PDA

View Full Version : Beşiktaş'taki Anıt Çınar




Neşe Kıldacı
18-04-2007, 02:10
Ne zaman yakınından geçsem "acaba önceden nasıldı, ne güzel hala direniyor" gibi düşünceler geçerdi aklımdan. Geçen akşam Çelik Gülersoy'un İstanbul'un Anıtsal Ağaçları adlı kitabını karıştırırken birden karşıma çıkıverdi. Barbaros Hayrettin Paşa Anıtının önündeki muazzam çınardı o. Dün fotoğrafını çektim. Eski halini de adı geçen kitabın 93. sayfasından tarayarak küçülttüm. Durumunu uzman gözlere bırakıyorum. Acaba bu büyüğümüz de yapılan "bilimsel budamalardan" payını almış mıdır?




Organik
09-07-2008, 10:23
Bana pek bilimsel değil dini bir budama gibi geldi. Camiyi daha ortaya çıkartmışlar, ağaçların kolunu bacağını koparınca artık cennetlik olurlar. Ağaçlar peygamber gibidir, insan için hem büyük bir mesaj, hem fayda hem de hayat vardır. Yeşili, doğayı, çevreyi koruma bilincine erişmiş insanlar doğru yolda büyük mesefaler katetmiştir zaten.

Sineği ayıklayım derken deveyi yutuyorlar.

Emre Albayrak
10-07-2008, 14:25
Çınarın çevresi çok fazla sert döşeme ve asfalt ile kaplanmış durumda.. Bu da köklerin su ve hava alamaması demek.. Çınara eğer gerekli budama yapılmaz ise kök gelişimi bozulduğu ve tahrip olduğu için devrilmesi muhtemeldir. Sanırım bundan korkup çınarı "kuş"a çevirmişler.. Aslında yapılası gereken ağacın çevresine tepe tacı izdüşümünden havalandırma ve su alabilmesi için delikelr açmaktır.. Ama ****** kolaya kaçan bir ırk olduğumuzdan ağacı budamak ve onu dikey bir tomruk haline getirmek sanırım daha kolayımıza gelmiş. Ne diyebilirim yazık sadece..

Organik
11-07-2008, 10:15
ağacı budamak ve onu dikey bir tomruk haline getirmek sanırım daha kolayımıza gelmiş. Ne diyebilirim yazık sadece..

Doğru söylüyorsunuz gerçektende, sadece benim gördüklerim bile budama yapmayı bilmeyen kişilerin bu işi yaptıklarına kanaat getirdi ki sizin dediklerinizi neredee.. Bazı yerlerde görüyordum yeşillikten toprak görünmüyordu, bunları öyle bir buduyorlar ki ağaç sap gibi kalıyor, bazıları kuruyor. Halbuki böyle mi yapılır hem estetik olarak hem de ağacın hava alması açısından böyle bir uygulama yanlış.

Ağaçların yapraklarını ve dallarını kesip yaz güneşine savunmasız terk edip kurutuyorlar.

Neşe Kıldacı
11-07-2008, 15:28
Değerli arkadaşlar,
Çevremde bu tip budamayla ölmüş o kadar çok ağaç var ki. Çevrem derken Fındıklı, Kabataş, Kadırgalar caddesi bölgesini kastediyorum. Bu ağaçları elimden geldiğince belgelemeyi düşünüyorum. Bir gün, kimseler duymadan bedenlerine inecek baltadan önce, birileri onların varolduğunu bilsin. Canlıların her türünü umursayanlara selamlar...

Neşe Kıldacı
06-08-2008, 23:52
Bugün NTVMSNBC'nin haber sitesindeki foto galeride "doğru budansaydı nasıl olurdu" bölümünde katledilen ağaçların fotoğraflarını ve doğru budanmaları durumunda nasıl görüneceklerinin resimlerini gördüm. Bunlardan biri de bizim çınarımızdı. Aşağıdaki linkte doğru budanması halinde nasıl görüneceğini görebilirsiniz. Bir kez daha üzüntümü paylaşmak istedim.

http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/detay.aspx?categoryID=12&galleryID=1493&picID=19145&dp=8

Budamaları eleştiren Prof. Dr. Cemil Ata, konuyla ilgili sergi açmaya hazırlanıyor. Haber ve sergi duyurusu: http://www.ntvmsnbc.com/news/455272.asp

Ayşe Özdil
07-08-2008, 10:29
Neşe Hanım , böyle bir konu açtığınız için çok teşekkürler. Yalnız İstanbul da değil , Türkiye nin bir çok yerinde böyle insafsızca kesilmiş ağaçları görünce benim de yüreğim paralanıyor. Eklediğiniz linkleri de okudum. Prof. Cemil Ata ve ekibini , yaptıkları olağanüstü etkili çalışmalarından dolayı kutlarım..

Neşe Kıldacı
07-08-2008, 18:16
Ah sevgili Ayşe Hanım, keşke üniversiteler dilek düzeyinde eleştirilerin ötesine geçip zamanında taraf olabilseler böylesi konularda. İş işten geçtikten sonra yapılan eleştirinin etkisi sınırlı oluyor. Örneğin Cemil Bey "verdikleri örnekleri bir daha olmasın diye" verdiklerini söylüyor, ben de bunun çok naif bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. Peşlerinde olduğumuzu hissetmezlerse hep yapacakları budama kabak budama olacak. Ben evimin önünde kesilen ağaçlar için davacı oldum ama budama konusunda uzman olmadığım için (Belediyenin bu konudaki danışma kurulunda anlı şanlı bilim insanları vardı) bir şey yapamadım. Tabii ki Park ve Bahçeler Müdürlüğünü sözel olarak eleştirdim ama dinlemediler bile. Odakule'de açılacak olan sergiye gideceğim, belki Cemil Bey'i görür, soracaklarıma yanıt alırım..

Neşe Kıldacı
26-08-2008, 17:31
Maalesef, 25 Ağustos'ta Odakule'de açılacağı söylenen sergi açılmamış. Acaba yeri mi değişti? Konuyla ilgili bilgiye Internetten ulaşamadım, bilgisi olan paylaşırsa sevinirim.

iş314
22-07-2010, 12:11
Bana pek bilimsel değil dini bir budama gibi geldi. Camiyi daha ortaya çıkartmışlar, ağaçların kolunu bacağını koparınca artık cennetlik olurlar. Ağaçlar peygamber gibidir, insan için hem büyük bir mesaj, hem fayda hem de hayat vardır. Yeşili, doğayı, çevreyi koruma bilincine erişmiş insanlar doğru yolda büyük mesefaler katetmiştir zaten.

Sineği ayıklayım derken deveyi yutuyorlar.

Budanan ağaçların sonu genelde öyle olmaktadır. Camiyi ne karıştırırsın sen şimdi

Neşe Kıldacı
21-11-2010, 00:52
Değerli arkadaşlar,
Çevremde bu tip budamayla ölmüş o kadar çok ağaç var ki. Çevrem derken Fındıklı, Kabataş, Kadırgalar caddesi bölgesini kastediyorum. Bu ağaçları elimden geldiğince belgelemeyi düşünüyorum. Bir gün, kimseler duymadan bedenlerine inecek baltadan önce, birileri onların varolduğunu bilsin. Canlıların her türünü umursayanlara selamlar...

Evet 11 Temmuz 2008 günü böyle yazmışım. Fiyap (!) İnönü Stadı tarafındaki çınarlar, önce kurutuldu, sonra da tahminen geçen hafta hepsi kesildi. En az 20 taneydiler. Şimdi yolun sağında kalmış kurutulmuş çınarlar baltayı bekliyor.

Dolmabahçe - Kağıthane Tüneli ve Kongre Vadisini Maçka'ya bağlayan geçit, o bölgeyi betona boğunca çevredeki ağaçlar -çoğunluğu çınar- kurumaya başladı. Zaten önceden sözünü ettiğim vahşi budama da soluklarını kesmişti, şimdi işbilir belediye hepsini çaktırmadan kesiyor. Tabii baharda erguvan ağacı dikip şirinlik yaparlar artık. İBB'nin sitesinde, Metropolitan Belediye Başkanı eko-sistemi değiştirdiklerinden sözediyordu; kanıtı da çiçeklere gelen arılarmış.

Efendim bu ağaçlar "hastalıklı ağaçlarmış", yerine sağlıklılarını dikeceklermiş. Minare - kılıf ilişkisi.
http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Pages/Haber.aspx?NewsID=18867

Hepinize çok selam!

furkan yıldız
25-11-2010, 15:31
kelaynak kuşuna benzetmişler bravo yani. sorsan iyi iş yapmışlardır

aygün
25-11-2010, 16:45
Bu görüntüye öyle sık rastlıyorum ki....Anlaşılır türden değil....!

Sarıcan
04-01-2011, 09:53
Dolmabahçe salgınında dramatik son!

Dolmabahçe’deki asırlık anıt ağaçlar sizlere ömür!

04 Ocak 2011 Salı, 10:01:43

187286
HT İstanbul’un defalarca uyarmasına rağmen Beşiktaş ile Dolmabahçe arasında tarihe tanıklık eden asırlık anıt ağaçlar kurtarılamadı. Kökleri günden güne çürüyünce yoldan geçen araçların üzerine devrilme tehlikesi yaratan ağaçlar, sürücülerin korkulu rüyası olmuştu. HT İstanbul’un sayfalarına taşıdığı bu sorun bir türlü çözüme kavuşmamıştı.

Hatta, kökü çürüyen ağaçlarda oluşan oyuklar “demir tel örgülerle” kamufle edilerek çözüm arayışına gidilmişti. Yaşanan bu trajikomik olayların ardından, İstanbul 2. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu raporuyla ağaçların kesilmesi kararı alındı.

BULAŞICI HASTALIK TAŞIYOR
Marmara Üniversitesi uzmanlarınca hazırlanan rapor sonucunda; ağaçların hastalandıkları tespit edildi. Ağaçları inceleyen uzmanlar, asırlık çınar ağaçlarının “stain canker” olarak adlandırılan “dolu bozuklaşması” hastalığına yakalandıklarını belirledi. Doku bozuklaşması bulaşıcı olduğu için sıra sıra sıra dizilen ağaçlar, yine ardı sıra hastalanmaya yani çürümeye başladı. Elbette Dolmabahçe’deki ağaçların hepsi hastalıklı değil...

Ancak uzmanlar, hastalıklı ağaçların kesilmemesi halinde diğer ağaçlara da hastalık bulaştıracağını kaydediyor. Uzmanlar, Dolmabahçe gibi kentin diğer anıt ağaçlarını da incelemeye aldı. Diğer park ve bahçelerdeki ağaçlarda da hastalık tespit edildi.

BİR TARİH KESİLİYOR
Koruma Bölge Kurulu’nda raporu alan İBB yetkilileri de hemen harekete geçti. Gerek Dolmabahçe’deki gerekse diğer bölgelerdeki hastalıklı anıt ağaçların kesimine başlandı. Dolmabahçe’de tarih boyunca onlarca olaya tanık eden anıt ağaçların kesilmesinin ardından yerlerine başka ağaçlar dikilecek.

İBB yetkilileri kesilen ağaçların yerine 5-7 metre boyunda çınar yapraklı akçaağaç, çitlembik ve meşe türü ağaçlar dikileceğini açıkladı. Şişli ve Beşiktaş İlçeleri içinde yer alan, Kadırgalar, Maçka, Eytam, ve Abdi İpekçi ile Taşkışla Caddeleri’nde kesilen ağaçların yerine de bu tür ağaçlar dikilecek. 1 Son 6 yılda 1 milyon 5 bin adet ağaç dikildi.

mimoza ege
04-01-2011, 16:56
Sarıyerde ki askeri kampa girebilirseniz içinde 570 yıllık çınarlara rastlarsınız. Hepsinin etrafı korumaya alınmış yanlarında ki tabelalarda da yaşları yazar.
Başları dik, dalları ve gövdeleri sağlamdır. Kökleri öyle geniş alana yayılmıştır ki adeta birbiriyle kenetlenmişlerdir.
Yaşayan, yaşatabildiğimiz canlı anıtlar gururumuz olmalıyken...
Yukarıda ki tarihe tanıklık etmiş ağaçlara bakarken onların hangi koşullarda nasıl çürümeye terkedildiğini görerek içim acıdı.
Geçen sene Erzurum' da cami önünde ki çınarlar sökülüp yerine ışıklı demirden ağaçlar konmuştu.
Efendim cami görünmüyormuş, ağaçlar sağlıklı değilmiş.
Teknoloji ilerledikce, doğalığı yitirip duygularımızda mı sunileşti?
Yoksa işin ehli olmayan kişilerce katlediliyorlar mı?

Sarıcan
04-01-2011, 17:22
Istanbul' da yaşayıpta Dolmabahçe' den başlayıp Ortaköy' e kadar uzanan bu ağaçların verdiği huzuru içine çekerek yürümeyen ya da altından geçerken garip bir huzur hissetmeyen var mıdır acaba? Istanbul' un yaşanılmaz trafik kesmekeşine o güzelim ağaçlarda isyan etti anlaşılan. Çünki gökyüzünü kapatırcasına bir tünel oluşturdukları için bütün kirli gaz ve oluşan asitli buhar bu ağaçların yaşamasına imkan tanımamaktadır. Birde trafik kazalarında aldıkları darbeler düşünülürse yaralanmamaları mümkün değildi zaten.

yesimucer
04-09-2011, 23:27
merhaba,
yukarda bahsedilen Çelik Gülersoy'un İstanbul'un Anıtsal Ağaçları kitabında, rahmetli Çelik Gülersoy bir kış gecesi Dolmabahçe'de bu güzel çınarlarla karşılaştığı bir anısını anlatır. Bugün yani kitap yayınlandıktan yaklaşık 35 sene sonra, o kitaptaki ağaçların çoğu yok, kesilmemiş olanlarsa iyice budanarak bütün endamlarını kaybetmiş durumdalar..

Neşe Kıldacı
23-10-2011, 02:02
Çok üzgünüm ama son durumu bu. Adım adım sona yaklaşıyor/yaklaştırılıyor. İki, üç aydır bu durumda.

mrduran
23-10-2011, 10:30
O güzelim ağaçlara uzanan eller, zihniyetler, hazırladıkları raporun altına adını koymakla yetinmeyip, ünvanını dahi utanmadan yazanlar, çözüm üretme konusunda dar görüşlü oluşlarını bildikleri halde hala, ne kadar gelir sağlayabilirim niyeti ile kitap üretmeye çalışanlar, utanmazlığı/aymazlığı bilimsel yafta olarak kabullenenler ve onlara bu konuda, yakıp yıkmada destek veren bizler için utanç kaynağı.

''Tarih tekerrürden ibarettir'' tanımlamasına da güzel bir örnek. Demek ki her erk, kendine YOZ kafalı yardakçı bulmakta zorlanmıyor. Üstündeki yazıların ne anlama geldiğini okumadan imzalayan(Okumasıda gerekli) ünvanlıların belki sığınacakları mazaret vardır(Kendilerince tabii). Okuyup ta altına ünvanını eklemekte sakınca görmeyen adamların adamlığına yazık. Diplomalarının gereği konusuna girersem konu uzar/suç unsuru olabilir. Yazıklar olsun dersem, anlamaya çalışan 1-2 kişi çıkar belki.

Saygılarımla lütfen.

Memleket meselesinde, sağ-sol-dindar-dinci-dinsiz-şu parti/bu parti tanımlaması olunamıyacağına inanmış biri.

mrduran
31-10-2011, 22:16
O ağaçların kaderini etkileyen imza sahiplerinden biri yokmu ki, ben burdayım, derdiniz nedir diyebilsin. İzah etsin bizlere, neye dayanarak kestiler o ağaçları. Bu sayfayı okuyup, medeni cesareti olan biri yok mu? Yamyam değiliz her halde. İmzasına güvendiği gibi, aklına da güveniyorsa, sadece tarışma ortamı içinde ne diyecek merak ettim. Hemde en yetkilisine kadar, kim var ise söz sizde lütfen.

Gık mı?

Saygılarımla lütfen.

Kestirme nedenlerinin en az 50 misli, kesilmemesi hakkında nedeni olan biri.

Neşe Kıldacı
09-03-2012, 22:16
Evet arkadaşlar, ne zamandır gözümüzün üzerinde olduğu çınarımız artık yok. Hakkında karar vermişlerdi zaten. Önce bu yaşlı ağaçları zamansız ve ölümüne budadılar, ağaç şoka girip tomruğa dönüştü, sonra da "Dolmabahçe hastalığı" deyip baltayı pardon elektrikli hızarı dayadılar. Yerine genç bir fidan dikerler. O fidan hem manzara falan kapatmaz hem de kimsenin ilgi odağı olmaz artık. Büyümesi de zaman alacağından budama derdi de olmayacaktır.

Aşağıdaki fotoğrafta çöp kutusunun durduğu yerdeydi yaşlı çınar. Değil mi ya, yerine ne koysalardı yani?

Bu anıt ağaç göz önünde olduğundan takip edebildik, ya göz önünde olmayanlar?
Dikilen fidanların ve tabii tüm ağaçların geleceği görmesi umuduyla!

Neşe Kıldacı
28-04-2012, 01:25
Yorumu sizlere bırakıyorum.

Güzin Çakar
28-04-2012, 14:04
Sayın Neşe Kıldacı,
Yoruma gerek yok ki. Siz 2007'de neler olacağını görmüşsünüz. Kahroldum fotoğraflara bakarken.

'Yaratılanı severim, Yaratan'dan ötürü' diye bir söz vardır,herkes bilir . Konuşurken din, iman ağzından düşmeyenler, gerçekte Yaratılanı sevmiyorlarsa, acaba diyorum Yaratanı da mı ... ?

tolga112
24-07-2013, 10:04
211 yaşında bir çınarımız var budamak istiyorum nereye yaptıra biliriz bize yardımcı olabilirmisiniz