08-05-2008, 17:01 | #2 |
Ağaç Dostu.
|
Balparmak'ın "Arıcının cep kitabı" pdf olarak sitelerinden indirilebiliyor.Varroa ile mücadele ile ilgili de 4-5 sayfa bilgi var; http://www.balparmak.com.tr/pdf/aricinin_cep_kitabi.pdf Konuyla ilgili bilgim yok, oradaki yöntemler karakovanda uygulanabiliyor mu fikrim yok, gözüme çarptı, görmediyseniz diye haber vereyim dedim |
08-05-2008, 17:50 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Varrao ile ilaçsız yani biyolojik olarak mücadele edilebileceği kitapta belirtilmiş. Teşekkürler. Acaba bu işlem pratikte verimli olarak işliyor mu ? Eğer işliyorsa neden formik asit veya oksalik asit yöntemine gerek duyuluyor? |
09-05-2008, 08:07 | #4 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
sayın denizakvaryumu; evet biyolojik olarak varovayı ana arıyı ana arı ızgarasıyla belli bir peteğe hapsedederek onlardan kurtulabilinir. Ancak ticari olarak bu işi yapanların o kadar uzun bir süre ve uğraş isteyen bir işi takip etmesi ve tüm kovanlarında uygulaması mümkün olmamakta onun yerine kovanda arı, bal ve yavrunun minimuma indiği erken ilkbahar ayında veya son baharda ilaçlı mücadele yapmak kesin etkili sonuç verirken kolay ve pratikte olmaktadır. |
|
09-05-2008, 08:21 | #5 |
Ağaç Dostu
|
Teşekkürler. Bu durumda fenni kovanlarda, varroa ile ilaç kullanmadan da mücadele edilebileceğini (istenirse)öğrenmiş olduk. Sanırım bu yöntemin , klasik eski usul karakovanlarda uygulanması mümkün değil ? Yanılıyor muyum? |
09-05-2008, 12:49 | #7 |
Ağaç Dostu
|
http://www.ayazarikovani.com/urunler/karakovan.asp# Linkteki yeni tip karakovanda biyolojik varroa mücadelesi yapılması mümkün mü? |
09-05-2008, 13:34 | #8 |
Ağaç Dostu
|
Arıcılığın en büyük problemlerinden birisi, kimyasal ilaçlarla tedavi sonrası yeterince başarı sağlanamaması ve balda kimyasal kalıntı problemi oluşmasıdır. Böyle üretilen ballar yurt dışında pazar sorunu yaşamakta ve ihraç edilemeyip iç piyasaya satılmaya çalışılmaktadır. Bu da iç piyasada pazar problemine yol açmaktadır. Ürünler değerinde ve zamanında satılamamaktadır. Diğer bir önemli problemde, arıların düşmanı olan parazitlerden varroa akarıdır. Varroa ilk defa 1904 yılında Entomolog Jacobsoni tarafından hint bal arılarında tespit edilmiş ve araştırmacının adıyla (Varroa jacobsoni) anılmaktadır. Balarıları; larva, pupa ve ergin dönemlerinde hemolenf ile beslenirler. Bazen hiç bir klinik belirti göstermeyip kısa zamanda çoğalırlar. Tedavi edilmedikleri sürece yeni nesillere üreyerek yayılırlar. Arı nüfusunda ve bal üretiminde çok önemli kayıplara neden olurlar. Dünyada ve özellikle Avrupa'da organik tarım ve hayvancılığın süratle yer aldığı ve kimyasal ilaçların yasaklandığı bir dönemde Avrupa Birliği'ne uyum aşamasında, Türkiye bu alanda da uyum sağlamak zorundadır. Arıcılıkta her geçen gün kalıntı problemi olmayan arı sağlığı ilaçları kullanma zorunluluğu artmaktadır. Ancak bunun sonucunda Türk arıcılığı hızla gelişecek ve kalıntı problemi olmayan organik ballar ülke dışına da rahatça ihraç edilebileceklerdir. Varroa akarına karşı kullanılan organik veteriner ilacı olan THYMOVAR® arı üreticilerinin bu önemli problemine çözüm olarak, dünya çapında, başarıyla kullanılmaktadır. Sadece THYMOVAR® uygulaması ile organik bal elde etmek mümkün olmayacaktır: arının bal toplayabilmesi için çiçek polenlerine ihtiyacı vardır. Bu sebeple, ormanlarda veya arıların bal topladığı alanlarda kimyasal ilaç kullanmaması gerekir. BOrganik Bal için yapılacak her tür çabaya değecektir: Hem bal üreticisi hem de müşteri kazanacaktır! Thymovar® Organik Arıcılık İlacı Varroa ile Organik Mücadele Thymovar® her biri kekik yağı içeren sünger tabletler halindedir. Kekik yağı gıda ürünlerinde kullanımına izin verilen tamamen doğal bir maddedir ve tamamen güvenlidir. Tabletlerden yayılan kekik yağı buharı kovanın içini doldurur. Bu buhar varroa (Varroa destructor) üzerinde öldürücü etki gösterir. Thymovar®, bal döneminde kullanılsa dahi, arılara zarar vermez. Ancak bal döneminde, arılar kovan içindeki yabancı maddelere karşı agresif olacağından Thymovar® uygulamasının bal öncesi (erken ilkbahar) ve sonrası (sonbahar) yapılması tavsiye edilir. Kullanım Zamanı ve Dozlar Thymovar® her dönem kullanılabilirse de dış hava sıcaklıkları ilacın etkinliğinde büyük öneme sahiptir. Uygulama sırasındaki günlük dış hava sıcaklıkları en az 12°C ile en fazla 30°C arasında olmalıdır. Bu aralıklar dışında kullanılması (özellikle 30°C üzeri) arılarınıza zarar verebilir. Thymovar®'ın arılarınız için bir tehlike oluşturması sadece belirtilen yüksek sıcaklıklarda kullanıldığında söz konusu olabilir. Kovan tipi Erken İlkbahar Bal Öncesi Sonbahar Bal Sonrası Normal Kovan 1/4 1/2 İki Katlı Kovan 1/2 1 Not: Sünger tabletler makas ile kesilebilirler Kullanım Şekli Thymovar® günlük hava sıcaklıklarının 12°C ile 30°C arasında olduğu dönemlerde kullanılmalıdır. Ancak, en iyi etkinliğini 20°C ile 25°C arasında kullanıldığı zaman gösterir. Bal öncesi (ilkbahar) ve sonrası (sonbahar) yılda iki dönem kullanılır. Thymovar® çıtaların en üstüne yerleştirilir ve 3-4 hafta boyunca bırakılır. Thymovar® kullanılırken kovanın giriş kısmı, her zaman olduğu şekliyle, açık tutulmalıdır. Daha güçlü kolonilerin gelip zayıf kolonilerin yiyeceklerini yağmalamalarını engellemek amacıyla aynı sahada bulunan tüm koloniler eş zamanlı olarak Thymovar® ile tedavi edilmelidir. Bal öncesi (erken ilkbahar) dönemde arıların güçsüz olabileceği dikkate alınarak, Thymovar®'ın kovan başına 1/4 (çeyrek sünger) oranında kullanılması daha iyi sonuçlar vermektedir. Bu oran, bal sonrası, 1/2 (yarım) sünger olarak artırılmalıdır. http://www.vit-verim.com/tr/thymovar_tr.htm |
18-06-2008, 13:22 | #9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2008
Şehir: kayseri
Mesajlar: 236
|
ben kesinlikle ilaç kullanmıyorum zatan arı hastalıkları en çok arılar birbirine bulaştırır bilhassa varova. hastalığını etrafınızda fazla arıcı yoksa ve kovan içi ve su kabının temizliğine dikkat ederseniz hiç bir sorunla karşılaşmazsınız |
31-07-2008, 16:16 | #10 |
Ağaç Dostu
|
Resimde görünen çıta Erkek arı çıtası yani son çıta boş veriliyor,arılar çıtayı Erkek gözü örüyorlar Ana arı Erkek yumurtası atıyor. Gözler kapanınca çıtadan kesmem gerekiyor,kesinlikle erkek arıların çıkmasına izin verilmiyor yoksa varroa üretmiş oluyoruz onun için kesip imha ediliyor. Erkek çıtalarına burda çalışma çıtası deniyor çünkü kovanda sadece bu çıtaya bakmak yetiyor bu çıtada arılar örüyorsa ve günlük yumurta mevcutsa kovanı daha fazla bakmamıza gerek yok,Kovanın aynası da diyebilirim. Arılar bu erkek çıtasını örmüyorsa günlük yumurta yoksa hemen kontrol ediyorum ve kuluçkalıkdaki çıtalara daha dikkatli bakıyorum http://mehmetyuksel1.blogspot.com/20...embe-2008.html |
11-10-2008, 23:32 | #11 |
Ağaç Dostu
|
http://www.selahattinguney.blogspot.com/ Ballı baba Selahattin Güney'den varrao için forbeevar jel uygulaması. Bu ürünün kalıntı oranı sıfırmış. |
10-06-2009, 01:15 | #12 |
Ağaç Dostu
|
Varroa’nın yok edilmesi için kovanların fiziksel koşullarına önem verilmesi öncelikli koşul olmakla birlikte, denenen ve kullanılmasına devam edilen kimyasal mücadele metotlarının hiçbiri akarın tamamen yok edilmesini mümkün kılmamaktadır. Üstelik kolonideki yavru arıların faaliyetine ve gelişimine büyük zarar veren asitli kimyasal mücadele maddeleri yüzünden koloninin bal üretim periyodunda ciddi düşüşler ortaya çıkmaktadır. ROA, arıcılığımızın baş belası olan Varroa akarlarını, bal arılarına hiçbir zarar vermeden ve kolonileri kimyasal madde ile baskılamadan, tam ve kesin bir etkinlikle yok eder. http://www.roa-turkiye.com/ROA%20AKA-H-Aricilik.html |
02-09-2009, 22:58 | #13 |
Ağaç Dostu
|
|
03-09-2009, 22:47 | #15 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
|
Arıları tarım ilacı öldürmüş http://www.roa-turkiye.com/Gazete%20ROA%20030909.html Aydın Valiliğinden yapılan açıklamada Kuşadası`nın Davutlar beldesi ve Ağaçlı köyünde konaklayan arı kovanlarında meydana gelen ölümlerin, karbomat grubu ilaçlardan kaynaklandığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirildi. Yazılı açıklamada, 18 Ağustos 2009 tarihinde görülen ani arı ölümlerinden sonra kurulan komisyon kanalıyla gerekli inceleme ve çalışmalarda bulunulduğu, İzmir Bornova Veteriner Araştırma Enstitüsü tarafından ölümlerin gerçekleştiği kovanlara ait ölü arı, bal, su ve bal mumu örnekleri alınarak, analiz edildiği belirtildi. Yapılan analizlerde, arıların su kaynağı, yavrulu, ballı petek örneklerinde tespit edilebilir düzeyde zirai ilaç kalıntısı bulunmadığı gibi, bakteriyolojik muayenelerde bakteriyel bir patojene rastlanmadığına yer verilen açıklamada, şöyle denildi: ``Ancak ölü arı örneklerinde yapılan toksikolojik analizlerde, arı ölümlerinin karbomat grubu insektisitlerden (içerdiği aktif madde ya da maddelerle böceklerin ölümünü sağlayan ürün) karbarile bağlı olduğuna dair netice ve kanaate varılmıştır. Bu sonuç üzerine İl Tarım Müdürlüğü tarafından karbaril grubu ilaçların o yörede kullanımıyla ilgili bir çalışma başlatılmıştır.`` Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 12 Şubat 2009 tarihinden itibaren zirai mücadele ilaçlarının reçetesiz satışının yasaklandığı anımsatılan açıklamada, il ve ilçe tarım müdürlükleri kayıtlarında reçete alarak, o yörede bu kimyasalları kullanan üreticiye rastlanılmadığı bildirildi. Açıklamada, ``İl Tarım Müdürlüğü, zirai mücadele ilaçlarının uygun zamanda, uygun dozda ve önceden arıcılara duyurularak kullanılması konusunda bilinçlendirme çalışmalarına devam etmektedir`` denildi. (Kaynak: AA) |
28-04-2010, 23:31 | #16 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
|
Formik asit kullanımı
Jel haline getirilmiş formik asit. Varroa mücadelesi için... Organik bir asit. Bandı söküp çıta boşluğuna yerleştiriliyor. 6-7 gün sonra tekrarlanacak. |
28-04-2010, 23:35 | #17 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
|
Önce deneme yaptım. Arıya etkisi ne olacak. Arıya zarar verecek mi? İki gün önce kuyduğum jel... Buharlaşma başlayınca dışındaki petin rengini değiştirmiş. Arıda bir zarar hissetmedim. Tüm kovanlara jelden verdim. |
29-04-2010, 21:02 | #19 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 11-09-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 1,631
|
Varroa çekmecesi yok ama kovan tabanında 13X13 cm ölçülerinde polen ızgarası var. Deneme yaptığım iki kovanın polen çekmecelerini yerleştirdim. İki gün sonraki kontrolümde hiç varroaya rastlamadım. Kış ortasında perizin kullanmıştım. Kovanlarda kanatsız arı ve arılar üzerinde varroa hiç görmüyorum. Ya kovanlarda varroa yok ya da formik jel etkili değil. İnternet üzerinden edindiğim bilgilere göre formik asit etkili bir mücadele yöntemi. O zaman tek şık kalıyor arı varroa yönünden temiz. |
09-03-2011, 23:06 | #20 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 01-03-2011
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 19
|
Bu Jel haline getirilmiş formik asit'in miktarı ne kadar olacak kovan başına ve hangi sıklıkta kullanmamız gerekiyor. |
10-10-2011, 13:01 | #21 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-10-2011
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 46
|
formik asit hem kalıntı bırakmaması hem de maliyetinin düşük olması nedeniyle uygun bi tercih. geçen ay birer hafta arayla formik asit uygulaması yaptım. uygulamadan önce çok yoğun varoa vardı arıda. birer hafta arayla iki uygulamada büyük ölçüde azalma oldu. yani rulamit vs. gibi ilaçlara göre kat kat daha etkili. arıcı arkadaşlara kesinlikle tavsiye ederim. Ancak uygularken dikkat edilmesi gerekir. bir nefesi insanı yamultuyor |
16-04-2013, 10:00 | #22 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-04-2013
Şehir: Bayburt
Mesajlar: 61
|
Uygulama sırasında maske kullanmak lazım. |
13-01-2016, 13:30 | #23 |
Moderatör
Giriş Tarihi: 08-05-2012
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 1,772
|
Arı nüfusunun tarımsal ilaçlar, kentleşme, manyetik alan kirliliği ile azalması yetmiyormuş gibi bir de ithal hastalıklar çıktı.. Hastalık Amerika'dan geldi, kayıp çok büyük Neyse ki "ilaç müjdesi" (!) yakında verilebilecekmiş.. |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|