agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Meyve Ağaçları (Özel) > Bağcılık
(https)




Beğeni Düzeni59Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 08-11-2006, 03:47   #1
Ağaç Dostu
 
turunç's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,032
Galeri: 5
Vitis vinifera (Asma - Üzüm)

BAĞ YERİNİN İKLİM VE TOPRAK ÖZELLİKLERİ

Ekonomik anlamda bağcılık yapılabilmesi için bağ tesis edilecek yer öncelikle iklim ve toprak özellikleri açısından uygun olmalıdır. Ülkemiz tarım bölgeleri bağcılık açısından genellikle uygun iklim özelliklerini taşımaktadır.
Bağcılık açısından önemli iklim ve toprak özellikleri şu şekildedir.

Sıcaklık: Bir yerde hangi amaca yönelik bağcılık yapılabilmesine karar vermemizde en önemli kriterlerden biri etkili sıcaklık toplamıdır. Etkili sıcaklık toplamı asma bitkisinin gelişme döneminde tomurcukların uyanmasından hasada kadar olan sürede +10oC‘nin üzerindeki günlük sıcaklıkların toplamıdır. Pratikte bu değer aylık ortalama sıcaklık değerinden 10oC değerinin çıkarılıp o aya ait gün sayısının çarpımı ile bulunur. Etkili sıcaklık toplamı 900 gün derecenin üzerinde olan yerler bağcılık açısından yeterli kabul edilmekle birlikte bağcılık yapılan bölgelerimizde etkili sıcaklık toplamının daha yüksek olduğunu (Nevşehir, 1306 gün-derece; Ankara 1640 gün-derece; Tekirdağ 1917 gün-derece; Manisa 2705 gün-derece) belirtmek gerekir. Bağcılık yaptığımız yöredeki etkili sıcaklık toplamı çeşidin gereksinim duyduğu sıcaklık toplamını karşılamalıdır. Etkili sıcaklık toplamı az olan yerlerde vejetasyon dönemi daha kısa olan çeşitler tercih edilmelidir.
Bağcılığı sınırlayan iklim koşullarından bir diğeri de düşük sıcaklıklar, özellikle kış donlarıdır. Kış aylarında sıcaklığın düşme hızına ve etkili olduğu süreye bağlı olarak asma yıllık dalları -12 oC’ de; kollar ve gövde -20 oC’de zarar görebilir. Sonbahar erken donları omca üzerindeki ürüne zarar verirken, ilkbahar geç donları -1 ile -3 oC’de zarar görebilen genç sürgünleri öldürebilir. Bu tip düşük sıcaklıkların yoğun olarak görüldüğü bölgelerde bağ tesisi için yer seçiminde dikkat edilmeli ve zararları en aza indirecek kültürel tedbirler (kış aylarında asma gövdesini toprağın altına gömme, alçak gövdeli terbiye sistemleri kullanma gibi) alınmalıdır.
Yağışlar: Asma bitkisi yıl içerisinde 500-600 mm yağış alan yerlerde sulama yapmadan yetiştirilebilmektedir. Yıllık yağışın 300 mm.nin altına düştüğü bölgelerde sulama yapmak gereklidir. Bağcılık yapılan bölgede yağışın kış aylarında ve ilkbahar aylarında düşmesi istenir. Yağışların geç ilkbahar veya yaz başlangıcında düşmesi döllenme üzerinde problemler yaratmakta, hastalıklarla mücadeleyi güçleştirmektedir. Aynı şekilde hasat dönemine yakın meydana gelen yağışlar ise tedbir alınmadığı takdirde üzümlerin çürümesine neden olmaktadır. Bu tip yörelerde hastalıklara hassas çeşitleri yetiştirmemek gereklidir. Yıllık yağışın 300-600 mm arasında olduğu yerlerde sulama yapılamıyorsa ve eğer bölgede filoksera zararlısı yoksa Vinifera çeşitleri kendi kökleri üzerinde; filoksera sorunu varsa 110 R, 140 Ru, 1103 P, 99 R gibi kurağa dayanıklı anaçlar üzerinde yetiştiricilik yapılmalıdır.
Güneşlenme :Asma bitkisi yeterli gelişmeyi sağlamak ve tanelerinde şeker birikimini gerçekleştirmek için bol miktarda güneş ışığına gereksinim duyar. Bu bakımdan bol güneşlenme için güney veya güneybatıya bakan yerler seçilmelidir.



Rüzgarlar :Asma üzerindeki sürgünleri kıracak derecede şiddetli rüzgarlar bağcılık açısından önem taşırlar. Buralarda tesis edilen bağların etrafında uygun bitkilerle rüzgar kıranlar güneşlenme ve havalanmaya engel olmayacak şekilde dikilmelidir. Ayrıca sıralar ana rüzgarların istikametinde olmalı, sürgünler tellere bağlanmalı, sürgünlerde tepe alma işlemi ihmal edilmemelidir. Çiçeklenme dönemindeki çok sıcak ve kuru veya çok nemli rüzgarlar tozlanmayı güçleştirdikleri için tane tutumunun azalmasına yol açabilirler.Aşırı nemli rüzgarlar ayrıca hastalıkların artmasına, bazı hassas çeşitlerde hasat döneminde üzümlerin çürümesine yol açabilmektedir.
Toprak: Asma değişik toprak tiplerine uyum yeteneği yüksek olan bir bitki türü olmakla birlikte tınlı veya kumlu-tınlı topraklarda en yüksek randıman alınmaktadır. Asmanın yetiştiği toprağın en az 60-70 cm. derinliğe sahip olması, bir miktar kireç ve organik madde içermesi istenir. Bağ tesis edilmesi düşünülen araziden alınan toprak örneklerinin toprak laboratuarlarında fiziksel ve kimyasal özelliklerinin belirlenmesi seçilecek anaç çeşidi ve uygulanacak gübre programının tespitinde yararlı olur.
Türkiye’nin önemli bir kısmı bağcılık açısından uygun iklim ve toprak özelliklerine sahiptir. Ancak Doğu Anadolu’nun özellikle yüksek kesimlerinde yetersiz ısı toplamı ve kış soğukları; Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı yerlerindeki kış soğukları bağcılık açısından sınırlayıcı etki yapmaktadır. Bunlara ek olarak Karadeniz Bölgesi’nde gelişme döneminde meydana gelen yağışların zararlı olması bu bölgede bağcılığın yayılmasını sınırlamaktadır.


YERİNDE AŞILAMA İLE BAĞ TESİSİ
Bazı üreticiler aşılı asma fidanı bulamadıklarında veya daha ucuz olduğu için bağ arazisine önceden dikilmiş aşısız köklü Amerikan asma anaçlarına yerinde aşı yaparak bağ tesisini tamamlarlar. Aşılama ile bağ tesisinde yarma aşı,kakma aşı, yongalı göz aşıları kullanılabilir. Burada yarma aşı ve yongalı göz aşıları hakkında bilgi verilecektir.

Yarma Aşı:
Anaç gövdesinin aşıya uygun kalınlığa gelmesi için dikimden itibaren 1-2 yıl beklemek gerekmektedir. En az baş parmak kalınlığını alan anaçlara yarma aşı olarak tabir ettiğimiz aşı yapılabilir. Aşıda iyi bir tutum sağlanması yani anaç ile kalem olarak adlandırdığımız asmanın üst kısmını oluşturacak çeşide ait 2 gözlü yıllık dal parçasının kaynaşması için toprak ve iklim koşullarının istenen düzeye gelmesi lazımdır. Toprak sıcaklığının 20-30 oC ve toprakta yeterli nemin olduğu erken ilkbaharda aşı yapılabilir.

Aşıdan önce aşılanacak çeşide ait sağlıklı omcalardan kalemler alınmış olmalı ve bunlar aşıya kadar soğuk ve nemli bir ortamda muhafaza edilmelidir. Aşıdan önce bir gece kalemler su dolu bir kovada tutulurlar. Aşıdan önce anacın etrafındaki toprak çapayla çekilerek boğaz açılır. Anaç gövdesinin fazla yarılmasını önlemek için anacın alt kısmı rafya ile bağlanır. Anaç aşı baltası ile tam ortasından 3-4 cm. derinlikte yarılır (Şekil 6, a ve b). Aşı baltasının ucundaki kıvrık kısım yarığa oturtulur ve kalem takılıncaya kadar burada kalır. Bu arada aşılanacak kalem hazırlanır.

Bunun için 2 gözlü kalem kesilir. Alttaki gözün altından itibaren anaçtaki yarığın boyunda aşağıya doğru incelen ve bir tarafında öze kadar inecek şekilde kesit bıçakla hazırlanır. Kalemin kabuğu ile anacın kabuk kısmı birbirine tam oturacak şekilde kalem anaçtaki yarığa oturtulur ve balta çıkarılır (Şekil 6, c). Rafya veya esnek plastik bir bağ ile anaç aşağıdan yukarıya doğru sararak bağlanır. Aşının üzeri gevşek ve nemli toprakla 3-5 cm. kalınlığında örtülür ve yanına herek dikilir (Şekil 6, d). Daha sonra aşılı fidanlarda olduğu gibi bakım işleri yapılır.



Şekil 6 . Yarma aşının yapılışı


Yongalı Göz Aşısı:
Bağcılıkta göz aşısı yeni bağ tesisinde veya çeşit değiştirme amacıyla kullanılabilmektedir. Sonbaharda yapılan, ertesi ilkbaharda süren göz aşıları durgun; ilkbaharda yapılıp takip eden zamanda süren göz aşıları ise sürgün göz aşılarıdır. Durgun göz aşıları sonbaharın ılık geçtiği yörelerde başarıyla uygulanabilmektedir.

Yongalı göz aşılarında başarı için anacın aktif gelişme döneminde olması ve sağlıklı aşı gözlerinin temini gereklidir. Durgun göz aşısı için aşı kalemleri pişkinleşmiş yani kabuk rengi açık kahverengiye dönmüş sürgünlerden alınmalıdır. Aşı gözü alınacak boğumlarda yeşil kısım kalmamalı ve bu kısımdaki sülükte kahverengileşmiş olmalıdır. Aşı kalemleri alındıktan hemen sonra üzerindeki yapraklar koparılmalı ve aşıya kadar ıslak bez gibi malzemeyle sarılarak kurumaları önlenmelidir. Aşı yapılacak anaçlarda gelişmeyi teşvik etmek için çok kurak yıllarda anaçlar aşıdan bir süre önce sulanabilirler.

Yongalı göz aşısında aşı gözünü hazırlamak için önce gözün altından aşağıya doğru yaklaşık 45 derecelik açı ile odun kısmına kadar inen bir kesit aşı çakısı ile açılır. Daha sonra çakı gözün 1-1,5 cm. üzerinden aşağıya doğru ilk kesimin sonlandığı yere kadar indirilerek aşı gözü hazırlanmış olur (Şekil 7, a). Anacın üzerinde de aşılanacak kısımda aşı gözünün oturacağı şekilde kesit açılır (Şekil 7, b). Göz anaç üzerindeki bu yuvaya tam olarak oturtulur (Şekil 7, c). Daha sonra aşı yeri uygun aşı bağı ile bağlanır (Şekil 7, d). Aşı yeri aşının üzerini 3-5 cm geçecek şekilde nemli toprakla örtülür (Şekil 7, e).



Şekil 7. Durgun yongalı göz aşısının yapılışı


Göz genellikle aşıdan sonraki birkaç haftada kallus oluşturarak anaçla kaynaşır ve kışı dinlenme halinde geçirir. Ertesi ilkbaharda aşıların tutup tutmadığını kontrol etmek için üzerlerindeki toprak açılır ve aşıya parmakla bastırılır. Düşmeyen aşılar tutmuş demektir. Tutan aşıların 3-4 cm. üzerinden anaç kesilir ve süren sürgünlerin zarar görmemesi için tekrar toprakla örtülür ve yanına bir herek dikilir. Aşı gözünden süren sürgün 20-25 cm uzunluğa erişince dik büyümesi için hereğe bağlanır. Bu arada toprak açılarak anaç gövdesinden süren istenmeyen sürgünler, aşı bölgesinde oluşan kökler kesilip atılmalıdır. Aşı tutmayan anaçlara tekrar göz aşısı veya uygun kalınlıkta olanlara kalem aşıları yapılabilir.

İlkbaharda yapılan sürgün göz aşılarında ise dinlenme döneminde alınmış kalemlerden hazırlanan gözler kullanılır. Aşı gözü alınacak kalemler aşıya kadar serin ve nemli bir ortamda saklanmalıdırlar. Aşıdan bir gün önce kalemler suya konmalı ve aşı boyunca da içi su dolu bir kapta tutulmalıdırlar. Aşının yapılabilmesi için anaçlara su yürümüş olmalıdır.

Aşıdan 1-2 gün önce anacın tepesi kesilir. Aşı yapılacak bölgedeki kabuklar soyularak aşıya hazırlık yapılır. Aşı gözü durgun göz aşısında anlatıldığı şekilde alındıktan sonra anaçta hazırlanan kesite oturtulur. Aşı yeri aşı bağı ile bağlanarak aşı tamamlanır. Uygun kalınlıkta olan anaçlara birden fazla aşı yapılabilir. Kaynak:Tekirdağ bağcılık araştırma enstitüsü müdürlüğü

attar beğendi.

Düzenleyen turunç : 09-02-2007 saat 21:21
turunç Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-03-2007, 23:31   #2
Ağaçsever
 
cupressus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-01-2007
Şehir: BALIKESİR
Mesajlar: 69
ASMA FİDANI DİKİMİ



Toprak Hazırlığı


Bağ tesis etmeden önce eğer gerekiyorsa arazi tesviye edilir. Su tutan yerlerde drenaj için önlemler alınır. Toprak en az 50-60 cm. derinlikte işlenmelidir. Bu esnada toprak analizine dayanılarak tavsiye edilen miktarda taban gübresi (Fosfor ve Potasyum) verilmelidir. Daha sonra mevcut şartlara göre belirlenecek uygun sıra arası ve sıra üzeri mesafelere göre fidanların dikileceği yerler işaretlenerek kış mevsiminin başında uygun toprak ve hava şartlarında dikim çukurları açılır. Dikim çukurları yaklaşık 30 cm. geniş, 40-50 cm. derin olacak şekilde bel küreği veya traktör burgusu ile açılmalıdır.



Dikim Zamanı


Dikim sonbahardan ilkbahara kadar olan periyotta yapılabilir. Kışı çok sert geçen yerlerde ilkbahar, ılıman ve hafif topraklı bölgelerde de sonbahar dikimi tavsiye edilir.



Fidanların Dikime Hazırlanması


Fidanların kökleri dikimden 1 gün önce su içine konulmalıdır. Dikimden önce fidanların gövdesinden çıkan kökler tamamen temizlenmeli, dip kökleri de 5-10 cm. uzunlukta kesilmelidir. Sürgünlerin en iyi gelişeni hariç diğerleri kesilerek atılır. Diğeri use 1 veya 2 gözden budanır.



Fidanların Dikimi


Aşılı fidanlarda, aşı noktası toprak seviyesinin üstünde kalacak şekilde çukurun içine yerleştirilip, tabana yanmış gübre ile karıştırılmış toprak atılarak sıkıştırılır. Dibine can suyu verilip su çekildikten sonra fidanların üzeri ince toprakla örtülerek kümbet yapılır ve diplerine birer herek koyulur. Fidanların tam işaretlenmiş yerlere dikilebilmesi için dikim tahtası kullanılmalıdır.



Dikim Sonrası Bakım


Aşılı fidanların üstü kümbet yapılarak örtüldüğünden aşı noktasında boğaz kökleri meydana gelir. Bu kökler ilkbahar sonunda kümbetler açılarak temizlenir ve aşı yerleri tekrar nemli toprakla örtülür. Boğaz kökleri temizlenmezse omca zamanla aşıyı atacağından 1-2 yıl zaman zaman omcaların dipleri açılarak boğaz kökleri temizlenmelidir. Aşılı fidanların sürgünleri 2 karış olduğunda yanlarına dikilmiş hereklere bağlanır.

Kaynak:Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü- Tekirdağ

cupressus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 22:36   #3
Ağaçsever
 
cupressus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-01-2007
Şehir: BALIKESİR
Mesajlar: 69
Sitede, bağcılıkla ilgilenen arkadaş yok galiba.

cupressus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2007, 22:40   #4
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Şimdiye dek gerçekten bu konuda çok soru gelmedi.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-03-2007, 10:58   #5
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 05-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 62
Bu konuyla ilgilenen pek fazla kişi olmadığını düşündüğüm için sormamıştım. Üzüm cinslerini ve bu cinsleri tanımamız için karşılarında resimleri bulunan bir site var mıdır? Red Globe ve Mevlana Külahı cinsini bir arkadaşım tavsiye etti.


Düzenleyen Gelibolu : 21-03-2007 saat 10:59 Neden: kelime hatası
Gelibolu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-03-2007, 19:28   #6
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
http://www.bagcilik.org/images.asp?cat=53 adresinde bazı çeşitler hakkında bilgi bulacaksınız.

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-03-2007, 20:23   #7
Ağaç Dostu
 
habibe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-02-2007
Şehir: kocaeli
Mesajlar: 1,653
Galeri: 33
12-13 Nisan 2007 tarihlerinde "Sofralık Üzüm Yetiştiriciliği" konusunda bir eğitim programı düzenlenecektir. Eğitime katılım ücretsiz olup, ............

http://www.bagomcasi.com.tc

habibe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-03-2007, 18:50   #8
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-03-2007
Şehir: aksaray
Mesajlar: 17
Merhaba Ben birşeyler yetiştirmeye hevesli arkadaşlara yardım etmek istiyorum . Ben bir köydeyim. Burda bana sorulan sorulara cevap bulabileceğimi düşünüyorum.Toprak çeşidine göre ve kuru ve sulu bağ yetiştiriciliğinde ayrı ayrı dekara ne kadar ve hangi gübreyi atmalıyız. Bu gübrenin etkili madde adı ve oranını söylerseniz memnun olurum. Ayrıca ticari gübre isminide öğrenmek isterim. İyi akşamlar.

zehra- Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-04-2007, 23:11   #9
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-03-2007
Şehir: aksaray
Mesajlar: 17
Öncelikle teşekkür ederim. Toprak özelliklerini tam bilmiyorum ama sanırım gübreleme yapılmayan fazla organik maddesi olmayan, kurak sayılabilecek bir alan. Arazinin boyutu 1 dekar .

zehra- Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-04-2007, 23:17   #10
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 23-03-2007
Şehir: aksaray
Mesajlar: 17
Herkese merhaba kayısı ağaçlarını donlardan korumak için antifriz denen bir ilaç varmış (tam bende bilmiyorum) Bu kayısı ağaçlarını dondan korurmu? Korursa nasıl uygulanır? Sap saman yakmak kayısı ağacını dondan korur mu? **** geç çiçek açmayı sağlayan veya dondan koruyucu kimyasallar, hormunlar varmı? Ayrıca geç çiçek açan ve donlara dayanıklı kayısı çeşitleri nelerdir. Burda sıksık ilkbahar geç donları oluyor. Donlardan nasıl korunmalıdır?Köylü verim alamıyor...

zehra- Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-05-2007, 22:20   #11
Ağaçsever
 
serengeti's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37
Galeri: 4
Suda Yapraklanan Üzüm Çeliği

Karadeniz bölgesinde genelde yetişen kokulu siyah üzüm (birde çekirdeklidir) özlüyorum. Nerde görsem hep imrenirim nedense; Bu yıl bir dal edinip suya koydum. Yapraklandı ama kök yok bunu ne yapacağımı bilmiyorum. Direk büyük bir saksıya diksem olurmu? Balkonda yetiştirilebilirmi?

Eklenen Resimler
 
serengeti Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-06-2007, 10:06   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ferdi Mesajı Göster
Elinzideki fidanı malesef uzun süre saksıda ve balkonda yetiştiremezsiniz. Çünkü asmanın kökleri çok kuvvetlidir ve derine iner.Malesef saksıda asmanın bu ihtiyacını karşılayamazsınız.
Bahçeniz varsa oraya dikmenizi tavsiye ediceğim ama orada da uzun süre kalabileceğini zannetmiyorum. Kalsa bile çok zayıf gelişir ve kısa bir süre sonra ölür. Özellikle floksera zararlısı onu orda rahat bırakmaz.
floksera zararlısına karşı nasıl bir önlem almamız gerekir...piyasada bulabileceğimiz ilaç isimlerini yazarmısınız?


.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-06-2007, 14:15   #13
Yeni Üye
 
ferdi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-03-2007
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 11
Aşağıda hem filoksera zararlısı hakkında kısa bir bilgi, hem de bu zararlıdan korunmak için yapılması gerekenler kültürel önlemler yazıyor. Faydalı olması dileğiyle...
Filokseranın köklerde yaşayan formuna kök filokserası, yapraklarında yaşayan formuna yaprak filokserası denir.
Kök filokserası yerli asmaların köklerinde, yaprak filokserası ise Amerikan asmalarının yapraklarında zarar yapar.
Kök filokserası oval veya armut şeklinde, sarımsı yeşil esmer, kırmızı kahverengine kadar değişen renklerdedir. Sırtında koyu renkli lekeler vardır. Ağız uzun bir emici hortum şeklindedir. Vücut uzunluğu 0,5-1,3 mm' dir.
Yaprak filokserası ise 1,5-1,7 mm, sarı renkli sırt kısmı lekesizdir. Emici hortumu daha kısadır.
Ayrıca filokseranın kanatlı ve kanatsız olan formları vardır. Filokseranın değişik formları tarafından 4 farklı tipte yumurta bırakır. Bunların bir kısmı küçük bir kısmı büyüktür. Bir kısmı döllenmiş bir kısmı döllenmemiş yumurtadır.
Yumurtalardan çıkan larvalar gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Boyları 0,55 mm kadardır. Yeşilimsi sarı renklidir. Dört gömlek değiştirdikten sonra ergin olurlar.
Yurdumuzun tüm bağ yetiştiriciliği yapan yerlerinde yayılmıştır. Zaman zaman hissedilecek derecede zarar yapar. Kök filokserasının köklerde beslendiği yerlerde emgi sonucu meydana gelen şişkinlikler görülür. Bu şişkinliklerin çürüyüp dağılmaları ve bu şeklin devamlı tekrarı köklerin görev yapamaz hale gelmesine sebep olur.
Yaprak filokserası ise yeni açılan tomurcuklara girerek taze tomurcuk ve yaprakları sokup emer. Emgi noktalarında yaprak dokusu alt yüze doğru çıkıntılar yaparak şişkinlikler meydana gelir.
Filoksera ile bulaşık olan bağlarda zamanla sürgünlerde genel bir durgunluk, omcada zayıflık, yapraklarda küçülmeler, sararmalar görülür. Boğum araları daralır. Çubuklar odunlaşamadıklarından kışın soğuktan etkilenirler. Ayrıca salkımlarda tanelerin seyrekleştiği, normal şekerleme ve renklenmenin olmadığı görülür. Omcalar birkaç yıl içinde ağır bir durgunluk göstererek kururlar. Bu tip omcalar bağın içinde kümeler halindedir:
Kök filokserası, kışı nimf halinde omca köklerinde geçirir. İlkbaharda beslenerek ergin olurlar ve yeni dölleri vermeye başlarlar. Köklerde yumurtalar ve larvalar ana etrafında birlikte bulunurlar. Beslenen ve gelişen larvalar ergin olarak yaz süresince bir kökten diğerine ve toprak yarık ve çatlaklarına çıkarak diğer omcalara geçerler. Bunlara göçmen denir ve yeniden çoğalarak yeni bulaşmalara sebep olurlar. Bir yılda 4 veya daha fazla döl verirler.
Yaprak filokserası, kışı omca gövde ve dallarının kabukları arasında yumurta halinde geçirir. Havaların ısınması ve gözlerin uyanması ile birlikte yumurtalar açılır ve genç larvalar genç yapraklara giderek yaprakların alt yüzeylerinde şişkinlikler meydana getirirler. Yaz boyunca 6-7 döl verir.
Filokseranın omca kökünü emdiği kısımda omcanın gösterdiği reaksiyon ile bir mantar tabakası meydana gelir ve bu tabaka kökün iç kısımlarını çürümekten korur. Yerli asmalarda bu reaksiyon yavaş olduğundan mantar tabakası ya çok ince teşekkül eder veya hiç teşekkül etmez. Amerikan asmalarında bu tabaka çok kalın olmaktadır. Bu bakımdan %60'dan az kum ihtiva eden topraklarda bağ tesisinde toprağın tipine göre filokseraya dayanıklı, toprağın kireç oranına, üzerine aşılanacak asma çeşidine ve bölge koşullarına uyabilen anaçlar kullanılmalıdır. Filoksera ile mücadelede en etkili yöntem budur. Bundan başka şu hususlara da dikkat edilmelidir;
Filoksera'nın bulunduğu bölgelerde temiz bölgelere topraklı veya topraksız asma fidan ve çubukları nakledilmemelidir.
Kök filokserasının kimyasal mücadelesi yoktur. Yaprak filokserası için yapraklarda şişkinlikler görülür görülmez fidanlıklarda bulunan aşısız köklü Amerikan asma fidanları sökülerek yakılmalıdır. Filokseranın kontrolü ancak karantina önlemleri ve dayanıklı asma anaçlarının kullanılmasıyla mümkündür. Bu nedenle filokseraya dayanıklı anaçların üzerine yerli çeşitlerin aşılanmasıyla oluşmuş fidanlarla bağ tesis etmek, filokseradan korunmak için tek yöntemdir.
Saf kan Amerikan asma anaçları; Rupestris du lot, Berlandieri. Riparia ‘dır.
Genellikle bunların melezleri kullanılır;
99 R
110 R
TELEKİ 8B
Kober 5BB
420 A
SO4
1103 P
44-53 M
1613 C
140 Ru
41 B
Teleki 5 C
Ayrıca bağ çubukları Methil bromitle fumige edilmelidir. 18c 1m³ için 32.5 g metil -bromit uygulanmalıdır.
Hemen hemen tüm bağ topraklarımız filoksera ile bulaşıktır. Özetle söylemem gerekirse filoksera zararlısından korunmak için en etkili mücadele aşılı fidan kullanmaktır.
--Uz. Arif Atak'ın Bağ Hastalık ve Zaralıları konulu çalışmasından yararlanılmıştır--


Düzenleyen ferdi : 07-06-2007 saat 15:01
ferdi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-06-2007, 14:32   #14
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
hımm
asmaların neden aşılandığını şimdi anlamış oldum...

Bu durumda bu hastalıktan kurtulmak için tüm asmalar Amerikan anaçlı olmak zorunda...


.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-06-2007, 14:35   #15
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ferdi Mesajı Göster
Bitki suyu çok rahat bir şekilde aldığı zaman köklenme ihtiyacı duymaz ve çok az miktarda emici tüy oluşturur.Resimdeki fidan suyu iletim demetleri ile alııyor.
Elinzideki fidanı malesef uzun süre saksıda ve balkonda yetiştiremezsiniz. Çünkü asmanın kökleri çok kuvvetlidir ve derine iner.Malesef saksıda asmanın bu ihtiyacını karşılayamazsınız.

Bir çok kişinin saksıda-tenekede asma dikip
teras ve balkonlarda asma yetiştirdiğine şahit oldum , bu saksı konusunu detaylı anlatırsanız sevinirim...
Neden saksıda olmaz


.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-06-2007, 15:12   #16
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ferdi Mesajı Göster
...
Köklerin büyemesini engelleyerek ve sürekli budama yapmak şartı ile asmayı saksılarda yetiştirebilirsiniz.
...
Yalnız saksıda yetiştiricilik yapıyorsanız asmadan pek ürün beklemeyiniz.Genelde tek salkım oluşturur ve lezzetide pek iyi değildir.
Balkonda, terasta üzüm yetiştirmek
forumda bu link saksıda üzüm yetiştirmek isteyenler için...

amaç; asma-üzüm severleri tek salkım da olsa bu güzellikten mahrum etmemek..
ben saksıda üzüm deneyimlerimi verdiğim linkte aktaracağım...


.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-06-2007, 09:46   #17
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 05-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 62
Asmalarımın yapraklarında renk bozukluğu var. Bir kısmı koyu yeşilken bir kısmı açık yeşil görünüyor. Topraktaki kireç eksikliğinden olabileceğini söylediler. Aynı durum Ceviz ağaçlarımda da var. Eğer kireç eksikliğinden dolayıysa "Tarım Kireci" ni nereden bulabilirim. Cevabınız için şimdiden çok çok teşekkürler. Siteniz sayesinde bahçemiz hem çeşitlendi hem de çok daha verimli.

Saygılarımla,
İsmail Adanalı

Gelibolu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2007, 13:52   #18
Ağaç Dostu
 
Derya Özen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-11-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 1,517
Galeri: 158
Bu başlıkla ilgisi olmasada üzüm (Asma) ile ilgili bilginiz varmı?
Biz tarlalarımızdan birine asma dikmek istiyoruz. Uygun dikim zamanı hangi tarihtir. Tarlamız ,Ankara Çubuk'da. Köyümüzde çok eskiden bağlar diye bir bölümde fazlasıyla üzüm yetiştirilmiş. Sirke ve şarap yaparlarmış ama artık yok. Yani anlayacağınız bu konuda vereceğiniz her türlü bilgiye, şimdiden teşekkür ederim.

Derya Özen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2007, 15:36   #19
Ağaç Dostu
 
Salinta's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-07-2007
Şehir: Giresun
Mesajlar: 220
Çok yok ama biraz aktarım yapabilirim:

Sonbaharda krizma yapılmış arazi ilkbaharda düzeltildikten sonra, hayvan veya makina gücü ile işlenebilecek aralık ve uzunlukta çukurlar açılır. Bölgemiz iklimi sıcak olduğundan güneş zararlarını azaltmak için sıralamanın doğu-batı yönünde yapılması, meyilli arazilerde dik olması gerekir. Şimdiye kadar yapılan denemeler yeni tesis edilecek bağlarda sıra üzerinin 1,5-2 m. sıra arasının 2,5-3 m. olması gerektiğini ortaya koymuştur.

İşaretlenmiş yerlere iki kürek derinliğinde, bir kürek genişliğinde çukur açılır. Çukur açmanın makina ile yapılması daha avantajlıdır. Çukurların dip kısmına yanmış çiftlik gübresi, ince toprakla karıştırılarak konmalıdır. Dikim için fidanda budama yapılır. Yan ve boğaz kökleri tamamiyle, dip kökler ise 10 cm üzerinden çepeçevre kesilir. Oluşmuş sürgünlerin en kuvvetlisi bırakılır. Budaması yapılan köklü çubuk veya aşılı köklü topraklı fidan, açılan çukurun tam ortasına gelecek şekilde konur, fidanın gövde kısmının en az 10-15 cm.i toprak üzerinde kalacak şekilde açılan çukurlara 10-15 cm kalınlığında toprak atıldıktan sonra fidan hava almayacak şekilde sıkıştırılmalıdır. Daha sonra can suyu verilir ve fidanın yerini belli etmek için yanına bir herek dikilir.

Dikim yapılırken kısır çeşitler (morfolojik erdişi, fizyolojik dişi) saf olarak dikilmemelidir. Çünkü bu çeşitlerin polen tozlarının döllenme yeteneği yoktur. Bunun için dikim planı sekiz omcaya bir babalık veya iki sıraya bir dölleyici dikmek suretiyle yapılmalıdır.

Yalnız babalık olarak kullanılan çeşitlerin çiçek açma tarihleri döllenecek çeşitle aynı tarihe denk gelmelidir.

Salinta Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2007, 15:37   #20
Ağaç Dostu
 
Salinta's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-07-2007
Şehir: Giresun
Mesajlar: 220
Kültür bitkileri içinde en fazla toprak işlemesi isteyen bitki asmadır. Yıllık yağış miktarı düşük, buna karşılık sıcaklık toplamı yüksek olan bölgede toprak işlemesine gereken önem verilmelidir. Sonbaharda yaprak dökümünden sonra, budamadan önce yapılacak toprak işleme yabancı otlarla savaşımda ve kış yağmurlarının toprakta birikmesinde etkili olmaktadır. Daha sonra biri budamadan sonra, bir de ilkbahar geç donlarından sonra yapılacak bir toprak işleme toprağın havalanmasını ve suyun toprakta muhafazasını sağlamaktadır. Bu sırada çapa ile boğaz açma ve boğaz köklerinin temizliği de önemli bakım işlerindendir. Ayrıca tane bağlamadan sonra yapılacak toprak işlemesi ve çapa da yararlı olmaktadır. Bağlarda yabancı ot için ilkbahar ve yaz aylarında 2-4 çapa yeterli olmaktadır.

Kaynak: www.ziraatcim.net

Salinta Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2007, 15:47   #21
Ağaç Dostu
 
Derya Özen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-11-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 1,517
Galeri: 158
Bu bilgiler için çok teşekkür ederim. Anlamadıklarım oldu, fakat şimdi değil de tam dikim aşamsında sizi tekrar rahatsız edeceğim sanırım.

Derya Özen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2007, 15:51   #22
Ağaç Dostu
 
Salinta's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-07-2007
Şehir: Giresun
Mesajlar: 220
Tabi beklerii, benim birikimim yeterli olmazsa arkadaşlara yönlendiririm sizi...

Salinta Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-07-2007, 17:08   #23
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Derya Özen Mesajı Göster
Bu başlıkla ilgisi olmasada üzüm (Asma) ile ilgili bilginiz varmı?
Biz tarlalarımızdan birine asma dikmek istiyoruz. Uygun dikim zamanı hangi tarihtir. Tarlamız ,Ankara Çubuk'da. Köyümüzde çok eskiden bağlar diye bir bölümde fazlasıyla üzüm yetiştirilmiş. Sirke ve şarap yaparlarmış ama artık yok. Yani anlayacağınız bu konuda vereceğiniz her türlü bilgiye, şimdiden teşekkür ederim.
Toprak analizi şart, toprağın durumuna göre uygun asma yetiştirmeli...toprağı analiz ettirerek ilçe veya il tarım müdürlüğüne mutlaka danışın derim...

Yine suyu seven veya çok az su isteyen asma türleri de var...İlçe tarım bunu belirtecektir.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-08-2007, 18:30   #24
zai
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 15-06-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 12
Merhaba,
Karaburun'da üzüm bağı kurmak istiyorum. Bir kaç gün önce "Ekin Sapı Devrimi" adında bir kitap okudum. Orada tarlayı hiç sürmeyerek, kimyasal gübre, ilaç vermiyerek ve ağaçları hiç budamayarak pirinç ve turunç yetiştirilmiş. Sanırım bu tarım çeşidine "doğal tarım" da deniyormuş. Merak ettiğim şaraplık üzüm de aynı şekilde yetiştirilebilir mi? Yani, kitapta anlatıldığı gibi üzüm fidanlarının arasında yonca (ya da o bölgeye uygun başka şey) yetiştirsem. Çıkan yabani otları ve yoncaları kesip, üzüm fidanlarının tabanına sersem. Toprağı organik olarak zengin hale getirsem. Bu mümkün mü?

zekiabbas beğendi.
zai Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-08-2007, 22:47   #25
Yeni Üye
 
ferdi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-03-2007
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 11
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi zai Mesajı Göster
Merhaba,
Karaburun'da üzüm bağı kurmak istiyorum. Bir kaç gün önce "Ekin Sapı Devrimi" adında bir kitap okudum. Orada tarlayı hiç sürmeyerek, kimyasal gübre, ilaç vermiyerek ve ağaçları hiç budamayarak pirinç ve turunç yetiştirilmiş. Sanırım bu tarım çeşidine "doğal tarım" da deniyormuş. Merak ettiğim şaraplık üzüm de aynı şekilde yetiştirilebilir mi? Yani, kitapta anlatıldığı gibi üzüm fidanlarının arasında yonca (ya da o bölgeye uygun başka şey) yetiştirsem. Çıkan yabani otları ve yoncaları kesip, üzüm fidanlarının tabanına sersem. Toprağı organik olarak zengin hale getirsem. Bu mümkün mü?
Meraba. Öncelikle size organik tarım ve ya ekolojik tarımın tanımını yapayım;
Organik tarım: Kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, sentetik gübre, ilaç ve hormon kullanmadan, üretime izin verilen girdilerle yapılan üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı alternatif bir üretim şeklidir.
Tarlayı sürmemek ve ya budama yapmamanın organik tarımla bir ilişkisi yoktur.
Asma fidanlarının arasına yonca veya başka bir bitki yetiştirmek yeşil gübreleme olarak tanımlanır.Yeşil gübreleme organik tarımın ilkeleri arasında bulunmaktadır.Fakat yeşil gübreleme yapmak organik tarım yapmak değildir.organik tarımın tüm ilkelerini yerine getirdiğiniz zaman organik tarım yapmış sayılırsınız.
Bağlarda genel olarak yeşil gübre bitkisi olarak kullanılan türler ve dekara atılması gereken tohum miktarları şunlardır:
Yazlık fiğ (15kg/da)
Acı bakla (20kg/da)
Kolza (2,5kg/da)
Sarı hardal (2kg/da)
Bunlar gelişmelerinin belli dönemlerinde toprağın altına gömülür. Toprağın organik maddesini artırmak ve toprak yapısını iyileştirmek gibi bir çok yararları vardır.
Eğer bağınızda yeşil gübreleme yapmayı düşünürseniz size ayrıntılı olarak bilgi verebilirim.İyi günler...


Düzenleyen ferdi : 16-08-2007 saat 21:57
ferdi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-08-2007, 23:39   #26
zai
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 15-06-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 12
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Organik bağcılıkla ilgili tavsiye edebileceğiniz kitaplar var mı?

zai Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-01-2008, 23:53   #27
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 11-01-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4
Herkese merhaba,

Böyle bir site ve topiğe raslamam beni sevindirdi.

Ben amatör olarak bağcılık yapmaya çalışıyorum. 2 sene önce Tekirdağ bağcılık enstütüsünden aşılı sofralık üzüm fideleri aldım. Bunlar; 5BB anaç üzerinde, 2 adet çavuş, 1 adet hamburg misketi (çavuşu tozlayıcı olarak) ve bir adet de tekirdağ ilkeren cinsi asma fidanım var.
Bu bitkiler istanbul kavacıkta ablamın evinin bahçesinde (Ben üsküdar'dayım). Ayrıca, bu bahçeye 2 adette ayvalık türü zeytin fidesi dikmiştim 3 sene önce, zeytinden bu sonbahar 300-400gr. kadar ilk mahsülü aldım. )

Ama asmalarımda ağır gelişme geriliği yaşadım, çünkü diktiğim toprağın oldukça besinsiz olduğunu zamanla anlayabildim. Bölge bahçe çimi kaplı olduğu için ve bahçıvan tam bilgili olmadığından gübreleme hiç yapılmıyor ve çim toprağın bütün besinini bitirmiş. Yukardada bahsedilen (Zehra Hanımın mesajı) , potasyum ve azot eksikliğini bende yaşadım. Bu durumu tespitimden sonra acil çözüm olarak yaprak gübresi ve devamında toprağı gübreleme ile durumu kurtarmaya çalıştım. Tam sonbahara doğru yeşil aksam bariz canlandı. Şimdi toprağın kış gübrelemesini yapıyorum, NPK gübresi ile ve iz elementli gübreleri seçiyorum. Ayrıca bu sonbaharda yağışların başlaması ile oluşan nemin olumsuz etkisi olan mildiyö yaşadım, bu sorunuda fungisit ilaç olan Quadris uygulayarak çözdüm. Bir doz ilaçlamada bitkiler mildiyöden kurtuldu. Sanırım bu sene iyi bir gelişme sağlayacağım. Yalnız benim en büyük sorunum, gübre ve ilaçları kullanırken yaşadığım sıkıntı. Kullandığım tüm kimyasallar profosyenel anlamda ya dk./gr. olarak veya 100 litrelik birimlerle tariflenmiş. Ben bu kimyasalları özellikle gübrede dozlama sıkıntısı çekiyorum. Sonuçta toplam 4 adet asmam var ve m2 veya 3-5 litre boyutlarında çalışıyorum. Bu konuya pratik çözüm bulabileniniz varsa ve paylaşırsa sevinirim.

Benim bağcılıkta yaşadıklarım özet olarak böyle.

Saygılarımla,

Rıfat Tultak

RIFAT67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-01-2008, 21:53   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Sadece çavuş üzümü mü döllenmek için başka üzümlere ihtiyaç duyuyor?

Başka üzümler var mı?

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-01-2008, 22:01   #29
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 11-01-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4
Tam emin değilim ama birkaç cins daha var diye biliyorum.

RIFAT67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-01-2008, 14:14   #30
Yeni Üye
 
ferdi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-03-2007
Şehir: çanakkale
Mesajlar: 11
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu Mesajı Göster
Sadece çavuş üzümü mü döllenmek için başka üzümlere ihtiyaç duyuyor?

Başka üzümler var mı?
Merhaba

Bitkilerde döllenme sorunu çiçek yapısından kaynaklanan bir durumdur.
Asma döllenme sorunu yaşarsa tane gelişemez,boncuklanma görülür ve dökümler meydana gelir.
Bahçe bitkilerinin hemen hemen tüm meyveleri dişi organdan yani yumurtalıktan oluşmuştur. Bu yüzden meyvenin oluşması için dişi organa ve bunu döllemek için de erkek organa ihtiyaç vardır.

Asmada 4 farklı çiçek tipi vardır:

1) Hermafrodit ( erselik= erdişi )
Erkek ve dişi organlar aynı çiçek üzerinde bulunur.
Erkek ve dişi organlar tam olarak gelişmiştir.
Yumurtalık iyi bir şekilde döllenir.
Vitis vinifera türlerinin ( kültür çeşitleri ) %90'ı bu şekildedir.

2) Morfolojik erdişi görünüşlü fizyolojik yalnızca dişi çiçek
Erkek ve dişi organlar aynı çiçek üzerinde bulunur fakat erkek organ kısırdır.
Erkek organ kısır olduğu için yabancı tozlayıcıya ihtiyaç duyar.
Örnek:
Yerli çeşitler;
Çavuş
Hönüsü
Tahannebi
Beyaz eroğlan
Arif paşa
Büzgülü
Fesleğen
Karagevrek
Yabancı çeşitler;
Franc noir
Olivette blanc

3)Morfolojik erdişi görünüşlü fizyolojik yalnızca erkek çiçek
Erkek ve dişi organ aynı çiçek üzerinde bulunur fakat dişi organ gelişmemiştir.
Böyle çiçekler kendisini tozlayıp dölleyemezler.
Örnek; 99R,3309C

4) Erkek çiçek
Üzerlerinde yalnızca erkek organ taşıyan çiçeklerdir.
Erkek organ ve polen gelişmiştir.Fonksiyoneldir. Döllemede kullanılırlar.
Dişi organ dumura uğramıştır.
Örnek; Rupestris du lot, Vitis riparia

Alattin Akova beğendi.
ferdi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:31.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024