Diyabet, Şeker hastalığı'na iyi gelebilecek bitkiler
 

Şeker hastalığına iyi gelebilecek bitkilerle ilgili bilgisi olan arkadaşlar, bilgilerini paylaşırlarsa sevinirim.
Geçen senelerde Kudret narı bitkisinin yapraklarını gölgede kurutup; bir fincanın içine biraz koyup, üzerine sıcak su ilavesi ile çayını yapıp içtim. Bir müddet kullanmama rağmen şeker seviyesinde bir değişiklik olmadı.
Şu anda diyabetik nöropati denen rahatsızlıkla uğraşıyorum. Tedavisi için deprasan ilaçlar veriyorlar. Araştırınca kullanmanın sonunun olmadığını ve tedavi de etmediğini anladım. Şimdi destekleyici bitkisel tedavi olabilir mi diye araştırıyorum.

Üvez Ağacı

meyvelitepe nin sorbus domestika ile ilgili yazısını okumanızı tavsiye ederim.

Karayemiş şekeri düşürüyor diye bilyorum. Diyabetik olanlara öneriliyordu.

Bir de likapa denen bitkinin meyvelerini yemeyi, ya da kurutulmuş meyvelerinin çayını içmeyi deneyin. Vaccinium myrtillus olacak.
Blueberry de deniyor.

Evvelsi yıl sağ olsun sayın Romantik domestika meyveleri göndermişti ama tohumdan bir türlü çimlendiremedim. Likapayı defalarca denedim Nazilli'de yaşatamadım. Karayemişi daha denemedim. Tatlandırıcı yerine şeker otu kullanacağım. Mineflora'dan 1 adet fidan aldım. Bakalım istediğim gibi olacak mı. Aslında diyabet sonucu hasar gören sinirleri kuvvetlendirecek bitki arıyorum.

Annem karayemişi yerdi ve yediği zamanlar şekeri düşük olurdu. Derin dondurucuda da saklardı.

merhaba,
Yaban Mersini'nin diabet için faydalı olduğunu okumuştum,
yalnız her yerde satılan kırmızı ve şekerli olanlar değil,
kurutulmuş meyvesi iyi geliyor ancak diabeti olan babam tadını beğenmediği için yememişti.
Bir de çayı demlerken içine yarım okaliptüs yaprağı atabilirsiniz,
şekerin yerini tutmasa da hoş oluyor.

Mahleb meyvelerinin de iyi geldiği söyleniliyor...

altın cileğinde iyi geldiğini söylüyorlar

Altın çileği şeker hastası komşum denedi ,günde 3-5 tane yediğinde
şekeri normale düşmüştü.

Zeytin yaprağı çayıda iyi geliyormuş.

Şekerotunun bir tane taze yaprağını (soldaki), ufak parçalar halinde taze zencefil çayına koydum. Tadı tam istediğim gibi oldu ne tatlı ne tatsız. Fincanın içindeki yaprak parçaları çay bitmesine rağmen hala tatlıydı. Diğer yaprağı gölgede kurutup deneyeceğim.

Prof.Dr.Metin Özata'dan:

http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_2949.htm

Teşekkürler sayın Pria, çörekotunu kullanacaklarım arasına aldım.

Sayın Çopur 09,
Ailemde çok sayıda şeker problemi olan kişi var. Sinir uçlarını güçlendirmede en yaygın olarak B vitaminleri ve B-12 kullanılıyor. Bildiğinizi düşünüyorum. Ancak konuyu bir araştırmanızda fayda var. Geçmiş olsun. Şekeriniz hep dengeli olsun.

ÇÖREK OTUNUN FAYDALARI VE KULLANIMI

| 28.12.2009

Çörek otu Mucizesi

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Klinik Şefi Prof. Dr. Necat Yılmaz, antiviral tedavi gören kişilerde çörek otunun insülin direncini azalttığının tespit edildiğini bildirdi.


Prof. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, çağın salgını obezite ve tip 2 diyabetin insülin direnci ile birlikte gelişen çok önemli bir sorun olduğunu, uzun süreli antiviral tedavi gören kişilerde çörek otunun insülin direncini azaltarak hastaları antiviral tedavinin yan etkilerinden koruyabildiğini belirtti.


Yaş ilerledikçe alınan fazla kaloriler ve hareketsiz yaşam tarzının kanda şekeri düzenleyen insülin hormonunun giderek etkisizleşmesine yol açtığını ifade eden Prof. Dr. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Etki edebilmek için daha fazla insülin pankreas bezinden salgılanır ve kanda insülin seviyesi artarak hiperinsülinemi (şeker metabolizması bozukluğu) oluşur. Hiperinsülinemi kişinin kolay kilo almasına yol açar ve bu kişiler kilo vermekte de zorlanırlar.

Hiperinsülinemisi olan kişiler özellikle göbek çevresinde yağ tutar ve zamanla kan şekeri yükselir ve şeker hastası, yani Tip 2 diyabet geliştirirler. Hiperinsülinemiye yol açan nedenler arasında bir diğer faktör de antiviral ilaçların uzun süreli kullanımıdır. Özellikle AIDS hastalarında veya domuz gribi gibi viral hastalıklara karşı kullanılan 'yüksek aktivitede antiretroviral tedavi' hiperinsülinemi yan etkisi yapmaktadır.''

Amerikalı bazı araştırmacıların yaptıkları bir çalışmada bu yan etkileri çörek otu kullanarak azalttıklarını ve antiviral terapinin hiperinsülinemi etkisini azalttıklarını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, ''Can J. Physiol Pharmacol dergisinin nisan sayısında çıkan bu çalışmada, Tulane Üniversitesi'ndeki bu araştırmacılar insülin direnci gelişen kişilerin tedavilerinde çörek otunun önemini göstermişlerdir'' şeklinde konuştu.

İnsülin direncinin özellikle 45 yaş civarı kilo verme sorunu olan kişilerde mutlaka ölçülmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, ''HOMA indeksi kullanılarak kişinin insülin direncinin olup olmadığı değerlendirilir. HOMA indeksi 3.8'den büyük çıkan kişiler insülin direnci olan ve mutlaka izlenmesi ve tedavi edilmesi gereken kişilerdir'' dedi.

Prof. Dr. Necat Yılmaz
http://www.xprodoksit.com/yazi/corek...i-ve-kullanimi

Ben bu tıbbi bitkilerle ilgili olarak bir bilimadamının yazısını okumadan inanmam ve kullanmam.
İnternette ne idüğü belirsiz birçok site,yazı ve haber var..
Bu kaynağı belirsiz ve bilimsellikten uzak haber ve yazılara bakılarak tıbbi bitki kullanılmaz..


Ben ÇÖREKOTU'nun faydalarına inanıyorum.
Hergün kullanırım..

Havana 1.5 çay kaşığı çörekotu koyarım..Üstüne 2 çay kaşığı su koyarım..1-2 saat bekletirim..Çörekotları suyla şiştikten sonra yumuşar ve ben bunları havanda bir güzel döverim..Sonra havanın ağzına kadar su doldurup,karıştırıp aç karına içerim.Günde bir defa..
2 yıldan beri kullanıyorum..
Hiçbir olumsuzluk görmedim.
Koruyucu etkisinede inanıyorum.
Yalnız bunu hiç olmazsa 6 ay düzenli kullanmak gerekiyormuş..

Prof'ların araştırmalarına bakılırsa şeker hastalığı içinde iyileşyirici etkisi olabileceği anlaşılıyor.
Yinede doktorunuza danışmanızda yarar var..
Bu tür şeyleri rastgele ve gelişigüzel kullanmak çok tehlikeli..
Acil şifalar dilerim.

Merhaba, ben de diyabetliyim ve diyabetik nöropatim var. Ancak, maalesef ki bu duruma iyi gelecek hiçbir bitki yok. Sinir hücreleri yıkıma uğradığında düzelmeyecek bir yapıya sahiptir. Önemli olan artık kalanı elde tutmanın yollarıdır. Öncelikle, diyabetinizin çok iyi kontrol edilmesi (doktor + perhiz + egzersiz) gerekir. Yazdıklarımı lütfen katı, acımasız bulmayın. Ne yazık ki gerçeklerimiz bunlar. Nöropatiniz ağrı veriyorsa, ilaç yerine sakinleştirici karışımlar içebilirsiniz. Ağrılı bölgelere biberiye yağı sürebilirsiniz. Ben böyle yapıyorum. Soğuk havaya dikkat ediyorum. Ilık suyu yeğliyorum. Çok sıcağa da dikkat!
Doktorunuz ayak bakımı için neler yapacağınızı mutlaka söyler. Yaralanmalardan kaçının. Aradığınız pek çok sorunuzun yanıtını diyabetevi.com sitesinde bulabilirsiniz. Hem kendim, hem siz, hem de öteki diyabetliler için çok üzgünüm; ne yazık ki böyle...

Tanıştığımıza memnun oldum sayın Mistral.

Merhaba, diyabetiniz ve bununla ilgili yaşam şekliniz hakkında bilgi vermeyi isterseniz, size daha çok yardımcı olabilirim. Sağlıklı günler...

Bir tanıdığımızın taze fasülyeyi çiğ çiğ yiyerek şekerini düşürdüğünü biliyorum.

Ben de diyabet hastasıyım:( Evet yaşayan bilir ki, zor bir hastalıktır... Allah'tan hepimize şifa diliyorum. :rolleyes:

bende 13 senedir seker hastasiyim.aileden genetik olarak gelen bir hastalik.Avrupa-da yasamama ragmen maalesef ilerlemesini önleyemedim.su anda sag gözümü kaybetmek üzereyim.acaba kandaki seker seviyesini hangi bitki veya bitkiler karisimi asagi düsürür.cörek otunu deniyorum,yesil cay iciyorum.yinede arastirmak istiyorum.

Allah'tan hepinize şifa diliyorum.

Sarı kantaron şekeri dengeliyormuş, başka pek çok rahatsızlığa da iyi geliyormuş.

Ben mide rahatsızlığında denedim, çabuk ve kesin etkisini gördüm.

Konuyla ilgili yazıyı araştırayım, buraya kopyalarım.

Tekrar geçmiş olsun.

Sıkılmadan okursanız, muhtemelen benim gibi yer yer duygulanarak yer yer gözleriniz yaşararak sonuna gelirsiniz yazının.

Bu sohbeti PROFESYONEL BALIKÇI FORUMU sitesinde bir süreliğine misafir olan emekli bir öğretmenden naklediyorum.

Birkaç mesaj sonra da işin aslının nerede olduğunu anlatmıştı, ben de aktaracağım.

İşte sohbetin size lazım olacak kısmı:
....
İNANABİLMEK hakkında yaşadığımı anlatayım da; "İnanmamanın" ne kadar kötü olduğunu, yanlış olduğunu görün.
Yıl 1984. Bir yaz günü, deniz kenarında "Ali Dayı" dediğimiz biriyle sohbet ediyorum.Ali Dayı; Girit kökenli, eskiden kâhyalık, terzilik filân yapmış, son olarak balıkçılık işine takılmış.Rumca da biliyordu.(Bu yazıyı okuyan bazıları, O'nu tanıdıklarını farkedecek)
Bana; tarlalardaki bazı bitkileri göstererek, dedi ki:"Hocam, ilaç denizinde yüzüyoruz, ama; hastalıktan da perişan oluyoruz."
Not: Otlar hakkında; Giritliler ile Çinliler çok bilirler.Sonrasında; yörükler gelir.
Neyse..."Bu otun çayını, yağını içenin şekeri düşer. Yağını içmek ve sürmekle şeker yarasını kapatır.Üçte birden fazlası yanmış kişiyi tıp kurtaramazken, bunun yağı; komple yanmış kişiyi bile kurtarır.Kullananın yaşı uygunsa, altı ay içmekle; vücudu tekrar insülin salgılamaya başlar ve şekerden kökten kurtulur." dedi.Tarifini verdi.
Siz inandınız mı? Tıbbın yapamadıklarından behsediyor adam... Ben de öyle; inanmadım. Ta ki; 31 Ağustos 2009 a kadar. Tam 25 yıl...
Yukarıdaki tarihte; komşu ilçenin sanayi çarşısındayım ve benim külüstürün orasına, burasına baktırıyorum. Benden sonra başka biri geldi. Söz nereden çıktıysa, adam; arkadaşının tavsiye ettiği ot ilacıyla, ameliyatsız nasıl kurtulduğunu anlatıyor.Ben de; iyi dinleyici olduğumdan; "atma" demeden efendi, efendi dinliyorum. Sözünü bitirmemişti ki; eski amerikan cipi arabalı biri geldi ve oturdu. Prostattan kurtulduğunu söyleyen adam; "Hah, bana ilacı söyleyen bu arkadaş!" diye, son geleni göstermez mi?Son gelen; "hayırdır, konu ne?" deyince; ikinci gelen "senin bana anlattığın prostat ilacından söz ediyordum." Son gelen, baktı ki ben "iyi dinleyen" biriyim, -Öğretmen olduğumu öğrendikten sonra- "Hocam, sana birşey anlatacağım.Bak dinle." dedi ve anlatmaya başladı:
Ben dört yıl önce...
...kanser oldum. Beni ziyarete gelen Yatağan'ın köyünden biri: "Şu ilacı, bu otu şöyle,şöyle kullan ve kurtul." deyince; adamın dediğini yaptım. Kanserden kurtuldum.Yanımdaki hasta öleli, dört yıl oldu. Doktorlar; ölmemem üzerine; beni birkaç ayda bir, hastahaneye çağırıp, kontroller yapmaya başladılar. Bu geliş gidişlerim sırasında; benim yattığım odadan birini; sedye ile çıkardıklarını gördüm. Kanser olduğunu ve "evinde ölmesi" için taburcu ettiklerini öğrenince; bana öğretilenleri söyledim. O kişi; şu anda; şu köyde; 41 kg olarak çıktığı hastahaneden 74 kilo olarak yaşamakta. Adı da şudur, inanmayan gidip, görüşebilir.
Benim nerede yaşadığımı sorduktan sonra:" Sizin oralarda, bu ota şu derler. Şöyle, şöyle hazırlayacaksın. Sade kullanırsan; kanser ve prostattan korunursun. Şununla kullanırsan; kanserden, bununla kullanırsan; prostattan kurtulursun." dedi.
Veeee...Yıllar önce Ali Dayı'nın dediği otu ve aynı şekilde yapılışını tarif etti.
Beni şoke eden de bu oldu: Aynı ot, aynı şekilde yapılacak.Biri şeker diyor, biri de başka.Önemli değil.
Bunda bir iş var diyerek; 6 Eylül 2009 da bir litre şişe içinde olması için ilacı hazırladım.
Aralık ortalarında; birader eşiyle bizi ziyarete geldi. Baktım; arabaları; "sakat"lara mahsus plakalı. Akşam; balık-rakı yaparken sordum: "Birader, ikinizde sağlamsınız. Bu plaka; ne iş?" Birader:" Ağabey, kayınpederimin bir bacağı, şekerden kesilmiş. Öbür ayağı da kötü. Bir lira büyüklüğünde yarası var. Korkarım; ileride kesilecek." Ali Dayı'nın anlattıklarını anlattım ve dedim ki:"Doğru mu dedi, bilmiyorum. İlaç daha 3,5 aylık. Olması için 2,5 ayı daha var. İsterseniz vereyim, kullansın." 300 gr kadar yağ ile bir tutam ot verdim ve gittiler. Yılbaşından bir iki gün önce kullanmaya başlamış ve Ocak 2010 11 inde telefon geldi:"Yara kapandı!" Yani; denen doğruymuş.
Bu sefer, bir şişe yapar mıyım? 2010 yazı Haziranı, 11 inden başlayarak, 20-30 kavanoz yaptım.
2010 Eylülünde; birader,eşi ve yanlarında bir balıkçı arkadaşla ziyarete geldiler.
Birader; 300 dolar para vererek; "Ağabey, kayınpederim gönderdi, teşekkür ediyor." Olmaz, biz ona; o ilacı; denenmesi için verdik. Yani; denek oldu. Ne parası?" Mümkün değil, emanetini al."dedi ve yeni mahsul ilaçlardan, üç litre ve bir kavanoz aldı. Tabii ki; arkadaşı da istedi. O'na da; 250 gr verdim.
Biradere dedim: "Kayınpederin sevinmiştir." "Abi, ne sevinmesi...Madem böyle bir şey vardı da; benim ayağım niye kesildi, diye kahroldu."
Biliyorsunuz; Bu ülkede her yıl, 8000 kişinin bacağı şeker sebebiyle kesilmekte.
Adamın; kanser ve prostatla ilgili dedikleri doğru mu, değil mi denemeleri için neler yaptığımı atlıyorum.Kendimin ve hatunun kullanması sonucunda; hangi neticeleri aldık, atlıyorum. Bu bitki ile ilgili; Ciddi bir Avrupa sitesinde bulduğum tıbbi araştırma raporları -elliden fazla- neler diyor, atlıyorum.
Böylesine mükemmel ilaç (Kız kardeşim: süper ilaç, bir başkası; iksir diyor." ruhsatlı olarak; ilaç firmalarınca yapılsın, insanlar da boşu boşuna çile çekmesinler diye; konuyu iki ilaç firmasına yazdım: "Tık" yok. Demişlerdir:" delinin biri..."
Baktım olmuyor, bari ruhsat alıp ben yapayım. Bu tür işleri yapan (Plan, proje, ruhsat v.s. işlerini Ankara'dan ayarlayan) bir firmaya ulaştım. Dedim: "Böyle, böyle.." Patron ne dese:"Benim filan şehirdeki büromda, Ö. adında bir çalışanım var. O'nda başar, ruhsat masraflarını ben çekip, ruhsat işini yapacağım." (Deneme yapıyor, inanmadı.)
Ö'ye yarım litre gönderdim. Netice; İnsülinle 120 den aşağı düşüremediği şekeri düştü, insülini bıraktı v.s...
Patronla tekrar görüştüm. "Ö.in durumunu biliyorum. Bana söyleyeceksin; hangi bitkiden, nasıl yapılıyor v.s.Herşeyi açıklayacaksın."
Ben:"Zeytinyağı ve bitki konsantresi (özüt) desek olmaz mı?"
Cevap;" Olmaz.Herşey açık olacak."
Ben:" O zaman; Cocacola "kola özütü" diyerek nasıl ruhsat almış, bu ülkede?" deyince, konu ve telefonlar kapandı.
İçimde bir duygu:"Ali Dayı'ya inanmamakla; 25 yıldır, bunca insanın bacaklarının kesilmesinin sorumlusu ben'im."
Neyse, bitiriyorum:
Ekim ayında biraderden bir telefon: "Abi, sen M.D.e ilaç vermişsin, faydasını görmüş, yine istiyor.Fiyatını söyle, adam alacak."
"Ben öyle birine, ilaç vermedim." dedim. İş; sonunda anlaşıldı. Biraderle gelen balıkçı, Fethiye'nin bir beldesinde; meraklı olarak balıkçılıkla uğraşan şeker hastası M.D. ile hastalığıyla ilgili konuşurlarken, verdiğimiz 250 gr dan, birazını buna vermiş, denesin diye. Adama çok yaramış. Bana ulaştı, ilacını gönderdim. Kendisi Fakülte mezunudur. Artık akraba olduk; haftada bir iki beni arıyor, sohbet ediyor...

Ve asıl bilginin olduğu yer...

Mahir Ağabey,
.....
Gelelim ilaç meselesine.
Bir kısmını anlattığım ve hiç ilgim yokken; şartların gereği olarak ilgilendiğim ilaçla ilgili; VIP üye olduğum (SGK,İdare hukuku ve Tüketici hakları konularında epey ustayımdır.) hukuki net sitesinde bu konuyu uzun boylu yazdım. Otun ne olduğundan, nasıl yapılacağına kadar. 3000 e yakın okuma oldu ve; ne de "yapayım, yaptırayım" diyen bir Allah'ın kulu çıkmadı. Ben öfkemden " Bedava bilgi; bilgi değildir" anlayışı karşısında; "düşürülemeyen şeker dışında nelere fayda eder, size söylemeyeceğim" dedim.
Siz; bu konuda; bitki ile ilgili, nasıl yapıldığıyla ilgili, bilgi edinmek isterseniz; internette hukuki net yazın ve arayın. Açılan sitenin; sol üst tarafında açık zemin üstüne yazılı "hukuk forumları" yazar. Oraya tıklayın. Açılan sayfada; aşağıya doğru inerek; "sağlık ve hastalıklar" başlığına geliniz. Oaraya da tıkladıktan sonra; açılan başlıklar arasındaki; "Hukuki net üye ve misafirleri bu yaz ilaç yapacağız" başlığında, yine "sakar" imzalı yazılarımı okuyunuz. Tıbbi raporla ilgili verdiğim siteyi de (WİLD PLANTS OF MALTA) bulup, bitki hakkındaki dosyayı görün ve beni daha da yakından tanıyınız. Daha sonra sorunuz olursa, bu sitede cevap vereceğim. Açıkçası; hukuki net okurlarına kırgınım.Onlara; düşürülemeyen şeker dışında bilgi vermeyeceğim.
İyi geceler.

İnşallah faydalı olur.

Şifa Allah'tan.

Eşimin ailesinde bu sorun var ve eşimde de çıkacak diye üzülüyorum, yazdığınız kıymetli bilgiler çok yararlı ellerinize sağlık.

İnşallah aramak ve kullanmak zorunda kalmayız ama lazım olursa bilgiler hazır.

Ellerinize sağlık, teşekkür ederim.

Şeker konusunda;

bataklığı kurutmadan bir takım ot-yaprak-meyvelerle çözüm bulmak bence geçici olarak çözüm olur.

Önemli olan şekere yol açan etmenleri düzenlemek veya yok etmek.

Ben tüm şeker hastaları için Prof.Canan Efendigil Karatay'ın "Karatay Diyeti ile ömür boyu sağlık " kitabını okumalarını öneriyorum.

"Karatay Diyeti"'ni ben de tavsiye ediyorum. Ağbimin birisi kolestrol hastası (300'ün üstü),
diğeri ise şeker hastası, onun şekeri ise en az 200 idi. Ben ise troit (haşimato) hastası olduğumdan kilo vermemde çok sorunlar yaşamaktaydım. Biz üç kardeş bu kitabı takip ettik. Sonuç; kolestrol ve şeker hapları artık kullanılmıyor ve ben ayda en az 3 kg verebilmekteyim. Dördüncü ay bitmek üzere ama ben 14.6 kg verdim. Uygulamakta hiçbirimiz zorluk çekmedik. Bu bir yaşam şekli olmalı diyorum. İrdelemenizi şiddetle ben de tavsiye ederim.

sayin Balikci kopyaladiginiz yazida belirtilen yere basvurdum,ancak yazi kilitli devamli error geliyor.benim sekerim 350-400.care ariyorum.o tarife nasil ulasabilirim.baska yolu varmi.

Sayın yeşilgiresun,
Bahsedilen yerdeki yazıyı ben açıp okuyabiliyorum. Siteye de üye oldum ulaşmak için, ama belirli mesaj sayınız yoksa özel mesaj gönderemiyorsunuz. Foruma yazdım, umarım görür ve dönüş yapar. Bilgi alır almaz size de iletirim.

Sayın balıkçı bu yazdıklarınızı yapacak kadar bilgisayar bilgisine sahip değilim annem şeker hastası ayrıca bilgisayarımında bazı tuşları yok mesela nokta koyamıyacağım bu yüzdende belki burda topa tutulacagım bu iksiri burda yazmanız mümkün değilmi

günde 21 tane çörekotu ...ölümden başka her derde deva.... !

Merhaba,
Buranın linkini bir öğrencim verdi. Dedi ki:"Hocam, sizden söz ediyorlar."
Sakar olarak yazdığım linkin adresini vereyim de; "inanılmaz"ları okuyun.
Düşürülemeyen şeker, şeker yarası, kanser, KOAH, astım-bronşit, ülseratif kolit, karaciğer yağlanması, kalp zarında ödem, akciğerde ödem, karaciğer büyümesi 2. evre, romatizma...
Bunlarla ilgili bilimsel araştırmaların olduğu dosyanın da linki de verdim.
Araştırma ve denemelerime devam ettiğimi de okuyun.
Bu; ilk ve son mesajımdır.
Sağlıcakla kalın.
İlgili sitenin "error" vermesi, öncedendi. Şimdi; error vermez.
Sağlıcakla kalın...
Hukuki Net üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız

Sayin diyabetli hastalar, (bende Tip 1 günde 6 kere igne yapan biri olarak) size 2-3 tavsiyede bulunacagim....
Yerelmasi (Topinambur) bulabilirseniz bunu patatesle karistirarak pure olarak yerseniz aclik sekeriniz uzun zaman sabit kaldigindan acikma hissiniz azaliyor ve icindeki inulin maddesi sekeri regule ediyor.. Benim bahcemde ekili durumda ve cabuk cogalan cok yillik bir bitkidir tek sorunu gaz yapar..Topinambur kuzey amerikadan ulkemize girmis bir kizilderili yiyecegidir Fransada zayiflik haplarinda ve lüx mutfaklarda kullanilmaktadir.. Internette aratirsaniz yabanci dilde cok fazla bilgisini bulacaksiniz.. Ülkemizde tatli olan meyveler diyabetiklere önerildikce ben kahroluyorum bir ara altin cilek bir ara karayemis vb.. Bakin icinde meyve sekeri olan her meyve sekere dönüsür sekeri yakmak icin hareket yani efor 1 numarali cözümdür terleyene kadar aksam sporu ve sabah seker ölcümü yaparak yemege dikkat edilmelidir. Bazi bilgileri burdan yazamam ama kullanimi ugusturucu kapsamina giren afyon sakizi da asiri efor harcattigindan sekeri düsürür.. AKSAM YEMEKLERINI SAAT 18,00 den sonra kesin ekmek meyve hamur özellikle pilav kesin yasak sabah 2 ince dilim ekmek disinda recel asiri süt urunleri hayvani gidalardan uzak olun sinir sistemindeki tahribati eldekini koruyarak saglayabilirsiniz geriye dönüs yoktur kalp krizi beyin kanamasi böbrek ve göz rahatsizliklari icin uzun süreli kan sekerinize baktirin bu damardan alinan kan ile olur 6 civari iyidir 7 ise kötüye gider..

Tarcin, tüketimini arttirin, yabanci sitelerde arastirma yapin buldugunuz duydugunuz her bilgiye atlamayin karaciger yaglanmasini kesmek icin enginar tüketimini arttirin bulabilirseniz yapraklarindan cay yapin kandaki sekeri sulu halde tutun dolayisi ile günde 3 litre civari su icin, sogukta katilasan seker recel bal misali sizin vucudunuz da sogugu sevmez vucudunuzu sicak tutun, deniz günes yüzme hareket moral bunlar iyi gelenler, findik fistik tüketimini azaltin tuzlu gidalardan uzaklasin böbrekleri yormayin özellikle gözlerinizi 6 ayda bir doktora kontrol ettirin, böbreklere sonografi karacigere sonografi cektirin ve kendinize bakin.. Size sizden baskasi yardim edemez bunu unutmayin yemek tek düsmaniniz..

Ve sebze agirlikli beslenin patates sofradan eksik edilmesin ekmek yerine bunu tuketin, diyabetik gidalara ragbet etmeyin sakarin ve diger tatlandiricilar uzun vadede pankreasi yorup baska dertler aciyor cay kahve azaltin alkol tuketiminiz özellikle mayali olan cesitlerden uzaklasamak ile sinirli olsun, yani viski raki o da 2 bardak (normal bardak) ile kapansin, havuc salatasini bile gramla yiyin cünkü onda da asiri bir seker bulunur esmer ekmek esmer makarna esmer pirinc kullanin (pilavi kasik ölcüsü ile 2 kasik tuketin ve o ögünde ekmek yemegin) bal seker ölcülüp de yenilmelidir sabah seker ölcümünden sonra 1 cay kasigi kadar, sorunuz olursa 17erhanteke@gmail.com uzun vadede bu hastalik ile yasayacaksiniz tip 1 iseniz cocuk yapmamaya dikkat edin, esinizin de ailesinde var ise cocuga gecen kalitimsal hastaliktir. Cinsel organlarda karsilikli bulasan mantar hastaligina egzamaya dönen olusumlara raslayacaksiniz, hijyene dikkat edin özellikle doktor sabunu ile yikanin.(antiseptiktir)... sorunuz olursa bana mailden ulasin .. Hepimize gecmis olsun

Haa unuttum bir de kramp giren kaslar icin mutlaka günde 300mg lik magnezyum tableti alinmalidir. Bu her spor ile ugrasanin almasi gereken mineral tableti kesin unutmayin bir de greyfurt cekirdegi günde 2-3 adet ezilerek yenilecek pomelos ve greyfurt pozitif etki yaparsa da baska ilaclar ile alirken cok dikkat edin cünkü greyfurt ilaclarla etkilesim yapan meyvedir kesin doktorunuza sorun ..Cinko ve krom elementlerini eksik etmeyin ekzotik sebze meyvelere ulasabiliyorsaniz Aloe Vera, Rosafarbene Catharanthe, Gurmar, soya fasulyesi, zencefil, bunlar sekeri düsüren ve regule edenlerdir özellikle tarcin ve zencefil size cok destek verecek bunu unutmayin cay olarak limonlu zencefil sekeri düsuruyor.. Tip 1 igneli sekerdir, bunlarda pankreas uretim yapsada vucut hormonu düsman ilan edik hormonu eritiyor tip 2ler yani hapli sekerler bu hap ile hormonu alsada mide asiti cogunu yiprattigindan bir süre sonra igneye geciyorlar igneyi mutlaka yagli karin veya kalca bölgesine vurun.. Sabah kalktiginizda nefesinizdeki aseton kokusu bunun yani yüksek sekerin habercisidir.. B vitamin gurubu ile yipranan ve yipranacak olan sinir sistemine destek verin...

Hukuki.net gibi ciddi bir hukuk sitesinde 27 bin okunma sayısına ulaşan ve gördüğüm kadarıyla olumsuz hiçbir tepki almayan yazışmalarınızı ara ara okumaya devam edeceğim..
Çok ilginç geldi bana..
48 nolu mesajınızda ''NOT: ben "tedarikçi" değilim. HTT istemeyin.'' diye yazmanız da çok güzel.

Başarılar ve kolaylıklar dilerim sayın sakar..

genelde tüm sebzeler şeker ve diyabet hastalığını önler ama özellikle bazı sebzeler bu konuda iyileştirici etkiye sahip. bu konudaki bulgular şunu diyor;

"Sebzeler çoğu diyetin en önemli enstrumanlarıdır. Önemli besinleri içerirler ve zengin lif kaynaklarıdır. Günlük uygun miktarda sebze yiyerek kanser, kalp hastalığı ve diyabet gibi hastalıklar için bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz."

En Sağlıklı Sebzeler - Yemek & Diyet