PDA

View Full Version : topraksız tarım - Bolu mengende deneme ve öğrenme




Sayfalar : [1] 2

İsmail Karagülle
11-07-2013, 21:52
Uzun zamandır öğrenmeye çalışıyorum. Ve uygulayanlara gıpta ile bakıyordum. Teorik olarak edindiğim bilgilerle çeşitli başlıklarda sorular soruyor , yorumlar bile yapmaya çalışıyordum . Ve sonunda ben de Topraksız tarım uygulamasını öğrenmeye teorikten pratiğe geçmeye zor da olsa karar verebildim .

Bu konuda bilgi edindiğim forum katılımcılarına ve bilhassa her türlü bilgi desteğini esirgemeyen Kudret Hocaya teşekkürler ediyorum .

Anlatımlarım ve çalışmalarım biraz yavaş olacak . Zira bulunduğum yerde malzeme tedariki çok zor. İstediğim malzemeyi tedarik etmek ve bulmak çok zor.

Kudret Hocadan sera bekçisini benimle birlikte alanlar seralarını kurdular. İlk denemelerini çoktan yaptılar. Ben ancak bir yıl sonra başlayabildim .

Saykapları gönderen saygın plastiğe göstermiş olduğu cömertlik ve ilgiye ayrıca teşekkür etmek isterim .

Şimdi kuruluma başlıyoruz.




İsmail Karagülle
11-07-2013, 22:11
topraksız uygulaması yapabilmek için önce kalacak bir yer lazımdı .

Kalabileceğim kulubem ve seramı yapmak 6 ayımı aldı .

idris şenol
12-07-2013, 02:07
hayırlı olsun

vetman996
12-07-2013, 03:08
Sayın İsmail Bey Merhaba.

Çalışmalarınızı merak ediyor, paylaşımlarınızı bekliyorduk. Ramazan rehavetinin üzerimize çöktüğü bir anda geldi.

Saykapları, kurulumları, sistemi merakla bekliyoruz. Uzun zamandır planlanan bir iş olduğu için mükemmel bir sistem olacağı kesin.

Sizden öğreneceğimiz çok şeyler olacak. Takipçiniz olacağız. Hayırlı olsun.

Selamlar... Saygılar...

kimyager147
12-07-2013, 07:53
Hayırlı olsun

İsmail Karagülle
12-07-2013, 10:55
hayırlı olsun

Teşekkürler.

İsmail Karagülle
12-07-2013, 11:02
Sayın İsmail Bey Merhaba.

Çalışmalarınızı merak ediyor, paylaşımlarınızı bekliyorduk. Ramazan rehavetinin üzerimize çöktüğü bir anda geldi.

Saykapları, kurulumları, sistemi merakla bekliyoruz. Uzun zamandır planlanan bir iş olduğu için mükemmel bir sistem olacağı kesin.

Sizden öğreneceğimiz çok şeyler olacak. Takipçiniz olacağız. Hayırlı olsun.

Selamlar... Saygılar...

Vetman arkadaşım , sizler benden birkaç adım öndesiniz. Ve sizden çok şey öğrendik. Ama teorik olarak olaya bakmak ile eylem arasında çok fark varmış . Üstelik malzeme tedariki bizim buralarda önemli bir handikap.

Çok mükemmel bir uygulama olacağı beklentinize korkarım yukarıda bahs ettiğim nedenle yeteri kadar cevap vermek zor olacak . Yine de sizlerin önerilerinizle ve yol gösterici eleştirilerinizle elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Başarırsak bu hepimizin başarısı olacaktır.
Ama başaramazsak bunda kimsenin suçu olmayacak sadece ben becerememiş ve dersimi iyi çalışmamanın sonucu olacaktır.
İyi temennilerinize içten teşekkürler.

İsmail Karagülle
12-07-2013, 11:02
Hayırlı olsun

Teşekkürler.

İsmail Karagülle
12-07-2013, 11:13
Saygıdeğer arkadaşlar ,

Bu konuyu topraksız tarım başlığında açtık. Fakat konunun anlatımı esnasında sadece topraksız tarım olmayacak .

Zaman zaman şehirden kaçış,
Şehirden kaçış ama nasıl yaşayacağız,
şehirden köye gelince (gidilince) nasıl bir kültür çatışması yaşanacağı,
köyde en ekomomik mesken yapımı ,

Kentteki yaşam ile köydeki yaşam takviminin nasıl değiştiğini de konuşacağız.

Burada her şey çok değişik .
Sesler bile farklı, gök yüzü farklı , kentin doğruları ile köyün doğruları bazen nasıl çelişiyor ,

vb gibi bir çok konuyu da birlikte irdelemeye çalışacağız.

Edindiğim tecrübeleri paylaşmaya çalışacağım ve sizlerin sorularına , aklımın erdiği kadar cevap vermeye çalışacağım

kursun
12-07-2013, 11:13
Hayırlı olsun, sayın Karagülle.
Siz bu işi başarırsınız.

yağmur
12-07-2013, 11:20
hayırlı olsun.topraksız tarım uygulamaları bana çok ilgi çekici geliyor.sizinkini de takip edeceğim, bakalım neler göreceğiz? bir sorum olacak topraksız tarım için aldığınız malzemeler PVC'den imal edilmiş ürünler mi?

malbman
12-07-2013, 12:32
İsmail bey merhaba,

Nihayet sizi de topraksız tarım uygulama alanında gördük. Çalışmalarınızı, paylaşımlarınızı, kaçışlarınızı :p merakla bekliyoruz.

Daha başlar başlamaz bir de soru sorayım; Tüm sistem yukarıda gördüğümüzden ibaret değil değil mi?

Başarılar dilerim.

İsmail Karagülle
12-07-2013, 12:59
Hayırlı olsun, sayın Karagülle.
Siz bu işi başarırsınız.

teşekkürler

İsmail Karagülle
12-07-2013, 13:08
hayırlı olsun.topraksız tarım uygulamaları bana çok ilgi çekici geliyor.sizinkini de takip edeceğim, bakalım neler göreceğiz? bir sorum olacak topraksız tarım için aldığınız malzemeler PVC'den imal edilmiş ürünler mi?

sayın yağmurr, zannediyorum pvs nin malzeme olarak sağlık açısından mahsurları konusunda endişeleriniz var .Aynı endişe bende de var. Fakat şimdiye kadar yapılan uygulamalarda bu tür malzemeler kullanıldığı için , Önceleri ağaçtan kanal yapmayı düşündüm ama , hem yapımı ve taşıması sonraki aşamada onunda bir çok handikapı olduğunu öğrenince , birçok bu işin uygulamasını yapanların kullandığı plastik ürünleri kullanmaya karar verdim .

Resimlerde şimdilik bildiğimiz pimaş boruyu görüyoruz.

Ama ilerleyen zamanda , bu konuda Saygın plastiğin topraksız tarım uygulaması için ürettiği saykapları göreceğiz.

Ustalar bu konuyu zannederim araştırmışlardır, ve bir mahsuru olsa onlar kullanmazlardı . Diye düşündüm . Ve sistemi saykaplar üzerine kuracağım .

Yine de bu konudaki düşüncelerinizden yararlanmak isterim.

İsmail Karagülle
12-07-2013, 13:14
İsmail bey merhaba,

Nihayet sizi de topraksız tarım uygulama alanında gördük. Çalışmalarınızı, paylaşımlarınızı, kaçışlarınızı :p merakla bekliyoruz.

Daha başlar başlamaz bir de soru sorayım; Tüm sistem yukarıda gördüğümüzden ibaret değil değil mi?

Başarılar dilerim.

sayın malbman, hani bir şarkı vardı , '' gitmek mi zor kalmak mı zor ? ''

Karar vermek en zoruymuş.

Sistem yukarıdaki kadar olmayacak .

Ama benim tabiatım icabı küçük adımlarla ve her aşamayı öğrenerek ilerlemeye çalışacağım .

Resimlerde gördüğümüz muhteşem :o sistemden, saykapların kurulumuna geçtim . Sera bekçisi hazır asker bekliyor. ;)

Küçük ama emin adımlarla hep birlikte yürüyeceğiz .

İsmail Karagülle
12-07-2013, 13:30
Dağınık da olsa çalışmaların resimlerleri.

Dikkat ; bütün bu çalışmalar benim gibi İstanbul da doğup büyümüş ve eline keser çivi almamış bir acemi tarafından yapılıyor. Hani bir söz vardır ; 60 ından sonra saz çalmaya başlamak , işte o misal .

İsmail Karagülle
12-07-2013, 13:42
Önce Saygın plastikten gelen saykapları, daha önce denenmiş ve başarılı olmuş demir malzemeden katlı sistemler yapmayı düşündük . Ama benim bulunduğum bölgedeki malzeme tedariki ve usta bulma zorluğundan , bölgede rahat bulduğum ağaçtan yapmaya karar verdik. Tabii orada da başka bir zorluk ortaya çıktı ağaçları en ilkel yol ile kesip çivi ile çakma meselesi benim gibi keser tutmayı bilmeyene kaldı .

Ağaç bu konuda kullanılacak doğru bir malzeme değil . Ben yaptım . Mecburen, Mecburiyetten .

Yeni yapacaklara tavsiyem, önceden yapılmış katlı sistemlerden birini tercih etmenizdir.

Biz bu defa ağaç kullandık . Ama sonraki aşamalarda yapılacak olan topraksız parkurlarında mutlaka demirden yapılacak katlı sistemleri kullanacağız.

yağmur
12-07-2013, 13:58
sayın yağmurr, zannediyorum pvs nin malzeme olarak sağlık açısından mahsurları konusunda endişeleriniz var .Aynı endişe bende de var. Fakat şimdiye kadar yapılan uygulamalarda bu tür malzemeler kullanıldığı için , Önceleri ağaçtan kanal yapmayı düşündüm ama , hem yapımı ve taşıması sonraki aşamada onunda bir çok handikapı olduğunu öğrenince , birçok bu işin uygulamasını yapanların kullandığı plastik ürünleri kullanmaya karar verdim .



İsmail Bey;
Evet benim sorma nedenim sağlık açısından.Pvc en zararlı plastik,kesinlikle yiyecek maddelerinden uzak tutunuz deniliyor.Acaba bunu PP'den üretemezler mi merak ediyorum.Artık PP'den mamul çiçek saksılarını kolayca bulabiliyorum.Keşke üreticiler PP'den mamul ürünler yapsalarda biz de rahatça kullansak.

Keser,çekiç kullanmamış biri olduğunuzu söylemekle birlikte çok büyük işler başarmışsınız.Nazar değmesin.

yenerr
12-07-2013, 14:15
Tebrikler ismail bey,
Her sey guzel ve basarili gorunuyor.
Umarim devami da basarili olur ve
beklentilerinizi karsilar.
Takipteyim,
Selamlar

İsmail Karagülle
12-07-2013, 15:10
İsmail Bey;
Evet benim sorma nedenim sağlık açısından.Pvc en zararlı plastik,kesinlikle yiyecek maddelerinden uzak tutunuz deniliyor.Acaba bunu PP'den üretemezler mi merak ediyorum.Artık PP'den mamul çiçek saksılarını kolayca bulabiliyorum.Keşke üreticiler PP'den mamul ürünler yapsalarda biz de rahatça kullansak.

Keser,çekiç kullanmamış biri olduğunuzu söylemekle birlikte çok büyük işler başarmışsınız.Nazar değmesin.

Endişelerinize katılıyorum. İşin uzmanı ustalar umarım bu konuda fikirlerini ve bilgilerini paylaşırlar.

Övgülerinize ve nazar konusundaki dileklerinize de teşekkürler.

İsmail Karagülle
12-07-2013, 15:16
Tebrikler ismail bey,
Her sey guzel ve basarili gorunuyor.
Umarim devami da basarili olur ve
beklentilerinizi karsilar.
Takipteyim,
Selamlar

Teşekkürler. Beklentim işin başarılı olması ile ilgili ticari anlamda beklenti içinde değilim . ;) tabii sonunda para kazanırsak , yok almam demem .

Ama önce bu işin detaylarını öğrenmeyi hedef olarak koydum .

İşin detaylarını birlikte öğrenirsek bu ticaretten de önemli. Sonrası kısmet meselesi .

Şimdi ilk başta kurduğum sera 6*20 ebatlarında . Ve ilk önce bunun yarısında topraksız tarım yapacağız. Sonra tamamında ve sonra,

Burada yapacaklarımızdan öğreneceğimizle , sonraki aşamalarda

önce 3 dönüm, sonraki dönemlerde ( ömrümüz yeterse )

66 dönüm sera ve topraksıza doğru gideriz. :D

muallimayhan
13-07-2013, 01:20
İsmail abi hayırlı olsun. resimlerinde gördüklerim beni 3 yıl geriye götürdü. boruları deleceğime köşebentleri birbirine eklerim diye düşünmüşşün besbelli. ancak o köeşebentlerin her biri bir boru parasına eşit. bütün serayı o şekilde düzenlemeyi düşünmüyorsundur umarım. Eğer düşüncen öyle ise 'tecrübe konuşuyor' abiciğim hemen vazgeç bu sevdadan.Bir kardeş tavsiyesi...

İsmail Karagülle
13-07-2013, 10:01
İsmail abi hayırlı olsun. resimlerinde gördüklerim beni 3 yıl geriye götürdü. boruları deleceğime köşebentleri birbirine eklerim diye düşünmüşşün besbelli. ancak o köeşebentlerin her biri bir boru parasına eşit. bütün serayı o şekilde düzenlemeyi düşünmüyorsundur umarım. Eğer düşüncen öyle ise 'tecrübe konuşuyor' abiciğim hemen vazgeç bu sevdadan.Bir kardeş tavsiyesi...

Haklısın muaallimayhan, o ilk deneme idi. Küçük bir ünite . Hala çilekleri yetiştiriyor. Seranın dışına aldım. Kudret hocanın besinleri ile besliyorum .

Seranın içine saykapları kuruyorum .

Tek sıra saykap , altında ağaçtan kendi yaptığım taşıyıcılar var.

Suyun akışını sağlıyacak kadar eğim verilerek saykaplar ve taşıyıcıları ayarlanacak.

ve serabekçisi sisteme monte edilerek ,

sistemin doğru çalıştığı test edilecek .

ondan sonra saykapların içine direnaj çalışması yapılacak ,

ve sonra perlit saykaplara dökülecek .

perlit serildikten sonra direnaja bakılacak , sistemin doğru çalıştığı görüldükten sonra çilekler perlitle buluşturulacak .

Bu arada önerileri bekliyor olacağım.;)

vetman996
13-07-2013, 12:07
Sayın İsmail Abi merhaba.

Saykaplara koyacağınız ortamı ve dikeceğiniz bitkiyi merak ediyordum. Perlitte çilek olduğunu öğrendim. Çeşite karar verebildiniz mi?

Biz çilek dikimine eylül gibi başlamayı düşünüyoruz. Çeşit olarak Albion ağırlıklı dikmiştik ama bu kez başka çeşitler denemeyi düşünüyoruz. Ayrıca gübrelemede solucan gübresini deneyeceğiz. Eğer siz de bu mucize gübreyi denemek isterseniz ücretsiz gönderebilirim.

Solucan gübresiyle ilgili özellikle yabancı kaynaklardan çok olumlu yazılar okudum ve bu gübreyi üretmeye karar verdim. Denemeyi isteyen dostlara da üretimimiz belli oranlarda olduğunda ücretsiz gönderme düşüncesindeyim.

Muasır medeniyetler seviyesine ancak üretimle ulaşacağımızı düşünen ben İnşallah haksız eleştirilere muhatap olmam. TUİK verilerine göre Türkiye 2007 yılından 2012 Ekim ayına kadar, 7 milyar 95 milyon dolarlık gübre ithal etmiş. Konuyu dağıtmamak için buradan fazla paylaşımda bulunmak uygun olmaz düşüncesindeyim.

Solucan gübresi ile ilgili paylaşımlarımız http://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/32156.htm linkinden devam edecektir.

Sayın abicim. çalışmalarınızda kolaylıklar dilerken seranızın yanına 1-2 kovan da arı bulundurmanızı tavsiye ederim. Hem çiçeklerde dölleme yaparlar hem de size mucize bal-polen takdim ederler. Arı konusunda bilgi-döküman gönderebilirim

Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...

İsmail Karagülle
13-07-2013, 12:56
Sayın İsmail Abi merhaba.

Saykaplara koyacağınız ortamı ve dikeceğiniz bitkiyi merak ediyordum. Perlitte çilek olduğunu öğrendim. Çeşite karar verebildiniz mi?

Biz çilek dikimine eylül gibi başlamayı düşünüyoruz. Çeşit olarak Albion ağırlıklı dikmiştik ama bu kez başka çeşitler denemeyi düşünüyoruz. Ayrıca gübrelemede solucan gübresini deneyeceğiz. Eğer siz de bu mucize gübreyi denemek isterseniz ücretsiz gönderebilirim.

Solucan gübresiyle ilgili özellikle yabancı kaynaklardan çok olumlu yazılar okudum ve bu gübreyi üretmeye karar verdim. Denemeyi isteyen dostlara da üretimimiz belli oranlarda olduğunda ücretsiz gönderme düşüncesindeyim.

Muasır medeniyetler seviyesine ancak üretimle ulaşacağımızı düşünen ben İnşallah haksız eleştirilere muhatap olmam. TUİK verilerine göre Türkiye 2007 yılından 2012 Ekim ayına kadar, 7 milyar 95 milyon dolarlık gübre ithal etmiş. Konuyu dağıtmamak için buradan fazla paylaşımda bulunmak uygun olmaz düşüncesindeyim.

Solucan gübresi ile ilgili paylaşımlarımız http://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/32156.htm linkinden devam edecektir.

Sayın abicim. çalışmalarınızda kolaylıklar dilerken seranızın yanına 1-2 kovan da arı bulundurmanızı tavsiye ederim. Hem çiçeklerde dölleme yaparlar hem de size mucize bal-polen takdim ederler. Arı konusunda bilgi-döküman gönderebilirim

Her şey gönlünüzce olsun. Selamlar... Saygılar...
Saygı değer arkadaşım vetman,

İyi dileklerin için çok teşekkürler,

Solucan gübresinin methini ben de çok duyuyorum . Çalışmalarında başarılar dilerim .

Solucan gübresi topraksız tarımda nasıl olur bilmiyorum . Bu konuyu bilen arkadaşların tavsiyeleri nelerdir acaba?

Ben toprağı ve bitkiyi tanımak ve konuya ısınmak için ilk önce toprakta ıspanak ve marul yetiştirdim . Geçen Kasımda başlamıştım . Yanmış koyun gübresi kullandım . Müthiş verim aldım. Solucan gübresi artık köylü tarafından seracılar tarafından konuşulmaya başlandı. Yer müsait üretime başlayınca burada deneriz. Farkını da hem gözlemleme imkanımız olur.

Arı meselesi hani derler ya anlatsam roman olur . Aynen öyle.

Köyde ilk denediğim ve kursuna gittiğim , ilçe tarımdan ve dışarıdan aldığım kitaplardan öğrenmeye çalıştığım bir konu.

22 tane kovanım olmuştu. Ayılar önce 3 tanesini aldılar.

Sonra çok beğenmiş olacaklar ki bir zaman sonra gelip hepsini aldılar.:o

Arıları konuşlandırdığım yerden çok da uzak olmayan bir yerde Orman gülü vardı . Çok kaliteli balımız oluyordu. Ben arılara faydası olsun diye korunga ekmiştim. Hala biçmeye devam ediyorum . Bu sene 30 dönüm daha korunga ektim .

Ayılardan kurtulan kovanları elden geçirip bir miktar kovan yapmayı planlıyorum . İlk hedef 30 kovan olacak .

önerilerini bekliyorum .

Çilek fidesi hakkında cins ve tedarik konusunda önerilerini beklerim .

Benim gönlümden geçen osmanlı çileği ama hem bulunması zor , hem de pazar konusu sıkıntılı . Ama ben şimdilik pazar konusunu çok da önemsemiyorum. O yüzden osmanlı çileği bulabilirsem onu denemek istiyorum .

Senin önerini de bekliyorum .

Başarıların devamını dilerim .

yenerr
16-07-2013, 04:21
Teşekkürler. Beklentim işin başarılı olması ile ilgili ticari anlamda beklenti içinde değilim . ;) tabii sonunda para kazanırsak , yok almam demem .

Ama önce bu işin detaylarını öğrenmeyi hedef olarak koydum .

İşin detaylarını birlikte öğrenirsek bu ticaretten de önemli. Sonrası kısmet meselesi .

Şimdi ilk başta kurduğum sera 6*20 ebatlarında . Ve ilk önce bunun yarısında topraksız tarım yapacağız. Sonra tamamında ve sonra,

Burada yapacaklarımızdan öğreneceğimizle , sonraki aşamalarda

önce 3 dönüm, sonraki dönemlerde ( ömrümüz yeterse )

66 dönüm sera ve topraksıza doğru gideriz. :D



Beklentiden kastım ticari değildi ama İşin sonu yine ticari bir beklentiye gidiyor yani :)
Bu yolda size tekrar başarılar diliyorum.

İsmail Karagülle
16-07-2013, 20:35
Bugün saykapların ve taşıyıcı aksamın işi bitti.

Ufak tefek sağlamlaştırma ve testler ile bir kaç gün daha oyalanırım.

Sonra perlitin saykaplarla buluşması sağlanacak .

muallimayhan
17-07-2013, 01:24
İsmail Abi ; Cevaben yazdığın mesajı okuyunca yine bir kaç yıl öncesine gittim. Sevgideğer Kudret beyin önerilerine kulak asmadan birazda acelecilik yaparak drenaj filan düşünmeden hemencecik ekivermiştim domatesleri. Aradan 3 yıl geçtikten sonra ancak ancak anlayabiliyor hatalarımızı. Sende bizim gibi aceleci davranma. Hiç bir şey ekmeden önce boş suyu ver ver ve dreneyi gözlemle. Kudret beyde yılların tecrübe ve deneyimleri var. Maalesef biz değerlendiremedik. İnşaallah sen başarırsın. Bu arada şuna dikkat etmeni özellikle istirham ederim ki Kudret Bey çok ince , çok narin , çook hassas bir üstad , Lütfen buna çok dikkat ediniz...

İsmail Karagülle
17-07-2013, 09:20
İsmail Abi ; Cevaben yazdığın mesajı okuyunca yine bir kaç yıl öncesine gittim. Sevgideğer Kudret beyin önerilerine kulak asmadan birazda acelecilik yaparak drenaj filan düşünmeden hemencecik ekivermiştim domatesleri. Aradan 3 yıl geçtikten sonra ancak ancak anlayabiliyor hatalarımızı. Sende bizim gibi aceleci davranma. Hiç bir şey ekmeden önce boş suyu ver ver ve dreneyi gözlemle. Kudret beyde yılların tecrübe ve deneyimleri var. Maalesef biz değerlendiremedik. İnşaallah sen başarırsın. Bu arada şuna dikkat etmeni özellikle istirham ederim ki Kudret Bey çok ince , çok narin , çook hassas bir üstad , Lütfen buna çok dikkat ediniz...

Sayın muaallim ayhan arkadaşım , söylediklerine aynen katılıyorum .Şu anda drenaj ile ilgili söylediklerini yapıyorum . Her aşamasında bu konuyu test ederek ilerliyorum . Kudret Hocam için söylediklerine de aynen katılıyorum .

İsmail Karagülle
20-07-2013, 12:43
Sakapların taşıyıcı elemanlara bindirilmesi işi tamam sayılır.

Perlit temini konusunda zorluk yaşıyorum .

200 LT lik paketler 35 tl + kargo ile internetten buldum .

Paketler havaleli olduğu için kargo oldukça pahalıya geliyor.

Önerisi olan var mı?

yenerr
20-07-2013, 15:23
ismail Bey,
topraksiz tarim ve sera malzemeleri satan bir site biliyorum.
ne kadar malzeme alirsan al sabit ve uygun kargo fiyatiyla geliyor.
ama urun fiyatlari uygunmu bilemiyorum.
belki eksikler olursa ayni kanalla getirtebilirsin.
firma ismini ozele gonderiyorum.

Selamlar...

yalnizcocuk
20-07-2013, 15:25
Merhaba sayın İsmail bey
Eğer bölgenizde PTT kargo varsa eğer 100 Lt Perlit 13,99 veya 14,90 gibi fiyata Gittigidiyor 'da satılıyor. PTT kargo ile gönderiyorlar ve ücret baya düşük oluyor.

İsmail Karagülle
20-07-2013, 16:18
ismail Bey,
topraksiz tarim ve sera malzemeleri satan bir site biliyorum.
ne kadar malzeme alirsan al sabit ve uygun kargo fiyatiyla geliyor.
ama urun fiyatlari uygunmu bilemiyorum.
belki eksikler olursa ayni kanalla getirtebilirsin.
firma ismini ozele gonderiyorum.

Selamlar...

Teşekkürler.

İsmail Karagülle
20-07-2013, 16:20
Merhaba sayın İsmail bey
Eğer bölgenizde PTT kargo varsa eğer 100 Lt Perlit 13,99 veya 14,90 gibi fiyata Gittigidiyor 'da satılıyor. PTT kargo ile gönderiyorlar ve ücret baya düşük oluyor.
Sağol, teşekkürler.

Bakalım bulabilecek miyim?

İsmail Karagülle
20-07-2013, 20:40
200 lt si 30 tl den aldım . Kargo ücreti ödemedim .Ama kendi aracımla 60 gidiş 60 geliş 120 kilometre yol yaptım .
Şimdilik perlit konusunu ucuz pahalı aştık .

İsmail Karagülle
23-07-2013, 11:42
perlitli sistem içine su verilerek , suyun drene olma vaziyeti gözlemleniyor.

Bu arada sera bekçisi de resimlerde görülmeye başlandı . Henüz devreye almadık. Ama çok yakında o da sisteme monte edilerek drenaj ve depo içi kirlenme gözlemlenecek .

Bu arada kurulum esnasında acemilikten doğan bazı görüntü kirlilikleri de mevcut. Bunun için peşinen özür dilerim .

Hem yanlızlıktan hem de acemilikten kaynaklanan görüntü kirliliği zaman içinde giderilmeye çalışılacak .

İsmail Karagülle
23-07-2013, 11:47
seranın sol tarafından gelen sabah kahvaltısını da paylaşmak istedim.

malbman
24-07-2013, 09:39
ismail Bey,
topraksiz tarim ve sera malzemeleri satan bir site biliyorum.
ne kadar malzeme alirsan al sabit ve uygun kargo fiyatiyla geliyor.
ama urun fiyatlari uygunmu bilemiyorum.
belki eksikler olursa ayni kanalla getirtebilirsin.
firma ismini ozele gonderiyorum.

Selamlar...

Sayın yenerr, bu tür bilgileri özelden değil de buradan paylaşırsanız aynı sorundan musdarip olan arkadaşlarımız da yararlanır.

İsmail Karagülle
24-07-2013, 20:25
ufak bir değişiklik

yenerr
24-07-2013, 21:22
Sayın yenerr, bu tür bilgileri özelden değil de buradan paylaşırsanız aynı sorundan musdarip olan arkadaşlarımız da yararlanır.

Sayın malbman,
Yaklaşık 2 yıl önce kadar balkonda hidroponik bir sistem kurduğumda bu siteden sipariş vermiştim. Cazip olan yönü ise sabit kargo ücretiydi. Diğer tedarikçilerden alacak olsaydım yaklaşı 10 katı fazla kargo ücreti ödeyecektim.
Özelden firma ismini verme sebebim bu sitede satış yapan üyelerimize karşı bir alternatif önerisi gibi olur diye düşündüğümden dolayıdır. Belki benim düşüncemde yanlış olabilir.:confused:
Sadece özelden de yazabilirdim önerimi. Forumda yazmamın nedenide aynı şekilde maliyeti düşük ve hacmi yüksek ürünlere ihtiyacı olan arkadaşların benimle iletişime geçebileceğini düşündüğümdendir. Durum kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Bu siteden çok şey öğrendik ve paylaştık. Ve saygı çerçevesinde paylaşmaya devam edeceğiz inşallah.
Firma ismi veya site ismi vermenin bir sakıncası yoksa yine verebilirim.
Saygılar,
Selamlar...

İsmail Karagülle
24-07-2013, 21:58
Sayın malbman,
Yaklaşık 2 yıl önce kadar balkonda hidroponik bir sistem kurduğumda bu siteden sipariş vermiştim. Cazip olan yönü ise sabit kargo ücretiydi. Diğer tedarikçilerden alacak olsaydım yaklaşı 10 katı fazla kargo ücreti ödeyecektim.
Özelden firma ismini verme sebebim bu sitede satış yapan üyelerimize karşı bir alternatif önerisi gibi olur diye düşündüğümden dolayıdır. Belki benim düşüncemde yanlış olabilir.:confused:
Sadece özelden de yazabilirdim önerimi. Forumda yazmamın nedenide aynı şekilde maliyeti düşük ve hacmi yüksek ürünlere ihtiyacı olan arkadaşların benimle iletişime geçebileceğini düşündüğümdendir. Durum kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Bu siteden çok şey öğrendik ve paylaştık. Ve saygı çerçevesinde paylaşmaya devam edeceğiz inşallah.
Firma ismi veya site ismi vermenin bir sakıncası yoksa yine verebilirim.
Saygılar,
Selamlar...
Bence buradan da paylaşılmasının zararı olmaz . Başka arkadaşlara da faydası olur belki.

scaly
24-07-2013, 22:50
Ben çok uzun uğraşlar sonucu bulduklarımı yazayım. www.tarimalisveris.com (http://www.tarimalisveris.com/) buradan 3 tane 25 kg lık gübre siparişi verdim kargo ücreti yok ve gübre fiyatları uygun. Gittigidiyorda ziraidepo dükkanından da perlit aldım. 100lt fiyatı 15 tl ve ptt kargosu 11 tl tuttu.

İsmail Karagülle
24-07-2013, 23:47
Ben çok uzun uğraşlar sonucu bulduklarımı yazayım. www.tarimalisveris.com (http://www.tarimalisveris.com/) buradan 3 tane 25 kg lık gübre siparişi verdim kargo ücreti yok ve gübre fiyatları uygun. Gittigidiyorda ziraidepo dükkanından da perlit aldım. 100lt fiyatı 15 tl ve ptt kargosu 11 tl tuttu.

Benim aldığım fiata göre kargosu çok ucuza geliyor.

Ürün fiatı aynı ama kargo çok ucuz.

malbman
25-07-2013, 00:34
Sayın malbman,
Yaklaşık 2 yıl önce kadar balkonda hidroponik bir sistem kurduğumda bu siteden sipariş vermiştim. Cazip olan yönü ise sabit kargo ücretiydi. Diğer tedarikçilerden alacak olsaydım yaklaşı 10 katı fazla kargo ücreti ödeyecektim.
Özelden firma ismini verme sebebim bu sitede satış yapan üyelerimize karşı bir alternatif önerisi gibi olur diye düşündüğümden dolayıdır. Belki benim düşüncemde yanlış olabilir.:confused:
Sadece özelden de yazabilirdim önerimi. Forumda yazmamın nedenide aynı şekilde maliyeti düşük ve hacmi yüksek ürünlere ihtiyacı olan arkadaşların benimle iletişime geçebileceğini düşündüğümdendir. Durum kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Bu siteden çok şey öğrendik ve paylaştık. Ve saygı çerçevesinde paylaşmaya devam edeceğiz inşallah.
Firma ismi veya site ismi vermenin bir sakıncası yoksa yine verebilirim.
Saygılar,
Selamlar...

Sayın yenerr, bu kadar ince düşünmeniz takdire şayan ancak firma ismini buradan vermeniz hiçbir sakınca doğurmaz. Hepimiz bir çok konuda firma, ürün vb isimleri paylaşıyoruz.Forumda satış yapan diğer arkadaşların da buna bir itirazı olacağını sanmıyorum, zira burası öncelikle bir paylaşım sitesi.

Mesajımı da bu düşüncelerle yazdım. Yanlış anlaşıldıysa affola.

yenerr
25-07-2013, 14:24
Sayın Malbman, Estağfurullah,
Yanlış anlaşılmadı. Durum uygun bir şekilde karşılıklı olarak anlaşıldı.
Gönül rahatlığıyla yazıyorum o zaman siteyi :)
MagicPlant (http://www.magicplant.net)
sabit kargo ücreti 6,5tl
İsmail Bey bu arada konunun biraz dışına çıktık kusura bakmayın.
Selamlar...

İsmail Karagülle
25-07-2013, 15:30
Sayın Malbman, Estağfurullah,
Yanlış anlaşılmadı. Durum uygun bir şekilde karşılıklı olarak anlaşıldı.
Gönül rahatlığıyla yazıyorum o zaman siteyi :)
MagicPlant (http://www.magicplant.net)
sabit kargo ücreti 6,5tl
İsmail Bey bu arada konunun biraz dışına çıktık kusura bakmayın.
Selamlar...

Estağfurullah , aslında bence konunun dışında bir konuşma değil. Topraksız konuşuyoruz . Perlit de bu meselenin bir malzemesi ve daha iyi şartlarda nasıl tedarik edebiliriz diye yardımcı oldunuz.
Teşekkürler.

İsmail Karagülle
25-07-2013, 15:32
Birkaç düzeltme ,

İsmail Karagülle
13-09-2013, 20:18
Uzun zamandır hem topraksız parkurunu düzeltmeye çalışıyorum . Hem de çilekleri sisteme dahil ettim .

Ama bu arada ortaya çıkan problemleri paylaşmak istedim.

Sera bekçisi mükemmelen görevini yerine getirmeye çalışıyor.

Fakat perlit sürekli sistemi tozlarla tıkıyor. Bir sürü aksaklıklara sebep oluyor.

Hem sera bekçisinin içi hem de Siyah boruların içi ve çıkış delikleri tıkanıyor. Bu yüzden çileklerin beslenmesi muntazam olamıyor.

Ayrıca dalgıç motor besini basıyor ama sistemin sonlarına doğru basınç azalıyor. Ve sondaki çilekler daha az besleniyor.

Bu konularda önerilerinizi bekliyorum .

İsmail Karagülle
13-09-2013, 20:27
Seranın bir tarafında topraksız tarım öğreniyorum .Diğer yanında toprakta bir şeyler yetişiyor. Tabii topraktakiler sökülünce tamamı topraksız olacak .

İsmail Karagülle
13-09-2013, 20:32
Topraksız tarıma başlamadan önce diktiğim domates biber hıyar ve kudret narları sera içini ormana çevirdi. Acemi aç gözlülüğü ile çok sık dikmişiz. Ama Kudret beyin besinleri ile takviye yapınca ürün miktarında ve büyüklüğünde müthiş sonuçlar aldık.

sulukök
13-09-2013, 21:58
İsmail Bey,

Çalışmalarınız oldukça başarılı bir şekilde yürüyor gibi görülüyor. Kolay gelsin, hayırlı olsun.

Basınç sorununu ben de yaşadım benim küçük balkon denememde. Basitçe şöyle bir çözüm buldum:

Tek pompa ile iki baştan da pompalama yapacak şekilde ikinci bir hat çekip, araya T bağlantı elemanı koyup beslemeyi oradan yaparak daha dengeli bir besleme sağlayabildim. T bağlantı elemanı sıranın ortası hizasında olursa, daha da dengeli oluyor. Bunun için yarım boy daha fazladan boru döşemek gerekiyor. Yani toplamda 2.5 boy boru gerekiyor.

Kolay gelsin.

İsmail Karagülle
14-09-2013, 19:36
Sayın sulukök,

Çok teşekkürler. Denemeye değer .

Kudret Tezel
15-09-2013, 14:28
Ellerinize sağlık İsmail bey, bayağı güzel çalışmalar yapıyorsunuz bizde hayran hayran seyrediyoruz. Toprasız tarım topraksız tarım diyoruz ama ne yazık ki topraksız olmuyor.
İsmail bey bu arada birşey söylemek istiyorum. Hani sulamadaki dengesizlikten bahsediyorsunuz ya bu borulardaki dengesiz basınç farklılıklarından olabildiği gibi perlitin damlama deliklerini tıkamasından tutun, sulama hortumunun fazla basınç istemesinden, pompa motorunun yetmemesinde, vs vs bir çok sebepten olabilir. Ancak burada basit olarak deniyebileceğimiz bir yol, basınç dengelemesi için sulama borularının nihayetindeki kör tapaları çıkartıp iki yana dirsek, ortadakine (T) fitinks le ve oluk aralıkları kadar hortumla birbirlerine bağlayınız. Bu hatlar arasındaki basıncın dengelenmesinde eğer perlitten dolayı tıkanmalar sözkonusu ise baya faydalı olur. Tabii ki diğer sebeplerde olabilir ama denemekte fayda var diyorum. Şayet netice vermez ise bitki köklerine yakın yerlere ince bir çivi ile delik açmak bizim terasta olduğu gibi işi çözer ancak filtrasyona çok dikkat etmek lazım. Önce kör tapaları çıkartıp sulama borularını iyice yıkamak içerdeki perliti temizlemek ve mutlaka suyu bir filtreden geçirerek vermek lazım.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim. kolaygelsin.

İsmail Karagülle
15-09-2013, 22:05
Kudret Hocam dediklerinizi yapıp neticeyi paylaşacağım .

idris şenol
16-09-2013, 18:08
sayın ismail bey başarılar
topraksız tarımn ruhunu çözmek şart..kudret beyin kulakları çınlasın
sistem kesintisiz çalışmalı,sulama suyunuzun deyerlerine göre çalışmalrınıza bu doğrultuda gitmelisiniz,unutmayın başarı !!!hiç düşmemek deyil,, her seferinde tekrar ayağakalkmaktır

İsmail Karagülle
16-09-2013, 22:44
sayın ismail bey başarılar
topraksız tarımn ruhunu çözmek şart..kudret beyin kulakları çınlasın
sistem kesintisiz çalışmalı,sulama suyunuzun deyerlerine göre çalışmalrınıza bu doğrultuda gitmelisiniz,unutmayın başarı !!!hiç düşmemek deyil,, her seferinde tekrar ayağakalkmaktır

Valla düşme kalkma konusunda mastır yaptım sayılır. :o

Teşekkürler.

İsmail Karagülle
16-09-2013, 22:49
Bugün önerileri yaptım . Ama hala istediğim gibi bir eşit çıkış elde edemedim .

Sera bekçisi görevini mükemmel yapıyor. Suyun sistemden geri dönmesi drenaj konusu Kudret hocanın tavsiyeleri sayesinde mükemmel .

Çileklerin doğru ve eşit beslenmeleri için nozullerden aynı miktarda su çıkışını hallettik mi işin önemli bir aşamasını da geçmiş olacağız.

Bu bu konuda çalışmalar ve araştırma - öğrenme devam ediyor.

Farklı önerilerinizi beklerim .
Sağlıcakla kalın .

Kudret Tezel
16-09-2013, 23:03
İsmail bey sistemde kaç adet delik var ve her delikten dakikada kaç litre veya ml su akıyor. Bir bardak tutup ölçmek mümkünmü. Hatta bu ölçmeyi çok akan az akan 5-10 delik için yaparsak ortalama bir değer bulmakta faydalı olur. Kolaygelsin.

Kudret Tezel
16-09-2013, 23:14
Aslında sorunun daha isabetli cevaplanabilmesi için delik sayısı ve , besin tankı seviyesinin pompa çalışırken birim zamanda örneğin 5 dakikalık sulama zamanında seviyesindeki düşmenin en,boy, yükseklik çarpılarak kaç litre azaldığı be delik sayısına bölünerekte her delikten ortalama nekadar su aktığı daha sağlıklı bir şekilde hesaplana bilir.

İsmail Karagülle
16-09-2013, 23:16
Kudret hocam her saykapta 72 delik var .

3 saykapta 72*3= 216 delik var .

Basıncın kuvvetli olduğu yerlerde çok tazyikli çıkış var. Ve bu basınç ileriki deliklerde azalarak sonunda sıfıra düşüyor .

Sizin dediklerinizi yapınca şimdi , sıfırlanma olmuyor .Ama ilerideki bitkiler daha az su ile sulanmış oluyor.

Biliyorsunuz iki pompamız vardı .

Bu sorunu çözmek için pompanın diğerini ters taraftan devreye sokarak az sulananları da yeteri kadar sulanmasını sağlarım diye düşünüyorum . Ne dersiniz ?

İsmail Karagülle
16-09-2013, 23:21
Hocam bir saykapta 72 delik var dedim ya motor çalışınca bunlardan yaklaşık 1/3 ünde azalarak sıfırlanıyor . Diğerlerinde su falan yoktu . Şimdi sizin önerilerinizle daha fazla bitkiye su ulaşabiliyor. Ama sonuna kadar yeterli gelmiyor.

Acaba delikler daha küçük mü olmalı .

Tazyikin olduğu yerlerde daha küçük deliklerden su tahliye olamayacak ve diğer bitkilere de ulaşabilecek diye de düşünüyorum .

Kudret Tezel
17-09-2013, 08:52
Günaydın İsmail bey, sizden ricam şon mesajımdaki ölçmeyi yapmanız pompa örneğin 5 dakika çalıştığında depo seviyesi nekadar düşüyor.

İsmail Karagülle
17-09-2013, 19:11
Günaydın İsmail bey, sizden ricam şon mesajımdaki ölçmeyi yapmanız pompa örneğin 5 dakika çalıştığında depo seviyesi nekadar düşüyor.

Hocam ölçtüm .

17,19 da pompa çalışmaya başladı .
17,25 de su basmayı kesti

yani 6 dakika çalıştı.

eksilen su miktarı 11,5-8 cm = 3,5 cm

Yanlız bu ölçüm tam bir ölçüm olamıyor .Zira bizim drenaj o kadar mükemmel çalışıyor ki pompa çalışırken bir yandan da geri dönüş başlıyor ve şakır şakır su geri dönüyor.

O yüzden 3.5 cm den daha çok su sisteme verilmiş oluyor.

3.5 CM den daha çok ama ne kadar çok onu hesaplayamıyorum .

Ama şunu söyleyebilirim . Bayağı çabuk dönüyor su . Ben diyeyim ölçtüğümüzün yarısı kadar siz deyin bir misli ( yani 3.5 yerine 5 cm de alabiliriz zannederim .) Bir bilgi daha vereyim . Mesela pompa durduktan sonra geri dönüş 5 dakika kadar devam ediyor. Ondan sonra çok az bir geri dönüş hızı kalıyor. Adeta akmıyor damlıyor.

İsmail Karagülle
17-09-2013, 19:20
Depo ölçülerini vermeyi unutmuşum.

93*57*51

Bizi ilgilendiren en ve boy derinlikle bu hesaplamada işimiz yok galiba .

93*57

51 derinlik .

Kudret Tezel
17-09-2013, 21:17
İsmail bey ölçmenin çok sağlıklı yapılamaması drenajın dediğiniz gibi mükemmel olmasından ellerinize sağlık. Ancak sizin gözlemiminize dayanarak fark 3,5 cm ama bunu 5 cm kabul edebiliriz diyorsunuz. Ben içinizi rahatlatayım bu 5 cm değil 15 cm alalım bu hesaba göre pompanın 6 dakikada bastığı su miktarı,93*57*15=79515ml=79,515 litre bunu 80 litre olarak alalım. 6 dakikada 80 litre basarsa 60 dakikada yani saate 80*10=800 litre olur. Oysa bu tip dalgıç pompalar 400 Watt ve 2 metre yükseğe 4 ton,3 metre yükseğe 3 ton 4 metre yükseğe 1,3 ton su basabilirler. Bu değer hepsi için ayni değildir ama bu değerlerden çok farklı da değildir.
Şimdi gelelim işin püf noktasına. pompanın kapasitesi daha bunun gibi 4-5 misli su basmaya uygundur. bizim yüksekliğimiz 2 metre değil belki depodaki su seviyesi düşükken bile 40 cm yi geçmez. öyle düşünürsek su kapasitesi belki 5- tonu geçer. Demek oluyorki arıza pompanın küçük gelmesi değil. geriye kalıyor motorum su basmasına engel olan faktöre . Bazen öyle garip arızalarla karşılaşırsınız ki
hem oturup ağlamak gelir içinizden bukadar yorgunluk boşa gitti diye hemde kafanızı vuracak taş ararsınız bu bağlantıda sızdırmazlık için kullanılan contanın sıyrılarak yerinden çıkıp boruyu tıkadığını görünce.
Sulama sistemlerinde kullanılan 16 lık boru bu iş için ince değil ancak motor çıkışı ve 3 kola dağıtım yapan konnektör sistemini kontrol etmenizi öneririm. Kullanılan perlitin tozu pompa girişinde çıkışında ve dağıtım konnektöründe tıkanıklıklara sebep olmuş olabilir.
pompa çıkışındaki bağlantıyı açıp pompanın bastığı suyu kontrol etmenide fayda var.

İsmail Karagülle
17-09-2013, 22:30
Tamam hocam söker temizlerim .

İsmail Karagülle
18-09-2013, 18:23
Temizlik işi tamam yarın bir daha gözden geçirip , eksiklikleri görmeye çalışacağım .

İsmail Karagülle
19-09-2013, 19:44
Şimdilik işler yolunda gibi görünüyor.

Bütün bağlantılar sökülüp temizlendi .Ve yeniden bağlandı .

Şimdilik sistem bütün bitkilere besin taşımaya başladı .

Şimdilik diyorum . Devamlı gözlemlemek lazım . Sistem iyice oturana kadar izlemekte fayda var.

Kudret Hocamın yardımıyla bu badireyi atlattık . Çilekler de görülmeye başlandı .:)

İsmail Karagülle
19-09-2013, 19:54
Bugün akşam yemeğim , köy tavuğu ve sera mamulleri

smnvrl
19-09-2013, 20:21
İsmail abi,

Afiyet olsun. Köy tavuğunun lezzetini yiyen bilir, bir kez yiyende çiftlik tavuğu yemek istemez :) Kendi ürünlerinde sofra kurmuşsun daha lezzetlisi olmaz her halde. Çalışmalarının takipçisiyim başarılar diliyorum.

Saygılarımla.

masalım
19-09-2013, 21:19
merhaba topraksız tarımla marul yetiştirme denemeleri yapıyorum suyun belli bir sıcaklık degerı var mıdır bu konuda bir bılgıye ulasamadım yardımcı olursanız sevinirim

Kudret Tezel
19-09-2013, 21:43
Sistemdeki arızanın giderilmesine sevindim İsmail bey geçmişolsun. Zira sistemdeki en küçük arıza bile sinsi sinsi hissedilen baş ağrısına benzer insanı işinden gücünden alıkoyar.Seradada halledilemeyen veya aklın takıldığı en küçük arıza bitkilerle meşgul olmaktan,onlarla haşır neşir olmaya mani olur. Bitkilerle uğraşacak zaman bulamassınız. Buda tabiiki bitkinin büyümesine sağlığına verimine vs vs tesir eder.
Sistematik arızayı buldunuz , şu anda sulama istediğiniz gibi oluyorsa mekanik düzendeki arıza hallolmuştur. Bundan sonraki arızanın tekrarlanması halinde artık kaynağı bilinmektedir, filteresi dolduğundan tıkanmıştır ya damlama deliğinin tıkanmasındandır veya buna benzer basit arızalardır.
Sizi baya yorduğundan eminim , ama hayat tecrübelerle yaşanır.Kolaygelsin.
Biri yer köy tavuğunu birileride bakar nediyelim günahı boynunuza, afiyetolsun. Elinize emeğinize sağlık.

İsmail Karagülle
20-09-2013, 00:26
İsmail abi,

Afiyet olsun. Köy tavuğunun lezzetini yiyen bilir, bir kez yiyende çiftlik tavuğu yemek istemez :) Kendi ürünlerinde sofra kurmuşsun daha lezzetlisi olmaz her halde. Çalışmalarının takipçisiyim başarılar diliyorum.

Saygılarımla.
Çok teşekkürler ediyorum .
sizlere de nasip olsun diliyorum.

İsmail Karagülle
20-09-2013, 00:29
merhaba topraksız tarımla marul yetiştirme denemeleri yapıyorum suyun belli bir sıcaklık degerı var mıdır bu konuda bir bılgıye ulasamadım yardımcı olursanız sevinirim

Marul için özel bir değer var mı bilmem ama genelde mesela soğuk su verilmez. Kuyu suyu yazın soğuk olur . Doğrudan verilmez . Dışarıda bir depoda bekletilip ortam ısısına gelmesi beklenir.

İsmail Karagülle
20-09-2013, 00:31
Sistemdeki arızanın giderilmesine sevindim İsmail bey geçmişolsun. Zira sistemdeki en küçük arıza bile sinsi sinsi hissedilen baş ağrısına benzer insanı işinden gücünden alıkoyar.Seradada halledilemeyen veya aklın takıldığı en küçük arıza bitkilerle meşgul olmaktan,onlarla haşır neşir olmaya mani olur. Bitkilerle uğraşacak zaman bulamassınız. Buda tabiiki bitkinin büyümesine sağlığına verimine vs vs tesir eder.
Sistematik arızayı buldunuz , şu anda sulama istediğiniz gibi oluyorsa mekanik düzendeki arıza hallolmuştur. Bundan sonraki arızanın tekrarlanması halinde artık kaynağı bilinmektedir, filteresi dolduğundan tıkanmıştır ya damlama deliğinin tıkanmasındandır veya buna benzer basit arızalardır.
Sizi baya yorduğundan eminim , ama hayat tecrübelerle yaşanır.Kolaygelsin.
Biri yer köy tavuğunu birileride bakar nediyelim günahı boynunuza, afiyetolsun. Elinize emeğinize sağlık.

Hocam sanki kendim arızayı bulmuş gibi yazmışım . Sayenizde çözdük . Çok sağ olun .

Ve sağlıcakla kalın .

İsmail Karagülle
20-09-2013, 00:35
Hocam köy tavuğunu, inşallah birlikte yiyebileceğimiz fırsatlarımız da olur. Zaten tesisat işini çözemeseydik , mutlaka birlikte yeme fırsatımız da doğacaktı .

Uzaktan bile imdada yetiştiniz . Bir daha ki sefere bu iş uzaktan olmaz , tavuğu kes temizle dolaba koy ben geliyorum dersiniz .:D

Kudret Tezel
20-09-2013, 08:49
Çok naziksiniz teşekkür ederim . Köy tavuğu deyince tadını damağımda hissettim ama eksik yazmamışmısınız, bir yol daha yokmu?....... Tavuğu al gel hallederiz.:D:D:D

İsmail Karagülle
20-09-2013, 20:15
Çok naziksiniz teşekkür ederim . Köy tavuğu deyince tadını damağımda hissettim ama eksik yazmamışmısınız, bir yol daha yokmu?....... Tavuğu al gel hallederiz.:D:D:D

Tamam hocam emrin olur.

İsmail Karagülle
20-09-2013, 20:17
Bütün yanlışlıklara ve sorunlara rağmen ,

İlk çilekler gözükmeye başladı .

İsmail Karagülle
20-09-2013, 20:19
Bir iki resim daha vardı .

Kudret Tezel
20-09-2013, 20:32
Estafurullah, hani köy tavuğudur İstanbulu merak ederse dedim.
Çileklerin yüzü gülmeye başlamış anlaşılan hayırlıolsun. Selamlar sevgiler.

İsmail Karagülle
22-09-2013, 18:43
Kudret Hocam yukarıda demişti .

en küçük arıza bitkilerle meşgul olmaktan,onlarla haşır neşir olmaya mani olur. Bitkilerle uğraşacak zaman bulamassınız. Buda tabiiki bitkinin büyümesine sağlığına verimine vs vs tesir eder.

Dediği gibi de oldu .

Bazı yapraklarda sararmalar var . Veya şöyle diyebiliriz , bazı yapraklar normal yeşil renginde değil .

Şimdi bu soruna bir çare arayacağız.

Sisteme kafayı takınca bitkilerdeki bu probleme bakamamıştık .

Önerilerinizi bekliyorum .

Sağlıcakla kalmanızı diliyorum .

idris şenol
24-09-2013, 16:53
sulama suyunuz deyerleride çok önemli
ismail bey suyunuzun analizini yazarmısınız
uygun zamanda bir dostumuzun sayesinde mikro hesaplamalrı suyunuzn deyerine göre hesaplamalrı doğrusu ile yanlışı ile vericem ,köye gidiyorum ceviz toplucam:))

İsmail Karagülle
24-09-2013, 17:25
sulama suyunuz deyerleride çok önemli
ismail bey suyunuzun analizini yazarmısınız
uygun zamanda bir dostumuzun sayesinde mikro hesaplamalrı suyunuzn deyerine göre hesaplamalrı doğrusu ile yanlışı ile vericem ,köye gidiyorum ceviz toplucam:))

İdris bey suyumuzun tam bir analizini yaptırmadım.

Ama suyumuz çok kireçli ve yüksek alkali bir su .

Bu bir handikap biliyorum . Ama burada bazı şeylere ulaşmak o kadar zor ki anlatılamaz . Ancak yaşayınca anlıyor insan .

Bu yüzden şimdilik ph seviyesini toplam olarak düşürmeye çalışıyorum .

ankafar
25-09-2013, 10:37
Demir eksikliği var. Su çok alkali ise yüksek pH nedeni ile alınamamış olabilir. pH dengeleyip demir kaynağı değişimi yapabilirsiniz.

hesperis
25-09-2013, 13:43
Sizi tebrik ediyorum İsmail Bey. Bu forumdaki çalışmaları ve paylaşımları gördükçe benim de bu işlere giresim geliyor ama daha tarımın topraklısının üstesinden gelemiyorum :( topraksız tarım için daha çok yol katetmem gerekiyor sanırım. Bol mahsullü çalışmalar diliyorum :)

İsmail Karagülle
25-09-2013, 15:17
Demir eksikliği var. Su çok alkali ise yüksek pH nedeni ile alınamamış olabilir. pH dengeleyip demir kaynağı değişimi yapabilirsiniz.
Çok teşekkürler. Gerçekten de ph çok yüksek çıktı . Onu ayarlamaya çalışıyorum . Akü asiti alacağım .

Sonrasında ilave bir şeye ihtiyaç olmadan aynı besin ile beslemeye devam ederek bir süre gözlemleyeceğim . Bakalım ne gibi bir manzara çıkacak karşımıza diye izlemeyi düşünüyorum .

Tekrar teşekkürler . Tavsiyeleriniz çok kıymetli . Tavsiyelerinizi bekliyoruz.

İsmail Karagülle
25-09-2013, 15:24
Sizi tebrik ediyorum İsmail Bey. Bu forumdaki çalışmaları ve paylaşımları gördükçe benim de bu işlere giresim geliyor ama daha tarımın topraklısının üstesinden gelemiyorum :( topraksız tarım için daha çok yol katetmem gerekiyor sanırım. Bol mahsullü çalışmalar diliyorum :)

Siz bana göre ileride sayılırsınız . Ben ne topraklı ne topraksız tarım bilmezken başladım . Domatesi salata tabağındaki kırmızı olan sebze olarak tanırdım . Turşunun içinde gördüğüm yeşil nesne de meğerse domatesmiş.

O yüzden Önemli olan zor veya kolay olması değil . Bu işe gönül vermek .

Zaten bir başladınız mı ? Sigaradan daha kolay alışkanlık yapıyor. Bırakması da sigara bırakmaktan daha zor . (:

Çok zevkli bir uğraşı . Bir de başarırsak topraklı tarımdan çok daha kolay olduğunun farkına varılacak .

İlk başlarda zor gibi görünse de emek anlamında kuruluştan sonra çok rahat edilecek bir iş. Topraksızda yaptığınız bir çok emek isteyen iş kendiliğinden ortadan kalkıyor.;)

Yani hararetle tavsiye ederim .

hesperis
25-09-2013, 15:56
Bu tavsiyeyi dikkate alacağım İsmail Bey. Başlamadığım bir bu iş kalmıştı o da oldu olacak :D Her ne kadar gelecek tepkileri tahmin edebilsem de akşama bu konuyu ev halkına açmalıyım. Kağıdı kalemi alıp bir plan proje yapmalıyım. Sizlerin de yardımıyla bu işin üstesinden gelirim inşallah :)

İsmail Karagülle
26-09-2013, 09:23
Asit ile ph seviyesi düşürüldü.

PH ımız 6,5 seviyelerinde .

Sistemden bir gün boyunca besinli su dolaştıktan sonra , besinli suyumuzun ph ı 6,5 seviyelerinde .

Bakalım çileklerde düzelme olacak mı?

Şimdilik herhangi bir takviye yapmıyoruz.

Bir kaç gün içinde herhalde durum düzelir diye ümit ediyorum .

masalım
30-09-2013, 22:41
Marul için özel bir değer var mı bilmem ama genelde mesela soğuk su verilmez. Kuyu suyu yazın soğuk olur . Doğrudan verilmez . Dışarıda bir depoda bekletilip ortam ısısına gelmesi beklenir.

teşekkür ederim

İsmail Karagülle
06-10-2013, 16:23
Topraksız parkurumuzda , sera bekçisi tıkır tıkır çalışıyor.
Sistemde kuruluş aşamasında meydana gelen aksaklıklar giderildi.

2 ec
6,5 ph ile sistem çalışıyor.

Sararan yapraklardaki arıza , ph seviyesi düşürüldükten sonra çilekler doğru beslenmeye geçince yeni sağlıklı yapraklarınız oluştu .

İlk çilekleri az da olsa toplayıp mideye indiriveriyoruz. ;)

Bayram da 15-20 gün sistemi kendi halinde bırakmayı düşünüyorum .

Bakalım vukuatsız bir 15-20 günü bensiz de atlatabilecekler mi ?

İsmail Karagülle
06-10-2013, 16:25
Son iki resim

İsmail Karagülle
08-10-2013, 09:47
Bu nasıl bir hastalıksa , İstanbul'a geldim . Çocuklarımı ailemi gördüm . Hasret bitti derken, şimdiden seramı ve topraksız çileklerimi özledim . Bakalım 15 gün dayanabilecek miyim?:o

İsmail Karagülle
17-10-2013, 20:43
Ve köydeyim .15 dayanamadım .

Sera içinde kurduğum topraksız tarım sistemimde problem çıkmış. Saykaplardan biri ek yerinden ayrılıp yere doğru eğilmiş. Ve tabii olarak hazır besin eriyiğimiz yerlere dökülmüş.

Demek saykaplar kurulurken sağlam kuramamışız. Acemilik ne olacak .

En iyi malzemeler bile acemi elinde olumsuz neticeler verebiliyor.

Yarın yeniden sistem sağlamlaştırılacak .

Bir de içeri giren köpeği yakalarsam çok kötü olacak .:(:mad:

Kudret Tezel
17-10-2013, 21:03
İnşallah köpek akıllı davranırda oralarda olmaz, yoksa vay başına gelene.:(:(
Herneysa geçmiş olsun İsmail bey, İnşallah hasar fazla değildir. Paylaşımlarınızı bekliyoruz. Selamlar.

İsmail Karagülle
18-10-2013, 17:19
Kudret hocam teşekkürler. Saykaplardan birinden , yani bir sıradan hayır yok . Kullanılmaz halde.

Çilek fidelerinin yarıdan çoğu hakkın rahmetine kavuşmuş.

Gidenlere acımak yerine kalan sağlar bizimdir . Diyerek yola devam edeceğiz. Kalan sağlar gerçi epey hasar görmüşler. Toparlarlar diye umut ediyorum .

Bu olaydan çıkarılacak ders. Sistemin başından ayrılmak için her şeyin doğru yapılması gerekiyor.

İçeri iki veya dört ayaklı canlıların girişi önlenmeli .

Sistem yıkılmayacak kadar sağlam yapılmalı .

Ve sistemi birine emanet ediyorsak , işten biraz anlaması gerekiyor.

Biz kendi bildiklerimizi herkes biliyor zannediyoruz .

Veya anlatınca her şeyi anladı zannediyoruz.

Bir kaç dönem sistemin başından ayrılmamak lazımmış.

''Bir musibet bin nasihattan evladır .''

Ve başımıza ne gelirse gelsin , başkalarında kabahat aramamak lazım . Ben neyi eksik yaptım diye sormak lazım .

Yılmak yok yola devam .

Kudret Tezel
19-10-2013, 01:35
İyi geceler İsmail bey. Atalar ne dediyse doğru demiş. Sizinde dediğiniz gibi bir musibet bin nasihatten evladır. bir başka ata sözümüzde herhayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır der. Bu yaşananlardan sadece yaşıyanın değil takip edenlerinde der alması önemli bence. İnanın çekilen bütün sıkıntılar sistemi basite indirgemekten, işi hafiffe almaktan kaynaklanıyor. Ha ... birde iş nekadar ciddiye alınırsa alınsın imkansızkıltan kaynaklananıda var. Sizinki bildiğimkadarı ile birazda ondan kaynaklandı. Malzeme açısından mahrumiyet bölgesinde olmanız işi ister istemez kendi imkanlarınızla halletmek mecburiyetinde bıraktı, ancak ne yazık ki görüldüğü gibi şakaya gelmiyor. Sonuçta daha büyük kayıp ve daha büyük üzüntülerle karşılaşabiliyoruz. Siz zaten konunun deneme ve öğrenme olduğunu başında beyan ettiniz. İnşallah yaşadıklarınızdan gereken dersler alınır. Sizin ve diğer arkadaşlarımızın ayni durumu birdaha yaşamamalarını temenni ederim. Kolaygelsin iyi çalışmalar.

İsmail Karagülle
19-10-2013, 20:08
Teşekkürler Kudret hocam .

Nedenler doğru tespit edilince bu karşılaştığımız problemler ders hanesine yazılınca , kayıplar ileride daha büyük zararlara karşı bağışıklık kazandırır diye düşünmek lazım .

Şimdi sistem üzerindeki kalan sağları kurtarmak için oldukça sağlamlaştırıldı .

ec ve ph ayarlaması yapıldı .

Daha önce sistem sadece su ile bolca yıkandı .

Ve 2.2 ec 6,5 ph ile çalışmaya devam ediliyor.

İsmail Karagülle
19-10-2013, 20:19
Hasardan sonra , sağ kalanlardan görüntüler.

Ve hasara rağmen bugün topladığım çilekler ( arada sırada yüzümüz işte bu yüzden gülüyor)

İsmail Karagülle
19-10-2013, 20:23
Bu arada her tür sorunumuzla yakından ilgilenen ve maddi manevi desteğini esirgemeyen Kudret Hocamıza teşekkürler.

Her derdimize hızır gibi yetişiyor. Malzeme konusunda bütün yükümüze elinden geldiğince yardımcı oluyor . Her türlü teşekkür az kalıyor. Sağ olasın hocam .

Kudret Tezel
19-10-2013, 21:07
Estafurullah, teveccühünüz ne yapabiliyoruzki.

İsmail Karagülle
20-10-2013, 17:36
Arkadaşlar hep olumsuz haberlerden biraz iç karattık .

Bu akşam az evvel toplayıp resmini çektiğim görüntüler azıcık içimizi açar diye ümit ediyorum .

İsmail Karagülle
20-10-2013, 17:38
Estafurullah, teveccühünüz ne yapabiliyoruzki.

Her derdimizle dertlenmeniz , ve çare bulmak için samimi çabanız daha ne olsun hocam .
İyiki varsınız .

Kudret Tezel
20-10-2013, 18:51
Sağolun teşekkür ederim, sizlergibi kadirşinas arkadaşlarımın olması bana güç veriyor inanın. İyiki varsınız. Sağolun varolun.
Hayat hep olumsuzluklarla dolu olsa çekilmezki. İşte birtabak el emeği göznuru bütün sıkıntıları unutturuyor. Afiyetolsun.

idris şenol
20-10-2013, 19:23
elinize emeğinize sağlık eksik olmayın emi:))

İsmail Karagülle
11-11-2013, 10:46
Forumda en son okuduğum yazılar topraksız tarım konusundaki büyük hevesimi neredeyse kıracak düzeyde ve ÖDÜMÜ KOPARDI .:rolleyes:

Ne olacak bu tartışmanın sonucu gerçekten merak içindeyim .

Bu arada belirteyim , ne kadar ödüm koparsa kopsun , Korku ile baş edebilecek yaşlardayım.

O yüzden Topraksız dneme ve öğrenme konusunda geri adım atmayacağım .

Bu bilimsel araştırmaların altında bazen , gerçekten bilimsel araştıma mı yatıyor yoksa bir kazanç kapısının övülmesi mi yatıyor anlamak zor oluyor.

Bir zamanlar yumurta fazla tüketmeyin diyorlardı , şimdi tersini de söyleyenler var.

Her söylenen bilimsel gibi görünen söz ve makale gerçekte hangi çıkar sistmine yarıyor veya hangi ürünün pazarlamasına hizmet ediyor diye düşünmeden yorumlanmamalı .

Bir ürün pazarlayacaksan , önce mevcut ürünleri kötüleyeceksin , onları itibarsızlaştıracaksın , ondan sonra kendi ürününü pazarlıyabileceksin .
Bu konuda milyon dolar paralar harcanıyor. Ve sözüm ona bilimsel makaleler yayınlatılıyor.

Buna alet olmadan , topraksız tarımda böcek ilacı kullanmadan ot ilacı kullanmadan her bitkinin istediği besin miktarlarını ona hazır vererek yapılan tarımın mümkün olan en temiz tarım olduğuna inanıyorum .

Tüccar bilim adamlarından allah hepimizi korusun

vetman996
11-11-2013, 18:12
Değerli İsmail Abi merhaba.

Topraksız tarım topraklı tarıma göre çok daha sağlıklı. En azından zirai ilaç fazla kullanılmıyor.

Siz Topraksız tarım yaparken fazla kimyasal gübre kullanmadan kendi elde ettiğiniz ürünlerle besin eriği hazırlamak istemez misiniz.

Ben bunun olabileceğini düşünerek bir takım paylaşımlarda bulundum. Sanırım yanlış yerden giriş yapmışım ki topraksız tarım karşıtı olduğum zannedildi.

Türkiye'nin dış ticaret açığının artmasında (Dövizin yurt dışına gitmesinde) ikinci sıradaki kalem gübre ithalatı. Birinci sıradaki de bildiğiniz gibi Petrol. Niçin dövizlerimiz yurt dışına gitsin ki.

Siz topraksız tarımı ticari düşünmediğinize göre bunu çok rahat yapabilirsiniz.

Detaya girdiğimde bazı dostlar amatörlükle, cahillikle suçlayacaklar belki beni ama örneğin Kalsiyum için yumurta kabuklarını kullanabilirsiniz mesela. Tabi bunu fermente olarak mı, solucanlara yem olarak mı, yoksa sirkeli suda bekletip fırınlayıp da mı kullanacaksınız buna siz karar verirsiniz. Ama bir takım mineralleri doğal kaynaklı olarak elde etmek mümkün ve ben bunun peşindeyim.

Kıymetli abi, bazı gerçekleri kabullenmek zor olabiliyor, bazı gerçekler acı olabiliyor ama bunlar hakikaten gerçek ise kabullenmek gerekiyor. Burada iki gerçek var.

1- Topraksız tarım, topraklı tarımdan daha sağlıklı

2- Topraksız tarımda kullanılan kimyasalların bir kısmı zararlı.

Siz ticari düşünmediğinize göre bu kimyasalları minimum seviyede kullanarak bu işi yapabilirsiniz. Benim söylemeye çalıştığım sadece bu. Bunun neresine itiraz ediliyor anlamıyorum.

Beni anlayan bir siz vardınız, siz de yanlış anlamışsınız :))

Her şey gönlünüzce olsun.

Selamlar... Saygılar...

İsmail Karagülle
11-11-2013, 20:02
Değerli İsmail Abi merhaba.

Topraksız tarım topraklı tarıma göre çok daha sağlıklı. En azından zirai ilaç fazla kullanılmıyor.

Siz Topraksız tarım yaparken fazla kimyasal gübre kullanmadan kendi elde ettiğiniz ürünlerle besin eriği hazırlamak istemez misiniz.

Ben bunun olabileceğini düşünerek bir takım paylaşımlarda bulundum. Sanırım yanlış yerden giriş yapmışım ki topraksız tarım karşıtı olduğum zannedildi.

Türkiye'nin dış ticaret açığının artmasında (Dövizin yurt dışına gitmesinde) ikinci sıradaki kalem gübre ithalatı. Birinci sıradaki de bildiğiniz gibi Petrol. Niçin dövizlerimiz yurt dışına gitsin ki.

Siz topraksız tarımı ticari düşünmediğinize göre bunu çok rahat yapabilirsiniz.

Detaya girdiğimde bazı dostlar amatörlükle, cahillikle suçlayacaklar belki beni ama örneğin Kalsiyum için yumurta kabuklarını kullanabilirsiniz mesela. Tabi bunu fermente olarak mı, solucanlara yem olarak mı, yoksa sirkeli suda bekletip fırınlayıp da mı kullanacaksınız buna siz karar verirsiniz. Ama bir takım mineralleri doğal kaynaklı olarak elde etmek mümkün ve ben bunun peşindeyim.

Kıymetli abi, bazı gerçekleri kabullenmek zor olabiliyor, bazı gerçekler acı olabiliyor ama bunlar hakikaten gerçek ise kabullenmek gerekiyor. Burada iki gerçek var.

1- Topraksız tarım, topraksız tarımdan daha sağlıklı

2- Topraksız tarımda kullanılan kimyasalların bir kısmı zararlı.

Siz ticari düşünmediğinize göre bu kimyasalları minimum seviyede kullanarak bu işi yapabilirsiniz. Benim söylemeye çalıştığım sadece bu. Bunun neresine itiraz ediliyor anlamıyorum.

Beni anlayan bir siz vardınız, siz de yanlış anlamışsınız :))

Her şey gönlünüzce olsun.

Selamlar... Saygılar...

Saygıdeğer arkadaşım , ben seni hiçç yanlış anlamadım .Senin endişelerini ben de paylaşıyorum .

Toprakta tarım da topraksız tarım da diğer her konuda iyi niyetli İnsanlar elinden geldiğince doğru şeyler yapmaya çalışıyor.

Hepimiz hem fikiriz topraksız tarım mevcutlar arasında en temizi , Senin üzerinde durduğun mahsurları olabilir .Ve sen bunları da izale edecek bir metod üzerinde kafa yormuşsun .

Ve sadece kafa yormakla kalmamışsın, emek ve zaman ve para da harcamışsın. Çok da güzel lafı yetmez mükemmel iş yapmışsın.

Ve zaten bu konuya başlarken sen de hissetmişsin'' bir çok arkadaşımın itirazları olacak polemiklere neden olacak ama söylemeden olamayacak şeklindeki fikrini de söylemiştin ''

Bence ana fikirde düşüncede ayrı bir tarafımız yok .

Ben konuyu anlatırken Biraz da espirili olarak ödüm koptu gibi bir söz söyledim . Bu söz her ne kadar espirili ise de Bahs ettiğim iki ağabeyimin kanser illeti ile karşılaşması ve birini yakın zamanda kaybetmemiz , bizlerde bu konu hakkında gerçekten de ödümüz kopma çok da abartılı sayılmaz bir anlatım şekli.

Sonraki yazılarda bu sözcük biraz fazlaca kullanıldı . Ve cevap vermemeye çalıştım . Sadece ikimizin yazıştığı ve konuştuğu bir platform olsa eminim hiç bir şekilde polemik yapma durumuna düşmeyiz. Ve bu platformda fikir ayrılığına düşmeyeceğim bir kaç arkadaştan biri ve en önde gelenisiniz.

Hem uslubun hem Bilgileri paylaşma şeklin , müteşebbis kabiliyetin taktirle ve beğeni izlediğim bir arkadaşımsın. Seni zevkle takip ediyorum . Ve sizinle gurur duyuyorum .

Bu kadar yağ yeter.

Şimdi küçük bir eleştiri .

Niyetinin öyle olduğunu söylemiyorum .

Ama Konuya sert girişin ( senin uslubunu bilen birileri, yine sen baz alınarak bu sertliğin farkına varabilir)

Ve senin yaptığın işleri paylaştığın eylemleri bilen birileri , uslubundaki sert girişe bakınca , Bu vetman solucan gübresi işine girdi .Topraksız tarımda bu gübrenin kullanımı temelinden başlayarak , Solucan gübresi reklamı yapıyor bu yüzden topraksız tarımda kullanılan kimyasallar kanser yapıyor diye sert giriyor . Diye düşünebilir.

Ben bunları benim seni anladığım gibi senin de beni anladığını bildiğim için , ve bu olgunlukta olduğunu bildiğim için çok açık biçimde anlaymaya çalıştım .

Solucan gübresi konusu , çok doğru bir araştırma ve neticede muaffak olması çok muhtemel bir konu . Zaten topraksız tarım konusunda senin endişelerini paylaşan bir çok insan var. O yüzden fazlaca sert girmeye gerek yok . İnanıyorum ki senin bu konuda çalışmaların ve sonucunda laboratuvar testlerin sonunda topraksız tarımda kimyasal besin kullanımı ile solucan gübresi kullanımı arasında ki fark görülecektir.

Fazla lafa gerek kalmadan solucan gübresi almak veya yapmak isteyenler çığ gibi çoğalacaktır.

EL NETİCE; Topraksıza devam , Topraksızda daha sağlıklı daha yüksek verimli metodları aramaya devam . Yolun açık şansın bol olsun .
Başarılarının devamını yürekten dilerim .

Sağlıcakla kal.

İsmail Karagülle
12-11-2013, 22:09
Çilekleri ve topraksız parkurunu, Sera bekçisine emanet edip , İstanbul'a gittim. Ve bugün akşam köyüme döndüm .

Sera bekçisinin görevini yaptığından eminim . Ama biz herşeyi bekçiden bekliyorsak yanlış yapıyoruz. Nihayetinde garibin sendikası yok . Arkasında patronlardan dayısı yok . Vur abalıya durumunda sığınacak kimsesi yok .

Netice olarak sera da diğer şartları sağlamışsak , ve sera bekçimiz de varsa topraksız tarım işini halletmiş sayılırız.

Yani İklimlendirmeyi yapmadan serada bitki yetiştirmek , bir çok problemle boğuşmak anlamına geliyor.

İsmail Karagülle
13-11-2013, 09:48
Ongün serayı bekçiye bırakıp İstanbul'a gittim .Dün akşam döndüm . Ve karanlık, gece , ve yorgunluktan seraya girmedim .

Az önce sabah kahvaltısı yapmadan seraya bir girdim .

On gün boyunca benim yokluğumda sistem mükemmel çalışmış.

Ve sabah kahvaltısında Geleceğimi düşündüğü için biraz çilek hazırlamış ec ve ph ayarlarını ölçtüm .EC Eksiklikleri zaten bekçi kendiliğnden yaptığı için sulama suyumuz şebeke suyumuz ph ı yüksek olduğundan sadece ph ayarlaması yaptım .

Ve biraz kahvaltılık çilek topladım . Onları yerken bir taraftan da sizlerle paylaşmak istedim .

vetman996
13-11-2013, 20:02
Saygıdeğer arkadaşım , ben seni hiçç yanlış anlamadım .Senin endişelerini ben de paylaşıyorum .

Toprakta tarım da topraksız tarım da diğer her konuda iyi niyetli İnsanlar elinden geldiğince doğru şeyler yapmaya çalışıyor.

Hepimiz hem fikiriz topraksız tarım mevcutlar arasında en temizi , Senin üzerinde durduğun mahsurları olabilir .Ve sen bunları da izale edecek bir metod üzerinde kafa yormuşsun .

Ve sadece kafa yormakla kalmamışsın, emek ve zaman ve para da harcamışsın. Çok da güzel lafı yetmez mükemmel iş yapmışsın.

Ve zaten bu konuya başlarken sen de hissetmişsin'' bir çok arkadaşımın itirazları olacak polemiklere neden olacak ama söylemeden olamayacak şeklindeki fikrini de söylemiştin ''

Bence ana fikirde düşüncede ayrı bir tarafımız yok .

Ben konuyu anlatırken Biraz da espirili olarak ödüm koptu gibi bir söz söyledim . Bu söz her ne kadar espirili ise de Bahs ettiğim iki ağabeyimin kanser illeti ile karşılaşması ve birini yakın zamanda kaybetmemiz , bizlerde bu konu hakkında gerçekten de ödümüz kopma çok da abartılı sayılmaz bir anlatım şekli.

Sonraki yazılarda bu sözcük biraz fazlaca kullanıldı . Ve cevap vermemeye çalıştım . Sadece ikimizin yazıştığı ve konuştuğu bir platform olsa eminim hiç bir şekilde polemik yapma durumuna düşmeyiz. Ve bu platformda fikir ayrılığına düşmeyeceğim bir kaç arkadaştan biri ve en önde gelenisiniz.

Hem uslubun hem Bilgileri paylaşma şeklin , müteşebbis kabiliyetin taktirle ve beğeni izlediğim bir arkadaşımsın. Seni zevkle takip ediyorum . Ve sizinle gurur duyuyorum .

Bu kadar yağ yeter.

Şimdi küçük bir eleştiri .

Niyetinin öyle olduğunu söylemiyorum .

Ama Konuya sert girişin ( senin uslubunu bilen birileri, yine sen baz alınarak bu sertliğin farkına varabilir)

Ve senin yaptığın işleri paylaştığın eylemleri bilen birileri , uslubundaki sert girişe bakınca , Bu vetman solucan gübresi işine girdi .Topraksız tarımda bu gübrenin kullanımı temelinden başlayarak , Solucan gübresi reklamı yapıyor bu yüzden topraksız tarımda kullanılan kimyasallar kanser yapıyor diye sert giriyor . Diye düşünebilir.

Ben bunları benim seni anladığım gibi senin de beni anladığını bildiğim için , ve bu olgunlukta olduğunu bildiğim için çok açık biçimde anlaymaya çalıştım .

Solucan gübresi konusu , çok doğru bir araştırma ve neticede muaffak olması çok muhtemel bir konu . Zaten topraksız tarım konusunda senin endişelerini paylaşan bir çok insan var. O yüzden fazlaca sert girmeye gerek yok . İnanıyorum ki senin bu konuda çalışmaların ve sonucunda laboratuvar testlerin sonunda topraksız tarımda kimyasal besin kullanımı ile solucan gübresi kullanımı arasında ki fark görülecektir.

Fazla lafa gerek kalmadan solucan gübresi almak veya yapmak isteyenler çığ gibi çoğalacaktır.

EL NETİCE; Topraksıza devam , Topraksızda daha sağlıklı daha yüksek verimli metodları aramaya devam . Yolun açık şansın bol olsun .
Başarılarının devamını yürekten dilerim .

Sağlıcakla kal.
Saygıdeğer İsmail Abicim Merhaba.

Ben senin işte bu dobralığını çok seviyorum. Lafı eveleyip gevelemeden anladığın gibi söyledin. Çok teşekkür ederim.

Forumda bir arkadaş Madalyonun iki yüzü vardır demişti. Eğer ben ürettiğim solucan gübresini tanıtmak için böyle yazı paylaştıysam; benim yazılarıma karşı çıkan arkadaşın biri kimyasal gübre satmak için, diğeri de daha çok ürün elde edip daha çok kazanmak için karşı çıkıyorlar anlamı çıkar o zaman. Bunu düşünmek hiç şık olmaz.

Kıymetli abi, siz İstanbul'u terkedip çeşitli fedakarlıklarla bir şeyler yapmaya çalışıyorsanız daha sağlıklı ürünler etmeniz gerekmez mi? Eğer olaya ticari gözle bakıyorsanız o zaman Sayın Ankafar'ın gittiği yoldan gitmelisiniz. Çünkü onun gittiği yol daha fazla ürün elde etmek üzere çizilmiş ve denenmiş yoldur. Hata yapma oranınız daha düşüktür.

Eğer hem sağlıklı olsun hem de verimli olsun derseniz denemeleri kendiniz yapıp görmelisiniz. Solucan gübresi satın almanıza da gerek yok. Topraktan toplayacağınız solucanlardan da gübre elde edebilirsiniz. Bu belki daha uzun zaman alır ama sonuçta başarıya ulaşırsınız.

Değerli Abi, topraksız tarım dünyada ne kadar gözde ise, solucan gübresi de dünyada o kadar gözde. Her ikisi de tarımda yepyeni ufuklar açıyor.

Topraksız tarımın başka bir şekli de "aquaponic garden". Topraksız tarım denilince sadece "hydroponic sistem" veya "ortam kültürü sistemi" anlaşılmamalı yani. Burdan da benim aquaponic sistemi övdüğüm anlaşılmasın. Demek istediğim bu sistemde kimyasal gübre kullanılmadan yetiştiricilik yapılabildiğini anlatmaya çalışıyorum. Bu sistemde dışarıdan besin eriği vermeden balık dışkısıyla bitki yetiştiriyorsunuz. Benim düşündüğüm sistemde ise dışarıdan besin eriği yerine doğal gübre vermek. Bununla ilgili denemelerin devam ediyor.


Sizin yukarıdaki yazınızı okuyunca bir e-ticaret sitesi kurup kimyasal gübre satışı da yapmam gerektiğine karar verdim. Çünkü kimyasal gübre satışı daha karlı. Eğer böyle yaparsam solucan gübresi satışı yapmak için yazmadığımı daha iyi anlatabilirim belki. Aynı zamanda topraksız tarım yapacak arkadaşlara da faydam olur belki. Ayrıca en az kimyasal gübre kullanarak topraksız tarım Ar-Ge çalışmalarıma kaynak bulmuş olurum.

Size çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Selamlar... Saygılar...

İsmail Karagülle
13-11-2013, 20:46
Saygıdeğer Arkadaşım Vetman , solucan gübre çalışmanı merakla bekliyorum . Ve başaracağına adım gibi eminim .
Zira,
Yaptıkların yapacaklarının teminatıdır.

Endişelerinde haklısın ve benim de aynı endişeleri paylaşıyor olduğumu anlattım . Gerekçelerim de hayatın acı gerçekleri .(Abilerimin durumu )

İnan bu konuda haklı olman beni çok mutlu eder.

Ben bu konu hakkında haklı olabileceğini düşünürken ,

Ben bu konudaki az bir bilgim ile kafamın karışık olduğunu belirttim .

Mesela , Bitki topraktan veya suyun içinden , ihtiyacı olan besinleri hangi formda alıyor diye sordum .

Yani ihtiyacı olan azotu alırken , içinde azot bulunan ,
hayvan gübresi formu ,
hayvan gübresi içindeki azot bileşikleri
Ve bileşiklerin parçalanmış halindeki anyonlar - katyonlar halinde mi alınıyor diye sormuştum .

Bu soruyu sorar iken bildiğim bir şeyi ispatlamak için değil öğrenmek için sormuştum .

Zira eğer cevap anyonlar hali ile alınıyor olursa , o zaman
Bitki hangi ortamda olursa olsun bir şey fark etmeyecekti.

Ve bunu Bitki değil de Hayvan (insan) olarak düşünseydik , cevap hiç kuşkusuz .

Besinin parçalanmamış hali , yani et olarak bitki olarak bünyesine gireceği cevabı açık.
İneğin önüne saman içinde solucanı
Hatta insanın önüne marul içinde solucanı veya salyongozu verseniz ( insan görmeden )

Bunları sindirim sistemine alır.
Bitkinin öyle yapmayacağını , Solucanı , salyongozu bütün halde bünyesine alamayacağı , bunun parçalanması gerektiğini biliyoruz . Ama bu parçalanma hangi hale kadar gidiyor.

Anyonlara (iyon) kadar parçalandıktan sonra alınıyorsa,

O zaman tehlikeli maddeler bitki vasıtasıyla insana iki şekilde geçebilir diye düşünüyorum .

Birincisi bilinen yolla , Yani bulaşık halinde , bitkinin üzerinde .

İkinci yol ise bitkinin bünyesinde içinde , fazla yanlış beslenme ile
Yani fazla azotlu besin ile beslenmesi yoluyla.

İkinci yolda bitkinin topraktan veya topraksız ortamda besin eriyiğinden ,

fazlaca nitrat alması ile bünyesinde bu maddeleri çok bulundurması ile , bunu tüketen İnsanın ağzına fazla nitrat girince tükrükle karşılaşan nitratın nitrite indirgeneceği ,
Ve bunun da hemoglobin ile gireceği mücadele sonunda hücrelere oksijen gidemeyeceği , ve hücrelerin mutasyonu ile kanser hücreleri oluşacağı düşünülüyor.

Benim merak ettiğim , bu nitrat insan sindirim sistemine hangi metotla giremez.

Neticede bitki bu nitratı , hangi ortamda olursa olsun alacak ise ,

Toprakta nitrat kirlenmesi , topraksıza göre daha fazla olur diye düşünüyorum .
Topraksızda ise Bitkinin fazla azot olan ortamda olup olmamaı tamamen bizim topraksızda hazırlayacağımız besin formulüne göre ayarlanıyor.

Ve bitkinin gelişimi esnasında sürekli izlenebiliyor.

Ama Bu besin eriyiği bitkiye yukarıda üstüne dökülerek yapılıyorsa ( hani yapraktan besleme gibi) O zaman bitkinin üzedrinde nitrat kalıntıları birikimleri olabilir.

Veya kökü yenen bitkilerde kök üzerinde kalıntılar yapışabilir.

Bu ihtimallerin yok edilmesi konusunda zaten hiç kimsenin itirazı olamaz.

Bunun üzerinde kafa yormak , sadece bizim değil üniversitelerin ve bu işe bulaşmış herkesin görevi olmalı .

Ve sen bu işe gerçekten düşünce olarak hem emek olarak hem de parasal olarak gereken önemi veriyorsun .

Ve yaptıklarınla da bizlere örnek oluyor , ve bizleri de heveslendiriyorsun .

Çalışmalarını zevkle takip ediyoruz. Başarılarınla övünüyoruz.

Yolun açık olsun. Başarıların devamlı olsun .
Sağlıcakla kal.

leventali
16-11-2013, 10:58
Merhaba İsmail bey ve Sayın Vetman,

Bu konuda bir başlık açıldı. Bu bilgileri orada kıyasıya tartışsak da konu başlıklarında sadece konuyla ilgili kalsak daha güzel olmaz mı? Zira bir bilgi arıyoruz, bir başlıkta 300-400 gönderim var. Bunların arasında o an işimize yarayacak bir bilgiyi saatlerce konuyla alakalı olmayan yazışmaları okumakla geçirmek zorunda kalıyoruz.

İsmail Bey'e soracağım o kadar soru var ki. Ve büyük bir incelikle benim yazılarımı takip edip yorumlar yazarken, ben onun başlığına bir kaç cümle karalamak istiyorum ama, İsmail Bey'in tabiriyle, ödümümüzü kopartan bir konu tartışılmaya buradan devam ediyor.

Şimdi son konuda bir kaç cümle yazmasan ayıp olacak, yazsan ilkeye yanlış olacak. Birinin başlığında şöyle yapın demek ki şimdiki benim yaptığım, büyük saygısızlık olacak.

İsmail Bey Türkiye'de bir şey başarmış. Bu yaşına rağmen bizim gibi yaşlarda olanlar gibi kararsızlıklar içinde boğuşarak değil, hayati bir karar vererek şehirden köye inmiş. Ben yaşlarda insanların rahatça yaptığı sızlanmaları elinin tersiyle bir kenara iterek devrim gibi bir karar almakla kalmamış bunu hayata geçirmiş.

İsmail Bey'i sadece topraksız tarım yapan amatör bir kişilik olarak ele aldığımızda ondan öğreneceğimiz çok şeyi ıskalarız. Zira biz hayata gülerken, zaman bıyık altından tebessümle bize sırıtıyor.

İsmail Bey başlı başına sosyolojik bir olaydır. Taşı toprağı altın(!) bir memleketten teknolojiyi terk ederek ayrılmamış, dağın başına teknoloji götürüp, dönümlerce toprak eken çiftçiye hayat dersi vermiştir.

İsmail Bey'in interneti bu kadar güzel kullanabilmesi, bilgisayarı bu kadar güzel kullanabilmesi ve dağın başına bunlarla birlikte gidip yüz yılın teknolojisi olan topraksız tarımı yapıyor olması bizim kimyasalların zararını tartışmamızdan çok ama çok daha önemli bir konu.

Teşbih de hata olmaz, mahallenin delisi gözüyle bakılmasına aldırmamış. Yani daha çok şey yazacam da kalemimi zor zaptediyorum.

Biri, bilmediğim biri, bana devrim nedir anlat dese, ben İsmail Bey'i anlatırdım.

Burada en küçük bir kompliman bile yapmıyorum.

Ebevyenler en büyük hayat dersini, kendi yaşamlarında uygulayarak verir. Konuşarak, şöyle yap diyerek değil.

İsmail Bey'in hayat dersini kendi tatlılığında izlemekten büyük onur duyacağım.

Haddimi aşarak yazdığım bu yazıdan ötürü herkesten özür dilerim. Çok arzu etsem de, kendime sahip olsam da bazen kalemime sahip olamıyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

İsmail Karagülle
16-11-2013, 16:22
Bence salt ders kitabı şeklinde geçen bir başlık . Ansiklopedi gibi bilgi dolu ama okuması sadece bilgi arayanlara yöneliktir. Oysa ben bu başlık altında hem topraksız öğrenmelerimi ve denemelerimi paylaşırken kentten köye gelip buralarda yaşam koşullarını vs gibi sair konuları da paylaşarak dersi hikayelerle süslemek gibi bir düşünceye de sahibim . Böylece hem bilgiyi paylaşırken hem de hoş vakit geçiririz diye düşünüyorum .

Tabii sadece bilgi arayanlar için sıkıcı da olabilir. Ama bizim sahip olduğumuz bilgi o kadar da fazla değil. Neticede biz de öğrenci sayılırız. Sadece bilgi ile dolu ustaların başlıklarında öyle bilgiler var ki , Ağaçlar ansiklopedi oldu desek yeridir.

İsmail Karagülle
16-11-2013, 16:33
Yukarıda leventali arkadaşımın övgülerine çok teşekkürler. Ne yalan söyleyeyim insanın hoşuna gidiyor. Ama daha yolun başında olduğumuzu unutmamak da lazım .

Leventalinin bir tespiti var ki çok dile gelmemiş bir gizli hedefimi açığa çıkarıverdi.;)

Çocuklara sözle değil eylemle örnek olma konusunda çok doğru yakalamış.

İlk zamanlarda bu babamız bunadı mı ne ?
Bir zaman uğraşır sonra hevesini alınca vaz geçer geri döner diye bakıyorlardı .

Sonra galiba geri dönmeye niyeti yok demeye başladılar .
Ve peşinden acımaya başladılar . Tek başına dağın başında, Ben köye geldiğimde interneti civar köylerde de kullanan yoktu . İnternet köye benimle geldi diyebiliriz.

Şimdilerde çocuklar kent ve iş hayatının stresinden bunaldıklarında daha olmadı babam gibi yaparım . Diyorlar .
Bu da hayatın bir çıkmazlarında ellerinde sarılacak umut oluverdi.

Sosyolojik vak'a benzetmesi de çok hoşuma gitti doğrusu.:)

Sağlıcakla kalmanızı temenni ederim .

leventali
16-11-2013, 17:22
Hayırlı Akşamlar İsmail Bey,

Yazımı yazarken, inşallah doğru anlaşılırım İsmail Bey tarafından diye endişe etmedim değil. Neyse ki siz engin tecrübelerinizle, biz leb demeden siz leblebiyi söyleyivermişsiniz.

Sizin başlığınızı ikinci kez okudum bugün. Daha önceki araştırmalarımda da okumuştum. Bir çok başlığı sonuna kadar okuduğum gibi. Dedim ya size o kadar çok sorulacak soru var ki...

Aslında yaşadığımız sıkıntıların bir çoğu köyleri kent yapamadığımızdan kaynaklı. Yanlış anlaşılmasın köyler de kentlerdeki gibi betonlaşsın anlamında değil. Köyde yaşam, orada yaşayanlar için çile gibi geliyor. En küçük bir ortam bulduğunda hemen şehire kaçıyor.

Şehir büyük. Köpek balığı gibi sinsi. Yaşamak için para gerekli. Para için çalışmak. Öyle böyle çalışmak yeterli gelmiyor. Orta düzey bir yaşam için bile köydeki bir insanın harcayacağı paranın misli misli fazlası. Para kazanmak uğruna büyük mutsuzluklar yaşanıyor. Yeterli gelmeyince eş dosttan alınıyor. Geri verilemeyince dostluklar bozuluyor. Bankalara sarılıyor insanlar. Bankalar iliklerine kadar sömürüyor. Geldiğine geleceğine bin pişman ediyor insanı ama hala insanların gözü şehirde.

Zira köy yaşamı bir parça kentleşemedi. Hala insan gücüyle tarım, hala insan gücüyle hayvancılık yapılıyor. Onca insan gücünün karşılığını üç kuruşa satınca köyde de karnı doymuyor insanın. Karnı doymayınca gözü hep şehirde oluyor. Sanki şehir onu doyuracakmış gibi...

Rahmetli Atatürk'ün köy-kentlerle ilgili inanılmaz projeleri vardı. Ondan sonra da Rahmetli Ecevit'in yapmaya çabaladığı. Birinin ömrü yetmedi, diğerinin çabası.

Köy ve şehir hayatı bir birinden kopuk olmamalı. Bir birine bağdaşık olmalı. Şehirde yaşayan bir insan hafta sonu köyüne gittiğinde yabancılaşmamalı ya da köylü şehire indiğinde gıptayla, imreniyle bakmamalı.

Köylünün şehirliye, şehirlinin de köylüye vereceği o kadar çok şey var ki. Bunları ortak paydada buluşturacak da o kadar çok şey var ki.

Sizi köye götüren nedenin sadece topraksız tarım hevesi olmadığını düşünüyorum. Ben inanıyorum ki sizin köyde çok uzun olmayan bir zamanda sizi örnek alacak çok kişi çıkacak. Süreç tabi bu. O yüzden sizin başarınız önemli.

Önüne bir şey koyamayınca çiftçinin, köylünün, "Atadan dededen biz böyle gördük", cümlesini aşamazsınız. Ama siz iki örneği koydunuz ortaya.

Birincisi, sizin yaşta bir insanın bile topraksız tarım yapabileceğini, ikincisi bunun yapılabilirliliğini.

O yüzden gerçekten önemlisiniz İsmail Bey. Bu cümlelerimi üzerinize bir yük gibi almayın. Hayatınızı normal seyredin yeter. Göz gördüğüne daha çabuk inanır.

Ve hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığına inanırım. Lütfen yazın. Bol bol yazın. Her şeyi anlatın bizlere. Orada yaşadıklarınızı da, topraksız tarım serüveninizi de.

Tolstoy'un, sanırım Savaş ve Barış'ta, kullandığı bir cümle vardır :

Pusuda bekleyen tesadüf...

Saygı ve sevgilerimle...

kiziltan
16-11-2013, 18:14
Merhaba herkese,

Hayatim boyunca kendi menfaatime kavga etmedim, ucuncu kisinin hakki icin ettim, ama hic kiskanmadim desem yeridir, bir de paraya hic onem vermezdim, yas olunca 54 biraz biriktireyim yahu dedim umarim gec kalmamisimdir. Cocugum olmamasi da para biriktirmememe destek oldu galiba, neyse

Simdi ben bu Ismail Bey`i kiskanirim, kac zamandir koye olmasa bile bir kasabaya gitmek dusuncesi sardi ki demeyin. Iki yil once bir arkadasim Istanbul`dan gitti Ayvalik`a, eski bir tas rum evini bastan onardi orijinaline sadik kalarak, sonar satti ! Kis olunca dedi, oralar cok issizlasti, ve kotusu dedi, oralilar beni hep yabanci gordu, konusurken hep siz Istanbullular diye konustular. Simdi Istanbul`da evden alisveris disinda cikmiyor bile ama baska yere gitmeyi dusunemiyor bile.

Sayin Karagulle, benim maalesef seram yok, bugun sebebini Sn Levent Ali Bey!e yazdim, neyapalim. Bu konuda okadar okudum, dusundum ki size birsey sormak istiyorum.

Neden akansu sistemi ? Surekli basinda olmaniz gerek. Su autopot ( akilli vana ) sistemine bir bakiniz. Elektriksiz, pompasiz, timersiz falan, 10 degil 15 gun bile birakin gidin calisacak. Diger system durgunsu veya derinsu da denen havuzlu system. Bu sistemi de biraksaniz calisack kendi kendine, buharlasma disinda E ve PH fazla etkilenmeyen bir system. Bunun kullanilamayacagi yer cilek gibi asagiya sarkan bitkiler.

Size ufak bir havuz, 20-25 saksilik bir autopot, yaninda akansu sisteminiz de dursun. Yetistirmeyi umduklarinizi bilsem bir model kafamda olusturabilirim saniyorum.

Seranin toprakli kismina zencefil yapmayi da dusunseniz, az dahi yetistirseniz, giderken Istanbul`a goturseniz olur, hal toptan fiyati 10 TL/Kg. Yeriniz cok soguk degilse yetistirebileceginiz bir urun, taze veta biraz kurutarak satabiliyorsunuz yani domates gibi aman hemen satayim mali degil.

Bir urun de perpetual spinach denilen ispanak cesidi, biraz kuzukulagi gibi. Pazarda millet aliyor iri iri ispanak diye, bilmiyorlar adini. Iyi tarafi 2 yil kadar veriyor, yapraklari kesip alinca yeniden suruyor, filiz veriyor filan. Ingilizlerde cok var, dediklerine gore 2-3 metrekaresi bir aileye yetiyormus.

Goturur Istanbul1a satarim, kar etmesemde gitme gelme param. tihum param ciksin derseniz, bruksel lahanasini deneyin, az satilan ama para eden mal, luks semtlerin manavlarina azar azar verebilirsiniz.

Bunun gibi mir mal de kereviz sapi, manavlarda ve internette bir demet ( bir kokten cikan 3-4 dal ) 3.5 TL. bu mal 20 cm lik bir saksida yetisebiliyor ve dikine buyuyor pirasa gibi.

Bunlar boyle bir yerim olsa yapmayi ilk dusuneceklerim, size yazayim dedim sadece okurken harcadiginiz zamandan baska zarari olmaz umuyorum.

Basarilar dilerim

İsmail Karagülle
16-11-2013, 19:41
Leventali benim köye geldikten sonra yaşadıklarımı , kendi denemeden tespit etmişsin .

İlk köye geldiğimde , topraksız tarım dediğimde ilçe tarımda çalışan görevliler bana aydan gelmiş muamelesi yaptılar.
Ve ben topraksızdan bahs etmez oldum .

Çifçi kayıt sistemine kayıt olmak istedim . Gülerek hanımın buralı mı ? Diye sordular. ( bu kayıt işlemi için ziraat odası - ilçe tarım md.lüğü - muhtar her üçünde de aynı soruyu sordular) Artık bunların niyeti beni buradan evlendirmek diye düşünmeye başladım . Aman hanım bu yazılanları okumaz inşallah zaten bu aralar şüphelenmeye başladı;)
Şaka bir yana anadolu veya sadece bizim köy diyelim . İlçede ortada dolaşanlar her ne kadar erkeklerse de çalışan üreten hep kadınlar. Ve ben sebze yetiştireceğim dediğimde sanki erkeğe yakışmayan bir iş yapıyormuşum gibi yorumladılar. Bunu açıkça söylemeseler de çaktırdılar.

Ve bir zaman sonra geri döner , diye baktılar.

Geçen hafta ilçe tarımda çalışan bir ziraatçı abi sen bu işi bırakmadın ya hepimizi şaşıttın dedi.

Artık beni İstanbul'lu ve geri dönecek geçici bir heves sahibi olarak görmekten vaz geçenleri arada bir görüyorum .

Mesela geçen bir haftalığına İstanbul'a gidip döndükten sonra nerelerdeydin epeydir seni göremedik diyenlerin sayısı bayağı çoktu.

İsmail Karagülle
16-11-2013, 20:19
kiziltan eğer maksadım ticaret olsaydı inanın Köye gelmezdim.

Ekonomi tahsili yaptıktan sonra kısa birkaç yıl kendi mesleğimi yaptıktan sonra hep esnaflıkla uğraştım ekmeğimi çeşitli sektörlerde esnaflık yaparak çıkardım . Yani ekmeği çıkarmak için yapılabilecek bir çok konuda oldukça tecrübem var.

Benim emelim, emekli aylığıyla temiz bir ortamda doğanın içinde
Aklimin erdiği kadar temiz yiyecekleri kendim üretmek .
Bu yolla dünyaya hakim ticaret sistemine kendi çapımda direnmek . Yani tüketmek yerine kendi yiyeceğimi kendim doğal ve temiz bir şekilde üretmek , artanını köy pazarında kendim satmak . Ve satarken de Hanımım bu köylü değil. Tamamını kendim sıfır ilaçla tertemiz ürettim diyebilmek .

Bu tavır hem çocuklarıma örnek olsun , hem de anadoluda hanımlar çalışır erkekler gezer zihniyetine bir protesto olsun ,
Hem de ilaç olmadan temiz ve yeteri kadar yiyecek üretilebiliyormuş örneğini sözel olarak ve ilaveten davranışlarımla verebilmeyi hedefliyor.

Topraksız tarım için verdiğiniz örnekler için teşekkürler.

Akıllı vanayı biliyorum . Dahası İstanbul'da ilk denememi akıllı saksı ile yapmıştım . Tartesten almıştım . O zaman tartesten akıllı saksı ve besin eriyiği alarak balkonda domates - kudret narı - Ve saksıda çilek yetiştirmiştim . Bütün site hayretler içinde benim balkonu izlerdi.

Şimdi Kudret Hoca Sayesinde daha mükemmeline sahibiz.
Sera bekçisi .

Tam burada önemsidiğim , hepimizin bildiği ama bazen unutularak ikinci plana atıldığı için bazı problenlerle karşılaşılan bir konu aklıma gelmişken hatırlatmak isterim .

Topraksız tarım yapılacak ise bitkinin istediği besinleri hazırlayıp önüne hazır koymakla iş bitmiyor.

Bitkinin öncelikle olmazsa olmaz istediklerini de ona hazırlamak lazım .

Isı
ışık
nem

Bunlar bitkinin istediği seviyede değilse probleminiz var demektir.

Mesela bitki 6,5 ph lı - ec 1,6 istiyorsa

Ama ısı 18 derece ise , ışık yeterli değilse , nem seviyesi normal değilse ,

Bu karnımız aç ama yağmur altında , 40 derece sıcaklıkta , ve zifiri karanlık bir ortamda önümüze konan bonfileyi yeme gibi bir durumdur .
Hadi biz İnsanız yeriz belki , ama bitki bu konfor konusunda çok hassas asla önüne konan ihtiyacı olan bu besinleri yemez. Veya yeteri kadar yiyemez. ve hastalanır . Büyüyemez .

Arkadaşlar bu anlattığımı hepimiz biliyoruz ama diğer teferruatlara kapıldığımızda bazen ihmal ediyor veya ikinci plana atıyoruz. Ve sonrasında yaptıklarımız da bir işe yaramıyor.
SAĞLICAKLA KALIN

kiziltan
16-11-2013, 20:43
Sn. Karagulle sizin yazdiklariniz dogru, hem de bu isin olmazsa olmaz dogrusu. Marakettim neden Bolu, arazi vardi da ondan mi, isteyerek mi oradan aldiniz ?

Hani Bolu deyince hemen kar kis soguk geliyor aklima, sicaklik isini nasil hallediyorsunuz ?

Akilli vana 2 tane aldim, besin almistin Kudret Bey`den ama gumrukte el koydular, burada ayarlamak biraz zor. Evin durumu da musait degil. Ofisde guneye bakan bir penceremiz var hemen yaninda da kalorifer petegi. Oraya ufak da olsa 3-4 saksi koyup vanayi baglayayim doyorum.

Bu akilli vanayi denediginize gore tecrubelerinizi iletseniz cok memnun olurum.

Umduklarinizi yasayin.

leventali
16-11-2013, 21:12
Herkese iyi akşamlar,

Allah uzun ömür versin İsmail Bey. Buraya da bu yazdıklarım not düşülsün. Bir kaç yıl sonra etrafınızda bu işe gönül verenlerin sayısının arttığını göreceksiniz. Dedim ya göz gördüğüne inanır.

Asıl merak ettiğim konu siz Hanım Efendi'yi nasıl ikna ettiniz? Bak şimdi! Yazdıktan sonra daha da meraklandım:)

Evet köylünüze katılıyorum, erkek çalışmaz kadın çalışır. Kadın çiftçilik yapar. Hayvan besler büyütür. Onların her birinden onlarca ürün üretir. Da, bunların geçerli olduğu Orta Çağ'da erkekler de ellerinde pala, evden çıkıp 10 yıl savaşır, sonra bir ara eve gelir bir 10 yıl daha savaşmaya giderdi.

Beyfendilere benim adıma hatırlatınız; 1923'ten bu yana savaşmıyoruz.

Benim de dahil topraksız tarımda bilgisizliğe karşı aşırı bir hassasiyetim oldu. Kızdım bir çok esnafa. Bugün daha iyi anlıyorum ki aslında kızmamamız gerekiyor. Zira bu konu çok yeni. Dünyada değilse de Türkiye'de yeni. Anlatmamız gerekiyor, çok anlatmamız gerekiyor. Ve göstermek için sizin gibi cesur insanların pratikte göstermesi gerekiyor.

Bugün sırf marullarımı görmek için misafirlerim geldi. Çiftçi aile. Hayretler içerisinde kaldı. "Kızım söyledi. Git öyle şey olur mu dedim. Oluyormuş.", dedi.

Bayağı bir anlattım. Kafadan çarptı, böldü, çıkardı "Biz ne yaparsak yapalım bunun kadar ucuza mal edemeyiz. Para tutan bir çok işçilik yok bunda", dedi.

Seranın dönümünün 30-40 bin tl yi bulduğunu söyledi. Sonra ona benim serayı nasıl yaptığımı ve masraflarını anlattım. Aradaki fark uçurum. Tüccarlar bu işi de abartıyorlar. Halbuki 1000 tane sera olsa Tarsus'ta, şimdiki kazançlarının katlarca fazlasını kazanacaklar. Zira bir şeyin yenisini yapmak, tamir etmekten ucuzdur. Tamir, her daim yenisini yapmaktan daha karlıdır.

Bayağı bir kafasına yattı ve bilgi konusunda yardım edersem seneye yapalım iki üç dönüm dedi. Dedim ya göz gördüğüne inanır.

Demek ki kızmak yerine ısrarla anlatmamız gerekiyor bu konuyu.Tabi anlatırken teknik konularda onları korkutmadan.

Yeniden iyi akşamlar herkese...

İsmail Karagülle
16-11-2013, 21:15
Sayın kızıltan, Bolu çünki atadan kalma toprağımız burası .

Bolu'nun ikilimi konusunda haklısınız. Soğuk ve sebzeciliğe hiç uygun değil.

Ama bizim maksadımız , zaten verimli Antalya veya çukurova Sakarya , vb yerlerde topraksız tarım yapmak değil.
Hem topraksız , hem iklim koşulları çok uygun olmayan yerleri tarıma kazandırmak .
Bazı arkadaşlarımız hiç ışık olmayan yerlerde bitki yetiştirmeye çalışıyor.

ısı konusunu bir şekilde halledrsiniz . Çeşitli yolları var . Bunların bazıları ilk yatırımı pahalı ama halledilebiliyor.

Işıok konusunda çalışan bir çok arkadaşımız öz veri ile çalışıyor .Ve çalışmalarını Ağaçlarda paylaşıyor.

Besin konusu ise bunların içinde en önce halledilmiş bir konu .
Ağaçlar'da bu konuda oldukça tatmin edici bilgiler var .
Sizin yer konusundaki sıkıntınız tam da topraksız tarım için gerekli bir neden .

Yer sıkıntısını en iyi topraksız metodu ile halledebilirsiniz.

Topraksız tarım düzenekleri ile ilgili Ağaçlarda Akın Selçuk'un ve başka bir çok arkadaşın deneme ve uygulamaları var . Araştrırsanız size en uygununu seçebilirsiniz.

Kaloriferli bir büronuz varmış . O

İsmail Karagülle
16-11-2013, 21:18
Orada kalorifer olduğuna göre nem konusunda sıkıntınız sıfır.

Isı probleminiz yok. Pencere kenarında iseniz , hele güneye bakıyorsa , topraksız denemeniz için en önemli şey olan iklimlendirme konusunu geçtiniz demektir.

Akılıma gelmişken sizin akıllı vana uygulamasına benzer bir denemenin çok daha pratiğini Akın Selçuk bu sitede paylaşmıştı. Ararsanız mutlaka size yardımcı olacak bilgilere ulaşırsınız.
Sağlıcakla kalın

kiziltan
16-11-2013, 21:40
Sn Karagulle

"Ama bizim maksadımız , zaten verimli Antalya veya çukurova Sakarya , vb yerlerde topraksız tarım yapmak değil.
Hem topraksız , hem iklim koşulları çok uygun olmayan yerleri tarıma kazandırmak "

Yukaridakiler sizing yazdiklariniz ! Ben bunlari birkac yerde yazdim, anlatamiyorum fikrimi. Diyorum ki , tarima elverisli topragi, suyu iklimi olan yerde neden bu is yapilsin ki ! Toprak tasliysa, su temini pahaliysa ama kaliteliyse, dok betonu kur topraksiz serayi, ve ya jeotermal, fabrika atik isisi varsa kur. Ben Cukurova civarinda falan bu tip is olmamali parayi baska yerde, toprakli tarima musait olmayan yere yapmali diyorum.Neyse Akin Selcuk demissiniz hemen bakacagim, sagolun.

İsmail Karagülle
16-11-2013, 21:53
Saygıdeğer arkadaşım leventali Hanımı ikna ettiğimi söyleyemedim daha .
Bolu dağlarında Ret kit misali ( YALNIZ KOVBOY)
Ağabeyim bana bu yüzden Bolu mücahidi diyor. Bazen ben de inanıyorum .
Yani yapacak çok işimiz var .

Bir yıl hanım, ben Bolu projesi konusunu açtıkça olumlu veya olumsuz tek laf etmedi. Ben Bolu'da bir şeyler yapmaya başladığımda bu tavır devam etti. Sessiz bir protesto gibiydi.

Bir yılın sonunda Ben kulubeyi bitirip face book da paylaştıkça biraz ısınır gibi oldu .

Evden bahsedince kadınların ilgisi biraz artıyor. Bunu burada test ederek öğrenmiş olduk .

Ve nihayet ayda bir hafta süre ile gelip gitmeye başladı .Tabii biz de onu memnun ve mutlu etmek için gereken her türlü ağırlama ve gezdirme işlerini büyük bit titizlikle planladık .Çok memnun oldu ve her seferinde biraz daha fazla kalmaya başladı . Fakat havalar soğuyunca işler değişti . Buralar kışın biraz daha çetin .

Bu sefer iş tersine döndü aylık ziyaretler tersine döndü . Ben İstanbul'a Ayda bir hafta gitme dönemine girdik galiba . İlk İstanbul' seferini geçem hafta tamamladım .

Yani sadece sera içi nem, ısı ve besin olsa problem çok kolay sen en zorunu tespit edip sordun . İşin en zor yanı burası .
40 sene evden hiç ayrılmamış eşler için gerçekten en zoru da burası .

Neyse zor diye bir şey yok. İmkansız zaman alır .;)

İsmail Karagülle
16-11-2013, 22:02
Yanlızlık tabii çok zor . Ve benim hedefimde Bolu'da ata toprağında bir ortak yaşam ortamı oluşturmak da var . Bu konuda ağaçlarda Bir başlık altında bu düşüncemi anlatmıştım . Bir kooperatif ile ilgili bir başlıktı .Bu kooperatiflere inanılmaması gerektiğini ve neler yapılması gerekliliğine kendi projemi anlatarak örnek vermiştim . Yani Bu tek başınalığın hedefi tek başına devam etmek değil . Burada kendimize ait bit yaşam alanı oluşturabilmek . Bulabilirsem o yazıların adresini buraya taşıyacağım .

İsmail Karagülle
16-11-2013, 22:07
Bakınız 21- 25 inci mesajlar.
http://www.agaclar.net/forum/kucuk-ve-buyukbas-hayvanlar/29398.htm

leventali
16-11-2013, 23:27
İsmail Bey,

Şimdi Hanım Efendi bu yazıları okuyorsa yandım ben. Zor işin. Allah sabır versin. Her ikinize de.

Gönderdiğiniz linki inceledim. Çok meşhur bir dolandırıcı vardı. İsmini hatırlamadım şimdi. Onunla Uğur Dündar bir röportaj yapmıştı. Bir cümlesini kaç yıl oldu bilmiyorum ama hala unutamadım:

- Ben hiç bir masumu dolandırmadım. Hiç bir insanı dolandırmadım. Ben açgözlüyü, 1 koyup 10 almak isteyeni, kolay yoldan para kazanmak isteyeni, yetinmeyeni dolandırdım. Üzülmeyin zaten onların da benden bir farkı yok.

Sizin kooperatifçilik önerinizi de ibretle okudum. İş yapar mı? Yapmaz. Çünkü bir koyup 10 almıyorsun, yattığın yerden para kazanmıyorsun, senede 60 gün de olsa çalış diyorsun... Güvenilecek kişi diyorsun. Bu yüzden işlemez diyorum.

Son otuz yıldır iletişimin her kanalından daha çok harcama için, türlü insan mühendisliği uygulanıyor. Büyük marketlerde bunun elektronik cihazlarının da çalıştırıldığını biliyorum. Zira Türkiye'de böyle bir yasal düzenleme yok.

Çok harcama için insanların çok kazanması lazım. Adam devlet memuru ya da işçi. Maaşı sabit. Ama çok harcamak istiyor. İstettiriyorlar. Bu kitleyi yaratırsanız, bunları dolandırmak için toplum mühendisliğine de ihtiyaç duymazsınız.

Rahmetli Bülent Ecevit'in 20 yılda geldiği yeri 20 günde yerle bir ettiler.

Fukaranın cebinden çalınan 60 milyar doları yine fukaraya ödettiler. Rahmetli Ecevit'te 20 yıla yayacağı hesabı, 3 yılda yayınca da...

Sosyal demokrat olduğunu söyleyen bir kadın Ecevit'e lanetler, beddualar yağdırıyordu. Döviz zede olduğunu düşündüm. Oysa 10 milyarı (on bin tl si yeni paraya göre) varmış, ayda 1 milyar ek gelir elde ediyormuş bankadan. Çocuğu kolejde okuyormuş. Mermurmuş. Tarumar olmuş.

Kesin bu kadın bu keçicilere de üye olmuştur. Çünkü son otuz yılda böyle bir toplum yaratılmak istendi. Maalesef yaratıldı da. Önünde onlarca, yüzlerce örneği olduğu halde hala bu dolandırıcılar iş yapabiliyorsa bu istenen toplum yaratılmış demektir.

Saygı ve sevgiler...

İsmail Karagülle
17-11-2013, 00:14
Topraksız ve temiz tarım niye gerekli , Konvansiyonel tarımın en ileri noktasındaki ABD de tarım sektörünün tohumcuların çifçiyi nasıl kıskaca aldığını da anlatan mutsuz çifçiyi de anlatan bir film . Nekadar büyürse büyüsün mutsuzluk da beraberinde gelecek . Konumuza yakın bir film , içinde bizim fikrimize yakın konular da var.
Ailem İçin 5.6/10 : FİLM İZLE – En Yeni ve En Güzel Filmleri HD Kalitede İzle (http://www.filmizlesene.com.tr/ailem-icin-5-6.html)

İsmail Karagülle
17-11-2013, 00:16
çaki söylemişti . O sözü . Ama her konuda olduğu gibi o söz de çalıntı. Sözün sahibi gerçekte Sülün Osman isimli ünlü dolandırıcı.

leventali
17-11-2013, 12:54
Üç dört gündür bu film listemde ama bir türlü izleyememiştim. Bugün kısmet olursa izlerim.

Kooperatifleşmek gerekli. Ama tüm yasaları yeniden düzenleyerek.

Aşık Veysel, "Kurt kuzuyla kardeş olurdu, fikir başka başka olmasa.", demiş.

kiziltan
17-11-2013, 13:19
Merhaba

Kurt kuzuyla kardes olsa acliktan olurdu. Heoimiz hayatimizin devami icin birseyler yapip kazanmak zorundayiz, onemli olan yaptigimiz karsiligini almak, ne fazlasini ne eksigini. Kurt kuzuyu yemek icin olduruyor, yiyebileceginden fazlasini telefetmiyor degil mi ?

Para kazanabilmek icin insan sagligini tehlikeye atmak, dogaya zarar vermek kadar memleketin varliklarini tuketmek, tehlikeye atmak da kotu.

Birileri para kazansin diye plansizca HES yapip dereleri kurutanlar ne olacak, size kazikatmaya calisan sera malzemesi saticilari, hileli gida maddesi satanlari ne yapalim. Oylesine bir devir olustuki yuzdeye vursak, kazik atan, zarar verenler magdurlardan fazla.Okadar korlesmisiz ki, yaptigi sahte sucugu ailesine yediren uretici, kendi zararli kolalari cocuklrina iciren uretici, zararli domatesleri tum yakinlarina yediren ciftci, saymakla bitmeyecek bu ornekler, sizce bunlar kor degil mi?

Gencken Ankara`da maca giderdik, cigerci kofte yerdi, kofteci yumurta ekmek, yumurta ekmekci ciger. Gulerdik buna, kendi sattiginin ne b..k oldugunu biliyor onun icin oburunu yiyor derdik.

Kooperatif yasalarini degistirmek ise yarar mi? Nasil olsa yenisinin acigini bulan serefsizler cikacak, uzun vadeli ama bence cozum egitimde. Insanlar tehlikeyi gorebilmeli, tamah etmemeli 5 koyun alinca 3 yil sonra maasa baglanacagina inanmamali. Kooperatif yoneticileri birkac yil sonra yonetimi baskalarina devredebilecek olgunluga gelir mi sizce, birakin onlari basimizdakiler oturdularmi birkere koltuktan kalkmamak icin neler neler yapiyor ama hala oy alabiliyor. " Food Factory " izlediniz mi, ABD de gida ureticileri ve spekulatorlerin neler yaptigini gordunuz mu? Orada tavuk budu ucuz ve satilmiyor diye genetigi ile oynayip beyaz eti fazla olan butlari kucuk kalan hatta 45nci gunde yuruyemeyen tavuklar vardi filmed, inaniyorum ki buradan birileri o tavuklardan uretebilmek icin damizlik pesine dusmuslerdir.

İsmail Karagülle
17-11-2013, 16:38
Bugün Seradaki son domatesleri artık yeter dedim ve sökmeye başladım . Biberler de öyle.
Sökerken içim sızlıyor. Ben bunların çekirdek halini bilirim . Elimde büyüdüler. Mevsim kışa evrildi kasımın 17 si kırmızı domatesleri toplamak neyse de henüz kızarmamış yeşilleri toplamak insanı biraz üzüyor. İnanın bıraksam az biraz aydınlatma ilavesi yapsam ocak ayına kadar domates yiyecektik .

Eee öyleyse niye söktün , diye soranlar olduğunu seziyorum .

Nedeni Topraksız parkurunu biraz daha büyütmek için o alana ihtiyacım var . Zaten toprakta yetiştirdiğim Domates -hıyar- biber kudret narından epeyce şeyler öğrendim . Şimdilik o konudaki derse ara verip , biraz da topraksız dersimize ağırlık verelim dedim . Sistemi oraya doğru büyütmek istiyorum .

Ve bu defa sistemi büyütürken kullanacağımız , kanalları galiba kendim yapacağım .

Ve yapmayı düşündüğüm kanallar kendiliğinden drenaj sistemine sahip olacak . İstesek de drenaj hatası yapamayacağız.

Neyse azıcık daha sistem hakkında düşünceleri kotarayım ortaya bir şeyler çıkmaya başlayınca paylaşırım .

Yanlış anlaşılmasın , bir ürün yapıp satmak niyetinde değilim .

Ve yapmak istediğim kanallar tamamen kendi ellerimle yapacağım ürünler olacak .

Mesele amatör topraksız tarım uygulamasının bir handikabını tamamen ortadan kaldırmak .

Kooperatif sistemi özünde güçlerin birleştirilmesi ile tek başımıza yapamadığımız işleri birlelerek yapmaktır.

Bu sistem Bizim köylerde çok eskilerden beri uygulanmakta olan İMECE nin azıcık modern versiyonudur.

Her şey gibi kapitalizm elinde berbat edilmiştir. Bu kapitalizm eğitim sisteminden geçen bireyler elinde yozlaştırılmış , dolandırıcıların meslek icraatlarına yeni bir alan yaratmıştır.

Burada suçlu kooperatifçilik değil. Onu kötü emellerine alet eden :rolleyes:kapitalizm ürünü modern hırsızlardır.

İsmail Karagülle
17-11-2013, 16:53
Bu arada
Saat 16 cıvarında ,
dışarıda ısı 5 derece
sera içinde ısı 15 derece
Besin suyunun sıcaklığı 20 derece
EC 25 Derecedeki değerine çevrildiğinde 2,0
ph 6,5 cıvarında ( cıvarında tabiri ph kağıtla ölçüldüğü için renk sıkalasında tam olarak tespit zor. Ancak alışkanlıkla neredeyse ölçme değil tahmin boyutunda bir ölçüm yapıyoruz.)
şimdilik iş görüyor.
Ve yarı ölü çilek fidelerimiz yeniden canlanmaya başladılar. hayata tutundular. Ölen yaprakların yerine yeni yapraklar oluştu . Meyve alma konusunda oldukça geriye düştük . Şimdi yeniden çiçeklenme bekliyeceğiz.

Yukarıda sera içi besin suyu ve dışarıdaki ısıları paylaşmamın nedeni bunlara önem vermeden yapılan ölçümlerin sağlıklı bir sonuç vermeyeceğini yeniden hatırlatmak içindi.

Aslında yazılım yapmak isteyen bütün arkadaşlara tavsiyem önce bu ısı - ışık- nem göstergelerini sabitlemeden ( sabitlenme imkansız ama belli aralıkta tutmak mümkün ) yapılacak çalışmaların gerçek neticeyi vermeyeceğini düşündüğüm için bir hatırlatmada bulunmak istedim .
Sağlıcakla kalmanızı dilerim .

kiziltan
17-11-2013, 17:02
Sn Karagulle

Kasnal yapmak kolay, eger gerekli PVC plakayi bulursaniz. Plakayi yapan firma yumusatmak icin gerekli dereceyi size soyler. Isiyi sicak hava saglayarak, basit bir firinda homojen isitma ile, plakayi yumusattiginizda, istadiginiz kanal olcusunde hazirlanmis tahta ( erkek ) kaliba koyun, eldivenle cok az yardim ile kanal olusur. Ek yerleri icin birtaraf dar digger taraf genis yapabilirsiniz kalibi. Ya da bittiten sonar isitarak bir ucunu genisletebilirsiniz ama hem erkek hem disi kalip olursa iyi cikar. Cok fazla uretecekseniz termoform maminasi gerek ama boy uzun olunca pahali cikar.

PVC plakalari alip bir PVC pencere ureticisi, bir reklam tabela ureticisi ve ya kuvet ureticisini goturerek kalibinizi da goturerek orda yaptirsaniz pek fazla para istemezler.

Tum bunlari yapsaniz bile, uretim miktari fazla olmayacaksa size saykaptan pahaliya gelir.

Cok az yapacaksaniz, PVC borulari boyuna duzgunce kesip, shomojen sicak hava saglayan firinda isistip kaliplayabilirsiniz.

Ancak anlayamadim, siz bu imalati yapmak mi istiyorsunuz, yoksa kooperatif bunu yapabilse boyle bir yapilanma olsa, ah bir kooperatif yapilanmasi baslasa diye mi dusunuyorsunuz ?

Sormamin bir sebebi var, yakinda detayli yazacagim bunu. Nedense topraksiz tarimla ilgilenen herkes, serasini, kanalini, bardagini, gubresini, fidesini, kendi tasarlayip yapmak pesinde. Hazir birsey almak ya da profesyonele guvenmek istenmiyor. Soramak isterdim bu kisilerin kaci arabasini, buzdolabini kendi yapiyor , elbisesini kendi dikiyor ? Sanirim olay ben herseyi yapabilirime gidiyor. Bu konuyu uzunca yazacagim, umarim bu konuda deger verdigim fikirlerinizi alabilirim.
Saygilarimla

İsmail Karagülle
17-11-2013, 17:34
Şu anda benim İlçem den Habertürk yayın yapıyor ( bant yayın da olabilir)

Neyse Sayın kızıltan ,

Koop için daha önceki yorumlara devam ettim .

Topraksız tarım için amatörve ve profseyonelce kullanılan bir çok malzeme var . Ben de bunların bir kaçını denedim . Şu anda da saykapın ürettiği ve topraksız tarıma destek amaçlı ücretsiz gönderdiği saykapları kullanıyorum ve çok da memnunum .

Ben bunların hiç birine itiraz etmeden eleştirmeden başka bir şey denemek istiyorum . Ve şunu da ilave edeyim profesyonelce topraksız tarım yapacağım zaman saykapın kanallarını kullanırım . Ben kendim için bir deneme yapacağım. Ve hiçbir zaman da bu yapacağım şey ticari olmayacak . Ama başka bir arkadaş ben bunu yapar satarım derse o onun bileceği şey derim . Benim öyle bir niyetim yok . Ve yapmak istediğim şeyler listesinde böyle bir imalat yok . Benim yapmak istediğim , topraksızı öğrenmek . Kendi ihtiyaçlarımı temiz bir şekilde yetiştirmek , sebzeden sonra hayvansal gıdalara da sıra gelecek çok yakında .
Ve becerebilirsem kendi akrabalarımdan Ağabeylerim ve onların ve benim çocuklarım için bir yaşam alanı oluşturmak . Eğer bunu becerebilirsem onlar arasında kurulacak bir İmece çalışma metodu mantığından hareketle oluşacak bir kooperatif .

Bu kooperatif eğer ticari olacak ise benden sonraki neslin yapacağı bir şey olacak. Ben ticari işlerle uğraşmayacağım sadece öğrenme ve öğrendiğimi uygulama aşamasında kalmaya gayret edeceğim .
Görüldüğü gibi ticaret olmayacak demiyorum . Ama temelleri sağlam atılmayan , acele kurulmuş ticari işletmelerin uzun ömürlü olmayacağını bilerek yavaş yavaş ilerlemek istiyorum .

Pekiyi buna ÖMRÜN YETER Mİ?

Mesele sonuçtan çok gittiğin yoldur mantığı ile hareket ediyorum . Yapmak istediğim şeyler bir insan ömrüne sığmayacak şeyler.
Adam parayı kazanmış . Şimdi bize hava yapıyor demeyin. Öyle bir şey yok . Yani öyle servet falan sahibi değilim . Sadece emekli bir adamım . Tüketmekten çok üretmeyi tercih edince bu insana yetiyor. Bu konuda da davranışlar ile örnek olmak isteği de var tabii.
Sağlıcakla kalın.

kiziltan
17-11-2013, 18:03
Sn Karagulle yazdiklarim size elestirmek icin degildi, alinmamis olmaniza gercekten memnunum.

Bildigim ve onceden denemis oldugum bazi yollari anlatmis olmam belki degisik bir profile olan kanal yapmak ve denemek istemissinizdir diye.

Paraniz cok olsa ne olur ki? Para kazanmis olmak ayip degil, baskalarinin hakkini yemeden, insafsizlik yapmadan kazanan yok mu?

Bana onermis oldugunuz bazi konu basliklarini biliyordum tekrar okudum kacirdigim birsey varmi diye, yoktu. Acikcasi cok karsilastigimiz basarisizlik hikayesi idi. Yazmis oldugum gibiydi, ben sera tasarlayabilir ve yaptirabilirim, pesinden ruzgar vardi coktu. Boru aldim kestim bictim deldim, marullar harika, pesinden mu kabzimallar pek insafsiz bu sefer iceberg yaparim. Icebergler muthis oldu, pesinden yahu kazanamiyoruz. Izmir`de modern bir serayi profesyonellere kurduran ama bir sefer sonunda kapatani hatirliyorum, sanirim Sn Tezel de bir yerde bahsetmislerdi, belki Istanbul`da bulustugumuzdadir. Sn Vetman cilek icin buyuk caba sarfetti sonunda baska turlu kullanmaya basladi serasini, normal olarak isin mali yonunu bilmiyorum ama sanirim basarisiz daha dogrusu beklenen gibi olmadi. Delimus, hatirladigim kadariyla ayni oldu. Todor serasi ise yesillikler, biriki cesit marul yapti sanirim su anda yapiyor ama detay bilmiyorum. Ankafar serasi ise kiyaslanmaz digerleri ile, ozel durumu olan ( isitma sistemi ) modern ve egitimli kisilerce isletiliyor, ancak hatirliyorum, halde para getirmiyor diyerek serada dogrudan satiyorlardi, umarim cozum bulmuslardir cunku ilmi caliiyorlar. Malbman., Muallim Ayhan, Yalan Dunya, keske hepimiz oturup bir konusabilsek, cunku bu arkadaslardan cok memnun olan yok saniyorum.

Ben kim hata yapti sorusunu sormuyorum, nerede hata var diyorum. Aklimin erdigi su, ne yaparsan nasil yaparsan yap sonunda pazarlamaya takilmak var, bunu asmak lazim.Satamadigim mal neye yarar ki? Ister sahis, ister kooperatif, ister sera ister besici fark yok. Istismardan kurtulmak lazim. Kabzimali gecip buyuk markete gitsen, ulassan ne olacak ki, bu sefer o somurecek.

Aklima gelen cok yazdigim birsey, katma degerli mal uretmek, az satilan ama para kazandiran mal. Yazmistim onceden, kereviz sapi satis fiyati 3,5 TL. , lazim olan yer, sure ve itina marulla ayni, 1 TL altinda marul yerine bunu diken yok, bildigim kadariyla ulkede bir kisi yapiyor. Satmak icin Istanbul, Izmir gibi yerlerde luks manava ulasmak lazim. Az satilir, tamam gunde 50 tane sat, yaninda yine az satilan mal bul ben diyorum ki bruksel lahanasi yap, saticilarda 20 ye yakin marul tohumu var, degisik mallar dik. Tamam ben bilmiyorum, atiyorum, ama vbir kisi ben bunu denesem demiyor.

Hanim yemege cagirdi, gorusuruz..

leventali
18-11-2013, 09:33
Sayın Kızıltan,

Yemeği biraz fazla kaçırdınız galiba. Bekledik geri dönmediniz :)

kiziltan
18-11-2013, 12:21
Merhaba

Yazacagim se biraz uzun,aksam yazar atarim. Yazi tarzim degisikbenim, samimi ve konusur gibi yaziyorum bazen karsidaki yanlis anliyor, halbuki kimseyi yermiyorum, sorunu bulmayi ve bir cikis onerebilmeyi amacliyorum.

Biraz once Sn. Vetman`e yazdim, benim fikrime gore dogruyu buldun diye,bunu acacagim biraz, aksama kismetse.
Saglicakla kalin.

leventali
18-11-2013, 21:33
Tık, Tık, Tık...

İsmail Karagülle
18-11-2013, 22:15
Bu sitede birleşerek yurt dışından gereken malları (bitki -fide tohum gibi )almakla ilgili bir başlık vardı . Pek okuduğumu söyleyemem. Ne durumda bilmiyorum.

Ama topraksız tarım konusunu bilen denemiş birileri bütün ihtiyaçların tedarik edileceği adresleri tespit etse ve belli bir kar oranı ile bunları tedarik edip ihtiyacı olan arkadaşlara yardımcı olsa hem azıcık para da kazanır. Hem de bu işte yeni olan arkadaşlara yardımcı olur.

Bu konuda önceliği amatörce topraksız tarım yapmak isteyeceği ihtiyaçlarına yönelik yapsa , nasıl olur?

İsmail Karagülle
18-11-2013, 22:34
Tık, Tık, Tık...
Dostlara kapımız her zaman açık .

http://www.youtube.com/watch?v=051ZZJINBJ0

vetman996
18-11-2013, 22:40
........

Sizin yukarıdaki yazınızı okuyunca bir e-ticaret sitesi kurup kimyasal gübre satışı da yapmam gerektiğine karar verdim. Çünkü kimyasal gübre satışı daha karlı. Eğer böyle yaparsam solucan gübresi satışı yapmak için yazmadığımı daha iyi anlatabilirim belki. Aynı zamanda topraksız tarım yapacak arkadaşlara da faydam olur belki. Ayrıca en az kimyasal gübre kullanarak topraksız tarım Ar-Ge çalışmalarıma kaynak bulmuş olurum.


Sayın İsmail abi Merhaba.

Yukarıdaki yazımda bahsettiğim gibi bir e-ticaret sitesi için çalışmalara başladık.

Topraksız tarımda kullanılabilen bütün malzemeleri en uygun şartlarda temin edeceğiz. Kimyasal gübrelerin yanında doğal gübreleri de usulüne uygun şekilde bulunduracağız. Ayrıca bunların yanında topraksız tarım seramızda ürettiğimiz fidanları, solucan- solucan gübresini, bonsai için aday bonsai, torf-toprakları, enzim yaparken kullanılması gereken melası dahi bu siteden tüm dostlarımızın hizmetine sunacağız.

Çalışmalarımız bittiğinde bilgi veririm.

Selamlar... Saygılar...

İsmail Karagülle
18-11-2013, 22:48
[QUOTE=vetman996;1220214]Sayın İsmail abi Merhaba.

Yukarıdaki yazımda bahsettiğim gibi bir e-ticaret sitesi için çalışmalara başladık.

Topraksız tarımda kullanılabilen bütün malzemeleri en uygun şartlarda temin edeceğiz. Kimyasal gübrelerin yanında doğal gübreleri de usulüne uygun şekilde bulunduracağız. Ayrıca bunların yanında topraksız tarım seramızda ürettiğimiz fidanları, solucan- solucan gübresini, bonsai için aday bonsai, torf-toprakları, enzim yaparken kullanılması gereken melası dahi bu siteden tüm dostlarımızın hizmetine sunacağız.

Çalışmalarımız bittiğinde bilgi veririm.

ARANAN KAN BULUNMUŞTUR. Bu vetman bir harika müteşebbis diyince tarife gerek yok vetman demek yeter. Süpermen gibi bir şey .:)

leventali
19-11-2013, 01:38
Dostlara kapımız her zaman açık .

Bilmukabele efendim.

Antalya'da stajdayız. Balkonda iki arkadaş, işten gelmiş ufaktan demleniyoruz. Balkonun önü gül bahçesi. Birlikte staja gittiğimiz arkadaşların bir kısmı çarşıdan geliyor. Kızlardan biri yaklaştı, gülden bir diken kopardı ve bana uzattı. O gün önümdeki peçeteye şöyle yazmışım:

Bir gemiyim yoktur yelkeni,
Dünya ne etti gel gör beni,
Gül dururken dikeni
Layık gören dostlarım var benim...

Bu saatte mest etti yolladığınız şarkı.

Sayın vetman, 4 gözle bekliyoruz. Hayırlı olur inşallah.

kiziltan
19-11-2013, 07:36
Merhaba Sn Vetman

Sizin bu tedarik sitesini olusturabilmeniz konusunda kuskum yok, bilisim islerinde umarim Levent Ali Bey yardimci olur.

Sizin hakkinizdaki dusuncemi rahmetli amcam ve annemden hatirladigim bir sozle ozetleyebilirim, tesbihte hata olmaz ona gore!

" Adam olacak cocuk b..kundan belli olur " Sizin basarili olacaginiz belli, hani derler ya yaptiklariniz yapacaklarinizin garantisidir.

vetman996
19-11-2013, 08:05
Sayın Leventali Bey merhaba.

Hazırlamayı düşündüğümüz site size ve tüm dostlarımıza hayırlı olur inşallah.

İlk gönderimi size ve bedelsiz olarak yapmayı düşünmüştük ama siz başka yerden sipariş edince olmadı.

Topraksız tarımda kullanılacak bütün malzemeleri bulundurmak düşüncesindeyiz. Sizin önerileriniz de varsa bekleriz.

Sayın Kiziltanın dediği gibi bilişim işlerinde yardımcı olabilirseniz memnun olurum. Ben çalışıyor olmam nedeniyle yoğunum. Bilişim işleriyle Mehmet Fatih Bey ilgileniyor. Kendisi İstanbul'dan bitki sevdasıyla eşi ve çocuklarıyla birlikte Salihli'ye taşındı. Çalışmalarımızı birlikte yürütüyoruz. Çilek işinde de birlikteydik zaten.

Bilişim işinde yardımcı olabilme durumunuz varsa sizi Mehmet Fatih Beyle tanıştırayım. Umuyorum ki herkes için hayırlı olur.

Her şey gönlünüzce olsun.

Selamlar... Saygılar...

ykaya194
19-11-2013, 08:50
Bilişim işinde yardımcı olabilme durumunuz varsa sizi Mehmet Fatih Beyle tanıştırayım. Umuyorum ki herkes için hayırlı olur.

Selamlar... Saygılar...

Bu ismi hatırladım zaten çalışmalarını ilgiyle izliyordum. Burada görmek süpriz olmadı.

leventali
19-11-2013, 10:53
Merhaba Sayın Vetman,

Bildiğim konuda ki bu benim alanım, hemen her sorunuza verecek cevabım vardır. Hiç bir maddi beklentim olmaksızın yardımcı olurum. Seve seve. Teknik konularda bilgi vererek daha az maliyetli demeyeceğim ama daha sorunsuz bir işleyiş kazanmanıza yardımcı olabilirim. Yani olası reklam hilelerinden korunursunuz, boşuna para harcamazsınız.

Daha işin başında olmanız çok güzel. Bakın çok uzun olmasına rağmen, burada yazılanları dikkatle okuyun ve not alın.

Yeni Başlayanlar İçin E-ticaret Sitesi Kurmak (http://eticaretmag.com/yeni-baslayanlar-icin-e-ticaret-sitesi-kurmak/)

Çünkü çok ciddi araştırmalar yapılmış. Hemde Türkiye'de.

Saygı ve sevgiler...

vetman996
19-11-2013, 12:17
Çok teşekkür ederim Sayın Leventali Bey.

Sizin yardımınız bizi ziyadesiyle memnun edecektir. Mehmet Fatih Bey şuan solucan gübresi üretim çiftliğinde. Geldiğinde sizinle temasa geçecektir.

Biz sizin çorbanızda tuzumuz olsun istedik olmadı ama gördüğüm kadarıyla sizin aşınız bizim soframızda olacak:))

Her şey için teşekkürler...

Selamlar... Saygılar...

İsmail Karagülle
19-11-2013, 15:54
Bu düşünce tutacak . İlerleyen zaman içinde bizim de sofraya katkımız olur inşallah .

İsmail Karagülle
19-11-2013, 15:57
Leventali dosttan gelen temiz niyetli diken , ne olduğunu, niyetinin ne olduğu belli olmayan kötü niyetli birilerinden gelecek gülistandan daha kıymetlidir.

Bazen diken bile bizi mutlu eder.



Dostlardan da güller beklemek insan olmamızın gereği.

Sağlıcakla kalın .

vetman996
19-11-2013, 16:16
Leventali dosttan gelen temiz niyetli diken , ne olduğunu, niyetinin ne olduğu belli olmayan kötü niyetli birilerinden gelecek gülistandan daha kıymetlidir.

Bazen diken bile bizi mutlu eder.

Dostlardan da güller beklemek insan olmamızın gereği.

Sağlıcakla kalın .
Sayın İsmail Abi.

Ar-Ge seramızdaki beğendiğiniz gülü size hediye olarak göndereceğim. Ama henüz güllerimiz çelik aşamasında. Köklenip çiçek açtığında hatırlatmanızı istiyorum.

Şu üç günlük dünyada bir dosta gül göndererek mutlu olmasına vesile olmaktan daha güzel ne olabilir ki?

Selamlar... Saygılar...

http://www.agaclar.net/forum/1214861-post598.htm

ykaya194
19-11-2013, 16:54
Selamlar... Saygılar...

http://www.agaclar.net/forum/1214861-post598.htm

Tebrik ederim. Bir yıl önce başlattığınız topraksız tarım maceranızı hatırlıyorum, çok heyecanlı ve azimli idiniz ve bugünde azminizin aynen devam etmekte olduğunu görmek memnuniyet verici.
Başarılarınızın devamını dilerim.

vetman996
19-11-2013, 17:14
Tebrik ederim. Bir yıl önce başlattığınız topraksız tarım maceranızı hatırlıyorum, çok heyecanlı ve azimli idiniz ve bugünde azminizin aynen devam etmekte olduğunu görmek memnuniyet verici.
Başarılarınızın devamını dilerim.
Çok teşekkür ederim Sayın Ykaya194 Bey.

İlk günkü kadar azimli ve heyecanlıyım. Kuru bir dalın filizlenerek çiçek vermesi, meyve vermesi mucize bir olay aslında.

Bu yaşa kadar bitkilere sadece bakmışız. Topraksız tarım maceramız başlayınca bitkileri görmeye başladık.

Her gün yeni bir bitkiyi görmek, tanımak insana yaşam enerjisi veriyor inanın. Bu güzellikleri gören yaşamdan da zevk alır, dünyadan da. Kime ait olduğunu hatırlayamadım ama güzel bir söz var hafızamda: Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünür,güzel düşünen hayatından lezzet alır.


Her günümüzün güzelliklerle geçmesi dileğiyle...

Selamlar... Saygılar...

İsmail Karagülle
19-11-2013, 17:21
Bu gün sera içinde eski bitkileri temizledim . Toprağı patpat ile işledim . Şimdi dinleniyor.

Sonrasında üzerinde yeni kanallar uzanacak . Ve yeni çilek fideleri ile süslenecek .

Tabii bu işlem biraz zaman alacak .

Her mevsimde çilek fidesi dikilebilir deniyor. Bakalım doğru mu ? Test edip öğreneceğiz.

İsmail Karagülle
19-11-2013, 21:48
Seramız eski fidelerimiz söküldü. Patpatla toprak işleniyor.

kiziltan
20-11-2013, 07:16
Merhaba

Kolay gelsin, bir yabanci var, tercume edebildiniz mi?

Ispanak ekmistiniz, kalici ispanak basligini gordunuz mu? Koku sokulmuyor ve surekli veriyormus. Sanirim pazarlarda var, gercekten koksuz ve temiz olan. Biz ispanagin kok kismini ozellikle yedigimizden alirken sasirmistim.

İsmail Karagülle
20-11-2013, 16:20
Kızıltan çok farklı bitkiler var . Bunlar da incelenmeli .
Fakat,
Ben bu öğrenme aşamasında piyasada kullanılan cinslerden başlamayı daha uygun gördüm . Bundan sonraki aşamada ise yerel anadolu tohumlarına doğru ilerlemek istiyorum .

Bu arada toprakta denediğim ve öğrendiklerimi , toprsaksız tarıma doğru taşımaya çalışıyorum .

Tartışmaların tersine benim amacım her ikisini de deneyerek ilerlemekten yanayım . Toprak konusunda bir eksiğimiz yok . İşleyebileceğim toprağım şimdilik bana yetecek kadar var.

Ama topraktan topraksıza doğru ilerleyen bir planlama içinde yürümeyi düşünüyorum .

Zaman zaman topraksızdan toprağa da yürüyeceğiz . Bu geri adımlar bölgenin iklimi ile ilgili tedbir açısından denenecek .
Ama hedef mutlaka topraksıza doğru büyüyecek.

Adımları küçük küçük atarak ilerleyeceğiz.

Mesela bazı yerlerde okuyorum . On dönüm , bir dönüm seralar yapılıyor. Ben bir dönüm yerine 10 tane 100 metre kare sera yapmayı tercih edeceğim . Ve bunları yavaş yavaş yapacağım .

Tek çeşit yerine çok çeşit yapmayı tercih edeceğim . Her çeşit için ayrı küçük seralar düşünüyorum .
Sağlıcakla kalın.

leventali
20-11-2013, 17:10
İsmail Bey,
Allah kolaylık versin.

10 tane 100 m2'lik serayı yeniden düşünmenizi öneririm. Bağdaşık ürünler var. Bir birleriyle uyumlu. Çok olması size ayrı ayrı zahmetleri beraberinde getirecektir. Ha belki sözün gelişi söylediniz bilemiyorum. Tabi bu da benim tecrübesizce öngörüm. Belki de sizin düşündüğünüzdür doğru olan.

Saygı ve Sevgiler...

İsmail Karagülle
20-11-2013, 20:36
Saygıdeğer arkadaşım leventali,
Teoride öneriniz doğru .
Ama yine de her çeşit için ayrı olmasının iyi olacağını düşünüyorum .
Aynı serada toprakta yetiştirilebilen ürünler var .

Topraksız için her birinin ayrı besin isteği ve her birinin değişik evrelerde değişen besin istekleri var.
O yüzden her biri için ayrı sera düşünüyorum .
Ve zaten çok büyük yatırımlar düşünmüyorum .

İlk seferinde yaptığım acemilikler ile biraz pahalıya mal etmiştim .
Ve bazı şeyleri de ihmal etmiştim .

Bu sefer belki daha ucuza ve gerken şeyleri ihmal etmemeye çalışacağım .

Ayrı seralarda üretilen bitkilerin miktarlarını da çok tutmayacağım . Zira toptan satmayı düşünmüyorum . Nedenini bir çok başlıkta okumuştuk . Pazarda markette 3 tl olan bir ürün toptan 50 krş fiat buluyor.
O yüzden az ama parekende satmak bana yeter.
Zaten hayatımın hiçbir döneminde tüccar olmadım . Esnaf olarak kaldım . Ve esnaf kalmaya devam edeceğim .

kiziltan
20-11-2013, 21:03
Sn Karagulle dusundugunuz pazarlama yontemi benim de dusundugumdur. Hatta kafam bu topraksiz tarima takilmadan oncesinden dusundugum ve hala inandigim bir yontem var.

Her kasabadan gecerken haftanin belli gunlerinde pazar kuruldugunu gordum, buralara koylerden hem satmak hem almak icin gelen koyluler dolu olurdu. Hep dusunurdum, bir koydeki ureticiler, ki bunlarin tarim veya temel ihtiyaclarini karsilamak icin kooperatifleri vardir ve maalesef pek islemezler, o pazar yerlerinde bir yer kiralayip kendi urunlerini surekli satamazlar mi diye.

Ufak bir dukkan gibi olsa, her uretici kendi urettigi urunu, ki farkli seyler olsa bunlar, orada surekli satisa sunsa. Ispanaktan, salataliga, peynirden, salcadan tarhanaya gibi urunler orada satilsa. Koyde kurulacak 20-30 sera ayri seyler uretse, bir arac urunleri o dukkana goturup biraksa surekli satisa sunsa olmaz mi? Tek bir uretici icin zor olacak ama hepbirlikte yapinca masraflar birsey tutmayacak. Mallari goturen arac koyde ihtiyac duyulup alinmis mallari donuste getirir. Siz o toplumu taniyansiniz, ihtiyaclarini, yapabileceklerini ve hangi konularda anlasabileceklerini biliyorsunuz, olabilir mi?
Saygilarimla

İsmail Karagülle
20-11-2013, 23:16
Herhangibiri pazara tezgah açmak istese bunun bir kira bedeli vardır.
Fakat çifçi olduğunu belgeleyen bir çifçi il belediyesine bunu ibraz ederek pazarlarda hiçbir bedel ödemeden tezgah açar. pozitif bir ayrımcılık uygulanır.

Ayrıca Benin bulunduğum Bolu ilinde köylü üreticilerin ürünlerini yerel ürünleri götürüp satabileceği pazar yeri tanzim edilmiştir.

Yine Bize yakın sayılacak karadeniz ereğlisinde , ve yakınlarındaki bazı yerlerde köylü kooperatifleşerek aynı ürünü üretiyorlar. Birlikte alım yaptıkları için girdilerini iyi fiatlarla temin ediyorlar. Ayrıca satış esnasında güçlü bir şekilde toptancının karşısında durabiliyorlar. Mesela eğer osmanlı çileği almak isteyen bir toptancı iseniz karadeniz ereğlisinden başka yerde bulamayacağınız için şartları üretici belirler ve ona uymak zorundasınız.

Yani az da olsa bahs ettiğiniz yöntemleri uygulayabilen köylüler var.

Örnekleri göz önünde bulundurarak , daha iyi ve daha güçlü birlikler oluşturmak mümkün . Bu konuda il ve ilçe tarım md'lüklerinin ve belediyelerin desteği şart.
Koop'leşme için de güvenilir toplumu peşinden sürükleyebilecek liderlere ihtiyaç var . Ya dürüst lider olacak veya köylü topyekün bu konuda bilinçli olacak .

İsmail Karagülle
20-11-2013, 23:19
Bir örneği bu haberde var . Başka girişimler de var .
Bolu Ekspres - Yresel rnler aratrlacak, markalatrlp pazara sunulacak (http://www.boluekspres.com/icerik/haber.php?i=30107)
Bolu'lu kadınların yaptığı girişim .
http://www.sondakika.com/haber-bolu-da-ev-hanimlari-yoresel-urunleri-2526221/

İsmail Karagülle
20-11-2013, 23:29
Bazen bu oluşumlar kötü kullanılsa da iyiye doğru giden çalışmalar var.
Bolu Gndem Gazetesi: YRESEL RNLER PAZARI BEHDER'E (Bolu haber, gazete) (http://www.bolugundem.com/habergoster.php?id=58252)

leventali
21-11-2013, 00:03
Herkese Hayırlı Geceler,

İsmail Bey,

Her ürünün ayrı ayrı beslenmesi söz konusu diyorsunuz. Benim bu konuda yeterli bilgim yok. Ama bu konuda farklı yorumlar da okudum. Ortak oranda aynı besinle beslenen, yakın EC değerleriyle beslenen bitkiler, sebzeler azımsanamayacak kadar çok.

Bu olsa olsa ürün yetişme zamanını etkiler diye düşünüyorum. Zira ben kendi seramda ne deneyler yaptım ve yapıyorum. Hepsi de gayet başarılı. Ha amacım ticari değil. Ama gördüğüm kadarıyla sizin de ticari sayılmaz. Yani esnaf mantığıyla hareket etmeyi düşündüğünüz için ve kendiniz pazarlayacağınız için bu konuyu bir düşünün derim.

Bu konuda yazacaklarım çok ama, bilgi birikimim yetersiz. Bir kaç aya nasip olursa, biraz daha fazla bir şeyler yazabilecek durumda olurum. Ama 10 sera fikri yine de söylüyorum hatalı. Bu sizi inanılmaz yoracağı gibi, size on ayrı masraf çıkartıp maliyetlerinizi de 10 kat artıracaktır.

Benim 250 m2 için yapmış olduğum hesaplar var. Bir aileye mütevazi bir gelir getirebilecek. Tabi sizin pazarlama mantığınızla. Bu yabana atılmayacak bir şey Türkiye şartlarında.

Ama madem pazarlamasını kendim yapacağım diyorsunuz, o zaman 1 bile yeterli. Çok ürünle baş etmek de çok büyük sorun olduğu gibi bir de çok serayla baş etmek durumunda kalacaksınız.

Tabi bunların tamamı benim çok az bir tecrübeme ve öngörüme dayanıyor. Bu konuda mutlaka bilgili, tecrübeli arkadaşlar bir şeyler karalayacaktır.

Kendinizi fazla yormayın. Zira size bu yaştan sonra işin zevkini çıkartmak yakışır, yorulmak değil. Sağlığınız her şeyin ama her şeyin önünde gelsin.

Ben sizi çok iyi anlıyorum. Ama çok iyi.

Haftaya Ankara'ya geleceğim. Haritada baktım 3 saat yazıyor araçla sizin köy. İçimden geçmiyor değil. Hani şöyle sizinle yüz yüze tanışmak, günü, bir soluk sohbetle bitirmek vardı diyorum da o zamanı bulabilecek miyim bilemiyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

İsmail Karagülle
21-11-2013, 19:33
leventali aynı serada benzer ürünleri yetiştirmek teorik olarak ve başlangıç için doğrudur.
İlerleyen zaman içinde bir çok karışıklığa neden olacağı ve ortaya çıkan aksiliklerin neden kaynaklandığını bilmek oldukça zor olacaktır.

Mesela az su isteyen bir bitki ile çok su isteyen bir bitki .

Daha az potasyum isteyen bir bitki ile daha çok potasyum isteyen bir bitki,

Ve bunun gibi farklı ihtiyaçları olan bitkilerin aynı şartlarda olduğunu farz edelim, Bitkinin birinde bir aksilik çıktı . Neden çıktığını tespit , ve o nedeni ortadan kaldırmak için alacağımız tedbirin diğer bitkileri nasıl etkileyeceğini bilmemiz zor.

Benim bu karışıklığı giderecek bilgim olmadığını göz önüne alındığında ayrı seralar yapmak daha kolay gibi geliyor.

Ayrıca edindiğim bilgilerle , yeni seralarımız ilki kadar pahalı olmayacak .

Çok fazla teknoloji gerektirmeyecek .

Yani maliyetlerimiz on misli artmayacak .

İlk yatırım masrafı da bir dönüm sera yapmakla
on tane ( 100 metre dedim ama ,galiba bir tanesi 120 metre olacak zira şu andaki seram 120 metre ve onun kolonlanmış kardeşleri olacak) 120 metre yapmak arasında çok fark olmayacak .

Büyük serada kullanacağınız sera demirlerini kalınlık ihtiyacı ile küçük bir seranın demirinin kalınlığı aynı olmayabilecek .
Veya küçük seranın boyutlarına göre belki de plastik malzeme kullanmak mümkün olabilecek .( zayıf olacağını biliyorum. Ve bu halledilmeyecek gibi görünmüyor.)

Yine de önerine teşekkürler . Yeniden düşüneceğim . Bu önerinden sonra, önerini dikkate alarak yeniden araştıracağım .

Aslında bir başka düşüncem daha var.

Büyük sera yerine , çift camdan yapılmış , iklimlendirmeyi mümkün olduğu kadar iyi yapabileceğim küçük sera yapmak daha doğru gibi geliyor.

Zira deneme seralarında en önemli problem iklimlendirme . Isı farklılıklarının büyük olması .

Bu farklılıklar naylon örtü ile giderilmesi çok zor.
Madem ben büyük bir kuruluştan bahs etmiyorum . O zaman küçük boyutta ama gerçek bir sera yapayım .

Gece gündüz ısı farklarını minumum seviyeye indireyim .
Nem belli seviyelerde tutulabilsin .
Işık istenen seviyede tutulabilsin .

Bunu yapmak daha doğru ve zevkli olcaktır diye düşünüyorum .

Çok ürün elde etmek ve satmak için toprak sorunum yok . Üstelik böyle bir iştahım yok.
O zaman küçük ama doğru bir şeyler yapmalıyım . İleride talep görürse , büyütmeyi o zaman düşünürüz.

Isı veya toptan iklimlendirme konusu benim bulunduğum yerde naylon örtü ile oldukça zor.

Antalya gibi bir bölgede benim bu söylediklerim doğru olmayabilir.

Bizim buraların yazı 45 gün ,
ışık alma gün sayısı ülkenin en düşük bölgesi ,
gece gündüz ısı farkları çok fazla .

O yüzden benim söylediklerim genel doğrular değildir. Bana ve bölgeye ait koşulların doğrusudur diye düşünüyorum .

İsmail Karagülle
21-11-2013, 19:40
Gelmeden önce bir telefonlaşalım . On gün kadar bir İstanbul'a gitmeyi düşünüyorum .
Daha önce bahs ettiğim nedenlerden:o

Gelirseniz,
Çok memnun olurum .

leventali
22-11-2013, 02:25
Merhaba İsmail Bey,

Sizin seranız benim seramın tam 6 katı. Benim serada marul, domates, biber, salatalık mevut. Sayıları şöyle:

10 domates
15 salatalık
10 biber
60 marul

Seranın 3 te biri daha boş. Bu boşluğu da ürünleri yayarak ve ilave edilerek sayı artırılabilir. Örneğin katlı sistemle aynı sayıda marulu hatta iki boru 15x2 =30 artırarak yani 90 marula çıkararak, en az bir o kadar daha yer kazanılabilir.

Demem o ki, benim serayı 2x6 ile çarpsanız, yani yukarıdaki yazdıklarımın iki katı sizin seraya ekilebilir.

120 domates
180 salatalık
120 biber
1080 marul

Rahat rahat.

Sadece bu bile sizin tüm hayal ettiğiniz rakamlara ulaştırır. Tek yapmanız gereken şey, topraklı ve topraksız diye iki sera kurmanız. Zira topraksız serada topraklı ürün ekmeniz size beraberinde zirai ilaç durumlarını da getirecektir. Toprak, ne kadar çabalarsanız hastalık getirebiliyor.

O yüzden sizin hayallerinizi mevcut seranızın karşılayabileceğini düşünüyorum. En azından bir kaç yıl.

Yukarıdaki ekilen fidelerin ne kadar kg ürün vereceğini bilmiyorum. Ama yapılan çalışmalardan bir ortalama alınabilir. Siz yetip yetmeyeceğine öyle karar verirsiniz.

Cam sera konusuna gelince. Abi biz amatörler bazı konuları abartıyoruz. Sizi tenzih ederim. Kendim de yaşadım. Az kalsın dama pimapenden komple sera yaptırıyordum. Bir pimapen firmasının işini almıştım karşılıklı becayiş yapacaktık. Sonra biraz araştırdım, aklını yeme 10'da bir masrafın olur dediler haklı çıktılar.

Beni kurtaran Çukurova'da oluşum. Ama bir farkla. Yerden 14 metre yüksekte ve önü her tarafa açık konumda.

Elbette sizin orası ile kıyaslanamaz.

Bu çizimi bana Diyarbakır'da AB destekli sera yapan, öğretmen arkadaşım gönderdi. Sanat okuluna vermişler projenin yürütmesini ve yapımını. Bu vesile ile bayağı bir tecrübe kazanmış.

Kış için sormuştum, siz ne yaptınız, diye.

Mevcut sera demirini dışarıdan naylonluyoruz biliyorsunuz. 15 santim boşluk bırakarak içeriden de naylonluyorlar. Ona göre düzenek kuruyorlar. Yani iki naylon arasında 15-20 santim bir hava boşluğu kalıyor. Resimlerini de gönderdi bulamadım yoksa ekleyecektim ama yeniden isterim. Dışarıda -14 dereceyken sera ısısı içeride +12 +14 arası. Bu cam sera maliyetinin kat be kat altında bir sistem. Sonra araştırdım zaten bu tip seralar yapılıyormuş.

Hatta onun bu fikrine ilaveten ben şöyle düşünmüştüm. Bu hava boşluğu kısmına sıcak hava üfleyen bir düzenek kursak, üzerinde kar da tutmaz bu. Ki sizin orada en riskli durum bence bu.

Evet sizi anlıyorum. Yaptığımız işin en iyisini, örnek olsun düşüncesiyle, bir de ele güne rezil olmayalım düşüncesiyle (bu benim için geçerli) en iyisini yapmaya çabalıyoruz. Oysa bakıyorum çiftçilere, onların ektiği ürünlere, o kadar rahatlar ki...

Çünkü artık onların elinde bu iş, otomasyona dönmüş. Nerede, ne zaman, neyi yapacaklarını biliyorlar ona göre davranıyorlar. Ama biz biraz abartıyoruz (yine kendimi kastediyorum).

Hep vurgulamaya çabaladığım, benim de bir müddet sonra farkına vardığım için, yaptığımız işin ticari boyutu. Eğer AB'ye, ABD'ye, ihracat düşünmüyorsak, ürettiğimiz ürünü kendimiz pazarlamak istiyorsak, hedefimiz 1 koyup 100 almak değilse, o zaman amatörce davranmak gerek.

Burada gördüğümüz çok teknik konuların elbette her birinin ayrı bir bilimsel değeri ve önemi var. Ama bunlar ticari kaygılar taşıyor. Şimdi benim marullar örneğin. Dünden beri yolumu çevirmeyen kalmadı. Bugün annem sağlık ocağındaki doktoruna söz vermiş oraya götürdü. Oradakiler bile gözlerine inanamamış. Harika. Tadı nefis.

Peki bu ürünü ben hale götürseydim? Başta kendim söyleyeyim, halci olsam 2. sınıf bir ürün muamelesi yapardım. İşte sorunun özü burada kilitleniyor.

Benim yaşadığım onca tecrübesizliğin eserini ben nasıl görüyorsam, halci benden daha iyi görür. Yani tüm olay ne kadar ticari düşünüyoruz?

Bir başlıkta, bilgili bir arkadaşımızla küçük bir polemik yaşanmış. Konu domateslerde koltuk almak, ilk çiçekleri kopartmak, şurdan çıkanları şöyle yapmak gibi... Yine bilgili bir arkadaşın yazdıklarının tümünün hatalı olduğunu bu konuyla ticari ilgilenen bir arkadaşımız düzeltmiş. Ama sonuna öyle bir cümle eklemiş ki muhteşem. Domatesler çok büyüse ne olacak, karşımızdaki kişi amatör ve bu işi zevk için yapıyor. AB'ye ihraç etmeyecek. Bolca domates alsın., demiş.

Size bu kadar uzun yazmamın bir kaç nedeni var.

1. Başta siz izinsiz(!) tarım yapıyorsunuz. Hani üstat diyor ya "Rızasız bahçenin gülü derilmez.", diye...

2. Siz, ticari düşünüyorsunuz ama büyük hedefleriniz olmadığı gibi satışı da kendiniz yapmayı düşünüyorsunuz.

3. Amatör + tam ticari olmayan (başka bir kelime bulamadım) tarım yapmaya çalışıyorsunuz. O yüzden 4 4'lük olmak zorunda değiliz. Sizin İstanbul'dan vize almadan Bolu'ya gelmeniz, burada 120 m2 bir sera yapmanız, yanına bir ev inşa etmeniz, ürün ekip, mahsül almanız zaten başarının daniskasıdır.

Türkiye'deki insanların en az yüzde 90'ının hayalini süsleyen ama bunun için cesaret bulamayan insanların önüne geçtiniz. Çitayı o kadar yükselttiniz ki, artık siz bile çitanın altında hissediyorsunuz kendinizi. Ama ben size söyleyeyim. Ben 44 yaşındayım. Sizin çitaya ne bu yaşta, ne sizin yaşta cesaret edemem.

Demem o ki, artık çitayı yükseltmeyin. Yükseltmeyin ki en azından sizin yaptıklarınızı ütopik bir hayal olarak değil, istenirse yapılabilir bir hayal olarak görelim, örnek alalım.

Ben paylaşımlarımda ısrarla buna vurgu yapıyorum. Amatörsek, amacımız zevk almaksa buna göre davranmak gerekir diye.

O yüzden 2. seranızı kurup, 2. masraf yapmak ve iki kat uğraş yapmak yerine, bu seranızın tamamını topraksız tarıma geçirin. Her bir ürün için ayrı ayrı besin ve ayrı ayrı düzeneğe de ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Her şeyin bir ortalaması vardır diye düşünüyorum. Amatörce düşünüyorum. Büyük, ticari kaygıları olmayan biri olarak düşünüyorum.

Buraya boyumdan büyük laflar etmiş olabilirim. İçtenliğime ve samimi düşüncelerime versin okuyan arkadaşlar. Belki teknik yönden eksik, hatalı bilgi ve öneri de vermiş olabilirim. Düzelten bir arkadaşımız olacaktır mutlaka.

ABD Başkanı Obama, seçildikten bir süre sonra, ilk başkanlığında, Türkiye'ye gelmiş, bir üniversitede öğrencilerle buluşmuştu. Öğrencilerden birisi:

- İyi şeyler söylüyorsunuz ama bunları yapabileceğinizi sanmıyorum.

demişti. Cevaben Obama ona:

- Büyük devletler, büyük gemilere benzerler. Rotalarını değiştirseler bile, gerçek rotalarına girmesi uzun zaman alacaktır.

demişti. Hiç unutmuyorum bu sözü. Ticarette de öyle, tarımda da öyle, gerçek hayatta da öyle. Siz de ekonomi okumuşsunuz. Büyümenin, küçülmekten kolay olduğunu ben esnaf arkadaşlara anlatmaya çalışıyorum ama onlar inanmıyorlar. Siz anlamışsınızdır beni. Büyümek gerçekten kolay. Sonrasında büyümeye harcadığınız paranın misli mislisini yerinizde kalabilmek için harcıyorsunuz. Küçülmek isteyen firmalar büyük zararları göze alarak küçülüyorlar.

Bir çok arkadaşımın durumu benden iyi görünüyor. Ama benden az kazanıyorlar. Çünkü onlar büyük, ben küçüğüm. Ufacık bir krizi onlar 6 ayda atlatabiliyor, benim ise umurum bile duymuyor. Çünkü bende o hatayı yaptım. Büyüdüm, büyüdüm, büyüdüm. Şubemin birini çok zarar ediyor diye kapattığımda, ki daha 4 şubem vardı, çaycı hesabı kapatmamı istedi. Toptancım istediklerimin yarısını göndermeye başladı. O gün anladım ki, hele ki Türkiye kültüründe, küçülmek hiç de o kadar kolay bir şey değil. Çok yazılır da daha gereği yok siz anlamışsınızdır.

Büyük ve küçük, mutluluk ve huzurla ters orantılıdır. Büyüdükçe huzurunuz kaçar, mutluluğunuz azalır. Küçüldükçe huzurunuz ve mutluluğunuz artar. Bu cümleyi inanarak, uygulayarak kullanıyorum.

Bir sürç-i lisan ettiysek affola.

Saygı ve sevgilerimle...

kiziltan
22-11-2013, 08:07
Sn Levent Ali

Gunaydin. Su son mesajinizdan alintilar yapayim dedim ama cok yer tutacakti. Hepsine katiliyorum. Ticari konulara da oyle.

Calismalar gosteriyor ki 20 donumden az sera isi yapmamali diyerek bodoslama girenlerin sorunlari ortada, ama isi okuyarak ogrenip sonrasinda ufaktan baslayip buyuyene pek birsey olnuyor sanirim. Ogrendikce kazanmak, kazandikca buyumek her is kolunda gecerli.

Amatorluk konusunda ise benim dusunup ozetleyemediklerimi siz yazmissiniz. Arkadas sen bu marulu bu teknoloji ile yetistirdin mi? Tamam. Simdi hesaplasan belki markette daha ucuz diyeceksin, olsun bu senin basarin. 90 tane marul yapacagina yaninda iki saksi patlican iki saksi kabak, iki saksi brokoli olsa bence daha kiymetli.

Isin iyi, memnunsun anliyorum, olmasaydi da bir dukkan acsaydin, manav, market falan, derdim ki canim koy 200 marul, sogan yesillikler falan orada satarsin, kullaniciya gider fiyat toptan gibi dusuk olmaz, gunluk 20-25 TL satsan kendi urununden kiran cikar halden aldiklarin kar kalir falan..

Amator haddini bilmeli, profesyonel olmak kolay degil. Yillarca emek vereceksin, ogreneceksin sonar. Hic bilmeden versen muhendise olmaz, el elin esegini Turku cigira cigira aramis misali olur. Tam ogrenmeye kalklsan yillarini alir. Yarim olmasi cok daha tehlikeli, yarim hoca dinden yarin doctor candan edermis.

Kendini bilmek gibi erdem yok! Amatorlugu anlamissiniz, ucmuyorsunuz. Hep soylerim bisiklete ilk binen hizli gider dusmez, yavas gitmesi zordur. Siz zamaninda fren yapmayi bildiniz. Bravo.
Saygilarimla
Engin KIZILTAN

İsmail Karagülle
22-11-2013, 10:48
Sayın arkadaşlarım , ben meramını tam anlatamadım galiba .

Para kazanmayacağım demiyorum . İlk hedefim para kazanmak değil.
Esnaf olmanın en önemli kriteri para kazanmanın yanındaki etik kurallardır. Verim ürünü çok üretmek değil kaliteli ürün yetiştirmektir.

İşi küçük tutmaktaki maksadım, işin gereklerini tam yerine getirmeden tam öğrenmeden bodoslama yatırım yapmamak anlamındadır.

Daha önce bir yerlerde bahs etmiştim . Önce 120 metrekare
Sonra 3 dönüm daha sonra 60 dönüm gibi hedeflerim var . Ama bunları o kadar hazmederek yapmak istiyorum ki benim ömrüm buna yetmez. O yüzden küçük ama , her zaman büyümeye hazır.

Mesela bir ahır yapacağım .

eni 9 metre olacak , boyu ise zamanla büyütmeye uygun olacak .

Sera küçük olacak , ama planlaması yanına üniteler ilave etmeye müsait olacak ,

Pazara ürünü kendim götürüp satacağım .

Ama orada beni gören satıcı veya lokantacı bana ver de ben satayım diyecek durumda bir satılş ve fiat politikası uygulayacağım.

Yani acelem yok .Yavaş yavaş büyümek daha doğru diye düşünüyorum .
Ama basmaklar hazmede hazmede öğrene öğrene , emin adımlarla olacak .

Bu benim yaşım , bölge sorunları , vs gibi nedenlerle biraz yavaş olacak . Birden yükseklik zaten benim başımı döndürür. :)
Ağır ağır çıkacaksın merdivenlerden ,...
Kaplumbağaya sormuşlar uzun yaşamanın sırrı nedir diye , yavaş hareket etmek demiş.

Bu arada akıllı düşünüp hesaplayana kadar deli dereyi geçermiş.
Da, derede boğulan delilerden bahs edilmemiş burada.

Bilmem anlatabildim mi?
Sevgi ve saygıyla

Sağlıcakla kalmanızı temenni ederim .

leventali
22-11-2013, 14:29
Herkese Merhabalar,

"Umut ömürden uzun olmalı." demiş bir bilge. O yüzden yaşın önemi yok İsmail Bey. Ben yazarken sadece İsmail Bey bunu okusun bir ders çıkarsından (haşa) ziyade, içimizde bir çok amatör arkadaşımızın, eli kulağında start vermek için. Bunu hissediyorum. Genel anlamda yazdım ki, amatör arkadaşlar amatör ruhunu aşarlarsa bu işin gerek maliyetinden ve gerekse eziyetinden dolayı hevesini alma durumuna döner ve bir daha da kolay kolay bu kapı açılmaz.

Sizin öngörünüzde bir sorun yok zaten. Açık açık bu işi hazmederek yapacağım diye yazmışsınız.

Güzel olan şu ki ticariler de amatörler de burada birbirinden bir şeyler öğreniyorlar. Çoğu amatörün yaptığını profesyoneller yapamaz. İsmail Bey'in söylediği gibi, amatör delilik yapar ama ticari kılı kırk yarar. Her iki taraf da haklı.

Sayın Kızıltan, yazınız için teşekkür ederim.

Saygı ve sevgilerle...

leventali
22-11-2013, 16:57
İsmail Bey, Kahvemiz açılmış
http://www.agaclar.net/forum/sohbetler/33161.htm

İsmail Karagülle
22-11-2013, 17:10
Ben az evvel uğradım . Kahvede kimse yoktu :)

leventali
22-11-2013, 17:28
Gelmeye başladılar yavaş yavaş. Daha çay demini almadı ya ondandır :)

ahmetmelek
22-11-2013, 18:11
bende sohbe tinize katulmak isterim arkadaşlar

İsmail Karagülle
22-11-2013, 19:33
Ahmetmelek,

Buyrun ,

http://www.agaclar.net/forum/sohbetler/33161.htm

İsmail Karagülle
23-11-2013, 23:36
Serayı yeniden sera bekçisine emanet edip İstanbul'a geldim .

Bakalım bu sefer ne aksilikler çıkacak ? :)

forsitya
24-11-2013, 00:08
bende yapacam bakalım tatmin olursam

İsmail Karagülle
24-11-2013, 13:45
bende yapacam bakalım tatmin olursam
önce çok küçük ve mümkünse tek sebzeden başalayın derim ,

İsmail Karagülle
25-11-2013, 14:30
Köyüm salladı .

Ben İstanbul'a geldim .

Ama aklım serada ve kulubemde. Gece telefonla haber aldım . Çok fazla bir zarar yok .
Geçen sefer seraya giren bir hayvan saykapları devirmiş ve fidelerimin bir çoğu ölmüştü .

Kalan sağlar ise yapraklarını kaybetmiş , kökler fazla zarar görmediği için yeni yapraklar sürerek ayakta kalmıştı . Ama tabii meyve yiyeceğiz diye beklerken yeniden yaprak oluşma safhasına geri dönmüştük .

Bu sefer bakalım deprem neler yapmış saykaplar yerinden oynadıysa, besin eriyiği yerlere dökülmüş mü ?

Neler oldu bakacağız.

İsmail Karagülle
25-11-2013, 21:52
deprem deyince köyüm aklıma geldi. Bizim köyün evleri , içimden paylaşmak geldi.

https://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=qetrvqd1QMU

leventali
27-11-2013, 01:22
İnşallah bir şey olmamıştır İsmail Abi. Sorabildin mi orada bulunanlara?

Kahve açılınca oraya takılmaktan asıl başlıklara göz atamıyoruz.

Senin başlığa da abone olalım da hiç olmazsa e posta gelir...

idris şenol
27-11-2013, 16:27
deprem ,,,ALLAH korusun diyelim

İsmail Karagülle
27-11-2013, 17:07
İnşallah bir şey olmamıştır İsmail Abi. Sorabildin mi orada bulunanlara?

Kahve açılınca oraya takılmaktan asıl başlıklara göz atamıyoruz.

Senin başlığa da abone olalım da hiç olmazsa e posta gelir...

Çok sağol . Haber kanallarından önce internetten Bolu'da yaşayan dostlardan haber aldım . Çok şükür görünen bir hasar yok .
Kulube içinde bazı şeyler yere düşmüş kırılmış önemli bir şey yok .

Depremin olduğu yer bize çok yakın . Epeyce sallamış.

İsmail Karagülle
27-11-2013, 17:08
deprem ,,,ALLAH korusun diyelim

Amin .
Sağolasın. Teşekkürler.

Kudret Tezel
27-11-2013, 17:44
İsmail bey geçmiş olsun. İnşallah önemli birşey yoktur. Gidince etraflıca haber verirseniz seviniriz.

İsmail Karagülle
27-11-2013, 19:16
İsmail bey geçmiş olsun. İnşallah önemli birşey yoktur. Gidince etraflıca haber verirseniz seviniriz.
Sağol hocam . Önemli bir şey yok . Kulube içinde bazı şeyler yere düşmüş o kadar . Allahtan kulube içinde ben yoktum ;)

Hani , Hoca hanımından dayak yemiş.
Nasrettin hocanın komşusu , hoca dün sizin evde bir gürültüler vardı . Neydi o demiş.
Hoca da hanımla tartıştık o hırsla hanım benim cübbeyi merdivenlerden aşağı attı . O gürültüyü duymuşsunuzdur . Demiş.
Komşu, Hocam cübbeden o kadar ses çıkar mı diyince , Hoca fazla kurcalama adam tabii çıkar , İçinde ben varsam , tabii gürültü çıkar . Demiş.

İsmail Karagülle
29-11-2013, 15:27
Bu gün itibari ile Haber geldi .
Sera içinde sera bekçisne emanet edip İstanbul'a gelmiştim.
Yaklaşık bugün pazardan bu yana ne kadar zaman geçti ,ise işte o kadar .
Çileklerim çiçek açmış ortalık papatya tarlası gibiymiş.
Hem uzaktayım hem resim çekemiyorum . Allahım ben ne yapacağım .
Bir tarafta çoluk çocuk diğer tarafta seram ve çileklerim .
Git gel Bolu-istanbul.
Bir otobüs firmasına şoför mü olsam .
Bu yaştan sonra işe de almazlar.
İşte böyle.

habiş
29-11-2013, 16:18
Bu gün itibari ile Haber geldi .
Sera içinde sera bekçisne emanet edip İstanbul'a gelmiştim.
Yaklaşık bugün pazardan bu yana ne kadar zaman geçti ,ise işte o kadar .
Çileklerim çiçek açmış ortalık papatya tarlası gibiymiş.
Hem uzaktayım hem resim çekemiyorum . Allahım ben ne yapacağım .
Bir tarafta çoluk çocuk diğer tarafta seram ve çileklerim .
Git gel Bolu-istanbul.
Bir otobüs firmasına şoför mü olsam .
Bu yaştan sonra işe de almazlar.
İşte böyle.

böyle haberler şu hazanlı günlerde ne güzel sevinç kaynağı... benim bile yüzüm güldü sizlerin azmini ve başardığını gördükçe amatörce minik seramı kurmakta sabırsızlanıyorum :D Maşallah bol hasadınız olur İnşallah resimleride bekliyoruz:)

İsmail Karagülle
29-11-2013, 16:33
Habiş,
İyi dileklerinize çok teşekkürler.

İsmail Karagülle
29-11-2013, 18:39
Ne güzel cahildik,

Televizyon yoktu.

Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde de ekmek dilimleri. Aydınlık bir kış sabahı ve kızarmış ekmek kokusu...

Sucuk lükstü. Yumurta lezzetli. Ekmek her zaman ekmek gibi...

Bir kez olsun kümesten yumurta almamış, bir kez olsun o kızarmış ekmeğin kokusunu duymamış ve fakat alışveriş merkezlerinin restoran katlarında boğucu bir gürültü ve havasızlık içinde hamburger keyfine fit olmuş çocuklar ve gençler için ben ne kadar yaşlıyım...

Dışarıda kar... İçeride kanaat... İçeride huzur... Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç!

Portakal kabuklarını sobanın üzerine dizer, kokusuna râm olurduk. Kestane közlemek büsbütün bir gecenin akıllara seza mutluluğuydu.

Sonra illa ki, büyüklerin anlattığı hikâyeler, hatıralar... Birçoğu arızalı ve tedaviye muhtaç beyinlerden çıkma dizilerin ve filmlerin açtığı hasarlar yerine, geniş ve besleyici bir masal dünyası...

Lezzet bir tarafa, kokuya da hasret kalacağımız kimin aklına gelirdi? Ekmeklerimiz el değerek üretilirdi, sağlıklıydı, lezzetliydi ve mis gibi kokardı. Çay da kokardı... Domates de... Bütün bu nefasete, küçücük bir bakkal dükkânının zenginliği yetiyordu.

Dışarıda kar... İçeride huzur... Zam endişesi, doğal gazın kesilme korkusu, yolda kalma telaşı, rejim tehlikesi... Kimin umurunda... Ne güzel cahildik. Mutluluğun resmini çiziyorduk...

Sunay Akın'dan

kiziltan
29-11-2013, 18:54
Merhaba

O sobanin altindaki kullere gomulmus patatesi yemeden yatilmazdi.

leventali
29-11-2013, 19:23
Soğanı unutma abi. Kuru soğan. mmmmm. Bak olmadı Sayın Kızıltan. Canımız gitti valla.

Bir de küçük bir parantez. Sunay Akın eskiyi özlemlemiş. Hangimiz yapmayız ki?

Ama bir de Ajda Pekkan var değil mi?

"Her yaşın ayrı bir güzelliği var!" , der.

O sobalı özlem günlerinde olsaydık ben seni ve kızıltanı nereden tanıyacaktım?

Yani her dönemin güzellikleri de var...

İsmail Karagülle
30-11-2013, 00:09
Leventali ve kızıltan , Bu sefer köye gittiğimde sobayı yakıp dediklerinizi yapacağım .

Ve birgün birlikte böyle bir keyf yapmayı dileyeceğim

habiş
30-11-2013, 00:20
hepinize Merhaba Topraksız Koylu kahvesine yazmak istedim ama yoruma kapatılmış ya da ben karıştırdım :? sayın malina öyle uygun gördü sanırım...
çok özür dilerim insan bilmeyince bilmiyor sıfırdan denemek istiyorum ama bu besin değerlerini çözmüş ya da anlamış değilim bütün eğitim ve öğretim hayatımda formüllerle aram hiç iyi olmamıştı zaten.. bu iş formülsüz olamazmı kabataslak perlit vs ile verim alınmazmı acaba? siz yapıyor ve uyguluyorsunuz bi bildiğiniz var elbette ama bende yoğun çalışma hayatı yanında ufak çapta amatörce yapmak istiyorum terasta fazlasına gücüm yetmez zaten.. bunun için neler gerekli acaba sayın Kudret Tezel'in paylaşımlarınıda okudum
1 nolu şişeye 100 gr KH2PO4 -Mono potasyum fosfat.
2 Nolu şişeye 100 gr KNO3 -Potasyum Nitrat,
3 Nolu şişeye 100 gr Ca(NO3)2 4 H2O Kalsiyum nitrat.
4 Nolu şişeye 100 gr Mg SO4 7 H2O Msgnezyum Sülfat.
bunlar nedir nasıl temin edeceğim hazırlattırmammı gerekiyor sözelci olmanın eksilerini neler kaybettiğimi çok iyi anlıyorum ama bilgi dünyası kayıp cennet gibi.. bulup keşfetmek gerekiyor... ne kadar da cahil kalmışım.. saygılarımla..

İsmail Karagülle
30-11-2013, 00:43
hepinize Merhaba Topraksız Koylu kahvesine yazmak istedim ama yoruma kapatılmış ya da ben karıştırdım :? sayın malina öyle uygun gördü sanırım...
çok özür dilerim insan bilmeyince bilmiyor sıfırdan denemek istiyorum ama bu besin değerlerini çözmüş ya da anlamış değilim bütün eğitim ve öğretim hayatımda formüllerle aram hiç iyi olmamıştı zaten.. bu iş formülsüz olamazmı kabataslak perlit vs ile verim alınmazmı acaba? siz yapıyor ve uyguluyorsunuz bi bildiğiniz var elbette ama bende yoğun çalışma hayatı yanında ufak çapta amatörce yapmak istiyorum terasta fazlasına gücüm yetmez zaten.. bunun için neler gerekli acaba sayın Kudret Tezel'in paylaşımlarınıda okudum
1 nolu şişeye 100 gr KH2PO4 -Mono potasyum fosfat.
2 Nolu şişeye 100 gr KNO3 -Potasyum Nitrat,
3 Nolu şişeye 100 gr Ca(NO3)2 4 H2O Kalsiyum nitrat.
4 Nolu şişeye 100 gr Mg SO4 7 H2O Msgnezyum Sülfat.
bunlar nedir nasıl temin edeceğim hazırlattırmammı gerekiyor sözelci olmanın eksilerini neler kaybettiğimi çok iyi anlıyorum ama bilgi dünyası kayıp cennet gibi.. bulup keşfetmek gerekiyor... ne kadar da cahil kalmışım..
Bu konuda ilk başladığında besin eriyiğini kendiniz yapmak hem zor hem pahalı bir yol .
Besin eriyiği temin etmek çok zor değil.
Tartes'i bir ziyaret etmenizde fayda var .

Başka yollar da var . Onları da forumda bulabilirsiniz.
O başlık altında Kudret Beye de sorabilirsiniz . Yardımcı olacağından eminim


Siz öncelikle sistemi kurma konusunu araştırın bence . En kolay yol , katı ortam. Hazır sistemler de var. Siz kendiniz de yapabilirsiniz .
İlk yapacaksanız ve vaktiniz de yoksa tartesten hazır akıllı saksı ve katı ortam malzemesi alabilirsiniz . Besin eriyiği de .
sağlıcakla kalın

kiziltan
30-11-2013, 09:28
Sn Karagulle

Istanbul`a geldigimde hafta sonu mutlak gelecegim.

kiziltan
30-11-2013, 09:30
Sn Habis
Merhaba, Kahve kapandi, yakinda baska bir baslik acilacak orada bunlar olacak, biraz bekleseniz..

İsmail Karagülle
30-11-2013, 12:00
Sn Karagulle

Istanbul`a geldigimde hafta sonu mutlak gelecegim.
Tanışmak çok güzel olacak . Eminim çok güzel dostluklar pekişecektir. Beklerim . ;)

habiş
30-11-2013, 17:29
Bu konuda ilk başladığında besin eriyiğini kendiniz yapmak hem zor hem pahalı bir yol .
Besin eriyiği temin etmek çok zor değil.
Tartes'i bir ziyaret etmenizde fayda var .

Başka yollar da var . Onları da forumda bulabilirsiniz.
O başlık altında Kudret Beye de sorabilirsiniz . Yardımcı olacağından eminim


Siz öncelikle sistemi kurma konusunu araştırın bence . En kolay yol , katı ortam. Hazır sistemler de var. Siz kendiniz de yapabilirsiniz .
İlk yapacaksanız ve vaktiniz de yoksa tartesten hazır akıllı saksı ve katı ortam malzemesi alabilirsiniz . Besin eriyiği de .
sağlıcakla kalın
çok teşekkür ederim baktım sanırım biraz daha araştırıp bilgi sahibi olmalıyım saygılarımla...

habiş
30-11-2013, 17:32
Sn Habis
Merhaba, Kahve kapandi, yakinda baska bir baslik acilacak orada bunlar olacak, biraz bekleseniz..

Sayın kiziltan bende önerilerinizle biraz daha bekleyip bu sürede araştırmaya karar verdim hatta bir not defteri tutup yazmak istiyorum :) keşke Ankara da canlı canlı sistemi görme imkanım olsaydı o zaman daha pratiğe çevirirdim zannımca.. saygılarımla..

İsmail Karagülle
30-11-2013, 17:41
çok teşekkür ederim baktım sanırım biraz daha araştırıp bilgi sahibi olmalıyım saygılarımla...

Hemen bir bakışta zor gibi gelmesin .
Bir yerinden yaparak öğrenirseniz , ilk gördüğünüz kadar zor olmadığını fark edersiniz.

Bence küçük bir ünite ile başlayıp , hem uygulayın hem de size gerekli olan bilgileri öğrenerek başlayın derim .

Zaten bu işi dört dörtlük bilen yok .

Size lazım olan bir düzenek ,

En basiti ,

Bir kova veya derince saksı .

İçine hazır alacağınız besin eriyiğini koyacaksınız.

Akvaryumcudan alacağınız bir su devir daim motoru ,

Bir hava motoru , ve bunlar için gereken akvaryumcudan alacağınız ince su boruları .

Ve bir fide .

İsterseniz bir de zaman saati mekanik olanından , bu da bauhaus gibi yerlerde veya internette var .


Ve bütün bunlar çok para tutmaz.

Bu basit düzenek size topraksız tarıma başlama imkanı verecektir. Gerisi nasılsa gelir.

Hemen hemen çoğu kimse bu şekilde başladı . ( istisnalar varsa da esas kaideyi bozmaz. )

Bu konuda isteyeceğiniz , her konuyu sorun . Bilmediklerimiz olabilir . ONLARI DA NASIL BULACAĞIMIZI , paylaşırız.

Fakat yukarıda anlattığım basit sistemin sorulacak sorusu çok çıkmaz.

Yine de çıkan soruları hiç çekinmeden sorun .
Malzeme tedariki de dahil.

Kolay gelsin .

İsmail Karagülle
30-11-2013, 18:00
Sayın kiziltan bende önerilerinizle biraz daha bekleyip bu sürede araştırmaya karar verdim hatta bir not defteri tutup yazmak istiyorum :) keşke Ankara da canlı canlı sistemi görme imkanım olsaydı o zaman daha pratiğe çevirirdim zannımca.. saygılarımla..

Yukarıda anlatılanlar da zor gelirse ,

Sadece hazır besin alın .

Bir fide alın ,

Yoğurt kabı

Veya kova
Kova olması daha iyi

Strafor
Kovanın içine rahat sığacak
Ve en dibine kadar girip çıkabilsin .

Straforun ortasını delin fideyi oraya yerleştirin . Yerleştiriken,
Fidenin büyüdüğünde rahat olabilmesi için hani yüzme bilmeyenlerin kullandığı solucan denilen bir şey var . İşte ondanbir parça kesin ve o parçayı merkezine kadar kesip fideyi onunla birlikte strofora yerleştirin .

Artık size sadece arada bir suyu havalandırmak kalacaktır.

Besinli su azaldıkça strafor su seviyesi ile birlikte aşağıya doğru inecektir.

Siz akşam sabah vaktiniz oldukça , suyu maşrapa ile alıp havadan tekrar kovaya dökmekle havalandırmış olusunuz.

Taha ileride fide büyüdükçe fideyi yerinden çıkarmak zor oluyor derseniz , küçük bir hortum alır bir ucu suyun içinde ağzınızla hava vererek havalandırabilirsiniz. Bu sırada ağzınızla vereceğiniz hava ciğerlerden değil, ağzınızdan vermeye çalışırsanız daha çok oksijen vermiş olursunuz.

Kolay gelsin .

habiş
30-11-2013, 18:10
öncelikle biraz meşakatli gelmedi değil... haklısınız mutlaka bir deneme yapıp daha sistematik hale getirmeliyim... hava motorum var :) geriye kalan malzemelerde kolaymış eşimin 2 tane akvaryum düzeneği var oda yardım edeceğe benziyor bana.. çünkü akvaryumunda bitkide besliyor..
yapabilirsem geri dönüş yapacağım çok çok teşekkür ederim...

İsmail Karagülle
30-11-2013, 18:16
öncelikle biraz meşakatli gelmedi değil... haklısınız mutlaka bir deneme yapıp daha sistematik hale getirmeliyim... hava motorum var :) geriye kalan malzemelerde kolaymış eşimin 2 tane akvaryum düzeneği var oda yardım edeceğe benziyor bana.. çünkü akvaryumunda bitkide besliyor..
yapabilirsem geri dönüş yapacağım çok çok teşekkür ederim...

Evde akvaryum merakı varsa , herkesten bir adım öndesiniz demektir.

Bakın sabri acar ( acar kaptanın) videolarını izlerseniz .

Nekadar kolay olduğunu daha iyi anlayacaksınız ve Bir çok serayı gezseniz göremeyeceğiniz kadar çok şey öğreneceksiniz .

Birinin adresini ben yapıştırıyorum . Diğerlerine de oradan ulaşabilirsiniz

KOVADA HİDROPONİK SİSTEM İLE DOMATES YETİŞTİRME.wmv - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=0gmtd_7SDn4#t=22)

İsmail Karagülle
30-11-2013, 18:21
Diğer videolarına buradan da ulaşabilirsiniz
http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/27581.htm

habiş
30-11-2013, 18:24
izledim bile bakıyorum kolay görünüyor aslında
şimdiden biraz daha büyükmü yapsam diye düşünmeye başladım bile :D

İsmail Karagülle
30-11-2013, 18:35
izledim bile bakıyorum kolay görünüyor aslında
şimdiden biraz daha büyükmü yapsam diye düşünmeye başladım bile :D
Bak şimdi :rolleyes:

On dakikada kolay olduğuna karar verdiniz.

Başlamaya karar vermek , birinci adım . destek evde yanıbaşında var.
İnternette de var .

Şimdi helva yapma zamanı .;)
En kolayından başalamak en doğrusu . Sonra yavaş yavaş ilerleyip sonunda bakmışsınız sera kurma zamanı da gelmiş.:)

İsmail Karagülle
01-12-2013, 19:22
Artık serada toprak yok . Bundan böyle sera topraksız.

İsmail Karagülle
01-12-2013, 19:27
İki usta ile birlikte bugün ( flower show Turkey ) çiçek fuarundaydık.
Güzel bir gündü.

Pomza üreticisi firma sorumlusu ile görüşmemiz çok yararlı geçti

İsmail Karagülle
01-12-2013, 19:29
İşte genç ustalar .

İsmail Karagülle
01-12-2013, 19:30
Bu ağaç ise diğerleri ne ,;)

İsmail Karagülle
01-12-2013, 19:31
Ustalar ile fuardaydık . Ve ister inanın ister inanmayın , Ağaçlar nette geçen yazışmalardan hiç bahsetmeye vaktimiz olmadı .

Hep topraksız konuştuk , hep bitki konuştuk , Çok güzel vakit geçirdik .

Bol bilgilendim . Vakit nasıl geçti anlamadım .

leventali
01-12-2013, 19:37
Ara Güler, "Fotoğraf çekenler tarihe tanıklık eder. O yüzden karelerde göremezsiniz.", der.

Seni göremedik resimlerde İsmail Ağabey :)

Fuarı gezdiysen, öyle bir iki resimle kandırma bizi. Bol bol bilgi yaz. Yaz ki biz de gezmiş gibi olalım. Fiyatlardan haber ver. Yediğin, içtiğin senin olsun. :)

İsmail Karagülle
01-12-2013, 19:52
:oBen çok resim çekemedim . Tabiri caiz ise hayran hayran izlemekten resim çekmek çoğu zaman aklıma gelmedi.

Ama Kudret ve Şansal Ağabeyler bol bol resim çektiler. Zannederim yakında yayınlarlar.

Kudret ağabey daha önce yayınlar da şansal ağabey ancak fethiyeye gittikten sonra yayınlar.
Levntali , Çok güzel seyrine doyum olmayan görüntüler var . Fakat ürün ve fiat konusunda bize hitap eden firma var desem yanlış olur.
Genellikle yabancı firmalar, ve fiat sorunca mesela italya teslimi birim fiat veriyorlar.

Tabii bu fiatlar ithalatçıda kontenyer bazında oluyor. Ve Bu şekil bize , pardon bana uygun değil.

Mesela pomza için konuştuğumuz , 3-4 firmadan sadece biri fiat verdi .

Ne kadar almayı düşünüyorsunuz diyince , göndereyim hediyemiz olsun , sadece kargo ücretini biz ödeyemeyiz dedi. Utandık mı ? Asla .
Biz mütavazi amatörleriz . Onlar ise Ürünlerini Türkiye'de satacak büyük tüccar veya büyük tüketici arıyor.

Fakat pomzada galiba doğru ürün temin edebilecek bir bilgi aldık . Konyadan bir firma , YOKSA KAYSERİMİYDİ ,:o
Metre kübü 50 tl gibi bir fiat söyledi.
Önemli olan istediğim boyutta bir ürün .
Tabii bu benim şahsi düşüncem , ve benim yapmayı düşündüğüm sistem için geçerli boyutlar. Yukarıda o boyutlar resimde görülüyor.

İşte böyle.

İsmail Karagülle
01-12-2013, 19:53
Bu arada koskoca fuarda topraksızla ilgili bir şey yok .Topraksız tarımın adını duyan da çok az.:rolleyes:

leventali
01-12-2013, 20:17
Ben Antalya tarım fuarını merak ediyorum. Orada da durum aynı mı diye. Topraksız konusunda ve sera konusunda. Gidip gelen Antalyalı bir üyeye sormak gerek.

İsmail Karagülle
01-12-2013, 20:26
Sadece sıradan bir çalışan Kudret Tezeli Görünce ben sizi tanıyorum . Dedi.
Topraksızdan bahs ettiğimiz herkes Marstan gelen yaratık muamelesi yaptı .
Antalya Belki İstanbul'a göre daha şanslı olabilir. Orada Sera ve topraksız uygulaması diğer bölgelere göre daha çok .
Antalya fuarına giden varsa , bildiğin kimse varsa , sormak lazım . Belki onlardan birşeyler öğrenebiliriz.

Kudret Hocayı tanıyan , kişi boynumdaki kimlik kartını okuyunca benim Soyadımı da hatırladı .

Tabii ağaçlar.net den bir üyeymiş .

kiziltan
01-12-2013, 20:48
Sn Karagulle

Millet kendisine faydasi dokunan, yardimci olan hickimseyi unutmaz. Neden Sn Tezel`i tanimasin, neden kooperatif diye cirpinan Karagulle`yi tanimasin.

Biliyorum siz de milletin kadirsinasligini bilen ve takdiredenlerdensiniz. Aksi olsa kooperatif diye cirpinmaz, amatorlukle ovunmezdiniz. Allah boyle olanlarin yolunu aciketsin.

Bu milletin sadece bir kismi G.Mustafa Kemal Ataturk`un buyuk hizmetlerini inkar ediyor, sebebide yapilanlari bilmedikleri degil, baska hedeflerinin olmasi, iktidar, hirs, para, para, para.....

Fuardan birseyler daha lutfen, bilgiyi sizden alabilecegiz.

Hediye ederiz diyen Italyan hic onemli degil, biraz calisilsa biz onlara bu isin teknolojisinide satar hale geliriz sadece mahsulunu degil. Biraz uzerinde durulsa, insaata verilen destegin yarisi verilse, para degil, pazarlama icin devlet yardimi olsa yeter, bu millet ve bu topraklar iki buyuk degerdir, bulusmusuz ya yeter.
Saygilarimla

İsmail Karagülle
01-12-2013, 20:55
Fiat diyince çok komik bir fiat ile karşılaştık .

Çok kocaman bir saksı , hani ben içine girsem kaybolurum .
İtalya teslim fiatı çok ucuz. Sadece 5 avrupa parası
Daha boy boy küçükleri 4-3-2,5-2 avrupa parası .
Sudan ucuz.

Sonra Türkiye'de imalat yapan bie firmada aynı saksıyı gördük .
5 AVRUPA PARASI OLAN
41 tÜRK LİRASI

İnanın bu kadar fark olmasına rağmen , Türk firmasının fiatı bile çok ucuz.

İsmail Karagülle
01-12-2013, 20:58
Meğerse internette de tanıtımı varmış .Bakın internet aderesini veriyorum . Merak ederseniz incelersiniz diye.

Neden Ziyaret Etmelisiniz? | Flower Show Turkey (http://www.flowershow.com.tr/neden-katilmalisiniz)

leventali
01-12-2013, 23:08
1980'den bu yana az çalışıp, çok kar etme politikası güttü devlet. Yani bu bir devlet politikası oldu. Buna direnen esnaf yok oldu zaten. Zamanın en iyi tüccarları bu sisteme ayak uyduramadıysa, emekliliğini birilerinin yanında çalışacak duruma gelerek geçirdi.

Bunu ticaret hane işletenler iyi bilir. Türkiye'de giderleri bir haneye yazdığınızda onu karşılamak için diğer haneye kafadan yüzde 300-1000 kar koymanız lazım. O da başa baş çıkmanız için.

Bu kadar büyük karı esnaf yapamaz. Ama tüccar yapar. Tüccarın yapması içinde küçük esnafın, tüccarın yok olması gerek. Ettiler mi? Canını okudular ama ne çıkmaz can varsa hala edemediler.

Ortalık büyük tüccarlara kaldığı için, bu karlar yapılıyor. O da halka yansıyor tabi. Her şey pahalı, hayat pahalı gibi.

Türkiye'de tüm kurallara uygun bir iş yeri 11 yıl içinde resmi olarak batıyor. Bu hesabı ben yapmadım, bizzat üniversite hocaları yaptı ve bas bas bağırdı yıllardır.

İsterse koç, sabancı olsun, her şeyi kuralına göre yaptığında yaşama süresi 11 yıl.

Çözümü var mı bu işin?

Elbette var. Birlik, birlik, birlik...

Bakın esnaf odaları var değil mi? Ticaret odaları hani.. Sadece aidatını bilen, başkada hiç bir işe yaramayan kurumlar. Başkanlarının Cumhurbaşkanından fazla maaş aldığı yerin dibine batasıca kurumlar.

Gidin bakkallara sorun hepsi colayı ve türevlerini dev marketlerden alıyordur.

Oysa bakkallar odası, gelin arkadaşlar 1 ay satmayalım dese Türkiye'de kola satışı yüzde 50 azalır. Çünkü dev marketler bakkal kadar kola satamaz. Hangimiz kola almak için dev markete gidiyoruz. Hep en yakın bakkaldan alıyoruz.

1980 ihtilali bu ülkenin örgütlenmesine vurdu darbeyi. Ne sendika bıraktı, ne esnaf örgütü ne dernek.

Oluşturduğu yapı da hala dimdik ayakta.

Şu muhalefet partileri yerin dibine batsın. Fatih'in İstanbul'u aldığı gün, papazların meleklerin cinsiyetini tartıştığı misal, onlar da kendi minik koltukları için koca bir ulusun sorununu görmezden geliyorlar.

Bunu öyle üç esnaf bir araya gelerek, beş esnaf bir araya gelerek çözmek mümkün de değil. Ama sayı fazlalaştıkça büyük kar gruplarına bile diz çöktürülebilir.

Bunu halk da kendi içlerinde birlik kurarak yapabilir.

1 tencere fiyatı sorduğunuz yere, ben 50 tencere istiyorum. Para peşin deyin bakın size ne diyecek?

Neyse, kendimizi bir an kahvede sandık. Kusura bakma İsmail Ağabey...

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:00
Leventali , İnan benim dükkan her zaman böyleydi . Müşteri gelir , normalde konuşmayı kesip müşteri ile ilgilenmek lazım ya , Bizim müşteriler işi görülse bile gitmez . Sohpeti dinlemeye veya katılmaya çalışırdı .:)

Biz böyle gelmiş , böyle gideriz. Halimizden de çok memnunuz. Çok sohpet, az alış-veriş

leventali
02-12-2013, 00:13
İsmail Ağabey, ayrı bir başlık açıp bize polyester ve bazı şeyler önermiştin. Kalıp yapılır, çok kolay diye. Bunları bir anlatı versen ne güzel olur.

Hatta birlikte bir küçük saksı örneği de yapalım. Ben birinci öğrencinim yani. Ama geç anlarım öyle hemen sınıftan kovmak yok.

Malzemeleri liste halinde, adım adım ne güzel olur.

Mermeritten de bahsetmiştin sanırım. Bende bir öğrenme açlığı var. Sonum hayrolsun. Bu yaşıma geldim bıkmadım.

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:23
Bizim ticari tarihimiz çok eski değil.
Anadolu halkının meslekleri ; devlet memuriyeti , askerlik
Geri kalan köylü ve bir miktar esnaftır.

Ticaret gayri müslim halkın elinde idi . Ve müslüman biri ticaret yapmayı pek makbul bir iş olarak kabul etmezdi.

Benim çocukluğumda köylerde cerçi denilen mal takas eden tüccarlar dolaşırdı . Çok makbul sayılmazlardı .

Ticaret hayatı bizde , senin de bahs ettiğin gibi 1980 lerden sonra başladı . Dünya kapitalizmin tıkandığı yerde o yıllarda liberalizmi kutsamaya başladı . Biz de henüz sermaye birikimi sağlamadan , yani kapitali elde etmeden ticarete başladık . Ve tabiri caiz ise sınıf atladık . Ticaret için , önce kapital gerek. sonra diğer öğeler yerine gelecek kapitalizm , sonrasında sanayii , sonrasında işçi sınıfı , sonra sendikalar, ve gelsin demokrasi , Biz bütün bu aşamaları yaşamadan sınıf atladık ve liberalizm ile ticarete başladık .

Biz daha adapte olamadan , liberalizm yeni bir evreye geçti , global kapitalizm .

Üstelik okullarımızda bizler Dünyanın unutup yeni evreye geçtiği yıllarda taylorizmi öğreniyorduk .

Velhasıl, ben ESNAF olarak kalmayı tercih etmek zorunda kaldım .

Bunun en büyük nedeni , sosyal ve siyasal yetiştirilme tarzımız , ticaretin kuralarına uygun değildi.

Ticareti yapanlar da dallas dizisindeki ceyardan öğrenerek tüccar oldular.

Sonuç, bu gün uygulanan ve kanıksanan ticaretin yazılı olmayan kuralları .

Ben almıyayım , ama alıp uygulayana da karışamam .

Sağlıcakla kal sevgili arkadaşım.

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:27
İsmail Ağabey, ayrı bir başlık açıp bize polyester ve bazı şeyler önermiştin. Kalıp yapılır, çok kolay diye. Bunları bir anlatı versen ne güzel olur.

Hatta birlikte bir küçük saksı örneği de yapalım. Ben birinci öğrencinim yani. Ama geç anlarım öyle hemen sınıftan kovmak yok.

Malzemeleri liste halinde, adım adım ne güzel olur.

Mermeritten de bahsetmiştin sanırım. Bende bir öğrenme açlığı var. Sonum hayrolsun. Bu yaşıma geldim bıkmadım.

İnan çok zor değil.
Bu ağaçlara uygun bir konu değil.

Ben bu konuyu Başka bir sitede ( koniks) uzun uzun yıllarca anlattım .
Halâ bazı mailler alırım .

Ağaçlar bu konuya uygun değil. İstersen bir başka yol buluruz. Ne bileyim mail grubu mu olur ne olur. Veya benim bir zamanlar açtığım bir basit blog vardı onu kullanabiliriz.

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:31
Bloğumun biri buydu .uzun zamandır kullanmadım . Ama orada yaptığım bazı basit hediyelik eşya objelerini görebilirsin . Bu da bir fikir verebilir. Üzerine konuşabiliriz.

Anladığım kadarı ile ,
Kızltan da bu konuda çok tecrübeli . Zannederim uygulamaları da var . Ondan da bu arada istifade edebiliriz. Bir kutu içine konulan ve kalıp alma çalışmasından bahs ettiğini hatırlıyorum . Onun tecrübeleri bana göre daha taze .

ifkkaragul kullanıcısının 'Blog' resim kümesi Netlog'da (http://tr.netlog.com/ifkkaragul/photo/setid=824709)

leventali
02-12-2013, 00:33
Bak sana bir anı daha, inşallah burayı da mühürletmeyiz :)

Evin inşaatı bitince, dama, şimdiki seranın olduğu yere yani, 15 m2 kapalı bir oda yaptırdık. Bizim sıkma, börek, mangal eksik olmaz damda. Sonra yavaş yavaş annem orayı küçük bir eve çevirdi. Dama çıktığımızda aşağı inmek için gerek kalmayan. Tek oda bir ev gibi oldu.

Yazları biz çoğunluğu damda geçiririz.

Babam rahmetli olduktan sonra burayı kullanmaz olduk. Sonrada ben orayı özel ofisim yapmaya karar verdim. Geldiğimde kafamı dinleyeceğim vs.

Gidip güzel bir fayans aldım. Yere döşeteceğim. Komşumuz da var fayans ustası. Söyledik, dedi 150 tl ye yaparım. Dedik gel yap.

Malzeme yazdırdı aldık. Bekliyoruz tabi. 1 gün, 2 gün, 3,4,5...

Tabi benim tepe attı bir gün.

Gidip bir fayans malası aldım. Şu taraklı olandan. Bir o eksik.

Kızıma dedim, burayı ikimiz yapacağız. Hem fayans yapmasını öğrenmiş olacağız. Herkes gülüyor.

Eğri büğrü fark etmez. Teşhire çıkmayacağız ya yapacağız.

Yarıya kadarını ben yaptım yarıya kadarını o. Güle oynaya. Ustalardan seyrettiğimiz kadar. Youtube de sağolsun biraz tabi :)

Şimdi bir evi döşe desen döşerim. O 15 m2 de neler neler öğrendik.

Hatta bizim fayans ustalarının kullanmadığı ne kadar güzel plastik malzemeler çıkmış Avrupa'da.

Hani derler ya kötü komşu adamı mal sahibi yaparmış diye, kötü esnaf da beni bir şeyleri öğrenmeye itiyor.

Ben esnaf para kazanmasın demiyorum, kar etmesin demiyorum. Zaten böyle bir şey eşyanın tabiatına aykırı. İyi de kar etsin hatta. Ama insafsız kara karşıyım. Bir de bu işten para kalmaz deyip yapmamalarına karşıyım. Yani işiniz 10 tllikse, boşver, 1000 tl likse emrin olur abi.

İşin büyüğü, küçüğü olmaz...

Sen bu başlığı açmazsan burada mühürlenecek benim yüzümden bu gidişle :)

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:34
Kızıltan yaptığı bir kalıptan bahs etmişti . Mermeritden bahs etmişti . O da bundan bahs edebilir.
Ben daha mütavazi kalıplar ve dökümler yapıyorum . Verdiğim blog adresinde resimleri açarsan orada basit objeler göreceksin . O objelerin bir çoğu mermerid dökümüne uygun kalıpları yaparak döktüğüm objeler.

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:37
Senin canın sağolsun aslan kardeşim . Kapanacak başlık olsun .:)

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:40
Kendi ellerimle yaptığım , kalıbını yapıp döktüğüm bir örnek . O adreste buna benzer bir çok örnek var.

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:41
Avatarıma bir göz at . Oradaki kaplumbağa da benim kalıbını yaptığım , ve mermerid dökümü gibi döktüğüm orjinal boyutlarında bir kaplumbağa

Üstündeki çilekler de ilk topraksız denemem .

Besini elle döküyordum .

Avatarım, hem geçmişimi hem halimi anlatan bir sembol .

Geçmiş de yaptığım bir ürün ile şimdi uğraştığım topraksızın ilk adımını gösteriyor.

Ve kaplumbağa da bu işteki hızımı gösteriyor.

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:46
Bak burada da bazı şeyler paylamışım .

https://www.facebook.com/pages/hediye/122755377448?ref=hl#

leventali
02-12-2013, 00:47
Resimleri inceliyordum zaten direk görünce dedim avatar buymuş.

Ben, dama küçük bir şelale yapmak istedim bu yaz. Ama aşağı su gitmemesi için, birşeylerle kaplamak gerekti. Bir sürü şey önerdiler. Bende seneye kadar araştırırım dedim.

Cam elyaf ve polyester tarif ettiler. Kayık da yapıyorlar hani. Ama anlamadım. Mermeriti de tarif ettiler.

O kayık yapılan malzemeden, çok güzel saksılar yapılabilir. Kendin istediğin ebatta, istediğin büyüklükte, küçüklükte yapabilirsin. İş yapabilmekte.

Aslında bizim topraksız bölümünde bu konu başlığı olabilir. Kendi saksını kendin yap.

Tabi semeri seksen olur mu bilemem ama :)

İsmail Karagülle
02-12-2013, 00:54
Leventali , geçmişindeki politik maceran sana bir çok yetenekler de vermiş. Söylenenler arasından söylenmeyenleri bulup çıkarma becerisi .

Bugün paylaştığım fuar macerasındaki büyük saksı ve fiatı ,

İle eski bir konuşmadaki mermerit dökümü hakkındaki konuyu birleştirince zaten sen meseleyi çözmüşsün ,:)

Balkonun sızdırmazlığın en kesin çözümü bahs ettiğin fiberglas

-FRP( İŞİN GAVURCASI) -

CTP ( cam takviyeli plastik BU DA TÜRKÇESİ) uygulamasıdır.

Maliyet bakımından daha ucuz yöntemler olabilir.

İsmail Karagülle
02-12-2013, 01:03
;)Madem açtın .Söyleyeyim . Kahveye biz göz at.

Bak bakalım , tartışmadan hemen önce ben neler yazmışım .

Ve cevap gelmiş mi ?

Ve o konu hemen nasıl kapatılıp konu başka yere kaymış.

Hem de mizahi bir yaklaşımla neler söylemişim .

Bir oku bakalım ne anlıyacaksın . Sen zeki ve pkitik geçmişi olan bir arkadaşımsın .

Oradan başka bir bakış açısı göreceğinden eminim .

Ben, az evvel sorduğun sorudan, zaten bunu anladığını ve irdelediğini , ne kadar doğru veya değil diye test ettiğini sezdim ( doğru da olsa yanlış da olsa önemli değil )

Bu yüzden Kendi saksımızı kendimiz yapmamızı , hatta işi daha ileri götürerek , Bu saksının daha önce yapılanlaran daha ileri olması gerektiğini , falan bahs etmiştim .

Biten saksının içine bir de besin kiti koyarız demiştim .

Ama bu sözlerim nasıl anlaşıldı ? Biliyosun .

Şimdi istersen aynı konuyu tekrar kaşımayalım .

Ve Bu isteğinde samimi olduğunu biliyorum .

Dediğim gibi başka bir yerde ne biliyorsam anlatmaya hazırım .

Aman yeni bir tartışma başlatmayalım .;)

İsmail Karagülle
02-12-2013, 01:15
Ve bu gelişmelerin ışığında , şimdiki hedefimi söyleyeyim .

Fiberden bir saksı yapacağım , ve bu saksı , acemi bir topraksız gönüllüsünün çok kolayca uygulayacağı özelliklere sahip olacak .
Sadece amatörlere hitap edecek , Ama sanki moduler bir sistem gibi istenirse Orta çapya bir sera da kullanılabilir olacak . Ama hedef bu işe ilk başlayacak topraksız tarım uygulamak isteyenlere yardım amacı yaşıyacak .

Bu iştan para kazanır mıyım , cepten mi harcarım bilmiyorum .

Ama bana uğraşacağım bir meşgale çıkar ki bu da bana yeter.

Ve içinde ilk uygulayacaklar için'' ÜCRETSİZ BEDAVA BESİN KİTİ OLACAK .''

Ve yapacağım saksı ünitesi , Çok ucuz olacak , Yeni başlayacak biri bu iş için harcadığının en az yarısı kadar bir maliyetle bu işe başlıyacak .

Bu iş için zaman , lazım . Bu zamanda şimdi kış . Baharda uygulamaya başlıyacağım.

Malum, Bolu iklim şartları çetin .

kiziltan
02-12-2013, 08:26
Sn Karagulle icine besin kiti koyunca dedim ki " Bak simdi oldu ".

Saksi icin evde kullanilacak cok sey bulunabilir, elimise yatkin olan birseyler ayarlar ama besin dedin mi duruyoruz hepimiz. Hammadde bulmak, alabilmek, falan bastan caydirici oluyor.

Elimden gelecek ne varsa bu iste yaninizdayim.

Basarilar

İsmail Karagülle
02-12-2013, 13:10
Bu internet ile konuşmayı çok seviyorum .:rolleyes:
Niye biliyor musunuz?

Ömrümce ne çektimse daha önce koşulanların unutulmasından çektim .
İnternetten önce not defteri tutardım .

Bazen bir konuyu konuştuğumuz arkadaşlarımıza çıkarıp not defterinden bakalım ne demişiz diye uygulama yapardım .
Şimdi internette konuşulanları geriye dönüp ne denilmiş diye bakmak mümkün .

Sayın kızıltan , Son yazınızı okuyup , sonra dönüp kapatılan kahvede benim yazdığım bazı yazıları okuyunca bu dediğim daha iyi anlaşılıyor.

Mesela , Besin eriyiği diyince bak şimdi oldu , demişsiniz ya , ''ya bu konuyu daha öncede söylemiştim . Yoksa bana mı öyle geliyor ?(iç ses) ''Diye düşündüm Ve geri dönüp okuyunca gördüm .

Ne mi gördüm ?
Bakın ,

kapalı kahve yazıları ; 301-302-314-315-317-318 nolu meajlarda bu konu anlatılmış.

Ve bunun mühendis arkadaşlarca yapılabileceğini anlatmışım .
Ve sonunda içine besin eriyiği konmasından bahs etmişim .
Ve sonrasını boş verin .

Sonuda tulumları giyerim demişim .;)

Ve galiba mühendis kafalardan bir şey çıkmazsa mecburen tulumları giyeceğiz.:rolleyes:

Benim bir arkadaşım vardı . Bir ara inşaat işi için ortak olmayı teklif ediyor ben de olmazlanıyordum

Niye diye sorduğunda , yahu inşaatta önce demir çimento parası tedarik edilir ve onlar alınır.

Sen daha başlarken kiremit ve fayans alıyorsun demiştim .

Temel olmazsa fayans ve kiremit bir işe yaramaz. Demiştim . Allah rahmet eylesin canım arkadaşıma . Tabii her yiğidin bir yoğurt yiyiş tarzı vardır .
Ve tabii ortak olmadık. Ama rakı masalarında çok eğlenceli zamanlarımız oldu .

kiziltan
02-12-2013, 16:51
Merhaba Ismail Abi

Siz benden sanirim 5-6 yas buyuksunuz, ben yapim itibariyle buyuk olana agabey derim, biraz suistifade ile abi yazarim. Musaade ederseniz saygi ibrazi olarak size Ismail Abi diyeyim, lutfen.

Buyuk Nazim siirinde diyorki , " Sen yanmasan, ben yanmasam, nasil cikar karanliklar aydinliga. "

Saygisizlik saymazsaniz bir onerin var.

Birkac kisi, kim olursa olsun herhangi birini ima etmiyorum, aramizda toplayalim 1000 TL.
Besin solusyonu hammaddesi alalim. Ambalajlarini da alalim.Gidelim bu isi bilene diyelim arkadas bedava yapma, senin de masraflarin olacak, bu solusyonu imal et lutfen, ne kadar urun ciktiysa hacim olarak % 10 u senin olsun, kullan, sat, bagisla senin takdirin. Kalani ver bize biz maliyetini hesaplayip fiyati burada ilan edip amatorlere verelim o fiyattan, 5 Krs karsiz. Hatta kendimiz de alsak o fiyattan alalim.

Sonra cikip ilan edelim, su kadar litre su fiyattan sattik, alanlar sunlardir, toplanan sudur, elimizdeki para 1000 TL, kar yok ve ya 1000 TL den az su kadar zarar ettik.

Ele gecenle tekrar malzeme alalim yine yapalim yine ayni sekilde devam.

Ne olur boyle olursa ne faydasi var ?

1- Parayi 3-4 kisi koyduk yaptirdik, kar yok, bir fedakarlik oldu.
2- Imalati yapan bir miktar mal aldi zarar etmedi.
3- Bizden maliyetine alan ucuza aldi kazandi.
4- Parayi koyanlar ker etmedi hesabi koydu burada faturasiyla, alanlarin ismiyle
kar olmadigini ispatladi, kimse sahtekarlik var diyemeyecek.
5- Ortaya konan para koyanlara ait, onlar bu isi yurudugu kadar goturecek, para-
lari 6 ay, 1 sene yatacak. Feda olsun !
6- Alanin ici rahat en ucuza, bilen kisinin imalettigi guvenilir mal ile calisacak
7- Forum yonetimi rahat olacak, bir sahtekarlik, falan soz konusu degil. Alanlar, nekadar odedikleri, hammadde faturasi, nakliye faturasi hepsi kopyalanip kondu basliga.
8- Mal alanlar mallari kargoya verilmeden once para vermeyeceginden hic bir korkulari
olmayacak.
Herkesin ici rahat.

Simdi arkadas ben varim. Sevgili Ismail Abim, bizden buyuksun, kendin para koy, koyma gel bu isi bosa koy tart, doluya koy tart, bir hata, eksik varsa soyle, bize onderlik et.

Ikinci isimiz, senin onerdigin saksi isinde de ayni formul olsun, orada da varim.

Zaten bir kere yapilinca, hersey ortaya cikinca , sahtekarlik, suistimal falan yk, inanin ikinci seferde ilk parayi koymaya kimisi 50 TL kimisi 100 TL cok katilan olur. Bunun adida olur IMECE, olur KOOPERATIF,olur ISBIRLIGI, olur YARDIMLASMA, olur AMATOR DAYANISMASI...

Benim nacizane onerim bu, konusmayla olmuyor Abi " Lafla peynir gemisi yurumuyor"

Birilerinin cikmasi lazim one, cikandan da cikmayandan da Allah razi olsun. Biz amatorler birbirimize sahip cikalim.

Birden karar verdim yazmaya, inanin kimseyle ozelden, telefonla falan konusmadim.

Boyle bir oneriyle haddimi astiysam affola.
Saygi ve sevlilerimle

İsmail Karagülle
02-12-2013, 19:12
Kızıltan bu konuda fikirlerimi daha önce de açıkladım . Leventali ile de uzun uzun konuştuk . Nedenlerini anlattım .
Yukarı da son yazımda da gerekçesini anlattım .

Size başarılar dilerim .
Yolunuz açık olsun .

leventali
02-12-2013, 20:13
Merhaba arkadaşlar,

Bu konunun tartışılması için Sayın Malina yeni bir başlık açmış.

http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/33248.htm

Artık burada devam ederiz.

İsmail Karagülle
05-12-2013, 17:48
iknanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
Bunun bilimsel araştırması da yapılmış . Bakın bazen size uygulanan medotları burada görebileceksiniz. Veya çok tanıdık gelebilecek, belki de siz de uygulamak isteyeceksiniz

https://www.youtube.com/watch?v=aY97Qs_0WE8

leventali
06-12-2013, 00:08
Daha önce izlemiştim bunu. Hatta bunun daha ileri boyutunu bir belgeselde izlemiştim. Reklam firmalarının satışı artıran sosyal mühendisli çalışmalarını.

İnsan beyni çok garip. Ne kadar tecrübe edinse de, savunma mekanizmalarını öğrense de beyin bir yerde gelip duruyor. Bununda nedenini kendi tecrübelerime dayanarak, karşıdaki kişinin yaydığı elektrik enerjisinin ters etkisine bağlıyorum.

Beyinin işleyişinde çok önemli rol oynayan elektrik çok basit bir avometre ile bile ölçülebiliyor. Elektriğin kutuplaşmasından kaynaklı sanıyorum beynin, savunma mekanizmalarını yöneten kısmı kısa devre yapıyor :) Ya da manyetik alan etkisiyle bu bölüm geçici bir süre kullanılamıyor.

Hepimizin başına gelmiştir. Kişiyi tanırız. Kişiliğini biliriz. Ama yine bizi kandırmayı bir şekilde başarır. Döner kendimize "Nasıl bile bile lades oldum!" diye hayıflanırız.

Bu benim kendi kişisel gözlemim. Bunu destekleyecek tek şey, ABD, AB ve Rusya'da kullanılması kesin yasaklanmış bir cihaz olan, belirli bir frekansta yayın yaparak, insanların kontrolden çıkmış gibi alışveriş yapmaları sağlanıyor. Bunun yasalarla korunmadığı tek ülkeyi biliyor musunuz? Türkiye!

Bu cihazların frekans değişikliğinde insanlar üzerinde çok çeşitli etkileri denenmiştir dünyada. Bunlar kimyasal olarak da yapılmakta ve denenmekte. ABD bu konuda yaptığı deneylerden dolayı özür dilemiştir dünya önünde. Rusya da... Almanya'dan tık çıkmasa da onlar da Hitler'in yarattığı şoklardan özür dilemiştir. İçine bu çalışmaları da katmış oluyorlar böylece.

Bu frekansları yaymanın günümüzde yüzlerce çeşit aracı vardır. En bilineni GSM. Yani cep telefonu. Bununla yapılabilecekleri bilseniz, cep telefonu kullanmazsınız.

Bu cihazlardan etkilenmemenin yolu var mıdır? Çok zor ama vardır. Psikolojik şartlanma. Yani bir liste hazırlayıp markete gittiğinizde, ne olursa olsun listenin dışına çıkmayacağınız bir yaşam tarzı kurarsanız başarılı olabiliyorsunuz.

İsmail Ağabey, sen seversin komplo teorilerini. Bak sana bir komplo teorisi. Araştır bir istersen:

Seçim günü, pazar sabahı, bir sinyal gönderiyorsun gsm aracılığıyla. Ve X partili bir seçmen gidip hiç alakası olmayan bir partiye oy kullanıyor.

Olur mu dersin?

kiziltan
06-12-2013, 00:29
Sn Karagulle

Merhaba, 245 numarali mesajinizda ben sadece 3 satir gorebiliyorum, sanirim bilgisayarimda bir hata var, mumkunse link olarak yazarsaniz izleyeyim. Simdiden tesekkurler.
Saygilarimla

İsmail Karagülle
06-12-2013, 12:51
Sn Karagulle

Merhaba, 245 numarali mesajinizda ben sadece 3 satir gorebiliyorum, sanirim bilgisayarimda bir hata var, mumkunse link olarak yazarsaniz izleyeyim. Simdiden tesekkurler.
Saygilarimla

iknanın psikolojisi (Robert Cialdini - Türkçe) - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=aY97Qs_0WE8)

link olarak yazıyorum videonun kendisi çıkıyor.

İsmail Karagülle
06-12-2013, 12:53
goog'da

iknanın psikolojisi diye aratmayı dener misiniz?

İsmail Karagülle
06-12-2013, 13:04
Levenali , Komplo teorilerini gerçekten severim . Bazen de komplo olmaktan çıkıp gerçek olduğunu görürüm . O zaman da demedim mi ben ?Demekten memnun olurum . Bunu içimden söylemeyi tercih ederim . Karşımdakini ezmek için kullanmayı sevmem , o yüzden içimden söylerim .

Bahs ettiğin uygulama ile Ceviz kabuğu proğramında bir kaç tartışma yapılmıştı.

Bir partinin çok kısa zamanda kurulup iktidar olabilmesi , Irak da cumhuriyet ordusu denilen seçkin birliklerin direnmeden dağılması ,
Gibi örnekler de verilmişti.

Beynin nasıl çalıştığı , ne kadarının çalıştığı veya kullanılabildiği ile ilgili tezler göz önüne alınınca şimdilik komplo gibi görünen bir çok şeyin olabileceğini ön görmek , pek de komplo teorisi gibi algılanmayabilir.

Netice itibari ile gerçekleşinceye kadar komplo teorisidir. Gerçekleşince de zaten iş işten geçmiştir.

Olmaz deme , olmaz olmaz.:rolleyes: