agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Bitki Dünyası > Bitkiler Hakkında Genel Konuşmalar
(https)




Beğeni Düzeni130Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 14-08-2012, 02:11   #181
Ağaç Dostu
 
güldeste-'s Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-05-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 332
Galeri: 5
Okudum... okudum... okudum sevilmeyen o kadar bitki varmış ki şaşırdım ya bitkiler sevilmez mi ? her bitkiyi seviyorum ayrık otunu sevmezdim artık onu da sever oldum çünkü onun da faydaları olduğunu öğrendim

.:: mer okun Ayrk Otu Faydalar Nelerdir ::.

hatta solucan ve böcekleri hiç sevmezdim iki yıldır onları da sever oldum nasıl haşerelerle mücadele edeceğim bilmem ki

güldeste- Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2012, 01:16   #182
Ağaç Dostu
 
Kryon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 124
Tüm bitkileri seviyorum, arada saksıların arasından çıkan ayrık otu gibi bitkileri bile dikkatlice çıkartıp apartımanın önündeki toprak alana bırakıyorum zaten arsız olduklarından hayatlarına orada devam ediyorlar.

Yalnızca kaktüsler ile biraz mesafeliyim ama bu evimde kaktüs olmadığı manasına gelmiyor elbette

mrduran beğendi.
Kryon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2012, 08:37   #183
Ağaçsever
 
ilkenan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-09-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 66
tüm bitkilere hayran ve aşık bir insan olarak itiraf ediyorum ki kaktüs sevmiyorum. gördüğümde bile kaçıyorum sanki o ortamdan. ama bunu kendime yakıştıramıyorum bir türlü. en sonunda gittim kaktüs tohumu aldım tohumdan yetiştirirsem belki severim diye yani kaktüsleri de sevmek için çaba gösteriyorum....

ilkenan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2012, 08:57   #184
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-09-2012
Şehir: yozgat
Mesajlar: 7
her çiçeği, her bitkiyi, her ağacı çok severim, sebep olarak iç anadolunun boz kırında yetişmiş biri olarak, tahmin edersiniz ağaç ve çiçek çok azdır, elimden geldiğince çok ağaç dikip çok çiçek ekerim, köyde evimizin avlusu ve bahçesi çok küçük olmasına rağmen ormandaki gibi her bi köşesine ağaç dikmişimdir, ve nerdeyse her ağacın dibinde kadife çiçeği ve papatyaya benzer olan çiçeklerden ekmisimdir, köyde bizim eve her gelen kişi gözünü alamaz ve heves ederler bu manzaraya, bu durum beni ayrı mutlu eder, ha şunu unutmuşum nerdeyse her camın önüde saksı ile çiçek nane reyhan doludur ... Bence her türlü çiçek ve ağaç sevilmeli çiçeksiz ve meyvesiz olsa dahi...

ova_kentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-11-2012, 03:22   #185
Ağaç Dostu
 
redbullah's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-03-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 150
Çocukluğumda mahallelerin terzi dükkanları olurdu.Ustalar şimdikiler gibi paça,fermuar tamiri yapmazlardı.Takım elbise falan dikerlerdi.Çoğu zaman dükkanlarının önünde tahta bir sandalyede,ayak ayak üstüne atıp birşeyler dikerler,bir yandanda etrafı süzerlerdi.Bütün mahallelinin kirli çamaşırlarını bilir havalarında,herkeze ahlak tasnifi yaparlardı.Bir gözleri hep çırakların üzerinde olur,onların yanlışını yakalamaya çalışırlardı.Buluncada dayak,küfür ne varsa.Demek bu meslekte insan birazda sadist oluyor.
Babam her bayram kendine,abime ve bana elbise siparişi verirdi.İlk prova.son prova derken üç,dört defa giderdim.Bu dükkanlarda negatif elektrik,gerginlik havada asılı olurdu.Prova esnasında ikide bir kıpırdama yeğenim,şöyle dur,böyle dur ikazları beni çok gererdi.Ürkek ceylanlar gibi davranan çırakların bu halleri benide sarardı.Hele omuzlara,yakaya iğne takarken,arasına iğne sıkıştırdıkları dudakların arasından gelip yüzüme vuran iğrenç sigara kokan nefesler,ya da Ramazan bayramıysa,oruçlu ağızla yüzüme yapılan,pis kokulu esnemeler.
Hiç sevmezdim terzi dükkanlarını.Birde berber dükkanlarını.Bunları sizlere neden anlattım açıklıyayım.Terzi ve berber dükkanlarının önünde mutlaka KURDELE çiçeği olurdu.İçeride camın önünde sanki ağaç olmuş sevimsiz bir BEGONYA,bir sehpada ise KUŞKONMAZ.Hemen hepsinde bu üçü,en azından ikisi bulunurdu.Ben belkide bu üç çiçeği,bana bu sevimsiz mekanları hatırlattıkları için hala hiç sevmem...
Saygılar

Tura, dağçiçeği ve Imay beğendi.

Düzenleyen redbullah : 02-11-2012 saat 05:44
redbullah Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-02-2013, 21:34   #186
Ağaç Dostu
 
gokcegokce's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-03-2012
Şehir: Denizli
Mesajlar: 963
Lithops türü sukkulentler bana itici geliyor nedense...

yağmur beğendi.
gokcegokce Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-02-2013, 11:49   #187
Ağaç Dostu
 
nkutsay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-01-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 656
Bonsai.

Bunu yazdigim icin forumdan afaroz edilebilirim herhalde. Bu kadar cok meraklisi varken. Ama uzuluyorum o fidanlara. Bitkilerin dogalina bu kadar mudahale etmek zalimce geliyor bana. cogu da olup gidiyor zaten.

yağmur beğendi.
nkutsay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2013, 16:32   #188
Ağaç Dostu
 
yağmur's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-05-2013
Şehir: Muğla
Mesajlar: 748
Bonsai konusunda sayın nkutsay'a katılıyorum. Kendiliğinden minicik olan bitkiler hariç tellerle vs. zorlanarak "minik" kalmaya zorlanmaları bana itici geliyor. Sevmediğim bitkiler özelliklle;

-Paşa Kılıcı
-Difenbahya
-Kauçuk
-Yelken Çiçeği

Gerçi bu bitkilerin evde büyütülmesi ortamdaki zararlı gazları temizlemede epey önemliymiş. Kaynak

yağmur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2013, 19:59   #189
Ağaç Dostu
 
jojoba's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-05-2013
Şehir: Sakarya/ Hendek
Mesajlar: 272
Kışa girince öleceklerini bildiğim için mevsimlik çiçekleri sevmiyorum..

jojoba Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2013, 20:23   #190
Ağaç Dostu
 
Kayahann's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-06-2013
Şehir: İzmir
Mesajlar: 242
zakkum'u hiç sevmem kadife çiçeğini de, ayrık otundan nefret ederim, fıstık çamını da sevmiyorum, sanırım yazlığımın benden önceki sahibinin dikmesi ve benim kesemem nedeniyle

Kayahann Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-10-2013, 03:34   #191
Ağaç Dostu
 
redbullah's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-03-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 150
1950 li yıllar..Benim çocukluk ve ilk okulu yaşadığım yıllar.Dünya çok daha başka,çok daha harikaydı.Belki de bana öyle geliyordu.Tabi Dünya diyorsam,Ankara nın Samanpazarı,Ulus,Hacettepe ve Hamamönü'nü kastediyordum.Dünyam buralardan ibaretti..İnsanlar daha saf,daha duygulu ve her şeye daha bir inanrdı.Örneğin,bir gün sokağımızda bir şaiya çıktı.Güya Hisarda bir baraj varmış,Devlet bu barajı Ruslar öğrenmesin diye halktan saklarmış.İşte bu baraj yıkılmış,Ankara kalesinden,Salıpazarı üzerinden,Samanpazarına sel geliyormuş.Hükümet "Canını seven kaçsın "diye tebliğ yapmış.Bu sel Samanpazarını,Hamamönünü,Cebeciyi haritadan silecekmiş.Herkezde bir telaş,kimi çocuğunu sesler,kimi ana,babasını. Ankara yı bilenler durumun komikliğini daha bir anlarlar.Yani büyüklerden hiç kimse habire dua edip dururken,arada azıcıkta aklını kullanıp,arkadaş bu kale denilen yer sipsivri bir tepe.Burada dere ne arar,baraj ne arar diye düşünemiyor.Bütün sokak sakinleri,ellerde ekmekler,su kapları,battaniyeler,oraya,buraya şaşkın,şaşkın koşuşturup duruyoruz.Ancak iki,üç saat sonra jeton düştü.

Birde Muhterem Nur filmleri vardı.Hamamönünde meşhur Melek Sineması her çarşamba saat 09 da kadınlar matinesi yapardı.Matineye girmek için saat ta 06 gibi,her bayan arkadaş gurubu buraya öncü eleman yollardı.Öncü gelen sıraya girip bitmeden biletleri alacak,08 de açılan kapıdan girip gurubunun yerlerini tutarak görevini tamamlıyacaktı.Bu yer tutma da bir komikti.İçeri koşarak giren öncü hanımlar bir yarış halinde eldeki hırka,minder v.s ta uzaktan atarak koltuklara dek getirirdi.İki uca atılan eşyanın arasında kalan koltuklar tutulmuş olurdu.Arkadan gelen gurubun ekabirleri,ellerinde dolmalar,sarmalar,böreklerle tutulan yerlerine yerleşirlerdi.Kimileri kavga eder,kimileri karşılıklı ikramlarla dostluklarını pekiştirirdi.Arada biri hamile olmaya görsün.Bütün kadınlar sıraya girer,herhalde pişirdiklerinin dayanılmaz olduğunu düşünerek,yok hamilesin,yok kokar,yok biryerin şişer,hamile bayanın ağzına getirdikleri abur-cuburu tıkıştırırlardı.(Şimdilerde böyle bir kültür hala varmı bilemiyorum,ama güzeldi).Derken film başlar.Filmler çoğunlukla Muhterem Nur'un olurdu.Hiç birinde şaşmaz.Mutlaka içeriğinde dansöz,mezarlık başı ağlaması,sabah camide dua ve de beddua edip deşarj olmak için bir o....pu(Kötü kadın) olurdu.Ağlamalar,hıçkırıklar,beddualar birbirine karışırdı.Bu gürültüye,"annem ağladığına göre bir sebebi vardır"diye düşünen çocuklarda katılırdı.Hiç unutmam,bir gün galeyana gelip,birazda anneme yaranmak için Diclehan Baban'a,Ahmet Tarık Tekçe'ye ayıp küfürleri sıralamıştım.Şak..Annemin tokadı yanağıma konuvermişti.

Böyle saf millettik işte.Daha nelere inanmamıştıkki.Kumkapı'dan Yassıada'ya kazma ile tünel kazıp,Adnan Menderes'i kaçıracak bir adam yakalanmıştı.Demekki Emniyette saftı.Ha birde asıldıktan sonra Adnan Menderes'i,beyaz bir atın üzerinde hergün Eyüp Sultan'ın üzerinde uçurduk.Her sene biryerlerde doğan,başı yılan gibi olan ve konuşup "kıyamet yakın,dua edin,ahanda ben gidiyorum,sizlerde peşimden geleceksiniz"diyen bebekleremi inanmadık.Anlatsam buralara sığmaz.

Neyse daha fazla kafanızı şişirmeden söylemek istediğim konuya gireyim.Bir yerlerde bir felaket olsa,bir cinayet olsa halkımız bundan ziyadesiyle etkilenirdi.Herkes durumu daha dramatik bir hale getirmek için olayın içine kendilerinden bir şeyler katar,buna sonra kendiside inanır,ağlardı.Birde bu olaylarla ilgili DESTAN lar yazılırdı.Boynunda pilli hoparlör olan adamlar,ellerinde konu ile ilgili nazım türü yazılmış yazıları,kahve,pazar sokak gibi yerlerde,mesela"onsekiz yaşındaki,gelinlik kızının boynunu kör bıçakla kesen zalim babanın destanı"ya da "zalim baba,nasıl kıydın yavruna"gibi hoparlörden avaz avaz bağırarak satarlardı.Bu destanları en çok ta bayanlar alır,komşularıyla ağlayarak okurlardı.O yıllarda İdam kararları halkın önünde,teşhir ve ibret olsun diye açık alanlarda infaz edilirdi.İdamı bir gün önce gazeteler yazar,meraklıları gece yarısı tribündeki yerlerini alırlardı.Sanki maça gelir gibi,yanında börek,bazlama,peynir ekmek getirenler bile olurdu..Bazı hayırlı anneler,çocuklarıda görsün diye onlarıda sıcak yataklarından kaldırır getirirlerdi.Unutmadan şunuda söyliyeyim.İdam seyretmeye gidilirken,mutlaka abdestli olmak lazımmış..İnfaz altı buçukla yedi arasında yapılırdı.Ankara da şimdi Altındağ Belediye binasının olduğu yerde,iki yol arasında bir büfe,bunun yanında 6-7 metre boylarında bir AKÇA Ağaç vardı.Hani şu tohumları yere döne,döne inen.Bunun Ulus tarafına bakan kalınca bir dalı vardı.İşte Ankarada ki infazlar Samanpazarı'ndaki bu ağacın,bu dalında yapılırdı.Evimiz buraya 70-80 metre kadardı.Saat 06 gibi Ceza evi arabası,yanında Ambülans,polis arabaları falan gelir,İdam mahkümu Cezaevi arabasından indirildiğinde bir uğultu kopar,toplanan halk beddualara,küfür ve hakaretlere başlardı.Sonrasında birisi bir yazı okur,bu yazıyı mahkümun göğsüne takar,bir imamda dualar okuduktan sonra sahneyi cellat alırdı.Bu cellat çok meşhurdu.Yılların yıpratamadığı müthiş sanatçı,müthiş insan...Ve..Huzurlarınızda Cellat Kara Ali...Bir tabureye çıkıp elindeki ipi ağaca bağlar,defalarca sağlamlığını kontrol eder sonra sanatına başlardı.Ahali sevgiyle onu alkışlardı.Tabi o zamanlar"Türkiye seninle gurur duyuyor"gibi tezahüratlar daha icat edilmemişti.Sonrasında tabureye bu sefer mahkümu çıkarır,boynuna ilmiği takar,halka heyecan vermek için tabureye birkaç kere vurur gibi yapar,es geçerdi.Sonunda tekme...Ve perde kapanır.Doktor muayene eder,birtakım kağıtlar imzalandıktan sonra heyet oradan ayrılır,birkaç polis daha orada beklerdi.Bir saat kadar sonra Belediyenin çöp arabası gelir,cesedin yanına yanaşır,birisi ipi yukarıdan kestiğinde zavallı,küt diye arabanın içine düşer,alır götürürlerdi.O gün kadınlar hep bunu anlatırlardı.Vaktinde uyanıp gidemiyenler bir hayıflanırdıki,sanki bir derbi maçı kaçırmışlar.Bu bilgileri ben hep bu sohbetlerden edindim.Aslında bir kerede idam seyrettim.O gece uyumadım,annem komşularla gidince,bende arkasından çıkıp başka bir taraftan izledim.Anneminde ilk seyretmesiydi.Babam o gece nöbetçi olunca annem fırsatı kaçırmadı.Adana taraflarında bir çiftlikde üç tane ırgat,patronlarını,karısını,ve çocuklarını keserek,para ziynet ne varsa alıp kaçmışlar.Tabi bu durum halkta büyük infial uyandırdı.Olayla ilgili destanlar yazıldı,ağıtlar yakıldı.Neticede katiller yakalandı,idama mahküm oldular.Aklımda Ramazan Büyükbaş diye bir isim kalmış.Ama katilinmi,yoksa maktülünmü adı hatırlıyamıyorum.İnfaz tıpkı yukarıda anlattığım gibi oldu.Günlerce korkumdan uyuyamadım.Babama vaziyeti söyleyince,aman Allahım..Anneme bir kızdıki görmeyin.

Daha sonraları bir daha o Akça ağacın yanından geçemedim.Şimdi Akça ağacını sevmemek değilde,ne bileyim gördüğümde içimi bir sıkıntı,bir ürperti kaplıyor.

Bu yazımda biraz ironi,biraz mübalağa yapmış olabilirim.Bunuda edebi süslemeye,ya da konuyu hafifletme çabama verin.Çocukluğumun geçtiği bu yerler şimdiki gibi terkedilmiş,üç,beş garibanın oturduğu yerler değildi.Tam bir orta direk-memur semtiydi.Güven çarşısı o zamanlar ticaretin kalbinin attığı yerlerden biriydi.Ve de saf,çabuk inanan,kolay aldanan diye bahsettiğim halk aslında orta seviye idi.Varın cahillerini siz düşünün.Nerelerden nerelere gelmişiz.Bir gün bir arkadaşım,duvar dibinde duran ekmek parçasının üzerine görmeden küçüksu yapmış.Resmen olay oldu.Ekmeği öpüp başa koymalar,yaşlı teyzelerce dualar okumalar,ekmeğin üzerine okunmuş şekerli sular dökmeler.Bu büyük günah için herkezin bir çaresi vardı ama,ancak söylenenlerin yarısı tatbik edildi.

1950 lerde durum buydu.Yazımda genelde olumsuz durumları sergiledim,ama çokta güzel,ömre bedel yaşanmışlıklarda vardı.

Saygılar.Esenlikler diliyorum...


Düzenleyen redbullah : 25-05-2014 saat 05:04
redbullah Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2013, 19:11   #192
Ağaç Dostu
 
ezgigül's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-02-2012
Şehir: ISPARTA
Mesajlar: 143
Dua çiçeği
Binlerin anası

Bu ikisi ben de tiksinti yapıyor. Hatıralarım canlanıyor sanırım. Bir çok kişi sevmediği bitkinin sevilmeme nedenini açıklarken hatılarından bahsetmiş. Öğrenilmiş bir sevmeme durumu var yani. Bitkileri değil onların da içinde olduğu durumları ya da hatıraları sevmiyoruz çoğunlukla. Şu iki çiçeğin adını yazarken bile ellerim uyuşuyor o derce yani.

Imay ve Milla beğendi.
ezgigül Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-04-2014, 01:15   #193
Ağaç Dostu
 
hira's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-06-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,011
Sevmediğiniz çiçek var mı?

Orkide, çanta çiçeği ve yaprak güzelini sevemedim bir türlü. Aklıma gelen başka birşey yok.

Milla beğendi.
hira Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2014, 09:50   #194
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 25-03-2013
Şehir: Izmir
Mesajlar: 2
Ben de Zakkum' un kokusuna katlanamıyorum.

Milla beğendi.
Ghaldszar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2014, 13:17   #195
Ağaç Dostu
 
sevoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-12-2012
Şehir: Malatya
Mesajlar: 406
bende kaktüsleri sevmiyorum.çok güzel çiçekleri olsa bile.bana seni seviyorum deyipte canımı çok yakan insanları hatırlatıyor.

sevoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2014, 15:06   #196
Ağaç Dostu
 
alperfect's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-03-2010
Şehir: kırşehir
Mesajlar: 391
Bütün bitkilerin bir hikmeti var tamam ama biz de insanız bazılarını hem de tutkuyla seviyor ve bazılarından hiç hoşlanmıyoruz.
Ama bu başlık çok iyi olmuş bir nevi psikoterapi gibi hepimizi aslında rahatsız eden tabloyu paylaşıp normalleştirmiş.
Ben benim (evet itiraf edebilirim sevmediğim) çiçeklerime:
Paşa kılıcı- hiç bir zaman hoşlanmadım
Zakkum- bizim oralarda adı AĞU'dur zehir yani sanırım bu öğrenilmiş bir hoşlanmazlık şimdi gözümde güzeller amma ve lakin katmersizleri
Kokarağaç- fiziksel, kokusu nefesimi daraltıyor, öğrenilmiş yayılıcı ve yabancı ağaç olması sebebiyle


spatifillum difenbahia ve Benjamin içinse sevmeme demeyelim de evde istemiyorum klasik işyeri hediyesi oldular sanki

Milla beğendi.
alperfect Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2014, 17:23   #197
Ağaç Dostu
 
hira's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-06-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,011
Şöyle bir düşününce iç mekan bitkilerini sevmediğiminde farkına vardım... kılıç çiçeğini bende hiç sevmem... sevmediğim halamı hatırlatıyorlar bana.. çok vardı onun evinde.

alperfect, lusoari ve Milla beğendi.
hira Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-06-2014, 18:23   #198
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 25-05-2012
Şehir: BURSA
Mesajlar: 642
Benim sevmediğim çiçek yok ama yetiştirmek istemediklerim var tabii. Onları bir başka yerde görünce beğeniyorum ama ille benim de olsun demiyorum. Yetiştirmekten en çok keyif aldıklarım şüphesiz mum çiçekleri. Belki de onlara çiçek açtırmak çok iddialı olduğu için,belki çok ilginç oldukları için ama onları hiç bir çiçeğe değişmem.

edelvays58 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2014, 02:38   #199
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Galeri: 1
Menekşe.

Ablak suratlı insan yüzünü çağırıştırıyor bana.

Name:  Menekşe.jpg
Views: 558
Size:  62.4 KB

alperfect ve Milla beğendi.
s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2014, 03:06   #200
Ağaç Dostu
 
dinozor's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-11-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 392
Galeri: 2
Benim sevmediğim bitki yokmuş Daha önce kadife çiçeği yetiştirmemiştim, bu sene aldım ilk defa tohumlarını. Çok güzel çiçek açtılar şimdi, bence hoş ve kendine has bir kokusu da var. Herkesin gözü takılıyor, "bunu sevmem işte" diyorlar az sonra Ne kadar çok sevmeyeni varmış. Ne güzel bitki halbuki.

dinozor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2014, 20:26   #201
Ağaç Dostu
 
lusoari's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-09-2012
Şehir: erivan ve istanbul
Mesajlar: 1,490
Yabani otlara ve semiz otuna tahammülüm yok.
Her bahçeye çıktığımda yabani otları görünce sinirden ağlayasım geliyor. Uzun boylu olduğum için dizlerimi kırarak otları yolarken çok yoruluyorum ve bir kaç saat sonra artık dizlerimin ağrısından yerlerde yatarak yolmaya devam ediyorum, günün sonunda sanki kamyon çarpmışa dönüyorum , hele bir de yolarken kökten çıkmayanlar olursa sinirden onları çok sıktığım için parmak uçlarımı hissedemiyorum.
Semiz otunu ise çocukluğumda çok severek yerdim ama şu son 5-6 senedir ağzıma koymuyorum, çünkü saksılardan ve bahçenin her yerinden çıkmasına dayanamıyorum.

Emine Akman, hira ve Milla beğendi.
lusoari Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2014, 20:36   #202
Ağaç Dostu
 
lusoari's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-09-2012
Şehir: erivan ve istanbul
Mesajlar: 1,490
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hira Mesajı Göster
Şöyle bir düşününce iç mekan bitkilerini sevmediğiminde farkına vardım... kılıç çiçeğini bende hiç sevmem... sevmediğim halamı hatırlatıyorlar bana.. çok vardı onun evinde.
Ne kadar ilginç değil mi?
Sevilmeyen bir çok kişinin paşa kılıcı olur. İlginç bir olayda ben anlatayım.
Rahmetli babaannemi pek fazla hatırlayamıyorum ama hiç sevmezdim ve onunda uzun paşa kılıçlarından vardı. Babaannemi kaybettikten bir kaç sene sonra babam onun kılıçlarını alıp eve getirdi ve bana dedi ki '' babaannenin hatıralarına iyi bak, onun hatıraları '' dedi bende mecburiyetten bakıyorum üstünden kaç sene geçti hatırlamıyorum ama onlar bana inat deli gibi büyüyorlar.
Anneannemde ( beni çok sever) bir gün elinde bodur paşa kılıcıyla geldi '' canım bunu senin için diktim '' dedi ve o günden beri benim için çok özel olan bodur cinsini el üstünde tutmama rağmen çok zor büyütebiliyorum.
İşte aradaki fark!

lusoari Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-06-2014, 21:51   #203
Ağaç Dostu
 
hira's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-06-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,011
Çiçekleri çok sevdiğimi bildiği icin bana sürekli kılıç çiçeği yollardı halam. Sürekli diyorum çünkü her yolladığı kılıcı bile bile öldürüyordum 9-10 yaşlarındaydım tabi o zaman şimdi olsa birilerine verirdim kurtulurdum.

lusoari ve Milla beğendi.
hira Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-07-2014, 16:47   #204
Yeni Üye
 
fenike's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-06-2014
Şehir: istanbul
Mesajlar: 28
salon sarmaşığı. böyle tavana kara çıkmış, tavanda kurumuş kalmış.

80lerde ne modaydı bu sarmaşık. bir de beyaz floresan lamba.

floresan lambalar sevimsizdi, 80ler bunalımdı ve sarmaşıklar da çok acıklıydı.

alperfect ve Lalem beğendi.
fenike Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-07-2014, 23:56   #205
Ağaç Dostu
 
yalper's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-12-2013
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 155
çok sevdiğim halde köklendirmeyi, çiçeklendirmeyi ya da yaşatmayı başaramadığım çiçekleri sevmiyorum.
bu sene
- verbena, yer minesi
- vapur dumanı
- horoz ibiği
- aloe vera
- acem halısı
fidelerinde başarısız oldum, sevgim zedelendi bu türlere karşı biraz olsun
aynı şekilde geçmişi hatırlattığından dolayı
- çeşitli sarmaşık türleri
- hoya, mum çiçeği türleri
çok sempatik gelmiyor hala
alerji veya reaksiyona sebep olduğu için
- sütleğen
- ısırgan (dızlağan)
- pıtırak, diken
türleri de uzaktan sevdiğim keratalar


Düzenleyen yalper : 26-07-2014 saat 23:57 Neden: .
yalper Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-08-2014, 08:56   #206
Ağaç Dostu
 
guppy's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-03-2014
Şehir: İzmir
Mesajlar: 221
Topalak ı hiç sevmem. Bahçede bolca bulunduğundan ve kökünü kaziyamadigimdan dolayi.

guppy Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-07-2015, 01:06   #207
Ağaç Dostu
 
Mücevher Çalısı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-04-2015
Şehir: Antalya
Mesajlar: 2,194
Galeri: 4
Sevmediğim bitki çok ama bunların çoğu değişken oluyor. Geçen yıl sevmediğim bir bitkiyi bu yıl sevebiliyorum mesela ya da tam tersi.

Yıllardan beri hala sevemediğim birkaç birki var. Başta Kaynana Dili olmak üzere Kaktüs cinslerinin hemen hemen hepsi, Kılıç Çiçeği, Kurdele Çiçeği, Mum Çiçeği, Benjamin bitkisi...

Mücevher Çalısı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-07-2015, 01:17   #208
Ağaç Dostu
 
sinbas's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-07-2012
Şehir: BURDUR
Mesajlar: 1,291
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi güldeste- Mesajı Göster
Okudum... okudum... okudum sevilmeyen o kadar bitki varmış ki şaşırdım ya bitkiler sevilmez mi ? her bitkiyi seviyorum ayrık otunu sevmezdim artık onu da sever oldum çünkü onun da faydaları olduğunu öğrendim

.:: mer okun Ayrk Otu Faydalar Nelerdir ::.

hatta solucan ve böcekleri hiç sevmezdim iki yıldır onları da sever oldum nasıl haşerelerle mücadele edeceğim bilmem ki
vermiş olduğunuz linkteki ayrık otu bizim bildiğimiz ayrık otuna benzemiyor.
BİZİM BİLDİĞİMİZ AYRIK OTU BU SAYFADA
Tarımla uğraşıpta pek seven olmaz benden onlardan biriyim. hayata bu kadar sıkı sıkıya sarılan bir bitki daha henüz tanımadım desem yeridir.

sinbas Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-06-2016, 00:16   #209
Ağaç Dostu
 
Batı Rüzgarı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-09-2015
Şehir: Ankara
Mesajlar: 706
ben kaktüs türlerini sevmiyorum.öyle dikenli canlı olup olmadığı bile belli olmayan susuz kalsa susuz kaldığını anlayamadığınız o kadar donuk bir çiçek ki üzerine yapıştırılan plastik çiçeklerin kaktüse ait olmadığını bile anlayamıyorsunuz bazen...

bir de bu namussuzun dikenleri elinize battığında cımbızla diken avına çıkarsınız resmen. bir tanesi kalsa hayatınızı huzursuz etmeye yeter.bir çiçek açar bir gün ancak açık kalır.

lusoari beğendi.
Batı Rüzgarı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-05-2019, 18:29   #210
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 06-04-2019
Şehir: Amasya
Mesajlar: 77
Sardunya menekse karanfil vs bu turlere bakamadigim icin kaktus sukulent pasa kilici aloe vera areka gibi turler tercih ediyorum yani bu turleri pek sevmiyorum

YRKaktüs Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 07:21.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024