. Bibere acılığını veren bileşikler, böcek kovucu özelliğe de sahip. Yani biber özü sıkılan alanlara böcekler yaklaşmıyor. Hardal özüyle karıştırılan acıbiber özleriyse böceklerin ölümüne neden oluyor. Acıbiber bileşikleri böceklerin hücre zarını delerek, öldürücü olan hardal bileşiklerinin sinir hücrelerine girmesine ve onları etkisiz hale getirmesine yarıyor.2

O yüzden tarım il müdürlükleri kırsal alanları kimyasal ilaçlara boğmak yerine ekolojik bir mücadele verirlerse hem kene sorunu kökten çözülmüş olur hem de diğer canlıların yok olmasına neden olmamış olurlar. Nitekim keklik, sülün gibi kuş türleri ile başlayan bu mücadele bitkilerle de desteklenerek sürerse kenelerin doğal düşmanlarına zarar vermeden kene nüfusu kontrol altına alınabilir.

......................."
Ne Kuşsuz Ne Kenesiz- Dilaver Demirağ

http://yesilgazete.org/2008/05/29/ne-kussuz-ne-kenesiz/


Uzmanlarımızdan da fikirlerini ve önerilerini rica ediyorum. Gerçekten de çevreyi geri dönülmez bir şekilde etkileyecek olan bu zehirleri kullanmak yerine, bahçemizin belirli bölgelerinde yetiştirebileceğimiz 'kenesavar' bitkiler var mı ve sizce ne kadar etkili olabilirler?
Saygılar.

Funda Kalaycıoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 20:43   #103
Ağaç Dostu
 
Funda Kalaycıoğlu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-11-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 264
Yaptığınız düzenleme için teşekkürler sayın moderatör. (Bunca mesajdan sonra hala bu işi hakkınca yapmayı öğrenemedim ne yazık ki...)

Internette gezinirken bazı hayvan dostu sitelerde (örn. havhav.com) kekik suyu önerildiğini gördüm az önce... "Yukarıda belirtilen bitkilere kekiği de ekleyebilir miyiz" diye uzmanlarımıza sormak istedim.
Saygılar.

Funda Kalaycıoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 21:07   #104
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Rica ederim

Alıntı:
Doğada böceklerin birbirlerini yiyerek beslendiğini vurgulayan Yrd.Doç.Dr. Açıcı, doğada gelişi güzel ilaçlama yapılmaması gerektiğini belirterek, “Bu doğanın dengesini bozuyor. Böcekler birbirlerini yiyerek besleniyor” dedi.
İlaçlama konusu gerçekten önemli. Bir tarafı düzelttik sanırken tümden bozmak söz konusu...

Alıntı:
Keklik, sülün gibi kuşların da, özellikle yavrularını besledikleri dönemlerde böceklere yöneldiklerini anlatan Yrd.Doç.Dr. Mustafa Açıcı, “Keklik ve sülünler keneleri avlayabilir. Ama bunların avlaması keneleri önlemede herhangi bir değer teşkil etmez” diye konuştu.
Keklik ve sülünlerden de pek umut yok gibi...

Hürriyet

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 21:51   #105
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 21-02-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 73
Galeri: 1
Keneler hakkında;

Merhaba Arkadaşlar ;

Ağaçlar net'te bitkiler, ağaçlar konusunda bilgileneyim derken gene kendimizi börtü böcek ve hayvanlar aleminde bulduk.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi ve keneler arasında direk bir ilişki var.Bu doğru.Her kene potansiyel hastalığın konakçısı olabilir.
Keneler daha çok sulak alanlarda ,ormanlık , meraya yakın köylerde, hayvan barınaklarında, hayvanların daha çok yayıldığı ve dinlendikleri bölgelerde bulunurlar.
Bazı araştırmalar kenelerin 2-3 yıl gibi hiç beslenmeden yaşayabildiklerini söylüyor.
Kenelerle ilgili yapabileceğimiz en güzel önlem kene ısırıklarında keneyi kendimiz uzaklaştırmadan en yakın sağlık kuruluşuna giderek keneyi uygun metotla aldırmak.Keneyi alacak kişinin bu konuda bilgisi olması gerekir.Kene ısırıklarında ilk 12 saat çok önemlidir.Bu süreyi geçirmeden müdahele edilmelidir.
Şehirlerde hobi amacıyla yaptığınız bahçelerde keneyle sık sık karşılaşacağınızı düşünmüyorum.
Ancak evinizde ve bahçenizde hayvan besliyorsanız **** yakınlarınızda hayvan sürüleri varsa risk elbette vardır.
Size en yakın Veteriner Hekim kliniğine giderek evinizde beslediğiniz hayvanlarınızı muayene etirerek uygun dış parazit ilaçlamasını yaptırabilirsiniz.
Bağı, bahçeyi , merayı **** genel manada doğal bitki örtülerini gelişigüzel ilaçlamanın manası yoktur !...

Sevgi ve Saygılarımla

Turkavianvet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 21:59   #106
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Benim anlamadığım kene virüs taşıyorsa, kim çekerse çeksin oradan, hasta ölüyor. Bu yüzden keneyi hastanede çektirin demek, çok fazla bir anlam içermiyor. Denemeyle sabittir, bu işi de seksen liraya yapıyorlar.
Diğer yandan virüs için yakın gelecekte herhangi bir çözüm bulma olanağı yok, ya da ona yakın.

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 22:29   #107
Ağaç Dostu
 
Funda Kalaycıoğlu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-11-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 264
Kendi bahçemizde ısırıldıktan sonra çare aramak yerine, ısırılmamak yani bahçemizi kenelerin hoşlanmayacağı bir hale getirebilmek için ne tür bitkilerden yararlanabileceğimiz konusunda uzmanlarımızın neler diyeceklerini merakla bekliyorum.

Örneğin, krizantemleri çiçek tarhlarımızın ön sıralarına serpiştirsek, sebze bahçesi ya da benzeri uzak bir köşeye bir kaç sap sarmısak ve sevmesek bile acıbiber eksek, kekikleri öbek öbek yerleştirecek bir yerler bulsak... Acaba olur mu? Dilaver Bey bitki dünyasının en zehirli ailelerinden patlıcangillerden söz etmiş. Bu aileden bizim bu işimize yarayacak başka bitkiler olabilir mi?
Tütünden söz edilmiş ama biz öyle gelişigüzel bir şekilde bir iki fide tütün dikebiliyor muyuz bahçelerimize?

Bu başlığı açmaktaki amacım, 'kenelerle bitkisel yolla mücadelenin mümkün olup olmadığını' öğrenebilmek... Dilerim bir yolu olsun!
Saygılar.


Düzenleyen Funda Kalaycıoğlu : 19-06-2008 saat 22:30 Neden: paragraf hatası
Funda Kalaycıoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 23:14   #108
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
http://www.zecke.de/index.php?id=515

Keneyi böyle çıkarabilirsiniz.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 23:19   #109
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,419
Galeri: 5
Bu saydığınız bitkilerin de birçok zararlısı var, bunlarla da kimyasal mücadeleler yapılıyor.
Anladığım kadarıyla yazıda bu bitkilerden elde edilen özütlerden bahsediliyor.
Sadece bahçede yetiştirmenin keneyi kaçırmakta pek faydası olacağını sanmıyorum.

.

Ferda Ülkümen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 23:29   #110
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 21-02-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 73
Galeri: 1
İki Yanıt ;

Merhaba Arkadaşlar ;

Cevap 1 ; Mehmet Bey'in anlamadığı konuyu açıklayayım.Her kene virüs taşıyıcısı değil.Bilimsel araştırmalar ve bilim dünyası virüs taşıyan kenelerin ilk 12 saatte virüsü insana bulaştırmadığı yolundaki bilgileri.Yani bir yerde insanoğluna zaman veriyor.

Şimdi kenede virüs olduğunu varsayalım.Siz kopardınız ve kenenin başı koptu!... Ya da kenenin kan dolu baloncuğunu kopardınız !...O zaman kene virüsü serbest kalıyor yani bulaşıyor.Keneyi uzman birisi koparttığı zaman cımbız veya özel penslerle dikkatlice çıkarınca kenenin başı kopmuyor.Virüs'te bulaşmamış oluyor.

Konuyla ilgili detay bilgilere Tarım ve Köyişleri Bakanlığı , Sağlık Bakanlığı'nın web sitelerinden ulaşabileceğiniz gibi her iki bakanlığın büroşürlerinden temin edebilirsiniz.

Cevap 2 ; Keneler'in beslenme zincirlerine ve hayat siklüslarına göz atmamız bize yol gösterici olabiliyor.

Keneler öncelikle küçük hayvanlarla , kuşlarla besleniyor. Sonraki tercihleri kaplumbağa , tavşan gibi hayvanlar. En son aşamada küçükbaş ve büyükbaşlar. Bunları bulamayınca doğal barınma ve üreme yerlerine giden insanlardan beslenme yolunu tercih ediyor.

Yani sizin hobi bahçeniz onların doğal barınma alanı değiller. Sizin hobi bahçenizin konumunu tam olarak bilemiyorum. Çevrede hayvan var mı ? Eski ahır var mı? Keneler sizin hobi bahçenize nasıl gelebilir ? Bahçenizde kene gördünüz mü ?

Keneler bitkilerle beslenmiyor !...Bitkileri yol gibi köprü gibi kullanıyorlar. Bitkilerin uçlarına doğru tırmanıyor **** ağaçlara tırmanıyor oradan geçen canlıların vucut ısılarını algılayarak atlıyorlar.

Bana göre kenelerle bitkiler yoluyla mücadele etmek pek mantıklı gelmiyor. Olsa olsa biyolojik yöntemlerle mücadele edilebilir. Hayat siklüsunu sekteye uğratacak tahribatlardan kaçınılır. Kenelerle beslenen canlılara yaşam hakkı tanınabilir.

Buradan hareketle bir cografya'nın doğal bitki örtüsünü korumak o bölgedeki doğal canlılarında dengede kalmasını sağlayacaktır. Böyle bir yaklaşım benimsemek dolaylı olarak sizin söylediğiniz kenelerle bitkiler veya ağaçlar vasıtasıyla mücadele etmek manasına gelebilir.

Olağanüstü ve bildiğimiz kadarıyla sadece DÜNYA da olan HAYAT bize kendini tekrar tekrar hatırlatıyor.

Dün kuş gribi , bu gün Kırım-Kongo hastalığı (Keneler taşıyıcı) yarın başka başka hastalıklarla karşılaşacağız !...

Örneğin geçenlerde okuduğum bir haberde 1500 lü yıllarda Avrupa nüfüsunun 1/3 ünün ölümüne neden olan VEBA hastalığının tekrar hortlayabileceği riski üzerinde bilimadamları harıl harıl çalışıyorlar.
Çin Gribi , Nil Virüsü gibi pek çok hastalık kapıda nöbet tutuyor!...

Birkaç örneğini verdiğim bu salgın hastalıklar veya muhtemel diğer tehlikelere ( ozon tabakası , küresel ısınma , kuraklık , doğal afetler vs ) karşı sitemiz ağaçlar net üyelerinin duyarlılıkları DOĞAL HAYATI KORUMAK tan yana göstermiş oldukları çalışmalardır.

Bu sorunlar tüm dünya insanlarının ortak sorunları olmasına rağmen duyarlılıklar kişiden kişiye değişebiliyor.
Bir bitki yetiştirebiliyorsak bir fidan dikebiliyorsak sorumluluğumuzu bir nebze yerine getiriyoruz demektir.
Gelecek nesillerimiz hepinize minnettar kalacaktır.

Sevgi ve Saygılarımla

Turkavianvet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2008, 23:37   #111
Ağaç Dostu
 
üzüm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: Sarıcakaya/Eskişehir
Mesajlar: 1,606
Galeri: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Turkavianvet Mesajı Göster
...Her kene potansiyel hastalığın konakçısı olabilir....
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Turkavianvet Mesajı Göster
...Her kene virüs taşıyıcısı değil....
Kafam karıştı... Yanlış mı anlıyorum?

üzüm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-06-2008, 13:42   #112
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Teşekkürler Denizakvaryumu !

Ürün güzele benziyor. Mutlaka almalıyım çünkü tatilimi zehir etmek istemiyorum. Eczanelerde bulabilirmiyim? Merak ettimde.

Peşinen teşekkürler.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-06-2008, 05:39   #113
Ağaç Dostu
 
Penelophe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-04-2007
Şehir: İzmir
Mesajlar: 5,468
Galeri: 373
Cemal bey aklınızda olsaun, cilde sıkılan sinek kovucuların, keneye karşı olanları da mevcut.

Penelophe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-06-2008, 07:30   #114
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Teşekkürler Penelope.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2008, 14:04   #115
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
İlaçlama yüzünden keneler daha da artacak

Ankara Üniversitesi (AÜ) Veterinerlik Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Zafer Karaer, kenelerin aktif oldukları yaz aylarında ilaçlama yapılmasının gelecek yıl kene sayısında artışa neden olacağını bildirdi.

AA muhabirine bilgi veren Karaer, Türkiye’de ziraat ve hayvancılık alanında kullanılan ilaçların temel etkileşim maddelerinin aynı olduğunu belirtti. "Bu preparatların doğadaki tahribatları ve etkileşimleri üç aşağı beş yukarı birbirine benzerdir" diyen Karaer, Türkiye’de yıllık yaklaşık 100 bin ton ilaç kullandığını söyledi.

Zafer Karaer, şöyle konuştu: "Bu miktar Türkiye yüz ölçümüne vurulduğunda, her metrekareye düşen ilacın yarattığı tahribat, ekosistem açısından inanılmaz büyük. Sadece ilaçlar değil, Türkiye’de orman arazilerinin yakılması ve tarla amaçlı açılması da ekosistemi bozuyor. İnsanın doğayı tahrip etmesi, dönüp dolaşıp insanı vuruyor. Bu etkenler yüzünden ekosistemin bazı noktalarında kırılmalar oluşuyor. Bu noktaların dolmaması felaketlereneden oluyor."

-"İLAÇLAR KENE YİYEN CANLILARI YOK EDİYOR"-

Karaer, kenelerin aktif ömrünün yaklaşık 5 ay sürdüğünü ve bu sürenin sonunda 5-10 bin civarında yumurta verdiğini kaydetti.
Kenelerin pasif dönemlerinin Ekim-Mart ayları arasında olduğunu aktaran Karaer, pasif dönemde toprak altında yaşayan ve kışı burada geçiren kenelerin yaz aylarında uyanarak, faaliyete geçtiğini söyledi.
Kenenin ömrü boyunca insan veya hayvanda bulunma ve kan emme döneminin 1 ay olduğunu belirten Karaer, kalan süreyi yumurtlamak veya korunmak için toprak altında geçirdiğini bildirdi.

Karaer, "Bundan sonra sığır veya koyunda kene görülmez. Yumurtlama dönemlerinde, yerleri tespit edilmeli. İlaçlar yerine, bazı mantarlar toprağa bırakılarak kene üremesi önlenebilir veya kene yiyen canlılar toprağa bırakılabilir. Kenelerin yumurtaları topraktan dışarı çıkarılarak üremeleri için uygun ortam yok edilebilir. Bu yumurtalarıkuşlar bile yer. İlaçlama yapılması zorunlu değil" diye konuştu.

Kenelerin yerlerinin tespit edilmesi ve bu bölgelerde ilaçlama yapılmasının doğru olacağını kaydeden Karaer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlaçlama, kenelerin aktif döneminde, bu aylarda yapılırsa gelecek yıl sayılarında artış olur. Keneler bu dönemi toprak altında geçiriyor. Bu nedenle ilaçlar kenelerin yerine, onları yiyen canlıları yok ediyor, böylece çoğalıyorlar. Aslında ilaçlamanın faydalı olmadığı belli zaten.

Geçen sene 4 trilyonluk ilaç alındı, 25 ilde uygulandı. Bu sene 30-40 trilyonluk ilaç alınmış, il sayısı da artarak, 36’ya çıktı. 60 senedir her sene Türkiye’ye 60 tür ilaç girdi. Kenelere ne kadar farklı ilaç verilirse direnci o kadar çok artar. Geçen sene dağıtılan ilaçların illere göre etken maddeleri farklı. Bu sayede kenelerde birden çok ilaca karşı direnç oluştu. İlaç şirketlerinin hedefi de bu. Ne kadar fazla direnç kazandırılırsa o kadar çok ilaca bağımlılık artar."

-"AVLANMA KENELERİ ARTIRDI"-

Zafer Karaer, sürek avlarında kuş, bıldırcın, keklik, ceylan, yaban domuzu avlandığını, bu nedenle kenelerin ve başka zararlıların arttığınıbelirtti. Karaer, "Bunlar kenelerle beslenebileceği gibi, keneler de buhayvanların üzerinde yaşamlarını sürdürebilir. Bu hayvanları avlayınca,oradaki keneler farklı canlılara ve insanlara gider. Çünkü beslenme ihtiyacı içinde.

Diğer taraftan keneyle beslenen türlerin azalması, kenelerin artmasına neden oluyor. İlaçlama yerine avlanmada belirlenenkotalar düşürülmeli" diye konuştu.

Türkiye’de köyden kente göçler nedeniyle köylerde kontrol altındaki arazilerin zaman içinde kırsallaştığını, bu nedenle kenelerin daha çok ürediğini de kaydeden Karaer, köye dönüş projelerinin artırılması gerektiğini söyledi.
AÜ Veterinerlik Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Karaer, vatandaşlara kontrollü ve yaban hayvanlarının girmediği yerlerde piknik yapmalarını önerdi.

Seval Ocak

Milliyet

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2008, 16:21   #116
Ağaç Dostu
 
Organik's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-07-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 105
Galeri: 46
Birçok kişi keneyi ciddiye almayabiliyor, üstüne bastınmı ölüyor diyorlar. Halbuki tehlike kenenin içindeki virüslerdedir, bulaşıcı ölümcül hastalıklarla aynı şeydir bu durum.. Açık bir yaradan bile geçmekte virüsler, kene öldürülse bile hastalık saçan virüs canlı kalmaktadır.

Kenenin hakkından karıncalar gelir:
Eskişehir Orman Bölge Müdürlüğü, keneyle mücadele için ilginç bir yöntem uyguluyor. Sündiken dağları ile Çatacık bölgesinde, kene ve böcekleri yiyerek üremesini önleyen “Formica Rufa” (Kırmızı Orman Karıncası) adı verilen ve halk arasında kırmızı atom olarak tanınan karıncaları, sığırcık ve baştankara kuşlarını tespit eden Orman Bölge Müdürlüğü, beslenmelerinin yüzde 7’sini kene ve böcek yiyerek sağlayan bu canlıları il genelindeki ormanlık ve piknik alanlarına taşıdı. (Temmuz 2008)

Orman Bölge Müdürlüğü, bu karıncaların yaşaması için gerekli olanakları sağlarken, kuşlar için de barınaklar kurdu. Bölgede, her yıl orman içindeki ağaçlara 2 bin kadar kuş yuvası asılıyor. Kırmızı atom karıncalar, sığırcık ve baştankara kuşları, yaz aylarında adeta ormanların gönüllü temizlikçisi durumunda. Ormanlık alandaki böcek ve keneler ile beslenen söz konusu hayvanlar, ağaçları böceklerden kurtarırken keneleri de yiyerek üremesini engelliyor. Daha çok Sündiken dağları ile Çatacık bölgesindeki sarıçam ormanlık alanında bulunan atom karıncalar ile Sığırcık ve Baştankara kuşları kısa zamanda ormancıların da gözbebeği haline gelmiş. Kırmızı atom karıncalar, Sığırcık ve Baştankara kuşları sayesinde ağaçlar zararlı böceklerden arındırılırken, vatandaşlar da kene kâbusu karşısında rahat bir nefes almış durumda.

Eskişehir Orman Bölge Müdürü Sıtkı Küçüköz, kırmızı karınca, sığırcık ve baştankara kuşlarının zararlı böceklerin yanısıra keneleri de yediğini söyledi. Bu canlılar sayesinde olumlu sonuçlar aldıklarını belirten Küçüköz, bölgelerinde artık kene vakalarının çok azaldığını kaydetti. Kırmızı karıncanın etobur olduğunu, söz konusu kuşların da günlük böcek tüketiminin kendi ağırlığından fazla olduğunu dikkat çeken Küçüköz, “Bu canlıların keneleri yediğini kitaplardan öğrendik. Beslenmelerinin yüzde 7 sini kene ve böceklerle sağlayan bu canlılar, ormanların yanı sıra insanları da zararlı böceklerden böylelikle koruyor. Bir karınca kolonisi yılda 24 kilogram, bin adet Sığırcık kuşu ise ayda 20 ton böcek türü yer. Baştankara kuşlarının besinlerinin yüzde 70 ini ise böcek türleri oluşturur” İfadesini kullandı.

Organik Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-07-2008, 18:27   #117
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
İşçilerin kaldığı eve kene dolu torba atıldı

30.07.2008 18:07Antalya'da 25 işçinin kaldığı tek katlı eve, pencereden, içerisinde 30 kadar kenenin bulunduğu iki poşet atıldığı iddia edildi.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, işçi Bahattin Candan, Fabrikalar Mahallesi 3043 Sokak'ta, TEDAŞ'ın inşaat işlerinde çalışan 24 arkadaşıyla topluca kaldıkları evin penceresinden, içerisinde keneler bulunan iki torba atıldığı ihbarında bulundu. Poşetlerdeki 30 kadar kenenin bir kısmının vatandaşlar tarafından ezilerek öldürüldüğü belirlendi.
Bahçelievler Polis Merkezi ekipleri, sokağı kordon altına alarak, trafiğe kapattı ve vatandaşların sokağa girişini engelledi.
Polis, evin bahçesindeki bir masaya konulan kenelerin bulunduğu poşete kimseyi yaklaştırmazken, yaklaşık iki saat sonra Tarım İl Müdürlüğünden veteriner hekim Ercan Karabay'ın da aralarında yer aldığı bir ekip olay yerine geldi. Ekiptekiler poşette canlı kalan 15 keneyi plastik iki kavanoza koyarak, bölgeden ayrıldılar.
Kenelerin Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı virüsü taşıyıp taşımadığının belirlenmesi amacıyla Ankara Etlik'teki Merkez Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsüne götürüleceği bildirildi.
Tarım İl Müdürlüğü ekiplerinin ayrılmasından sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Müdürlüğü ekipleri evde ve sokakta ilaçlama yaptılar.
Eve atılan kene yüzünden tedirginlik yaşayan vatandaşlar, Tarım İl Müdürlüğü uzmanlarına, bölgeye geç geldikleri için tepki gösterdiler.
Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

Kaynak: Haberturk.com

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-07-2008, 21:18   #118
Ağaç Dostu
 
zenfree's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,657
Galeri: 341
Çok düşündürü bir haber. Terör eylemi gibi. "Canlı bombaların yerini kene taşıyıcılar mı alıyor" diye akla geliyor.

zenfree Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-07-2008, 21:58   #119
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-06-2008
Şehir: Artvin
Mesajlar: 394
Galeri: 25
Biyolojik savaş. Gerçekten tüyler ürpertici.

Emine Aktaş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-07-2008, 22:23   #120
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Yunanistan sınırlarında hayatını kaybaden kişi bir türk.


Alıntı:
Kene Yunanistan’da da can aldı

02.07.2008 22:17

Batı Trakya’da Gümülcine bölgesinde geçen hafta yüksek ateş belirtileriyle hastaneye kaldırılan Fatma Kuşoğlu (42) Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı’ndan öldü.
Rodop Valisi Aris Yannakidis, Gümülcine’de düzenlediği basın toplantısında, kuşku üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, 25 Haziran’da ölen Fatma Kuşoğlu’nun ölüm nedeninin, halk arasında "kene hastalığı" olarak bilinen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olduğunun belirlendiğini açıkladı.

Yannakidis, bölgede ilk kez rastlandığını belirttiği hastalıkla ilgili Yunanistan Sağlık Bakanlığı tarafından gereken tüm önlemlerin alındığını ve hastalığın salgına dönüşme olasılığı bulunmadığını söyledi.

Yannakidis, Kuşoğlu’nun, 20 Haziran’da, vücuduna yapışan keneyi kendisi çıkardıktan sonra yüksek ateş belirtileriyle hastaneye kaldırıldığını ve 25 Haziran’da vefat ettiğini bildirdi.

Kaynak: Haberx.com

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 20:59.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024