Organik
11-07-2008, 10:02
Doğa; hayat, güç ve enerji..
Ağaçların ve yeşil doğanın verdiği büyük enerjiyi hepimiz biliriz, bahar gelince bunu farketmemek elde değildir. Kendi içimizdeki enerjiyi ve gerçeği en iyi doğa ile ve tabii hayat ile yakalayabiliriz.
Bir ormana gittiğimizde başımız ağrıdığında kendimizi daha iyi hissederiz çocuklara neşe herkese bir ferahlik gelir, ****** bunda oksijenin etkisi var ancak aslinda göremediğimiz bu ağaclarin yansıttıkları Doğa enerjisi yani bioenerji...
Ülkemizde bilinmesede gelişmiş ülkelere bilinen şey doğanın ve ağaçların yalnızca oksijen üretmeyip doğaya enerji yayılımı yapması bu enerji aynı radyo dalgası gibi bedenimeze iletilmekte.
Reiki gibi uygulamalardada yapılan doğayla yani evrenle yeniden bağlantımızın sağlanmasıdır. Baglantıda problem yani tıkanıklık olmayınca doğada varolan enerjiyi daha hızlı alır daha sağlıklı oluruz. Bu gibi uygulamaları yapanlar veya iyice gevşemeyi, rahatlamayı bilenler için doğa çok büyük bir enerjiyle ve ruhla bu kişilerin içine nüfuz edecektir. Doğa evrenle bütünleşmenin biricik mekanıdır. Hiçbir yerde o kadar hayatı anlayamazsınız. Psikolojik problemlerde, baş ağrısında, iç sıkıntısında, streste doğa insanlara gerekli herşeyi sunar, gerisi insana kalmıştır. Bunları doğa; ağaçlarıyla, renkleriyle, ışıltısıyla, aromatik kokularıyla, meditatif sesiyle, çiçekleriyle ve verdiği birbirinden çeşitli faydalı ürünleriyle insana sunar. Bunlara sizde ekleyebilirsiniz.
Her dağın ayrı bir enerjisi vardır, eğer ki farklı minerallerden oluşuyorsa, kim bilir bulunduğu coğrafi konum, iklim ve bunlardan ötürü uzaydan aldığı farklı ışın açılarıyla evrenin farklı bir gerçeğini yayabiliyordur. Denizinde üstünde enerji akımı vardır; yüzün, sahilde dolaşın, gemiyle yolculuk edin. Şunu bilelim ki sahile sadece güneşlenmek, cildi yakmak için gidilmez, yine mayomuzla gölgede doğanın verdiği enerjiyi, yararı yakalayabiliriz. Güneşlenmek diyince kadınlara beyaz ten çok daha yakışıyor, ayrıca herkes açısından sahilde gölgede uzanmak, denize girmek cildi güzelleştirir, sağlığımıza sağlık katar. Bronz bir ten bazılarının hoşlandığı doğanın verdiği yan bir ürün gibidir. Asıl etki doğanın kendinde her mevsim mevcuttur.
Doğadan gelen enerjiden daha iyi faydalanmak için içimizdeki enerji yolları düzenlenmelidir: Fizik kanunları enerjinin hiçbir zaman kaybolmadığını bildirir. İnsan bedeni de karmaşık bir enerji sisteminin bütünüdür. Nasıl ki 3 ana renkten ve ışığın etkisiyle yani beyaz ve siyahla birsürü farklı renk elde ediliyorsa, aynı zamanda ton farkıyla sınırsız bir farklı renk etkisi ortaya çıkarılıyorsa. Bedenimizdeki biinen 7 ana enerji merkezi, çakra bulunmaktadır. Bunlar sınırsız çeşitlilikte bir skala oluşturmaktadır. Bu enerjilerin hiçbiri kapalı değildir, canlı bir insanda hepsi işler durumdadır; ancak bu kapıların açıklık oranları değişmektedir, kiminde kapı azıcık aralanmıştır kilit bulunsa bile fazlaca bir çalışma ister.
Hareket, rahatlama, doğa ve doğada geçirilen vakitler, doğal olan ürünler bu enerjilerin aktif duruma geçmesi bakımından etkilidirler.
Her aura kendine özgü bir titreşime sahiptir.
Her enerji alanı kendine özgüdür. Hiçbirisi diğerine tümüyle benzemez. Benzerlikler olabilir. Auralar sese, ışığa ve elektromanyetik alanlara sahip olabilirler fakat bunların gücü ve yoğunluğu bireyden bireye değişir. Her birey kendine özgün frekansa sahiptir.
Aurarun güçlü elektromanyetik özelliklerinden dolayı sürekli olarak enerji verir ve alırsınız. Bir başka insanla her karşılaştığınızda bir enerji alışverişi oluşur. Siz onlara elektriksel etki verebilirsiniz, onlardan da manyetik etki alabilirsiniz. Ne kadar çok insanla ilişkide bulunursanız, o kadar çok enerji alışverişi oluşur.
Bu alışverişin farkında olmadığınız takdirde, gün boyunca birçok enerji atığı biriktirebilirsiniz. Farkında değilseniz, akşama doğru kendinizi tükenmiş hissedebilirsiniz, hatta kafanızın içinde yabancı fikirlere, düşüncelere ve hislere sahip olabilirsiniz. Hepimizin bir parça çıldırdığımızı düşündüğümüz günler olmuştur. Bunların sizinle hiçbir ilişkisi olmayabilir, daha çok günboyu karşılaştığınız insanlardan aldığınız enerji ile ilgili olabilir.
Ağaçlar dinamik enerji alanlarına sahiptirler ve insanların enerji alanları ile dinamik etkileşimde bulunurlar. Her ağacın, her insan gibi kendine özgü frekansı vardır. Bu nedenle değişik ağaçlar, değişik etkiler için kucaklanabilirler. Bir söğüt ağacının altında 5-10 dakika oturmak baş ağrılarına iyi gelecektir. Çam ağaçları, insan enerjisini temizleyici bir etkileşim yaratırlar. İnsan enerji alanlarından negatif duyguları, özellikle suçluluk duygularını emer ve dengelerler. (Çam ağacı bu işlemden zarar görmez, negatif enerjileri alırken, bunları âdeta gübre diye kullanır.)
80'lerde kristaller ve taşlar yeniden popüler olmuşlardır. Bunun sebebi elektromanyetik özellikleridir.
Hayvanların da sizi etkileyen auraları vardır. Evcil hayvanların yaşlılar ve hastalar üzerindeki etkileri açısından, ABD'nin değişik yörelerinde araştırmalar yapılmıştır. Hayvanları okşamanın tansiyonu düşürdüğü görülmüştür. Aurarun dengelenmesine ve fiziksel, duygusal, mantal ve ruhsal enerjilerin dengeli hâle gelmesine yardım eder.
İletişim ne kadar uzun süreli ve samimi olursa, enerji alışverişi o kadar büyük olur.
Aurarruz, iletişimde bulunduğumuzun üzerinde izini bırakacaktır. Bu; başka bir kişi, çevrenin bir bölümü ya da bir obje olabilir. İletişim ne kadar yoğun olura, iz o kadar güçlü olacaktır. Objeleri ve mekânları manyetize etmenize neden olan, auranızın elektromanyetik özelliğidir. Eğer her zaman belirli bir sandalyeye oturuyorsanız, oraya enerji izlerinizi bırakırsınız.
Auranız, çevrenizi sizinki ile uyumda olan bir desen ile doldurur. Birçok kişi, kendi yataklarından başka bir yatakta uyuyamazlar. Yabancı yataklar, onlara rahatlık sağlayan enerji modelleri taşımazlar. Yeni yataklara, giysilere, yeni bir eve ahşana dek geçen zaman, auranızın çevreyi ya da objeyi kendi enerji frekansınıza uyumlama ve manyetize etmesi için gereken zamandır.
Bütün bunlar evrendeki kayıt mekanizmasıyla ilgilidir daha çok..
Bu süreç, kolayca ve çabukça temizlenemez ve dengelenemez. Kendinizi nasıl inandırırsanız inandırın, "bir kerelik seks" diye bir şey yoktur. Dolayısıyla rastgele cinsel ilişkide bulunan biri, bir sonraki ilişki öncesinde enerji bağlantılarını koparmadıysa ve arınmadıysa, çok süptil düzeylerde birçok kişinin enerjileriyle dolaşık hâle gelecektir.
Güçlü birlikteliklerde bu enerji paylaşımları dinamiktir. İlişki ne kadar yakın ve samimî olursa, bu ayrılma o kadar uzun bir süreç alabilir. Yitirilen kişinin enerjisi fizik hayatta kalanlardan çekilirken büyük bir boşluk duygusu olarak hissedilecektir. İçinden birşeyler çekilip çıkacaktır.
yararlandığım kaynaklar:
enerjibedendengesi.com
ruhunyolculugu.com
icselguc.com
Ağaçların ve yeşil doğanın verdiği büyük enerjiyi hepimiz biliriz, bahar gelince bunu farketmemek elde değildir. Kendi içimizdeki enerjiyi ve gerçeği en iyi doğa ile ve tabii hayat ile yakalayabiliriz.
Bir ormana gittiğimizde başımız ağrıdığında kendimizi daha iyi hissederiz çocuklara neşe herkese bir ferahlik gelir, ****** bunda oksijenin etkisi var ancak aslinda göremediğimiz bu ağaclarin yansıttıkları Doğa enerjisi yani bioenerji...
Ülkemizde bilinmesede gelişmiş ülkelere bilinen şey doğanın ve ağaçların yalnızca oksijen üretmeyip doğaya enerji yayılımı yapması bu enerji aynı radyo dalgası gibi bedenimeze iletilmekte.
Reiki gibi uygulamalardada yapılan doğayla yani evrenle yeniden bağlantımızın sağlanmasıdır. Baglantıda problem yani tıkanıklık olmayınca doğada varolan enerjiyi daha hızlı alır daha sağlıklı oluruz. Bu gibi uygulamaları yapanlar veya iyice gevşemeyi, rahatlamayı bilenler için doğa çok büyük bir enerjiyle ve ruhla bu kişilerin içine nüfuz edecektir. Doğa evrenle bütünleşmenin biricik mekanıdır. Hiçbir yerde o kadar hayatı anlayamazsınız. Psikolojik problemlerde, baş ağrısında, iç sıkıntısında, streste doğa insanlara gerekli herşeyi sunar, gerisi insana kalmıştır. Bunları doğa; ağaçlarıyla, renkleriyle, ışıltısıyla, aromatik kokularıyla, meditatif sesiyle, çiçekleriyle ve verdiği birbirinden çeşitli faydalı ürünleriyle insana sunar. Bunlara sizde ekleyebilirsiniz.
Her dağın ayrı bir enerjisi vardır, eğer ki farklı minerallerden oluşuyorsa, kim bilir bulunduğu coğrafi konum, iklim ve bunlardan ötürü uzaydan aldığı farklı ışın açılarıyla evrenin farklı bir gerçeğini yayabiliyordur. Denizinde üstünde enerji akımı vardır; yüzün, sahilde dolaşın, gemiyle yolculuk edin. Şunu bilelim ki sahile sadece güneşlenmek, cildi yakmak için gidilmez, yine mayomuzla gölgede doğanın verdiği enerjiyi, yararı yakalayabiliriz. Güneşlenmek diyince kadınlara beyaz ten çok daha yakışıyor, ayrıca herkes açısından sahilde gölgede uzanmak, denize girmek cildi güzelleştirir, sağlığımıza sağlık katar. Bronz bir ten bazılarının hoşlandığı doğanın verdiği yan bir ürün gibidir. Asıl etki doğanın kendinde her mevsim mevcuttur.
Doğadan gelen enerjiden daha iyi faydalanmak için içimizdeki enerji yolları düzenlenmelidir: Fizik kanunları enerjinin hiçbir zaman kaybolmadığını bildirir. İnsan bedeni de karmaşık bir enerji sisteminin bütünüdür. Nasıl ki 3 ana renkten ve ışığın etkisiyle yani beyaz ve siyahla birsürü farklı renk elde ediliyorsa, aynı zamanda ton farkıyla sınırsız bir farklı renk etkisi ortaya çıkarılıyorsa. Bedenimizdeki biinen 7 ana enerji merkezi, çakra bulunmaktadır. Bunlar sınırsız çeşitlilikte bir skala oluşturmaktadır. Bu enerjilerin hiçbiri kapalı değildir, canlı bir insanda hepsi işler durumdadır; ancak bu kapıların açıklık oranları değişmektedir, kiminde kapı azıcık aralanmıştır kilit bulunsa bile fazlaca bir çalışma ister.
Hareket, rahatlama, doğa ve doğada geçirilen vakitler, doğal olan ürünler bu enerjilerin aktif duruma geçmesi bakımından etkilidirler.
Her aura kendine özgü bir titreşime sahiptir.
Her enerji alanı kendine özgüdür. Hiçbirisi diğerine tümüyle benzemez. Benzerlikler olabilir. Auralar sese, ışığa ve elektromanyetik alanlara sahip olabilirler fakat bunların gücü ve yoğunluğu bireyden bireye değişir. Her birey kendine özgün frekansa sahiptir.
Aurarun güçlü elektromanyetik özelliklerinden dolayı sürekli olarak enerji verir ve alırsınız. Bir başka insanla her karşılaştığınızda bir enerji alışverişi oluşur. Siz onlara elektriksel etki verebilirsiniz, onlardan da manyetik etki alabilirsiniz. Ne kadar çok insanla ilişkide bulunursanız, o kadar çok enerji alışverişi oluşur.
Bu alışverişin farkında olmadığınız takdirde, gün boyunca birçok enerji atığı biriktirebilirsiniz. Farkında değilseniz, akşama doğru kendinizi tükenmiş hissedebilirsiniz, hatta kafanızın içinde yabancı fikirlere, düşüncelere ve hislere sahip olabilirsiniz. Hepimizin bir parça çıldırdığımızı düşündüğümüz günler olmuştur. Bunların sizinle hiçbir ilişkisi olmayabilir, daha çok günboyu karşılaştığınız insanlardan aldığınız enerji ile ilgili olabilir.
Ağaçlar dinamik enerji alanlarına sahiptirler ve insanların enerji alanları ile dinamik etkileşimde bulunurlar. Her ağacın, her insan gibi kendine özgü frekansı vardır. Bu nedenle değişik ağaçlar, değişik etkiler için kucaklanabilirler. Bir söğüt ağacının altında 5-10 dakika oturmak baş ağrılarına iyi gelecektir. Çam ağaçları, insan enerjisini temizleyici bir etkileşim yaratırlar. İnsan enerji alanlarından negatif duyguları, özellikle suçluluk duygularını emer ve dengelerler. (Çam ağacı bu işlemden zarar görmez, negatif enerjileri alırken, bunları âdeta gübre diye kullanır.)
80'lerde kristaller ve taşlar yeniden popüler olmuşlardır. Bunun sebebi elektromanyetik özellikleridir.
Hayvanların da sizi etkileyen auraları vardır. Evcil hayvanların yaşlılar ve hastalar üzerindeki etkileri açısından, ABD'nin değişik yörelerinde araştırmalar yapılmıştır. Hayvanları okşamanın tansiyonu düşürdüğü görülmüştür. Aurarun dengelenmesine ve fiziksel, duygusal, mantal ve ruhsal enerjilerin dengeli hâle gelmesine yardım eder.
İletişim ne kadar uzun süreli ve samimi olursa, enerji alışverişi o kadar büyük olur.
Aurarruz, iletişimde bulunduğumuzun üzerinde izini bırakacaktır. Bu; başka bir kişi, çevrenin bir bölümü ya da bir obje olabilir. İletişim ne kadar yoğun olura, iz o kadar güçlü olacaktır. Objeleri ve mekânları manyetize etmenize neden olan, auranızın elektromanyetik özelliğidir. Eğer her zaman belirli bir sandalyeye oturuyorsanız, oraya enerji izlerinizi bırakırsınız.
Auranız, çevrenizi sizinki ile uyumda olan bir desen ile doldurur. Birçok kişi, kendi yataklarından başka bir yatakta uyuyamazlar. Yabancı yataklar, onlara rahatlık sağlayan enerji modelleri taşımazlar. Yeni yataklara, giysilere, yeni bir eve ahşana dek geçen zaman, auranızın çevreyi ya da objeyi kendi enerji frekansınıza uyumlama ve manyetize etmesi için gereken zamandır.
Bütün bunlar evrendeki kayıt mekanizmasıyla ilgilidir daha çok..
Bu süreç, kolayca ve çabukça temizlenemez ve dengelenemez. Kendinizi nasıl inandırırsanız inandırın, "bir kerelik seks" diye bir şey yoktur. Dolayısıyla rastgele cinsel ilişkide bulunan biri, bir sonraki ilişki öncesinde enerji bağlantılarını koparmadıysa ve arınmadıysa, çok süptil düzeylerde birçok kişinin enerjileriyle dolaşık hâle gelecektir.
Güçlü birlikteliklerde bu enerji paylaşımları dinamiktir. İlişki ne kadar yakın ve samimî olursa, bu ayrılma o kadar uzun bir süreç alabilir. Yitirilen kişinin enerjisi fizik hayatta kalanlardan çekilirken büyük bir boşluk duygusu olarak hissedilecektir. İçinden birşeyler çekilip çıkacaktır.
yararlandığım kaynaklar:
enerjibedendengesi.com
ruhunyolculugu.com
icselguc.com