agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Hayvanlar > Çiftlik Hayvanları > Arıcılık
(https)




Beğeni Düzeni6Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 04-11-2008, 13:55   #31
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Balın Faydaları

Bal bakteri barındırmaz.

Bütün canlıların yaşamlarını devam ettirebilmek için bir miktar neme ihtiyacı vardır, bakteriler balla temas ettiklerinde nemden yoksun kalır ve yok olurlar ayrıca balın asidik tepkisi de bakterilerin yaşaması için uygunsuz bir ortam oluşturur.

İnsan vücudunu etkileyen birçok mikroorganizma balda yok olur, bal içinde bakteri barındırmamakla kalmaz aynı zamanda bir bakteri yok edici olarak kullanılır.

Dr. w. sackett bal sayesinde tifo mikroplarını 48 saat içinde yok etmiştir, dizanteri mikropları 10 Saat içinde yok olmuştur. ( murray hayt, the world of beas, coward mcnann ınc, n.y.s 185)

Vücutta kemik ve dişlerin teşekkülünde önemli rol oynayan minerallerin balda bulunuşu kansız kalmış şahıslar, büyüme ve gelişme çağındaki gençler ve her yaşta insanların beslenmelerinde önemli rol oynamaktadır.

http://www.karahanbal.com/balhakkinda.html

--------------------------------

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Bal arılarının, 450 gr bal üretebilmek için 2 milyon çiçeğe konmaları gerekiyor.
Bir kovan arı yarım kiloluk bal için 88 km kadar uçar.
Bir işçi arı hayatı boyunca 1/12 çay kaşığı bal yapabiliyor.
Bir bal arısı yaklaşık olarak saatte 24 km hızla uçabilir.
Bir arının dünyanın etrafında dolaşabilmesi için 2 yemek kaşığı bala ihtiyacı vardır.
Her bir bal peteğinin 6 yüzü vardır.
Bir bal arısının 4 kanatı vardır.
Bir bal arısı bir seferlik polen toplama gezisinde 50-100 çiçeği ziyaret eder.
Arılar birbirleriyle dans ederek iletişim kuruyorlar. Bir bal arası dans ederek diğer bir bal arısına nektarın ve polenin nerde olduğunu işaret ediyor. Dans yönü ve uzaklığı anlatmaya yardımcı oluyor.
Arının yarım kilo bal yapabilmesi için 3 milyon 750 bin defa çiçeğe konması gerekir.
1 kilo bal yapabilmek için 40 bin adet arının 6 milyon adet çiçeği dolaşması gerekir.
Arılar mavi rengi ayırt edebilirken, kırmızı rengi, koyu gri ve siyah olarak algılarlar.
Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını emiyor ve 100 bin km kanat çırpıyorlar.
Araştırmalara göre bir koloninin 1 kilo bal üretmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için 8 kilo bal tüketmesi gerekmektedir. Bunu yapabilmesi için kat ettiği yol yaklaşık olarak 6 kez dünya çevresinin dönülmesine eşittir.
Bal arıları dakikada 11400 kez kanat çırpar bu da vızıltı sesinin nedenidir

http://www.karahanbal.com/bunlaribiliyormusunuz.html

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2008, 15:07   #32
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Bal testleri

Gerçek bal testleri labarotuvar ortamlarında yapılmaktadır.Bu gün Türkiye'de gerçek bal testlerini yapan yanılmıyorsam 2 adet labarotuvar vardır.
Ancak yıllardır halk arasında söylenen testler de var, bunlardan bazılarını buraya yazıyım.

-----------------------------

...çiçek balı ile şeker karıştırılmış balı birbirinden ayırt etmek için bazı püf noktalar verdi. Kibrit çöpü ya da parmağa alınan bir bal damlasının ışığa tutularak içerisinde şeker olup olmadığının ayırt edilebileceğini söyleyen Kutlu, “ Aldığımız bal damlasını şiddetli bir ışık kaynağına tutarız. Birazdan sarkmaya başlayan bal damlasında ışıklar sol tarafta toplanırsa çiçek, sağ tarafta toplanırsa şeker karıştırılmış baldır.
Ancak sağ tarafta toplanan ışık her zaman şeker karıştırılmış bal anlamına gelmez bazen kaynağı çam ve farklı bitkiler olan ballar da ışığı sağ tarafta toplar. Bizim için önemli olan aldığımız balın çiçek balı olmasıdır. Onun için alacağımız balın ışığı mutlaka sol tarafta toplanmalıdır” diye konuştu

http://www.bingolonline.com/simifa/m...der=0&sid=7078

____________________________

Bir de kibrit testi var, kibrit ucuna sürdüğünüz bal ile kibriti yakarsanız gerçek bal, yanmazsa şekerli bal diye biliyorum.(ancak yanma cızırdıyarak olacak)

____________________________

elinize bir sabit kalem, ( kurşun kalem değil ) yani ucu ıslandığı zaman mor renk yazan kalem alın, bala uç kısımını daldırın sonra parmağınıza sürün renkli olarak çıkıyorsa bal karışıktır, çıkmıyorsa hakiki baldır .

______________________________

Çam ve kestane balının haricinde soğuk havada donma yapmaz ise bal sahtedir... Zeytin yağının donması gibi kavanozun alt kısımları donma yapar ise hakiki baldır.

_______________________________

Kestane balı bira gibidir,bir kere yediğinizde 1 saat sonra tuvalete gitseniz , bal gerçekse sidikte bal kokusu olur .

___________________________________

35 derece sabit sıcaklıkta çözülen baldaki şeker erimez bal erir, takribi 20 gün sürer.
Glikoz su gibi donar şekil değiştirmez,bal ise donduğu zaman krema kıvamını alır eğer şekerden dolayı olmuş olsaydı özü şeker olan reçelde böyle donardı
___________________________________

hakiki bal elinize bir parmak alıpta ılk su altına tuttuğunuz zaman kendi kendine parmaktan düşer hiç bir yapışkanlık kalmaz elinizde.şişeyi ters çevirdiğiniz zaman şişe tabanındaki son hava kabarcığı büyük olur ve çok yavaş şekilkde hareket eder.
_____________________________________

bir çay kaşığı balı ocakta ısıtın, kaynama neticesinde balın renginde bir sorun yoksa o gerçek baldır eğer kahverengiye çalarsa o şekerle üretilmiş sahte baldır...
______________________________________

balı kaşıkla alıp yere döktüğünde sahte bal uzayıp resmen örümcek ağı gibi havada uçar

_____________________________________

kalitesiz bal dondugu zaman, donuk yeri yiyin, sanki toz seker yiyiyor gibi olur, kıtır kıtır..
ama kaliteli bal dondugu zaman yediginizde kıtırlık yoktur.. sanki margarin gibi oluyor

____________________________________
http://www.turkeyforum.com/satforum/...p/t-58590.html

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2008, 17:13   #33
Ağaç Dostu
 
öğretmen's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-02-2007
Şehir: sarıgöl
Mesajlar: 166
Sayın Denizakvaryumu, bunlar doğru...Ancak çam balı da donar.Neden derseniz; arı, sadece çamdan bal almıyor.Çevredeki çiçeklerden de bal alıyor.Saf çam balı çok zordur.Arıya çamdan al,çiçekten alma diyemezsiniz...Çam balı yiyeceğimize çiçek balı yiyelim.Çünkü çiçek balı daha yararlı.
Donmuş balı bir tabağa (ısıdan çatlamayacak) koyalım.Çaydanlığın üzerine oturtun.İki dakika sonra sıvı haline dönüşür.Afiyetle yersiniz..

öğretmen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-11-2008, 18:12   #34
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-07-2007
Şehir: ist
Mesajlar: 452
Kavanozlarda fabrika üretimi olan ballar hakkında düşünceniz nedir?

kaju Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2008, 20:16   #35
Ağaç Dostu
 
caucasus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-01-2006
Şehir: Mardin
Mesajlar: 2,271
Galeri: 787
Bence fabrika ballarının bir çoğu beş para etmez, nedeni ise herşey de olduğu gibi bal konusunda da bir hayli merdiven altı tabir edilen fabrikalar var. Tüketilecekse marka kullanılmalı **** bildik yerden alınmalı.
Yanlış anlama olmasın ben bütün fabrikalar **** bütün ürünler kötü **** hatalı demiyoru sadece seçiçi ollunması yeterli olur zannediyorum.
Ben köy'e arı almadan önce kavanoz da kaliteli bir markadan bal alıyordum ancak daha sonradan öğrendim ki oda diğerleri gibi şişirme tabiri ile için de bal oranı düşük şeker ve katkı maddesi yüksek ürün satıyormuş, ben bir de bu ürünü arkadaşlarıma öneriyordum. Şahsen şok oldum ve artık sadece kendi ballarımdan yiyorum.

caucasus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-11-2008, 22:56   #36
Ağaç Dostu.
 
kamil35's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
Fabrika dolumu ballara ben de güvenmiyorum. Haberlerde hep duyuyoruz. Büyük marketlerde 12 ytl ye çiçek ve çam balları satılıyor. İnsaf ben parekende 15 ytl ye bal satıyorum işin içinden çıkamıyorum. Bal üç beş el değiştiriyor 12 ytl ye kurtarıyor!!!!???? Şuan 8. yerimdeyim. (kovanları yer değiştirme sayım.) İnşaallah bir sağım (bal hasadı) daha yapacağız durum öyle gözüküyor. 39 kovanla yaptığımız masraf belli aldığımız bal belli. Aslında şuan 20 ytl nin altında bal arıcıyı kurtarmaz. Ama haksız rekabet arıcıyı vuruyor. Memlekette denetim Yok!! Ne Yaparsın?

kamil35 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2008, 09:54   #37
Ağaç Dostu
 
caucasus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-01-2006
Şehir: Mardin
Mesajlar: 2,271
Galeri: 787
O zaman dar gelirli kişiler ya bal yemiyecekler, **** bal diye satılan içeriğinde ne olduğu belli olmayan taklit ballardan faydalanacaklar. Bir seçenek daha var o da benim gibi 2 kovan arı alıp köye bırakacağız ve kendi balımızı yetiştireceğiz.
Maaliyetin arttığı bu zamanlar da bal fiyatlarının da artmasını normal karşılamak lazım diye düşünüyorum.

caucasus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2008, 10:32   #38
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-07-2007
Şehir: ist
Mesajlar: 452
En son Balp... isimli (markası hiç belli olmadı ) baldan almıştım. Daha önce aldığım petek bala göre daha çok bal kokusu ve tadı vardı. Ne kadar sağlıklı onu bilmiyorum.

kaju Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2008, 10:42   #39
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Bal kokusunu ana belirleyici unsur olarak görmeyin.

Merdiven altı tabir ettiğimiz yani arı yüzü görmemiş ballar da mis gibi bal kokar ...Piyasada bal esansı ya da kestane esansı adı altındaki ürünler, sahte bala karıştırıldığında Dünyanın en iyi balını yiyormuş gibi hissedebilirsiniz.

--------------------------------------------
Piyasadaki balın üçte biri sahte ya da hileli


Sahte bal skandalından sonra birçok kuruluş laboratuvarlarda tahlil yaptırmaya başladı.

CHP Ordu Milletvekili Tandoğdu, sahte balın arıcılığı olumsuz etkilediğini söyledi. Bakan Güçlü: İncelenen 356 numunenin 137'si hileli ya da sahte


AA - ANKARA - Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, incelemesi tamamlanan 356 bal numunesinden 137'sinin hileli olduğunu söyledi.
TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alan CHP Ordu Milletvekili İdris Sami Tandoğdu, mısır şurubu ve bal esansı karıştırılarak elde edilen sahte balın 'süzme bal' diye piyasaya sürülmesinin arıcılığı olumsuz etkilediğini söyledi. Tandoğdu, Bursa'da kurulu bir şirketin bu yöntemle bal üretip piyasaya sürdüğü duyumlarını aldığını, bu firmanın engellenmesini istedi.
Gündem dışı konuşmaları yanıtlayan Güçlü ise, sahte bal üretiminin sektörün gelişmesinin önündeki en önemli engellerden biri olduğunu ifade etti. Bal içeriğinde ilaç ve naftalin kalıntısı bulunmasının, arıların yanlış beslenmesinin, yapay bal üretiminin sektörü olumsuz etkilediğini dile getiren bakan Güçlü, "2003'e göre 2004'te ihracatın gerilemesinin en önemli nedeni budur" dedi.


21 ton bala el konuldu
Bakanlığının sahte bal üretimi ve diğer olumsuzluklarla mücadele için çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü belirten Güçlü, yılbaşından bu yana 8 bin 115 denetim yapıldığını, 994 numune alındığını söyledi. Numunelerden 356'sının incelemesinin tamamlandığını, 216'sında bir sorun çıkmazken 137'sinde olumsuzlarla karşılaştıklarını ifade eden Güçlü, sorunlu ürün oranının yüksek olduğunu vurguladı.
Güçlü, sahte bal üretimine karşı mücadelede idari, yasal bütün önlemleri kullanarak mücadele verdiklerini, cezai yaptırımlar uyguladıklarını ifade ederken, 21 ton bala el koyduklarını, üreticilerden beşini savcılığa verdiklerini, 66 üreticiye para cezası uyguladıklarını, 10'dan fazla işyerini de kapattıklarını söyledi. "Bunların arasında sektörde nispi ağırlığı olan firmalar da var" diyen Güçlü, Bursa'da dört firmanın incelendiğini ve bir sorun görülmediğini belirtti. Güçlü, Tandoğdu'nun vereceği ek bilgiler doğrultusunda söz konusu firma hakkında gereken incelemeyi yapacaklarını söyledi.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=151678

-----------------------------------

Balın da tadı kaçtı

Bazı üreticiler bal esansı ve renk maddeleri yardımıyla doğal yapısı bozulmuş ucuz bal üretip piyasaya sürüyor. Daha çok büyük şehirlerde tüketilen bu ürünleri satanlar için kanuni bir ceza mevcut değil.

Bazı üreticilerin ticari glikoz ile diğer tatlandırıcıları kullanarak, bal esansı ve renk maddeleri yardımıyla doğal yapısı bozulmuş ucuz bal ürettikleri bildirildi.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Araştırma Görevlisi Cengiz Erkan, yaptığı açıklamada, bazı üreticilerin, kaynağı belli olmayan ve sağlığı tehdit eden ucuz yöntemlerle bal ürettiğini söyledi.

Balın doğal bir besin kaynağı olduğunu, ancak daha ucuz maliyetle üretilebilmesi için bazı kişilerin arılara bal üretim sürecinde şeker grubu verdiğini ifade eden Erkan, şöyle konuştu: "Önce ticari glikoz, ardından da diğer tatlandırıcılar kullanılarak bal esansı ve renk maddeleri yardımıyla bal olmayan ballar üretilmiştir.

Doğal bal ile de karıştırılarak yapılabilen bu ballarda bulunan ticari glikoz, özellikle mısır nişastası üzerine sülfürik asit gibi kimyevi maddelerin ilavesiyle elde edilmektedir. Bunun yanı sıra şeker grubu, melas, nişasta, jelatin, kitre zamkı ve gliserin, sahte bal yapımında kullanılan diğer maddelerdir."

İlaç kalıntıları bile var

Balda kaliteyi etkileyen diğer unsurlara da değinen Cengiz Erkan, arıcıların gerekenin üzerinde kullandıkları ilaçların, bal ve balmumu kalıntısı yaptığını söyledi. Bu sorunun, arıcıların arılara, hastalık görülmeden tedavi amaçlı ilaç vermelerinden ve önerilen dozdan fazlasını kullanmalarından kaynaklandığını belirten Erkan, şöyle dedi:

"Gerekmediği halde veya olması gereken dozdan fazla ilaç kullanımı, arıların bağışıklık sistemini bozmaktadır. Arıların gerektiğinde ruhsatlı ilaçları belirtilen dozda kullanması ve bu uygulamayı bal üretim sezonu dışında yapması gerekmektedir."

Kanuni düzenleme yapılmalı

Doğal olmayan balların tespitinde kimyasal analizler yapılması gerektiğini vurgulayan Cengiz Erkan, "Özellikle büyük şehirlerde gözlenen bu sorun ile mücadele edebilmek için, acil kanuni düzenlemelere gidilmelidir" dedi.

http://yenisafak.com.tr/arsiv/2005/subat/24/h02.html

--------------------------------------
SAHTE BAL
*************
Gürcistan sınırından arı yüzü görmemiş sahte bal gelmektedir
bunlar bal fabrikası kurmuşlar sadece glikoz ve kestane esansı ile yapılyor bir arıcının bu balı sahtesinden ayırt etmesine imkan yok
kimse önlem almıyor şikayet edilmesine ragmen sonuç yok.

http://balpetek08.blogspot.com/2007/...-aricilik.html

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2008, 16:26   #40
Ağaç Dostu
 
copur 09's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-11-2006
Şehir: Nazilli
Mesajlar: 592
Diyecek söz bulamıyorum. Balınızı kovanı olduğunu bildiğiniz. Sohbetini dinlediğiniz. Yaşam tarzını gördüğünüz arıcılardan alın diyebilirim. Haydi kolay gelsin.

copur 09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-11-2008, 07:26   #41
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Bir gün gelecek, sokmayan-iğnesiz arılar üretilecek ve herkesin bir kovanı olacak

Demedi demeyin.

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-11-2008, 08:53   #42
Ağaç Dostu
 
copur 09's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-11-2006
Şehir: Nazilli
Mesajlar: 592
Benim arılarım yerli ırk bayağı azimli sokuyorlar. Yine de bu sene eşek arılarına dayanamadılar. Baya zayiat verdiler. Hatta yurtlarını bile işgal ettirip eşek arılarına yuva yaptırdılar. En zoruma gideni de bir avuç analı bal arısının kovanını terk edip ahlat dalına konmasıydı. Ben de ahlat toplarken, eşek arılarının o ahlata sık ziyaretlerini merak edip bakmıştım. evde sert köpükten küçük bir kovan yapıp içine koydum. Apartman sakinlerinin itirazı üzerine doğaya salıverdim. İnşallah bir yerlerde yaşarlar.

copur 09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-11-2008, 15:40   #43
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Yüzyıllardır hem dünyada hem de ölümden sonraki yaşamda insanoğluna hizmet etmiş bal.
Eski bir geleneğe göre, evlenen çiftler avuçlarından bal yiyerek birbirlerine kötü söz söylemeyeceklerine ve el kaldırmayacaklarına dair söz verirlermiş.

Kimi kültürlerde diğer dünyaya girişin anahtarı olarak kabul edilmiş. Kimi kültürlerdeysee insanlar ölülerini balla mumyalamışlar.


BAL hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki, sırf vefakar bal emekçilerinin, yani arıların, Orta Asya'nın kalbinden Avrupa'ya, oradan Kolomb'un gemileriyle Amerika'ya ve daha nice yerlere yaptıkları maceralı yolculukları anlatmak oldukça uzun sürer. Gelin biz burada, çeşitli kültürlerin ona yüklediği ilginç anlamlardan dem vuralım.

Bal denilen bu iksirli besin tarih boyunca o kadar çok itibar görmüş ki, bilgelikleriyle ünlü bir çok karakterin çocukluklarını bal kaşıklayarak geçirdiklerine kanaat getirilmiş.

Yunanlıların yüce tanrısı Zeus'tan, matematiği ve vejetaryenliği kendi tarikatında birleştirmiş Pitagoras'a kadar bir çok kişinin bal yiyerek büyüdüğüne inanılmış. Bu düşünce sadece balın uzun süre boyunca yegane doğal tatlandırıcı olmasından kaynaklanmıyor.

Bunun yanı sıra, tatlı yiyecekler tarih boyunca doğal şifa vericiler olarak algılanırmış ve her zaman ayrıcalıklı kişilerin sofrasında yer alırmış. Herodot'un Mısır tarihinden bize aktardığına göre, Mısırlılar tanrılarına adayacakları hayvanları un, kuru üzüm, incir ve çeşitli aromaların balla harmanlanmasından oluşan bir karışımla doldururlarmış.

Bu karışımların bazıları günümüzün ağız tadına göre biraz 'garip' olarak nitelendirilse de unutmamamız gereken bir başka nokta da, eski çağlarda balın en önemli çeşni maddesi olması. Günümüzün tersine, insanlar yemeklerini sadece aşırı bahatlarla renklendirmiyorlarmış.

Örneğin Epaentes'in bize verdiği tarife göre, Yunanlıların en sevdiği 'bal dolması', peynir, et, vinegar ve soğanla yapılıyormuş. Romalı retorik ustası Jullius Pollux, Onamasticon adlı kitabında balda pişirilmiş incir yapraklarının tadından bahseder. Kuzey Amerika kızılderililerinden Mohavklar'ın kamp ateşinde pişirdikleri, içi bal, elma suyu ve meyve yağlarıyla doldurulmuş bal kabakları da çok lezzetli olmalı.

Balın şifasına dair en güzel hikayelerden biri de hayatın anlamını alçak gönüllü zevklerde bulan Demokritos'un başından geçenlerdir. Tüm hayatını tutumlu bir şekilde geçirmiş 109 yaşındaki yaşlı bilge, ölüm vaktinin çok da uzakta olmadığını kavradığında, her gün biraz daha az yemeye karar verir.

Bu nedenle çeşitli besinlerden birer birer vaz geçer. Tam da en son yiyecekten vazgeçtiği gün Tanrı Deme-ter'in adına düzenlenen festival başlar. Yaşlı adam da bu kutsal günde ölerek saygısızlık etmek istemez. Bunun üzerine festival boyunca içi bal dolu bir kabı burnuna yaklaştırıp koklamakla yetinir. Festival bittiğinde kap önünden alınan bilge, anında ölür.

Her ne kadar günümüzde pek rastlanmasa da, arılarla olan ilişkimiz, balın toplanma ve yenme alışkanlıkları çoğu kez dini ritüelleri çağrıştırmakta. Bu kanıyı doğrularcasına Efes ve Elevsis'deki rahibeler 'arılar' diye adlandırılırmış. İbranice'de arı demek olan dbure kelimesinin kökü sözcük anlamına gelen dbr'dan gelir.

Aynı lisandaki Deborah ismi de arının asli görevinin Kutsal Söz olan doğru'yu söylemek olduğuna işaret eder. Toplandıktan sonra herhangi bir işleme tabi tutulması gerekmediği için bu mucizevi iksir, Tanrı'nın arılar yoluyla bize ilettiği bir mesajdır; Tanrı'nın sözü, onun çiçeklerinden arılar vasıtasıyla bala taşınır. Kutsal sözün yolculuğu bu kadarla da kalmıyor.

Anlatılanlara göre Eflatun ve Pindar gibi büyük şairlerin ağzından çıkan sözleri de arılar taşımış dillerine. Belki de doğumdan hemen sonra ağlayan bebeklerinin dillerini ballı bir bezle saran Senegal ve Ivory Adalı kadınların zihinlerinden de aynı düşünceler geçiyordun Eski bir geleneğe göre evlenen çiftlerin avuç içlerine de bal dökülürmüş.

Erkek ve kadın birbirlerinin avuçlarından bal yiyerek birbirlerine kötü söz söylemeyeceklerine ve el kaldırmayacaklarına dair söz verirlermiş. Anlayacağınız eski beraberliklerde balın ehemmiyeti sadece balayı ile sınırlı kalmıyormuş.

Yeraltına ballı mesaj

Arıların Tanrı ve Yaradılış'la olan ilişkileri daha bir çok kültürde karşımıza çıkmakta. Mayaların gizli inanışı Popul Vuh'a göre ilk arı, dünyanın merkezindeki bir kovanda doğmuştur.

Bir volkanın lavları gibi elleri yakan ve gözleri kamaştıran bu hayvanın asli görevi insanı kayıtsızlık ve bilgisizlikten uyandırmaktır. Romalıların ilkbahar tanrıçası Prosperina'nın mekanı da yeraltıdır.

Bu tanrıçayı çok kızdırmaktan korkan Romalılar, O'nun yer altından ateşten bir yılan şeklinde çıkmasını engellemek için çare olarak ballarından fedakarlık etmişler.

Ovid'de balın aslında bize şarap tanrısı Baküs'ün bir armağanı olduğunu söyler. Baküs bir sefer sonrasında satirleriyle beraber hoplaya zıplaya geri dönerken satirler sistralarını çalmaya başlarlar. Çınlayan enstrümanların sesiyle bir ağaçtan çıkan bir yığın böcek üzerlerine üşüşür. Baküs de böcekleri alıp ilk kez bal yapacakları yere götürür.

Tabi bu efsaneyi duyduktan sonra Yunanlı ve Romalıların şaraba bal katıp fermante ederek mead denilen bir içki elde ettiklerini öğrenmek pek şaşırtıcı olmuyor.
Tıpkı doğumlarda olduğu gibi ölümlerde de balla yapılan ritüellerin ayrı bir yeri var. Neolitik çağlardan itibaren Babil, Sümer ve Girit gibi bir çok medeniyet önemli insanlarını balla birlikte gömmüştür. Çünkü bal diğer dünyaya girişin anahtarıdır. Büyük İskender'de ölümünden sonra halis balla mumyalanmış.

Arizona'nın Hopi kızılderilileri de arkada bıraktıkları yılın ölüsünü, kış gündönümünde bal ve undan yapılma bir yemekle simgesel olarak yakarlarmış. Anlayacağınız balın şifası hem burada, hem de diğer tarafta insanoğluna hizmet etmeye devam ediyor, herkese tatlı ve sağlıklı günler dileğiyle...

http://www.bugday.org/article.php?ID=78

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-11-2008, 22:42   #44
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-07-2007
Şehir: ist
Mesajlar: 452
Holley Bishop'ub Bal Çalmak isimli kitabını okuyan herkes arıcılık yapıyormuş. Arıcılar'ın ilgisini çeker belki diye yazmak istedim.

kaju Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-02-2009, 11:01   #45
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-04-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 126
iyi bal buzdolabında kristalleşir

muammer74 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-03-2009, 23:22   #46
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
http://www.uludagaricilik.org.tr/der...202006.4.4.pdf


...

Uludag Arıcılık Dergisi-Kasım 2006 / Uludag Bee Journal November 2006 160


Laparoskopi aletiyle karından girilerek yapılan kolon kanseri tedavisi sırasında, aletin kullanıldıgı karın bölgesinde meydana gelen ensizyon çevresinde genellikle tümörler olusmaktadır.

Hamzaoglu ve ark.(2000). Bu bölgeye bal uygulanmasının etkisini incelemek üzere 60 fareye tümör hücreleri enjekte etmislerdir. Bunlardan 30’unun ensizyon bölgesine bal uygulanmıs, diger 30’una uygulanmamıstır.


Sonuçta ameliyat için açılan ensizyon kanalı çevresine bal sürülmeyen 30 farede tümörler olustugu halde ensizyon kanalı çevresine bal sürülen 30 fareden sadece 8'inde tümör olusmustur.

Kolon kanseri üzerinde çalısan bilim adamları balın içinde bulunan bir maddenin kanser hücrelerinin yok olmasına neden olabilecegini belirtmislerdir (Anonim 2004a).

Swellam ve ark. (2003), mesane kanserinde balın antitümor ve antimetastatik özellik gösterdigini bildirmektedirler.

Amerikan Dental Arastırmalar Birligi tarafından Chicago’da (Illinois) düzenlenen “Oral Saglık çin Yararlı Yiyecekler” konulu sempozyumunda, balın dis çürümesini önledigi açıklanmıstır.

Yeni Zelenda Waikata Üniversitesi Bal Arastırma Ünitesinde çalısan Dr. Molan tarafından dis çürügünden sorumlu bakterilerden Streptococcus mitis, treptococcus sabrinus ve Lactobacillus casii’nin ürettikleri asit miktarını balın önemli ölçüde azalttıgını belirtilmistir.

Bu durumun balın dental plaktaki dekstran üretimini engellemesinden ve antibakteriyel etkisinden kaynaklandıgı, disetinin enflamatuar enfeksiyonlarının tedavisinde balın bu etkisinden faydalanılabilecegi bildirilmistir.

Balın anti-enflamatuar bilesenleri sayesinde sislik ve agrı da azalmaktadır (Anonim 2004b).

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2009, 18:05   #47
Ağaç Dostu
 
Birol Ketenci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-06-2007
Şehir: Balıkesir/Bandırma
Mesajlar: 236
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu Mesajı Göster
Bal bakteri barındırmaz.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Bal arılarının, 450 gr bal üretebilmek için 2 milyon çiçeğe konmaları gerekiyor.

Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını emiyor
Burda bi gariplik yok mu? Üstteki açıklamadan yola çıkarsak bir petek yaklaşık 25 kg geliyor. Bu doldurdukları petek yerine kovan olmasın

Birol Ketenci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-03-2009, 18:09   #48
Ağaç Dostu
 
Yağız59's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-09-2008
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 142
Bal Tebliği
Yetki Kanunu:Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği

Yayımlandığı R.Gazete: 17.12.2005/26026

Tebliğ No:2005/49

Amaç

Madde 1 — Bu Tebliğ’in amacı; balın, tekniğine uygun ve hijyenik şekilde hazırlanması, işlenmesi, depolanması, nakledilmesi ve pazarlanması aşamalarında taşıması gereken özelliklerini belirlemektir.

Kapsam

Madde 2 — Bu Tebliğ bal arısı, Apis mellifera, tarafından üretilen balı kapsar.

Hukuki dayanak

Madde 3 — Bu Tebliğ 16/11/1997 tarihli ve 23172 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan "Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği" ne göre hazırlanmıştır.

Kısaltmalar

Madde 4 — Bu Tebliğde adı geçen;

HMF: hidroksimetilfurfuralı

ifade eder.

Tanımlar

Madde 5 — Bu Tebliğde geçen;

a) Bal: Bitki nektarlarının, bitkilerin canlı kısımlarının salgılarının veya bitkilerin canlı kısımları üzerinde yaşayan bitki emici böceklerin salgılarının bal arısı Apis mellifera tarafından toplandıktan sonra kendine özgü maddelerle birleştirerek değişikliğe uğrattığı, su içeriğini düşürdüğü ve petekte depolayarak olgunlaştırdığı doğal ürünü,

b) Kaynağına göre;

-Çiçek veya nektar balı: Bitki nektarından elde edilen balı,

-Salgı balı: Bitkilerin canlı kısımlarının salgılarından veya bitkilerin canlı kısımları üzerinde yaşayan bitki emici böceklerin -Hemiptera- salgılarından elde edilen balı,

c) Üretim ve/veya pazara sunuluş şekline göre;

-Petekli bal: Kuluçka amaçlı kullanılmamış olan saf balmumundan hazırlanmış temel peteklerin veya arılar tarafından yapılmış peteklerin gözlerinde depolanmış ve tamamı veya büyük bölümü sırlanmış olarak satışa sunulan balı,

-Süzme bal: Sırları alınan yavrusuz peteklerden santrifuj yolu ile elde edilen balı,

-Petekli süzme bal: Süzme bal içerisinde petekli bal parçaları ile hazırlanmış balı,

-Sızma bal: Süzme bal elde edilirken alınan sırlardan ve balı alınmış peteklerden sızdırılarak toplanan balı,

-Pres balı: Yavrusuz peteklerin doğrudan veya 45°C’yi aşmamak üzere ısıtılarak preslenmesi ile elde edilen balı,

-Filtre edilmiş bal: Yabancı organik ve/veya inorganik maddelerin filtrasyon yolu ile uzaklaştırılması sırasında polen içeriği önemli ölçüde azalmış balı,

d) Fırıncılık balı: Kendine özgü doğal koku ve tada sahip olmayan veya fermantasyona başlamış veya fermente olmuş veya yüksek sıcaklıkta işlem görmüş, endüstriyel amaçlı kullanıma uygun veya diğer gıda maddelerinin üretiminde bileşen olarak kullanmaya uygun balı,

e) Çerçeve: Arıların doğrudan petek yaptığı veya içine temel peteklerin yerleştirildiği malzemeyi,

ifade eder.

Ürün özellikleri

Madde 6 — Bu Tebliğ kapsamında piyasaya sunulan veya insan tüketimi amacıyla herhangi bir gıda maddesinde bileşen olarak kullanılan bala ait özellikler aşağıda verilmiştir.

a) Bala gıda katkı maddeleri de dahil olmak üzere dışarıdan hiçbir madde katılamaz. Bal doğal bileşiminde bulunmayan organik ve/veya inorganik maddelerden ari olmalıdır. Fırıncılık balı dışında bal; bala ait olmayan yabancı tat ve kokuda, fermantasyonu başlamış, asitliği yapay olarak değiştirilmiş veya içerdiği doğal enzimleri parçalayacak ya da önemli düzeyde inaktive edecek şekilde ısıtılmış olmamalıdır.

Filtre edilmiş bal ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla yabancı organik veya inorganik maddelerin ayrılması sırasında kaçınılmaz olan kayıplar dışında balda (n) polen veya diğer bala özgü bileşenler uzaklaştırılamaz.

b) Balda;

- İnsan sağlığını tehdit eden hiçbir patojen mikroorganizma, parazit ve/veya parazit yumurtası bulunamaz,

- Clostridium botulinum bulunamaz,

- Türk Gıda Kodeksi Şeker Tebliğinde yer alan şekerleri içeremez.

c) Balın tadı ve aroması, balın kaynağına ve üretildiği bitkinin türüne bağlı olarak değişmekle birlikte, bal kendine özgü koku ve tada sahip olmalıdır.

d) Balın rengi su beyazından koyu amber renge kadar değişebilir. Salgı balının rengi pfund skalaya göre en az 60 olmalıdır.

e) Temel petekte balmumunun doğal yapısında bulunmayan, parafin, serezin, iç yağı, reçine, oksalik asit gibi organik maddeler ile ağartıcı maddeler gibi inorganik maddeler bulunamaz.

f) Etiketinde orijin aldığı çiçek, bitki, bölge veya coğrafya belirtilen ballara filtre bal ilave edilemez.

g) Petekli ballarda, peteğin en az %80’i sırlanmış olması gerekmektedir.

h) Etiketinde botanik orijini belirtilen ballarda bu özellikleri polen analizi ile belirlenir.

ı) Ballara ait diğer özellikler Ek’te yer almaktadır.

Katkı maddeleri

Madde 7 — Bala hiç bir katkı maddesi katılamaz.

Bulaşanlar

Madde 8 — Bu Tebliğ Kapsamında yer alan ürünlerde bulaşanların miktarı Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Bulaşanlar bölümüne uygun olmalıdır.

Pestisit kalıntıları

Madde 9 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerde bulunabilecek pestisit kalıntı miktarları Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Pestisit Kalıntıları bölümüne uygun olmalıdır. Bu kurallara ek olarak balda maksimum pestisit kalıntı limiti en fazla 0.01 mg/kg olmalıdır.

Veteriner ilaçları tolerans düzeyleri

Madde 10 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerde bulunabilecek veteriner ilaçları kalıntı miktarları Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Veteriner İlaçları Tolerans Düzeyleri bölümüne uygun olmalıdır.

Hijyen

Madde 11 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünler Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıda Hijyeni bölümünde yer alan genel kurallara uygun olarak üretilmeli ve "Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Tebliği" ne uygun olmalıdır.

İşyeri özellikleri

Madde 12 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünleri üreten işyerleri Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıda Maddeleri Üreten İşyerlerinin Taşıması Gereken Özellikler bölümünde yer alan genel kurallara uygun olmalıdır.

Ambalajlama, etiketleme ve işaretleme

Madde 13 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünler Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Ambalajlama ve Etiketleme-İşaretleme bölümünde yer alan genel kurallara uygun olarak ambalajlanmalı, etiketlenmeli ve işaretlenmelidir. Bu genel kurallara ek olan kurallar aşağıda verilmiştir:

a) Çerçeveli balda net miktara "çerçeve ağırlığı" dahil değildir. Çerçevelere arıcıların işletme tescil numaraları yazılmalıdır.

b) Etikette balın orijini; salgı balı veya çiçek balı olduğu, bal ifadesinin yanında aynı punto ile belirtilecektir.

c) Etikette balın hasat yılı; üretim tarihi olarak, balın ambalajlandığı tarih; dolum tarihi olarak ifade edilecektir.

d) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünler 5 inci maddenin (b), (c) ve (d) bentlerinde tanımlanan şekilde satışa sunulur. Ancak filtre edilmiş bal, petekli bal, petekli süzme bal ve fırıncılık balı haricindeki diğer ballar sadece "bal" ifadesi ile satışa sunulabilir.

e) Filtre edilmiş ballar ve fırıncılık balları hariç olmak üzere, balın kaynağı belirli bir çiçek veya bitki ise ve bal bu bitki veya çiçeğe ait duyusal, fiziksel, kimyasal ve mikroskopik özellikleri belirgin şekilde taşıyorsa, ürün ismi "ayçiçeği balı, ıhlamur balı" gibi orijin aldığı çiçek veya bitkinin adı ile desteklenebilir.

f) Filtre edilmiş ballar ve fırıncılık balları hariç olmak üzere, bala üretildiği bölgenin florasına ait özelikleri belirgin şekilde taşıdığı sürece o bölgenin bölgesel, coğrafi veya topografik adı ürün ismi ile birlikte kullanılabilir.

g) Fırıncılık ballarının etiketinde "sadece pişirme amaçlı" ifadesi ürün ismine yakın ve kolayca görülebilir bir şekilde yer almalıdır.

h) Fırıncılık ballarının bileşen olarak kullanıldığı bileşik bir gıda maddesinde "bal" ifadesi "fırıncılık balı" yerine bileşik gıda maddesinin isminde kullanılabilir. Ancak, ürünün bileşenler listesinde "fırıncılık balı" olarak yer almalıdır.

ı) Filtre balların bu özelliği ve bu ballarda polen miktarının büyük ölçüde alındığı etikette belirtilecektir.

Taşıma ve depolama

Madde 14 — Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin taşınması ve depolanması, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıdaların Taşınması ve Depolanması bölümünde yer alan kurallar ile 16/5/1986 tarih ve 19109 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu ve 15/3/1989 tarih ve 1989 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu Yönetmeliği’ ne uygun olmalıdır.

Numune alma ve analiz yöntemleri

Madde 15 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerden Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Numune Alma ve Analiz Metodları bölümünde belirtilen kurallara uygun olarak numune alınmalı ve uluslararası kabul görmüş analiz metodları uygulanmalıdır.

Avrupa Birliği’ne uyum

Madde 16 — Bu Tebliğ, 2001/110 EC sayılı "Bal" ile ilgili Komisyon Direktifi ve 2005/396/EC sayılı "Hayvansal ve bitkisel orijinli gıda ve yemlerde maksimum pestisit limitleri" ile ilgili Konsey Tüzüğü dikkate alınarak Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde hazırlanmıştır.

Tescil ve denetim

Madde 17 — Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünleri üreten ve satan işyerleri; tescil ve izin, ithalat işlemleri, kontrol ve denetim sırasında bu Tebliğ hükümlerine uymak zorundadır. Bu hükümlere uymayan işyerleri hakkında 5/6/2004 tarihli ve 25483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun hükümlerine göre yasal işlem yapılır.

Denetim

Madde 18 — Bu Tebliğde yer alan hükümlerin uygulanması ile ilgili denetim 5/6/2004 tarihli ve 25483 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’a göre Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yerine getirilir.

Yürürlükten kaldırılan mevzuat

Madde 19 — Bu Tebliğ ile; 22/10/2000 tarihli ve 24208 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan, "Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği" (Tebliğ No: 2000/39) yürürlükten kaldırılmıştır.

Geçici Madde 1 — Halen faaliyet gösteren ve bu Tebliğ kapsamındaki ürünleri üreten ve satan işyerleri bu Tebliğ’ in yayımı tarihinden itibaren 3 ay içinde bu Tebliğ hükümlerine uymak zorundadır.

Geçici Madde 2 — Bu Tebliğin 6 ncı maddesinin (h) bendinde yer alan hükmün uygulanması Tebliğ’ in yayımı tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde başlayacaktır.

Yürürlük

Madde 20 — Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

Madde 21 — Bu Tebliğ hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.



--------------------------------------------------------------------------------

EK

Ballara Ait Diğer Özellikler

Çiçek Balı Salgı Balı Çiçek ve Salgı Balı Karışımı Fırıncılık Balı
Nem (en fazla) % 20
% 23 (püren-Calluna ballarında)
% 20 % 20 % 23
% 25 (püren-Calluna kaynaklı fırıncılık ballarında)

Sakaroz (en fazla) 5 g/100g 15 g/100g (Yalancı akasya –Robina psedoacacia, adi yonca-Medicago sativa, Banksia meziesii çiçek balı, tatlı yonca-Hedysarum, kırmızı okaliptüs-Eucalyptus camadulensis, meşin ağacı-Eucryhia lucida- Eucyrphia milliganii, narenciye ballarında) 10 g/100g (Lavanta çiçeği-Lavandula spp., Boraga officinalis ballarında)
5 g/100g 10 g/100g (Kızıl çam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında) 5 g/100g 5 g/100g
Fruktoz +Glukoz (en az) 100g’da 60 gram 100g’da 45 gram 100g’da 45 gram -
Fruktoz / Glukoz 0,9 - 1,4 1,0 - 1,4 1,0 - 1,4 -
Suda çözünmeyen madde (en fazla)* 0,1 g/100g 0,1 g/100g 0,1 g/100g 0,1 g/100g
Serbest asitlik (en fazla) 50 meq/kg 50 meq/kg 50 meq/kg 80 meq/kg
Elektrik iletkenliği En fazla 0.8 mS/cm (Kocayemiş-Arbutus unedo, çan otu-Erica, ökaliptus, ıhlamur-Tilia spp., süpürge çalı- Calluna vulgaris, okyanus mersini-Leptospermum ve çay ağacı-Melaleuca spp’ den elde edilenler hariç olmak üzere) En az 0.8 mS/cm (Kestane balında) En AZ 0.8 mS/cm En fazla 0.8 mS/cm En az 0.8 mS/cm (kestane balı ve salgı balı karışımlarında) En fazla 0.8 mS/cm
Diastaz sayısı (en az) 8
3 (Narenciye balı gibi yapısında doğal olarak düşük miktarda enzim bulunan ve doğal olarak HMF miktarı 15 mg/kg’dan fazla olmayan balda)
8 8 -
HMF (en fazla)** 40 mg/kg 40 mg/kg 40 mg/kg -
Balda protein ve ham bal delta Cl3 değerleri arasındaki fark -1.0 veya daha pozitif -1.0 veya daha pozitif
–1,6 veya daha pozitif (Kızılçam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında)
-1.0 veya daha pozitif -1.0 veya daha pozitif
Balda protein ve ham bal delta Cl3 değerlerinden hesaplanan C4 şekerleri oranı
(en fazla)
%7 %10 (Kızılçam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında)
%7

%10 (Kızılçam Pinus brutia ve fıstık çamlarından Pinus pinea elde edilen salgı ballarında) %7 %7

Prolin miktarı
(en az)
180 mg/kg 180 mg/kg 180 mg/kg 180 mg/kg
Naftalin miktarı (en fazla)*** 10 ppb 10 ppb 10 ppb 10 ppb

* Pres balında suda çözünmeyen madde miktarı 0.5 g/100g’ı geçemez.

** Üretildiği bölge etiketinde belirtilmek koşulu ile tropikal iklim bölgeleri kaynaklı ballarda HMF miktarı en çok 80 mg/kg olmalıdır.

*** Balmumunda naftalin miktarı 10 ppb’den fazla olamaz.

Yağız59 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-04-2009, 16:32   #49
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Bal deyip geçmeyin, aman zehirlenmeyin!

Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde doğal olarak yetişen 'dağ gülü'nden elde edilen ve tarihte kimyasal silah olarak da kullanıldığı bilinen 'deli bal'ın 1 çay kaşığından fazla yenilmesi zehirlenmeye neden olabilir. Prof. Dr. Gürayten Özyurt anlatıyor.


Şifa kaynağı olarak kullanılan balın özellikleri yapıldığı bitkiye göre değişiyor. Türkiye'de Karadeniz bölgesinde bin 800 metre yükseklikteki ormanlık alanlarda yetişen, literatürdeki adı 'rhododendron pontica'' olan ve halk arasında ''dağ gülü'' olarak bilinen bitkinin pembe renkli çiçekleri arılar bal yapmak için kullanıyor. "Dağ gülü"nden elde edilen bal, halk arasında ''deli bal'' olarak adlandırılıyor.

Uludağ Üniversitesi Zehir Danışma Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Gürayten Özyurt, ''deli bal''ın alternatif tıpta mide ağrılarında, bağırsak hastalıklarında, şeker hastalığında ve hipertansiyon tedavisinde kullanıldığını dile getirerek, ''dağ gülü''nün yapısında bulunan, iskelet ve kalp kası hücrelerinde, merkezi sinir sistemini etkileyen ''grayanotoksin'' adlı maddenin, bu çiçekten yapılan balın içinde de olduğunu vurguladı. Bu çiçekten elde edilen balın zehirli olduğunu anlatan Özyurt, şunları söyledi:

ZEHİR DOĞRUDAN KALBİ ETKİLİYOR

''Grayanotoksinin 'deli bal hastalığı' denilen rahatsızlıklara neden olduğu bilinmektedir. Bu balın 1 çay kaşığından fazla yenilmesinin zehirlenmelere neden olduğu da bir gerçektir. Bu zehirlenme, bal yendikten birkaç dakika veya saat sonra ortaya çıkmaktadır. Tükürük artışı, kan basıncında ve nabızda belirgin düşüşe neden olmaktadır. Grayanotoksin, direkt kalbe etki eden bir zehirdir. Şuur kayıplarına, kaslarda gevşemelere neden olmaktadır. Kişide, çok şiddetli bir tansiyon düşmesi olursa, ölüme kadar varabilen sonuçlar doğurabilir. Yaşlılarda, çocuklarda normal insanlara göre daha tehlikeli olabiliyor. ''

SİLAH OLARAK KULLANILMIŞ

Prof. Dr. Özyurt, ''deli bal''ın tarihte silah olarak kullanıldığına ilişkin veriler bulunduğuna işaret etti. Tarihi belgelerde, Milattan Önce 401 yılında Karadeniz yakınlarında kamp yapan 10 bin Yunan askerin bölge halkı tarafından deli balla zehirlendiklerine ilişkin bilgilerin yer aldığına dikkati çeken Özyurt, MÖ 67 yılında Pontus kralı Mitridat'a karşı gelen Pompey'in ordularının da aynı bölgede kamp kurduklarında, bu bölgedeki petek ballarını yiyerek zehirlendikleri ve kolayca esir düştüklerinin anlatıldığını söyledi. Özyurt, ''Tarihte düşmanları etkisiz hale getirmek için kullanılan ilk biyolojik silah olan bu bal tüketilirken çok dikkatli olunmalı'' dedi.

ZEHİRLENMENİN DERECESİ YENİLEN MİKTARLA İLİŞKİLİ

Deli baldan kaynaklanan zehirlenmenin boyutunun, yenilen miktarla ilgili olduğunu anlatan Özyurt, ''Grayanatoksin''in yoğunluğunun baldan bala değişebileceği gibi, zehirlenme belirtilerinin de kişiden kişiye değişebildiğini bildirdi. Özyurt, Türkiye'nin her yerinde ''deli bal'' zehirlenmelerine rastlanabildiğini belirterek, şöyle devam etti:

''Doğal gıda ve bal tüketiminin her geçen gün daha arttığı, turizm hareketlerinin hız kazandığı günümüzde, deli bal olgularının hem ülkemizde hem de yurt dışında daha sık rastlanacağı düşünülebilir. Açıklanamayan hipertansiyon, nabız düşüklüğü gibi şikayetlerle hastanelere başvuran kişilerde, deli bal zehirlenmesini hatırlamak gerekir.''

http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=112938

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-07-2009, 13:21   #50
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 14-07-2009
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 401
Merhaba,

Çocuklarıma bal alırken tereddüte düşüyorum. Hangi markaları güvenle alabiliriz ya da nereden güvenle alışveriş yapabiliriz acaba?

ozgurbilgin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-07-2009, 13:33   #51
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,962
Galeri: 266
Karakovan balı güvenle alabilirsiniz. Küçük kare ve ya yuvarlak ince ahşap çıtalarda olurlar

k0900 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-07-2009, 22:54   #52
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,962
Galeri: 266
Balda Kalite Kontrol Sorunu

İlaç Kalıntıları:Üreticiler yoğun arı hastalıkları ile bulaşık kolonileri tedavi etmek amacı ile pek çok kimyasallar kullanmaktadırlar. Varroa parazitine, yavru çürüklüklerine ve ergin arı hastalıklarına karşı kullanılan kimyasallar ve antibiyotikler balda kalıntılar bırakmaktadır. Bu kalıntılar çoklukla Avrupa Birliği bal kodeksi limitlerinin üstünde bulunmaktadır ve dış satımda ciddi engeller oluşturmaktadır. Bazen de dış satımdan ballar geri gelmektedir.

Kimyasal kalıntılar açısından tespitler farklıdır. Örneğin bal ambalajlayan ve balda naftalin analizleri yaptığını ifade eden bir firma üreticilerden gelen balların % 90'ında naftalin ve antibiyotik kalıntısı olduğunu ifade etmektedir. Tarım Bakanlığı Kalıntı İzleme Dairesi ise naftalin kalıntılarının son yıllarda azaldığını bildirmektedir.

Ayrıca Avrupa Birliği'nde yasak olan ve Çin ballarına ambargo konmasına neden olan Türkiye arıcılarının bilmediği ve kullanmadığı Kloramfenikol'un Türk balı olarak Avrupa'ya satılan ballarda çıkması izah edilemez bir durum olarak görülmektedir. Bu durumun bir tek açıklaması bulunmaktadır. Çin ballarının Türk balı diye AB'ye satılmaya çalışılmasıdır. Ballar geri gelince de iç piyasaya verilmesidir. Avrupa Birliği'nin kalıntı izleme komisyonunun 2005 Ocak ayında yaptığı tespitlerin raporu ile 21-26 Ağustos 2005 tarihinde İrlanda - Dublin'de yapılan Dublin 39. Dünya Arıcılık Kongresi'nde (Apimondia) Aplika Laboratuarı yetkililerince sunulan 114B numaralı tebliğdeki bilgiler bu durumu teyit etmektedir.

Petekli Ballardaki Temel Petekler Daha Büyük Risk Taşıyor:

Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan ve sadece Türkiye'ye mahsus olan petekli bal tüketimi ile daha büyük bir risk yaşanmaktadır. Türkiye'de maalesef naftalin kalıntısız ve parafin katkısız temel petek bulunmamaktadır. Bu naftalinli ve parafinli temel petekler balla tüketilmektedirler. Naftalin de parafinde petrol ürünüdür ve kanserojendirler. Petekli bal tüketim alışkanlığı olan tüketicilere temel petekleri yemeden petekli balları nasıl yiyecekleri anlatılmamaktadır.Tüketicilere bu anlatılmalıdır.

Ticari Şekerlerle Bal Üretimi
Yürürlükte olan bal kodeksinde çay şekeri sakaroz oranının çiçek ballarında en çok %5 olabileceği belirtilmiştir. Uzun yıllardır bazı üreticilerin özellikle petekli bal üretimi için kolonilerini bal üretim sürecinde de sakarozla besledikleri görülmektedir. Dolayısı ile ballarda sakaroz oranı % 50 seviyelerine doğru artmaktadır. Petekli bal piyasası açısından önemli bir merkez olan Erzurum'da bal dükkanlarında ballar şekerli ve şekersiz ballar olarak ayrılmakta ve değişik fiyatlardan satılmaktadır. Ancak, bu şekerli besleme ile üretilen ballara arılar vücut enzimlerini de kattığından bu sahtecilik klasik analizlerle kolay anlaşılamamaktadır. Tarım Bakanlığı'nın klasik şeker laboratuarları kendilerini yenileyememiş ve bu tahşişi belirlemekte yetersiz kalmıştır. Bu eksikliğin üreticiler tarafından fark edilmesi ile tahşiş artmıştır. Üreticiler son yıllarda sakarozun yerine daha ucuz olan ticari glikoza ve früktoza yönelmişlerdir. Bu sahtecilik daha da yaygınlaşarak hiç arı görmemiş ticari şekerler doğrudan bal diye satılır olmuştur. 2004 yılının ikinci yarısında medyada sahte bal ve balda kalıntı haberleri arttıkça Tarım Bakanlığı piyasadan aldığı bal örneklerini ticari şeker içerikleri açısından 2004 yılı sonuna kadar Ege Üniversitesi ARGEFARM laboratuarına göndererek balda mısır orijinli ticari şekerleri belirleyen C-13 analizi yaptırmıştır ve ticari glikoz içeren balları ambalajlayan bazı firmaları açıklamıştır.

Ticari glikoz ve früktozun piyasa değeri 1 YTL civarındadır. Bu sanayi ürünleri doğrudan veya doğal balla karıştırılarak en az 7-8 YTL ye bal diye satılmaktadır. Bu durum şekersiz bal üreten ve pazarlayanların aleyhine haksız bir rekabet yaratmaktadır. Nitekim binlerce doğal bal üreticisi arıcı ürettiği balı maliyetinin altında satmak mecburiyetinde kaldıkları için üretimden vazgeçmişler ve arıcılığı bırakmışlardır. Diğer taraftan bal diye ticari früktoza en az 7-8 YTL / kg para ödeyen tüketici kandırılmaktadır. Vitrinde bal diye satılanların ve en azından mısır şekeri orijinli balların yanlışını ve doğrusunu bilebilen teknik eleman, teknik bilgi ve laboratuar donanımı Tarım Bakanlığı’nda mevcuttur. Yapılması gereken bu imkanların müstakil bir laboratuarda bir araya getirilmesi, yanlışı ve doğruyu belirleme iradesinin gösterilmesidir. Bu irade gösterildiğinde Türkiye arıcılığı ve arıcısı kurtulacak, tüketici ise kandırılmadan doğru balı yiyebilecektir.


GDO’lu Şekerlerle Yapılan Beslemenin Kolonilere Zararı

Arıcılarımızın bilmeden yaptıkları bir yanlış ta mahalli üreticilerin sattıkları kekleri kullanmalarıdır. Ucuz olduğu için kekler genellikle mısır früktozundan yapılmaktadır. Yıllık 5.000 ton mısır früktozlu kek pazarlandığı bildirilmektedir.

Bu keklerin, arıların fizyolojilerini bozduğuna dair araştırmalar ve arıcı gözlemleri bulunmaktadır.

Diğer yandan bal kodeksine göre balda hiç olmaması gereken ticari früktoz arılara besleme amaçlı yedirildiğinde keklerle bala da geçmektedir.

Kaynak : Tema vakfı yayınları.

k0900 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-07-2009, 22:57   #53
Ağaç Dostu
 
caucasus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-01-2006
Şehir: Mardin
Mesajlar: 2,271
Galeri: 787
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ozgurbilgin Mesajı Göster
Merhaba,

Çocuklarıma bal alırken tereddüte düşüyorum. Hangi markaları güvenle alabiliriz ya da nereden güvenle alışveriş yapabiliriz acaba?
Bence süzme bal yerine çıta bal alırsanız daha iyi olur. Süzme bal hileye daha açık olduğu için.

caucasus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-07-2009, 23:34   #54
Ağaçsever
 
mehmet55's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-12-2008
Şehir: samsun
Mesajlar: 70
Galeri: 84
en iyi bal tanıdığın güvendiğin çevrendeki arıcılardan aldığın baldır

mehmet55 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-07-2009, 22:33   #55
Ağaç Dostu
 
caucasus's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-01-2006
Şehir: Mardin
Mesajlar: 2,271
Galeri: 787
Haklısınız, ben zaten büyük şehirler için yazmıştım. Tanıdığın kişi arıcılık yapıyorsa zaten gidip de marketten **** 7 kat yabancıdan almanın bir anlamı yok.

caucasus Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-08-2009, 21:17   #56
Ağaç Dostu.
 
kamil35's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
Çam balının kaynağı olan böcek

Çamda basra yapan böcek, çam dalından çekilmiş bir görüntü. Böceklerin büyüklüğü bir toplu iğne başından daha küçük. Benim makine ancak bu kadar görüntüleyebildi. Böcekler sarı renkli olanlar..

Eklenen Resimler
 
kamil35 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-08-2009, 21:18   #57
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Arılar o beyazları mı topluyor?

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-08-2009, 21:27   #58
Ağaç Dostu.
 
kamil35's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
Anason balı

Petekli anason balından bir görüntü.. Her şey çok güzel gözüküyor ancak, bu görüntüdeki baldan sadec 5 kg üretebildik.

Eklenen Resimler
 
kamil35 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-08-2009, 21:29   #59
Ağaç Dostu.
 
kamil35's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
Arılar o beyazları toplamıyor. Onlar böceğin olduğu yerdeki pamukcuklar. Böcek salgı yapıyor. Tatlı bir salgı.. Arı salgıyı alıyor.

kamil35 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-08-2009, 21:52   #60
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-04-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 9,099
Galeri: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi kamil35 Mesajı Göster
Petekli anason balından bir görüntü.. Her şey çok güzel gözüküyor ancak, bu görüntüdeki baldan sadec 5 kg üretebildik.

Anason balında rakı kokusu var mı?

denizakvaryumu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 12:08.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024