15-07-2008, 07:56 | #1 |
Ağaçsever
|
Tehlike anında kendini korumaya alan bitkiler
Merhaba Arkadaşlar, Foruma o kadar baktım, bu konu başlığına uygun bir yer bulamadım. Ben de sıfırdan açmayı düşündüm. Umarım başlığı uygun seçmişimdir. Zira bu konu başlığı altında yazılmasını tartışılmasını, yeni bilgilerin paylaşılmasını istediğim konu şu: Doğada kendi kendini yenileyen (bitkiler zaten yenileniyor da, tıpkı kertenkele kuyruğu gibi mesela) yahut bir tehlike anında kendini korumaya alan bitkiler; 1- Hangi tür bitkilerdir? 2- Bu bitkiler nasıl bir yöntemle kendilerini korumaya alıyorlar? 3- Bunu yapmaktaki amaç sadece kendini koruma içgüsüdür diyebilir miyiz? 4- Neden bu şekilde koruyorlar kendilerini? vs... Soruları çoğaltabiliriz. Ben hemen aklıma gelen ilk bir kaç tanesini örnek olarak vermek istiyorum. 1- Sütleğen olarak bilinen bir ot var yaprak rengi grimsi mavimsi, onun yapraklarını koparttığınızda yahut dallarını oradan hemen sütümsü bir sıvı akar. Ama bu dalan sıvı, akan bölgeyi korumak için mi yoksa neden akar bilmiyorum. Bilenler mutlaka vardır. Derler ki; siğillere iyi gelirmiş bu akan süt. 2- Küstüm çiçeği var. Yapraklarına dokunduğunuzda hepsi birden kapanır. 3- Bazı çiçekler var gece açar, gündüz kapanır. 4- Bazı ağaçların kestiğinizde zamanla ordan passı bir sıvı akar. 5- Kauçuk çiçeğinin en ortadaki yeni açmakta olan çiçeğine (daha açmamış yalnız kapalı halde iken) dokunduğunuzda küser ve uzun süre yaprağını açmaz. 6- Ful çiçeği, çiçeğine dokunduğunuzda hemen kararır. .... örnekler çoğaltılabilir. |
15-07-2008, 10:14 | #2 |
Kaybettik...
|
Sayın kala, verdiğiniz örneklerden çoğu kendi fizyolojik yapısı veya özsuyu ile ilgilidir doğrudan kendini koruma amaçlı gelişmiş gibi görünen Mimosa pudica yani küstüm otudur. yani bir hayvan bu otu yemeğe kalkışınca yapraklarının birden çökmesi ona anında bir pörsümüş bitki durumuna sokar bu da çoğu otoburun iştahını kapatır. Burada asıl bitkilerin oldukça fazla miktarı dokusunda veya özsuyunda, yenmesinin o hayvana kötü sonuçlar açabileceğini, zaman içinde hayvanların genetik bilincine yerleştirmiş, kendi bünyelerinde oluşturdukları zehirlerdir. örneğin solonacealar, domatesi yapraklarının tırtılarca veya başkaca börtü böcekle yenmiyeceği kendi koku sinyalleri ile belirtmeleri atropa belladona'nın zehirli meyvelerinin yenmeyip tohumun düşmesi gerektiğini sinyalize eden. kenevirin çoğu hayvanatlarca tembih edilmemesi. ısırgan otunun burnuyla koklayıp yemeğe açlışacak bir hayvanın hasas burun derisine formik asit enjekte eden enjeksyonluk apmullar misali cam gibi kırılgan kılsal yaprak yapısı... tabii bu örneklerini yarı buçuk vermeğe çalıştığım bitkilerin bu stratejisini kendi bünyesinde oluşturduğu panzehirlerle atlatmayı beceren zararlılar da var. afrikadaki dikkenli akasyaların zürafalarca yenmemsi için gibi ise de bu kez de karşı atak olarak zürafalar o akasyaların dikenlerini hiçe sayan bir dil yapısı evrimleştirmelei ve günümüzde o ağaçların tipik form yapısını dahi bu ikilinin rekabeti ile belirlenmiş olduğu gibi... daha nicesi örnekleri var. zaman ayarlı çiçeklenmeleri dahi döllendiricilerini o saatte aktif olması ile de doğru orantılı olabileceği gibi bazı meyvelerin de sırf kuşlarca yenmesi için lezzetli meyve etleri oluşturup kuşlara ödül gibi kendilerini sunmalarındaki art niyet ise tohumların kuşlarca dağıtımıdır. saygılar umarım anlaşılır yazdım... |
15-07-2008, 10:15 | #3 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-04-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 171
|
Passiflore(çarkıfelek) çiçeği de yapraklarındaki iğneler ile, üzerine yumurta bırakan tırtılların,yumurtadan yeni çıkan yavrularını imha eder,böylece onlardan kendisini korurmuş. |
|
|