agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   Biyoteknoloji (http://www.agaclar.net/forum/biyoteknoloji/)
-   -   Kombu Çayı (Kombucha) (http://www.agaclar.net/forum/biyoteknoloji/11320.htm)

Selahattin Yılmaz 19-11-2008 01:33

Kombu Çayı (Kombucha)
 
1 Eklenti(ler)
Eklenti 53252

Kombu Çayının Faydaları
* Ömrü uzatır.
* Tüm salgı bezlerini ve hormon savunmasını uyarır.
* Vücutta sağlıklı bir pH dengesi sağlar.
* Vücuttaki atık madde ve zehirli maddelerin suda çözülebilir hale gelerek atılmasını sağlar
* Kan dolaşımını hızlandırır.
* Metabolizmayı uyarır.
* Kalp atış ritmini düzenler.
* Kanı temizler.
* Sinir sistemini düzenler.
* Yüksek tansiyonu düşürür, huzursuzluğu yatıştırır.
* Sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar ve mide düzensizliklerini giderir.
* Astımı tedavi eder, astım krizlerini giderir.
* Kan şekeri seviyesini sabitleyerek, şeker hastalığını tedavi eder.
* Alerjileri hafifletir ve zamanla giderir.
* Sertleşmiş karaciğeri yumuşatır ve yeniler.
* Böbrek faliyetlerini geliştirir.
* Kanseri önler ve tedavi eder.
* Antioksidant nedeniyle oluşan radyasyona karşı koruyup serbest radikallerle savaşır.
* Hücre duvarının yeniden oluşumunu sağlar.
* Doku sertleşmesini (multiple scloris; MS) tedavi eder.
* Damar sertliğini (arterioscloresis) tedavi eder.
* Elastikiyet sağlar ve gevşek eklemleri kuvvetlendirir.
* Mafsal iltihabı (arthritis) ve romatizmaya iyi gelir.
* Gut hastalığına iyi gelir.
* Böbrekteki ve idrardaki kumu döker, safra kesesi taşlarını düşürür.
* Vücuttaki ürik asit ve kolesterolü suda erir hale getirerek vücuttan atılmasına yardımcı olur.
* Peklik (kabızlık) problemini giderir.
* Hemoroidi tedavi eder.
* Yorgunluk bitkinlik ve sinirliliği giderir.
* Herpes virüsünün soğuk algınlığı ağrılarını ve uçuk oluşturmasını engeller.
* Siğil ve Dysplastik lekeleri yok eder.
* Anjine çare olur.
* Epstein-Barr virüsüne dayanan kronik yorgunluk hissini tedavi eder, öpüşme hastalığı (mononucleosis) iltihaplanmasını iyileştirir.
* Kan sayımını normalize eder.
* Akciğerlerdeki bronşiti, öksürük ve balgamı gideririr.
* Bademcikleri tedavi eder (sirkeleşmiş çay, gargara şeklinde kullanılabilir).
* Kan damarlarını genişleterek ve kardiak kasını uyararak kalp problemlerini giderir.
* Adale ağrılarını giderir.
* Baş ağrılarını yok eder.
* Uykusuzluğu giderir.
* Mikrobik ishali durdurur.
* Koliti tedavi eder.
* Koruyucu bağırsak mikroplarını sağlayan sağlıklı bakteriler ve kolon oluşturur.
* Saç uzamasına yardım eder, kelliği engeller, gri saçın rengini koyulaştırır.
* Görüşü kuvvetlendirir.
* Korneada oluşan formasyonları ve kataraktı giderir.
* Vücut ağırlığını düzenler, yağları yok eder.
* Susuzluğu giderir ve egzersiz sırasındaki performansı artırır.
* Mantar türü enfeksiyonlara (candida gibi) karşı savaşır.
* Kapsamındaki antivirütik ve antibiyotik özellikler sayesinde iltihabi durumları yok eder.
* Cinsel potansiyeli canlandırır.
* Menapoz rahatsızlıklarını düzene sokar.
* Deri üzerindeki yaraları tedavi eder.
* Ciltteki kırışıklıkları, çilleri ve kahverengi lekeleri yok eder.
* Deri nemlendiricisi görevi görür, (Kombu çayı içilerek kullanırken cilde faydalı ise de, deri dışından tatbik edildiğinde de çok etkilidir. Fazla mantarlar blenderdan geçirilerek harika bir cilt bakım kremi elde edilmiş olur.)
* Deriye spreyle ya da sürülerek uygulandığında antibakteriyel asit tabakası görevi görür.
* Sirke formundaki çay, sivrisinek ve pire ısırıklarından, egzamadan ve zehirli bitki dikenlerinden dolayı oluşan kabartıları yumuşatıp rahatlatır.
*Sirke formundaki çay, saçlar şampuanladıktan sonra durulama suyu ile kullanılırsa çok güzel parlak saçlar oluşur ve saç telleri kalınlaşır.

Çay sirke sertliğine geldiği zaman içmek için kuvvetli gelebilir, o zaman bir kavanoza biberiye (rosermary), sarımsak, adaçayı ve acıbiber gibi baharatla birlikte hoş bir salata sirkesi hazırlanır. Sirkeleşmiş çayı cam porselen ve plastik yüzeylerin temizliğinde de oldukça etkilidir. Mexico’da bazı annelerin bana söylediklerine göre, bebekleri ateşlendiğin+A91de, salgı bezleri şiştiğinde veya pişik olduklarında, mantarın kendisini bebeğin bezinin (pedinin) içine koyuyorlarmış. Kombucha T-hücreleri seviyesini yükselttiği ve vücudun bağışıklık sistemine destek olduğu için son zamanlarda HIV virüsü ve AIDS ‘liler arasında da çok popüler olmuştur.

Nasıl Kullanılır:

Kombu çayı sabahları aç karnına içilebilir. Yarım bardak kambu çayı ile yarım bardak taze sıkılmış portakal suyunun karıştırılıpta içebilirsiniz.Bu şekilde tadı çok lezzetli alınabilir.

Olduğu gibi sadece kendisini içebilir **** az miktarda limon suyu ekleyebilirsiniz. Çok güzel bir öğleden sonra aperatifi olarak ya da spor sonrası susandığı zaman içilebilecek bir içecektir. Yemeklerden önce bir miktar sindirimi kolaylaştırması açısından alınabilir. Önce günde yarım bardak ile başlayabilir ve zaman geçtikçe dozu arttırabilirsiniz.

eylems 19-11-2008 09:35

Mucize içecek te denilebilir mi? Faydalarına bakılırsa aile bireylerimdeki rahatsızlıkları komple iyileştireceğe benziyor.

denizakvaryumu 19-11-2008 09:59

Bu kambu çayı ile ilgili bilimsel bir makale-döküman-araştırma var mı?

Mine Pakkaner 19-11-2008 15:23

Kombu çayı veya Kombucha diye aratınız. Pek çok bilgi bulacaksınız.

Ülker 19-11-2008 15:39

Ben birkaç site buldum ama yabancı dilim zayıf olduğu için detayları anlayamadım.Ama anladığım kadarıyla bu mantarlar ekşi maya ve kefir benzeri bakım gerektiriyormuş.doğru mu anlamışım acaba.Daha fazla bilgi verirseniz çok sevinirim Mine Hanım.

Gerçi yanında kitap veriliyormuş ama...

bulduum bulduuum, çok fazla bilgiye ulaştım.Demek ki isteyince bulunuyormuş.
Selahattin Bey çok teşekkür ederim,İlk defa duydum sizden cahiliyetimi mazur görün.
Çok ilgimi çekiyor bu şekilde üretimler.Biraz daha araştırma yapıp üretip, kullanıp dağıtabirim gibi geliyor,heyecan yaptım şimdi.

Mine Pakkaner 19-11-2008 15:54

Ürün hakkında hiç bilgim yok Ülker. Sadece merak edenler düzgün arayabilsin diye bu isimleri verdim. Ürün hakkında satışını yapan Selahattin Bey bilgi verecektir sanırım.

denizakvaryumu 19-11-2008 16:13

http://www.mayoclinic.com/health/kombucha-tea/AN01658

İklimsiz 19-11-2008 17:16

Ürünü yıllar evvel edinip kullanmıştım. Sonra bir şekilde kaybettim, şimdi tekrar kavuşabilme umudum doğdu :)

Etkisi hakkında hatırladığım, müthiş bir enerji verdiği.

Normal bir aktivitede ne kadar sürede yoruluyorsanız, birkaç kat fazlaya çıkarıyordu.

Ne amaçla kullanılacağına bağlı olmakla birlikte etkiler kişiden kişiye değişebilir

Kokusu biraz sirkeye benzese de, tadı sirke gibi değil.

İçimi kolay ve hoş :)

Ülker 19-11-2008 17:24

Şimdi daha da ilgimi çekti,sağol iklimsiz.Kullanabilir miyim diye tedirgin olmuştum.pek içemem gibi geliyordu ama yinede en yakın zamanda denemeyi düşünüyorum.Hava etkili olur mu acaba?

İklimsiz 19-11-2008 19:18

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ULKER (Mesaj 318882)
Hava etkili olur mu acaba?


Biraz açabilir misiniz bu cümleyi, ne anlamda sordunuz?

Selahattin Yılmaz 19-11-2008 19:57

Kombucha'nın Büyüsü

© Yazan: Günther W. Frank

Türkçe'ye Çeviren: Selahattin Genç

E-posta selahatti_genc@hotmail.com

Kombucha bottleBu, Amerikan dergisi olan "The American raum & zeit" 'da yayınlanmış olan bir makaledir. (Mount Vernon/ABD) Cilt 2, Sayı 5, 1991, sayfalar 51–56.


Bugünlerde doğaya yakın olan iyileştirme önlemlerine geri dönüşü yaşıyoruz; doğal kaynaklı ilaçlara ve gıdalara da dönüyoruz – endüstriyel olarak paketlenmiş ürünlerden uzak duruyoruz. Bu, belki de Kombucha denilen sağlıklı içeceğin müthiş çekiciliğinin ve büyüsünün nedenlerinden birisidir. Maya ve bakterilerden oluşan kültürler, antik zamanlardan beri, dünyanın her yerinde, sağlığı-iyileştiren mayalanmış içecekler ve gıda maddeleri elde etmek amacıyla, insanlar tarafından sağlıkları için kullanılmış ve uygulanmıştır.

Biz İncil'de, Ruth (2:14), arazi-sahibi Boas'ın, daha sonra karısı olan Moabite Ruth'u tahıl hasadı esnasında davet ettiğini okuduk "Buraya gel ve biraz ekmek ye ve lokmanı sirke-içeceğe daldır! Ve o orakçıların yanına oturdu; ve o kurumuş mısırına uzandı ve o yedi ve ona yetti ve o ayrıldı." M.Ö. 1000 yıllarından aktarılan bu İncil öyküsü, bize sadece onların örnek beslenme alışkanlıkları hakkında bilgi vermiyor, bizim bakış açımıza göre onlar mütevazı oldukları halde, biz bundan aynı zamanda, hatta o zamanda bile, insanlar laktik asidin mikroorganizmalarıyla içecekler hazırladıklarını ve zor hasat zamanında insanların kuvvet ve serinlemek için insanlara nasıl servis yaptıklarını da görüyoruz.

Bu bakteri ve mayalardan oluşan ortak-yaşam kültürünün bir antik saf akrabası, Kombucha denilen çay mantarıdır. Doğu Asya bölgesinden çıkmış olup, Almanya'ya yüzyılın başlarında Rusya üzerinden ulaşmıştır. Bu antik ev-ilacı bütün rahatsızlıklara karşı diğer ülkelerde de giderek daha fazla kullanılmaktadır. Mantar, düz bir disk yapısında, jelâtine benzeyen ve sağlam mantar-yapısında bir zardan oluşmaktadır. O, çay ve şekerden oluşan besleyici bir solüsyonun içinde yaşar ve bu sıvı içinde sürekli olarak ürer. Mantarımsı disk ilkönce çayın bütün yüzeyine yayılır ve daha sonra kalınlaşır. Mantara doğru bir şekilde davranılırsa, sahibini hayat boyu başarılı kılar, ürer ve eşlik eder.

Mayalanma ve oksitlenme sürecinde, mantar çay-ortamı içinde çeşitli karmaşık tepkimeleri, ya birbiri peşi sıra veya aynı anda, etkiler (bunlar asimilasyon/özümseme ve disimilasyon/farklılaştırma işlemleridir). Çay-mantarı şekerle beslenir ve buna karşılık çaya giren diğer değerli maddeleri üretir: glükuronik-asit, laktik-asit, vitaminler, amino asitler, antibiyotik maddeler ve diğer ürünler. Bu nedenle, çay-mantarı gerçek bir mini biyokimyasal fabrikadır.

Kombucha – Her şeyin ilâcı mı?

Kombucha mantarıyla ilgili olarak pek çok deneyimler bulunmaktadır. Serinletici bir içecek olmasının yanı sıra, neredeyse bütün raporlarda onun bir ilaç olarak da kullanımı hakkında bilgiler bulunmaktadır. En eski ve modern raporlarda, Kombucha'nın kullanıldığı ve övgüyle söz edildiği pek çok hastalıktan söz edilmektedir. Yelpaze, en zararsız rahatsızlıktan en ciddi hastalıklara kadar uzanmaktadır.


Pek çok sayıda doktorlar ve bilimciler, bir ev ilacı olarak Kombucha'nın etkileri ile ilgilenmişlerdir. Kombucha ile ilgili pek çok bilimsel eserler bulunmaktadır. Bu eserler, Kombucha'nın yaşam-destekleyici C ve B-grubu vitaminlerinin yanı sıra, glükon asit, glükuronik asit, laktik asit, asetik aside dayalı olan iyileştirici etkisinden söz etmektedirler. Özellikler Rus araştırmacılar tarafından kanıtlanmış olduğu gibi, onun içerisindeki bileşenlerin pek çoğu antibiyotik ve detoks (vücudu zararlı maddelerden arındırıcı) özelliklere sahiptir ve bunlar vücutta biyokimyasal işlemlerde çok önemli bir rol oynarlar.

Hoş olmayan yan etkilere sahip olan pek çok ilacın aksine, Kombucha'nın aktif maddeleri, vücuda dost olan metabolistik özellikleri aracılığıyla, bütün vücut sisteminde yoğunlaşmaktadırlar; hücre zarlarında her hangi bir yan etki olmaksızın normal durumu yeniden kurmaktadırlar ve bu şekilde insanın sağlığını iyileştirmektedirler. Bu doğal güçleri, zihinsel ve bedensel kapasitelerimizin yanı sıra, canlılığımız ve etkinliğimiz için de kullanalım!

Geniş bir Dünya-Literatürü

Bacinskaja (1914) içeceğin mide-bağırsak faaliyeti için etkili olduğunun farkına varmıştır. Yazar her öğünden sonra küçük bir bardak içilmesini ve yavaş yavaş bu miktarın arttırılmasını önermiştir.

Profesör S. Bazarewski "Riga'daki Doğa Araştırmacıları Derneği için Yazışmalar" 'da bir rapor yayınlamıştır (1915) ve Livland ve Kurland'ın Baltık Rusya bölgesindeki Latviyalı nüfus arasında "Brinum-Ssene" adlı bir halk ilacı bulunduğunu bildirmiştir. Bunu kelimesi kelimesine tercüme ettiğimizde, bu kelime "Harika-Mantar" anlamına gelir. Bazarewski'ye göre, Latviyalılar bu mantara "pek çok hastalık için harika iyileştirici güç" demektedirler. Bazarewski'nin konuştuğu bazı insanlar bunun baş ağrılarına iyi geldiğinde ısrar etmişlerdir fakat diğerleri "bu mantarın" bütün hastalıklara iyi geldiğini söylemişlerdir.

Kabızlığa İyi Gelmektedir

Prof. B. Lindner (1917-1918) bu ilacın çoğunlukla bağırsak faaliyetlerini düzenleyici olarak kullanıldığını bildirmiştir. Hemoroitler (basur) de tedavi edilmiştir.

Meclis üyesi Prof. Dr. Rudolf Kobert (1917–18) bu mantarla "eklem romatizmasına karşı güvenilir bir ilaç" yapıldığını hatırlamaktadır.

Prof. Dr. Wilhelm Henneberg (1926) de Rusya'da, bütün o bölgelerde "başta kabızlık olmak üzere bütün hastalıklara karşı bir ilaç" olarak kullanılan, çay-mantarından yapılan "Teak-wass" denilen bir içeceğin hazırlandığını bildirmektedir.

Dr. Madaus "Biyolojik Tedavi Sanatları" kitabında (1927), mantarın ve onun metabolik ürünlerinin hücre duvarlarının tekrar oluşmasında mükemmel bir etkisinin olduğunu, bu nedenle de, arterioskleroz için mükemmel bir ilaç olduğunu bildirmiştir.

İnsanın Genel Durumunun İyileştirilmesi

H. Waldeck (1927) 1. Dünya Savaşı sırasında, 1915 yılında, Rusya-Polonya'da rastlamış olduğu, evini paylaştığı ve ciddi kabızlık sorunu için kendisine bir "harika içecek" yapmış olan bir kimyagerden söz etmiştir. Kimyager, güvendiği Waldreck'e bu "Rus gizli ev ilacını" daima el altında bulundurduğunu" ve bunun "her türlü hastalığa iyi geldiğini" ve "doğal olarak oluşan asitlerinden dolayı, yaşlanma sorununa başarılı bir şekilde karşı koyabildiği ve bu nedenle, yaşamı uzatmaya katkıda bulunduğunu" söylemiştir.

Prof. Br. Lakowitz (1928), Waldreck'in sindirim rahatsızlıklarının mantar-çayı tarafından hızlı bir şekilde çözümlendiği konusundaki sözlerini doğrulamıştır. Şiddetli baş ağrıları ve sinirsel rahatsızlıklar da deneysel olarak çözümlenmiştir. Lakowitz şu sonuca ulaşmıştır: "mantar-çayının, sindirim rahatsızlıklarına karşı bir ilaç olarak Tee-Kwass üretimi için geniş çaplı yayılması herkes için arzu edilen bir durumdur."

"White Flag" (1928) kitabında bildirildiğine göre: "bu çay-içeceğinin serinletici tadı genel olarak hoştur ve onun etkisi… iyi bir etkidir. Mayalanmış çayın tadı gayet güzeldir, ışığı, köpüklü şarabı veya tatlı armut suyunu hatırlatmaktadır. Çayın etkisi genellikle çabuk bir şekilde görülür. Özellikle de, kanı-temizleyici ve zararlı maddelerden vücudu arındırıcı olarak iş görür ve… yüzdeki cilt rahatsızlıklarına çok iyi geldiği söylenmektedir. Ayrıca, doktorların araştırmalarına göre, devamlı baş ağrısı, kollar ve bacaklardaki ağrılar, gut hastalığı, romatizma ve diğer yaşlanma sorunları için oldukça etkilidir. Mantar-çayının genel etkisi, mantarın yüksek vitamin ve hormon etkisi ile bağlantılı olabilecek olan ve doktorlar tarafından da belirtilmekte olan, genel durumda bir iyileşme şeklinde ve bir insanın arttırılmış performans kapasitesi olarak, birkaç haftada ortaya çıkar.

Ayrıca, mantar metabolizmayı… mükemmel bir şekilde uyarır ve bu nedenle, vücudun temizlenmesine yardımcı olur, örn. her çeşit hastalık toksinlerinin atılması (eliminasyonu) gibi.

Arteriosklerozdaki Olumlu Etki

Dr. Maxim Bing (1928), Kombucha mantarını "Arterioskleroz, gut ve bağırsak yetersizliği için oldukça etkili bir ilaç" olarak tavsiye etmektedir. "Arteriosklerozda tansiyonu düşürmek, gerginliği, sinirliliği ve ağrıyı, baş ağrılarını, baş dönmelerini, vs. ortadan kaldırması gibi iyi bir özelliği" taze, iyi kültürlerin kullanımından meydana gelmektedir. "Bağırsak tembelliği ve buna eşlik eden etkiler de çabuk bir şekilde ortadan kaldırılabilmektedir. Böbrekte ve beyin damarlarındaki kireçlenmelerde özellikle iyi sonuçlar vermektedir."

Dr. Siegwart Hermann (1929), Vigantol (anti-raşitik B-ilacı) ile zehirlenmiş olan kedilerle yapılan deneylerden söz etmektedir. Hayvanlar Kombucha ekstreleri almaya başladığında, onların kolesterol düzeylerinde olumlu bir etki gözlemlemiştir. Bu ilginçtir, çünkü insan Arterioskleroz vakalarında yükselmiş kolesterol düzeyi de vardır. Hermann'ın bu deneylere dayalı olan yazısı şöyledir: "hasta yatağında doktorlar tarafından yapılan gözlemlerde, hayvan deneylerindeki gibi, genel olarak halkın söylediği etkiler gözlemlenmiştir."

Glükuronik Asit

Benim düşünceme göre, gut, romatizma, artrit, vs. için mantarın iyi etkileri için, içecekte bulunan Glükuronik asitle birleşmesi vasıtasıyla, suda-eriyebilen ve böbreklerde-başa çıkılabilecek hale gelen vücudun birikmiş toksinleri tarafından açıklanabilen ve idrarla atılabilen, söz edilmesi gereken faktörler vardır. Bu birleşme, bir tür biyo-dönüşümdür; bununla, hem endojenik ve hem de vücuda-yabancı maddeler Glükuronik asitle Glükuronoitler veya "çift Glükuronik asit" denilen halinde bağlanır.

1961 yılında, Tıp Dr. Valentin Köhler, "Medical Practice" adlı dergide, "Glükuronik Asit Kanser-Hastalarına Cesaret Veriyor" başlıklı yazısıyla Glükuronik asidin tedavi amaçlı kullanımı konusunda bir tartışma başlattı. Glükuronik asit, Kombucha-çayındaki mayalanma esansında üretilen ürünlerden birisidir. Dr. Köhler, kanser hastalarını Glükuronik asit ile tedavi etme konusunda cesaret verici sonuçlar elde edildiğini bildirmiştir. Glükuronik asidin oldukça uzun süreli olan etkisi, vücudun kendi savunmalarında ve muhtemelen de İnterferon-üretiminde bir artışa neden olabilmektedir.

Glükuronik asidin vücudu zararlı maddelerden arındırma fonksiyonu, genel durumdaki ve oksitli metabolizmadaki bir iyileşmeyle birlikte gitmektedir.

Dr. Köhler, hasta ağaçların tedavisinde de şaşırtıcı sonuçlar gözlemlemiştir. Ölmekte olan ağaçların sorunlarını çözmek için, çeşitli kuruluşlar bilimsel testler yapıyorlardı. Besleyici maddeleri, eser-elementleri ve ağır metal iyonlarını birleştirerek, bir inşa işlemi başlatıldı veya hızlandırıldı. Glükuronik asidin hem yabancı ve hem de endojenik zehirli maddelerle birleşime grime kapasitesi, bitki hücresi için korumayı etkiler. Sülfür dioksit, nitrikler ve ozonun yanı sıra, asit veya radyoaktif yağmurların içindekiler de dâhil, 200'den fazla maddeler bu şekilde zararsız hale getirilebilir. Dr. Köhler'in araştırmasına göre, Glükuronik asitle ilgili olan kotuma işi bitkinin genetiğini de zararlı bakterilerin oluşumundan korur veya onun oluşumundan sonra, daha ileriki zamanda onun onarılmasına katkı yapar. Dr. Köhler'in incelemelerinden doğan öngörüler, bütün insan hücrelerine aktarılabilir. İnsan metabolizmasındaki oluşma ve ayrışmanın süreçleri, küçük miktarlarda Glükuronik asit eklenerek, optimum bir düzeyde sürdürülür, Kombucha içeceğinin içinde bulunduğu gibi, o, bilimsel verilerle, meslek dışındaki insanlar tarafından halen çok tercih edilmekte olan doğanın bir ürününün birleşimini sunar. İşte, zehirli çevresel maddelerle giderek daha fazla tehdit edilen insanlık için muhtemel bir yardım. Glükuronik asitle, "insan vücudundaki hastalık yapıcı ürünler, son-ürünler halinde ayrıştırılır, azaltılır" ve bu şekilde zararsız hale getirilir. Glükuronik asidin bu zararlı maddeleri arıtıcı fonksiyonu, çok çeşitli hücre fonksiyonlarına fayda sağlar.

Bu, bizi çeşitli şekillerde olumsuz olarak etkileyen zehirli ve çevresel streslere yönelik arttırılmış endojenik kapasite olarak, hasar görmüş vücut hücrelerinin tekrar canlanması olarak ve sağlığımızın onarılması ve pekiştirilmesi olarak ortaya çıkar. Pek çok insan Kombucha'yı mutlaka bir hastalığın tedavisi için kullanmadıklarını ama sağlıklarını destekleyen bir içecek olarak içtiklerini söylediklerinde, biz burada bilimsel öngörülerin ve halkın söylediklerinin birbirleriyle tutarlı olduğunu görüyoruz.

Bağırsak Fonksiyonlarının Normalleştirilmesi

Dr. L. Mollenda (1928), Kombucha içeceğinin, özellikle sindirim organları rahatsızlıklarında etkili olduğunu, bunların fonksiyonlarını normalleştirdiklerini bildirmektedir. Ayrıca, içecek, gut, romatizma ve arteriosklerozun farklı aşamalarında yararlı olduğunu kanıtlamıştır. Ek uygulama alanları ile ilgili olarak şunları yazmaktadır: "Anjin vakasında, özellikle de bademciklerin iltihabında, içecek sadece gargara yapmak için kullanılmamalı ama yiyecek ve içecekler aracılığıyla mideye ulaşan bakterilerin yok edilmesi amacıyla içilmelidir de. Anjinde yapılacak olan böyle bir gargara çabuk bir iyileşme getirir ve gut ve Arterioskleroz ağrılarında, ciddi durumlarda bile şaşırtıcı başarılara ulaşılmaktadır. … İçecek asitli olduğu halde, midede herhangi bir asitlilik durumu yaratmaz; sindirimi zor olan yiyeceklerin bile sindirimini kolaylaştırır ve önemli ölçüde iyileştirir. Gutlu egzama ve böbreklerdeki, idrardaki ve idrar kesesindeki taşlar için, Kombucha içeceğini aldıktan sonra, eşit şekilde olumlu başarılar elde edilmiştir.

Dr. E. Arauner (1929), çeşitli tıbbi raporları ve değerlendirmeleri bildirmektedir ve aşağıdaki sonuca varmaktadır: "Özetle, Kombucha mantarının veya onun ekstresinin şeker hastalığına karşı, fakat özellikle de arterioskleroz, yüksek tansiyon ve onun baş dönmesi, gut ve hemoroit (basur) gibi sonuçları gibi, yaşlılığa karşı, mükemmel bir koruyucu ilaç olduğu söylenebilir; en azından o çok güzel bir laksatiftir (kabızlık ilacı)." Dr. Arauner, kendi ülkesinde çay-mantarının Asyalılar tarafından, onun şaşırtıcı iyileştirici başarılarından dolayı, yorgunluğa, halsizliğe, sinirliliğe, bağırsak tembelliğine, guta ve romatizmaya, hemoroite (basur) ve şeker hastalığına karşı oldukça etkili ve doğal bir ev-ilâcı olduğundan dolayı yüzyıllardır kullanılmakta olduğunu bildirmektedir

Arauner, buna ek olarak, sadece profesörler, doktorlar ve biyologların şaşırtıcı iyileştirici başarılarını doğrulamadıklarını ama aynı zamanda mantar-çayını içmiş olanlar da "genel vücut fonksiyonları üzerindeki tamamen mükemmel etkilerini bildirmektedirler."

Zihinsel Gerginlik için Önerilebilir

Devletçe-tanınan Braunschweig'deki Kimyagerler Akademisi'nin o zamanki müdürü olan Hans Irion, "Kimya Alanındaki Okullar için Kurs" adlı kitabında (1944, Cilt 2, Syf. 405) şöyle demektedir: "Teakwass olarak tanımlanan içeceğin içilmesiyle, vücudun bütün salgı sisteminde önemli bir canlılık ve metabolizmalarda bir iyileşme meydana gelmektedir. Teakwass, gut ve romatizma, kan çıbanı, Arterioskleroz, yüksek tansiyon, sinirlilik, bağırsak tembelliği ve yaşlılık sorunları için mükemmel bir koruyucu ilaç olarak tavsiye edilmektedir. Sporcular ve yoğun zihinsel çalışma yapanlar için de çok tavsiye edilmektedir. Metabolizmanın iyileşmesiyle, vücutta fazlalık olan yağ birikmeleri önlenir veya atılır. İçecekle, ürik asit, kolesterol, vs. gibi hasar veren birikimleri kolaylıkla çözünebilen şekillere dönüştüren ve bu şekilde vücuttan atan mikroorganizmalar da vücuda ulaşır. Kirli bağırsak bakterileri baskılanır."

"Her Bakımdan Vücudu Zararlı Maddelerden Arındırıcı...."
Konusu Kombucha olan kitap halindeki ilk yayın 1954 yılında çıktı. 54 sayfalık olan bu kitapçık Rusça yazılmıştı ve başlığı şöyleydi "Çay-Mantarı ve onun Tedavi Edici Özellikleri". Yazar, G.F.Barbancik, giriş kısmında, su işçileri için, Omsker Hastanesi'nin tedavi kliniğindeki mantar-çayı özünün (1949 yılındaki) iyileştirici ilaç olarak ilk uygulamasından söz eder. Bademcik iltihaplarının, çeşitli iç hastalıklarının, özellikle de ateşli olanlarının, yetersiz asit üretiminden dolayı mide nezlesinin, bağırsak iltihaplarının, dizanterinin, arteriosklerozun, yüksek tansiyonun, sklerozun, vs. başarılı bir şekilde tedavi edildiğini bildirmektedir.

Oberhessen, Lich'ten Tıp Dr., Dr. Rudolf Sklenar, 1964 yılında, "Deneysel İyileştirme Bilimi" adlı yayında kendi tanı yöntemlerini ve tedavi başarılarını anlatmaktadır: "Harika bir ilaç, her yönden vücudu zararlı maddelerden arındıran bir işlev gören ve kolesterolün yanı sıra mikroorganizmaları çözen, Combucha denilen mantar içeceğidir. "Dr. Sklenar, Koli-ilaçları gibi diğer biyolojik ilaçların yanı sıra, bağırsak florasının temizlenmesi için Combucha'nın da önemli bir yere sahip olduğu bir biyolojik kanser tedavisi geliştirmişti."

"Kana Dayalı Kanser Tanısı ve Kanserin, Kanser-öncesi koşulların ve diğer Metabolik Hastalıkların Kombucha ve Koli-ilaçlarıyla tedavisi" başlıklı, 8 sayfalık bir küçük bir yayında, Dr. Sklenar, vitaminlerin, laktik asidin ve glükuronik asidin etkili olduğunu bildirmektedir. "Onlar zararlı mikroorganizmaları (virüsler, bakteriler, mantarlar) yok etmektedirler ve atık maddeleri ve zehirli birikimleri (ürik asit, kolesterol, vs.) çözmektedirler." Kombucha, "organizmanın mükemmel bir zararlı maddelerden arındırılması" sonucunu vermektedir. Bu içeceği içmekle, ek olarak, "bütün salgı sisteminin fark edilir bir canlandırılması ve metabolizmanın iyileştirilmesi" de vardır.

Dr. Sklenar, mantar-çayı ile şu hastalıkları başarılı bir şekilde tedavi edebildiğini bildirmiştir: gut, romatizma, Arterioskleroz, arterit, kötü-bakteriler, kabızlık, cinsel güçsüzlük, spesifik-olmayan iltihabın çekilmesi, aşırı şişmanlık, kan çıbanı, böbrek taşları, kolesterol, özellikle erken dönemlerdeki kanser, vs.

Kanseri Yokedici mi?

Eski alman Cumhurbaşkanının eşi olan Dr. Veronika Carstens (1987), "Doğadan Gelen Yardım-Kansere Karşı İlaçlarım" başlıklı seride Kombucha'yı şu sözlerle tavsiye etmektedir: "Kombucha organizmaları zararlı maddelerden arındırır ve metabolizmayı iyileştirir; bu vücudun savunma kapasitesini iyileştirir."

Hollanda'dan Ermelo'dan Doğal İyileştirme Uzmanı olan A.J.Lodewijkx (Homepage: http://www.ngab.nl) onun çok tavsiye edilebilen kitabı olan "Kansersiz Hayat" adlı kitabında (Hollandaca ve Almanca dillerinde mevcuttur) Kombucha hakkında şunları yazmaktadır: "Kombucha mantarı, güçlü antiseptik özelliklere sahiptir. Çay, salgı sistemini temizler ve zararlı maddelerin atılma kapasitesini iyileştirir; ürik asit nötralize edilir ve Kombucha çayı vasıtasıyla atılır. Bu nedenle, bu çay, gut, romatizma, arterit, böbrek taşları, bağırsaktaki kötü bakteriler fakat özellikle de erken dönemlerdeki kansere karşı mükemmel bir ilaçtır çünkü Kombucha mantarı hastalığa neden olan vücuttaki zararlı maddeler (endobionts) üzerinde güçlü bir etki yapmaktadır. Görmüş olduğumuz gibi, pH olumsuz bir şekilde değiştiği zaman alyuvarların atılmasını sağlayan bu zararlı maddelerdir (endobionts). Bütün metabolik hastalıklarda ve kanserde, Kombucha, vücudun zararlı maddelerden arındırılması için eşsiz bir içecektir. Kombucha metabolizmada oluşan artık maddeleri vücuttan atar ve bu şekilde kanın pH'ını normalleştirir.

Dünya-çapındaki "Çocuk ve Gençlik Köyleri" 'nin kurucusu olan Gottfried Mueller, Kombucha çayını şöyle övmektedir: "Cennetten gelen bir armağan, özellikle de sağlık acil durumları için" ("Salem-Yardım" 15, No. 3, Ağustos 1987, sayfa 2).

İnsanın Kendini Değerlendirmesi

Hem literatürdeki raporlarda ve hem de Kombucha'ya odaklandığım süreçte bildirilen pek çok kişisel deneyimlerde, Kombucha'nın rahatlattığı pek çok şikâyet oldukça dikkate değerdir. Bu, Kombucha'nın özel bir vücut organını hedeflememesi, ama metabolik durumun stabilizasyonunu (kararlılığını) oluşturarak ve glükuronik asidin zararlı maddeleri temizleyici etkisi nedeniyle, bütün organizmayı olumlu olarak etkilediği temeliyle açıklanabilir. Bu, pek çok insanda, o zehirli (toksik) etkilere ve bizi pek çok yönden kuşatan çevresel streslere karşı yükseltilmiş endojenik savunma kapasitesine neden olur ve bud a hasara uğramış olan hücresel metabolizmada canlanmaya ve bir insanın sağlığının pekişmesine neden olur.

Kombucha-çayına atfedilen pek çok sağlığı-iyileştiren özelliklerin bazılarının daha fazla araştırılmaya ihtiyaçları vardır. Ancak, diğer aktif mekanizmalar, hem bilimsel testlerle ve hem de deneylerle, örneğin: bağırsak florasının düzenlenmesi, hücresel kuvvetlenme, zararlı maddelerden vücudun arınması ve artık maddelerin vücuttan atılması, metabolik uyumlulaştırma, antibiyotik etkisi, pH-dengesinin kolaylaştırılması, tamamen kanıtlanmıştır.

Kendiniz Yapın! Nasıl Yapılacağını Biliyorsanız Sorun Yok!

Kombucha içeceği, çok az bir maliyetle, bir insanın kendi evinde yapılabilir. Mantar sürekli olarak büyüdüğü için, insan bir parça mantar-çayı zarı ile başlayabilir ve sağlığı-iyileştiren bir içecek kaynağının oluşmasını sağlayabilir. İnsan nasıl yapılacağını biliyorsa, hazırlamak sorun değildir. Çok eski zamanlardan beri, insanlar Kombucha içeceğini evde hazırlamaktadırlar ve çay-mantarını dostluğun ve karşılıklı yardımlaşmanın bir işareti olarak aileden aileye aktarmaktadırlar. Çay-mantarının yüksek canlılığı ve çoğalma için yüksek kapasitesi vardır. Eğer onun bu yüksek biyolojik enerjisi olmasaydı, ilk rapor edildiği Çin İmparatorluğundaki keşfinden beri, 2000 yıl öncesinden bugüne, bu kadar uzun zaman sürecinde varlığını devam ettirmesi mümkün olmazdı.

Bugünlerde, insanların kendi kendilerine Kombucha yapmamaları konusunda ara sıra uyarılar yapılmaktadır –bunların çoğu bilmemekten veya ekonomik çıkarlardan kaynaklanmaktadır–. Böyle bir uyarı, doğru yöntemle nasıl yapılacağını, hangi araç gereçlerle yapılacağını ve niçin yapılacağını, vs. bilmediğinizde anlam taşır, bazen insanlar Kombucha'yı kanıtlanmış tariflere göre yapacaklarına yanlış bir şekilde yapmaktadırlar.

Ancak, temiz çalıştığınız ve kanıtlanmış olan kurallara uyduğunuz zaman, Kombucha içeceğini yapma konusunda hiç bir tereddüt yoktur, geçmişteki pek çok nesilde olduğu gibi. Her kimin yeterli bilgisi olursa, o, çay-mantarıyla başarılı bir şekilde ilgilenebilir – tıpkı bir insanın evindeki diğer "açık" yiyecek maddeleriyle ilgilendiği gibi. Kanıtlanmış kurallara uyduğunuz zaman, mükemmel, lezzetli, sağlıklı ve etkili bir Kombucha içeceği yapabilirsiniz. Mantar, sahibinin hayatını uzatacak, ona hayatı boyunca eşlik edecek ve ona iyi hizmet edecektir.

Kombucha Mantarı Kendisini Korumaktadır

Her kim kendi mantar kültürüne kanıtlanmış olan kurallara göre ve özen ve dikkatle davranırsa, herhangi bir sorunla karşılaşmaz. Rus raporlarında, herhangi bir özel önlem almaya gerek olmadığı bile söylenmektedir çünkü mantar kendisini enfeksiyon ve kirlenmeye karşı korumaktadır. Onun pek çok koruyucu özelliği bulunmaktadır: organik asitler, düşük alkol içeriği, karbonik asit, antibiyotik ürünler ve bunların hepsi, çay-mantarı organizmasına ait olmayan bütün yabancı mikroorganizmaların gelişmesini durdurmaktadır.

Rus araştırmacısı olan I.N. Konovalow, 1959 yılındaki raporunda, çay-mantarının yoğun büyüyerek mayalandığını ve diğer mayaların ve bakteri çeşitlerinin yayılmasını belirgin bir şekilde baskıladığını söylemektedir. Aynı şekilde, Rus Profesör G.F. Barbancik (1958), kitabında laboratuar testlerine dayalı olarak çay-mantarından söz etmektedir ve bu test sonuçlarına göre, çay-mantarı bakterilerinin bütün diğer mikropları enerjik bir şekilde (zıtlıkla) uzaklaştırdığını bildirmektedir.


Kaynak

Ülker 19-11-2008 20:00

Bugünlerde havalar soğudu, acaba mantarını temin etsem, üretmede sorun olur mu diye sordum. Mayalanma gibi düşünerek.Bilmem uygun cümle kurabildim mi?
Kusura bakmayın İklimsiz, ilk kez duydum bu mucize ürünü, acemisiyim.

İklimsiz 19-11-2008 22:30

Yaz, kış ve her mevsim çoğaltıp, kullanabilirsiniz.

kombu 22-11-2008 23:31

Pek çok sayıda doktorlar ve bilimciler, bir ev ilacı olarak Kombucha'nın etkileri ile ilgilenmişlerdir. Kombucha ile ilgili pek çok bilimsel eserler bulunmaktadır. Bu eserler, Kombucha'nın yaşam-destekleyici C ve B-grubu vitaminlerinin yanı sıra, glükon asit, glükuronik asit, laktik asit, asetik aside dayalı olan iyileştirici etkisinden söz etmektedirler. Özellikler Rus araştırmacılar tarafından kanıtlanmış olduğu gibi, onun içerisindeki bileşenlerin pek çoğu antibiyotik ve detoks (vücudu zararlı maddelerden arındırıcı) özelliklere sahiptir ve bunlar vücutta biyokimyasal işlemlerde çok önemli bir rol oynarlar.

Hoş olmayan yan etkilere sahip olan pek çok ilacın aksine, Kombucha'nın aktif maddeleri, vücuda dost olan metabolistik özellikleri aracılığıyla, bütün vücut sisteminde yoğunlaşmaktadırlar; hücre zarlarında her hangi bir yan etki olmaksızın normal durumu yeniden kurmaktadırlar ve bu şekilde insanın sağlığını iyileştirmektedirler. Bu doğal güçleri, zihinsel ve bedensel kapasitelerimizin yanı sıra, canlılığımız ve etkinliğimiz için de kullanalım!

kombu 24-11-2008 11:17

1980 yılında kombu çayı ilen annemin sayesinde tanıştım. Bir rivayete göre hiç yürüyemeyen kız çocuğu Allaha her gün dua ediyormuş yürüyebilmek için. Bir gece rüyasında bak kızım filan yerde filan taşın altında senin yürümeni sağlayacak canlı et parçası var. Bu et parçasını hocaya aldır.Hoca abdestini alıp sana getirsin. Kavanozun içersine eti koy. Şeker katılmış çay hazırla kavanoza doldur. Her gün 1 bardak içeceksin ve yürüyeceksin ve kız rüyasını sabah olunca ailesine anlatmış. Ailesi önce inanmamış küçük kıza. Küçük kız ısrar edince dediğini yapmışlar. Rüyasında gördüklerini uygulamışlar ve küçük kız yürümüş. Annem bu rivayet üzerine bu kombu çayını bir şekilde ele geçirir, bana her sabah aç karnına 1 çay bardağı içirerek ,3 ay sonra bende o, kız çocuğu gibi yürüyorum. Yürüdükten sonra 5-6 sene ara veriyorum. Ama hep merak ediyorum bu nedir diye bir gece çalıştığım kurumda gece haberi izliyorum haberde şapkalı bey ve spiker masanın ortasında 1 cam kavanoz kavanozu görünce ben habere biraz daha dikkat kesiliyorum şapkalı bey kavanozdakinin kendisini hayata döndürdüğünü söylüyor ben pür dikkat adamı dinliyorum çok ağır kanser hastası olduğunu mezarının dahi hazırlandığını komşuları belki iyi gelir diye bu kombu çayından içiriyorlar 1 hafta sonra kanamasının durduğunu iştahının yerine geldiğini hayata döndüğünü tüm Türkiye bu ilacı tanısın diyor malum TV bir hafta sonra kombu çayının 60ın üzerinde hastalığı tedavi ettiğini laboratuar sonuçlarını açıklıyor doktor. Ben ondan sonra bir daha bırakmıyorum kombu çayını. Benden alıp kullanan hastalar şeker, tansiyon, baş ağrısı, hemoroit, ince bağırsak kanseri, rahim kanseri, gözde katarakt, diş ağrısı, kekemelik, bu söylediklerim sadece benim yıllara dayalı gözlemlediğim kullanıp tedavi olmuş kişiler. Hele mide ağrısı rahatsızlığında 1 bardak kombu çayı. içsin hasta en fazla on dakika içersinde nasıl mide ağrısının geçtiğini bizzat göreceksiniz. Tedavi edecek kombu çayı. bu anlattıklarım benim 28 yıllık tecrübelerim.daha anlatacağım okadır çok yaşanmış hikayelerim var,ki 1 kitap doldurur.bazen düşünüyorum.tek başına ecza deposu kombu çayı.dostlar kusuruma bakmayın. Ben yeni adı ilköğretim eski adı ortaokul mezunuyum. imla hatalarımı maruz görün sormak istediğiniz bir şey olursa kombu çayı için seve seve cevap veririm.

denizakvaryumu 24-11-2008 11:38

Benim anlamadığım, bu çay her derde deva olmasına rağmen neden hiçbir doktor tarafından önerilmediği ya da özütü ilaç olarak piyasaya verilmediği?

Örneğin Posta gazetesine hergün kanser hakkında yazan Prof.Erkan Topuz tamamlayıcı olarak bir çok bitki vs.önerirken bu güne kadar hiç kombu çayından söz etmedi.

kombu 24-11-2008 12:14

sözünü ettiğim tv spiker.DEFNE SAMYELİ idi, labarotuar tetkiki yaptırmış, dı.O,yıllarda ozaman aile doktoru 60 üzerinde hastalığı tedavi ettiğini söyledi prof dr karşı çıkmıştı ama birde gerçek var,dı o,da ben yürümüştüm.ve birde şu an sağ olan babam tansıyonu son ölçüm 13/7 şekeri 116 buda bir gerçek

Emine Aktaş 24-11-2008 14:37

-Pek çok faydasından bahsedilen bu çay, her bünye için önerilir mi?
-Doz aşımı veya yeterli ölçü neye göre ayarlanır?
-Normal içtiğimiz içecekler gibi, günlük hayatta kullanılabilir mi, yoksa belirli rahatsızlıklar olunca, belirli dozlarda mı kullanılır?

kombu 24-11-2008 17:00

merhabalar şimdiye kadar her hangi bir yan etkisine raslamadım.bünye derken biraz bahsedermisiniz.Kızım çok zayıf,idi çok sık hasta oluyordu.Kilo alsın diye ona hergün kombu çayı vermeye başladım.birde ne göreyim.hem hasta olmuyor hemde kekeliyordu kekemelesi tamamen geçti. bu anlatığım olay raporlarda yok.doz aşımı yok istediğiniz kadar içebilirsiniz.nasıl suyu istediğimiz zaman kullanıyoruz. kombu çayını da içebilirsiniz

İklimsiz 24-11-2008 20:01

Kullandığım dönemden anımsadığım, sabah aç karnına yarım çay bardağı ile başlıyorduk.

Birkaç gün bu şekilde devam edip, daha sonra gün içersinde aklımıza geldiği zaman tüketiyorduk.

Herhangi bir yan etkisini görmedim.

polatuz 24-11-2008 20:43

Kombu çayı veya kombucha gerçekten de tüm dünyada pek çok meraklısı olan bir organizma.

Ancak bu konuda çok dikkat etmek gerekiyor. Kombu çayı içinde zararlı bakterilerin üremesine imkan bulunmazken ölümcül bile olabilecek mantarlar üreyebiliyor.

Bu nedenle hijyen koşullarına maksimum dikkat gösterilmesi gerekiyor. Bu nedenle olsa gerek geçmişte satışı sağlık bakanlığı tarafından yasaklanmış.

Bir de ABD'de kombuchayı aşırı miktarda tüketen iki kadın, sebebi anlaşılamayan bir şekilde hastalanmış ve birisi hayatını kaybetmiş. Detayları ABD'de bir devlet kuruluşu olan Hastalık önleme ve kontrol merkezi diye çevirebileceğimiz kurumun web sitesinden inceleyebilirsiniz.http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/00039742.htm Adresin .gov uzantısına dikkatinizi çekerim. Bu, web sitesinin ABD devlet kuruluşuna ait olduğunu gösteriyor.

Besenkar 14-12-2008 21:53

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Mine Pakkaner (Mesaj 318843)
Ürün hakkında hiç bilgim yok Ülker. Sadece merak edenler düzgün arayabilsin diye bu isimleri verdim. Ürün hakkında satışını yapan Selahattin Bey bilgi verecektir sanırım.

Yanlış anlamadıysam Selahattin Beyden bu ürünü temin edebiliyoruz.
Acaba satış fiyatını ve bu ürünün içeriğini de açıklayabilirler mi?
Şimdiden teşekkürler

Todor 14-12-2008 22:00

Sayın Besenkar,
Selahattin Yılmaz'ın bu ürün için açmış olduğu satış başlığına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Kombu Çayı

Selahattin Yılmaz 14-12-2008 22:54

Buradaki linkte daha geniş bilgiler bulunuyor.

kombu 16-01-2009 13:32

ben enaz 18 yıldır bu kombu çayını kullanıyorum.arayanlara da veriyorum insanlara da sevdirmeye çalışıyorum.

KOMBUÇAY’IN BİLEŞİMİ
Glükronik asit, CHO, (CHOH4) COOH, glikozun oksidasyon ürünüdür. Büyük miktarlarda, insan karaciğeri tarafından üretilir. Fonksiyonu, vücudu detoksifiye etmek (zehirlerden arındırmak) tır. Yabancı maddeler ve zehirler glükronik asit tarafından suda erir hâle getirilerek, vücut tarafından tekrar absorbe edilmesi engellenmiş olur. Sonuçta zehirler, böbreklerden geçerek idrar yoluyla dışarı atılır. Bitkiler üzerinde yapılan bir bilimsel çalışmayla saptanmıştır ki, 200’ün üzerinde zehirli madde, glükronik asit tarafından etkisiz hâle getirilmektedir. Bu maddeler, asit yağmuru, radyoaktivite, nitrat ve sülfür gibi zehirli gazları da kapsamaktadır.
Glükronik asit, hücreleri onarmış ve genetik büyüme hasarlarından korumuştur. Bilindiği gibi detoksifikasyon (zehirlerden arındırma) ve kanın temizlenmesi, hastalıkların iyileşmesi için ana koşuldur. Glükronik asit, mantar çayındaki anahtar unsurlardan biri olarak hayati önem taşımaktadır. Glükronik asit aynı zamanda, çok önemli polysaccharid’lerin oluşumunda büyük rol oynar. Bunlar:
¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬-¬Hyaluronik asit: (C8H15NO6) synovial sıvı’nın, vitreous humor’un, kıkırdağın, kan damarlarının, derinin, umbilical Kordonu’nun, yağlayıcı proteoglycan’larında bulunan glyeosaminoglycan’dır ve bağlayıcı dokular için hayatidir. Hyaluronik asit, suya bağlayarak hücreleri bir arada tutan jöleye benzer bir madde oluşturur. Hyaluronik asit bugün, pahalı kozmetik kremlerde kullanılmaktadır.
-Chondroitinsülfat asit: Kıkırdak, kemik ve kan damarlarımızda bulunan ana maddedir. Diğer bağlayıcı dokularda da bulunur.
-Mucoitinsülfat asit: Gözün, cama benzer kısmının mukozasıdır. Gastric mucin’i ve göz korneasını kaplayan polysaccharide’dir.
-Heparin: Fermente edilmiş çayda bulunan başka bir polysaccharide’dir. Bu da karaciğer tarafından üretilir. Tromboz ve emboli tedavisinde pıhtı çözücü olarak kullanılır. Heparin aynı zamanda lipotronik özelliklere sahiptir ki, yağın transferini sağlar.
-Laktik asit : (C3H6O8) Kombu çay’ın başka bir anahtar metabolitidir. İyi huylu bir bakteri olan lactobacillus acidophilus’un fermentidir. İnsanın hücre metabolizmasında büyük rolü vardır ve kalınbağırsaktaki çürüten bakterilerin gelişmesine engel olur. Yoğurt yiyen birçok insanın iyi bir bağırsak içi yapısı vardır, çünkü yoğurtta da acidophilus vardır. Antibiyotikler birçok iyi huylu bakteriyi de öldürürler, dolayısıyla güçlü bir bağırsak sistemine sahip olmamız gerekmektedir. Tonikte bulunan asitler, dâhilî koruyucu etkiyle iyi bir pH dengesi sağlar. Çünkü yabancı organizmalar ve zararlı mikroplar sağlıklı bir asitik ortamda yaşayamazlar.
-Asetik asit: C2H4O2) Bu asitlerden biridir. Ayırıcı ve yakıcı olarak kullanılır. Sirkenin karakteristik bileşimidir.
-Tannic Asit: (C76H52O46) Yine bu çayda bulunur. Antivirütik ve antibakteriyeldir.
-Usnic asit: (C18H16O7) Liken’den elde edilen sarı kristale benzer bir maddedir. Antibakteriyel özellikleri dolayısıyla antibiyotik olarak kullanılır.
-Folic asit: Pleroylglutamic asit veya (C19H19N7O6). Yeşil bitkilerde, karaciğerde ve mayada bulunan bir madde (lactobacillus casei’nin oluşumu için gerekli). Gastrointestinal malabsortion’un tedavisinde kullanılır. Folic asit vücut proteinlerinin genetik malzemelerinin ve hemoglobinlerin oluşumuna yardım eder. Kemik iliğinin alyuvar üretmesi için gereklidir. Bu tonik, uygun bir sindirim sağlayarak hayatî besleyici maddelerin absorbe edilmesinde (emiliminde) çok önem taşıyan enzimlerle doludur.
Bakterilerin ürettiği enzimler, karmaşık gıda moleküllerini parçalayıp küçük parçalar hâline getirir ve emilebilmelerini sağlayarak metabolizmada özümlemeyi kolaylaştırır. İyi huylu bakterilerin bazıları; bacterium xylinum, bacterium gluconicum ve acetobacter ketogenum’dur.
-Acetobacter ketogenum: Hastalık üretmeyen bakteri ailesi pseudomonadecea genleri taşır. Acetobacter aciti, üzüm suyu ve çaydan sirke üretir. Aynı zamanda sıvının içindeki ‘sirkenin Anası’nı da o üretir. Çay, sirkeye dönüşünce mantar oluşur. Mexico’da mantara Madre de Vinagre (sirkenin annesi) derler. Üzüm sirkesi de çok iyi bilinen bir geleneksel tedavi ilâcıdır.
Çayın içindeki maya enzimleri, vücutta yaşayan mikroorganizmalara tepki verirler ve candida gibi maya enfeksiyonlarıyla savaşırlar. Mantar çayındaki maya hücreleri saccharomyes türündendir. Fermantasyon sırasında şunları buluruz: Saccaharomyec ludwigii, Apiculatus türünden saccaharomyces, Pichia fermantasyonları ve Schizosaccharomyees pembe. Çayın mayasının pembe bölümü, bakteri bölümüne benzer sporlarla ya da tomurcukla çoğalan ve problem doğuran sağlıksız mayalardan ayrıdır. Bölünüm tarzı, bilinen maya enfeksiyonuna antagonistic’dir. Maya, aynı zamanda protein ve B-kompleks vitaminlerinin doğal kaynağıdır.
-B1 THIAMIN: Sinir sistemini normalize eden enerji sentezindeki oksidasyon görevi dolayısıyla gereklidir (mafsal iltihabı, arteriosclerosis ve kanseri engeller).
-B2 RIBOFLAVIN: Karbonhidrat, protein ve yağlardan enerji salıveren hydrogenation süresince; ayrıca sağlıklı cildi oluşturacak mukoza zarı ve parlak ışıkta daha iyi görebilmek için gereklidir.
-B3 NIACIN: Nicotinic asit veya nicotinamid; hücrelerde enerji oluşturabilmek için thiamin e riboflavin ile birlikte çalışır. Glikozu, karbonhidrat depolamanızın tek yolu olan glikojene dönüştürmek için gereklidir. Niacin, kardiyovasküler hastalıkları engellemek veya iyileştirmekte yararlıdır. Ayrıca kandaki kolesterolü ve trigliseriti düşürür, vücudu pisliklere ve zehirlere karşı korur, migren ağrılarını geçirir, mafsal iltihabını teskin eder, damarları genişleterek kan dolaşımını hızlandırır.
-B6 PYRIDOXINE: Aminoasitlerin emilimini ve metabolize olmalarını (sindirilmelerini) kolaylaştırır. Alvuyar oluşumunda rol oynar. 6’dan fazla enzimin faydalı olabilmesi için gereklidir. B6, sivilcelerin temizlenmesine, kuru ve kaşınan cilde faydalıdır. Katarakt’ı önler ve gözdeki lensleri korur.
-B12 COBALAMIN: (Cyanocobalamin) özellikle ilikte kan üreten hücreler, sinir sistemi hücreleri ve sindirim sistemi hücreleri başta olmak üzere vücuttaki tüm hücrelerin normal çalışması için gereklidir. Bu vitamin güçlü bir enerji verici ve gençleştiricidir. Hafızayı güçlendirir, konsantrasyon yeteneğini arttırır ve aklî bozuklukları engeller.

kombu 27-01-2009 15:22

kombu çayı kullanan varmı görüşlerinizi açıklayabilir misiniz

malina 27-01-2009 16:12

Satış bölümündeki bilgi:
Alıntı:

Ürün ile birlikte Mantarı çoğaltma dökümanı bulunur
Kambu çayı nasıl yapılır dökümanı bulunur
Çayın tekrar yapımına dair yazışmalar:
Alıntı:

Kombu çayı içinde zararlı bakterilerin üremesine imkan bulunmazken ölümcül bile olabilecek mantarlar üreyebiliyor.
Bu nedenle hijyen koşullarına maksimum dikkat gösterilmesi gerekiyor.
Alıntı:

Kombucha içeceği, çok az bir maliyetle, bir insanın kendi evinde yapılabilir. Mantar sürekli olarak büyüdüğü için, insan bir parça mantar-çayı zarı ile başlayabilir ve sağlığı-iyileştiren bir içecek kaynağının oluşmasını sağlayabilir. İnsan nasıl yapılacağını biliyorsa, hazırlamak sorun değildir.
Bu bölüme ancak göz atabildim. Yapımı ile ilgili hiç yazışma olmaması dikkatimi çekti. Çoğaltmayı deneyen mi yok? Varsa, ürünle birlikte gelen bilgiler, hiç soru sormaya gerek olmayacak gibi mi?

Selahattin Yılmaz 27-01-2009 16:28

Şu an sevgili kombudan bana ulaşan küçük bir parça ile kendim çoğalttım ve bir kaç kez kullandım, ilaç gibi her gün alınması gerekli, hafif sirke tadında ve ekşi bir içecek.

mantarı sabit sıcaklıkta üremeye bırakmak gerekiyor eğer aşırı ısı olursa üst kısmı köpürüyor. Kış aylarında olduğumuznda sabit bir ısı yakalamak çok zor hele hele doğalgaz zamları ile faturayı ayarlayabilirsek.

Ancak evde 18 derece yakalayabildik doğalgaz ekeonomisinden dolayı ve işyerindeki denememde ise hafta sonları soğuk olduğundan fermantasyon gecikiyor.

Yine de çay gibi çay yapıp, mantarı sabit sıcaklıkta bekletebildiğim o ilk çoğaltmanın tadını diğerlerinde alamıyorum çünkü diğerlerinde ya aceleyle çayı demledim soğuk suyla kenarından soğuttum demledim ya da sıcaklık sabitesi ayarlayamadığımdan geç oldu.

Şu an sirke tadında bekliyor evde. Önce kendim için alışmak amacıyla çay bardağıyla başladım içmeye yakında bir su bardağına geçmeyi planlıyorum ve en az 1 ay kullandıktan sorna sonuçları, hissedebildiğim değişimleri yazabilirim.

İklimsiz 27-01-2009 16:30

Yıllar evvel bu mantar ve çayıyla tanışıklığım olduğu için, mantarı edinip çayda demlenmeye aldım:)

Bekleme süresi yarın sona erecek. İçime hazır olan çayı şişeye alıp buzdolabına koyup, tekrardan çay hazırlayarak mantarı içine koyacağım.

Döngü bu şekilde sürecek.

malina 27-01-2009 16:53

İklimsiz sende ısıdan bahis yok.. :)

Alıntı:

İçime hazır olan çayı şişeye alıp
Çayı kimi demli içer, kimi çok açık... Kimi şekersiz içer, kimi 6 şekerli... Kime göre içime hazır? :)


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:59.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024