PDA

View Full Version : Sagol / Delice-19




sagol
11-06-2013, 20:01
Bu deliceyi 2012 yazında alıp aşılarını kesip İstanbul'a getirdim.
Daha zamana ihtiyacı var ancak gelişimini beğeniyorum.

Nebari 22 cm( saksı içinde daha genişliyor, saksı değişiminde biraz daha genişleyebilir)
Toprak yüzeyinden tepeye yükseklik 55 cm

2012 Temmuz (aşıları kesildikten sonraki hali):

416757

2013 Haziran

416758

2013 Haziran

416759




sagol
17-07-2013, 10:57
Bu deliceden de uç alımı yaptım. Daha işi çok ama iyi gidiyor.

Sakaki
29-07-2013, 23:33
Sanırım en hızlı gelişen adaylarınızdan birisi bu sn sagol, güzel gidiyor gerçekten.
Bu adayınıza bakınca geçenlerde yazmak isteyip de unuttuğum bir konu aklıma geldi ve yeri gelmişken sizin sayfanıza yazmak istedim izninizle:

Delicelerde uç alımıyla ilgili devamlı gördüğüm ve bu konuda birkaç hafta önce hazeyn ile de fikir alışverişi yaptığım bir sorun var; Delicelerde uç alımını dallar yeterince gelişmeden yapınca dallanmanın artması ve gelişmesi yerine dal uçlarında cılız ve kısa dal kümelenmelerinden oluşan bir yığılma ve tıkanma oluyor sıkça.

Bu yığılan kısa ve kısır sürgünlerden birisi liderliği ele alıp gelişirse ne ala ama gelişmeyince bir sonraki sene sil baştan ele almak gerekiyor işlemleri.

Siz bu durumla henüz karşılaştınız mı bilmiyorum ve bunları da sadece fikir alış verişi amacıyla yazdım ama sizin de gözleminiz bu yöndemi bilmek isterim doğrusu.

Başarılar dilerim.

sagol
30-07-2013, 09:09
Teşekkürler Sayın Sakaki,

Evet aşısı kesildiğinden beri 1 yıl bile geçmeyen bu delice gerçekten hızlı gelişiyor.

Uç alımı konusunda haklısınız bazen uç kısımlarda kümeleşme oluyor. Uç alımı yeterince gelişmeden yapılanlarda bu durum oluşabildiği gibi 1 yıl hiç dokunmayıp sonra uç alımı yaptığım bazı dallarda da oluşabiliyor. Neden bazı delicelerde bu durum oluşmuyor, bu durumu ben de izah edemiyorum.

Başka bir delicemde daha da garip bir problem var, uç alınan veya tellenme veya herhangibir çizikle hafif yaralansa bile şişe mantarı görünümünde çirkin bir kabarıklık oluşturuyor, zamanla kabuklaşacak heralde ama dallarda boğumlar oluşturduğundan görüntüyü çirkinleştiriyor, gelmeden o kısımları kazıdım dönüşte tekrar kontrol edeceğim tekrar oluştu mu diye(tekrar oluşursa bonsai olmak yerine bahçeye dikilecek galiba).

İyi çalışmalar dilerim....

Sanırım en hızlı gelişen adaylarınızdan birisi bu sn sagol, güzel gidiyor gerçekten.
Bu adayınıza bakınca geçenlerde yazmak isteyip de unuttuğum bir konu aklıma geldi ve yeri gelmişken sizin sayfanıza yazmak istedim izninizle:

Delicelerde uç alımıyla ilgili devamlı gördüğüm ve bu konuda birkaç hafta önce hazeyn ile de fikir alışverişi yaptığım bir sorun var; Delicelerde uç alımını dallar yeterince gelişmeden yapınca dallanmanın artması ve gelişmesi yerine dal uçlarında cılız ve kısa dal kümelenmelerinden oluşan bir yığılma ve tıkanma oluyor sıkça.

Bu yığılan kısa ve kısır sürgünlerden birisi liderliği ele alıp gelişirse ne ala ama gelişmeyince bir sonraki sene sil baştan ele almak gerekiyor işlemleri.

Siz bu durumla henüz karşılaştınız mı bilmiyorum ve bunları da sadece fikir alış verişi amacıyla yazdım ama sizin de gözleminiz bu yöndemi bilmek isterim doğrusu.

Başarılar dilerim.

Sakaki
30-07-2013, 12:28
Teşekkürler Sayın Sakaki,

Evet aşısı kesildiğinden beri 1 yıl bile geçmeyen bu delice gerçekten hızlı gelişiyor.

Uç alımı konusunda haklısınız bazen uç kısımlarda kümeleşme oluyor. Uç alımı yeterince gelişmeden yapılanlarda bu durum oluşabildiği gibi 1 yıl hiç dokunmayıp sonra uç alımı yaptığım bazı dallarda da oluşabiliyor. Neden bazı delicelerde bu durum oluşmuyor, bu durumu ben de izah edemiyorum.

Başka bir delicemde daha da garip bir problem var, uç alınan veya tellenme veya herhangibir çizikle hafif yaralansa bile şişe mantarı görünümünde çirkin bir kabarıklık oluşturuyor, zamanla kabuklaşacak heralde ama dallarda boğumlar oluşturduğundan görüntüyü çirkinleştiriyor, gelmeden o kısımları kazıdım dönüşte tekrar kontrol edeceğim tekrar oluştu mu diye(tekrar oluşursa bonsai olmak yerine bahçeye dikilecek galiba).

İyi çalışmalar dilerim....

Bu daha enteresan bir sorunmuş :)
Ama bende hiç olmadı böyle bir durum, bir mantar vs. olmasın?

Bir önceki soruna gelince; bir tane delicem çok aydınlık fakat direkt güneş ışığı almayan bir köşede ve bu delicemde bu tür cılız dal/sürgün kümelenmesi olmuyor ve budamanın ardından güzel çatallanma ve dallanma yapıyor, ANCAK o da güneşi fazla görmediği için olsa gerek uzun boğum aralıkları yapıyor. Testlere devam... :)

nicholai hel
30-07-2013, 15:24
Tam da zeytinlerde geri budama konusunda araştırma yaptığım günlerde, aynı konuya değinmişsiniz.

Daha önce okuduklarımdan korktuğum için geri budama yapamıyorum ben de. Sürgünler 50 cm oldu. :o

Çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler var bu konuda. Büyüme döneminde yapılmalı diyen var, uykuda yapılması gerek diyen var. Sürgünler yeşilken yapılması gerek diyen var, kalınlaşıp güçlenince yapılması gerek diyen var. Hava sıcaklığı 10 dereceden düşükken yapılmaması gerektiği ortak bir nokta. Bir yerde de hava sıcaklığı 35 derecenin üzerindeyken de yapılmaması gerektiği, sonbaharı beklemenin iyi olacağı yazılmış. Bu da şu anda korkutuyor, bizim havalar artık 45 dereceyi gördüğü için.

Bu bilgi şuradan (http://ofbonsai.org/species-specific/tropical/olea-europaea), enteresan başka görüşleri de var. "Mor sürgünler yeşillerden daha iyi çatallanır" gibi.

Araştırmaya devam edip güvenilir bir kaynaktan işin doğrusunu öğrenmeden elime makas alamayacağım gibi görünüyor.

Andres Bicocca'ya mail mi atsam acaba? :rolleyes:

sagol
30-07-2013, 15:37
Sayın Nikolei Hel,

En iyisi denemektir, denemeden öğrenilmez. Ağacın sağlığı iyi ve kökleri de gelişmişse sorun olmaz. Deliceler için hiç korkmanıza gerek yok bence. Delicelerimin hepsini en aktif büyüme döneminde alıp aşılarını kesip, tenekenin yarı toprağını boşaltıp(aktif dönemde kök budaması) sonra İstanbul'a taşıdım, bu kadar strese ilave olarak Ekim -Kasım- Aralık da tenekeleri atıp toprağı bir kez daha yarıya indirip kumlu karışımla saksıya dikiyorum, bu kadar strese rağmen sadece birkaç tanesi strese girdi o yıl fazla sürgün vermedi ama ilkbaharda normale döndü, çoğu hiç etkilenmiyor.

Yazın da 2-3 kez uç alımı yapıyorum.

İyi çalışmalar dilerim....



Tam da zeytinlerde geri budama konusunda araştırma yaptığım günlerde, aynı konuya değinmişsiniz.

Daha önce okuduklarımdan korktuğum için geri budama yapamıyorum ben de. Sürgünler 50 cm oldu. :o

Çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler var bu konuda. Büyüme döneminde yapılmalı diyen var, uykuda yapılması gerek diyen var. Sürgünler yeşilken yapılması gerek diyen var, kalınlaşıp güçlenince yapılması gerek diyen var. Hava sıcaklığı 10 dereceden düşükken yapılmaması gerektiği ortak bir nokta. Bir yerde de hava sıcaklığı 35 derecenin üzerindeyken de yapılmaması gerektiği, sonbaharı beklemenin iyi olacağı yazılmış. Bu da şu anda korkutuyor, bizim havalar artık 45 dereceyi gördüğü için.

Bu bilgi şuradan (http://ofbonsai.org/species-specific/tropical/olea-europaea), enteresan başka görüşleri de var. "Mor sürgünler yeşillerden çok daha iyi çatallanır" gibi.

Araştırmaya devam edip güvenilir bir kaynaktan işin doğrusunu öğrenmeden elime makas alamayacağım gibi görünüyor.

Andres Bicocca'ya mail mi atsam acaba? :rolleyes:

nicholai hel
30-07-2013, 16:03
Aslında delicelere birşey olacağından değil de, istediğim gibi geriden, coşkuyla sürmeyeceğinden, istediğim yerden çatallanmayacağından, yeni çıkan sürgünlerin Sn. Sakaki'nin belirttiği gibi kavruk kalacağından çekincelerim var. Okuduğum problemler de bu yöndeydi. Bu nedenle en doğru zamanda geri budama yapmak istiyorum.

Yoksa kolay kolay öldüremeyeceğim, elimdeki en dayanıklı tür bu deliceler zaten. :)

Ama haklısınız, denemekten zarar gelmez, tecrübe olmuş olur. Şu an aktif şekilde büyüyen sürgünün kesildikten sonra kendini kurutması da kolay kolay olacak şey değildir, en fazla olacağı istediğim yerden sürmemesi, coşkusunu kaybedip yavaşlaması olabilir. O da telafi edilemeyecek bir sıkıntı yaratmaz.

En azından bazı dallarında deneme yapmak dediğiniz gibi en gerçekçi bilgiyi verecektir.

Yine enteresan bilgilere ulaşırsam burada paylaşırım.

İyi çalışmalar.

sagol
17-08-2013, 08:07
Bu delicede olmasada bir delicede oluşan aşağıda izah ettiğim hastalığı merak ediyordum. Birkaç zeytin yetiştiricisiyle konuştum ama bu problem dikkatlerini çekmemiş. Bir Zeytin yetiştiricisi problemi tanıyordu. Tüberküloz deniyormuş ve genelde budamayla bulaşıyormuş. Görüntü değişsede zeytin üretimini etkilemediği için önemsemiyorlarmış. Bir tür fungisit heralde ama ilaçlama ile iyileşmedi. Tekrar kazıyıp kazıdığım yerlere fırçayla fungusit uygulamayı deneyeceğim. Konu burada açılmıştı o nedenle burada gelişmeleri yazmak istedim.

İyi çalışmalar dilerim....

Teşekkürler Sayın Sakaki,

Başka bir delicemde daha da garip bir problem var, uç alınan veya tellenme veya herhangibir çizikle hafif yaralansa bile şişe mantarı görünümünde çirkin bir kabarıklık oluşturuyor, zamanla kabuklaşacak heralde ama dallarda boğumlar oluşturduğundan görüntüyü çirkinleştiriyor, gelmeden o kısımları kazıdım dönüşte tekrar kontrol edeceğim tekrar oluştu mu diye(tekrar oluşursa bonsai olmak yerine bahçeye dikilecek galiba).

İyi çalışmalar dilerim....

fcı
17-08-2013, 16:37
Sayın Sagol, mesajınız üzerine konuyu internette araştırdım.
Bahsettiğiniz tüberküloz hastalığı zeytingiller ailesinin tamamında görülebiliyor ve ingilizcede "olive knot disease" ismiyle biliniyor. Mantar varlığı hastalığı kötüleştirse de hastalığa asıl neden olan bir bakteri ve herhangi bir tedavisi bulunmuyor. Çoğunlukla kışın ve bahar başında dökülen yapraklardan kalan yaralardan bulaşıp yağmurla gövdeye veya rüzgarlı yağmurla ağaçtan ağaca yayılan bakteri yaralarda çoğalıyor. Şeker ve su iletimini engelleyerek biriki santimetreye kadar olan dallarda kurumaya neden olabiliyor.
Vurgulamak istediğim en önemli nokta şu: Ağaç enfeksiyon bölgesinde kabuk tutarak bakterinin yayılmasını çoğunlukla engelliyor. Enfeksiyonlu bölgeyi kazımak, oluşan kabuğun parçalanarak bakterinin sağlıklı dokuya tekrar bulaşmasına neden oluyor. Yapılması gereken enfeksiyonlu bölgenin birkaç santimetre aşağısından; veya bakterinin ağaca(özellikle ana gövdeye) yayıldığı düşünülüyorsa, sağlıklı olduğu düşünülen yerin aşağısından kesilmesi. Tüm yaraların bakır ve anti-bakteriyel içerikli ilaçla ilaçlanması enfeksiyonu en aza indirgiyor.
Bunun dışında koruma amaçlı olarak hastalığa dayanıklı türlerin seçilmesi, budamanın mümkün olan en kurak zamanda yapılması ve ıslak mevsimlerde ve özellikle ağacın yapraklarının çoğunu döktüğü bahar başında ve sonbaharda yağmurlar başlamadan önce bakır ve anti-bakteriyel içerikli ilaç uygulanması, ayrıca hastalık ağaçlar (tüm zeytingil türleri) arasında yayılabildiğinden; aletlerin sterilizasyonu, ağaçtan çıkan tüm parçaların uzaklaştırılması ve gerekiyorsa karantina da tavsiye ediliyor.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Saygılarımla.

Kaynak 1 (http://www.sardi.sa.gov.au/pestsdiseases/horticulture/horticultural_crops/olives/olive_knot_information)Kaynak 2 (http://www.cabdirect.org/abstracts/19351101501.html;jsessionid=F65F559418DB8958470F47 4AEA98B37C)

Dipnot: Bakterinin bir çağresi bulunmuş. Pseudomonas syringae pv. ciccaronei salgıladığı bir madde hastalığa neden olan Hastalığa neden olan Pseudomonas syringae subsp. savastanoi bakterisinin çoğalmasını engellemiş. Tabi yaygın uygulaması olur mu bilemiyorum.

Kaynak 3 (http://aem.asm.org/content/68/3/1403.short)

sagol
17-08-2013, 16:47
Teşekkürler Sayın Fcı,

Şimdilik sadece 1 delicemde var yayılır diye biraz endişe ediyorum. O ağacı zeytin olmayan bir bahçeye koyup bir kaç kez bakır uygulayacağım.

İyi çalışmalar dilerim....

sagol
17-09-2013, 15:58
Bu deliceye biraz vakit ayırıp Jin ve shari çalışması yaptım. Çalışmayı bitirince havya ile yaktım. Kenarları macunlayıp kurumaya brakacağım. Kuruduktan sonra Lime sülfür uygulayacağım.

Not: Alttaki dallar biraz daha kalınlaşsın diye uzamalarına izin veriyorum.

anily
18-09-2013, 13:28
Zenginin delicesi, fakirin çizimi demişler. Aklımdakini çizmeden duramadım :)

İkinci fotoğrafta,
Mantar şeklindeki rahatsızlık bendeki zeytinde de var zeytin kanseri olarak adlandırılıyor. İnternetden bendeki rahatsızlığa benzeyen bir görüntü buldum.

sagol
18-09-2013, 13:35
Sayın Anily,

Evet tam o sizin bulduğunuz şekildeki hastalık Tüberküloz. Dikkatli incelediğimde 3 delicemde var. Bakırlı ilaçlarla tedavi etmeye çalışıyorum. Budanan veya çizilen kalın ve ince dallarda var. Hastalığı durdursak bile tüm dalları kesip yeniden sürgün beklemek gerekebilir.

İyi çalışmalar dilerim...
Zenginin delicesi, fakirin çizimi demişler. Aklımdakini çizmeden duramadım :)

İkinci fotoğrafta,
Mantar şeklindeki rahatsızlık bendeki zeytinde de var zeytin kanseri olarak adlandırılıyor. İnternetden bendeki rahatsızlığa benzeyen bir görüntü buldum.

sagol
28-10-2013, 08:07
Bu delicem çok hızlı gelişiyor. Formunu almaya başladı, bir kez daha tellersem daha güzel görünecek.

sagol
28-10-2013, 13:17
Bu deliceyi alalı çok uzun süre olmadı ama güzel gelişti. Bu saksıya aldığım ilk delicem. Bir arkadaşımın hediyesi olan bu saksı malesef kargoda çatladı, epoksi yapıştırıcıyla yapıştırdım, bir süre burada gelişsin.
Bazı dalları şimdilik tellerle çettirdim, fırsat bulduğumda telleyeceğim.

Sakaki
01-11-2013, 10:16
Merhaba sn sagol,

Nihai saksı olmadığını tahmin ettiğimden ve Türkiye'de saksı bulmanın zorluklarını bildiğimden elbette bu saksı için bir şey diyemem ama Türkiye'de saksı rahat bulunabilir olsaydı size kesinlikle daha derin ve daha masküler ve mat bir saksı tavsiye ederdim herhalde.

Gelişimine diyecek bir şey yok zaten, harika gidiyor!

Başarılar dilerim.

sagol
01-11-2013, 10:29
Haklısınız Sayın Sakaki,

Saksı sorunu büyük. Zamanla hallolur inşallah. Şimdilik elimdeki saksıların en büyüğü bu, keşke 10 cm daha büyük ve 5 cm daha derin olsaydı. Bu sene alıştırma saksısı yapmaya fırsat bulamadım. Siz ağaçları bahçeye taşırken ben birkaç ağacı saksılayıp Ankaradaki 3m2 kapalı balkonuma hazırlıyorum.

İyi çalışmalar dilerim...

Merhaba sn sagol,

Nihai saksı olmadığını tahmin ettiğimden ve Türkiye'de saksı bulmanın zorluklarını bildiğimden elbette bu saksı için bir şey diyemem ama Türkiye'de saksı rahat bulunabilir olsaydı size kesinlikle daha derin ve daha masküler ve mat bir saksı tavsiye ederdim herhalde.

Gelişimine diyecek bir şey yok zaten, harika gidiyor!

Başarılar dilerim.

Özgür Tosun
02-11-2013, 20:01
Merhabalar; Saksı konusunda ki sohbete ben de birkaç bişey eklemek isterim.
Aslında ülkemizde saksı sorunu yok, herkes bir şekilde saksısını değişik malzemelerden yapıyor, ek olarak bazı firmalar çin den ithal ettikleri çok güzel saksıları satıyorlar. Sanırım saksı fiyatları biraz fazla geliyor, esas problem bu gibi geliyor bana. Geçmişte bu konu çok fazla gündeme geldi, üreticilere toptan sipariş verildi ama sonu gelmedi bir türlü. Hatta İzmir li bir kaç arkadaşın konteyner ile saksı getirtmeyi bile planladıklarını hatırlıyorum. Mesele sadece arz-talep dinamiğine dayanıyor. Zamanla talep oluştukça ürün çeşitliliğinin de artacağını ve dünya standartlarını yakalayacağını düşünüyorum.

sagol
02-11-2013, 20:22
Evet sonuçta saksısız kalmayacağız. Sorun biraz da ağaçların boyutlarını büyüttüğümüzden büyüdü. Benim 40-45 cm lik saksılara ihtitacım var mesela.
Tabi ki alternatifler bulunuyor. Birkaç tane kum taşından oyma saksı hazırlıyorum. Birkaç tanesini ise kayrak taşı üzerine yerleştireceğim. Birkaç tanesi de bonsai saksısında olsa güzel olacak. Pazar büyürse kiremit veya fayans fabrikalarının ilgisini çekecektir ama şimdilik yılda birkaç yüz büyük saksı satılacak diye seri üretim olmaz. Biz bonsaileri hazırlayıncaya kadar belki daha iyi çözümler bulunur. Örneğin Almanyada çimento-polimer saksılar büyük boyutlar için bile uygun fiyatlarla satılmaya başladı(şu an o fiyatlara türkiyede plastik alıştırma saksısı bile almak mümkün değil malesef).

İyi çalışmalar dilerim...

Merhabalar; Saksı konusunda ki sohbete ben de birkaç bişey eklemek isterim.
Aslında ülkemizde saksı sorunu yok, herkes bir şekilde saksısını değişik malzemelerden yapıyor, ek olarak bazı firmalar çin den ithal ettikleri çok güzel saksıları satıyorlar. Sanırım saksı fiyatları biraz fazla geliyor, esas problem bu gibi geliyor bana. Geçmişte bu konu çok fazla gündeme geldi, üreticilere toptan sipariş verildi ama sonu gelmedi bir türlü. Hatta İzmir li bir kaç arkadaşın konteyner ile saksı getirtmeyi bile planladıklarını hatırlıyorum. Mesele sadece arz-talep dinamiğine dayanıyor. Zamanla talep oluştukça ürün çeşitliliğinin de artacağını ve dünya standartlarını yakalayacağını düşünüyorum.

sagol
20-11-2013, 15:24
İstanbuldan Ankaraya yolculuğunda saksının köşesi kırılıdı. Uygun bir alıştırma saksısı buluncaya kadar poşette bekledi(13 gün) ama sağlığında bozulma yok.

Bu sefer bir başka açıdan fotoğrafını çektim, her yönden üçgeni tamamlayacak şekilde yapmaya çalışıyorum.

Sakaki
20-11-2013, 16:51
Sn sagol,

Gittikçe daha hoş görünmeye başladı gözüme.
İstanbul'a geldiğimde olmazsa eriğin yanında buna da bir bakayım :)

Başarılar...

sagol
20-11-2013, 17:14
Teşekkürler Sayın Sakaki,

En güçlü kök sistemi bu zeytinimde, saksı kırılmasını çok az zararla atlattı. İstanbul'a geldiğinizde Eriğin yanına istersiniz diye ben alelacele Ankaraya taşıdım. Şaka şaka.

İyi çalışmalar dilerim...

sagol
27-11-2013, 08:59
Bu delicem dal dizilişini tamamladı, dallanıp yapraklanınca şekil daha belirginleşecek. Dün akşam telledim, son hali aşağıda.

kuntkral
29-11-2013, 19:50
gayet güzel tebrikler

sagol
11-02-2014, 12:55
Bu deliceyi İstanbuldan Ankaraya taşırken bagajda yuvarlanmış ve saksısı kırılmıştı. Çarpmanın etkisiyle sol alt 2 dal hasar görmüştü, kendini onarır diye bekledim ama iki dalın da son sürgünleri hariç kurudu. Kuruyan kısmı keserek son sürgünleri ana dal yapmaya çalışıyorum. Dallar birbirine çok yakın olduğundan iki dala ihtiyacım yok, dallardan biri bile kendini kurtarsa yeterli olur. Şimdilik o kısım zayıf kaldı ama yaza kadar hiç olmazsa dallardan biri kuvvetlenir zannediyorum.

Not: Sehpaları da çeşitlendiriyorum yavaş yavaş. Ayaklı olan sehpa kiraz ağacından. yerdeki ayaksız olan ise ceviz.