View Full Version : Bakanlıkça teşhir edilen firmalar
Bakanlıkça teşhir edilen firmaları, bu adresten takip edebilirsiniz:
GIDADA TAKLİT VE TAĞŞİŞ YAPAN FİRMALAR (http://www.tarim.gov.tr/tr/gidada-taklit-ve-tagsis-yapan-firmalar)
kamuoyuduyuru.tarim.gov.tr (http://kamuoyuduyuru.tarim.gov.tr/) (bu adresi değiştirmişler çalışmıyor)
6 firmadan taklit ile hile çıktı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 6 firmanın taklit ve tağşiş yaptığını belirledi. Bakanlık yaptığı incelemeler neticesinde yüzde 100 dana eti olarak tanıtılan sucukta kanatlı eti, pişmiş dana kavurmada ise tek tırnaklı eti tespit etti.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen 6 firmanın adları ile tağşiş yapılan ürünlerin isimleri açıklandı. Buna göre, Konya merkezli Akgökseller Gıda ve Süt Mam. Tar. Ürn. Canlı Hay. Oto. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin Hasan Dede markalı yağlı tulum peynirinde “nişasta ve bitkisel yağ” tespit edildi. Kayseri merkezli Birsen Güven Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nin Yalçıntepe markalı tam yağlı tulum peynirinde (bitkisel yağ), Konya merkezli Güldemce Gıda İnş. Otomotiv San. Tic. Ltd.’nin Güldemce markalı tam yağlı tulum peynirinde (bitkisel yağ), İzmit’te Efraim Usta Lokantası Nazım Çakmak Çınarlı Mh. N. Erim Cd. Kayacı Sk. No:2’de bulunan lokantanın pişmiş dana kavurma yemeğinde “tek tırnaklı eti”, İstanbul’da kurulu Etsan Gıda Sanayi A.Ş’nin Apikoğlu markalı acılı kangal sucuk yüzde 100 dana eti olarak tanıtılan sucukta “kanatlı eti” ve İstanbul’da kurulu Karizma Beşler Et tesislerinde üretilen Uludağ markalı soyulmuş sosiste “yabancı doku ve iç organ” tespit edildi.
Gıda ve Tarım Bakanlığı sucuk, kavurmave tulum peynirinde 6 firma ile ilgili olarak taklit ve hile tespit ettiğini açıkladı.
Bakanlık yaptığı incelemeler neticesinde yüzde 100 dana eti olarak tanıtılan sucukta kanatlı eti, pişmiş dana kavurmada ise tek tırnaklı eti tespit etti.
PEYNİR ÜRETİCİLERİ
-“Hasan Dede” marka yağlı tulum peyniri üreten Akgökseller Gıda ve Süt Mam. Tar. Ürn. Canlı Hay. Oto. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Konya (nişasta ve bitkisel yağ tespiti) (parti seri no:01.12.2012)
-“Yalçıntepe” marka tam yağlı tulum peyniri üreten Birsen Güven Gıda San. ve Tic. A.Ş Kayseri, (bitkisel yağ tespiti) (parti seri no:11.04.2012)
-“Güldemce” marka yağlı tulum peyniri üreten Güldemce Gıda İnş. Otomotiv San. Tic. Ltd. Konya, (bitkisel yağ tespiti) (parti seri no:01.01.2013)
ET ÜRETİCİLERİ
-“Yemek” marka pişmiş dana eti üreten Efraim Usta Lokantası Nazım Çakmak Çınarlı Mh. N. Erim Cd. Kayacı Sk. No:2 İzmit/Kocaeli, (tek tırnaklı eti)
-“Apikoğlu” marka acılı kangal sucuk yüzde 100 dana eti üreten Etsan Gıda Sanayi A.Ş Tepeören-Tuzla/İstanbul, (kanatlı eti tespiti) (parti seri no:4701)
-“Uludağ” marka soyulmuş sosis üreten Karizma Beşler Et Tesisleri Kemerburgaz Cad. No 76 Kağıthane /İstanbul (yabancı doku, iç organ tespiti) (parti seri no: SN 08–P1)
6 firmadan taklit ile hile kt - thelira.com (http://www.thelira.com/haber/85255/6_firmadan_taklit_ile_hile_cikti)
'Sahte bal'da 5 marka ifşa edildi!
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, laboratuvar sonuçları olumsuz bulunan 3 bal firmasının isimlerini daha deşifre ederek 'sahte bal' satan 5 firmayı açıkladı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yaptığı incelemeler sonucu laboratuvar sonuçları olumsuz bulunan 3 bal firmasının isimlerini daha deşifre etti. Bakanlık daha önce de 2 bal üreticisinin isimlerini deşifre etmişti.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Bakanlığın yaptığı kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu uyarınca kamuoyunun bilgisine sunabileceğinin hükme bağlandığı ifade edildi.
Ayrıca, 17 Aralık 2011 tarihli Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmelik gereğince laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen gıda ve yemi üreten ya da ithal eden firmanın adı, ürün adı, markası, parti veya seri numarasının Bakanlık resmi internet sitesinde Bakanlıkça kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükmü çerçevesinde Bakanlık laboratuvar sonuçları olumsuz bulunan 3 bal üreticisini daha deşifre etti.
Bakanlığın deşifre ettiği bal firmaları ve üretilen süzme çiçek balı niteliğindeki ürünlerin markaları ise şunlar:
“- Marmaratürk Bitkisel ve Organik Ürünler firmasının Bal Teknesi markası;
- Nurs Lokman Hekim Gıda Tarım Bitki Med. San. Tic. Ltd. Şti.’nin Balderesi markası;
- Tuana Bitkisel Ürünler Kozmetik Gıda İnş. San. Dış Tic. Ltd. Şti.’nin Balderesi markası.”
Daha önce ifşa edilen markalar
Bakanlık daha önce de Kayserilioğulları Gıda Sanayi Ticaret Ltd. Şti’nin Oskar markası ile Tadaban Gıda Sanayi İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti’nin Maxitat markalı ballarını laboratuar sonuçları olumsuz olması nedeniyle deşifre etmişti.
'Sahte bal'da 5 marka ifşa edildi! - Sağlık - T24 (http://t24.com.tr/haber/sahte-balda-5-marka-ifsa-edildi/201493)
Adalet Yağcı
13-04-2012, 20:03
Sayın pria;
Böyle önemli bir konuya dikkat çekip bilgi verdiğiniz için teşekkürler.
Malesef bu tür ürünler ucuz oldukları için tercih sebebi oluyor çoğunlukla.
Kim bilir piyasada neler var daha, geçenlerde bir çocuk adı sanı belli olmayan bir çikolata yedikten sonra tüm vücudu kabarmış, hastanede antihistaminik enjeksiyondan sonra rahatladı yavrucak.
'Burger King' ağır cezada yargılanacak
Şirketler Burger King'in (maret) 'salmonella ve listeria Bakterili et' davası Ağır Ceza'da Bakteri taşıyan 160 bin hamburgeri piyasaya sürdüğü iddia edilen Burger King ile dağıtım firması Fasdat Gıda hakkında açılan davada önemli bir gelişme yaşandı. Gebze 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya artık Ağır Ceza Mahkemesi bakacak. Son duruşmada iki ilçe tarım görevlisi de bakterili etlerin kendi kontrollerinde imha edilmediğini itiraf etti.Fast food devi Burger King'e et tedarik firması T&T Gıda ve Fasdat Gıda arasında yaşanan bakterili et tartışmasında yargı süreci devam ediyor. Geçen nisan ayında Gebze 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlayan dava, Asliye Mahkemesi'nden alınarak Ağır Ceza Mahkemesi'ne verildi. Davanın ikinci duruşmasında ayrıca önemli bir ayrıntı ortaya çıktı.
Tutuksuz olarak yargılanan Gebze Tarım İlçe Müdürlüğü'nde görevli Mustafa Sözbir ve Nejla Filiz, bakterili etlerin kendi kontrollerinde imha edilmediğini, Fasdat yetkililerinin tutanağa geçirdiklerini itiraf etti. Geçen yıl eylül ayında fast food devi Burger King'in salmonella ve listeria bakterileri taşıyan 160 bin adet hamburgeri piyasaya sürdüğü iddia edilmişti.
Bakanlık, ilgili firmalara bakterili etlerin akıbetini sormuş, şirket önce Balıkesir Zeybek Katı Atık Tesisleri'nde imha edildiğini, daha sonra ise Bursa'daki Madımak Kangal Çiftliği'nde tüketildiğini öne sürmüştü.
Olayın kamuoyuna yansımasının ardından Gebze Cumhuriyet Savcılığı tarafından Fasdat Gıda Genel Müdürü Derviş Celalettin Aktay hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 204/1 ve 53. maddesi gereğince 'resmi belgede sahtecilik', Gebze Tarım İlçe Müdürlüğü çalışanları Nejla Filiz ve Mustafa Sözbir hakkında da Gebze Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu davası açılmıştı.
Davanın ikinci duruşması önceki gün yapıldı. Hakim Kadriye Erdoğan, Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bundan sonra Gebze Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar verdi. Buna gerekçe olarak da Nejla Filiz ve Mustafa Sözbir hakkında Gebze Ağır Ceza Mahkemesi'nde derdest dava bulunduğu, bu dosya ile ceza mahkemesinin 2011/133 esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı sebebiyle CMK'nın 10. ve 5395 sayılı kanunun 17/3 maddelerini gösterdi.
Öte yandan duruşmada son savunmalarını yapan sanıklar Filiz ve Sözbir, Fasdat yetkililerinin, bakterili etleri imha ederken yanlarında olmadıklarını itiraf etti.
Fasdat Gıda'nın o tarihlerde birtakım etleri imha ettiğinden dolayı İlçe Tarım Müdürlüğü'ne bildirimde bulunduğunu dile getiren Sözbir, "Biz de bu bildirimler üzerine firmaya gittik. Birtakım et ürünlerinde bakteri çıktığından dolayı imha ettiklerini söylediler. Biz de diğer sanık ile beraber bu konuda bir tutanak tuttuk. Tutanakta sözü edilen, bu gıda maddelerinin bizzat imha görerek belgelendirmedik. Sadece firma yetkililerinin beyanlarını tutanağa geçirerek imzaladık." ifadelerini kullandı.
Sanık Nejla Filiz de imha işlemleri sırasında olay mahallinde bulunmadıklarını, sadece Fasdat yetkililerinin beyanlarını tutanağa geçirdiklerini söyledi. Bir sonraki duruşma 13 Eylül 2011'de görülecek.
'Burger King' ağır cezada yargılanacak - Gıda Hareketi (http://www.gidahareketi.org/-burger-King--Agir-Cezada-Yargilanacak-1148-haberi.aspx)
bilmeyen arkadaşları uyarayım tek tırnaklı eti demek at ve eşşek eti anlamına geliyor
bilmeyen arkadaşları uyarayım tek tırnaklı eti demek at ve eşşek eti anlamına geliyor
ıyyy bende bu bahsedilen de nedir diyordum...
bunu yapan insandışı bir varlık olsa gerek...
Bakanlığın teşhir ettiği firmaların içinde Apikoğlu firmasını görünce çok şaşırmıştım. Diğerlerinin ne olduğunu bilmiyorum ama öyle merdiven altı firması falan değil, benim çocukluğumdan beri var olan tanınmış bir kuruluştur. Bu teşhirden önce sucuk almaya kalksam ilk tercihim olurdu. Bundan böyle ne yaparım, güvenir miyim bilmem.
Firma web sitesinde bir açıklama yapmış. Bakanlık teşhirine karşılık bu açıklamaya da yer vermek gerek diye düşündüm. Yorum okuyana kalmış.
Talihsiz bir Durum
Ancak tedbirlerimizi arttırarak sürdüreceğiz
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı testler neticesinde Apikoğlu Acılı Kangal sucukta kanatlı eti (tavuk ve hindi) tespit edildiği 13 Nisan Cuma akşam üzeri kamuoyuna duyurulmuştur.
Öncelikle Bakanlığımızın yaptığı bu testleri ve sonuçları web sitesinde yayınlama uygulamasını desteklediğimizi belirtmek isteriz. Duyurular devam etmelidir.
Çünkü tam 100 yıldır ticari faaliyetini sürdüren Apikoğlu markası bu gücünü Türk halkının güveninden almaktadır. Ve yaşanan son olayda bu güveni zedeleyecek bir durum söz konusu değildir.
Apikoğlu üreticisi Etsan fabrikası resmi makamlarca Avrupa Birliği normlarına uygun tesis olarak yabancı heyetlere örnek gösterilmekte, çok sayıda resmi ziyaret gerçekleştirilmektedir. Firmamız saygın laboratuvarların testlerini kalibre ettiği güvenilir bir iş ortağı durumundadır.
Firmamızın Cuma gecesi teşhir edilen ilk grupta yer alması, uygulanan test yönteminden kaynaklanan talihsiz bir durumdur. Ancak firmamız bundan da gerekli dersleri çıkarmış olup yeni önlemleri hızla devreye sokacaktır.
İlgili test yöntemi ürünün içinde kanatlı oranını yüzde olarak tespit edememekte, sadece VAR ya da YOK demektedir. Ürün içinde binde bir, hatta DNA dizisi halinde kanatlı ürün olsa dahi VAR sonucu çıkabilmektedir.
Ülkemizdeki tüm et tesislerinde kırmızı ve beyaz et üretimi aynı çatı altında yapılmaktadır. İlgili kodeks gereği kırmızı et- tavuk karışık üretim yapıldıktan sonra makinelerin yıkanması ve %100 dana üretimine geçilmesi öngörülmektedir. Tesislerimizde de bu kurala titizlikle uyulmakta, tavuk-hindi karışımlı mamüllerin üretimi yapıldıktan sonra makineler temizlenip %100 dana üretimine geçilmektedir.
Biz %100 dana ürünlerine kanatlı eti koymadığımıza eminiz. Ancak üretim sırasında eser miktarda bulaşmalar olabilmektedir.
Yine de şirketimiz sektörü yıllardır rahatsız eden ve sivil toplum örgütlerinde hep tartışılan bu talihsiz duruma bir son vermek için yeni kararlar almıştır. Yaptığımız makine yatırımlarıyla tavuk ve hindi eti kullandığımız ürünlerin hattını tamamen ayıracağız. 15 Mayıs 2012 tarihinden sonra binde bir dahi karışma olmayacağını kamuoyuna taahhüt ediyoruz.
Ayrıca, ürüne tavuk eti karışması halk sağlığını tehdit eden bir risk olmamakla birlikte, ilgili dönemde üretilen tüm acılı kangal sucukları marketlerden toplayacağımızı bildiriyoruz.
Apikoğlu’na yüz yıldır duyduğunuz güvene layık olmaya devam edeceğiz.
Kaynak (http://www.apikoglu.com.tr/)
denizakvaryumu
16-04-2012, 11:35
Anlaşıldı artık büyük firmalara da güven duyulmayacak...
Apikoğlunu ben de alırdım ama bundan sonra almam.
Beşler'i açıklayıp BİM'i neden gizlediler?
Şirketler Tarım Bakanlığı'nın internet sitesinde teşhir ettiği ürünler arasında bulunan Beşler'in ürettiği Uludağ sosis, aynı zamanda BİM'in de private label ürünü. Ama Bakanlık BİM'in adını gizledi. Peki neden? Bakanlığın internet sitesinde, laboratuvar sonuçlarının olumsuz çıkması üzerine gıdada taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen peynir üreticisi 3 firma ile et ürünleri üreticisi 3 firma ilan edildi. Bu ürünlerin arasında yer alan ''Uludağ'' marka soyulmuş sosis BİM'in private label ürünleri arasında yer alıyor.
Belgede şöyle denilmişti:
1-''Uludağ'' marka soyulmuş sosis üreten Karizma Beşler Et Tesisleri Kemerburgaz Cad. No 76 Kağıthane /İstanbul (yabancı doku, iç organ tespiti) (parti seri no: SN 08-P1)"
Konuyla ilgili BİM'den henüz bir açıklama gelmezken, Türkiye'nin en büyük ve memnuniyet endekslerinde en önde yer alan perakendecisinin bu durumla nasıl baş edeceği merak konusu.
HATIRLAYALIM: 2009 yılı denetim sonuçları açıklandığında BİM'in pazarladığı mamada kurşun çıktığı ortaya çıkınca Bakanlık alelacele raporu değiştirmişti.
Beşler'i açıklayıp BİM'i neden gizlediler? - Gıda Hareketi (http://www.gidahareketi.org/Besler-i-Aciklayip-Bim-i-Neden-Gizlediler--1395-haberi.aspx)
http://www.aydinlikgazete.com/index.php?option=com_content&view=article&id=10650:hileli-sosis-bmin-markas-ckt&catid=39:ekonomi&Itemid=196
http://www.habercim.net/hileli-sosis-bimin-markasi-cikti.html
http://www.sinavekrani.net/gundem/saglik/tarim-bakanligi-besleri-aciklayip-bimi-neden-gizledi-h15537.html
http://forum.donanimhaber.com/m_59801404/tm.htm
Sağlık eski Müsteşarı ve Gazi Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Sefer Aycan, hileli ve halk sağlığını tehdit eden gıdalarla ilgili Takvim'e önemli açıklamalarda bulundu.
Hileli bal ve et ürünlerinden sonra halkın tüm gıdalara korkuyla yaklaştığını belirten Prof. Aycan, üreticilerin ucuza mal edip pahalıya satmak için yaptığı hilelerle halk sağlığının tehlikeye girdiğini kaydetti.
Prof. Aycan, et ve et ürünlerinde ortaya çıkan, tedavi edilmediği takdirde ölüme neden olan Salmonella bakterisinin yumurtada bulunduğunu söyledi.
Bakterinin yumurtaya hem tavuktan hem de bulunduğu ortamın kirliliğinden dolayı geçtiğini anlatan Prof. Aycan, bakterinin yumurtanın kabuğundan içine ulaştığını vurguladı.
Mehdi Eker'in yumurtalarında ölümcül virüs çıktı - Gıda Hareketi (http://www.gidahareketi.org/Mehdi-Eker-in-Yumurtalarinda-Olumcul-Virus-Cikti-1397-haberi.aspx)
http://www.gidahareketi.org/Dikkat--Salam-Sosiste-Olumcul-Bakteri-Bulundu-1386-haberi.aspx
'Clavis panax' ilacına acil yasak
14.12.2011
Sağlık Bakanlığı, "Clavis panax", "Clavis" ve "Klavis panax" isimli ürünlerin toplatılması ve reklamlarının acilen durdurulmasını istedi. Dr. Mustafa Eraslan tarafından, televizyon ve radyo kanalları ile internet sitelerinde, "bitkisel gıda takviyeli, kalp damar hastalıklarının iyileştirilmesinde "faydalı bir ürün" olarak tanıtılan "Clavis" ve "Clavis panax" ile Dr. Ömer Coşkun'un tanıtımını yaptığı "Klavis panax" isimli ürünlerle ilgili şikâyetleri önceki gün değerlendiren Sağlık Bakanlığı Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Danışma Komisyonu, Dr. Mustafa Eraslan ve Dr. Ömer Coşkun isimli şahısların, "Clavis panax", "Clavis" ve "Klavis panax" isimli ürünlerin muhtelif televizyon, radyo kanalları ve internet sitelerinde satışını yaptığı, gerçeğe aykırı beyanlarda bulunarak halkı istismar ettiği, yanılttığı, herhangi bir tedavi etkisi olmayan ürünleri para karşılığı satarak menfaat temin ettiği, ayrıca halkın sağlığını bu fiilleri ile tehlikeye düşürdüğü sonucuna vardı. Söz konusu ürünlerin endikasyon belirtilerek satış ve tanıtımlarının yapıldığı, olası sağlık problemlerinin de önlenmesi amacıyla "Clavis panax" da dahil olmak üzere "Clavis" markalı ürünlerin ve "Klavis Panax" isimli ürünün piyasadan toplanması gerektiği vurgulandı.Ürünlerin mühür altına alınarak satışının engellenmesi için il valiliklerine, her türlü reklamın acilen durdurulması için de RTÜK'e bildirimde bulunuldu.
'Clavis panax' ilacına acil yasak - Sabah (http://www.sabah.com.tr/Yasam/2011/12/14/clavis-panax-ilacina-acil-yasak)
...............................
Reklam Kurulu, başta kanser olmak üzere, kolesterol, şeker, tansiyon, kısırlık gibi birçok hastalığı önlediği ve tedavi ettiği iddiasıyla tanıtılan “Clavis Panax' isimli ürünün reklamlarının durdurulmasını kararlaştırdı. Söz konusu ürünün reklamını yapan bir televizyon kanalı ile 2 internet sitesine toplam 369 bin 830 lira para cezası verildi.Kurul ayrıca “Ozoderm”, “Orjin Ağrı Kremi”, “Epilamor”, “Nasal Spray” ve “Grey Away” markalı kozmetik ürünlerle ilgili reklamların, tüketiciler nezdinde yanıltıcı ve aldatıcı bilgilendirme yapıldığı gerekçesiyle 3 ay süreyle tedbiren durdurulmasını kararlaştırdı.
...Reklamlarda, söz konusu ürünün, kalp ve damar tıkanıklarını giderici, organların işleyişini düzenleyici, kısırlığı önleyici ve başta kanser olmak üzere, kolesterol, şeker, tansiyon, karaciğer, üriner ve genital sistem rahatsızlıkları gibi birçok hastalığı önleyebileceği, tedavi edebileceği veya tedavisine yardımcı olabileceği yönünde etkilere sahip olduğunun iddia edildiği belirlendi.
“ClavisPanax” isimli gıda takviyesine ilişkin reklamların, ilgili kanun ve mevzuatta bahsedilen, “gıda ürünlerinin çeşitli hastalıkları önleyebileceği ya da tedavi edebileceği yönünde bildirim veya imada bulunmayı yasaklayıcı” hükmü ile “reklam ve ilanların kanunlara uygun olması, tüketicileri yanıltıcı ve anlam karışıklığına yol açıcı eksik ve abartılı bilgilere yer verilmemesi, kamu sağlığını bozucu nitelikte olmaması” şeklindeki hükümlerine aykırılık teşkil ettiği tespit edildi.
İncelemeler sonucunda Kurul, söz konusu reklamların yapıldığı Mustafa Eraslan'a internet sitesine 73 bin 966 lira idari para cezası verilmesine ve reklamların durdurulmasına karar verdi.
Kurul, ayrıca bu ürünün reklamlarını ve tanıtımını yapan “A Kalite Pazarlama-İsmail Çetin”e de 147 bin 932 lira para cezası verilmesini ve reklamların durdurulmasını kararlaştırdı.
Reklam Kurulu, Clavis Panax'ın reklamlarına - Hürriyet EKONOMİ (http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20319661.asp)
Güncel:
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yaptığı denetimlerde aralarında köklü firmaların da yer aldığı bazı markaların ürünlerinde hileler tespit edildi.
Sucuklarda at ve eşek eti, tereyağında bitkisel yağ, tulum peynirinde nişasta, pidede domuz eti, yüzde 100 dana sosiste ise kanatlı etine rastlandı.
İşte bakanlığın denetimine takılan 13 firma:
Firma Adı
Ürün Adı Marka
Aliçler Sucuk Erenler/SAKARYA
Isıl İşlem Görmüş Sucuk Benzeri Ürün
(% 100 Dana)
Tek Tırnaklı Eti (At Eti, Eşek Eti Tespiti) Nazifoğlu
Çiftarslanlı Et ve Et Ürünleri AFYONKARAHİSAR Isıl İşlem Görmüş Sucuk Benzeri Ürün (%100 Dana) Tek Tırnaklı Eti (At Eti, Eşek Eti) Kanatlı Eti Tespiti
Çiftarslanlı
Elmalı Çiftliği Süt Ürünleri Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ANTALYA Geleneksel Tereyağı
(Bitkisel Yağ)
Elmalı Çiftliği
Akdeniz Süt Ürn. ve Gıda San. Tic. Tur. Ltd. Şti. ANTALYA Yarım Yağlı Homojenize Yoğurt (Bitkisel Yağ ve Jelatin)
Akdeniz
Onurtur Ak. İnş. Nak. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. MARDİN Yoğurt (Bitkisel Yağ)
Onurköy
Mutlu Tolga Gıda İnş. Petrol Turizm Tarım Hay. Orman Ürün. San. ve Tic. Ltd.Şti. AFYONKARAHİSAR Yağlı Tulum Peyniri (Bitkisel Yağ ve Nişasta)
Ilgaz Yaylası
Güldemce Gıda İnş. Oto. San. Tic. Ltd. Şti. KONYA Yağlı Eritme Peyniri
(Bitkisel Yağ)
Bacanaklar Güldem Süt
Nurs Lokman Hekim Gıda Tarım Bitki Med. San. Tic. Ltd. Şti Yüreğir/ADANA Süzme Çiçek Balı (Diastaz Sayısı, Fruktoz/Glikoz, Fruktoz+Glikoz, C4 Şeker Oranı %, Balda protein ve ham delta C13 değerleri farkı) Balderesi
Milenyum Pide Pizza Kebap Salonu Bornova /İZMİR Kıymalı Pide
Domuz Eti Tespiti
Milenyum Pide
Milenyum Pide Pizza Kebap Salonu Bornova /İZMİR Kuşbaşılı Pide
Domuz Eti Tespiti
Milenyum Pide
Pınar Entegre Et ve Un Sanayi A.Ş Kemalpaşa/İZMİR Uzun Soyulmuş Sosis (%100 Dana)
Kanatlı Eti Tespiti
Pınar
Özok Gıda Salihli
MANİSA
Isıl İşlem Görmüş Sucuk Benzeri Ürün (Dana eti)
Kanatlı Eti Tespiti Salihli Özok
Kaynak: Pidede domuz, sucukta eşek eti (http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=20698327)
Ufak tefek firma olsa anlayacağım, hile yapmış diyeceğim %yüz dana etine tavuk karıştıran koca Yaşar holding.
İzmirliler çok dikkat!!! Yoğunluk o bölgede Memet hocam :)
At, eşek, domuz ne ararsan var :)
Birde yalanlama geldi şimdi Pınar firmasından her şeyimiz %100 dür diye .
Yalnız bir hususu belirtmek gerekiyor, devletin yaptığı ölçme şeklinde oranın ne olduğu belirtilmiyor. Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor.
Bu sebeple firmalar haklı olarak devlet ne oranda bulduğunu açıklasın diyiyor, haksız da değiller. Pınar'ın başına gelen de böyle bir durum olabilir. Cevap hakkı vermek gerekir.
Tek tırnaklı eti ya da domuz etinin açıklaması yok tabi. :)
Bu dediğiniz küçük firmalar için geçerli olabilir de koskoca entegreleri kombineleri olan Pınarın tavukla danayı aynı tezgahta kestiğini pek sanmıyorum ben açıkcası :)
Sahip olduğu ISO'lara aykırı bir durum olur zaten.
kelebek çalısı
06-06-2012, 01:23
Bizim toplumda, bize bir şey olmaz felsefesi var olduğu sürece bu firmalara da bir şey olmaz. Oysa bu açıklanan firmaların ürünlerine olan talebin bıçak gibi kesilmesini beklememiz gerekir mantıken.
Ben de anlamadım Pınar neden buna tenezzül etmiş. Tercih etmeyeceğim bundan sonra açıkçası. Kanatlı eti ile karışık olmasından değil de aldatılmışlık duygusunu hissetmekten ötürü.
Bizim toplumda, bize bir şey olmaz felsefesi var olduğu sürece bu firmalara da bir şey olmaz. Oysa bu açıklanan firmaların ürünlerine olan talebin bıçak gibi kesilmesini beklememiz gerekir mantıken.
Ben de anlamadım Pınar neden buna tenezzül etmiş. Tercih etmeyeceğim bundan sonra açıkçası. Kanatlı eti ile karışık olmasından değil de aldatılmışlık duygusunu hissetmekten ötürü.
Yok artık diyorum...
Memet hocamın dediği gibi sıradan firma yapsa anlayacağım da Yaşar holdingte yapıyorsa daha ne diyeyim.Merak ediyorum biz kime güvenipte çocuklarımızı geleceğe hazırlayacağız.
Doğru söze ne denir Kanatlı eti ile karışık olmasından değil de aldatılmışlık duygusunu hissetmekten ötürü
Mehmet
Liste bunlarla kaldıysa iyi. Hem de çok iyi.
Ticari ahlak(sızlık) ne boyutlara geliyor.
İşi- gücü bırakıp kendi tüketeceğimiz her şeyi kendimiz mi yapacağız.
Bir önceki listede apikoğlu da vardı ki kendisi benim favori sucuk markamdı(kanatlı eti varmış %100 dana sucukta)
Firmalar teşhir edilirken, teknik detaylar da verilse daha iyi olur.
İki sene önce Polonez sucuktaki domuz eti olayı nasıl kapatıldıysa bu da unutulacaktır.
Talha Ateş
06-06-2012, 08:18
Allah'tan pınar'dan tavuk eti çıktı. Acaba BAŞKA ŞEYLER KATTINIZ MI?
Bu arada pınar ismini özellikle küçük harfle yazdım. Bu kadar küçüldükleri için.
Offf offf ... daha çok para kazan!!!! daha çok nam yap!!!! daha fazla büyük firma ol !!! holding ol !!! hep daha fazla yani nereye kadar ??? Çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakıyoruz biz. GDO lu ürünler.... Kimyasallarla kirlenmiş ağacığımız, toprağımız... En çok kirlenen insanımız, insanlığımız ... içim daraldı sizlerinde içini karartmayım :(
Bu dediğiniz küçük firmalar için geçerli olabilir de koskoca entegreleri kombineleri olan Pınarın tavukla danayı aynı tezgahta kestiğini pek sanmıyorum ben açıkcası :)
Sahip olduğu ISO'lara aykırı bir durum olur zaten.
Emin misiniz? Herhangi bir büyük markanın ambalajında içindekiler kısmına bakın, eser miktarda şu şu şu olabilir der. Yani aynı tezgahta üretilmiş başka bir ürünün içeriğinin karışmış olabileceğini yazar.
Ayrıca Pınar haklıdır demiyorum ama kendisine cevap hakkı verilmeden tipik bir linç kampanyası başlatılmasını anlamıyorum.
Önce bir neyin ne olduğu kesinleşsin. Belki de cidden karıştırmışlardır ama elde ki rapor bunu kesin olarak ispatlamaz. Suçlayabilmek için önce kesin olarak ispatlamak lazım.
Teşhir edildiğine göre elde yeterince veri var demektir. Bu teşhir edilme uygulaması da zaten firmaların bu konudaki umursamazlığından kaynaklandı.
Masadan yanlışlıkla bulaştı denmesini de, sanki evin mutfağında sucuk hazırladım içine biraz nane kaçmış gibi algılayamam. Endüstriyel üretim yapılıyor arasına karışmış diye bir savunma olamaz.
Pınar Et'in kendi sitesinde eklediği Tarım Bakanlığı'nın yapmış olduğu 09.04.2012 tarihinde alınan numunenin analiz raporu. Rapor no:2868, parti no: 52228
Haberde geçen kanatlı etine rastlandığı söylenen raporun parti numarası da 52228, yani haberde aynı raporda kanatlı eti varken, aşağıda raporun belgesinde kanatlı eti yoktur demiş.
http://www.pinar.com.tr/images/analiz_raporu.pdf
Evet sayın kendinden çok emin üyeler, Tarım Bakanlığı'nın kendi yaptığı analizin belgesi yukarıda ve kanatlı eti yok diyiyor. Ne diyeceksiniz şimdi?
Cevabınızı merakla bekliyorum.
Bu arada tekrar söyleyeyim, Pınar'ın avukatlığını üstlenecek değilim ama çok sayıda insanın çalıştığı, Türkiye'nin konusunda sayılı şirketlerinden biri olan bir firmaya, elde kesin delil olmadığı halde bu kadar kolay çamur atılabilmesini, bu kadar kolay linç kampanyası yürütülebilmesini, ne vicdanım ne aklım kabul etmiyor.
ozturk59
06-06-2012, 09:33
Bu şirket tabii ki temiz olanından numune gönderecek.Bakanlığın aldığı ise rastgele herhangi bir yerden.
Evet sayın kendinden çok emin üyeler
Bu tür hitaplardan uzak kalsanız iyi olur bence. Siz bir bakanlığa başvurun.
Yani bakanlığı yalancılıkla suçladınız da az önce.
Linç kampanyası çok komik oldu bu. Bakanlık açıklamasını veri alıyoruz kafamızdan bir şey uydurmuyoruz.
Çok sayıda çalışanı olması bir temizlik ,raporu sunmuyor hiç bir firmaya. Ülkenin en büyük holdinglerinden birinin çalışanlarının fazla mesailerini ödemediği bir ülkede, çok çalışanı var demek, tuaf bir itiraz noktası sizinki.
Raporda belirtilmiş aksi varsa, kendi kendini aklasın.
Bu şirket ****** temiz olanından numune gönderecek.Bakanlığın aldığı ise rastgele herhangi bir yerden.
Okumuyorsunuz galiba,
Haberde geçen iddia
-Pınar marka, uzun soyulmuş sosis (yüzde 100 dana), Pınar Entegre Et ve Un Sanayi A.Ş Kemalpaşa, İzmir, kanatlı eti tespiti, parti/seri no: 52228 M
Yukarıda linkini eklediğim rapor, Bakanlığın kanatlı etine rastlandı dediği rapordur.
Ayrıca avukatlık yapmaktan sıkıldım. İsteyen istediğine inansın, benim için farkeden birşey yok.
Yalnız bu konu vesilesi ise birkaç şeyi hatırlatmak isterim. Facebook, twitter gibi sosyal medyada birkaç gün önce Aselsan'ın %51'inin İsrail'e satıldığı haberi yayıldı. Herkes akın akın bu haberi paylaştı, altına yazıklar olsun vs. yorum eklediler. Halbu ki Aselsan'ın %1'i bile satılmış değil ve yapısı gereği de satılamaz (%85'i TSK'yı Güçlendirme Vakfına ait olup geri kalanıda İMKB'de halka açıktır). Haberin yalan olduğu heryerde yazmasına rağmen, bugün bile insanlar Aselsan satıldı şeklinde haberi yaymaya devam ediyorlar.
Bir benzeride birkaç sene önce LCW'nin başına gelmişti, herkes birbirine mail yoluyla LCW'nın sahibi pkklı sakın onlardan birşey almayın şeklinde haber gönderiyordu. Tabi bu da bir iftiraydı, marka sahiplerinin bu işlerle hiç alakası yoktu muhtemelen ticari bir rakibinin yaydığı bir iftiraydı ama o dönem herkes buna inandı, kimse sorgulamadı araştırmadı gerçek mi diye.
Velhasıl cahil bir milletiz. Bu konu ile de alakalı yazdığım son mesajdır. İster Pınar iftiraya uğramış olsun, ister gerçekten sahtekarlık yapmış olsun. Derdim Pınar değil, derdim bu milletin nasıl bu kadar kolay yönlendirmeye gelebildiği. Gerçeği araştırma ihtiyacı hissetmeden, bu kadar kolay her denilene inanabilmesi.
bu konuda benim de çekincelerim var ama sn. syılmaz'a katılıyorum; tedbirli olalım ama her söylenene gözü kapalı inanmayalım.
Bir açıklama yapılmış. . Bakanlık yapmış açıklamayı bana firmadan edindiğiniz bir belge sunuyorsunuz.
Teşhir listesi şu ana kadar bakanlıkça yalanlanmış değil. Bu durumda firmanın verisi değil bakanlığın verisi geçerlidir.
Yukarıda açıklayıcı olmasını umup fazla mesailerle ilgili de bir örnek verdim.
Zaten bilgi kirliliği yaratıp, bak Aselsan da doğru değil, bu da doğru değil işte, biçiminde mantık ülkede bütün sorunların hasır altı edilmesine yardım eden bir mantık.
Bireysel olarak asla zaten hiç bir zaman emin olamamki ben şahsıma . Rapordan veya şundan bundan ne kadar emin olunur . İstisnasız her ülkede ne olursa olsun en küçük birimden en üst mertebelere kadar rüşvet ve kayırma var olduğuna inanan bir insanım . Bu şartlar altında kimin raporu kimi kayırdığı veya gözettiği belli olmayan bir dünyada kimin haklı veya haksız olduğunu tartışmak bana anlamsız ve gereksiz yere kırıcı geliyor .
ozturk59
06-06-2012, 10:17
Okumuyorsunuz galiba,
Haberde geçen iddia
-Pınar marka, uzun soyulmuş sosis (yüzde 100 dana), Pınar Entegre Et ve Un Sanayi A.Ş Kemalpaşa, İzmir, kanatlı eti tespiti, parti/seri no: 52228 M
Yukarıda linkini eklediğim rapor, Bakanlığın kanatlı etine rastlandı dediği rapordur.
Ayrıca avukatlık yapmaktan sıkıldım. İsteyen istediğine inansın, benim için farkeden birşey yok.
Yalnız bu konu vesilesi ise birkaç şeyi hatırlatmak isterim. Facebook, twitter gibi sosyal medyada birkaç gün önce Aselsan'ın %51'inin İsrail'e satıldığı haberi yayıldı. Herkes akın akın bu haberi paylaştı, altına yazıklar olsun vs. yorum eklediler. Halbu ki Aselsan'ın %1'i bile satılmış değil ve yapısı gereği de satılamaz (%85'i TSK'yı Güçlendirme Vakfına ait olup geri kalanıda İMKB'de halka açıktır). Haberin yalan olduğu heryerde yazmasına rağmen, bugün bile insanlar Aselsan satıldı şeklinde haberi yaymaya devam ediyorlar.
Bir benzeride birkaç sene önce LCW'nin başına gelmişti, herkes birbirine mail yoluyla LCW'nın sahibi pkklı sakın onlardan birşey almayın şeklinde haber gönderiyordu. Tabi bu da bir iftiraydı, marka sahiplerinin bu işlerle hiç alakası yoktu muhtemelen ticari bir rakibinin yaydığı bir iftiraydı ama o dönem herkes buna inandı, kimse sorgulamadı araştırmadı gerçek mi diye.
Velhasıl cahil bir milletiz. Bu konu ile de alakalı yazdığım son mesajdır. İster Pınar iftiraya uğramış olsun, ister gerçekten sahtekarlık yapmış olsun. Derdim Pınar değil, derdim bu milletin nasıl bu kadar kolay yönlendirmeye gelebildiği. Gerçeği araştırma ihtiyacı hissetmeden, bu kadar kolay her denilene inanabilmesi.
Bende anlamak istiyorum fakat eğer farklı rapor numaralı değilse oda vahim.En gerçeği ise bakanlık aynı rapora hem kanatlı eti var hem yok derse ve bu pınar şirketi bunu biliyorsa açıklama yapacağına hemen bölge idare mahkemesine giderek yayın durdurma kararı alır.Değilse kuru gürültü benim malım temiz denmez dediklerinde de halk bunu yemez.
MeyveliTepe
06-06-2012, 10:19
...
Velhasıl cahil bir milletiz. Bu konu ile de alakalı yazdığım son mesajdır. İster Pınar iftiraya uğramış olsun, ister gerçekten sahtekarlık yapmış olsun. Derdim Pınar değil, derdim bu milletin nasıl bu kadar kolay yönlendirmeye gelebildiği. Gerçeği araştırma ihtiyacı hissetmeden, bu kadar kolay her denilene inanabilmesi.
Peki, gerçek nedir acaba?
Gazetelerde çıkan ve "iddia" olarak adlandırdığınız haber pek öyle e-mail'ler ile yayılan asparagas şeylere benzemiyor.
Gazeteler haberi kamuoyuduyuru.tarim.gov.tr (http://kamuoyuduyuru.tarim.gov.tr/) adresinden aynen almışlar. Bu adres de görüldüğü kadarıyla gayet resmi.
Şayet resmi kurum tahlilde yanlışlık yapmamış ise ifade son derece net, "Kanatlı Eti Tespiti" deniyor. Az ya da çok olması, bir şekilde bulaşmış olması ya da olmaması durumu değiştirmiyor. Aynı tesiste kanatlı eti işlenmesi sonucu bulaşıklık savunması ise bana "özrü kabahatinden büyük" gibi geldi. Demek ki, bir sürü kalite belgesine sahip "güzide" bir işletmenin yiyecekteki hijyen anlayışı bu kadar. Tesbit edilecek kadar kanatlı eti bulaşıyor ise, başka neler bulaşmaz?
Bu firma benzer şaşkınlığı sütteki GDO'lu girdide de yaptıydı. Sormuştuk süt aldığınız inekler GDO'lu yem tüketiyor mu diye. Hayır, biz yemlerimizi Çamlı'dan alıyoruz dediler. Çamlıya sorduk, bakanlığın izin verdiği ithal girdileri kulanıyoruz dediler :)
Pınar Et'in kendi sitesinde eklediği Tarım Bakanlığı'nın yapmış olduğu 09.04.2012 tarihinde alınan numunenin analiz raporu. Rapor no:2868, parti no: 52228
Haberde geçen kanatlı etine rastlandığı söylenen raporun parti numarası da 52228, yani haberde aynı raporda kanatlı eti varken, aşağıda raporun belgesinde kanatlı eti yoktur demiş.
http://www.pinar.com.tr/images/analiz_raporu.pdf
Evet sayın kendinden çok emin üyeler, Tarım Bakanlığı'nın kendi yaptığı analizin belgesi yukarıda ve kanatlı eti yok diyiyor. Ne diyeceksiniz şimdi?
Cevabınızı merakla bekliyorum.
Bu arada tekrar söyleyeyim, Pınar'ın avukatlığını üstlenecek değilim ama çok sayıda insanın çalıştığı, Türkiye'nin konusunda sayılı şirketlerinden biri olan bir firmaya, elde kesin delil olmadığı halde bu kadar kolay çamur atılabilmesini, bu kadar kolay linç kampanyası yürütülebilmesini, ne vicdanım ne aklım kabul etmiyor.
Sn Syılmaz
Kimsenin bir linç kampanyası başlattığı yok. Konuyu açan benim ve ilk mesajım da en üstte, okursanız hiç yorum yapmadan haberi kurallara uygun bir şekilde olduğu gibi kopyalayıp yapıştırdığımı ve kaynak belirttiğimi de görürsünüz. "Türkiye'de Gündem"
Ancak yerel ve küçük ölçekli A veya B ya da Ali - Veli Restoranın yapması durumunda pek şaşılmayacak hataları (bilinçli veya bilinçsiz) Holding boyutlarında büyük bir firmanın yapması takdir edersiniz ki hayal kırıklığı yaratır, çünkü büyük firmaların sorumlulukları da büyüktür ve kendilerine duyulan güvenin sonucunda böyle büyük boyutlara ulaşmışlardır. Yani 13 firmanın içinden insanların Pınar ismini sürekli zikretmesinin sebebi budur.
"Eser" miktara gelice; Memet beyin dediği gibi o eser tabirini nane, kimyon, karabiber vs. için kullanabiliriz AMA kanatlı etinin %100 dana etinden denilen ürünün içinde olmasında kullanamayız (%0,1 bile olsa). Çünkü bu ana maddesidir ürünün, diğeri de başka ürünün ana maddesidir.
%100 Çelikten denilen ve bina yapımında kullanılan bir ürün için eser miktarda alüminyum içeriyor diyemezsiniz, derseniz de kimse almaz zaten, alsa alsa sahtekar müteahhitler alır.
Evet ortada iki farklı gibi görünen rapor var ANCAK Pınar firmasının taktiği şu: "Aynı ürün için 2 farklı rapor vermişsiniz kendinizle çelişiyorsunuz, aha da kendimi ben de sizi karalayarak aklamış oldum, hadi bana eyvallah!".
Hayır arkadaşım! Bence kendini aklamadın, sen de sadece devletin bir kurumunu kötülemiş oldun! AMA HANGİSİ?
Ben Pınar firmasından şöyle bir davranış beklerdim: Tarım bakanlığının veya Sağlık bakanlığının ikisinden birinde hata var diyelim. O halde insanların güveninin zedelenmemesi, dürüstlüğün tecelli etmesi adına aynı partiden başka numuneleri bağımsız uluslararası laboratuarlara gönderir, test ettirir ve sonuçlarını açıklarsınız halka veya "böyle böyle bir girişimde bulunduk" diye peşinen beyanda bulunursunuz! Olay budur.
Bu olay aydınlığa kavuşana kadar siz çocuklarınıza pınar sucuk almaya devam edecek misiniz? Hiçbir insan bu olay netleşene kadar almayacaktır. Herkesin de bunu bilmeye hakkı vardır.
Eğer sağlık bakanlığı bir art niyete sahip ise uluslararası laboratuardan gelen sonuçlar negatif olduğunda bu sefer de insanların Sağlık bakanlığına güveni yok olabilir. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığının böyle bir işe kalkışacağını sanmam.
Tarım bakanlığından alınan rapor ile Sağlık bakanlığı raporunun hazırlanma ve test koşullarını, şartlarını vs. bilemem ama dediğim gibi: gönderirsin numuneleri bağımsız bir uluslararası test laboratuarına, alırsın kapı gibi sonuçlarını çarparsın herkesin yüzüne.
Ayrıca; Pınar firması için kanatlı eti içerdiğini söyleyen rapor, domuz ve at veya eşek eti içerdiğini söyleyen raporlarla aynı test yöntemleri kullanılarak verildiğine göre, sizin ifadenizle at, eşek, domuz eti yedirenler de çıkıp "eser" miktarda savunmasını yaparlar ileride ki bu çok tehlikeli bir durum olur.
Okumuyorsunuz galiba,
Haberde geçen iddia
-Pınar marka, uzun soyulmuş sosis (yüzde 100 dana), Pınar Entegre Et ve Un Sanayi A.Ş Kemalpaşa, İzmir, kanatlı eti tespiti, parti/seri no: 52228 M
Yukarıda linkini eklediğim rapor, Bakanlığın kanatlı etine rastlandı dediği rapordur.
Ayrıca avukatlık yapmaktan sıkıldım. İsteyen istediğine inansın, benim için farkeden birşey yok.
Yalnız bu konu vesilesi ise birkaç şeyi hatırlatmak isterim. Facebook, twitter gibi sosyal medyada birkaç gün önce Aselsan'ın %51'inin İsrail'e satıldığı haberi yayıldı. Herkes akın akın bu haberi paylaştı, altına yazıklar olsun vs. yorum eklediler. Halbu ki Aselsan'ın %1'i bile satılmış değil ve yapısı gereği de satılamaz (%85'i TSK'yı Güçlendirme Vakfına ait olup geri kalanıda İMKB'de halka açıktır). Haberin yalan olduğu heryerde yazmasına rağmen, bugün bile insanlar Aselsan satıldı şeklinde haberi yaymaya devam ediyorlar.
Bir benzeride birkaç sene önce LCW'nin başına gelmişti, herkes birbirine mail yoluyla LCW'nın sahibi pkklı sakın onlardan birşey almayın şeklinde haber gönderiyordu. Tabi bu da bir iftiraydı, marka sahiplerinin bu işlerle hiç alakası yoktu muhtemelen ticari bir rakibinin yaydığı bir iftiraydı ama o dönem herkes buna inandı, kimse sorgulamadı araştırmadı gerçek mi diye.
Velhasıl cahil bir milletiz. Bu konu ile de alakalı yazdığım son mesajdır. İster Pınar iftiraya uğramış olsun, ister gerçekten sahtekarlık yapmış olsun. Derdim Pınar değil, derdim bu milletin nasıl bu kadar kolay yönlendirmeye gelebildiği. Gerçeği araştırma ihtiyacı hissetmeden, bu kadar kolay her denilene inanabilmesi.
Çok farklı şeyler sn Syılmaz.
Sizin dediğiniz email veya sosyal ağlar üzerinden yapılan dedikodular, karalama kampanyaları vs. kapsamına girer, bu ise devletin sağlık bakanlığının rapor ile sabitlediği bir durum.
Sağlık bakanlığı twitterdan karalama dedikoduları üretmez.
İftira, temelleri olmayan, bir kanıta veya belgeye dayanmayan safsata laf demektir. Buradaki duruma uyuyormu sizce?
Merhaba
Aslında ülkemizde gıda sektörü de dahil tüm sektörler yeteri kadar denetime tabi değil diye düşünüyorum. Çünkü öncelikle Girdi-çıktıları kontrol altında değil, ondan sonra sık sık yapılan bir denetim yok, var olan denetimde de imkanlar dahilinde o an el altında bulunan üretim ürünleri kontrol edilip es geçiliyor. Böyle olmazsa bu ülkede bu kadar merdiven altı tabiriyle üretimin olması mümkün olmazdı.
Pazarlarda satılan onca gıdanın (sucuk-salam-sosis-sebze-meyve vb.) hangi biri denetime tabi acaba bilen var mı. Sadece pazarlarla sınırlı olmadığı gündemde olan bu konuyla tesbit edildi. Yani vatandaş geçim derdi kaygısından pazarda denetimsiz satış yapabiliyor, işletmelerde ticari kaygılarından dolayı denetimsiz satış yapıyor. Olan tüketici vatandaşa oluyor.
Eğer ki yeteri kadar denetim olsaydı bu kadar hastalıklar meydana gelmezdi, onca insan varolan yüzlerce sağlık biriminde kuyrukta beklemezdi. Hangi sağlık kurumuna giderseniz gidin yoğunluktan hep sıra beklemek zorunda kalıyorsunuz. Evet doğrusu günümüzde yapmamız gereken kendi ürünümüzü kendimiz üretmeliyiz. Yaşanan bunca güvensizlikte yapılması gereken bu olsa gerek diye düşünüyorum. İmkanı olan kendi gıdasını kendi üretip-tüketsin…
MeyveliTepe
06-06-2012, 10:54
Burada anlamadığım birkaç şey daha var.
Bakanlık rastgele herhangi bir yerden aldığı "52228 M" parti numaralı ürünü incelemiş ve bu tesbiti yapmış. Duyuru tarihi 5 Haziran 2012.
Pınar et, aynı gün (5 Haziran) basın açıklaması yayınladı. Ekinde de 52228 parti nolu ürünün kanatlı eti bakımından "negatif" olduğunu gösterir rapor var.
Bu raporda 52228 parti numaralı ürünün 28/12/2011'de üretildiği, Son kullanma tarihinin 27/4/2012 olduğu yazılı.
Tahlil için 9 Nisan'da, yani bu ürünün son kullanma tarihi olan 27 Nisana 16 gün kala müracaat edilmiş. Tahlil raporu da 12 Nisan tarihli.
Aklıma gelenler;
Pınar Et, her ürettiği partiyi böyle tahlile gönderir mi?
Gönderir ise onları neden yayınlamaz?
Tahlile gönderdiği ürünlerini piyasaya vermeden önce değil de son kullanma tarihine az bir zaman kala göndermiş olması nedendir?
52228 parti nolu sosislerden bir kısmını piyasaya vermeyip dört ay sonra tahlile göndeririz diye mi tutmuşlar?
vs.vs.
Bir daha bu konuya yazmayacağım dedim ama cevap veremedi durumuna düşmek istemediğim için yazıyorum. Ayrıca ne zaman bir tartışmaya girsem, forumun geri kalanını karşıma alıyorum. :) Demek ki benim zihniyetim ve bakış açım, forumun geneli ile oldukça uyumsuz.
Sn Syılmaz
Kimsenin bir linç kampanyası başlattığı yok. Konuyu açan benim ve ilk mesajım da en üstte, okursanız hiç yorum yapmadan haberi kurallara uygun bir şekilde olduğu gibi kopyalayıp yapıştırdığımı ve kaynak belirttiğimi de görürsünüz. "Türkiye'de Gündem"
Niye haberi yayınladınız demedim ki, ya da haber yayınlanıp tartışılacak. Biri haberi yayınlamayalım dese, ona da aynı tepkiyi gösteririm.
Evet ortada iki farklı gibi görünen rapor var ANCAK Pınar firmasının taktiği şu: "Aynı ürün için 2 farklı rapor vermişsiniz kendinizle çelişiyorsunuz, aha da kendimi ben de sizi karalayarak aklamış oldum, hadi bana eyvallah!".
Hayır arkadaşım! Bence kendini aklamadın, sen de sadece devletin bir kurumunu kötülemiş oldun! AMA HANGİSİ?
Ben Pınar firmasından şöyle bir davranış beklerdim: Tarım bakanlığının veya Sağlık bakanlığının ikisinden birinde hata var diyelim. O halde insanların güveninin zedelenmemesi, dürüstlüğün tecelli etmesi adına aynı partiden başka numuneleri bağımsız uluslararası laboratuarlara gönderir, test ettirir ve sonuçlarını açıklarsınız halka veya "böyle böyle bir girişimde bulunduk" diye peşinen beyanda bulunursunuz! Olay budur.
Hayır öyle değil, ortada iki ayrı rapor yok. Sağlık Bakanlığı'nın da bu olayla bir ilgisi yok.
Yanlış isem düzeltin arkadaşlar.
Haberde Tarım Bakanlığı'nın analiz raporunda Pınar'ın ürününde kanatlı etine rastlanmıştır diyiyor. Pınar'da al işte bahsi geçen Tarım Bakanlığı raporu. Raporda kanatlı eti yoktur diyiyor, karışmış vs. demiyor direk raporun kendisinde yoktur diyiyor.
Yani ya haberde bilerek ya da bilmeyerek bir yanlışlık var. Ya da benim göremediğim başka bir durum var ama göremediğimin ne olduğunu daha kimse açıklamadı.
Ayrıca; Pınar firması için kanatlı eti içerdiğini söyleyen rapor, domuz ve at veya eşek eti içerdiğini söyleyen raporlarla aynı test yöntemleri kullanılarak verildiğine göre, sizin ifadenizle at, eşek, domuz eti yedirenler de çıkıp "eser" miktarda savunmasını yaparlar ileride ki bu çok tehlikeli bir durum olur.
Hayır aynı şey değil çünkü Türkiye'de üretilen hiçbir üründe domuz ya da eşek eti yoktur. Doğal olarak karışma imkanı yoktur.
Çok farklı şeyler sn Syılmaz.
Sizin dediğiniz email veya sosyal ağlar üzerinden yapılan dedikodular, karalama kampanyaları vs. kapsamına girer, bu ise devletin sağlık bakanlığının rapor ile sabitlediği bir durum.
Sağlık bakanlığı twitterdan karalama dedikoduları üretmez.
İftira, temelleri olmayan, bir kanıta veya belgeye dayanmayan safsata laf demektir. Buradaki duruma uyuyormu sizce?
Sadece olaya dediğiniz gibi bakarsak dediğim duruma uymaz ama ortada sadece bir haber ve bu haberin hiç bir delili yokken hatta haberde bahsi geçen analizin kendisi iddiayı yalanlarken, bu kadar kesin yorum yapabilmek internette ki safsatalara kesin yorum yapmaktan farklı değil.
Şayet resmi kurum tahlilde yanlışlık yapmamış ise ifade son derece net, "Kanatlı Eti Tespiti" deniyor. Az ya da çok olması, bir şekilde bulaşmış olması ya da olmaması durumu değiştirmiyor. Aynı tesiste kanatlı eti işlenmesi sonucu bulaşıklık savunması ise bana "özrü kabahatinden büyük" gibi geldi. Demek ki, bir sürü kalite belgesine sahip "güzide" bir işletmenin yiyecekteki hijyen anlayışı bu kadar. Tesbit edilecek kadar kanatlı eti bulaşıyor ise, başka neler bulaşmaz?
Aynı tezgahta işlenmesinden dolayı binde bir karışım ile kasıtlı olarak tavuk eti koyup %50-50 karışım yapmayı aynı kefeye koyarsanız, adalet terazinizde bir hata var demektir.
Şunu savunabilirsiniz, aynı tezgahta işleniyor ve binde bir de olsa karışım olabilecekse bunu ambalajında belirtsin, biz de bilelim. Buna birşey diyemem tabi, bilmek tüketicinin hakkı.
Ürün etiketi:
A ÜRÜNÜ
İçindekiler: Tuz, şeker, kimyon, karabiber, kırmızı biber, sarımsak, dana eti, koruyucu maddeler ve eser miktarda tavuk/kaz/at/eşek/domuz/kanguru eti çıkabilir.
Oldu mu şimdi sizce? Kim alır bu ürünü (milyonda bir eser miktar deseniz bile)?
%100 dana eti denilen üründe eser miktarda tavuk etine BU MAZERETTEN HAREKETLE izin verilirse veya ses çıkarılmazsa, yarın da eser miktarda kanguru eti çıkarsa ne yapacağız?
"Pardon atı veya kanguruyu kestiğimiz yerde danayı da kesmişiz ondan eser miktarda çıkıyor" mu diyeceğiz?
Bunun koca bir iftiradan müteşekkül kasıtlı bir haber olduğunu bile varsaysanız, Pınara yakışan hareket aynı partiden farklı numuneleri uluslararası laboratuarlara test ettirip sonucunu halka beyan etmektir.
NOT: ALINTI "Türkiye'de üretilen hiçbir üründe domuz ya da eşek eti yoktur" söyleminizi pek anlamadım sn Syılmaz.
Siz mi test ediyorsunuz tüm Türkiye'de üretilen ürünleri?
Haberde Tarım Bakanlığı'nın analiz raporunda Pınar'ın ürününde kanatlı etine rastlanmıştır diyiyor. Pınar'da al işte bahsi geçen Tarım Bakanlığı raporu. Raporda kanatlı eti yoktur diyor, karışmış vs. demiyor direk raporun kendisinde yoktur diyor.
Yani ya haberde bilerek ya da bilmeyerek bir yanlışlık var. Ya da benim göremediğim başka bir durum var ama göremediğimin ne olduğunu daha kimse açıklamadı.
Buna ne diyorsunuz?
Burada anlamadığım birkaç şey daha var.
Bakanlık rastgele herhangi bir yerden aldığı "52228 M" parti numaralı ürünü incelemiş ve bu tesbiti yapmış. Duyuru tarihi 5 Haziran 2012.
Pınar et, aynı gün (5 Haziran) basın açıklaması yayınladı. Ekinde de 52228 parti nolu ürünün kanatlı eti bakımından "negatif" olduğunu gösterir rapor var.
Bu raporda 52228 parti numaralı ürünün 28/12/2011'de üretildiği, Son kullanma tarihinin 27/4/2012 olduğu yazılı.
Tahlil için 9 Nisan'da, yani bu ürünün son kullanma tarihi olan 27 Nisana 16 gün kala müracaat edilmiş. Tahlil raporu da 12 Nisan tarihli.
Aklıma gelenler;
Pınar Et, her ürettiği partiyi böyle tahlile gönderir mi?
Gönderir ise onları neden yayınlamaz?
Tahlile gönderdiği ürünlerini piyasaya vermeden önce değil de son kullanma tarihine az bir zaman kala göndermiş olması nedendir?
52228 parti nolu sosislerden bir kısmını piyasaya vermeyip dört ay sonra tahlile göndeririz diye mi tutmuşlar?
vs.vs.
Pınar Et olarak, sadece "Uzun Soyulmuş Sosis - %100 Dana" ürünümüz değil, bütün ürünlerimiz etiketlerinde belirtilen içerik bilgileriyle uyumlu olarak üretilmekte olup, hiçbir ürünümüzde "Taklit" ve "Tağşiş" olarak nitelendirilebilecek bir durum sözkonusu değildir. Adı geçen "Uzun Soyulmuş Sosis %100 Dana, 52228 parti numaralı" ürünümüzün, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na bağlı, Bornova Veteriner Kontrol Enstitütüsü Laboratuarı'nda yapılmış analiz raporu ekte yer almaktadır. Raporda da görüldüğü üzere ürünümüz %100 dana eti içermekte olup, ürünümüzde herhangi bir uygunsuzluk bulunmamaktadır.
Pınar (http://www.pinar.com.tr/medya_merkezi/detay.aspx?SectionID=SOoSo%2fOwO2D7hKi%2bXZzYqA%3d %3d&ContentID=e7EqokPZfCLt4Kxg2YwkgQ%3d%3d)
Anlatamadım galiba Sn. Sakaki, Türkiye'de satılan hiçbir üründe zaten domuz ya da eşek eti olmamalı. Doğal olarak karışmış gibi birşey zaten olamaz. Hiçbir şeyde bu ürünleri kullanamazsın ki aynı tezgahta başka bir ürünle karışmış diye savunma yapabilesiniz.
Ayrıca bir et tesisinde çeşitli etlerin aynı tezgahta işleniyor olması bana pek mantıksız gelmiyor. Ambalajın üzerinde yazar, eser miktarda şu şu vardır diye. Siz de tüketici olarak tercihinizi yaparsınız, ister alır ister almazsınız.
Arıcılık kursuna gittim.
Hoca gıda denetimleri yapıyor. Yani adı yukarıda geçen bakanlık görevlisi. Sütlerin yanlış ısıda pastörize edildiğini, olması gerekenden çok yüksek ısıda işlem yapıldığını söyledi. Firma yetkilisi, gerekli cezayı kesin ödeyeceğiz bu ısıda işlem yapmaya devam edeceğiz raf ömrünü arttırıyor, demiş. Hangi firma bilelim onu almayalım dedik. Daha önce bu nedenle firma tarafından, adımızı açıklayıp firmamızı karaladı gerekçesiyle mahkemeye verilmiş.
Hangi firmanın hangi beyanına itibar edeyim.
Bütün o devekuşu etleri nerede tüketiliyor. Piyasada devekuşu diye satılan et hiç görmedim. Bizim buralar keçi sürüs dolu, kasapta hiç keçi eti satılmıyor. Hep kuzu.
Çalışanlarının fazla mesaisini ödemeyen dev şirketlerin de beyanı benim için gerçekçi değil.
Ayrıca burada istemeden Pınar'ın avukatı rolüne soyunmuş oldum. Dediğim gibi sonuçta Pınar ister haklı olsun ister haksız olsun. Benim tepki göstermemin sebebi bu değil, ortada kesin bir delil yokken nasıl bu kadar emin konuşulabiliyor, ona tepki gösterdim.
Yarın Tarım Bakanlığı haberde bir yanlışlık yok der, kanatlı etini buldum dediği raporu açıklar. O zaman istediğinizi yazın, haklı olarak. Kimse bir şey diyemez. Ama şu an ortada böyle bir durum yok.
...Ayrıca bir et tesisinde çeşitli etlerin aynı tezgahta işleniyor olması bana pek mantıksız gelmiyor. Ambalajın üzerinde yazar, eser miktarda şu şu vardır diye. Siz de tüketici olarak tercihinizi yaparsınız, ister alır ister almazsınız.
Sizi anlıyorum ve sanırım artık tartışmamız gereksiz, çünkü sizin mantıksız gelmiyor dediğiniz şey bana da hiç ama hiç mantıklı gelmiyor :)
Hijyeniklikle bağdaşmamasının yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü bu tür hususları da kabul etmiyor. Diyelim benim tavuk etine veya yağına alerjim var, veya o üründe eser miktarda olabilecek başka bir maddeye alerjim var, o zaman kimse çıkıp da %1 veya binde bir eser miktarda tavuk, şu veya bu madde karışabilir, etikette görülmeyebilir diyemez kimse! Kimsenin buna hakkı yok.
Birkaç önceki postunuzda Türkiye halkı cahil diyordunuz, şimdi de o minnacık yazıları Türkiyedeki herkesin bilinçli bir beyin ve sağlıklı gözlere sahip olduğu varsayımından hareketle (?) "okurlar ve isterse alır istemezse almazlar" diyorsunuz.
Saygılar
Çalışanlarının fazla mesaisini ödemeyen dev şirketlerin de beyanı benim için gerçekçi değil.
Eklenen rapor şirketin kendi beyanı değil, Tarım Bakanlığı'nın kendi yaptığı analizin raporudur.
Şirkette ki çalışma koşulları nasıl ya da çalışanların özlük haklarına ne kadar saygılılar bilemiyorum. Forumda borsa ile ilgilenen üyeler var mı bilmiyorum ama bu kadar üye içerisinde muhakkak vardır.
İMKB'de 400 küsur şirket içerisinde her sene karını küçük yatırımcılarına nakit temettü olarak düzenli dağıtan ender 15-20 şirketten biridir Pınar. Bir çok şirket çeşitli hileler ile dağıtması gereken temettüyü dağıtmaz ya da olması gerekenden az dağıtır. Veya sadece büyük ortakların işine gelecek şekilde karını kullanır, küçük yatırımcıyı düşünmez. Bu konuda yatırımcı dostu, düzgün bir şirkettir Pınar.
Diyelim benim tavuk etine veya yağına alerjim var, veya o üründe eser miktarda olabilecek başka bir maddeye alerjim var, o zaman kimse çıkıp da %1 veya binde bir eser miktarda tavuk, şu veya bu madde karışabilir, etikette görülmeyebilir diyemez kimse! Kimsenin buna hakkı yok.
Daha önce yazdığım mesaj.
Şunu savunabilirsiniz, aynı tezgahta işleniyor ve binde bir de olsa karışım olabilecekse bunu ambalajında belirtsin, biz de bilelim. Buna birşey diyemem tabi, bilmek tüketicinin hakkı.
Ayrıca Sn. Sakaki, Pınar ürünümüzde binde bir oranında karışmış falan demiyor. Direk kesinlikle yoktur diyiyor. Haklı olup olmadığı konusunda sanıyorum Tarım Bakanlığı tekrar bir açıklama yapacaktır ya da mahkeme gideceğini söylemiş, yargı sonucunu görürüz.
Binde bir oranında karışmış olabileceği düşüncesi benim raporu görmeden önce ki olabilecek varsayımlarımdan biriydi.
Şunu savunabilirsiniz, aynı tezgahta işleniyor ve binde bir de olsa karışım olabilecekse bunu ambalajında belirtsin, biz de bilelim. Buna birşey diyemem tabi, bilmek tüketicinin hakkı.
Hijyen kurallarına, standartlarına, Dünya Sağlık Örgütü kılavuzlarına aykırı!
At veya eşek eti satsanız ve dürüstçe at eti satıyorum deseniz bile bu ülkede mecburen yiyebilecek durumda olan insanlar var malesef, unutmayın!
Ve ayrıca:
Velhasıl cahil bir milletiz.
Meseleyi kişiselliştirmek istemediğim için artık size cevap yazmayacağım Sn. Sakaki.
Ayrıca belirteyim Dünya Sağlık Örgütü şimdiye kadar tavsiyede bulunduğu konularda defalarca değişikliğe gitmiştir. Dünya Sağlık Örgütü'nün sözü gökten inen vahiy değil.
Yarın bir gün at veya eşek eti de faydalıdır derse veya %100 dana etinde tavuk eti çıkabilir derse şaşırmayalım mı yani? :)
Gelişmenin gereği olan değişiklikler ile Keyfi veya şartlara/zorunluluklara bağlı değişiklikleri karıştırmamak gerekir.
Kişiselleşen birşey de yok sn Syılmaz. En azından ben öyle algılamıyorum.
Tartışmak güzel bir şeydir ve medeni olduğu sürece gereklidir de. Siz A'yı savunursunuz ben B'yi. Tartışır fikir alışverişi yaparız, doğrular konusunda orta noktayı buluruz. Böyle gelişir medeniyetler.
MeyveliTepe
06-06-2012, 12:33
...
Hayır öyle değil, ortada iki ayrı rapor yok. Sağlık Bakanlığı'nın da bu olayla bir ilgisi yok.
Yanlış isem düzeltin arkadaşlar.
Haberde Tarım Bakanlığı'nın analiz raporunda Pınar'ın ürününde kanatlı etine rastlanmıştır diyiyor. Pınar'da al işte bahsi geçen Tarım Bakanlığı raporu. Raporda kanatlı eti yoktur diyiyor, karışmış vs. demiyor direk raporun kendisinde yoktur diyiyor.
Yani ya haberde bilerek ya da bilmeyerek bir yanlışlık var. Ya da benim göremediğim başka bir durum var ama göremediğimin ne olduğunu daha kimse açıklamadı.
Sn.Syılmaz, Sanırım burada bir yanılgı var. Ortada olan tek bir rapor değil, iki ayrı rapor, dolayısıyla da iki ayrı numune ve iki ayrı tahlil söz konusu.
Biri bakanlığın denetim kapsamında edindiği numuneye yaptığı tahlil, diğeri geçen sene üretilmiş bir ürün için Pınar Et'in 9 Nisanda Bornova Veteriner Kontrol Enstütüsü Müdürlüğüne bir dilekçe ile birlikte kendisinin verdiği 400gr numunenin "Özel Analiz" isteği.
Aynı kuruma siz de herhangi bir numune göndererek tahlil ettirebilirsiniz. Ücreti karşılığı yaparlar.
Bu durumda sorularımı tekrarlıyorum:
Pınar Et, her ürettiği partiyi böyle tahlile gönderir mi?
Gönderir ise onları neden yayınlamaz?
Göndermez ise bunu neden göndermiş (özellikle bu parti numarasıyla)?
Neden raporu aldığı 12 Nisanda yayınlamamış da 5 Haziranda yayınlamış?
Tahlile gönderdiği ürünlerini piyasaya vermeden önce değil de son kullanma tarihine az bir zaman kala göndermiş olması nedendir?
52228 parti nolu sosislerden bir kısmını piyasaya vermeyip dört ay sonra tahlile göndeririz diye mi tutmuşlar?
vs.vs.
Aynı tezgahta işlenmesinden dolayı binde bir karışım ile kasıtlı olarak tavuk eti koyup %50-50 karışım yapmayı aynı kefeye koyarsanız, adalet terazinizde bir hata var demektir.
Sanırım bunu da yanlış anlamış olabilirsiniz. Tavuk eti işledikten sonra dana eti işleniyor ve arada iyi temizlik yapılmadığından dolayıı dana eti olması gereken sosiste tavuk eti tesbit ediliyor ise beni en çok rahatsız eden şey bulunan tavuk eti değil, arada yeterince temizlik yapılmamış olmasıdır. Bu durumda mikrobiyal kontaminasyon haydi haydi oluyor demek ki. Bu sebepten özrü kabahatinden büyük diyorum :)
Sn.Syılmaz, Sanırım burada bir yanılgı var. Ortada olan tek bir rapor değil, iki ayrı rapor, dolayısıyla da iki ayrı numune ve iki ayrı tahlil söz konusu.
Eğer öyle ise tabi ki niye iki ayrı raporda farklı sonuç var sorusu haklı bir soru. Tarım Bakanlığı mutlaka bir açıklama yapar diye düşünüyorum.
Sanırım bunu da yanlış anlamış olabilirsiniz. Tavuk eti işledikten sonra dana eti işleniyor ve arada iyi temizlik yapılmadığından dolayıı dana eti olması gereken sosiste tavuk eti tesbit ediliyor ise beni en çok rahatsız eden şey bulunan tavuk eti değil, arada yeterince temizlik yapılmamış olmasıdır. Bu durumda mikrobiyal kontaminasyon haydi haydi oluyor demek ki. Bu sebepten özrü kabahatinden büyük diyorum :)
Yok bu kısmı yanlış anlamadım.
kelebek çalısı
06-06-2012, 13:02
Bu malum büyük marka, belirli bir standardı sunamadığı anda benim için büyük firma olmaktan çıkar. Standardı yakalayamıyor veya yanıltıcı içerik bilgisi altında ürünü pazarlıyorsa, ikisi de savunulacak bir durum olamaz.
Artık bu firmanın imzasını attığı hangi ürün olursa olsun, benim için soru işaretidir.
Şirkette ki çalışma koşulları nasıl ya da çalışanların özlük haklarına ne kadar saygılılar bilemiyorum.
Bu benim Pınarla ilgili bir sözüm değil. "Büyük şirket" konusundan verdiğim bir örnek daha da büyük holdinglerin uygulaması.
Büyük şirket olmanın, uygulamalarının da doğru olduğu anlamına gelmediğine işaret etmek istedim.
MeyveliTepe
06-06-2012, 14:16
Eğer öyle ise tabi ki niye iki ayrı raporda farklı sonuç var sorusu haklı bir soru. Tarım Bakanlığı mutlaka bir açıklama yapar diye düşünüyorum.
Sn.Syılmaz, bu noktada Tarım Bakanlığının bir açıklama yapacağını tahmin etmiyorum. Piyasada rastgele bir dükkandan numune satın alıp tahlil etmişler. Sonuç da yayınlandığı gibi.
Bence esas açıklanması gerekenler Pınar'ın yayınladığı tahlil ile ilgili. O da tahlili yapan kurum değil (neticede o kurum da kendisine getirilen numuneyi tahlil etmiş) Pınar Et'in kendisi.
Lütfen anlamını vererek bir daha okuyun. Bu sorulara siz yanıt veremezsiniz. Pınar vermeli;
Pınar Et, her ürettiği partiyi böyle tahlile gönderir mi?
Gönderir ise onları neden yayınlamaz?
Göndermez ise bunu neden göndermiş (özellikle bu parti numarasıyla)?
Neden raporu aldığı 12 Nisanda yayınlamamış da 5 Haziranda yayınlamış?
Tahlile gönderdiği ürünlerini piyasaya vermeden önce değil de son kullanma tarihine az bir zaman kala göndermiş olması nedendir?
52228 parti nolu sosislerden bir kısmını piyasaya vermeyip dört ay sonra tahlile göndeririz diye mi tutmuşlar?
Pınar Et basın açıklamasında yukarıda listelediğim konulara da açıklık getirmiş olsaydı acaba mı derdim.
Fakat bunun yerine bakanlıkla aynı günde, söz konusu parti için önceden hazırlanmış bir raporu yayınlamış olması sizi bilmem ama bende fazlasıyla şüphe uyandırıyor. Çünkü durumu önceden haber alarak o partiye özel (üretici kendileri olduğuna göre istedikleri parti numarasıyla numune hazırlama imkanı sadece kendilerine ait) numuneyi tahlile göndermeleri son derece mümkün.
Şirketin normal süreçleri içinde üretilen her partiyi bir devlet kurumuna tahlil ettirmek gibi bir şey olduğunu da sanmıyorum. Şayet olsaydı son kullanma tarihine 16 gün kala değil, piyasaya verilmeden önce yapılmış olması gerekirdi.
Çok açık söyliyeyim. Bu raporun önceden haber alınarak, bakanlığın açıklamasına karşı durumu örtme gayreti ile alındığı çok belli. Böyle bir gayretin varlığı ise maalesef tek başına işin vehametini ortaya koyuyor.
Hiç rapor göstermeselerdi, Apikoğlu gibi geçiştirmeye çalışsalardı (ki Apikoğlu kamuoyuna yeni yatırım yaparak tesislerini ayıracağını bildirdi - sebep ne olursa olsun iyi niyet göstergesi) çok daha samimi bulurdum. Ne yazık ki Pınar, bu haliyle "gizleme" gayretini tescillemiş oldu.
Sn. Meyvelitepe, sorularınızı gayet iyi anladım. Bu son mesajınızda ki tahmininizi de önce ki mesajlarınızdan sezdim. Dediğim gibi sorularınız haklı sorular. Biraz zaman geçince herşey daha netleşir.
Yalnız borsada Pınar Et'in durumu ne diye bakıyorum. Fiyatı aynı, haberlerden hiç olumsuz etkilenmemiş. Demek ki en azından şu an için piyasalar Pınar Et hakkında ki haberi ciddiye almamış. Piyasalar doğruluğuna inansaydı (ki kapitalizm çok vahşidir, kimsenin gözünün yaşına bakmaz :) ) bugün Pınar Et'in hisseleri taban görürdü.
MeyveliTepe
06-06-2012, 14:42
Borsayı bilemiyorum, pek ilgilendiğim bir alan değil. Vatandaş ne düşünecek daha önemli.
Kendi adıma, en son ne zaman sucuk/sosis aldığım sorulsa herhalde epey bir düşünüp oldukça eski bir tarih söylerdim :)
Sn Syılmaz,
Büyük şirketlerin hisse değerlerine yön verecek büyüklükte hisseler malesef büyük balıkların elinde, (borsa diliyle) küçük balıklar yön veremezler siz de iyi bilirsiniz. Kaldı ki tüketicinin anlık bir tepkisi borsaya hemen yansıyamaz.
Yani büyük spekülatörler müdahale edecek ki anında yansısın hisse senetlerine bu durum.
Tüketicinin tepkisi, hisse senetleri üzerinde orta veya uzun vadede ortaya çıkacak bir etki yaratır.
NOT: Eğer büyük balıkların elinde konuyla ilgili hisseleri varsa, bu durumu öğrendiklerinde yapacakları şey küçük balıkları ürkütmemek için hisseleri fark ettirmeden azar azar ve sessizce boşaltmaktır. Bir de açığa satış diye birşey var ki o tam içler acısıdır küçük yatırımcılar için (borsayla ilgiliyseniz siz de iyi bilirsiniz zaten).
Borsayı bilemiyorum, pek ilgilendiğim bir alan değil. Vatandaş ne düşünecek daha önemli.
Kendi adıma, en son ne zaman sucuk/sosis aldığım sorulsa herhalde epey bir düşünüp oldukça eski bir tarih söylerdim :)
Kendi adıma ben de hiç bir markanın sucuk sosis ve salamını tüketmiyorum. Daha doğrusu işlenmiş etten kesinlike uzak duruyorum. Ama bunun sebebi dana etine tavuk eti karışmış olabileceğinden değil, işlenmiş etin doğal olmadığını düşündüğümden.
Sn Syılmaz,
Büyük şirketlerin hisse değerlerine yön verecek büyüklükte hisseler malesef büyük balıkların elinde, (borsa diliyle) küçük balıklar yön veremezler siz de iyi bilirsiniz. Kaldı ki tüketicinin anlık bir tepkisi borsaya hemen yansıyamaz.
Yani büyük spekülatörler müdahale edecek ki anında yansısın hisse senetlerine bu durum.
Tüketicinin tepkisi, hisse senetleri üzerinde orta veya uzun vadede ortaya çıkacak bir etki yaratır.
NOT: Eğer büyük balıkların elinde konuyla ilgili hisseleri varsa, bu durumu öğrendiklerinde yapacakları şey küçük balıkları ürkütmemek için hisseleri fark ettirmeden azar azar ve sessizce boşaltmaktır. Bir de açığa satış diye birşey var ki o tam içler acısıdır küçük yatırımcılar için (borsayla ilgiliyseniz siz de iyi bilirsiniz zaten).
Doğru tüketicinin tepkisinin bilançoya yansıması orta veya uzun vadede olabilecek birşey. Yalnız piyasa daima geleceği fiyatlar. Bu yüzden bugün tepkisiz kalmaması gerekirdi.
Yine de borsa da geleceği tahmin etmeye çalışmak her zaman için müneccimlik yapmaya benzer diye düşünüyorum, kağıdın hareketini takip etmeye devam edeceğim.
kelebek çalısı
06-06-2012, 15:45
Borsayı etkileyecek kadar gelişmiş bir toplum alt yapısına sahip olduğumuza inanmıyorum.
Güldüm.
Mesele kağıdın hareketi de değil, gıdada oynanan oyunlar ve sağlık.
Nereden nereye getirdiniz konuyu.
Borsayı etkileyecek kadar gelişmiş bir toplum alt yapısına sahip olduğumuza inanmıyorum.
Güldüm.
Borsayı etkileyen toplum değil zaten, böyle bir şey yazan olmadı. Ayrıca olaya farklı açılardan bakabilmeye analitik düşünme diyiyiyorlar. Kötü birşey değil.
MeyveliTepe
06-06-2012, 16:07
Anlaşılan şirket kağıdın geri gitmesini bir süre geciktirecek kontra önlemi önceden düşünüp bakanlıkla aynı gün açıklama ve gerçekte bir işe yaramayıp aksine kendilerini batıran bir rapor yayınlamayı hesap etmiş :)
Böylece gayet analitik bir şekilde hisse değerini koruyup bakanlıktan gelecek başka şirketlere ait yeni duyurular içinde kaybolarak durumlarını muhafaza edecekler. Böyle şeyler zaten ilk birkaç gün konuşulup hızla tüketildikten sonra gündem yapıcılar tarafından kolayca başka taraflara yönlendirilirler. Malum, çarklar böyle işliyor.
Haa, toplum, gıda güvenliği vs. ne mi olacak? O da neymiş, geçiniz!
kelebek çalısı
06-06-2012, 16:08
Halkın arz-talep dengesini etkileme üzerinde, dolayısıyla borsadaki bir şirketin var olma sebebi ile birebir alakası var. Ama burada bu borsa konusunun, konu ile alakası olmadığını düşünüyorum.
MeyveliTepe
06-06-2012, 16:29
O cephede ne olmuş diye bakınca gördüm;
KAP *** PINAR ENTEGRE ET VE UN SANAYİİ A.Ş. *** PETUN *** Özel Durum Açıklaması (Genel)
Pazartesi, 04 Haziran 2012, 11:50Kaynak: DirectFN Haber Merkezi
Açıklanacak Özel Durum/Durumlar: Şirketimiz Genel Müdürü Sn. Zeki ILGAZ
görevinden ayrılmış olup yerine Fabrika Direktörü Sn. Tunç TUNCER Genel Müdür olarak atanmıştır. Sn Zeki ILGAZ Topluluğumuzda Danışman olarak görev apacaktır. Sn. Tunç TUNCER'den boşalan Fabrika Direktörlüğü'ne Üretim Müdürü Sn. Hakan İSHAKOĞLU atanmıştır. Bilgilerinize arz ederiz.
Saygılarımızla,
Yukarıdaki açıklamalarımızın, Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri: VIII, No:54 sayılı Tebliğinde yeralan esaslara uygun olduğunu, bu konuda/konularda tarafımıza ulaşan bilgileri tam olarak yansıttığını, bilgilerin defter, kayıt ve belgelerimize uygun olduğunu, konuyla ilgili bilgileri tam ve doğru olarak elde etmek için gerekli tüm çabaları gösterdiğimizi ve yapılan bu açıklamalardan sorumlu olduğumuzu beyan ederiz.
Bakanlık açıklamasından bir gün önce genel müdür de değişmiş. Kağıt cephesinde her şey planlı :) Nisan başından bugüne şirket içinde kimbilir ne kadar çalışıldı. Çalışılmayanı gelin tahmin edin...
Anlaşılan şirket kağıdın geri gitmesini bir süre geciktirecek kontra önlemi önceden düşünüp bakanlıkla aynı gün açıklama ve gerçekte bir işe yaramayıp aksine kendilerini batıran bir rapor yayınlamayı hesap etmiş :)
Böylece gayet analitik bir şekilde hisse değerini koruyup bakanlıktan gelecek başka şirketlere ait yeni duyurular içinde kaybolarak durumlarını muhafaza edecekler. Böyle şeyler zaten ilk birkaç gün konuşulup hızla tüketildikten sonra gündem yapıcılar tarafından kolayca başka taraflara yönlendirilirler. Malum, çarklar böyle işliyor.
Haa, toplum, gıda güvenliği vs. ne mi olacak? O da neymiş, geçiniz!
Ne yalan söyleyeyim güzel bir yorum olabilir, tahminler doğru ise. :)
Serbest piyasa ekonomisinin geçerli olduğu (tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi) bir ülkede ekonomik kaygılar, toplum sağlığının önüne geçer mi? Geçer, doğru değil ama gerçek bu.
Gerçeği acımasız gösteren bir piyasa ise olayı istediği gibi göstermek isteyen medyadan daha iyi bir referanstır benim için.
Halkın arz-talep dengesini etkileme üzerinde, dolayısıyla borsadaki bir şirketin var olma sebebi ile birebir alakası var. Ama burada bu borsa konusunun, konu ile alakası olmadığını düşünüyorum.
Konu toplum sağlığı ise gıda sektörünün ekonomi içerisinde ki konumunu ve geleceğini konuşmak bence konu ile alakasız değil.
Arz-talep dengesi ve hisse fiyatlarının nasıl oluştuğuna girerim ama işte o zaman konu başlığı dışına çıkmış olurum.
kelebek çalısı
06-06-2012, 16:43
Siz herşeyi bildiğinizi, hem de herkesten çok bildiğinizi ispat etmeye çalışmayı bırakırsanız konu başlığı dışına çıkmamış olursunuz merak etmeyin.
Siz herşeyi bildiğinizi, hem de herkesten çok bildiğinizi ispat etmeye çalışmayı bırakırsanız konu başlığı dışına çıkmamış olursunuz merak etmeyin.
Öyle bir iddiam yok sadece bu konuda değil hiçbir konuda çok bilirim diye bir iddiam yok.
Bence siz meseleyi kişiselleştirmeyin, konu dışı gereksiz yazmak zorunda kalmayayım.
Geçenlerde tvde bir aşçı bayan krema konusunda " piyasada satılan hemen hiç bir krema sadece süt kreması değil, içeriğine bakarsanız bir sürü katkı maddesi var. Ben sadece bir markanın içeriğinde %100 süt yazısını gördüm" demişti.
O güne kadar süt kremasının içeriklerine ne de olsa sütün yağı diye bakmamıştım. Sonra incelemeye başladım. Her markanın satıldığı büyük bir markette başladım içerik okumaya. ( neyse ki gözlerim sağlam, okuyabiliyorum şimdilik) Sek, Tikveşli, Mis, Yörsan... hepsinin içeriğinde bir sürü katkı maddesi yazıyor. Sadece bir markanın içeriğinde sadece %100 süt yazıyordu, o da Pınardı. O gün güvenimi kazanmıştı Pınar.
Şimdiyse güvendiğim dağlara kar yağmış hissindeyim.
Bize yıllardır ev ortamında bile tavuk kestiğimiz bıçağı ve kesme tahtasını iyice sterilize etmeden et kesmememiz anlatıldı. Bunu bizler biliyorken, onlarca uzman çalıştıran büyük şirketler özrü kabahatinden büyük bu açıklamayı nasıl yapabiliyorlar anlayabilmiş değilim.
Bir de tavukla etin aynı bıçakla kesilmemesi gerekiyorken dana- tavuk karışımı ürünler de bu durum nasıl oluyor?
Halkının sağlığını korumak devletin en baş görevi olmalıdır. Cezalar olabildiğince yüksek olmalı ki, iş ahlakına sahip olmayanların, en azından ceza korkusuyla yanlış yapması önlenmeli.
Hoş biz her konuda olduğu gibi önce alevlendirir, bir sene süründürür, olayın sıcaklığı geçtikten sonra "hiç suçu yokmuş" diye mahkeme kararı çıkarırıp, kahramanlar yaratmayı pek severiz.
Bize yıllardır ev ortamında bile tavuk kestiğimiz bıçağı ve kesme tahtasını iyice sterilize etmeden et kesmememiz anlatıldı. Bunu bizler biliyorken, onlarca uzman çalıştıran büyük şirketler özrü kabahatinden büyük bu açıklamayı nasıl yapabiliyorlar anlayabilmiş değilim.
Yanlış anlaşılma olmasın diye tekrar açıklayayım, şirketin böyle bir açıklaması yok. Dün gece yaptığım kendi varsayımım (belki de aynı tezgahta işlenen tavuk eti ile karışmıştır) birden şirket böyle bir açıklama yaptı şeklinde algılanmaya başladı.
Bir de '' eser miktar ''ne demek ? Bunun bir ölçüsü var mı? Alt limit, üst limit gibi...
kelebek çalısı
06-06-2012, 17:19
Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor.
Eser miktardan anlamamız gereken bu herhalde, kesin yargı kullanılmış bu ifadede. 'Binde bir oran' :confused:
Yanlış anlaşılma olmasın diye tekrar açıklayayım, şirketin böyle bir açıklaması yok. Dün gece yaptığım kendi varsayımım (belki de aynı tezgahta işlenen tavuk eti ile karışmıştır) birden şirket böyle bir açıklama yaptı şeklinde algılanmaya başladı.
Bu açıklamayı ilk Apikoğlu yapmıştı, sizin yazınıza değil de ona istinaden yazdım.
Eser miktardan anlamamız gereken bu herhalde, kesin yargı kullanılmış bu ifadede. 'Binde bir oran' :confused:
O yazıyı okuyan herkes bu ifadenin sözün gelişi olduğunu, anlatmak istediğimin önemsenmeyecek miktarda olduğunu anlar.
kelebek çalısı
06-06-2012, 17:42
Benim için ise orada kesin bir yargıya sahip olduğunuza dair bir anlam var. Siz o halde, baştan ne yazdığınızı unutmayın ve kendi fikrinize sağlam sahip çıkın ki, daha sonra, yanlış anlaşılma olmasın diye tekrar açıklayayım ya da o yazıyı okuyan herkes bu ifadenin sözün gelişi olduğunu, anlatmak istediğimin önemsenmeyecek miktarda olduğunu anlar gibi sözlerle kendinizi tekrar ifade etmek zorunda kalmayın.
Bir de çok güzel anlamazlıktan gelseniz de, anladığınızdan eminim. Konu eser miktardan neyi kastettiğiniz değil de kendi kendinize yargıya varıp, Bakanlık kararına göre bu listede açıklanan Pınar markasını,' Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor. '
diyerek, kesin yargı kullanarak savunmanız.
'Ayrıca Pınar haklıdır demiyorum ama kendisine cevap hakkı verilmeden tipik bir linç kampanyası başlatılmasını anlamıyorum.
Önce bir neyin ne olduğu kesinleşsin. Belki de cidden karıştırmışlardır ama elde ki rapor bunu kesin olarak ispatlamaz. Suçlayabilmek için önce kesin olarak ispatlamak lazım.'
Bu yargı size ait. Pınar firması, halkın sağlığı ile oynayacak sonra açıklama mı yapacak, rapora rağmen? Rapor kesin ispat değil demek ki sizin için.
Evet sayın kendinden çok emin üyeler, diye seslenirken siz kendinizden çok emindiniz. Ne oldu sonra?
Yanlış anlaşılma olmasın diye tekrar açıklayayım, şirketin böyle bir açıklaması yok. Dün gece yaptığım kendi varsayımım (belki de aynı tezgahta işlenen tavuk eti ile karışmıştır) birden şirket böyle bir açıklama yaptı şeklinde algılanmaya başladı.
diyerek, kendi söylediğinizi siz de hatırlayamaz hale gelmiş gibi göründüğünüzün farkında mısınız?
Benim için ise orada kesin bir yargıya sahip olduğunuza dair bir anlam var.
Cümlenin başında 'mesela' diyiyorum, varsayım yürütüyorum, örneklemeye çalışıyorum. Bilmiyorum size daha nasıl anlatabilirim. Orda ki binde bir ifademi, ben biliyorum eser miktarın ne olduğunu o da binde bir şeklinde yorumluyorsanız o sizin çarpıtmanızdır. Benim ifadem değil.
Bir de çok güzel anlamazlıktan gelseniz de, anladığınızdan eminim. Konu eser miktardan neyi kastettiğiniz değil de kendi kendinize yargıya varıp, Bakanlık kararına göre bu listede açıklanan Pınar markasını,' Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor. '
diyerek, kesin yargı kullanarak savunmanız.
Kendi kendime yargıya varmadım, hüküm veren siz ve sizin gibi düşünen üyeler. Pınar haklıdır ya da Pınar haksızdır diye hiçbir ifadem yok ama siz hükmü vermişsiniz, Pınar üçkağıt yaptı diye. İspatla desek ortaya hiçbir kesin delil sunamazsınız ama hükmü veriyorsunuz. Ben bunu eleştiriyorum yoksa ha Pınar ha başka bir şirket, bananesi, babamın şirketi değil ya.
'Ayrıca Pınar haklıdır demiyorum ama kendisine cevap hakkı verilmeden tipik bir linç kampanyası başlatılmasını anlamıyorum.
Önce bir neyin ne olduğu kesinleşsin. Belki de cidden karıştırmışlardır ama elde ki rapor bunu kesin olarak ispatlamaz. Suçlayabilmek için önce kesin olarak ispatlamak lazım.'
Bu yargı size ait. Pınar firması, halkın sağlığı ile oynayacak sonra açıklama mı yapacak, rapora rağmen? Rapor kesin ispat değil demek ki sizin için.
1) Ortada yine Tarım bakanlığına ait içeriğinde kanatlı eti yoktur diye bir rapor daha var.
2) Haberde geçen raporda ne oranda kanatlı eti olduğu yazmıyor. Binde bir karışım mı yoksa bildiğimiz tavuk eti ile dana etini karıştırmışlar mı belli değil. Önce yazmıştım yine yazıyorum. Aynı tezgahta işlenmekten kaynaklı binde bir (mesela yani, kesin zannetmeyin şimdi) karışımla, %50-50 karışımı aynı kefeye koyuyorsanız, kendi mantığınızı sorgulayın.
3) Şirkentin geçmiş yıllarda Bağımsız Yabancı (SAI Global) denetim firmalarına yaptırdığı ve A grade derece aldığı belgelerde var.
Ben ortada kesin bir delil göremiyorum.
Evet sayın kendinden çok emin üyeler, diye seslenirken siz kendinizden çok emindiniz. Ne oldu sonra?
Hiçbir şey olmadı, hala dediklerimin arkasındayım. Daha önce de söylediğim gibi Pınar ister haklı olsun, ister haksız olsun. Daha konunun ne olduğunu bilmeden, verilen raporun linkini açıp okuma zahmetini göstermeden, laf ola diye yapılmış yorumlara karşı hâlâ aynı düşünüyorum. Mesele de en başından beri benim için Pınar'ın haklılığı ya da haksızlığı değil, bilip bilmeden yapılan yorumlar olmuştu.
Yanlış anlaşılma olmasın diye tekrar açıklayayım, şirketin böyle bir açıklaması yok. Dün gece yaptığım kendi varsayımım (belki de aynı tezgahta işlenen tavuk eti ile karışmıştır) birden şirket böyle bir açıklama yaptı şeklinde algılanmaya başladı.
diyerek, kendi söylediğinizi siz de hatırlayamaz hale gelmiş gibi göründüğünüzün farkında mısınız?
Buna söyleyecek söz bulamıyorum. :) Tekrar baştan bir daha okuyun konuyu.
kelebek çalısı
06-06-2012, 18:11
'Mesele de en başından beri benim için Pınar'ın haklılığı ya da haksızlığı değil, bilip bilmeden yapılan yorumlar olmuştu.'
Eleştiri ve yorum yapanlar arasından kimin ne bildiğini, neyi bilmediğini ölçmek adına, yazı yazan kimseyi teste tabi tutma hakkına sahip değilsiniz.
Benim için de söyleyecek hiç bir söz yok. Benim cevap veremedi sanmasınlar diye kaygılarım da yok.
Sn Syılmaz
Çok samimi olarak yazıyorum:
Ben bu haberi foruma atarken hiç bir yorum ve ekleme yapmadan koydum. Daha sonra iddialı laflarınız ve hararetli savunmanızla, istemeseniz de raporla teşhir edilmiş bir şirketi savunma denecek derecede korumaya aldınız ki bu aşamada bence daha nötr bir rota seyretmeniz gerekirdi.
Doğal olarak bu iddalı ve neredeyse bakanlığın teşhir ettiği şirketleri savunurcasına kendinizden son derece emin çıkışlarla ve beyanlarla gerek benim gerek diğer üyelerin tepkisini aldınız.
Sonra yumuşama yoluna gittiniz ve yorumlarınızı "olabilir, varsayıyorum, belki" gibi terimlerle sonlandırmaya başladınız ama artık iş işten geçmişti.
Konunun dışına fazla çıkmadan size nacizane önerim: bence herkesten önce siz bilip bilmeden ve kendinizden çok emin olup da aslında emin olamayacağınız bir konuda bu kadar çok hararetli atıp tutmayın derim.
Bakanlık sadece Pınarı teşhir etmedi, daha birçok firma var o listede. Neden siz bizleri suçladığınız şekilde sadece Pınarı koruma/savunma vari bir tutuma giriyorsunuz ki? Bu linç kampanyası değildir, "Türkiye'de Gündem" konusudur.
Dediğim gibi: aslında açılan konu hiç yorum ve ekleme yapılmadan sadece bakanlık haberi aynen aktarılarak yapılmıştı! Bunu yaparken de amacım halkın haberdar olmasını sağlamaktı.
Herkese iyi geceler.
Sonra yumuşama yoluna gittiniz ve yorumlarınızı "olabilir, varsayıyorum, belki" gibi terimlerle sonlandırmaya başladınız ama artık iş işten geçmişti.
İyi madem dönelim başa, ilk mesajlarıma tekrar bakalım. Var mı mesajlarımda bir istikrarsızlık okuyan kendisi kanaat getirsin.
Konuya yazdığım ilk mesaj.
Yalnız bir hususu belirtmek gerekiyor, devletin yaptığı ölçme şeklinde oranın ne olduğu belirtilmiyor. Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor.
Bu sebeple firmalar haklı olarak devlet ne oranda bulduğunu açıklasın diyiyor, haksız da değiller. Pınar'ın başına gelen de böyle bir durum olabilir. Cevap hakkı vermek gerekir.
Tek tırnaklı eti ya da domuz etinin açıklaması yok tabi. :)
Gördüğünüz gibi ilk mesajımda da olabilir demişim, kesin hüküm koymamışım. Haklı ya da haksız dememişim. Tıpkı diğer tüm mesajlarımda olduğu gibi.
Ama siz başta kesin hüküm koymuşum sonra olabilir gibisinden dönüş yaptığımı söylüyorsunuz. İşte ilk mesajım yukarıda. Şimdi sizin bu yaptığınız bana iftirada bulunmak değil mi?
Emin misiniz? Herhangi bir büyük markanın ambalajında içindekiler kısmına bakın, eser miktarda şu şu şu olabilir der. Yani aynı tezgahta üretilmiş başka bir ürünün içeriğinin karışmış olabileceğini yazar.
Ayrıca Pınar haklıdır demiyorum ama kendisine cevap hakkı verilmeden tipik bir linç kampanyası başlatılmasını anlamıyorum.
Önce bir neyin ne olduğu kesinleşsin. Belki de cidden karıştırmışlardır ama elde ki rapor bunu kesin olarak ispatlamaz. Suçlayabilmek için önce kesin olarak ispatlamak lazım.
Konuda ki ikinci mesajımda da olabilirlikten bahsedip, kesin hüküm verilmemesi gerektiğini söylüyorum.
Tartışmanın temelini oluşturan 3. mesajıma bakalım bir de,
Pınar Et'in kendi sitesinde eklediği Tarım Bakanlığı'nın yapmış olduğu 09.04.2012 tarihinde alınan numunenin analiz raporu. Rapor no:2868, parti no: 52228
Haberde geçen kanatlı etine rastlandığı söylenen raporun parti numarası da 52228, yani haberde aynı raporda kanatlı eti varken, aşağıda raporun belgesinde kanatlı eti yoktur demiş.
http://www.pinar.com.tr/images/analiz_raporu.pdf
Evet sayın kendinden çok emin üyeler, Tarım Bakanlığı'nın kendi yaptığı analizin belgesi yukarıda ve kanatlı eti yok diyiyor. Ne diyeceksiniz şimdi?
Cevabınızı merakla bekliyorum.
Bu arada tekrar söyleyeyim, Pınar'ın avukatlığını üstlenecek değilim ama çok sayıda insanın çalıştığı, Türkiye'nin konusunda sayılı şirketlerinden biri olan bir firmaya, elde kesin delil olmadığı halde bu kadar kolay çamur atılabilmesini, bu kadar kolay linç kampanyası yürütülebilmesini, ne vicdanım ne aklım kabul etmiyor.
Son paragrafı tekrar okuyun, hüküm veren bir ifadem var mı yok. Sadece kesin hüküm veren diğer üyelerin bu deliller karşısında ne cevap vereceklerini soruyorum. Evet ifadem gereksiz tahrik edici oldu, bunu kabul edip kırıcı olmadan yazmaya özen gösterdim. Peki bu sefer ne oldu?
Birden yumuşadın, ne oldu gibisinden tahrikler başladı.
Hiçbir şey olmadı arkadaşlar, ilk mesajı yazdığımda ne düşünüyorsam hâlâ aynı düşünüyorum. Devamında ki mesajlarda da tepkimin özünü oluşturan düşüncemi koruduğum gayet net, kuşkuya mahal bırakmayacak kadar açık.
İlk mesajlarımda ki sert ifadeleri özleyip aynı şekilde devam etmek isteyen üyeler var ise bana özelden yazabilirler, isteyenle istediği seviyeden tartışabilirim. :mad:
Ekrem Uslu
07-06-2012, 00:13
...isteyenle istediği seviyeden tartışabilirim.
Son ifadeniz bir skeci hatırlattı.
''_Sizi insanlığa davet ediyorum.''
''_Bende arka mahalledeki boş arsaya'':rolleyes:
Harbi sulandı iyice ve skece döndü konu :)
Sağlık bakanlığının raporuna dayanarak yapılan ve bakanlık sayfasında teşhir edildiği söylenen bir haberi aynen aktarmak suretiyle çoluğu çocuğu olanları bilgilendirelim diyoruz, adı Linç kampanyası oluyor,
Eğer bu doğru haberse, standartlara, TSE'ye, ISO'ya, WHO'ya aykırı bir husus, kabul edilemez diyoruz, adı "eser madde" olabilir ve kabul edilebilir oluyor,
Yanlışsınız, bence böyle böyle diyorum, tartışıyorum... adı konuyu kişiselleştirmek oluyor,
Bu kadar iddialı ve hararetli olmayın ve içinde olmadığınız ve aslını bilemeyeceğiniz bir mevzu hakkında bu kadar savunmaya varan derecede ve üyeleri rencide edici şekilde konuşmayın diyoruz, bu seferde istediğiniz seviyeye inerim tartışırım deniyor...
Hey Allahım yaw, harbi skece döndü. Seviyeymiş...!
Hangi seviyelere inebileceğiniz beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor, ben kendi seviyemi bilirim ve korurum.
Seviyemi korumak için de size bundan sonra sadece "Beğen" seçeneğiyle cevap vereceğim, siz buyrun devam edin dilediğiniz gibi.
İyi geceler.
Başından beri konuyu takip ediyorum, tam yazayım diyorum konu başka yerlere gidiyor.Şuan sayın Sakaki'nin başlattığı bu konuyu sayın syılmaz'ın bu kadar savunucu davranması sebebiyle tüm forum neredeyse pınar düşmanı kesildi. Duymayan bile duydu.(hatta buna sağır sultan bile derler)Sayın syılmaz bu kadar savunmaya geçmese pınar günü kurtarmıştı aslında.Geçmiş yıllarda popstar diye bi yarışma vardı.Jüri üyeleri hangi yarışmacı için tartışmaya girseler o yarışmacı o akşam tavan yapardı, ama her jurinin çok iyiydi dediği ise son sıralarda kalır bazen elenirdi.Neden bu örneği verdim, bu kadar tartışma yapılınca bizim ülkede "bişeymi var, bak şimdi merak ettim, alla alla koca firmaya baksen,.." söylemlerine dönüşüyor.Bi şekilde aklının köşesinde kalıyor.Aksine üstüne basan olmasaydı, bu sabah herşey unutulurdu.
Ben uzun yıllardır gıda firmalarında çalıştım ve halen çalışıyorum.Şuan uluslararası bir gıda firmasında çalışmaktayım.Geçmiş yıllarda pınarda çalıştım, firma hakkında sizden/lerden fazlaca bilgi sahibiyim.Tecrübelerime ve yaşadıklarıma istinaden konunun başından beri bazı arkadaşların söylediklerine karşılık sayın syılmazın sunduğu tezlerin hiçbirine katılmıyorum.Bazı konuları malumunuz gereği açıklayamam ama madalyonun arka yüzü hiçte güzel değil, onu bilin.
- Hiçbir İSO ve HACCP belgesine sahip gıda firmasında aynı tezgahta dana ve hindi eti kesilmez.
- Kesim yapılan ekipmanların tümü kendine has alanda kullanılır, binaları ve üretim alanları farklıdır.İyi yıkanmamış, bulaşığı kalmış, bunlara kimseye inandıramazlar.Ekipmanlarda yıkama işlemi bittikten sonra yapılan durulama suyunun atık deterjan kontrolü onayı labaratuvar tarafından verilmediği sürece başka üretime geçilemez.Burda kalıntı et parçasından bahsediliyor ???
- Eğer karışım üretimi için ruhsat alınmışsa %70 dana eti %30 tavuk eti gibi o üretimin yapılacağı alan diğerlerinden ayrı olmalıdır.Bu alanda %100 dana eti üretimi yapılamaz.Öbür tarafta yer kalmadı, burada üretiverdik olmaz.
- Her büyük firma sağlık bakanlığının isteği doğrultusunda her ürettiği üründen parti başına numune ayırıp, son kullanma tarihine kadar arşivler.Yani bugün ürettiğin 10 ton %100 dana eti sosisten açılmamış bir paket/koli stoklarsın. İleride bişey olursa numunen olsun.Son kullanma tarihi geçtiği günlerde bunları imha edersin.
- Eğerki sen kendi labaratuvarında yaptığın testlerden emin değilsen veya ekipmanların tüm testleri yapmana imkan tanımıyorsa dış tarafsız labaratuvarlarda testler yaptırabilirsin.Bunda son ürettiğin ürünü gönderirsin, hiçbir firma son kullanma tarihi gelmesine yakın bi ürünü teste göndermez, çünkü bu ürünler son kullanma tarihine gelene kadar zaten piyasada tüketilmiş olurlar, bunun için boşuna para vermezler.Pınar böyle düşünmemiş sanırım, vermedikleri ücretleri nerede harcadıkları belli oldu, kalite için herşey mübahtır.
- Her numuneden kendi iç bünyendeki labaratuvarda inceleme yaparsın, sonuçlarını arşivlersin.Eğer ürün sorunluysa tüm partiyi imha edersin veya son dönemlerdeki gibi üretimin başındaki sorumlu formeni veya yöneticiyi işten atarsın, ürünü bi şekilde piyasaya sürersin.Nasılsa koskoca holdingin ürününü inceleyecek bi bakanlık olmaz.Herkeste güvenle tüketiyor.
- O kadar kolay mıdır ki bi bakanlık böyle büyük bir holdingin, böyle kalite emaresi olmuş bi markanın ürünü içinde etiketinde gösterdiğinden farklı olarak bulduğu şeyi halka ibra ederken hiç düşünmeden hareket etmiştir.Kaç defa üzerinden geçmişlerdir acaba, bu testler doğrumu, böyle bi firma bunu yapabilir mi diye.Bence çokça kez.Bakanlık ilk testlerde sorunla karşılaşınca hemen deklare etmez, firmaya dönüp "... bi sorun var ürününüzde, aynı partiden numune gönderin, incelemeyi tekrarlayalım" der.Piyasadan aldıkları ürünle sizin aynı partiden ürününüzü karşılaştırırlar.Bu esnada foyası ortaya çıktığı için gidecek numune arşivlenmiş üründen değilde genelde özenle hazırlanmış, üzerine eski tarih attırılarak paketlenmiş ürün olur.(daha anlatacak çok şey varda burada bunları konuşmak, suçluları özür diletmek yerine beni suçlu duruma sokarlar)Sonuç tabiiki olumludur.Tezatta kalan bakanlık 3. numune ister, bu numunede özenle hazırlanır ve gönderilir.Sonuç pozitif olunca bakanlık sorunsuz raporu düzenler, gönderir.Bakanlık tek testle "aha yakaladım, şimdi gösteririm ben sana dünyanın kaç bucak olduğunu..." tarzıyla hareket etmez.Eğer bu kadar deşifre ortamına geldiyse bakanlığın elinde sağlam test sonuçları olmadan konuşmaz.
- Hoş ben bu ülkede öyle güçler gördümki bakanlık 2 gün sonra açıklama yapar "biz raporları karıştırmışız, pınar temizmiş" derse şaşırmam.
- Yukarılarda okudum sanırım Mehmet beydi, mesai ücretleri ile ilgili bi not düşmüş, haklı.Yaşar firmasında çalışan arkadaşlarım bunu hergün dile getirirler ve geçmişte bende yaşadım, fazla çalışma mesai ücretlerini vermezler.Mesai yapılmasın derler ama yaptırdıklarında ücretini ödemezler.
- Bu arada belirtmek isterim ki borsayla yakından ilgilenirim, hisseler alır satarım, temettü dağıtmakta saygın görünen firmanın holding çatısı altındaki diğer imkb hisselerindeki yaptıklarını incelemenizi isterim, örneğin dyoby, pınsu gibi.
- syılmaz sizin kağıtlar arasında pınar veya yan kuruluşlarının kağıtlarımı var bu kadar savunuyorsunuz bu densizleri ? yoksa rakip firmalardan birinin kağıdı varda sırf tartışma yaratmak için, konuyu gündemde tutmak içinmi bu kadar uzattınız veya inat ediyorsunuz ?
- Malesef gıda konusunda içinde yıllarca yaşamama rağmen halen terettütler yaşamaktayım.İyi marka iyi paradır, iyi marka kalitedir, kalite yenir ı-ıh artık yenmez.En iyi olanı artık yok.Hayvanı kendim kesip yerim deseniz bile hayvanın yaşama şartlarını inceleyin mutlaka yemlerinde bi katkı - hormon vardır, GDO'lu yem yemiştir.
- Gıda işinde çalışsanız inanın hazır olarak hiçbirşeyi çocuklarınıza almak istemezsiniz.O sebeple yazacağım o kadar çok şey var ama bir o kadarda engelleyen sebepler.Tek önerim gıda konusunda hassas ve titiz olun.
Not : Amacım kimseyi kırmak değil doğruların bilinmesi.Ama benim gördüğüm, yaşadığım doğru diye yazdıklarımı çürütecek özel hazırlanmış belgeler, mutlaka yarın piyasaya çıkacaktır.
- syılmaz sizin kağıtlar arasında pınar veya yan kuruluşlarının kağıtlarımı var bu kadar savunuyorsunuz bu densizleri ? yoksa rakip firmalardan birinin kağıdı varda sırf tartışma yaratmak için, konuyu gündemde tutmak içinmi bu kadar uzattınız veya inat ediyorsunuz ?
Şimdiye kadar Yaşar Holding'e ait hiç bir şirketin hissesini almadım. Gıda sektöründen de hiçbir şirketin hissesini almadım.
Pınar'ı savunmuyorum. İster haklı olsun, ister haksız olsun hiç beni ilgilendirmiyor, zaten sucuk sosis salam gibi ürünleri tüketmem. Hazır gıda ürünlerinden de elimden geldiğince uzak dururum. Neden tepki gösterdiğimi bu kadar yazmama rağmen hâlâ anlatamadıysam, bundan sonra da anlatamayacağım için tekrar tekrar yazmama gerek yok.
Yalnız bir hususu belirtmek gerekiyor, devletin yaptığı ölçme şeklinde oranın ne olduğu belirtilmiyor. Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor.
Bu sebeple firmalar haklı olarak devlet ne oranda bulduğunu açıklasın diyiyor, haksız da değiller. Pınar'ın başına gelen de böyle bir durum olabilir. Cevap hakkı vermek gerekir.
Tek tırnaklı eti ya da domuz etinin açıklaması yok tabi. :)
Sizde Pınar gibi milyon dolarlık tesisler etten sonra tavuk eti işleyecekse tezgahı temizlemeden hijyene uymadan kirli kirli başka bir ürünü işliyorsa bu daha da vahim bir durum değil mi ? O zaman günlerce tezgahlar öyle pis pis işlem yapılıyor bu da ayrı fenalık olur .
Az önce haberlerde dinledim. Firma bakanlık raporunun doğru olduğunu, eski üretimlerden kalıntı geçtiğini bundan sonra gerekli özeni göstereceklerini söylemiş.
Sayın syılmaz size katılıyorum.
Çıkar için, 5 kuruş daha fazla kazanmak için nelerin feda edildiği ortada ona diyeceğim yok. Fakat açıkçası ben Bakanlıklar'dan yapılan açıklamalara da çok güvenmiyorum. Her türlü zararlı maddenin haddini aşan biçimde kullanılmasına rağmen gıda kodeksini değiştirmeyen, yoğurdun, sütün, sucuğun, yumurtanın,çikolatanın, salçanın, konservenin, domatesin vs. aklınıza gelecek her türlü besinin yetiştirilmesi veya üretilmesi aşamasında üreticilere katı kurlallar koymayan ve denetim mekanizmasını hiç çalıştırmayan Bakanlıklara hiç güvenim yok.
Çok güvenilir ve doğru işler mi yapıyorlar? Daha nice firmalar var, bir iki taneyi açıklamakla iş bitmez. Önce üretim aşaması için tedbirler almalılar.
İsmi açıklanan firmalardan Apikoğlu ve Pınar'ın (Sayın nevsune'nin aktardığı) açıklamaları şahsen beni tatmin etti. (Bu arada ben 15 yıldır salam,sucuk,sosis yemedim, mutfağımı da sokmadım). Zaten üzerinde eser miktarda olabilir diye yazıyor, dna kalıntısını bile var anlamına geliyormuş. Bu linç kampanyasını da hoş bulmuyorum. Anlayıp dinlemeden...
Dediğim gibi, hiç bir Bakanlığa güvenmiyorum. Kaldı ki Bakanlık madem açıklama yapmak istiyor, ürünlerin içinde bulduğu kanatlı et miktarını da yayınlasın, ne kadar yani? Dna kalıntısı mı yoksa %50simi kanatlı et içeriyor. Açıklama bilimsel olacaksa bu ayrıntılara ihtiyaç var.
Son olarak siyasetin de bu işlerin bir parçası olduğunu Türkiye'de hiç akıldan çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Menfaat ve çıkar çatışmaları olduğunda çoğu kurum ve kuruluş bir kalemde harcanır. Çok örneklerini gördük, görüyoruz.
"İleri demokrasiyi" iliklerimize kadar yaşadığımız şu günlerde hangi kamu kurumunun, neyi, ne amaçla yaptığı tam bir bilinmezliktir. Ülkede güven kalmamıştır. Muhalif sesleri kamu ya da özel olsun her türlü dümen çevirip susturmak bir alışkanlık olmuştur.
Tabi ki bunlar kişisel görüşlerim..
İyi günler dilerim.
Sizde Pınar gibi milyon dolarlık tesisler etten sonra tavuk eti işleyecekse tezgahı temizlemeden hijyene uymadan kirli kirli başka bir ürünü işliyorsa bu daha da vahim bir durum değil mi ? O zaman günlerce tezgahlar öyle pis pis işlem yapılıyor bu da ayrı fenalık olur .
Bunu savunmuyorum, hijyen konusunda hatası varsa cezası neyse verilsin. Ama hatanın ne olduğu doğru belirtilsin. %100 dana eti diye satılan ürün tavuk etiyle karışık diye lanse etmek ayrı, tezgahlar tam temizlenmedi diye eser miktarda tavuk eti karışmış demek ayrı. Biri sahtekarlıktır, diğeri hijyen kurallarını ihmal etmektir. İkisinin ayrımını yapmadan suçlamak doğru değil.
Adalet herkese lazım, mahkeme kazara birini öldürene ayrı ceza verir, ağır tahrik altında birini öldürene ayrı ceza verir, sebepsiz yere cinayet işleyene ayrı ceza verir. Sonuçta üçü de cinayettir ama üçünü aynı kefeye koymak adalet değildir.
Son olarak siyasetin de bu işlerin bir parçası olduğunu Türkiye'de hiç akıldan çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Menfaat ve çıkar çatışmaları olduğunda çoğu kurum ve kuruluş bir kalemde harcanır. Çok örneklerini gördük, görüyoruz.
Sonuna kadar doğru bir yorum, bunu daha önce yazmayı düşündüm ama konuyu nerden nereye getirdin diyenler çıkar diye yazmaktan vazgeçmiştim, iyi ki yazdınız.
10 sene öncenin en büyük holdinglerinden biri bazı gıda markalarına benim kanalına reklam vermezsen, ürünlerinde domuz eti bulduk diye yayın yaparız şeklinde şantaj yapmıştı.
10 sene öncenin İMKB 100'de hatta İMKB 30'da yer alan sözde Türkiye'nin gözbebeği şirketlerinin ne dolandırıcılıklar yaptığı, nasıl battıkları, beraberinde onbinlerce küçük yatırımcıyı nasıl mağdur ettiği ortadadır.
Birçok hükümetin kendi adamlarını nasıl kayırıp sıfırdan zirveye çıkardıkları, zirvedekileri de nasıl yerle yeksan edip ortadan kaldırdığı da ortadadır.
Memlekette siyasetçisinden, işadamına, bürokratından, alt kadamede ki devlet memuruna kadar üçkağıtçılık, hırsızlık, yolsuzluk o kadar bünyeye işlemiş ki.
Açıklama kimden gelirse gelsin, kim neyle suçlanırsa suçlansın önce bir acaba derim. Bu işin arkasında ki asıl amaç ne diye bir düşünürüm. Çoğu insan malesef hiç düşünmeden, acaba bu açıklamalar samimi mi? Ne kadar bilimsel? Asıl amaç ne? Hiç düşünmeden peşin hüküm vermeyi sever.
Pınar hilekar ya da değil, konu benim için hiçbir zaman bu olmadı, nasıl her denileni sorgulamadan bu kadar kolay peşin kabul ediyorsunuz dedim. Çoğu üye toplum sağlığıyla oynayan bir şirketi neden savunuyorsun diye sorgulamaya başladı. Benim yazdıklarımdan bunu anlayan üyelere anlatabileceğim hiçbir şey yok.
Aşağıda ki hikayeyi, medyaya düşen bir açıklama ile hiç sorgulama ihtiyacı hissetmeden peşin hüküm veren tüm üyelere hediye ediyorum.
Bursa ' da vakti zamanında bir müslüman çeşme yaptırmış eski adı yahudilik yol ağzı, bugün ki adı Arap Şükrü muhitinde, ve başına bir kitabe eklemiş, "her kula helâl, müslümana haram"... Tabii başkent, Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye...
Efendime söyleyeyim, gitmişler kadıya şikayete, yaka paça yakalanmış adam huzura getirilmiş, bu nasıl fitnedir, dini islam ahalisi müslüman olan koca devlette, sen kalk hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu müslümana yasakla... Olcak işmidir, nedir sebebi, aklınımı yitirdin? diye çıkışmışlar adama...
Adam müsade buyrun sebebi vardır, lakin ispat ister, delil şarttır der... Kadı kızar, ne delili, ne ispatı, sen fitne çıkardın müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın katlin vaciptir der. Ama bir yandanda merak eder, nedir gerekçen diye sorra, adam bir tek sultana derim diye cevap verince, karışır yine ortalık. Söz sultan a gider, adam saraya yaka paça götürülür...
Padişah sinirlenir ama diğer yandan da meraklanır. "de bakalım ne diyeceksen, bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın hemde her kula helâl bir tek müslümana haram yazarsın..."
- Adam başı önünde delilim vardır, lâkin ispat ister
- Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin
- O zaman hükme kıldan incedir boynum sultanım
- Eeee
- Sultanım her hangi bir havradan (sinagog) bir rastgele haham ı izahsız yaka paça tutuklayın, bir hafta bakın neler olacak,
Dediği yapılmış adamın, tüm azınlıklar bir olmuş, başlarında museviler, "ne oluyor, bu ne zulüm, bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim..." efendim çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş,
Bir hafta dolunca sultanım artık bırakmak zamanıdır demiş adam, haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer sultana teşekkürler, hediyeler, az zaman geçmiş ki adam aynı işi herhangi bir kiliseden bir papaz için yaptırınız sultanım diyor.
Aynı işlemle, aynı usulle bir papaz derbest edilmiş, yaka paça alınmmış pazar ayininden, aynı itepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar... Levantenler din adamlarına kavuşmanın mutluluğu ile daha bir sarılmışlar birbirlerine.
Efendim sultan "bittimi" demiş adama
- "sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle" demiş
- Şimde nedir isteğin
- Efendim başkentimiz Bursa'nın en sevilen, en sözü dinlenilen, itimad edilen alimini alınız mimberinden,
dedikleri gibi olmuş, ulucamiinin imamını, cuma hutbesinin ortasında almışlar... Yaka paça götürmüşler...
Ve ne olmuş bilin bakalım ?
Bir Allah'ın kulu tek bir olumlu kelâm etmemiş, ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz hiç olmasa vaazı bitene akdar bekleyeydiniz, dememiş. Peşinden giden olmamış, arayan soran olmamış...
Geçmiş bir hafta, nerde imam diye gelen giden olmamış... Aptal ve cahil bir imam atanmış yerine, ne konuştuğunu kulağının duymadığı yobaz cinsinden, halk halinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta derbest edilen koca âlim için;
-bizde onu adam, hoca bellemiştik,
- kimbilir ne haltlar ettide tutuklandı
- vah vah acırım arkasında kıldığım namazlar
- sorma sorma...
Padişah, kadı ve adam izlemişler olanı biteni, padişah;
- eee ne oalcak şimdi adam
- bırakma zamanıdır, bide özür dileyip helallik almak lazımdır hocadan
- "haklısın" demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş, adam başı önünde;
- ey büyük sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böylesi müslümanlara SU HELÂL edilir mi?
Sultan acı acı tebessüm etmiş;
- "Hava bile haram, hava bile..." demiş..
MeyveliTepe
07-06-2012, 10:46
Pınar'ın itiraf açıklamasını henüz duymadım. Bakanlık bir açıklama yayınlamış.
Bakanlığımız tarafından 5 Haziran 2012 tarihinde gıda maddelerinde taklit ve tağşiş yaptığı laboratuvar sonucuyla kesinleşmiş firmaların isimlerinin kamuoyu ile paylaşılmasını takiben, listede ismi yer alan firmalardan Pınar Et, "şirketlerinin tağşiş yaptığı izlenimi oluşturulmaya çalışıldığını" iddia ederek, sonuçların "yanlış ve haksız" olduğunu öne sürmüştür. Konuyla ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamanın yapılması uygun görülmüştür:
1- Ürünlerinde taklit ve tağşiş yaptıkları" gerekçesiyle Bakanlığımız tarafından, kamuoyuyla paylaşılan firma isimleri, kesin laboratuar sonuçlarına ulaşıldıktan sonra ilan edilmektedir. Hiçbir firma hakkında kesin bulgulara ulaşılmadan işlem yapılmamaktadır.
2 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, hiçbir firmanın böylesine bir konuyla anılmasını arzu etmemekte olup firmaların da kendi marka değerlerini koruma konusunda gerekli özeni göstermelerinin, Türk halkının yaşam kalitesine daha büyük katkı sağlayacağını düşünmektedir.
3-Söz konusu açıklamada Bakanlığımıza bağlı İzmir-Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü'ne ait rapora yer verilerek, üründe sorun olmadığı algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Öncelikle şunun bilinmesinde fayda vardır: Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü tarafından verilen rapor, sadece firmanın getirdiği ürünün içeriği hakkında bilgi verip piyasada satılan ürünleri temsil etmemektedir. Resmi olarak hiçbir geçerliliği bulunmayan söz konusu rapor, Bakanlığımız tarafından muayene ve kontrol amaçlı olarak alınan numunelerin analiz sonucu ile karşılaştırılamaz. Resmi ve geçerli rapor, Bakanlığımız tarafından usulüne uygun olarak elde edilen numune üzerinde yapılan analiz sonucu hazırlanan rapordur.
Ayrıca, Pınar Et firmasının, Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü'nden aldığı rapor, Bakanlığımızın söz konusu firmaya "% 100 dana Eti olduğunu beyan ettiği üründe kanatlı etine rastlandığı" bilgisinin ulaşmasından sonra özel istek üzerine alınmıştır.
Öte yandan, 5996 sayılı kanunun 31. maddesinin birinci fıkrası uyarınca resmi kontrollerin Bakanlığımız tarafından uygun sıklıkta, tarafsız, şeffaf ve mesleki gizlilik ilkelerine uygun olarak, risk esasına göre önceden haber verilmeksizin gerçekleştirileceği, kontrollerin resmi kontrol görevlileri tarafından yapılacağı, görevlinin kanun kapsamındaki her yere kontrol amacıyla girebileceği ve numune alabileceğini hükme bağlamıştır.
Sonuç olarak, Pınar Et firmasının söz konusu numunesi ile ilgili teknik bir yanlışlık bulunmamakta olup, Bakanlığımızın toplum sağlığı ve tüketici menfaatlerini korumaya dönük çalışmaları bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir.
Sn.rodoslu,
Ülkemizde "Gıda Güvenliğinin" yine resmi kurumların üstlerine düşenleri tam yapmaması, gıda şirketlerinin toplumun beslenmesini sistem gereği ve küresel ticaret kuralları gereği kâr mekanizmasının içinde görmesi, toplumun duyarsızlığı vb. sebeplere olması gerekenden fazlasıyla uzak olduğu konusunda size katılırım.
Yıllardır hiç yapılmamış bir kaç küçük denetim sonucunda ortaya çıkan, ve inanıyorum ki açıklama noktasına gelinceye kadar da resmi kurumların epey zorlandığı bu durumu ne yazık ki başka bir açıdan görüyorum.
Resmi kurumlar, gıda şirketleri, ithalatçılar, basın, borsa, ekonomi vs. hepsi aynı bütünün parçaları ve biribirlerini beslerler.
Adına toplum dediğimiz insan sürüleri için ise ne yesinler, nasıl yesinler, kaça beslenecekler, ne kadar zehir yerlerse hemen ölmezler, vs.vs. kendileri dışında sistemi oluşturan güçlerce karar verilirler.
Kuralları da kendi kendilerine koyarlar. Sonra bazıları kendi kurallarına da uymaz. Resmi kurumlardan beklenen ise, hiç olmazsa, toplum adına konmuş kurallara asgari de olsa belirli seviyede bir uyumun sağlanmasıdır.
Bu uyum her ne kadar "toplum sağlığı ve tüketici menfaati" gibi tumturaklı ifadelerle dile getiriliyorsa da esasında sistemin sürdürülebilirliği ve toplumun kendisi dışındaki sistem dengelerin muhafazası için gereklidir.
Bu olay da bence böyle bir uyumsuzluk.
Kaç kişi gerçekten ilgi duyar ve anlamını verir bilmiyorum. Ortada artık hayli komik bir durum var.
Farklı bilgiler bir araya getirildiğinde kabaca Nisan başında olayın patlak verdiği anlaşılıyor.
Bakanlığın hasbelkader teşhire gitmek zorunda olduğu anlaşılınca şirket alelacele bir numune hazırlayıp (son kullanma tarihine 16 gün kalmış bir parti için) gidip temiz raporu alıyor. Topluma karşı bu raporu kullanıp zevahiri kurtaracaklar (zevahir kurtulmayacak ama toplumda tereddüt yaratacaklar).
Cesur bir strateji. Yine verilere bakıldığında Nisan başından itibaren şirket içinde çok ciddi faaliyetler olduğunu anlıyoruz (gıda güvenliği için değil, zevahir için).
Borsa, kağıt işlerini sevmem. Fakat Nisan başından itibaren hareketlere bakıldığında azar azar geri gitmiş. Hacimlere de bakmak lazım. Ortada enformasyon olduğuna göre, bir üyemizin tanımına göre büyük balıklar el boşaltmış da olabilir :) (şirket durumu o zaman bildiğine göre niye özel durum açıklaması yapmamış ayrı bir soru işareti).
Bir üyemiz, piyasanın gerçeği yansıtacağı gibi bir şeyler söylemiş, basını dışarda tutmuştu. Bence bir yanılgı. Basın da sistemin içindedir ve fonksiyonları çok önemlidir. Piyasayı beraber yaparlar. Basın bu durumu bakanlık açıklamasına kadar bilmiyor muydu? Pekala biliyordu ama haber vermedi. Haber verseydi piyasa bozulacaktı. Bilemiyorum, Nisan başından itibaren Temmuz sonuna kadarki reklam harcamalarına da bir bakmalı, ne gösteriyor.
Peki, sıradan, sürüden insan ne yapmalı? Bence ne yaparsa yapsın ama özel olarak bu şirketin yaptığı "gizleme", "üzerini örtme" girişimini unutmamalıdır.
Az önce haberlerde dinledim. Firma bakanlık raporunun doğru olduğunu, eski üretimlerden kalıntı geçtiğini bundan sonra gerekli özeni göstereceklerini söylemiş.
Tartışma bitti sanırım?
Pınar hilekar ya da değil, konu benim için hiçbir zaman bu olmadı, nasıl her denileni sorgulamadan bu kadar kolay peşin kabul ediyorsunuz dedim. Çoğu üye toplum sağlığıyla oynayan bir şirketi neden savunuyorsun diye sorgulamaya başladı. Benim yazdıklarımdan bunu anlayan üyelere anlatabileceğim hiçbir şey yok.
Evet benim de derdim Pınar'ın hilekar olup olmadığı değil...
Size katılıyorum. Ben de düşündüm yazarken nereden nereye getirdin her işe siyaset katıyorsunuz diyen olur mu diye ama benim derdim siyasette değil! Ben de sadece farkındalık düzeyimizin biraz daha hassas ve konulara çok yönlü bakmamızın ne kadar gerekli olduğunun altını çizmek için yazdım.
Çünkü biz bunları daha önce de gördük, gördüklerimizi unutmayalım ve her yeni bilgiyi üst üste koyup ona göre sentezlemek gerektiğini düşünüyorum.Toplum sağlığıyla oyunayan kim, kimler daha derin düşünmek gerekir. Bir iki isimifşa etmekle toplum sağlığı düzeltilemez. Zaten amaç ifşa etmek değil bunu yaptırmamak olmalı.
Yoksa Pınar da siyasette beni hiç ilgilendirmiyor.
MeyveliTepe
07-06-2012, 11:02
Aşağıda ki hikayeyi, medyaya düşen bir açıklama ile hiç sorgulama ihtiyacı hissetmeden peşin hüküm veren tüm üyelere hediye ediyorum.
Sn.syılmaz,
Kendi adıma hediyeniz için teşekkür ediyorum. "Peşin hüküm" derken sanırım buradaki bir çok kişinin bakanlık açıklamasıyla duyurulan ve Pınar Et'in belirli bir parti numarasındaki gıda ürününde olmaması gereken bir maddeye rastlanması hakkındaki bilgiye inanmış olmasını kastediyor ve bunun bir hata olduğunu aslında inanmaması gerektiğini düşünüyorsunuz.
Yine kendi adıma size şunu söylemeliyim. Bu da benim bir "peşin" hükmüm müdür bilemiyorum. Sosisin içinde her ne vardıysa hiç ilgilenmiyorum ama bu şirketin, böyle bir durumu öğrendikten sonra, 27 Nisanda son kullanma tarihi dolan parti numaralı bir ürüne ait kendi kazırladıkları numuneyi 9 Nisanda tahlile gönderip rapor almaları ve bunu bakanlıkla aynı günde açıklamalarına ait sizin "peşin olmayan" hükmünüzü duymak isterdim.
Bana göre burada en somut delil, Pınar'ın halen kendi eliyle internet sitesinde yayınlamakta olduğu rapordur.
Her çark ezeli değildir ama ebedi olabilir, bunu engelleyecek olan bizleriz.
Bu çarkların nasıl ki başlangıç noktası varsa artık yeni çarklar da üretilebilir. Bugün uzun uzadıya çark ve sistemlerini dile getirdiğimiz devasa şirketler hatta daha büyük global şirketlerin bu çarkları Avrupai tanımla "Gelişmekte olan ülkelerde" gerçekçi tanımla "Geri kalmış ülkelerde" dönebiliyor sadece, gelişmiş ülkelerde bu çarkları döndüremiyorlar artık.
Gelişmiş miyiz daha gelişmemiş miyiz? Bu çarklara bakarsınız, sistemlere bakarsınız, sağlığa sanata bakarsınız... kısaca halkın refahına, işleyişlerin ve kontrollerin şeffaflığına dolayısıyla eğitilmişlik seviyesine bakarsınız.
Başından beri bir hükümetin sağlık bakanlığının böyle dev bir şirket hakkında böyle bir teşhiri ve beyanını yetersiz, uygunsuz veya temelsiz nedenlerle yapamayacağını düşünmek lazımdı zaten. Kaldı ki söz konusu şirket gördüğünüz üzere düzmece bir numuneyle işi kurtarmaya çalışmış ama bu defa olmamış. Demekki çarklar yavaş yavaş değişiyor. Artık toplum olarak bizler de ya buna destek veririz ya da amannn bana ne der geçeriz.
Buradaki en vahim ve içler acısı durum ise %100 dana etinden denilen sosiste milyonda veya binde bir tavuk eti çıkması değil, ilgili şirketin bunu örtbas etmeye çalışmasıdır. Bu, daha büyük ve ağır bir suç bence.
Şimdi merak ettiğim şey ise % kaç oranda tavuk karışmış bunun açıklaması! Eminim bu konuda ilginç bir hal olacaktır :)
Sn. MeyveliTepe, olayı hâlâ Pınar'ın özelinden soruyorsunuz ama ben ısrarla ve ısrarla Pınar ister dürüst olsun ister hilekar olsun konu bu değil benim için diyiyorum.
Aynı Tarım Bakanlığı, Greenpeace konusunda greenpeace bize iftira atıyor derken greenpeace'i savunuyordunuz. Şimdi ne oldu da birden Tarım Bakanlığı hata yapmaz, yanlış söylemez bir kurum oldu sizin için?
Ayrıca samimiyetle söylüyorum hikayeyi hediye ettiklerimin arasında siz yoktunuz. Sizin konuyu araştırdığınız, analiz raporlarını incelediğiniz hatta şirketin borsaya gönderdiği açıklamaları bile takip ettiğiniz ortada.
Ben bir haberle, haberin ne olduğunu ne kastettiğini bile anlamadan peşin yorum yapanlara hediye ettim hikayeyi.
GDO Yasasını da çıkaran Tarım Bakanlığı. Hata yapmaz, halk sağlığını düşünür diyebilir miyiz? Tabi ki hayır.
Kamu ya da özel her kurum ve kuruluş için acaba demek gerekir. Ben Sayın Meyvelitepe ve Sayın syılmaz'ın tezat değil bilakis ortak düşündüklerini görüyorum. Her iki mesajda da konu farklı boyutları ile ele alınmış. Çünkü ikisi de detaycı ve analizci yaklaştılar konuya. Ne Pınar'ı ne de Tarım Bakanlığını koruyan yok bence bu tartışmada.
Yalnız gıda değil, kontrolsüz binlerce çeşit tüketim ürününün merdiven altı üretilmesinin sıradan olduğu, akıl almaz kimyasal maddelerin kullanılarak üretilen işlenmiş gıdaların(?) çarşıda pazarda satılmasının sıradan olduğu, ... (listeyi uzatabilirim) bir ülkede bu işten sorumlu olan bakanlığın birden imana gelip sansasyonel ve bilimsel detaylarını açıklamadığı bulgularla yarattığı bu ortam hiç de rahmani bir amaca hizmet eder gibi görünmüyor gözüme...
Bu konu, aynı Greenpeace meselesinde yayınlanan raporlar gibi bir tablodur. Bence zerre farkı yoktur.
(Pınar Et cezasını öder, iki reklâm kuşağı ile zihinlere cilâ çekerek yoluna devam eder.)
Ayrıca ısrarla Pınar hakkında ne düşündüğüm sorulduğuna göre ne düşündüğümü de açıklayayım.
Bu konuda ki ilk mesajıma bir daha bakalım.
Yalnız bir hususu belirtmek gerekiyor, devletin yaptığı ölçme şeklinde oranın ne olduğu belirtilmiyor. Mesela tavuk eti ve dana eti sırasıyla aynı tezgahlarda işleniyorsa, tavuk etinden sonra tezgahın tam temizlenmemesinden kaynaklı binde bir oranda tavuk eti, dana eti bir ürüne karışırsa, raporda kanatlı etine rastlandı deniyor.
Bu sebeple firmalar haklı olarak devlet ne oranda bulduğunu açıklasın diyiyor, haksız da değiller. Pınar'ın başına gelen de böyle bir durum olabilir. Cevap hakkı vermek gerekir.
Tek tırnaklı eti ya da domuz etinin açıklaması yok tabi. :)
Pınar'ın son açıklaması ve durumun netleşmesi ile tahminimde yanılmadığım ortada.
Gıda sektörüyle alakalı bir işim olmadığı için hijyen kurallarını bilmiyorum ama son durum hijyen kurallarına aykırı ise Pınar hijyen kurallarına uymadığı için suçludur ama sahtekar değildir.
Tarım Bakanlığı'nın raporu sunuş şekli içinde kanatlı eti rastlanan firmalar diyiyor yani sahtekarlık yapan firmalar, yani okuyanlar böyle anlar. Halbu ki ortada sahtekarlık yoktur (Pınar için söylüyorum), hijyen kurallarına uymamak vardır.
Tarım Bakanlığı raporu hijyen kurallarına uymayanlar, hatta daha doğrusu sahtekarlık yapanlar bunlar bunlar, hijyen kurallarına uymayanlar bunlar bunlar diye belirtseydi, adaletli olanı yapmış olurdu.
Listeyi bu şekilde lanse ederek Tarım Bakanlığı'da yanlış yapmıştır. Madem bilimsel bir araştırma yapıyor, neyin ne oranda olduğunu açıklamalı. Veriye dayalı olmayan bilimsel çalışma olamaz herhalde.
MeyveliTepe
07-06-2012, 12:12
Aynı Tarım Bakanlığı, Greenpeace konusunda greenpeace bize iftira atıyor derken greenpeace'i savunuyordunuz. Şimdi ne oldu da birden Tarım Bakanlığı hata yapmaz, yanlış söylemez bir kurum oldu sizin için?
Sn.syılmaz, sanırım yanlış anlamışsınız. resmi kurumların rolünü daha önceki mesajımda;
Ülkemizde "Gıda Güvenliğinin" yine resmi kurumların üstlerine düşenleri tam yapmaması, gıda şirketlerinin toplumun beslenmesini sistem gereği ve küresel ticaret kuralları gereği kâr mekanizmasının içinde görmesi, toplumun duyarsızlığı vb. sebeplere olması gerekenden fazlasıyla uzak olduğu konusunda size katılırım.
Yıllardır hiç yapılmamış bir kaç küçük denetim sonucunda ortaya çıkan, ve inanıyorum ki açıklama noktasına gelinceye kadar da resmi kurumların epey zorlandığı bu durumu ne yazık ki başka bir açıdan görüyorum.
Resmi kurumlar, gıda şirketleri, ithalatçılar, basın, borsa, ekonomi vs. hepsi aynı bütünün parçaları ve biribirlerini beslerler.
Adına toplum dediğimiz insan sürüleri için ise ne yesinler, nasıl yesinler, kaça beslenecekler, ne kadar zehir yerlerse hemen ölmezler, vs.vs. kendileri dışında sistemi oluşturan güçlerce karar verilirler.
Kuralları da kendi kendilerine koyarlar. Sonra bazıları kendi kurallarına da uymaz. Resmi kurumlardan beklenen ise, hiç olmazsa, toplum adına konmuş kurallara asgari de olsa belirli seviyede bir uyumun sağlanmasıdır.
Bu uyum her ne kadar "toplum sağlığı ve tüketici menfaati" gibi tumturaklı ifadelerle dile getiriliyorsa da esasında sistemin sürdürülebilirliği ve toplumun kendisi dışındaki sistem dengelerin muhafazası için gereklidir.
şeklinde açıklamıştım :)
Evet, Almanya Greenpeace Alman tüketicileri pestisit kalıntılı yiyecekler için uyarmakta son derece haklıydı. Bizim tarım bakanlığının durumu kabul edip düzeltilmesi yönünde çaba sarfetmek yerine (aynı şimdi Pınar'ın yaptığı gibi) inkara yönelmesi hatalıydı (gerçek durumu onlar da biliyordu ki sonradan sessiz sedasız bir sürü tedbir almaya çalıştılar).
Merhabalar efendim,
Düşüncelerim (.. kimseye cevap olarak değil) ;
-Mızrak çuvala sığmadı demek ki, veya bundan böyle artık sığmayacak...
-Büyük keser kullananların ''Mantalite'' farkı zaman içinde açığa çıkmakta. Farklılıkları sadece yaşam standartı ve lüplemede değil, bilgi belge açıklamada da aynı düzeyde(İddia ötesi yani). Fazla sürmeyecek, törpülenerek adam gibi mantaliteye sahip olacaklar veya yok olacaklar(Farklı konumlarda belki 3-5 yıl daha inat edecekler..vs).
-Siyaset ötesi olması gereken bir şeyi eskiden olduğu gibi medya yolu ile bile koruyamıyacaklar. Borsada ''inside trading'' ..vs. bile yapamayacaklar. Çünkü iddialar ötesi belgeler olacak bundan böyle, saniyeleri kesirleri ile tesbit edilmiş olarak. Yasalar da inşallah yoruma açık olmayacak veya suçluya taviz verir şekilde olmayacak. Neden mi?;
Tartışabiliyoruz az çok artık, öğrenmişiz bir şeyler. Karşımızda susturan yok, olsa da susan yok.
-Hiç te ''Günah keçisi'' olmayan kalemşörler bile ya cismen ya da fikren değişmekte. Çünkü inanmadan önce düşünme mantalitesi gelişmekte azar azar. Olan tepki karşıdan bile hissedilmekte, artık düşünebiliyoruz ve azar azar da olsa omuz atabiliyoruz. Eskiden olduğu gibi omuz silkelemiyoruz. Biz derken, yasa ve toplum bilincini kastediyorum. Yani mantaliteyi.
- Düşünceler ..vs. farklı olacak ama anlayış artık eskisi gibi farklı olmayacak. Kitap, cümle, kelime bundan böyle aynı anlamları verecek bizlere. Yorumsuz, Sağa sola çekme, işimize geldiği gibi yorumlama/hüküm verme.. vs. olmayacak. Her kes ne dediyse karşıdaki tüm kişi, kurumlar aynı anlamı çıkaracak. Kaçacak delik olmayacak, mızrak sığdıracak çuval bulunamayacak(aransa dahi..). Ali Veli' ye, Veli de Ali' ye takke giydiremiyecek artıkın. İnşallah gerçekleşir.
Şimdi mücadele safhası var işin.
Hâlâ sürümüyüz, öylemi telâkki ediliyoruz, öyle kalmamız konusunda israrlar sürüyor mu, direniyor muyuz, tartışıyor muyuz, susup susturuluyor muyuz, büyük keseri küçültme sevdasındamıyız veya terk mi edeceğiz, adam mı olacağız, yoksa eskisi gibi ''Adam mı oldurtulacağız'', sürü halinde..vs.
Önceki güzel fıkra artık geride mi kaldı, bizlere hâram mı yoksa gene şimdi yazdıklarımdaki mantalite.
????? ...????
Tartışan, beyan eden, okuyan herkese sağlıklar olsun.
Saygılarımla lütfen.
Kahvaltı sofrasında tehlike
Bal, peynir ve sucuktan sonra fındık kreması ve ezmesinde de hileli üretim tespit edildi.
Fındık yerine GDO'lu soya kullanan firmalar:
-Torku Frema markalı kakaolu sütlü fındık kreması
-MND İnş. Teks. Elk. Gıda ve Hayv. San. Ve Tic. Ltd. Şti firması tarafından üretilmiş "Loman Nedim Kakaolu Fındık Krema
-Saray Bisküvi ve Gıda San. A.Ş. isimli firma tarafından üretilen "Eldenele" kakaolu fındık ezmesi
-Oben Çikolata Şek. İml. San. Tic. Ltd. Şti. firması tarafından üretilen "Seomilky" kakaolu fındık kreması.
Kahvaltı sofrasında tehlike - Gerçek Gündem (http://www.gercekgundem.com/?p=465154)
Herşey ama herşey hileli!
Yediğimiz içtiğimiz zehir!
Nutella'ya da baksalarmış keşke.
1993 senesinde televizyonda bir sabah proğramında (Almanya Köln'de) imalat ile ilgili sohbeti ben de izlemiştim.
Bağımlılık yapan lezzeti neye borçlu olduklarını soran spikere verilen cevap;
domuz kanının toz haline getirilip, fındık yağında aromize edildiğini ve kullandıkları kakao detaylarını uzun uzun anlatmıştı bir firma yetkilisi.
Köln, Türk nüfusun yoğunluğu olan bir kent olarak başta, tüm Almanya'da yaşayan müslüman insanlar evlerinde satın aldıkları nutella kavanozlarını çöplerin toplandığı yerlere bırakmışlardı.
Alman basını bu olayı ufak bir manşetle bile duyurmadı.
Müslüman yabancıların domuz kanı yememelerinin haber başlığı olmaması başta, hiç bir zaman tarafsız olamamaları ile de konuyu sadece o sabah tv izleyenler ve bu izleyenlerin uyarabildikleri ile sınırlandırıldı.
Kaldığım o hafta orada hemen hemen her sokağın çöp yerlerinde bu kavanozları gördüm. Ama gazetelerde bu haberi asla bulamadım.
O yıllarda "Türkiye Gazetesi" ülkemizde çok yeniydi ve avrupa baskısına da yeni geçmişti.
Türk marketlerinde gecikmeli dağıtımları yapılan bu gazete de sadece minik bir dipnot yazmıştı. 'Türler kavanozları çöpe atıyor' gibi...
Bu firma daha sonra domuz kanı olmayan, müslümanlar içindir ibareli imalatlarla piyasaya tekrar hakim olup bu konuyu unutturmuşlardı.
Şimdi de ülkemizde en pahalı fındık kreması olarak market raflarındalar.
Kampanya sloganlarında ise ülkemin fındıklarından üretildiği söylenmekte.
Ama ben özellikle bu firmanın ürününden de numune alınmasını çok isterdim doğrusu.
bahcedenn
08-06-2012, 10:42
En çok ta Torku Frema markalı kakaolu sütlü fındık kreması ürününe şaşırdım.
'' Sağlıklı nesiller için ürünlerimizi, %100 doğal şekerpancarından üretiyoruz. '' diyen bir firmanın ürününde fındık yerine GDO'lu soya kullanılması...
Domuz kanı bağımlılık mı yapıyormuş?
Fındık kremasının içinde domuz kanı katmak, hem de kurutulmuş?
Şehir efsanesi gibi geldi bana!
En çok ta Torku Frema markalı kakaolu sütlü fındık kreması ürününe şaşırdım.
'' Sağlıklı nesiller için ürünlerimizi, %100 doğal şekerpancarından üretiyoruz. '' diyen bir firmanın ürününde fındık yerine GDO'lu soya kullanılması...
Sitelerindeki ürün açıklamaları tam olarak böyle:
Konya şeker uzmanlığıyla geliştirilmiş, bol fındık, enfes kakao çekirdekleri ve sütten gelen sağlıklı lezzet; frema, içeriğindeki taptaze ve bol fındığıyla, sütü ve kakaosuyla, ailenizin yeni neşe ve enerjı kaynağı. Frema, kakao, çekirdeklerinin dayanılmaz lezzetini, bol fındıktan gelen tadıyla birleştiriyor.içeriğindeki fındık oranıyla, krema keyfini bir festivale dönüştürüyor.
Torku Çikolata - FREMA (http://www.torku.com.tr/Torku-Cikolata-IcPiyasa-FREMA.aspx)
Fındık yerine GDO'lu soya kullanan firmalar:
-Torku Frema markalı kakaolu sütlü fındık kreması
-MND İnş. Teks. Elk. Gıda ve Hayv. San. Ve Tic. Ltd. Şti firması tarafından üretilmiş "Loman Nedim Kakaolu Fındık Krema
-Saray Bisküvi ve Gıda San. A.Ş. isimli firma tarafından üretilen "Eldenele" kakaolu fındık ezmesi
-Oben Çikolata Şek. İml. San. Tic. Ltd. Şti. firması tarafından üretilen "Seomilky" kakaolu fındık kreması
Kaynak: KAZIM PIYNAR / ZAMAN
-Saray Bisküvi ve Gıda San. A.Ş. isimli firma tarafından üretilen "Eldenele" kakaolu fındık ezmesi
Saray'ın sitesinde "Eldenele" kakaolu fındık ezmesi yok. Hepsi gofret...
Saray Biskvi ve Gda San.A.. (http://www.saraybiskuvi.com.tr/www/tr/marka2.asp?id=14&syf=1)
Saray Biskvi ve Gda San.A.. (http://saraybiskuvi.com.tr/www/eng/ara.asp?do=01&genel_txt=eldenele)
Bu sitede satılıyor:
Eldenele (http://www.eldeneletr.com/urunler.asp?Cat=4)
Saray firmasının yan firması mı yani?
Google aramasında da Saray'da bu ürün çıkmıyor...
site:saraybiskuvi.com.tr eldenele kakaolu fındık ezmesi
Ülker, hani şu Cargill'in ortağı olan Ülker; yüzlerce çeşit ürününde neler kullanıyormuş bakılmış mı acep? Merak işte...
Bunu ben de çok merak ediyorum Sn Odeh.
En azından adalet ve tarafsızlık adına bu veya benzeri firmalar için de testler yapıldığı ve bunların sonuçları beyan edilir inşallah.
bahcedenn
08-06-2012, 13:30
Sitelerindeki ürün açıklamaları tam olarak böyle:
Konya şeker uzmanlığıyla geliştirilmiş, bol fındık, enfes kakao çekirdekleri ve sütten gelen sağlıklı lezzet; frema, içeriğindeki taptaze ve bol fındığıyla, sütü ve kakaosuyla, ailenizin yeni neşe ve enerjı kaynağı. Frema, kakao, çekirdeklerinin dayanılmaz lezzetini, bol fındıktan gelen tadıyla birleştiriyor.içeriğindeki fındık oranıyla, krema keyfini bir festivale dönüştürüyor.
Torku Çikolata - FREMA (http://www.torku.com.tr/Torku-Cikolata-IcPiyasa-FREMA.aspx)
Sn. Malina, bu durumda ya haber yanlış ya da firmanın beyan ettiği ürün bilgileri. Keşke haber yanlış olsa. İnşallah ta öyledir.
MeyveliTepe
08-06-2012, 13:48
Bakanlık sitesinde henüz bir kamuoyu duyurusu göremedim. Gören var mı?
Bakanlık sitesinde henüz bir kamuoyu duyurusu göremedim. Gören var mı?
Adresi hemen hatırlamadım diye bakamamıştım. Bu konunun ilk mesajına ekledim :)
Evet, duyuru yok...
Başka bir şey merak ettim ama başaramadım sanırım.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yaptığı kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun’unun 31 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca, 17 Aralık 2011 tarihli Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmeliğin 8 inci maddesi gereğince laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen gıda ve yemi üreten/ithal eden firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numarasının Bakanlık resmi internet sitesinde Bakanlıkça kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükmü çerçevesinde, laboratuvar sonuçları olumsuz bulunan ürün/firma bilgilerini bir arada bulabileceğim sayfa/sayfalar nerede?
kamuoyuduyuru.tarim.gov.tr (http://kamuoyuduyuru.tarim.gov.tr/)
sayfa altındaki Bu kategorideki arşivlenmiş haberler için tıklayınız (http://www.tarim.gov.tr/TarimPortal,anasayfa_spot_haberler_arsiv.html)
linkinden sonra, birçok duyurunun karışık olarak sıralandığı bir yere gidiliyor...
Yerini bulduysan yazar mısın?
Bir de bunlar ne süreyle teşhir ediliyorlar?
MeyveliTepe
08-06-2012, 16:56
Bakanlıktan hala bir duyuru yok.
Bir çok gazetede çıkan habere göre bakanlığın İl ve İlçe teşkilatlarına bu ürünlerin toplatılması yönünde talimat verdiği yazılı.
Bu olayın boyutu çok ciddi. Fındık yerine soya kullanılması elbette bir hilekârlık. Ancak GDO soya kullanılması tam bir trajedi. Yem için izin verilen soyanın besin zincirine girmiş olması olasılığı söz konusu.
Biyogüvenlik Kurulu Başkanına yazdım biraz önce. Bakalım ne diyecek (ya da bir şey diyecek mi?) Biyogüvenlik kanununa göre bunun cezaları çok ağır.
Not: Torku'ya da yazdım bir mesaj doğru mu diye :)
ozturk59
10-06-2012, 16:13
Şimdi okul sütü projesi ve Çernobil patladığında İlkokul talebelerine (Yaşları 7 ile 14) Avrupanın kapıdan çevirdiği Radyasyonlu Fındığı yedirenler ve çaydada kalıntı yok diyerek göstermelik içenlerde unutuldu. Bunlarda unutulacak.
Üstelik şimdi adamlar fındık kullanırmı? Fındık yağının 5 lt. kutusu 40-50 tl. olmuş.
limon_sever
11-06-2012, 22:45
Şimdi Torku dağlarına kar mı yağdı?
limon_sever
11-06-2012, 23:00
Torku'dan GDO aklaması (http://www.sunhaber.com/haber/Torku-dan-GDO-aciklamasi/77693)
Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen gıda denetimlerinde maalesef üretim portföyünde yüzlerce ürün olan markamızın bir ürününde ve sadece belli bir dönemde üretilen cüz'i miktardaki mamul üründe her ne kadar dünya gıda standartlarına ve Türk Gıda Kodeksine uygun oranın çok çok altında olsa da ülkemizde aynı sektördeki pazar liderlerinin de tedarikçisi olan bir firmadan temin edilen kurumumuzun özellikle hiçbir ürününde kullanmama kararlılığında olduğu, GDO'lu soya ununun çok cüzi miktarda (%0,01 oranında) karıştığı şüphesi hasıl olmuştur.
Bakanlığın resmi bir açıklaması olmamasına ve Türk Gıda Kodeksine aykırı bir ürün üretmememize rağmen kaynağı belirsiz yanlış ve yanıltıcı yayınlarla Frema markalı ürünümüzde Fındık yerine soya kullanılmış gibi bir izlenim yaratılmak istenmiştir. Halbuki, tüm ürünlerimizde olduğu gibi bu ürünümüzde de etiketinde yer alan oranda ve asla GDO içermeyen Türk fındığı, yine pancar şekerinden üretilen doğal şeker kullanılmıştır ve kullanılmaktadır. Tüm hassasiyetimize ve dikkatimize rağmen bir parti üretimimizde karşılaştığımız bu şüpheli durum, hammadde tedarik ettiğimiz bir firmadan temin edilen soya ununun kullanılması neticesinde vuku bulmuştur.
Bir gazetenin haberine de konu olan problem, bundan 3 ay önce gerçekleşmiş ve ürün ile ilgili şüpheli durumun tespitiyle birlikte kurumumuz süratle harekete geçerek bu şüpheli üründen dağıtıma gönderilen cüz'i miktardaki mamul ürünü toplamış ve imha etmiştir.
Kamuoyu tarafından öncelikle bilinmesinde yarar var ki, markamız ve kurumumuz gıda denetimi konusunda ilgili kurumların en büyük destekçisidir ve denetim sonuçları konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesinin önemine de inanmış, resmi denetimlerin yanı sıra kendi iç denetim mekanizmalarını da kurmuş bir kurumdur.
Dış tedarikçimizden aldığımız soyadan kaynaklı olduğu tespit edilen bu şüpheli durum karşısında, üretim tesisimizde ilgili ürünün üretildiği hamurhane, üretim bandı ve dolum tesisleri dahil olmak üzere tüm üretim aparatları temizlenmiştir.
Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan aldığı ve ticaretini yaptığı soyanın GDO'suz olduğuna dair belgeyi ibraz ederek kurumumuza, mamul ürünümüzde ürünün özelliği gereği kullanılması zorunlu olan soya mamulü ürünü satan firmanın yetkilileri ile temasa geçilmiş ve firma yetkililerinin de katılımıyla noter huzurunda hammaddeden numuneler alınarak analize gönderilmiş ve şüpheli hammaddenin kalan kısmı imha edilmek üzere ilgili firmaya iade edilmiştir. Bunun sonucunda hukuki süreç başlatılmıştır. Bu hukuki süreç sonucunda bu hammaddeden kullanan diğer üreticilerin durumunun da netleşeceğini öngörüyoruz.
Sözleşme hükümlerimiz ve Tedarik Şartnamemizde yazılı ürün özellikleri hilafına hareket ederek ayıplı mal veren tedarikçimizden kaynaklanan bu şüpheli durum ile ilgili olarak aşağıdaki hususları kamuoyunun bilgisine sunarız;
• Henüz yaygın dağıtımı yapılmadan yüzlerce ürünümüz arasında sadece bir tanesinde iç denetim mekanizmamızla tespit edilmiş ve ülkemiz tüketicisinin sofrasına ulaşmadan toplatılmıştır,
• Hiçbir ürünümüzde fındık yerine soya kullanılmamıştır; bu tür haberler yanlış ve yanıltıcıdır,
• Asla taviz vermediğimiz hassasiyetlerimiz ve üretim yaklaşımımıza aykırı bir durumla karşılaşmamıza sebep olan tedarikçi firma için hukuki süreç başlatılmıştır,
• Şirketimiz güvenlik önlemlerini artırmış ve konuyla ilgili laboratuvarı Türkiye'de ilk defa olarak bünyesine kazandırmıştır,
• Sektörde ve pazarda hızla büyüyen, 37 ülkeye ihracat gerçekleştiren bir firma olarak hem yurt içi denetim ve kontrollerde, hem de ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelerde yapılan denetim ve kontrollerde ürünlerimizle ilgili herhangi bir mevzuata aykırı hususa bugüne kadar rastlanmamıştır,
• İrademiz ve kontrolümüz dışında gelişen bu olay bizim üretim yaklaşımımızı yansıtmamaktadır, kurumumuz tüketici sağlığı konusunda ülkemizin en hassas kurumlarından biridir,
• Tüm ürünlerimiz kalite, hijyen ve sağlıktan taviz vermeden üretilmektedir,
• Tedarikçilerden temin edilen ürünlerde ortaya çıkabilecek riskleri azaltmak amacıyla kurumumuz yerli üreticiye GDO'suz soya fasulyesi ektirmiş ve hasat sonrasında üretimde yerli ürünleri kullanmaya başlayacaktır,
• Tüm üretim tesislerimiz denetime açıktır ve isteyen herkes mamullerimizin üretimini yerinde görebilir ve içeriği hakkında bilgi alabilir,
• Sahibi 1.5 milyon çiftçi ailesi olan kurumumuz yaptığı devasa yatırımlarla ülkemize hizmet etmektedir. Bunun yanında en yüksek vergi ödeyenler listesinin ilk sıralarında yer almaktadır. Henüz hukuki süreçleri bile tamamlanmamış şüpheli durumların gerçekmiş gibi kamuoyuyla paylaşılmasının Ülkemize hizmet etme kapasitemize zarar vermekten başka bir amaca hizmet etmeyeceği açıktır.
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
http://www.sunhaber.com/images/spacer.gif
Ben nedense böyle açıklamarı ikna edici bulamıyorum bir üründe cüzi miktar... Bakanlık da bir ürünü teşhir ediyorsak yeterince incelediğimiz ve gerekli gördüğümüz için diyor.
Firma olarak açıklamadan daha iyi referanslar sunması gerekir.
Ben nedense böyle açıklamarı ikna edici bulamıyorum bir üründe cüzi miktar...
Bakanlık da bir ürünü teşhir ediyorsak yeterince incelediğimiz ve gerekli gördüğümüz için diyor.
Firma olarak açıklamadan daha iyi referanslar sunması gerekir.
Torku bakanlığın teşhirleri arasında yer almamıştı. Yukarıdaki mesajlarda bunu yazışmıştık.
Bu gibi olaylar, firmaların tedarikçilerini de daha sıkı denetlemelerine neden olacaktır.
MeyveliTepe
13-06-2012, 07:27
Not: Torku'ya da yazdım bir mesaj doğru mu diye :)
Torku'dan e-mail ile de açıklama geldi. Basında çıkan açıklamalarını aynen göndermişler. Özetle, bir tedarikçiden aldıkları ve üründe kullandıkları soya ununun düşük bir oranda GDO'lu çıktığından söz ediyorlar. Bakanlıktan da önce farkederek toplattıklarını yazmışlar. GDO'lu girdi kullanmamak yönünde hassas olduklarını ilave etmişler. Fındık yerine soya kullanmadıklarını belirtiyorlar. Soya unu ek bir girdi olarak zaten kullanılırmış (pakette yazıyor mu bilmiyorum).
Fazladan, e-mail'lerine adresimi bildirirerek yanıt verirsem ücretsiz olarak tüm ürünlerinden göndereceklermiş :)
Bu gibi ürünleri zaten almadığımız için yanıt vermedim.
UNO ekmeğe %100 buğday ekmeğinin içeriğindeki soya unuyla ilgili mail atmıştım yazdıkları cevapta soya ununun çok düşük miktarda olduğunu ve bunun da raf ömrünü uzatmak için olduğunu yazmışlardı. Soyanın da genetiği değiştirilen gıdalar arasındaki yeri malum.
Homojenize un, hemen hemen bütün gofret, bisküvi, kek v.b ürünlerin içeriğinde yer alan bu una dikkati çekmek isterim.
Gıdacılar bu ürünün; kabarmasını sağlamak, raf ömrünün artırılması ve özellikle pastanın pandispanya kekinde ve gofretlerde ana madde yerine bile kullanılabildiği açıklamalarını yapmışlardı.
Tamamen katkı maddesi olan bu unun neyin unu olduğunu hep merak ederim.
İçerikteki adı "homojenize un" , ama hiç bir zaman hammadde yazmaz.
Bu içeceği sakın satın almayın!
Yavuz Semerci - Bu içeceği sakın satın almayın (http://www.gazeteport.com.tr/yazar/2/yavuz-semerci/2568/bu-icecegi-sakin-satin-almayin_)
Gazeteport yazarı sayın Yavuz Semerci başına gelenleri anlattığı yukarıdaki yazıyı yazdıktan sonra bu ürünün üretim ve dağıtımı durduruldu:
Dağıtım durduruldu (http://www.gazeteport.com.tr/haber/105660/dagitimi-durduruldu)
Ölü hayvan eti yemiş olabilirsiniz
Şap ve veremli hayvanlar ile ölü hayvanların etleri piyasaya sürüldü.
Et Balık Kurumu (EBK) merkez ve taşra yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 15 kişiye yönelik yürütülen soruşturma sonrası hazırlanan savcılık iddianamesi, çarpıcı bilgiler ortaya çıkardı:
Ölü hayvan eti yemiş olabilirsiniz - Gerçek Gündem (http://www.gercekgundem.com/?p=481729)
Bizim semte Et Balık Kurumu yeni mağaza açtı..Seviniyordum..Hadi şimdi bu haberden sonra girebilirsen gir mağazaya et almak için...
Bu konuda bir gelişme var mı acaba? EBK aklandı mı?
Teşekkürler...
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin'den tüyler ürperten iddia: Kıymalı pidede domuz kıyması...ve daha neler neler..
Dernek olarak 1 aylık bir çalışma sonrası yaptıkları araştırma sonucunda en sık rastlanan ve en güncel 51 hileli gıda üretme yöntemi tespit ettiklerini anlatan Yetkin tespit edilen hileleri şu şekilde sıraladı:
“Yüzde 100 dana eti diye satılan sucuklarda at ve eşek eti kanatlı eti kullanılıyor. Uzun soyulmuş sosise kanatlı eti, yabancı doku ve iç organ katılıyor. Sucuk salam imalatında kullanılan sarımsak kireç suyuyla soyuluyor. Tereyağına bitkisel yağ katılıyor. Yoğurta bitkisel yağ ve jelatin katılıyor. Yağlı tulum peynirine nişaşta katılıyor. Süzme çiçek balına fruktoz, glikoz ve darı şeker pekmezi katılıyor. Hazır kıymaya sakatat katılıyor. Kıymalı pideye domuz kıyması karıştırılıyor. Şekerlemelerin içine domuz jelatini katılıyor. Süte su katılıyor. Küp şekeri kalıp haline getirmek için mumsu maddeler kullanılıyor. Çikolataya hayvan yemi olarak kullanılan soya tozu, leblebi tozu ve fındık zarı katılıyor. Tatlılara antep fıstığı yerine bezelye ve yeşile boyanmış yer fıstığı katılıyor. Kuru üzümler kurutulmadan önce mazota bulanarak haşerelere karşı önlem alınıyor. Eski dönerlerin üzerine yeniden et konularak satılıyor. Yağ ve kemik külünden lahmacun yapılıyor. Kaçak çaylar kimyasal renklendiriciler hatta domuz kanıyla renklendiriliyor.”
Tyler rperten iddia: Kymal pidede... | CHP Haberleri | Habertrk | Vatan | Milliyet | Hrriyet | En son muhalif gndem (http://www.muhalifgazete.com/54141-Tuyler-urperten-iddia-Kiymali-pidede.htm)
Tarım Bakanlığı bugün, 17 Aralık 2011 tarihli Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmeliğin 8 inci maddesi gereğince laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen süt ve süt ürünleri ile ilgili gıda firmalarını teşhir etti.
Firmaların isimleri için bknz (http://www.tarim.gov.tr/tr/duyurular/item/1384-kamuoyuna-duyurulur.html).
Mine Pakkaner
06-12-2012, 15:20
Lütfen ilinizdeki markaları tespit ve teşhir edin.
Yemeyin, yedirmeyin...
Bakanlık hileli süt ürünü satan markaları açıkladı
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yaptığı kontroller sonucunda sahip olduğu bilgileri, 5996 Sayılı “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”nun 31 inci maddesinin 6 ncı fıkrası uyarınca kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 17 Aralık 2011 tarihli Gıda ve Yemin Resmi Kontrolüne Dair Yönetmeliğin 8 inci maddesi gereğince laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen gıda ve yemi üreten/ithal eden firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve/veya seri numarasının Bakanlık resmi internet sitesinde Bakanlıkça kamuoyunun bilgisine sunabileceği hükmü yer almaktadır.
Bu kapsamda, laboratuvar sonucu ile taklit ve tağşiş yaptığı kesinleşen 25 gıda işletmesi ve bu işletmelerin ürettiği 37 parti ürüne ait (17 peynir, 12 yoğurt, 7 tereyağı, 1 UHT süt) bilgiler aşağıda yer almaktadır.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.
Liste için:
Ulusal Post.: Bakanlık hileli süt ürünü satan markaları açıkladı (http://ulusalpost.blogspot.com/2012/12/bakanlk-hileli-sut-urunu-satan-markalar.html)
Merhabalar...!
Okuyunca insanın kanı donuyor. Bu hırsızlığın arsızlığın taaa kendisi. Aklım almıyor bir türlü ne çok şey kaybettik son yıllarda.
Ne eser kaldı ne sanat eskiden ticaret etiği diye bir şey vardı oda eridi gitti kişisel çıkar uğruna.
Tereyağına patates katanımı ararsınız yoksa kırmızı biber diye kiremit tozu satanmı hepsi piyasada. Evlenme proğramları seyretmeye devam ediyoruz. Ne zaman dur diyeceğiz merak içindeyim.
Saygıyla.
Cymbelina
06-12-2012, 23:29
Sayın Pakkaner, verdiğiniz link için çok teşekkürler.
Ben de listeye baktım, tanıdığım bir marka var mı diye, bir tanesi hariç diğerlerini duymamışım, almamışım Allahtan.
Sanırım şanslıyız ki sadece bitkisel yağ, jelatin ile yetinmişler - güleriz ağlanacak halimize hesabı. Biri de yazık keçi sütüne inek sütü katmış maliyeti azalsın diye, acıdım yazık, o kadarına cesaret edebilmişler!
Bu insanlar her yerde, her alanda var ne yazık ki:( Allah'tan da korkmuyorlar, kuldan da utanmıyorlar. Keşke sadece teşhir edilmekle kalınmasa da tümden kapatılsa o firmalar, ticaret - işletme ruhsatları ellerinden alınsa.
Bu hırsızlığın arsızlığın taaa kendisi.eskiden ticaret etiği diye bir şey vardı oda eridi gitti kişisel çıkar uğruna.Sayın Cemal S. biz ona kısaca kapitalizm diyoruz.
Gıdada hile teknolojiden hızlı ilerliyor / iyibilgi (http://www.iyibilgi.com/haber.php?haber_id=6772)
snopdragon
19-01-2015, 13:49
arkadaşlar merhaba
19.01.2015 itibariyle polenez sucuk ve firması hakkında tarım gıda ve hayvancılık bakanlığınca başlattırmış olduğum inceleme ve laboratuvar sonuçları elime ulaştı
bakanlıkça yapılan araştırma ve incelemeler çerçevesinde ilgili sucuk ve firması hakkında gerek üretim gerekse öncesinde et tedarik aşamalarında domuz ve tek tırnaklı hayvansal ürüne rastlanmamıştır bilgisi
ayrıca sucuk tan alınan numune sonuçları yazılı olarak elime ulaştı.
uzun lafın kısası domuz eti var gibi internette dolaşan onlarca yazıya benim gibi aldanmayın
aklınız ve gönlünüz rahat olsun
sonuçları kendi gözümle görmesem inanmazdım ama
artık rahat ve mutluyum
POLENEZ MARKA SUCUK TA DOMUZ ETİ VE TÜREVLERİ BULUNMAMAKTADIR.
bir not daha.:
bu sucuğu üreten firma 2015 itibariyle bakanlığın yakın takibindeymiş
tüm asılsız internet yazılarına rağmen bakanlık denetimleri sonucunda üretim izni almıştır
rahat rahat tüketebilirsiniz
Sayın snopdragon, öncelikle forumumuza hoşgeldiniz. Yeni üyelerimiz aşağıdaki başlıkta kendilerini tanıtırlar, sizi de tanımak isteriz.
http://www.agaclar.net/forum/uyeler-tanisiyor-tartisiyor-toplaniyor/2595.htm
Paylaşmış olduğunuz analiz sonucu için teşekkürler, gıda güvenliği hepimizin sağlığı ile doğrudan ilgili ve bununla ilgili gerçek bilgiye sahip olmak ta doğal olarak son derece önemli.
Forumumuzun üyesi ve üye olmayan ziyaretçilleri burada verilen bilgilerden yararlanmaktadır bildiğiniz gibi. Acaba mesajınızda belirttiğiniz analiz yaptırmanızın özel bir nedeni var mıdır, çalışma alanınız ile mi ilgilidir? Analiz sonucunuzu da buraya detaylı kopyalayabilir misiniz?
Paylaşım ve burada edindiğiniz bilgilerin artması dileği ile.
Hileli gıda terörüne dikkat! - Gerçek Gündem (http://www.gercekgundem.com/kadin-saglik/152952/hileli-gida-terorune-dikkat)
Süt kullanılmadan peynir imalatı yapabilen tek ülke bizizdir herhalde..Bu milletin nedense kafası en çok sahtekarlığa çalışıyor !!!
Soda Analizlerinden Çıkan Ölümcül Tehlike (http://biliyomuydun.com/soda-analizlerinden-cikan-olumcul-tehlike/)
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.