20-03-2010, 13:44 | #1 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 678
|
Türkiye'nin tükenen çiçekleri
Türkiye'de her geçen gün nüfus ve sanayileşme oranı artıyor. Doğal güzelliklerin oranı ise bu oranla ilişkili olarak azalmaya devam ediyor. Bitki örtüsü hızla yokolmaya devam ederse doğadaki renk cümbüşü sadece kartpostallarda kalacak. Yokolan türlere dikkat çeken National Geograpfic, Prof.Dr. Tuna Ekim ve araştırma ekibinin yardımlarıyla İnsan tehdidi altındaki çiçek türlerinin haritasını çıkardı. İşte burada da harita:http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/turki...tml?position=0 Alıntı:http://www.ntvmsnbc.com/ |
20-03-2010, 13:52 | #2 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 678
|
Türkiye'de, üçte biri bu coğrafyaya özgü yaklaşık 10 bin bitki türü yaşıyor. Bunlar arasından 152 çiçek türünün neslini sürdürebilmesi, üzerlerindeki insan baskısının kalkmasına bağlı. Daha önce böyle bir bitki görmemişti... Konya Selçuk Üniversitesi'nden genç botanikçi Mustafa Küçüködük'ün, 1982 yılında Akşehir Gölü kenarında bulduğu bitkinin boyu yaklaşık 1 metreye ulaşıyordu. Gösterişli sarı çiçekleri, dik gövdesindeki yumuşak yaprakların üzerinde üst üste dizilmiş halde göğe yükseliyordu. Ait olduğu Baklagiller familyasındaki diğer bütün bitkilerden farklı bir çiçek ve meyve yapısına sahipti. Baklagillerin dünyada yetişen 20 bin kadar türünde, her çiçekten bir meyve oluşmasına rağmen bu bitkinin her çiçeğinden 3, hatta 4 meyve oluyordu. Keşfedilen bitki bu özelliğiyle dünyadaki akrabaları içinde tekti ve sadece Akşehir Gölü çevresinde yetişiyordu. Köylüler bu endemik bitkiye piyan diyordu. Onlara göre bir özelliği yoktu; onunla ne hayvanlarını besleyebiliyorlardı ne de şifa için kullanıyorlardı. Ama insanlar için önemi yokmuş gibi görünen bu türün, henüz bilim insanları bir açıklama getiremese de her canlı gibi, ekolojik döngüde var oluşunun bir nedeni var. Genç botanikçi, bilimsel adlandırmanın yapılabilmesi için piyanı, o sırada Türkiye Florası'nın yazıldığı Edinburgh Kraliyet Botanik Bahçesi'ne gidecek olan Mecit Vural'a verdi. Vural, Türkiye Florası kitabının editörü P.H. Davis'in ve asistanı Kit Tan'ın da yardımıyla bu bitkiye Thermopsis turcica adını vererek tüm dünyaya tanıttı. Daha sonra Doğal Hayatı Koruma Derneği uzmanları aynı bitkinin Eber Gölü kıyısında da yetiştiğini saptadı. Böylece bitkinin yayılışı az da olsa genişlemişti. İzleyen yıllarda Küçüködük ile Eber ve Akşehir gölleri çevresinde araştırma yapan botanikçilerin gözü bu bitkinin üzerinden hiç ayrılmadı. Bu gözlemlerden birinde Küçüködük, bitkinin tarla açma faaliyetleri sırasında tahrip edildiğinin farkına vardı. Eber ve Akşehir'in sularının kurak mevsimde çekilmesi ve taban suyunun düşmesi de bitkiyi tükenme tehlikesiye karşı karşıya bırakıyordu. Bu nedenle küçük bir alanda yayılış gösteren Thermopsis turcica, Tehlike Altındaki Türler Kırmızı Listesi'nde "yok olmak üzere" (CR) olan türler kategorisine dahil edildi. Piyanın tehdit altında olması belki de insanın "kendisine doğrudan, görünür bir yarar sağlamayanı dışlama" alışkanlığının bir yansıması. Ancak tehdit altındaki bitkiler listesine baktığımızda insanın kendisine yarar sağlayan bitkilere de aynı şekilde davrandığını görmek mümkün. Alıntı:http://www.nationalgeographic.com.tr...nu.aspx?Konu=1 |
16-06-2010, 15:53 | #3 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 11-08-2005
Şehir: istanbul
Mesajlar: 47
|
endemik
Yapabileceklerimiz nelerdir? -Tohum bankası kurmak ve tabiatta nesli tükense dahi genetik olarak geleceğe taşımak. -Her bir endemik tür için ,o yörede bu işe gönül vermiş arazi sahibi bulmak,o bitkiyi kontrollu olarak arazisinde üretmesini sağlamak ,çoğaltmak.Yıllık kontrolleri yapmak.(Ben İstanbul için bir bitkiye gönüllü olurum) -Kaybolmaya yüz tutmuş bitkilerin,ticari değerini öne çıkararak (bu tehlikeli olabilir,yok olmasını hızlandırabilir) ,bazı soğanlı bitkilerde olduğu gibi kontrollu ürettirmek. Aklıma gelenler bunlar.. Saygılarımla, |
|
|