arıcıları şikayet etmek
 

yaşadığım bölgede kekik, adaçayı vb bitkiler yetiştirilmekte.
haziran aylarında çiçeklenme başlıyor. ve kovanını kapan bu bölgeye geliyor.

tam hasat döneminde tarla arı kovanı gibi oluyor. bitkilerin toplanması esnasında arılar oldukça saldırganlaşıyor. bu durum için şikayette bulunmak istiyorum. arıcıların bölgeden arındırılmasını veya azaltılmasını talep edeceğim. ( büyük ihtimalle bölgede izinsiz arıcılar da var. )

telefon veya internet üzerinden nereye şikayet edebilirim?

İlçe Tarım Müdürlüğü ve İlgili Jandarma biriminden izin alınıyor diye bilgim var.

Fakat şu garibime gitti. İstanbul'daki parkların çimenleri de arı dolu. İnsanlar çoluk çocuk çimenlere yayılıyorlar ve arı sokma vakası da hiç duymuyorum. Normalde nektar toplayan arı kolay kolay sokmaz.

Öncelikle kekik ve adaçayı yetiştiriciliği yapılan bir bölgede arıların yoğunlukta olması o bölgenin arıcılık faaliyetleri için de tahsis edilmiş olma olasılığını akla getirmektedir.
Arıcılık faaliyetleri olmasa dahi arı kolonileri doğal olarak kekik ve adaçayı plantasyonlarının çevresinde yaygınlaşacaktır. Çünkü arıların beslenme alanı çok geniş sahaları kapsamaktadır.
Bulunduğunuz bölge Orman İşletme Sahası içinde ise Orman İşletme Müdürlüğü,
Tarım Sahası içinde ise Tarım İlçe Müdürlüğüne başvuruda bulunmanız gerekir.
Arıcılar için yasal olarak tahsis edilen bölmelere yakın bir alanda iseniz çözümü yok.
Ancak bölgede izinsiz gezici arıcılık faaliyeti yapılıyor ise yasal işlem yapar, kovanları kaldırırlar.

Esenlikler dilerim.

Arılar ve arıcılık hakkında bıraz bılgınız olsa boyle bır sıkayetı yapmazdınız...

Arıların dogaya olan katkılarını burdan sıze yazmayacagım bıle...

Bır agaclar.net uyesının boylesıne bır baslıgı acması bıle benı sasırttı ve uzdu...

Doga sadece bıtkılerden ıbaret degıl...o bıtkının tozlasmasının var olmasının sebebı ARI...

Bu zıhnıyet koylere ımar geldıkten sonra oraya ev yapıp butun heryer tezek kokuyor dıyen zıhnıyet...

Buyrun gelın burdan tartısalım...bende sızden sıkayetcıyım...doganın yenılenmesıne engel oluyorsunuz...

Arılar kovanlarından 10km lik alanda nektar toplamaya çıkarlar sayın triode siz şikayet etseniz onlar yine geleçekler bırakın doğayı arısız insan oğlu yaşayamaz yaşam durur saygılarımla

Bahcesınde arıları olan bırı olarak cevap yazayım.

Kayıtlı arıcıların belgelerını ılce tarım duzenlıyor. Bolgedekı arıcıları buraya bıldırebılırsınız. Belırlı mesafelere gezıcıde olsanız arı kovanlarını koyamazsınız. (Yasalar pek uygulanmaz ama sıkayet geldıgı zaman gerekenı yaparlar.)

Arılar kucumsenecek varlıklar degıl, alerjısı olanları tek bır arı 10 sanıye ıcınde oldurebılır. Bu yonden bır dusunun.

Bahcede 20ye yakın kovan var, bu alanda capalama ıslemı bıle yapamıyorum. Motorun sesı anında arıların cıldırmasına sebep oluyor. Boyle olunca 1 arı degılde 100lerce arı sıze saldırır.

Arıcı bal alıp para kazanacak dıye kımsenın hayatıyla ve ekmegıyle oynayamaz. Olaylara tek taraflı bakmamak gereklı..

Aslında iki yoruma da katılıyorum. Arılar doğa için çok önemli, çok faydalı hayvanlar sürekli çalışıyor gariplerim fakat bir o kadar da insanlar için tehdit unsuru olabilecek kapasitede. Bu yüzden daha çok orman içlerinde , tepe bölgelerde arıcılık yapılması bence hem daha tehlikesiz hemde daha verimli olur diye düşünüyorum. Ama tabi flora nerdeyse orada oluyorlar doğal olarak onada yapacak birşey yok.

18 senedir çalıştığım iş yerinin bahçesi için "Burada arı var mı?" diye sorsalar, üç sene öncesine kadar "Nadiren görüyoruz." cevabını verirdim.

Üç sene önce hobi arıcılığına başladım ve bahçede farklı türlere mensup binlerce arı olduğunu fark ettim.

Büyüksehirlerde, parklarda, bahçelerde ve yol kenarlarında çok farklı türde bitkiler var. Bu alanlardaki bitkilere yaz kış bakım yapılıyor ve ihtiyaçları kadar sulanıyorlar.

İstanbul kırsalında polen ve nektar sıkıntısı olan dönemlerde, şehrin merkezlerinde böyle bir sıkıntı yaşanmıyor. Bu yüzden arı nüfusu çok fazla.

Bir belgeselde, Çin'de, elma ağaçlarının üzerinde, bir ellerinde toplanmış çiçek tozlar, bir ellerinde minik fırçalarla çiçeklerin tozlaşmasını sağlayan insancıkları görmüştüm. Bu yüzden arı çokluğu beni korkutmuyor, mutlu ediyor.

Arı sokmasının ne kadar tehlikeli olabileceğini, arıcı arkadaşını,dostunu ambulansla hastaneye kaldıran biri olarak gayet iyi bilirim.

O arkadaşım için o sokulma öldürücü olabilirdi.

Fakat bu olay yüzünden arılardan kurtulmak fikrinin akılcı olmadığını, içinde yaşadığımız ve parçası olduğumuz sistemin işleyişine ters olduğunu, garip zevklerimiz için oluşturduğumuz tehlikelerin yanında arı sokması sonucu ölüm riskinin çok masum olduğunu, insan türünün haddini bilmesi gerektiğini ve vehmettiği kainatın merkezinde olma durumunu gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Sayın triode, işin mutfağında olan biri olarak bu konu ile ilgili ayrıntılı bir yazı yazacağım. Öncelikle size en yakın olan arılığın ne kadar mesafede olduğunu yazabilir misiniz? Saygılarımla...

Arıların varlığı kekiklerin varlığından daha önemli ve toplam fayda bakımından çok çok daha fazladır. Teknik olarak arı konulabilecek belirli mesafeler vardır. Yerleşim merkezlerine okula camiye 200 metre, tali yollara 30 metre gibi. Ama bir arı 5 km ye kadar uçabiliyor. Bu nedenle yapabileceğiniz fazla da birşey yok. Arlar ayçiçeği dahil pek çok üründe (ki buna kekik de dahildir muhtemelen) %30-100 arasında verim artışı sağlarlar. İnsan tüketimi için üretilen gıda maddelerinin %90’ı 82 bitki türünden elde edilir. Bu bitki türlerinden 63’ü (%77) arı tarafından tozlaşmaya gereksinim duyar.

Siz arı için bir tehdit değilseniz arıdan korkmanıza gerek yoktur. Arılar saldırmazlar sadece tehdit algıladıklarında kendilerini savunurlar.

Geçmiş yıllarda şöyle bir haber okumuştum; arıların saldırdığı adam öldü diye... Haberin devamında, ağaca konan oğulu almak isterken arılar saldırıyor ve ölüyor. Belki de binden fazla arı soktu. Üzerinde hiçbir ekipman, kıyafet yok!

Yukarıdaki olayı inceleyelim, eğer oğul ağaca yeni konmuş ise işi bilen birisi maskesiz, kendini bir tane bile arıya sokturmadan oğulu kovana alabilir. Çünkü bu arıların kursakları balla doludur, Saldırmazlar.

Bence burada arıların adama saldırısı yok, adam arılara saldırıyor ve arılar da kendilerini savunuyor.

Böyle bir girişten sonra konumuza dönelim. Arıların en hırçın olduğu zamanda bile kovanlara olan mesafeniz 70-80 metreden fazla ise arılardan zarar görmezsiniz. Birisi gelmiş kovanları tekmelemiş, arıları kızdırmış ise bu mesafe 150 metreye kadar çıkabilir.

Ben haftada 2 ya da 3 defa arılığa uğruyorum. Kovanların arasında geziyorum. Onların uçuşlarını seyrediyorum. Etrafımdan vızıl vızıl arılar geçiyor. Bir tanesi bana saldırmıyor. Çünkü ben onlar için bir tehdit değilim, hayvan bana değil işine bakıyor.

Arılardan bal alırken arılar bana saldırıyor. Bu doğal bir şey değil mi? Ben onların yiyeceklerini zorla ellerinden alıyorum. Buna tepki vermesinler mi? Sizin evinize bir hırsız girse bir şeylerinizi alsa tepki vermez misiniz?
Gelelim kekik çiçekleri üzerindeki arılara… Bu arılar bal topluyorlar, ellerinde işleri var ve kovanlarından uzaktalar size ne amaçla saldıracaklar bunu anlamış değilim.

Bir dönümlük kekik tarlasında çiçekler üzerinde 10 bin tane arı olsun diyelim. Bir tanesi bile saldırmaz. Çünkü arılar kovanlarını savunmak için başka canlılara saldırırlar.

Bilinç altınızda; arılar sokar, onlar saldırgandır, birkaç da bununla ilgili film izlediyseniz, uçan arıya el kol hareketi yapar elinizle onu bir yere sıkıştırır ona çarparsanız sokabilir. Bunun haricinde nektar toplayan arı etrafıyla ilgilenmez ve saldırmaz. Siz ona, fark etmeden dokunur, sıkıştırırsanız ancak o anda sizi sokar.

Son olarak benim anladığım şu, kekik tarlasında etrefınızda onlarca, yüzlerce arı uçuyor bu da sizi psikolojik olarak rahatsız ediyor.

Arı sokmasına karşı duyarlı olan kimselerin dikkatli olmasında fayda var. Allah korusun bir arı sokması insanı öldürebilir de…

Şöyle bir kıyaslama yapacağım, bir insanın Türkiye’de arı sokmasından ölme ihtimali maganda kurşunundan ölme ihtimalinden daha düşüktür.

Bir insanın Türkiye’de arı sokmasından ölme ihtimali trafik kazasından ölme ihtimalinden herhalde bin kat daha düşüktür.

Yukarıdaki örnekleri de düşününce bırakalım doğa ile arı ile uğraşmayı, bu dünyada insandan daha tehlikeli ve daha zararlı bir canlı var mıdır?:)

Arılar masum:) :) :)