agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Bitki Dünyası > Bitkiler Hakkında Genel Konuşmalar
(https)




Beğeni Düzeni46Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 24-02-2012, 17:34   #31
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 11-02-2011
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 11
Bende bitkilerin duyabildiğini hatta hissettiğini ve hafızaları olduğunu düşünüyorum. Yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.Ben inanmakta hala zorlansam da bunu yaşadım. Babamdan miras kalan ufak bir zeytinliğimiz var. Ağaçlarını babam dikmişti ve ölmeden 20 gün önce onların bakımını yapmıştı. Zeytinliği mesleklerimiz nedeniyle icara vermiştik. O yıl zeytin az yılındaydı ve ağaçlara bir önceki yı gençleştirme budaması yapılmıştı. Dolayısı ile icara vermedik. Toplamaya bir hafta sonu biz gittik. Gerçekten çok az zeytin vardı. Tarlayı ve ağaçları dolaşıp ,babamı düşünürken ağaçları da selamladım ve onlarla babamla ilgili anılarımı paylaştım. "Babam sizi severdi kızlarının ve torunlarının sizin meyvelerini yemesini isterdi bize meyvelerinizi gösterir misiniz dedim.
İnanılmaz bir biçimde daha önce göremediğimiz dallar arasında adeta saklanmış birçok zeytin bulup topladım.Az yılı olmasına ve gençleştirme budamasına rağmen, ürün diğer yıllardan pek farklı değildi.
Acaba demeye devam etmekle birlikte her yıl bunu yapıyorum artık. Tarlaya girince bütün ağaçları bir dolaşıp selamlıyorum. sonra işe başlıyorum.

hayalkuran Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-02-2012, 17:36   #32
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 11-02-2011
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 11
Zeytini toplamakta geç kalıp, kırmalık zeytinimiz olmayacak mı? diye endişelendiğimizde de yeşilleriniz nerde ağaçlarım diyorum bir sürü dökülüyorlar.

sardunaki beğendi.
hayalkuran Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-08-2012, 16:06   #33
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 05-12-2011
Şehir: Denizli
Mesajlar: 136
saçma gel bilir ama neden olmasın bende hep konuşanlardanım deneysel farkını bilemem ama beni üzmedikleri kesin en azında ölmüyorlar hadi böyle birşey olmasa bile onlarla konuşmak ne bileyim bence çok hoş (:

ziringaglia Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-03-2014, 10:46   #34
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Galeri: 3
Çok tembel çıkan yenidünya fidanına kış başı yanına giderek, bu sene de meyveni görmezsem kesileceksin, aşılatacağım seni başka bir meyveye çarem yok dedim. Ertesi hafta gene gittim başına, geçen hafta dediklerim ciddi aklına başına al...

Bir ay önce ağacın üzeri çiçekten geçilmez göründü. Bu hafta baktımki çiçekler meyveye dönmüş hepsi kalırsa üzerinde dalları yere yatar...

Çok korktu bizimki... Önümüzdeki haftalarda alacağım gönlünü.

hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2014, 22:31   #35
Ağaç Dostu
 
A_NOMAD's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
Hatırlarım yıllar önce babam büyük bir hevesle bir ıhlamur fidanı almıştı. Yıllar geçtikçe fidan büyüdü, serpildi, genç bir ağaca dönüştü ama(en az 2-3 yıl önce çoktan çiçekler açmaya başlamış olması gerekmesine karşın) henüz tek bir çiçek bile vermemişti.
Haliyle babam buna çok üzülüyordu, onunla birlikte hepimiz ağacın gözünün içine bakıyorduk ama nafile...
Bir sabah bir baktım ki babam almış eline baltayı bir hışımla dosdoğru bizim ıhlamura gidiyor, homurdana homurdana...
Koştum peşinden 'dur baba yapma!' diye ama çoktan ağacın gövdesini eliyle kavramış ve baltayı da saplamak üzere havaya kaldırmıştı.
Yaklaşınca farkettim ki babam ağaçla -oldukça ciddi bir ses tonu ve tavırla- konuşuyor! Duyduğum kadarıyla ağaca dedi ki:
''Bak evlat bu sana son sözüm, yıllardır seni baş tacı yaptım, senden hiçbir şey esirgemedim. Tek şey istedim senden, yahu sen ıhlamur ağacısın çiçek açman lazım, bahçeyi mis kokutman lazım! Dediğim gibi bu sana son sözüm, bu sene çiçek açtın açtınn yok açmazsan sana söz seni dibinden kesip atacağım haberin olsun!!!''
O konuşmadan tam 5 gün sonra bizim ağaç (babamın ciddiyetinden şüphe edilecek gibi değildi) tek, bir tanecik evet evet sadece bir tanecik çiçek açtı hepimizi gülmekten öldürdü desem yeridir..
O seneyi o tek (canını kurtarmak için ne kadar ıkındıysa artık) çiçekle geçirdi uyanık ıhlamur... Sonrasında sağolsun her sene çılgınca çiçekler açtı, hala da açar, kocaman ağaç oldu artık..
Tabii bu olaydan sonra çiçek açmayan ya da meyve vermeyen her bitki için babamı ve baltasını devreye soktuk durduk ve her seferinde işe yaradı.
Sadece bir passiflora blöfümüzü gördü, ona da babam pabuç bırakmadı büyük kısmını kesti, kalan bitkiyi de yazlık evin önüne taşıdı. Yeni yerine geçince bitki baktı ki bu adamın şakası yok, hemen çiçek açmaya koyuldu
Çok uzun yazdım farkındayım ama bu anıları anlatmaktan aldığım hazzı farketmişsinizdir, kusuruma bakmayın...

A_NOMAD Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-06-2016, 01:04   #36
Ağaç Dostu
 
Batı Rüzgarı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-09-2015
Şehir: Ankara
Mesajlar: 706
bu konulara hep materyalist yaklaşmışımdır yani o yüzden kızartılmaya götürülen dehşet içindeki patatesden bahsetmeyeceğim.

mesela bir sarmaşığın sarılma hareketi aslında tamamen mekanik bir olay.dokunulan kısımdaki turgor basıncı sabit kalırken aksi taraftaki hücrelerin turgor basıncı artar.bu da sarılma hareketine neden olur.yani öyle ki benim pasifloram kendine bile sarılıyor

t@biki bitkiler arasındaki mesajlaşma durumlarına da inanıyorum.ama bunları yine materyalist olarak programlanmış bir bilgisayar gibi düşünüyorum.ki iyiki bitkilerin canlı olmalarına rağmen bir iradeleri yok.zira iradeleri olsaydı canları gerçekten çok sıkılırdı...hiç bir insan kendini bir bitkinin yerine koymak istemez... bitkisel hayat denilince mutlu olan yoktur herhalde )


kabak kökünde karpuz yetiştirmek kadar mekanik bir durum yani...yaşadığınız şeyler %50nin bir parçası...zira çiçek ya büyür ya ölür .beni duyuyorsan yaprağını salla diyin birde... Ç:

diğer yandan bu güzel nacizane canlıların büyüdüğünü görmek çiçek açtıklarına tanık olmak bir fabrika malından çok daha mutlu ediyor insanı.çünkü yaşamı paylaşıyorsunuz bir canlıyı yaşatıyorsunuz.dahası inancınızı pekiştiriyorsunuz.o yüzden çiçeği sevdiğim kadar plastiğinden nefret ederim.bir evde olması gereken en son şeydir bana göre...

oz26 ve CornusMas beğendi.
Batı Rüzgarı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-06-2016, 09:54   #37
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 24-12-2010
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 51
Sevgili katılımcılar,
İster kabul edelim ister etmeyelim, insanlarda çakra merkezleri olduğu ve bu merkezlerin 7 tane olduğu, sağlam insanların çakralarının açık,hastaların ise kapalı diye söyleniyor. Kapalı çakraları açmak için bir takım işlemler bile yapılıyor.
Bu yaklaşıma göre,bitkilerde de bu durum var. Çakrası kapalı hasta bitkilerin de çakrası açılabilir.
Sevgi ile,

kamil35 ve tarla kuşu beğendi.
sırça Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-06-2016, 10:27   #38
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 29-06-2016
Şehir: Bukres
Mesajlar: 2
)

mehmet2917 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-06-2016, 17:55   #39
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 24-12-2010
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 51
Sevgili mehmet 2917,
Yaptığın işaret herhalde gülme işareti.
Niye güldüğünüzü açıklar mısınız.
Sevgi ile,

sırça Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-09-2016, 11:25   #40
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 06-08-2016
Şehir: istanbul
Mesajlar: 55
sloganımız ne yaparsan yap aşk ile yap

A_NOMAD beğendi.
aşkkuşu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-06-2017, 11:03   #41
Ağaç Dostu
 
mister73's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-11-2016
Şehir: Hamm, Ankara, Bergama
Mesajlar: 493
Exclamation

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi A_NOMAD Mesajı Göster
Hatırlarım yıllar önce babam büyük bir hevesle bir ıhlamur fidanı almıştı. Yıllar geçtikçe fidan büyüdü, serpildi, genç bir ağaca dönüştü ama(en az 2-3 yıl önce çoktan çiçekler açmaya başlamış olması gerekmesine karşın) henüz tek bir çiçek bile vermemişti.
Haliyle babam buna çok üzülüyordu, onunla birlikte hepimiz ağacın gözünün içine bakıyorduk ama nafile...
Bir sabah bir baktım ki babam almış eline baltayı bir hışımla dosdoğru bizim ıhlamura gidiyor, homurdana homurdana...
Koştum peşinden 'dur baba yapma!' diye ama çoktan ağacın gövdesini eliyle kavramış ve baltayı da saplamak üzere havaya kaldırmıştı.
Yaklaşınca farkettim ki babam ağaçla -oldukça ciddi bir ses tonu ve tavırla- konuşuyor! Duyduğum kadarıyla ağaca dedi ki:
''Bak evlat bu sana son sözüm, yıllardır seni baş tacı yaptım, senden hiçbir şey esirgemedim. Tek şey istedim senden, yahu sen ıhlamur ağacısın çiçek açman lazım, bahçeyi mis kokutman lazım! Dediğim gibi bu sana son sözüm, bu sene çiçek açtın açtınn yok açmazsan sana söz seni dibinden kesip atacağım haberin olsun!!!''
O konuşmadan tam 5 gün sonra bizim ağaç (babamın ciddiyetinden şüphe edilecek gibi değildi) tek, bir tanecik evet evet sadece bir tanecik çiçek açtı hepimizi gülmekten öldürdü desem yeridir..
O seneyi o tek (canını kurtarmak için ne kadar ıkındıysa artık) çiçekle geçirdi uyanık ıhlamur... Sonrasında sağolsun her sene çılgınca çiçekler açtı, hala da açar, kocaman ağaç oldu artık..
Tabii bu olaydan sonra çiçek açmayan ya da meyve vermeyen her bitki için babamı ve baltasını devreye soktuk durduk ve her seferinde işe yaradı.
Sadece bir passiflora blöfümüzü gördü, ona da babam pabuç bırakmadı büyük kısmını kesti, kalan bitkiyi de yazlık evin önüne taşıdı. Yeni yerine geçince bitki baktı ki bu adamın şakası yok, hemen çiçek açmaya koyuldu
Çok uzun yazdım farkındayım ama bu anıları anlatmaktan aldığım hazzı farketmişsinizdir, kusuruma bakmayın...

Paylaşım için teşekkürler sayın A_NOMAD, çok etkileyici bir deneyim. Peki lütfen şunu sormama izin verin; bu tehdit veya blöfü yapmak için elimizde balta veya başka bir kesici alet olması şart mı, sadece sözlü tehdit işe yarar mı?

A_NOMAD beğendi.
mister73 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-06-2017, 12:20   #42
Ağaç Dostu
 
A_NOMAD's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mister73 Mesajı Göster
...bu tehdit veya blöfü yapmak için elimizde balta veya başka bir kesici alet olması şart mı, sadece sözlü tehdit işe yarar mı?
Ama beni tahrik ediyorsunuz

Beş sene evvel anneme üç tane lale soğanı götürmüştüm, tahmin edeceğiniz üzere onlar da üç yıl boyunca çiçek falan göstermediler. Geçen bahar annem lale soğanlarını sözlü olarak tehdit etti (soğanları söküp çöpe atacağını söyledi) ve o sezon bir, bu sene de iki tanesi çiçeklendi

Benim gözümün nuru bir tanecik bir gecelik gelinim (Epiphyllum oxypetalum) ilk çiçeğini iki ay küs kalmamız üzerine açtı mesela ama ne küslük, sayfamda ve başka birkaç yerde daha bu konudan bahsettiğimi anımsıyorum, çiçek açmazsan bir daha seninle konuşmayacağım ve sana dokunmayacağım diyerek (ben sürekli konuşurum bitkilerimle, kendimce verebileceğim en büyük ceza buydu) tavrımı koymuştum.

Öyle ciddiydim ki tek kelime konuşmadım onunla, hiç dokunmadım hatta direkt bitkiye bile bakmadım, gözlerimi kaçırdım...

O dönem eşimin alay konusu olmuştum zira bir keresinde bitkinin yanından geçerken yapraklarından biri koluma değdi, ben -olaya kendimi nasıl kaptırmışsam- refleks olarak aniden kolumu çekip kaşlarımı bile çatarak bitkiye 'dokunma bana, ben senle konuşmuyorum' deyince, olaya istemeden tanık olan zavallı eşim önce tuhaf tuhaf bakıp sonra püskürerek gülmüştü. Haklı adam kendince ama ben de haklıyım, o sene ilk çiçeğini açtı işte, sonuçta işe yaradı bu tavrım

Bu arada bahsettiğim bir gecelik gelinim henüz bir yaşındaydı yani çiçek beklemek için aslında çok küçüktü, hani 'zaten çiçek vakti gelmiş de ben kendimi -küsmek işe yaradı diyerek- kandırıyorum' gibi bir durum söz konusu değil.



Yani aletsiz olarak da işe yarıyor ama inandırıcı olmak için role iyi girmeniz lazım. Bir de şu var, tanık olduğum bu olaylarda şöyle bir ayrıntı dikkatimi çekti: Bu şekilde çiçek açmaya ikna edilen bitki kendini kurtarmak için ilk seferinde mutlaka tek çiçek veriyor, yani fazlasını beklemeyin

XGSpirit beğendi.

Düzenleyen A_NOMAD : 24-06-2017 saat 13:40 Neden: ilave
A_NOMAD Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-06-2017, 13:25   #43
Ağaç Dostu
 
mister73's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-11-2016
Şehir: Hamm, Ankara, Bergama
Mesajlar: 493
Dün itibariyle üzerinde açmış ve kurumuş çiçekleri ve henüz açılmamış iki iri tomurcukları olan orkidemiz ile konuşmaya başladım, şimdilik eşime ve çocuklara çaktırmadan Uzun süredir bu durumda. Kalan tomurcukları da açması için ikna etmeye çalışıyorum, umarım tehdit aşamasına geçmeye gerek kalmaz ��

A_NOMAD beğendi.
mister73 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-06-2017, 14:04   #44
Ağaç Dostu
 
A_NOMAD's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 5,471
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mister73 Mesajı Göster
...Kalan tomurcukları da açması için ikna etmeye çalışıyorum, umarım tehdit aşamasına geçmeye gerek kalmaz ��
Öncelikle tatlı dille ikna etmeyi denemek lazım zaten umarım sizi kırmayıp çiçeklerini açar.

Bu arada, ev halkı kısa süre sonra orkideyle sohbetlerinizden haberdar olacak ve dalga geçecekler Siz aldırmayın, bir süre sonra alışıp yadırgamaz hale geliyorlar, tecrübeyle sabittir

A_NOMAD Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-07-2017, 11:08   #45
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 06-07-2017
Şehir: ankara
Mesajlar: 4
Bana biraz hikaye gibi geliyor böyle şeyler ama bitkileri tabii ki de seviyoruz

yahya544 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-12-2017, 10:55   #46
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,323
Galeri: 3
Benimki bahçede yaşadığım ikinci hikaye;

İğde ağacımız bahçeye ilk dikilenlerden. Geçen şubat budamasında komşuya bu ağaçtan hayır yok meyve falan vereceğini sanmıyorum daha da boylanmasa iyi olacak sert budama yapalım dedim yerine de zeytin mi olur başka bir ağaç baksam olacak diye konuştum (ağaca duyurmak gibi bir niyetim yoktu aklıma gelmedi daha doğrusu). Bu konuşma ağacın başında geçti. Neredeyse on yaşına girecek olmasına rağmen tek meyvesini göremediğimiz ağaçtan bu güz başında bir sepet iğde topladık.

Gül Batur, Muda ve A_NOMAD beğendi.
hosseda Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-07-2018, 17:39   #47
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 31-07-2018
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4
Bitkiler de canlı. Düşünemeseler de sevildiğini bildiklerini hissediyorum.

emretimac Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-08-2018, 08:23   #48
Ağaç Dostu
 
CornusMas's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-08-2016
Şehir: İstanbul/Çanakkale-Biga
Mesajlar: 197
Galeri: 5
Zirai bakım işlemleri (budama, gübreleme...vb) dışında bu başlıkta geçen diğer eylemlerin bitki gelişimi üzerinde etkisi olduğuna katılmıyorum. Kontrollü ve tekrar edilebilir deneylerle gösterilmediği sürece de katılmayacağım. Örneğin tehditle bir bitkiye çiçek açtırmayı ele alalım. Öncelikle bitkinin onu tehdit ettiğinizi anlaması lazım. Bunu nasıl, hangi kompleks sinir sistemiyle yapacak? Türkçe'yi anlıyor mu? İngilizce ya da Klingonca konuşsanız yine etkili olur mu? Bu tehdit sırasında bitkiye dokunmanız ya da onu hırpalamanız gerekiyor mu? Günün hangi saatinde yapılan tehdit daha etkili? Tüm bitki türleri aynı tehdite aynı şekilde mi tepki veriyor? Tehdit sırasında kullandığınız her kelime aynı şekilde mi etkili? Tehditin dozunu artırdığınızda bitkinin olumlu tepkisi de artıyor mu yoksa bir eşik değeri var mı? Bunlar gibi daha yüzlerce soru üretilebilir.

Bilimsel bir yaklaşıma gidilmek isteniyorsa önce hipotez ortaya atılır. Deney için birden çok türdeş grup oluşturulur. Gruplar arasında sadece bir değişken değiştirilir, kontrol grubunda ise bu değişkene dokunulmaz. Sonuçlar kaydedilir. Gruplar arasındaki tekil farklılığın sonuçlara nasıl etki ettiği yorumlanmaya çalışılır (İstatistikte "corelation does not imply causation" diye bir kural olduğu da unutulmadan!). Farklı kişiler aynı deneyi tekrar ederek aynı sonuçları alıyor ve benzer yargılara ulaşıyorlarsa hipotezinizde doğruluk payı var demektir.

Ancak elbette balkonunu laboratuvar ortamına çevirmeyi herkes istemeyecektir Ciddi kararlar almamızda etkili olmadıkları sürece küçük kaçamaklar yapmamızın, bilimsel olarak doğrulanmamış olsa bile bazı kabullere göre hareket etmemizin yaşamımıza olumlu katkısı olacaktır. Mesela çiçeklerle konuşmanın belki çiçeklere faydası yoktur ama birçok kişiye iyi geldiği bu başlığa yazılan mesajlarda görülüyor

Ben bitkilerimle konuşmuyorum. Buna rağmen bakımlarını düzgün, ihtiyaç duydukları gibi yaparsam kendi varoluşlarını iştahla gerçekleştirdiklerini görüyor ve bundan mutluluk duyuyorum. Bir bitki, ben onun çiçek açmasını istediğim için değil, çiçek açması ve meyve vermesi gerektiği için, uygun koşulları ona sağlayabildiğim için çiçek açıyorsa mutlu oluyorum. Bir canlının yaşamına katkı yaptığımı düşünüyorum böylece.

CornusMas Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:38.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024