PDA

View Full Version : Ağaç budamanın ölçüsü ya da ölçüsüzlüğü




malina
02-05-2006, 12:47
Evden çıkınca gördüm, daha sık çıkmam gerektiğini de anladım :)

Volkan'la konuşmamızda, onun da bu duruma şahit olduğunu gördüm. İstanbulun bazı ilçelerinde Nisan ayında yapıldığı belli olan (Çünkü daha önce budanmışlardan sürgün çıkmaya başlamış) tek yaprak bırakılmamış çok derin budamalar var.

Fotoğrafladıklarınızı buraya ekler misiniz?

Bilenler de bunun nedenlerini yazarsa sevinirim...

Beykoz Korusu (Çok daha kötü durumda olanlar vardı, onları koşullarım gereği fotoğraflayamadım)




aybala
02-05-2006, 13:02
Böyle bir fotoğraf eklemiştim galeriye ben de;
http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=3705

kökü duruyor, nasılsa büyür mantığı işliyor budama yapılırken sanırım...

Sebahattin
02-05-2006, 14:05
Çok yaşlı ağaçlarda gençleştirme yapmak için sert kesimler yapılabilir, ama bu fotoğraffta öyle bir durum gözükmüyor. Malesef Türkiye de bıçkın Belediye çalışanları 'bunları böyle keseceksinden' ibaret olan bilgileriyle çoğu ağacı katlediyorlar. Yıllar önce Milliyet te bir haber okumuştum. Ülkelerden örneklerle ağaç budama resimli bir haber vardı. En iyi budama kuzey ülkelerinde, hatta Yunanistan da bile çok güzel kesilmiş ağaçlar vardı. Haberin Türkiye tarafı ise İstanbulda kesilmiş bir ağaçtı. Durumunu hiç anlatmayalım. Belki de yukarıdaki resimin yazınki halinden daha kötü idi.

Erguvan Muhibbi
04-05-2006, 17:51
Erguvan Muhibbinin Dükkanında bu konuyu örnekleri ile gündeme getirmiştim.
Orman Mühendisi arkadaşlar ne düşünüyorlar. Millet Caddesindeki ağaçlar ve daha pekçok yerde bu budamalar bu sene yapılıyor. Belediye bir broşür
yayınlamış ve budamaları savunuyor. Prag dan örnek resimler koymuşlar.
Bu tür kesimler cadde kenarlarında belki akul olabilir ama Parklarda veya
meydanlardaki ağaçlar böyle budanmamalıdır.
Bugün zevkle seyrettiğimiz o ulu çınarlar başka türlü nasıl bugüne ulaşırdı?

malina
04-05-2006, 21:31
Birileri daha bu konuda fikir yazmıştır diye internette araştırma yaptım.. Bunları buldum:

Sayın Mehmet İhsan Şimşek,

Son onbeş gündür İstanbul'un en bakımlı ve güzel semtlerindeki yeşil alanlar tam anlamıyla tahrip edilmektedir. "Ağaç budamak" fiili altında zaten son derece sağlıklı olan ağaçlar tanınmaz bir hale getirilmiştir. Bizlerin "park" diye adlandırdığı, yazın gölgesinde serinlediği alanların hepsi adeta birer kalas mezarlığına dönüştürülmüştür.

Sizleri vergilerim ile besleyen ben bu yapılmakta olan ağaç katliamının sorumlularını öğrenmek istiyorum. Güzelim, yıllık ağaçların en güçlü kalın dallarını yere indiren sizlerin yerlerden topladığınız "odunları" kime kaça sattığınızı merak ediyorum.

Kesilen yaşlı ağaçlar artık büyümekten ziyade şehire oksijen sağlamak ve şehri güzelleştirmek misyonuna sahiptirler. Bu ağaçların eski güzelliklerine ulaşmaları ne kadar zaman alacaktır? 2 yıl, 5 yıl ? Eğer bu ağaçlar eskisi gibi yeşermez ve hatta ölürlerse sizler Allah katında "can" almaktan dolayı en büyük günahkarlar olacaksınız. Gelin görün yaptıklarınızı. "Yeşillendirdiğinizi iddia ettiğiniz İstanbul'un en yeşil alanlarından biri olan Maçka Parkı, Nişantaşı ve etrafını görünüz.

İçim acıyor, kaldırımlarda yürürken ağaçlara bakamıyorum. Kolları bacakları kopartılmış çocuklar gibiler.
Kusura bakmayın, mesajımı bitirirken size bağlı olan birimlerin, sizin kararınız ile yapmakta olduğu bu vahşetten dolayı size saygımı sunmakta zorlanıyorum ve sizden bu doğa düşmanı fiilin açıklamasını bir semt sakini, bir İstanbul'lu olarak bekliyorum.

İpek Aral


Park ve Bahçeler Genel Müdürlüğünden gelen cevap :
6 nisan 2006


Sn. İpek Aral;

“Artık hiç birinize sayın ile hitap etmek istemiyorum, bunu lafta bile olsa hiçbiriniz hak etmiyorsunuz… Sizi ve tüm sorumluları İstanbul’da ağaç budama ismi altında yapmış olduğunuz katliamdan dolayı kınıyorum ve sizlerden utanç duyuyorum” şeklinde ki mailinizle ilgili olarak ilk önce göstermiş olduğunuz duyarlılık için teşekkür ederiz.

Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde 1997 yılından itibaren 2 mühendis (orman ve ziraat mühendisi), 30 işçi personelle müdürlüğümüz bünyesinde yetişmiş personelle budama çalışmaları devam etmektedir.

2001 yılından itibaren ise İstanbul anaarter ve caddelerinde yoğun ağaç devrilmeleri ile kırılmaları meydana gelmiştir. Ağaçların gelecek nesillere sağlıklı olarak aktarılabilmesi için tepe tacı budamalarıyla gençleştirme budamaları zaruret kazanmıştır.

2004-2005 yıllarında pilot bölge olarak Bağdat Caddesi seçilmiş yapılan uygulamaların başarılı olduğu görülmesi üzerine kademeli olarak Belediyemiz sorumluluğundaki anaarterlerdeki ağaçların tepe tacı budaması uygulaması başlatılmıştır.

Parklar, korular ve diğer yeşil alanlarda ise hastalıklı ve kırılmış dallarda budamalar yapılmaktadır.

Etrafımızdaki ağaçları budamamızın başlıca sebepleri:
1) Yol kenarlarına dikilen ağaçların araçların ve insanların geçişine engel olan dallarının budanması.
2) Ağaçların ömrünü uzatmak, daha sağlıklı olmasını sağlamak amacıyla dalların budanması.
3) Ağaca iyi bir şekil vermek, gelişme ve verime etki etmek, kaliteyi iyileştirmek amacıyla dalların budanması.
4) Çiçekli ağaçların daha çok ve /veya gürbüz çiçekler açması için budanması.
5) Hastalıklı ağaçların -hastalığın yayılmaması için- ve çeşitli sebeplerle zararlanan yerleri tedavi amacı ile budanması.
6) Polen üreten ağaçların alerjik hastalıklara sebep vermemesi amacıyla önceden budanması.

Bu sebeple sadece görsel güzellik açısından tek yönlü olarak budama olayına bakmak herkesi yanıltır. Önemli olan İstanbul’umuzun var olan ağaçlarının hayatiyetini sürdürebilmeleri ve gelecek kuşaklara da bunların daha sağlıklı olarak bırakılmasıdır. Kaldı ki tüm dünyada da bu bilimsel ve teknik bilgiler çerçevesinde aynı budama işlemleri yapılmaktadır. Örneğin: Prag, Karlovyvery, Sanhgay, Petersburg, Amsterdam, Londra gibi metropol şehirlerin ana caddelerinde de bu tür uygulamalar yapılmaktadır.

Bu çalışmalar sadece yol ağaçlarına yönelik olmayıp, Ayrıca Orman Fakültesine hazırlatılan Amenajman Plan ve Rapor doğrultusunda Anıtlar Kurulunun da onayı alınmak suretiyle korularda da budama işlemleri yapılmaktadır. Yine çökme tehlikesi içinde bulunan Dolmabahçe Caddesinde de Orman Fakültesine hazırlatılan raporlara ve Anıtlar Kurulunun onayına göre Müdürlüğümüzce çalışmalar yapılacaktır.

Kesilen ağaçların dalları da satılmamakta, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Kompost Tesislerinde değerlendirilerek yeşil alanlarda gübre olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca budamanın yanı sıra kovuk ve hasta ağaçların bakımı konusunda da Müdürlüğümüzce çalışmalar yapılmakta olup; 2005 yılı içerisinde anıtsal değeri olan veya olmayan 223 adet ağacın tedavisi yapılmıştır. 2006 yılında ise 550 ağacın tedavisi programa alınmıştır. Buna paralel olarak 2006 yılında 300.000 yetişmiş fidanın İstanbul’a dikilme çalışmaları da devam etmektedir.

Park ve Bahçeler Müdürlüğünün öncelikli görevlerinden biri Şehrimizin yeşil oranını daha yukarılara çıkarmak olup bu doğrultuda özverili bir şekilde çalışarak kentimizde bulunan ağaçları korumak amacıyla bilimsel yöntemlerle ağaç budama işlemleri yapmaktadır.

Saygılarımızla…

Kaynak (http://66.249.93.104/search?q=cache:qYSiSCquIOsJ:ipek2aral.blogspot.com/+belediye+aga%C3%A7+budama+prag&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=8&lr=lang_tr)

ağaçlık
25-05-2006, 08:53
Merhaba,

Günlerdir İstanbul-Sarıyer'deki sahil şeridinde (Sarıyer-İstinye arası) birşeyler oluyor. Belediye ekipleri sanırım budama adı altında koskaca ağaçları çırıpçıplak edene kadar dallarını köklerinden kesiyorlar ve ortada sadece gövdesi kalıyor. Bu nasıl bir çevre düzenlemesidir anlamıyorum. Budama dediğin bu değildir! Yazın sıcağında sahillerimizde, parklarımızda insanlarımız, bizler nasıl güneşten korunacak nasıl serinleyeceğiz? Çevreye duyarlı olduğunu iddia eden belediyelere bu yaptıklarının hesabını kim soracak? İstiklal Caddesindeki ağaçları kaldıran zihniyete ne kadar daha seyirci kalacağız. Sahillerimizi yeşil bir çehreye bürüyen ve altında serinlediğimiz, kuşların yuva yaptığı ağaçlarımız katlediyorlar buna dur demeli...

Sevgiler...

arsakay
25-05-2006, 09:10
Merhaba Abcd06,
hoşgeldinizi ama kötü bir haberle geldiniz.
Bakalım o bölgede oturan diğer üyelerimiz
neler yazacak.

"Üyeler Tanışıyor/tartışıyor" bölümünde
kendinizi tanıtmayı unutmayın :))

aybala
25-05-2006, 09:36
Bununla ilgili malinan'nın açtığı bir topik vardı...
bulamadım
iki konuyu birleştirmek lazım

malina
25-05-2006, 10:22
Birleştirdim...

Günlerdir İstanbul-Sarıyer'deki sahil şeridinde (Sarıyer-İstinye arası) birşeyler oluyor. Belediye ekipleri sanırım budama adı altında koskaca ağaçları çırıpçıplak edene kadar dallarını köklerinden kesiyorlar ve ortada sadece gövdesi kalıyor

Hala devam ediyorlar mı??? Fotoğraf çektiniz mi?

malina
25-05-2006, 10:24
Prag, Karlovyvery, Sanhgay, Petersburg, Amsterdam, Londra gibi metropol şehirlerin ana caddelerinde de bu tür uygulamalar yapılmaktadır.


İnternette bu konuda bilgi bulabilir miyiz?

malina
27-05-2006, 11:10
İstanbul Geneli Anıt Ağaç Karakterinde Olan Ağaçların Rehabilitasyonu Projesi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, tarihe olan vefa borcunu ödüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nün bir ilke imza attığı proje kapsamında, yaş, çap ve boy itibariyle kendi türünün genel ölçülerinden daha büyük boyuta ulaşan ve mahallin kültür, tarih ve folklöründe özel yeri bulunan, anıt ağaçlar restore ediliyor. Yanlış budama, don ve yıldırım gibi doğadan gelen nedenlerin yanı sıra, iklimsel farklılıklarla oluşan çatlaklar, ağaç gövdesinde yabani ot oluşumu sonucu meydana gelenlerle birlikte, insani ve araç darbeleri sonucu oluşan yaralarla ömrü kısalan bu ağaçların korunmasına yönelik çalışmalar ayrıca halka da anlatılıyor.

İstanbul Geneli Anıt Ağaç Karakterinde Olan Ağaçların Rehabilitasyonu Projesi ile anıtsal nitelik taşıyan bu ağaçlar ayrı ayrı tespit edildi ve 2002 yılı sonu itibariyle 143 ağaç restore edildi. Örneğin; İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmed'in Eyüp Sultan Camii'nin meydanına diktirdiği çınarlar restore edilerek yeniden hayata kavuşturuldu. Fethin ilk sembolü olan çınarlardan günümüze kalan üç adeti özel teknik yöntemlerle tedavi edilerek geleceğe taşındı. 1453'den bu yana ayakta kalmayı başarmış olan çınarlar için yapılan ve halkın yoğun desteğini alan bu çalışma ile ecdadımızın mirasına sahip çıkılması amaçlandı.


http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/HizmetAlanlari/Cevre/CevreYatirimlari.htm

2002 yılında Yanlış budama ağacın ömrünü kısaltan nedenlerden biri sayılmış. Ne değişti bu güne kadar? Bu yıl çok sayıda ağaç yanlış budanmış gibi görünüyor?

backyard
29-05-2006, 08:58
İnternette bu konuda bilgi bulabilir miyiz?
aradım bulamadım
biraz daha arayım
bulan varsa eklesin çeviriyi ben yaparım

malina
02-06-2006, 09:13
İletilen bir mailden...


Arkadaslar,

Mutlaka farketmissinizdir, bir suredir Istanbul'un cesitli semtlerinde canim agaclar hunharca budanmakta belediye eliyle.

Benim gordugum Yenikoy, Etiler Nispetiye Caddesi ve Nisantasi'nda kimi 70-100 yillik, senelerdir budanmadan gayet guzel duran agaclarin buyuk bir seferberlikle bir kac haftada manasizca budanip, caddelerin kel ve cirkin kalmis oldugu. Daha baska semtlerde de benzeri bir faaliyet vardir herhalde.

Tanidigim ve bilgisine, tecrubesine sonsuz guvendigim Italyan peyzaj mimari Ermanno Casasco bu yapilan budama faaliyetinin tamamen gereksiz ve hatta agaclara zararli oldugunu, belediyenin (yine) birilerine para kazandirmak amaciyla boyle bir ise kalkistigini soyluyor. (Isteyen Ermanno'yu internetten arastirabilir.)

Biliyorsunuz, Istanbul'da budanacak cok agac var!!! Ve bu budama isi icin agac boyuna yukselebilen araclar , makineler, aletler ayarlanmali, bayagi da emek isteyen bir ugras. İsi alan sirket (her kimse , ben bilmiyorum, arastirmali) icin de oldukca balli bir durum, cunku budama isine bir kez girisince her sene yapmak gerek. Ustelik bu gereksiz islem sonucu, agaclar budandiklari ust govdelerinden bir yerine, ters acilmis semsiye formunda bir cok yeni dal surecekler, bu sekil bozuklugu ise kar yagdiginda kesinlikle agaclara zarar verecek, tabii zarar goren agaclari iyilestirmek ve gerekirse degistirmek icin bilin bakalim belediye kime is verecek!!! Teknik bilgi tamamen dogru, Ermanno'dan alintiliyorum.
Uzun lafin kisasi, 3 milyon lale dikilsin, 1 ayda solsun sokulsun, gul dikilsin, anladik bal tutan parmagini yalasin vs vs.

AMA İSTANBUL'UN KİMİ ASİRLİK AGACLARINA DOKUNMASİNLAR , SİRADA CİRAGAN-DOLMABAHCE ARASİNDAKİ SAHANE DOGAL GECİDİ YARATAN DEV AGACLAR VARMİS, NASİL DURDURABİLİRİZ , SES VERİN.





www.yesiller.org

aybala
02-06-2006, 10:44
Uzun lafin kisasi, 3 milyon lale dikilsin, 1 ayda solsun sokulsun, gul dikilsin, anladik bal tutan parmagini yalasin vs vs.

AMA İSTANBUL'UN KİMİ ASİRLİK AGACLARINA DOKUNMASİNLAR , SİRADA CİRAGAN-DOLMABAHCE ARASİNDAKİ SAHANE DOGAL GECİDİ YARATAN DEV AGACLAR VARMİS, NASİL DURDURABİLİRİZ , SES VERİN.



Hafta sonu Hidiv Kasrı' ndaydım. İçinde bazı çalımalar yapılmış, hala da yapılıyor. Ağaç altlarına halı gibi çiçek dikmişler. İnanılmaz derecede fazla ve abartılı. Aklım şaştı. "Lale Devri'nde miyiz?. Bu nasıl iş?" diye akıl sahibi herkes sorar.

Bu çiçekler en fazla bu yaz için. Tek burası için de değil. Bostancı-Maltepe sahil yolunda da aynı çalışma var. Her tarafa çiçek dikiliyor.
"Bu çeşmenin suyu nereden gelir?. "
"Bu çalışmanın "programı, hesabı nedir?"
bir araştırsak mı?

Gerçi bunun kokusu sonra çıkar. Ama asırlık ağaçlara verilen zararın (!) faturası hepimiz için ağır olur.

eskimo
02-06-2006, 12:52
sopamı ağaçmı belli değil.

malina
02-06-2006, 14:00
Eskimo teşekkür ederim.

Fotoğraf çeken başka arkadaş yok mu?

Baki Berk Kayalar
02-06-2006, 14:11
İzmit' te de bu tip budamalar zaman zaman görünüyor. Özellikle yürüyüş yolundaki asırlık çınarlara bu tür ağır budamaları her sene yaparlar. Benim düşüncem şu ki budamayı yapan, yapmakla görevlendirilen belediye görevlileri aslında bu işten anlamıyor. Kes gitsin mantığı var işte. Gerçekten bu işten anlayan birileri bu budamaları yapsa bu kadar kötü görüntüler ortaya çıkmaz.

pene
03-06-2006, 10:35
sopamı ağaçmı belli değil.

evet ne yazık ki bu şekilde yanlış budamalara çok sık rastlıyoruz..
budama da değil zaten resmen..
neyse..

eskimo
07-06-2006, 15:42
rica ederim malina bir örnek daha.
yaz ortasında bu ağaçların son hallerini görüntüleceğim.

malina
07-06-2006, 15:49
Eskimo, fotoğrafların galeriye uygun büyüklüklerini ağaçlara ettiklerimiz isimli bölüme de yükler misin?

eskimo
07-06-2006, 18:06
malesef yükleyemiyorum malina.
resimleri forma sığdırmak için özgün boyutundan bu hale getirmişim
büyütmeye çalıştıkça bulanıklaşıyor.
hala bu konuda beceriksizim
ama bir iki tane daha, az kötü budanmış fotograflar var onları gönderebilirim.

malina
07-06-2006, 18:47
benim mail adresime orijinallerini gönderebilirsin. küçültüp sana gönderirim.

agaclar@gmail.com

malina
10-06-2006, 14:18
İki çınarın öyküsü


Adriyatik kıyısındaki Trieste'de çınarların altından geçerken aklıma İstanbul'un çınarları geldi. İstanbul'un fidanken doğru dürüst desteklenmedikleri için eğri büyüyen, kötü budandıkları için gövdeleri delik çınarları.
Çınarlar bu iki şehirde yaşayan insanların eğitim, kültür, estetik ve doğa sevgisi arasındaki farkın ölçüsü gibi geldi bana.

Diri, sağlıklı, bakımlı yüksek çınarlar. Eğri, delik, asker tıraşının ağaç versiyonu uygulanmış çınarlar. Estetik düzeyi olağanüstü gelişmiş, müreffeh, kendisiyle barışık bir toplum. Yüzyıllar boyu karnını doyurma sorununu aşamamış, estetiği gündemine alamamış, sinirli, kızgın bir toplum. Tenhalık. Kalabalık. Şehirlilerin yaşadığı bir şehir. Köylülükten şehirliliğe geçememiş olanların şehri. Ağaç budamak insanların ilk öğrendiği şeylerden biridir. Meyve ağaçlarından iyi ürün almak budamadaki ustalığa bağlıdır. Her ağacın kendine has bir budama mevsimi ve yöntemi var. Bunlara uymazsanız az ürün alırsınız veya hiç ürün alamazsınız. Kara üzüm ayrı, beyaz üzüm ayrı budanır.
Doğru budanmazsa hiç üzüm vermez. Şeftali budanmazsa her yıl daha az meyve verir.

Kalın direk gerekir

Süs veya gölge için büyütülen ağaçların budanma şekli değişiktir. Çınar gibi yana değil, yukarı doğru büyümesi için budananlar var. Akasya gibi top şeklinde görünmeleri için budananlar var. Çam gibi kural olarak hiç budanmayanlar.

Çınarın dik büyümesini sağlamak için ekileceği çukurun yanına, derine, yere dikey, adam boyu, kalın bir direk dikmek, fidanı ona bağlamak gerekir. Yoksa ağaç rüzgârın önünde eğilir, çarpık büyür. İstanbul'da gördüğünüz birçok çınarın eğri olmasının nedeni budur.

İstanbul Belediyesi'nin diktiği desteklerin çoğu entipüftendir. Âdet yerini bulsun diye dikilirler. Yeteri kadar ihtimamla, yeteri kadar derine gömülmedikleri için, onlar fidanı değil, fidan onları destekler.

Ağaç, çocuk gibidir

Ağaç yetiştirmek çocuk yetiştirmek gibidir. İhtimam göstermezseniz, ayrıntılara önem vermezseniz, kötü sonuç alırsınız. Eğri destek, eğri ağaç. Kötü eğitim, vasıfsız gençlik.

Trieste'de bir budama ustasının çırağına budama öğrettiğinde yaptığı, bir nesilden diğer nesle bilgi naklidir. İstanbul'da bir nesilden diğerine nakledilen cehalettir, çünkü, şehrimizde ağaç budamasını bilmeyenler ağaç budamasını bilmeyenlere ağaç budamayı öğretiyor.

Belediyeler hizmet kapısı olmadan önce rant kapısı oldukları için bu cehalet çemberi sonsuza kadar böyle dönebilir. Eğitimin, bir nesilden diğer nesle bilgi ve deneyim transfer etmenin rantı yoktur. Onun için eğitmek ilginç değildir.
Çınarlar büyük resmin sembolüdür.

Çınarlar eğri ve yaralı büyür, Türkiye eğri ve yaralı büyüyor.
Gayri safi milli hasıla ülke ağacının meyvesidir. Az ürün alıyorsak, çınarlarımız gibi, memleketimizin de kötü budandığındandır.

Metin MÜNİR

milliyet.com.tr (http://www.milliyet.com.tr/2006/06/10/yazar/munir.html)

malina
29-06-2006, 09:27
2207

Budanan ağaçlar arasında bu boya ulaşmış olanlar var.

2208

Budandıktan sonraki görünümü yaklaşık böyle... Çok sert bir budama yapılıyor...

Ağaçları tanıma yöntemlerimizinden biri de onların silueti... Bu biçimde budanan bir ağaç eski siluetine kavuşabilir mi?

Yoksa yaklaşık buna benzer bir hale mi dönüşür...

2209

örnek olarak kullanmak üzere www.pas.rochester.edu (http://www.pas.rochester.edu) sitesinden kopyaladım.

malina
10-08-2006, 23:28
Ağaç katliamı, Afyonkarahisarlı köylüleri isyan ettirdi


http://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/1988437.jpg

Afyonkarahisar'ın Olucak Köyü'nde, budama gerekçesiyle meşe ormanının katledildiğini savunan köylüler, taşeron firmanın işçilerine engel oldu.

İşçileri kibarca rehin alıp çay, gözleme ve börek ikram eden köylüler, budama çalışmalarına izin vermedi.

Afyonkarahisar'da merkeze bağlı Olucak Köyü'nde, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'nün ihalesini kazanan taşeron firmanın 10 işçi ile yaklaşık 4 aydır sürdürdüğü ağaç budama işlemi, köylüleri kızdırdı. Budama gerekçesiyle 300 yıllık meşe ormanının katledildiğini savunan köylüler, müdürlük ve jandarmaya yaptığı başvuruları sonuçsuz kalınca, bugün yaklaşık 200 kişinin katılımıyla bir eylem yaptı.

Sabah erken saatlerde, ormana girmek için köyün içinden geçmesi gereken taşeron firmaya ait işçileri durduran köylüler, budama işine engel olmak istedi. Kadın ve çocukların da aralarında bulunduğu eylemci köylüler, meydanda toplanarak, ‘Orman bizimdir, kestirmeyiz’ sloganı attı. Köylüler, çalışmalarını durdurmak istedikleri işçileri de kibar bir şekilde rehin alarak çay, gözleme ve börek ikram etti. Protesto eylemi yaklaşık 2 saat sürdü.

"YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ"

İşçileri ormana sokmayacaklarını ama köylerinde her türlü ikramda bulunacaklarını anlatan köylülerden Cemil Bal, “300 yıldır geliştirip büyüttüğümüz meşe ormanımız budama adı altında katlediliyor. Budama izni verilen bölge yerine, insan gövdesi büyüklüğündeki meşe ağaçları odun olarak kesiliyor. Bu köy, bu orman uğruna şehitler verdi. Aylarca Yunan işgalinde kalındığı zaman bile zarar verilmeyen bu ormanlar şimdi bu ülkenin vatandaşlarınca katlediliyor” diye konuştu.

Ülke genelinde yeşillendirme, ağaçlandırma adına çok sayıda çalışma yapılırken, mevcut bir ormanın yok edilmesine seyirci kalınmasına anlam veremediklerini belirten Cemil Bal, “Yetkilileri göreve çağırıyoruz” dedi.

Köy kadınları ise orman budamak üzere araçlarıyla köyden geçen işçilere tepki gösterdi. “Ormanımızı kesemezsiniz” diyen köylü kadınlar, eğer sözleri dinlenmezse ormana giden araçları taş yağmuruna tutacaklarını söyledi.
Ormanlık alanda ağaçla yüklenen ve satış için götürülmesi planlanan bir kamyonun geçişine de izin vermeyen Olucaklılar, kamyonda yüklü olan büyük ağaç parçalarını göstererek, “Bu düpedüz katliamdır” dedi.



Sezer KÜÇÜKKURT/AFYONKARAHİSAR, (DHA)
Hürriyet (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/4900283.asp?m=1&gid=69&srid=3049&oid=1)

some_at
11-08-2006, 15:07
İnsan uyanıkken kabus görürse nasıl oh çekecek...

Erguvan Muhibbi
17-08-2006, 14:26
Benim dükkanda bu budamalarla ilgili yazmıştım buraya yeniden fotoğraflar ekliyorum. Bu budamaları akıl ile mantık ile vicdan ile izah etmek mümkün değildir. Tek kelime ile vahşettir.

3230

3229

3228


-fotoğrafları görünür halde ekledim (aybala)

Erguvan Muhibbi
19-08-2006, 10:38
Dostlarım
Yukarıda eklediğim ve sağolsun Aybalamın da görünür hale
getirdiği fotoğraflardan meselenin önemi tam anlaşılmıyor.
En alttaki fotoğrafta ağacın dallarının uzunluğunu hissetmeniz lazım.
Ortadaki fotoğraf ise ağacın yakın plan bir çekimiydi budanmadan
önce çekmiştim. Sultanahmetteki sevgilim ismini koymuştum.
Kollarını açmış beni kucaklıyordu her buluşmamızda.
En üstte ise hani bir filim vardı kutunun içinde kolları kesilmiş bir
kız olan. Aynı ofilmdeki gibi kolları doğranmış bir kız gibi duruyor.

Çengelköy'de, Kanlıca'da çınar dallarının altına beton direklerle destek yapıldığının örneklerini sanırım görmüşsünüzdür.

Malesef ingilizcem yetersiz. Yurt dışındaki ağaç uzmanlarından sormak
istiyorum ve bu olayla ilgili yorumlarını almak istiyorum.

Yuirt dışında bir site görmüştüm adamlar yüzlerce ton ağırlığındaki ağaçları taşıyorlardı tırlarla. Sadece ağaç taşımakta uzmanlaşmış bir şirket.

sevil
22-08-2006, 12:40
ağlamamak içten değil
nasıl olur aklım almıyor
o benim de sevgilimdi
Sultan ahmet'i onun için sevdim desem yeridir.
yol boyunca onu rahat görebileceğim boş bir bank için dua ederdim.
her hafta hiç olmazsa bir selam vermeden geçmezdim.
ben de insanım artık nasıl bakıcam ona
dili olsa demez miydi "Al işte kolsuz kanatsız sevgilin, Ya sen nerdeydin?"
Sakın ha! bu katliamdam Topkapı Sarayı da payını almış demeyin.
Yoksa dönmeyeceğim, dönemeyeceğim.

malina
05-01-2007, 17:37
Yollar bitti, sıra parklara geldi sanırım...

Yıldız Parkı'nda hoyrat eller

ŞEHİRLERİN içindeki ve çevresindeki parklar, devlet ormanları, özel ormanlar 'kent ormanları' diye adlandırılırlar.


Günümüzün yükselen değeri olan ormanların ve yeşil dokunun kentler için son derece önem arzettiği bilinen bir gerçektir. Dünyada ormandan ve yeşil dokudan başka hiçbir obje oksijen üretemez. Gün geçtikçe şehirlerde
artan hava kirliliğine ve toza karşı şehir içindeki parkların bir filtre gibi çalıştıkları ve havayı temizledikleri yadsınamaz.

Ayrıca bu parklar, şehir halkının psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarını karşılarlar. İnsanlar geldikleri yerlerdeki ormanlara ait özlemlerini giderirler. Spor, sanat, rekreasyon gibi etkinliklere ortam hazırlarlar ve orman ve çevre bilincini yükseltirler.

Bu derece önem arzeden parklardaki ağaçların bir yaprağı ve bir dalı bile son derece değerlidir. Buralarda 'kent ormancılığı' tekniğinde sadece kuruyan ağaçlar ve dallar temizlenir. Kent ormanlarının bakir kalmalarına
son derece özen gösterilir.

Kuruluşu Kanuni Sultan Süleyman devrine dayanan, isim babalığını III. Sultan Selim'in yaptığı Yıldız Parkı bünyesinde 120'den fazla ağaç ve çalı türü bulunmaktadır.

TESTERE SESLERİ

Bir süreden beri bu güzelim park acımasız ve hoyrat ellere teslim edilen motorlu testere sesleriyle inlemektedir.

Başlarında hiçbir teknik elemanın olmadığı bu işçi gurubu bilinçsizce ağaç budamakta ve yüzlerce yılda oluşan yaş dalları kesmekte, ağaçları 'yolunmuş kaza' benzetmektedirler. Bu da bir nevi yeşil doku tahribidir. Çünkü şehrin akciğerleri yok edilmektedir.

Yıllarını 'orman ve ormancılığa' adamış bir kişi olarak soruyorum: Amaç park içindeki köşklere ve bazı uyduruk konutlara daha fazla ışık ve güneş sağlamak mı, odun üretimi mi, yoksa böylesine şiddetli bir budama ile birilerini nemalandırmak mı?
Bir türlü anlam veremedim.

Mehmet SANDIKÇI
Orman Yüksek Mühendisi
İstanbul eski Orman Bölge Müdürü


Kaynak: Yalçın Bayer / Hürriyet
(http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5723088.asp?yazarid=42)

Erguvan Muhibbi
05-01-2007, 23:17
Evet dostalırım bu haberi ben de okudum.
Sultanahmet teki Çınarın dibinde bu ağaç budamaları ile ilgili bir toplantı düzenleyelim derim
Malesef Orman Fakültesi hocalarına yazdığım maile hiç biri cevap vermedi çınarla ilgili bir tanesi cevap verdi o da benim konum değil dedi.

Ela
06-01-2007, 07:47
Bütün yazılanları çok üzülerek okudum maalesef tepki veremedikleri için hiçbirşey yapamadan acı çeke çeke budanıyorlar. Ağaçlarımız başlarında eğitim görmüş bir insan olmadan budanıyor.Ağaçları kesmeyi marifet sayanlar acaba bir ağacın da yaşama hakkının olduğunu onun da acı çektiğini bilmiyormusunuz.İçinizde azıcık doğa sevgisi olsa bilirdiniz.Ben bütün bu olanlara ağaca yönelik şiddet gözüyle bakıyorum.

malina
06-01-2007, 10:37
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan açıklama gelmiş...



İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul’da 13 koruya Prof. Ünal Aslan başkanlığındaki yedi öğretim üyesinin baktığını açıkladı.

Açıklamada bir itirafta da bulunuyor; “Geçmişten bugüne kadar yapılmayan bakım ve budamalar koruları her gün ölüme götürmekte... Kaldı ki yapılan budama işlemleri orman ve ziraat mühendisleri kontrolünde yapılmakta, kaldırılacak ağaçlar Orman Bölge Müdürlüğü tarafından damgalanmakta. Damgalanmamış hiçbir ağaç kaldırılmakta. İlgili rapor ve izinler doğrultusunda yapılan çalışmalar 5 yıllık bir süreyi kapsamakta.”

Peki AKP zihniyeti 13 yıldır İstanbul’u yönettiğine göre bu ihmal Erdoğan, Gürtuna ve Topbaş’a ait değil mi?

Açıklama:


“Mehmet Sandıkçı'nın, Yıldız Parkı'nda 'başlarında hiçbir teknik elemanın olmadığı işçi gurubunun bilinçsizce ağaç budamakta oldukları' iddiası doğruları yansıtmamaktadır.

İstanbul'da Büyükşehir sorumluluğunda bulunan 13 korudan birisi de Yıldız Parkı'dır. Yıllardır kendi kaderine terk edilen koruların gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde ulaşması için İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Ünal Aslan başkanlığında 7 öğretim üyesi tarafından korulardaki kuruyan ağaç ve dalları ile sağlıksız ağaçların budamaları, devrilen ağaçların kaldırılması ve yenilerin dikilmesi için 'Silvikültür ve Amenajman' planları hazırlanmış, Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2003'te onaylanmıştır.

Ayrıca koruların tarihi özellikleri nedeniyle İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğü'nün 25.4.2006 tarihli 1567 sayılı kararı ile planlar onaylanmıştır. 2006’dan itibaren planlar kapsamında korularda bölümler halinde kuru, sarkan dallar ve hastalıklı gövdeler alandan uzaklaştırılmaktadır.

Geçmişten bugüne kadar yapılmayan bakım ve budamalar koruları hergün ölüme götürmektedir. Kaldı ki yapılan budama işlemleri orman ve ziraat mühendisleri kontrolünde yapılmakta, kaldırılacak ağaçlar Orman Bölge Müdürlüğü tarafından damgalanmaktadır. Damgalanmamış hiçbir ağaç kaldırılmaktadır. İlgili rapor ve izinler doğrultusunda yapılan çalışmalar 5 yıllık bir süreyi kapsamakta ve her yıl düzenli olarak yapılması planlanmaktadır.

Yapılan çalışmalar budama konusunda otorite olan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ferhat Bozkuş başkanlığında devam ettirilmektedir.

Ayrıca bu kapsamda Park ve Bahçeler Müdürlüğü 12-13 Aralık 2006'da "Kent Ağaçları ve Süs Bitkilerinde Bakım ve Budama Esasları" konusunda eğitim semineri düzenlenmiştir. Orman fakültesinden konunun uzmanları öğretim üyeleri tarafından 2 gün süren ve ilçe belediyelerinin, konuyla ilgili sivil toplum kuruluşu ve odaların, diğer orman fakülteleri öğretim üyelerinin de yoğun katılımıyla tamamlanan seminer ayrıca kitap haline de getirilmiştir. Yapılan bu çalışma bundan sonra yapılacak çalışmalara da kaynak ve referansı noktası olacaktır.

1997-2000 arasında İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü yapan Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Sandıkçı'nın orman alanlarında yapılan bakım işlerinden haberdar olmaması bizi derinden üzmüştür. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü de İstanbul sınırları içindeki ormanlarda kesim, budama ve ağaçlandırma işlemlerini Orman Kanunu gereği rutin olarak yapmaktadır.

Bugüne kadar yapılamayan müdahaleler sonucunda sağlam görülen ancak kırılarak can ve mal kayıplarına sebep olan ağaç yıkılmaları olmuştur. Bu çalışmaların yapılmadığı takdirde kazalarında devam edeceği bir gerçektir.”



Yalçın Bayer - Hürriyet (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5729671.asp?yazarid=42)

sorusbay
16-03-2007, 09:46
Bugünlerde İstanbul'da ağaçlar budanmakta. Yapılan budama sonucu geriye ağacın gövdesi kalmakta. Böyle aşırı budama doğru mudur?

sezinci
17-03-2007, 08:49
Yapraklı ağaçlar basıl budanırsa budansın bir şekilde sürgün verir. Kimi zaman budamada aşırıya kaçıldığı durumlar olur. Bu zorunluluktan dolayı yapılmış olabilir. Ağaçların yaşamı trafiği engellemesi gibi. Ama bu yapılınca da çirkin bir görüntü çıkar ortaya. Ya o ağacı oraya hiç dikmemeli ya da budarken ağacın formunu korumalı.

Kısacası bazı türlerde aşırı budama yapılabilir ama bana göre sonuçta ortaya çıkan görüntü daha çirkin olur.

Halit Togay
17-03-2007, 09:45
Nereye yazayım bilmiyorum. Ağaçları koruma hattını mı arasam ? Ofisimdeki odamın penceresini şenlendiren erguvanlar daha çiçeklenmeden 2 m den yalnızca kütükleri kalacak şekilde budanmış. Alt katımda iki adet daha ofis var ve ikisinin de kullanılmayan odaları bu aralığa bakıyor. Yöneticinin gayretkeşliği neticesi ben bu baharın neşesinden mahrum kaldım.

Erguvan Muhibbi
17-03-2007, 10:01
Geçmiş olsun. Adam kendisi odun olunca bütün ağaçları da odun sanıyor.
Kesiyor. Doğruyor. Ağaçları genlçleştiriyorlarmış efendim.

aybala
17-03-2007, 11:42
Yapraklı ağaçlar basıl budanırsa budansın bir şekilde sürgün verir. Kimi zaman budamada aşırıya kaçıldığı durumlar olur. Bu zorunluluktan dolayı yapılmış olabilir.

Şehirlerde ağaç budamanın gerekçesi bu olabilir. Yani yoğun trafikli alanlarda ağaçlar budanır hatta tamamen kaldırılabilir. ( İstiklal Caddesi olayını hatırlayınız.) Ama şehirdeki tüm ağaçların bu mantıkla budanmasını anlamam imkansız.

Mesela Maltepe-Bostancı Sahil Yolu'ndaki tüm çınarlar geçen sene (ve neredeyse her sene) aynı mantıkla budanıyor ki bu yol 6 şeritli ve yaya ve bisiklet yolu olan geniş bir yoldur, çınarlar mevsim sonuna doğru verdikleri sürgünlerle ancak kavağa benziyorlar. Yani elimizde çınar değil kavak görünümlü çınarlarımız oluyor. Benim bilgiğim çınarlar üst dalları yayılarak gelişen heybetli ağaçlardır.

Bakınız (http://www.agaclar.net/galeri/showimage.php?i=7176&c=208)bazıları bunu nasıl yapıyor. Yazacak fazla bir şey yok sanırım.

8324

Balıkcı
17-03-2007, 16:10
Merhaba dostlar

Aykırı yorumlara, tenkitleri tenkide açık mısınız?

Öyle olduğunu kabul ederek iki kelam da benden.

Konuyu başından beri okuyorum.
Görebildiğim kadarıyla tenkit edenlerin hiçbiri bu işin eğitimini almış kişiler değil.
Sadece benim gibi ağaca ve yeşile karşı gönül bağı olanlar.
Öyle olunca da bir dalın kesilmesi bile bize ağır geliyor.
Rahmetli annem de güllerine hiç dokundurtmazdı.
Halbuki ben, güllerin bayağı sert bir şekilde, dalların dibine yakın birkaç göz bırakılarak kesildiğinde daha iyi geliştiğini duymuştum.
Anne şu gülleri biraz budayalım dediğimde, yok, benimkileri elleme, kel olmasınlar derdi.
Nur içinde yatsın.
Şimdi bu yaklaşımı görüyorum yazılarınızda.
Bir kişi çıkmış, işi bilen adam sıfatıyla, yanlış yapılıyor demiş, ona da cevabını vermişler.
Bu işleri, budamayı en iyi bilen bir profesör başkanlığında yürütüyoruz demişler.
Bu durumda bana göre, yapılması gereken, işi siyasete döküp, AK Parti döneminde ihmal edilmiş, demek yerine, adı verilen bu profesöre ulaşarak, mesajlarda belirtildiği şekilde, bu ne biçim budama, niçin şehri kele çeviriyorsunuz, diye sormaktır.
Bakalım ne cevap gelecek.
Maalesef ülkemizin hastalığı, bilenlerin susup, az bilenlerin ya da bilmeyenlerin konuşmasıdır.
Denizde de öyle, eline bir olta alan balıkçılık uzmanı kesiliyor.

Biliyorum, bu yazı hoşunuza gitmeyecek ama her yazılan, herkesin hoşuna gidiyor mu?

sukranayalp
17-03-2007, 17:36
Sn Erguvan muhibbi öğrendiklerinizi doğru ortamlarda ve doğru zamanlarda kullanın derim.

Her gençleştirme bir budamadır ama her budama bir gençleştirme değildir.

Benim size anlatmaya çalıştığım ve sizin bir türlü kabul edemediğiniz gençleştirmeyi bu ortamda bana atıf yaparcasına kullanmanız sizin sadece inatçılığınızı gösterir.

Kabak gibi ortada 1 m lik gövde bırakılarak yapılan budamaya asla GENÇLEŞTİRME denmez. Lütfen artık bunu öğrenin.

anilozer112
17-03-2007, 18:06
Benim dükkanda bu budamalarla ilgili yazmıştım buraya yeniden fotoğraflar ekliyorum. Bu budamaları akıl ile mantık ile vicdan ile izah etmek mümkün değildir. Tek kelime ile vahşettir.


Sayın Erguvan Muhibbi;
Sultanahmet'teki bu çınarı bir belgeselde kesildiğini öğrenmiştim. Ama bu çınar tarihi olaylara tanıklık etmiş. :(



Sultanahmet Meydanı’ndaki bir diğer çınar ağacının önünde kanlı olaylar olmuş ve bu nedenle ona “Kanlı Çınar” ismi verilmiştir. Günümüze ulaşamayan bu çınar, Ayasofya ile Sultanahmet camileri arasında, bugün park olan yerde bulunuyordu. Burada ağacın dikkati çeken bir özelliği de dallarından birisinin Ayasofya’yı göstermesi idi.

Tarihin derinliklerine baktığımızda bu çınarın isminin ilk kez Sultan İbrahim’in tahttan indirildiği günlerde geçtiğini görüyoruz. Sultan İbrahim’in tahttan indirmek için ayaklananlar önce Sadrazam Ahmed Paşa’yı yakalamış ve asileri destekleyen Vezir Sofu Mehmet Paşa’ya teslim etmişlerdir. Kurnaz ve işini bilen bir vezir olan Mehmet Paşa önce Onu Şehzadebaşı’ndaki konağında ağırlamış, sonra da şeyhülislamdan idamı için fetva almıştır. Öte yanda Ahmed Paşa malını mülkünü Mehmed Paşa’ya bırakarak canını kurtardığını sandığı anda birden karşısında devrin ünlü celladı Kara Ali’yi görünce her şeyin bittiğini anlamıştı. Kara Ali ve diğer cellatlar onu sürükleyerek konağın bodrumuna indirip kementle boğmuşlardır. Bunun ardından sadrazamın cesedi bir ata bağlanarak sürüklene sürüklene Sultanahmet’teki bu çınarın altına bırakılmıştır. Bu arada yeniçeri kılığına giren bir câni, insan yağı romatizmaya iyi gelir diyerek sadrazamın şişman vücudunu parça parça doğrayarak isteyene vermeye başlamıştır. Bu acı olay üzerine bu çınara “Kanlı çınar” sadrazama da bin parça anlamında “Hazerpare Ahmet Paşa” ismi yakıştırılmıştır.

Kanlı Çınar, bir süre sonra yeni bir kanlı olaya sahne olmuştur. Yeniçeri ulûfelerinin dağıtıldığı bir gün Girit seferinden dönen yeniçerinin dağıtımdan pay alamamaları, kapıkulu ocaklarına da ayarı düşük akçe verilmesi ortalığı karıştırmış ve yeni bir ayaklanmaya neden olmuştur. At Meydanı’nda toplanarak saray kapılarına dayanan yeniçeriler ve onlara katılanlar yeni kurbanlar istemeye başlamıştır. Sultan IV. Mehmet henüz çocuk yaşta bir padişahtı. Padişahın yanındakiler asilere direnmişlerse de durumun daha da kötüye gitmesi üzerine istenilen kişileri boğdurup saray duvarlarının dışına bırakmışlardı. Boğdurulanlar arasında Kızlar Ağası, Kapı Ağası, Padişahın müsahibi ile Kösem Valde Sultan zamanında nüfuzu artan Mülki Kalfanın kocası Şaban Ağa’da bulunuyordu.

Bundan sonra isteklerini elde eden asiler, kesik başları çınarın dallarına asmıştır. Buradaki başlar günlerce asılı kalmış, rüzgarla sallanmış ve halk bu görünümü dehşet içerisinde seyretmiştir.

Çınara ikinci kez kanlı bir olaydan sonra “Vaka-i Vakvakiye” ismi halk tarafından yakıştırılmıştır. İstanbullu bir şair de bu olay üzerine bir şiir yazmıştır.

Gûşu merihe erüp tantana-i cahü celâl
Lerzenâk etti bu kavga gühu âfâkı
Oldu mahmur nice mest müdamı devlet
Câmı ikbale ne tarh etti bilinmez Sâki
Bağbanı felek gine güzârı seyret
At Meydanına dikti secere-i vakvakı.

Sultanahmet Meydanı’ndaki bu çınarın yazgısı bununla sona ermemiş, 1826 yılında son yeniçeri isyanı bastırıp, ocak dağıttığı zaman Sultanahmet Camisine gizlenen son yeniçeriler de boğdurulup cesetleri yine bu çınarın dallarına asılmıştır.
Secerei Vakvak’ın öyküsünü hazırlayıp, şiire çeviren İzzet Molla da şu dizeleri yazmıştır:

Bir zaman ehli fitne camii Hanı Ahmedde
Bigünah asmış iken kullarını Hallâkim
Şimdi erbabı Şekanın dökülüp kelleleri
Meyve vaktine yetiştik, secerei vakvakın.

sukranayalp
17-03-2007, 18:34
Arkadaşlar Sn Erguvan muhibbi'nin fotoğraflarında dikkat ederseniz çınar dalları yatayda büyüme göstermiş. Çınarın dal dokusu gevrektir. Şiddetli soğuk ve rüzgarlarda çok çabuk kırılır ve düşen dalları çevreye zarar verir. Fotoğrafta yapılan budamalar öncelikle bir kent ortamına göre değerlendirilerek yapılmış ve doğru yapılmış budamalardır. Sakın bu konuda hissi olmayın. Ne olayları görmüş geçirmiş olsa bile bir bitki doğal ortamında kendi başına yetişmedikten sonra onu kontrol etmeliyiz. Onu katletmeliyiz de demiyorum. Uygun budama yapılmalıdır. İster şekil budaması olsun, ister meyve budaması olsun, ister gençleştirme budaması olsun. He rbudama şeklinin de kendine özgü kuralları vardır. Önemli olan budama yapılıyorsa bunlara uyulmasıdır.

malina
17-03-2007, 18:56
Bir kişi çıkmış, işi bilen adam sıfatıyla, yanlış yapılıyor demiş, ona da cevabını vermişler.
Bu işleri, budamayı en iyi bilen bir profesör başkanlığında yürütüyoruz demişler.
Bu durumda bana göre, yapılması gereken, işi siyasete döküp, AK Parti döneminde ihmal edilmiş, demek yerine, adı verilen bu profesöre ulaşarak, mesajlarda belirtildiği şekilde, bu ne biçim budama, niçin şehri kele çeviriyorsunuz, diye sormaktır.
Bakalım ne cevap gelecek.
Maalesef ülkemizin hastalığı, bilenlerin susup, az bilenlerin ya da bilmeyenlerin konuşmasıdır.
Denizde de öyle, eline bir olta alan balıkçılık uzmanı kesiliyor.

Biliyorum, bu yazı hoşunuza gitmeyecek ama her yazılan, herkesin hoşuna gidiyor mu?

Malesef Orman Fakültesi hocalarına yazdığım maile hiç biri cevap vermedi çınarla ilgili bir tanesi cevap verdi o da benim konum değil dedi.

Balıkçı, gördüğünüz gibi soranlar var...

Balıkcı
17-03-2007, 20:24
Balıkçı, gördüğünüz gibi soranlar var...

Evet ama yanlış adrese.
Ben işin başında olduğunu söyledikleri kişiyi kasdetmiştim.

Bu vesileyle Erguvan Muhibbini kutlamayı da unutmamalıyım.
Biz konuşurken,O bir şeyler yapmış.
Teşekkürler.

malina
17-03-2007, 20:55
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul’da 13 koruya Prof. Ünal Aslan başkanlığındaki yedi öğretim üyesinin baktığını açıkladı.

Orman Fakültesinde çalışıyor. Ona yazmamazlık etmemiş midir? :)

lordofstorm
17-03-2007, 22:27
Merhaba.Yaşlı ağaçlarda gençleştirme yapılaması için zaman zaman set budama yapılması zorunludur.Ben Galatasaray Lisesi'nde okurken bir bahar günü okuldaki asırlık çınarları öyle bir budadılar ki gövdeden başka hiç bir şey kalmadı.Ben de gördüğüm manzaranın hışmıyla okul içerisindeki organizasyonları yöneten departmanda aldım soluğu.Annemin de vakıf avukatı olmasından dolayı, bu ağaçlara bir zarar gelirse okula tazminat davası açacağımı söyledim.Fakat ordaki görevli bana sadece gülümsedi.Çevreye ve yeşile olan duarlılığımı tebrik etti sonra.Budama işlemlerini yapan ekiplerin iş bilen birer profesyönel olduklarını ve ağaçları mezun olduktan sonra görmeye gelmemi tembih etti.Geçen sene gittiğimde gözlerime inanamadım çünkü o koca çınarlar tekrar aynı ihtişamlarıyla ama diri ve sağlıklı görüntüleriyle hala ayaktaydılar.Yani bu işi biliyorlarmış.Bende salkım söğüt ağacımı son dere derinden budadım ve onunda gençleşeceğini umuyorum...

Kasved
17-03-2007, 23:44
Merhaba.Yaşlı ağaçlarda gençleştirme yapılaması için zaman zaman set budama yapılması zorunludur.Ben Galatasaray Lisesi'nde okurken bir bahar günü okuldaki asırlık çınarları öyle bir budadılar ki gövdeden başka hiç bir şey kalmadı.Ben de gördüğüm manzaranın hışmıyla okul içerisindeki organizasyonları yöneten departmanda aldım soluğu.Annemin de vakıf avukatı olmasından dolayı, bu ağaçlara bir zarar gelirse okula tazminat davası açacağımı söyledim.Fakat ordaki görevli bana sadece gülümsedi.Çevreye ve yeşile olan duarlılığımı tebrik etti sonra.Budama işlemlerini yapan ekiplerin iş bilen birer profesyönel olduklarını ve ağaçları mezun olduktan sonra görmeye gelmemi tembih etti.Geçen sene gittiğimde gözlerime inanamadım çünkü o koca çınarlar tekrar aynı ihtişamlarıyla ama diri ve sağlıklı görüntüleriyle hala ayaktaydılar.Yani bu işi biliyorlarmış.Bende salkım söğüt ağacımı son dere derinden budadım ve onunda gençleşeceğini umuyorum...

Ağaçlarda budamada sert bir seferde yapılması çok yanlış bir uygulamadır, ağaçların heryıl kontrol edilerek belli bir program dahilinde budanması gerekir.

Ağaç ister kentten uzan meyvalıkta olsun isterse yaşadığımız şehirde hiç fark etmez, ağaçta tüm dallar aynı anda çıkartılmaz sırayla ve çıkartılan daldan sonraki ağacın aldığı biçim incelenerek geleceğe dönük ortalama dört yıllık planlama yapılarak çıkartılır. Ağaçtan dal çıkartılmadan evvel ağacın mümkünse tüm yönleri etrafında dolaşılarak dikkatli gözlem ve inceleme ile budama yapılması yerinde olur. Budamada ağacın gövde yapısı ile 2.ncil dalların toplam hacminin eşit olması hedeflenmelidir, kesinlikle dalların tümü sert budamayla alınmamamalı çünkü ağacın kendi bünyesinin içindeki su sirkülasyonuna zarar veririlmemesi gerekir. Her ağaç, yanlış mevsimde sert budama yapılmaması şartıyla budama hatalarını zamanla düzeltir, fakat günümüzde şehirlerde yapılanlar budama değil adeta cinayet, ağaçların su dengesi bozulduğu için bazılarını kaybetmemeiz kuvvetle muhtemel olacaktır.

Balıkcı
18-03-2007, 11:32
Orman Fakültesinde çalışıyor. Ona yazmamazlık et memiş midir? :)

Bilmiyorum.:D

lordofstorm
18-03-2007, 15:59
Sayın Kasved sert budama yapmak cinayettir falan demiş lakin Büyükşehir Belediyesi'nin ve orman bakanlığının ekipleri çınar,top akasya gibi ağaçlar için zaman zaman sert budama yapıyor ve ağaçların hepsi gayet sağlıklı bir şekilde ayaktalar.Mekteb'i Sultani'nin bahçesindeki çınarlar da tüm heybetleriyle ayaktalar nedense.Şu anki üniversitemin bahçesindeki salkım söğütlerin tüm dalları 2 sene önce tamamen kesilmişti ama bu sene resmen dallar yerlere değiyor nedense.Ve ayrıca orman mühendisi olan sevgili bir dostumuz da ağaç gençleştirmede aynı tekniği önerdi nedense.Neyse sevgiler...

Kasved
19-03-2007, 21:42
Sayın Kasved sert budama yapmak cinayettir falan demiş lakin Büyükşehir Belediyesi'nin ve orman bakanlığının ekipleri çınar,top akasya gibi ağaçlar için zaman zaman sert budama yapıyor ve ağaçların hepsi gayet sağlıklı bir şekilde ayaktalar.Mekteb'i Sultani'nin bahçesindeki çınarlar da tüm heybetleriyle ayaktalar nedense.Şu anki üniversitemin bahçesindeki salkım söğütlerin tüm dalları 2 sene önce tamamen kesilmişti ama bu sene resmen dallar yerlere değiyor nedense.Ve ayrıca orman mühendisi olan sevgili bir dostumuz da ağaç gençleştirmede aynı tekniği önerdi nedense.Neyse sevgiler...

Size bizzat şahit olduğum anmı anlatayım; Yaklaşık dört yıl evvelki Çanakalle de yaşanan sert kıştan çıktıktan sonra bir komşumuz tüm uyarılara rağmen bahçesindeki zeytin ağaçlarından yaklaşık elli adet civarındaydı sanırım sert kesimle budama yaptı, sonuçta kesim yaptığı 40 yıllık ağaçların tamamı kurudu, kalan ağaçlarıda ancak ziraatçilerin uyarısıyla kesemediğinden kurtulma şansları oldu. Sert budama bizzat çevremizde yaşıyarak gördüğümüz ve tecrübe ettiğimiz acı ve talihsiz örnekleri bolca yaşanmış bi durum.

Ağaç tıpki bi insan gibi yaşayan soluk alıp veren, kolu kanadı olan bi canlı, siz onu doğasına aykırı çısçıplak odundan bi kütük haline getiriyorsun ve ona hadi kendini bir anda tamamen yeni baştan yenile diyorsunuz, bu bence işin doğasına aykırı açıkçası bana çok sıcak gelmiyen yanlış bi uygulama.

lordofstorm
21-03-2007, 17:57
Sayın Kasved, sizde bir doğa seversiniz bende.Yani aramızda çok hoş bir ortak nokta var sizi bu konuda taktir ediyorum.

Sert budama konusunda bende uzun müddet mücadele verdim lakin yapılan bu uygulamaya direk cinayet demenize bir anlam veremedim. Ülkemizde muhakkak ki herkes budama konusunda bilgi sahibi değil ama geçenlerde şahit olduğum bir uygulamadan daha bahsetmek istiyorum.

Galatasaray Lisesi'nin İstiklal caddesine bakan dev bir çınar ağacı daha son derece sert bir şekilde budanmış ve bu manzara gerçekten içimi ürpertti önce. Sonra bu konuyla ilgilenen departmana gittiğimde bu ağacın köklerinin ta Osmanlı döneminden kalma olan kanalizasyon oluklarını tıkadığı bundan dolayı lise müdürümüz Doç. Dr Gün Kut'un da bilgisi dahilinde önce köklerinde daha sonra da alınan kökler sebebiyle dalların yeterince beslenemeyeceği gerekçesiyle dallarının da budandığı ama zaman geçtikçe bu ağacın kendini toparlayacağını söylediler.

Aynı uygulama şu an ki yök başkanı Prof.Dr.Erdoğan Teziç'in de lise müdürlüğünü icra ettiği dönemlerde de bir kaç ağaca uygulanmış ve o ağaçlarında şu an maşallahı var gerçekten.

Aslında sorulması gerken ve yapılması gereken mesele şu:
Öncelikle bünyesel olarak hangi ağaç sert budamaya yatkın hangisi değil.
2.si bu uygulamanın yapılma sebepleri nedir.
3.sü de kim tarafından yapıldığı.

Şu an evimizin arkasında bir ıhlamur ağacının dalları rüzgar estikçe evimizin çatısına çarpıp zarar vermekte. Ve bu ağacın budamaya ne kadar tolerans gösterdiğini bizzat araştırıp, uzman kişilerce budanması konusunda bilgi toplamaktayım. Teşekkür ederim...

Erguvan Muhibbi
04-04-2007, 16:07
Sevgili Malina Hocaya sorup sormadığımı bilmeden sormuştur demiş.
Hoca ile yüzyüze görüşmemizde sormuştum ve hoca budamalar gerekir
demişti. Burada bazı arkadaşlar benim ağaç budamasına karşı olduğumu
sanıyorlar herhalde. Ve fırça da yemişiz yokluğumuzda. İş değiştirmenin
getirdiği sorunlarla boğuşuyorum. Bu yüzden ağaçlar.net e yeteri kadar
zaman ayıramadım.

Ben bir özel ağaçtan söz ediyorum. Sultanahmetteki
bir mücevher gibi duran ağaçtan. O ağaca özel ilgi gösterilseydi üzerinde düşünülseydi kesilmezdi kollar diyorum. Çünkü o kollar kesilmeden önce
Erguvan ağacını kesmişlerdi çürüyen gövdenin bir kanadını. O bile kesilmeyebilirdi. Çünkü o erguvan kaç yılda o hale gelmişti.

Kesen adamlarla konuştuğumda adamın verdiği cevabı hiç unutmuyorum.
Adam bana bak dedi şu ağacı ( At kestanesini gösteriyor ) dibinden kes desinler keserim. İşte o özel ağacı da üzerinde düşünmeden bir uzmanla
konuşmadan kestiler. Arabam olsa hocayı alıp oraya götürsem ve
elimdeki fotoları göstersem eminim ki o bile haklısın diyebilirdi.

sukranayalp
04-04-2007, 18:53
Özel ilgi nasıl oluyor Sn Erguvan Muhibi?
Budama hangi durumlarda gereklidir? Hangi durumlarda değildir. Bu sorulara cevap verir misiniz lütfen?
Kaç yılda o hale gelen ağaçlar budanmamalı mı?
Siz sorumlu bahçe teknikeri olsaydınız ve bu ağacın bakımı size verilseydi nasıl bir yol izlerdiniz? Bizi aydınlatırsanız memnun oluruz.

Erguvan Muhibbi
07-04-2007, 10:40
Efendim cahilliğimizi yüzümüze vurmayınız lütfen.
Ben orman Mühendisi veya teknikeri, Peyzaj Mimarı veya
Ziraat Mühendisi hiç birisi değilim. Ben Erguvanı ve ağaçları
sadece seven biriyim. Bu aşk beni buraya Sevgili Malina'nın
davetiyle getirmiştir ve burada çok şey öğrenmekteyim.
Burada sizin gibi çok değerli uzmanların bulunmasından da
fevkalade sevinçliyim. ( Burada değerli kelimesinde bir kinaye
veya ima yoktur, samimi görüşümdür.)

Burada sadece ve sadece tabiat aşkları ve sevgileri için
bulunan benim gibi insanların hevesini kırmayınız.
Türkiye'de yanlış ve kötü yapılan pek çok işin altında o konunun
uzmanlarının imzaları bulunduğunu lütfen unutmayınız.

Bugüne kadar okuduğum, edindiğim görgü ve bilgiyle yetkili
ben olsaydım o ağacın o iki kolunu kesip onun anıtsal özelliğini
bozmaz mutlaka başka çözümler bulurdum. O çözümlerin
ne olabileceğini uzmanlar bulurdu. Burada önemli olan kollar
kesilmemeli kararıdır. Bu konuda başka kişisel mesaj yazmayacağım.

http://www.agaclar.net/galeri/showimage.php?i=5980&catid=member&imageuser=907
Çınarımın Çelik Gülersoy tarafından çekilen eski fotosu

http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=4820
linki ağacın geçen sene ters açıdan çektiğim fotoğrafı.

http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=1839
Kolları doğranmadan önce kolların ve ağacın yakın görünümü.

http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=3730
ise ağacımın kollarının doğranmış. Mazlum hali.

Neşe Kıldacı
15-04-2007, 00:31
Kesen adamlarla konuştuğumda adamın verdiği cevabı hiç unutmuyorum.
Adam bana bak dedi şu ağacı ( At kestanesini gösteriyor ) dibinden kes desinler keserim.
Sayın Erguvan Muhibbi'nin yazdığı gibi sorun bu. Sorun "budama doğrudur, yanlıştır"ın ötesinde. Budamayı bütün ağaçlar için aynı biçimde yapıyorlar ve maalesef ağaç kesmekte de bir beis görmüyorlar. Sultanahmet'teki o zavallının kollarını uçururken de duraklamamışlardır.

Yaşadığım yer olan Kabataş'ta "Budama Çalışmaları" sırasında en az 10 adet ağacı kestiler ancak bir ikisini kurtarabildim. Evet ağaçlar öyle çınar ya da meşe değildi, orta boyda dut, ayva ve çam ağaçlarıydı. Bunun dışında bolca zakkum ve makiler vardı, şimdi hiçbiri yok. Park ve Bahçeler Müdürlüğüyle bir kaç kez konuştum, "İmar Planı gerekli görürse keseriz" gibi bir şeyler söyledi Müdürlükten Yüksel Şahin. Hangi İmar Planı? Ve de minik ağaçlarım/ın/ızın bu planla ne ilgisi olabilir?

Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığına sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyorum. Sonucu göreceğiz.

Halit Togay
15-04-2007, 12:50
Bu ağaçları manzaraları kapanan setüstü sakinleri kesmiş-kestirmiş olmasın.

Yücel Özlem
15-04-2007, 16:42
Efendim, burada tartışılan konu bir taraftan teknik bir konudur. İşin bu tarafı da teknisyenlerce çözümlenir. Bir dğer tarafı ise insanidir.

Bence çözümü zor olan taraf da budur. Burada tercihler ön plana çıkar. Ama, kanaatimce bu tercihleri de aklileştirmek, insanileştirmek mümkündür. Bunu yaparken farklı tercihleri olanlara saygılı olmak gerektiğini düşünürüm.

Söylemek istediklerimi bir örnekle anlatayım. Bir kurumun bahçesinde bir kaç mavi ladin vardı. Bunlardan ikisi çok güzel ve sağlıklı ve olması gerektiği biçimde idi. Diğerlerinde ise şekil bozuklukları başlamıştı. Şekil bozukluğunu, bahçıvan bu ağaçların yakınına dikilen başka ağaçlara bağlıyordu. Konuyu araştıran sorumlu kişi bahçıvanın tesbitinin doğru olduğuna kanaat getirdi.

Şimdi bir tercih yapması gerekiyordu. Ya mavi ladinlerin halen olduğu gibi çarpık büyümesine devam etmesi, ya da ladinlerde şekil bozukluğuna sebep olan ağaçların bu zararının önlenmesi gerekiyordu. Sorumlu kişi tercihi yaparken meseleyi kurum çalışanları ile paylaşmaya karar verdi.

Çoğu ağaçsever olan çalışanlar ladinlerin ikisinin kurtarılması konusunda çabucak karar verdiler. Bir iğde ağacına sert budama uygulandı. Hastalıklı bir erik ağacı da söküldü.

Ancak bir diğeri için karar vermek pek kolay olmadı. Bu defa sorun bir huş ağacından kaynaklanıyordu. Bu huş ağacını diken insan kurum çalışanlarının sevip saydığı yaşlı bir kimse idi. Ağacını çok seviyordu. Mavi ladinler ise tüm çalışanların övünç kaynağı idi. Çalışanların gösterdikleri sevgi ve saygı Huş ağacının sahibini hafif bir budama yapmaya razı etti. O yıl mesele ertelenmiş oldu. Sorumlu kişi, hemen uygun büyüklükte sekiz adet huş ağacı fidanı alarak bahçenin uygun yerlerine diktirdi.

Bahçede huş ağaçları çoğunluğu ele geçirmişti. Ertesi sene Huş ağacının sahibi, ağacına sert bir budama uygulamaya karar verdiğinde; arkadaşları ağacın bunu kaldıramayabileceğini söyleyip uyardılar. O da arkadaşlarına teşekkür ederek; yeni huş ağaçlarının çabuk gelişmekte olduğunu, kendi ağacını arkadaşlarının sevgilisi ladin için feda edebilceğini söyledi. Kararını uygulattı.

Huş ağacı hakikaten bu budamayı kaldıramadı. Başlangıçta bir iki filiz verir gibi olduysa da sonra Kuruyup gitti. Ama ladinler oldukça sağlıklı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Yeni dikilen huş ağaçlarından bazıları da eskisinin yerini aratmayacak hale geldiler.

Dostlarım, belediyenin yaptığı işin teknik açıdan doğru olup olmaması bir yana, nasıl ve kimlerle yaptığı daha önemli. Yerel yönetimler demokrasinin mektepleridir, denilir.

Belediye Başkanı hangi partiden olursa olsun bizleri umursamalıdır. Umursamak zorundadır. Bilgi vermek görevleridir. Umursamıyorsa umrsatmak da bizim görevimizdir.

Bulunduğunuz şehirde belediye yaptığı çalışmalardan sizleri haberdar etse; proje ve planları hakkında bilgi verse; çalışmayı kimlerle nasıl yürüttüğünü açıklasa; burada bu konuyu, belki daha farklı bir biçimde tartışırdık.

Plan proje dedim de aklıma geldi. Tartışılan eğer bir anıt ağaç ise o zaman budama işinin gerekçsi de belirtilerek projelendirilip ilgili kurullardan izin alınması gerektiğini düşünüyorum.

Neşe Kıldacı
15-04-2007, 22:39
Ah, sayın Halit Togay ben de bundan şüphelenmiyor değilim hatta kulağıma gelenler dediğinizi doğrular nitelikte ama bu, belediyenin ağaçları kesmesini gerektirmiyordu.

Avustralya'daki eyalet belediyelerinin uyguladığı budama kurallarının içinde, budamanın yapılmayacağı durumlar bahsinde "manzaranın açılması için budama yapılamaz" maddesi var. Bu kural herhalde sadece oraya özgü değildir.

Ağaçları kesen, bizzat belediyenin görevlileriydi, gözümle gördüm. Elektrikli testereleriyle önüne gelen orta boy ağacı deviriyorlardı. Bütün kesilmiş ağaçlara yaptıkları gibi küçük parçalara keserek kutulara koydular ve bir yerlere gitti o kutular.
Böyle oldu.

French
23-05-2007, 11:06
Paris gibi bahçeleriyle ünlü bir şehrin meşhur bahçelerini görmek isterseniz şuraya tıklayın: http://www.paris.fr/portail/Parcs/Portal.lut?page_id=4974
Umarım ilerde bizim de böyle güzel bahçelerimiz olur. Biz daha yanlış budamalarla uğraşırken, adamlar bahçedeki tüm ağaçları aynı hizada buduyorlar, şekil veriyorlar...

French
23-05-2007, 12:32
Ne kadar önem vermişler ağaçlara, bahçelere... Burada da Paris'teki ağaçlar için neler yapıldığı anlatılıyor:
http://www.paris.fr/portail/Parcs/Portal.lut?page_id=5368

Başlıklar (Belki bizimkiler de ilham alırlar (!))
Les arbres en chiffres: Rakamlarla ağaçlar
Les espèces remarquables: Önemli türler
L'augmentation de la biodiversité: Biyolojik çeşitliliğin artırılması
Nouvelles plantations: Yeni dikimler
Gestion informatisée: Bilgisayarlı işletim (takip)
Accroissement du patrimoine arboré: Ağaç mirasının artırılması
Protection: Koruma
Techniques de diagnostic: Teşhis teknikleri
Le remplacement des arbres en milieu urbain: Güncel yaşam ortamındaki ağaçların yenisiyle değiştirilmesi
Quelques gestes simples pour protéger nos arbres: Ağaçlarımızın korunması için yapabileceğimiz küçük jestler
Charte de fleurissement des pieds d'arbres: Ağaçların ayağında yeşerme şemaları

zenfree
20-09-2007, 12:11
Yıldız Parkında bugün, ağaçları nerdeyse dibinden buduyorlar? Ne kadar üzücü? Ne yapabiliriz? Budamanın bir ölçüsü yok mu? :(

cetvel
11-10-2007, 00:34
Ben bir kiraz ağacıydım... Meyvelerim napolyon cinsine benzerdi, kuşlar ve çocuklar meyvelerimden yedikçe ben de mutlu olurdum.

20'li yaşlarımı çoktan devirmiştim. Ticari anlamda bir yetiştiricilik yapılmadığı için sahiplerimin kalın gövdeme takılmadıklarını biliyordum.

Birgün bulunduğum bahçeye dışarıdan kimse girmesin diye 2 metrelik bahçe teli ile çevre koruması için düzenleme yapıldı ve benim içinde kabuslar başladı. Yoldan geçen insanlar tellere tırmanıp kirazlarımdan yemek için daha üst dallarıma ulaşmaya çalışıyorlardı.

2006'nın yazında, dallarımda meyvelerim varken beni budamaya başladılar. Bana gözü gibi bakan sahibim o yaz Milasta kalmak zorundaydı. Bu sebeple beni koruyamadı. 2007'nin başladığı ilk gün Istanbula döndüğünde beni fotoğraflamaya başladı.

Artık ben kurumuş bir kiraz ağacıyım. Bu sene ilkbaharda bir iki filiz vermiştim ama yaşama şansı bulamadım... İşte birkaç fotoğrafla beni nasıl budadılar, görün bakalım...

http://img471.imageshack.us/img471/3512/s5000302da0.jpg

http://img444.imageshack.us/img444/6941/s5000303tb4.jpg

http://img208.imageshack.us/img208/9308/s5000305sr9.jpg

http://img444.imageshack.us/img444/3649/dsc03296vb8.jpg

http://img444.imageshack.us/img444/8893/dsc03295dh0.jpg

http://img48.imageshack.us/img48/6199/dsc03297yt4.jpg

cetvel
11-10-2007, 00:39
Sahibim beni gördükçe üzülüyor ama elinden de birşey gelmiyor. Önümüzdeki bahara kadar bekleyecek, eğer canlanırsam, yeşillenirsem çok mutlu olacak ama bir daha yapraklanamayacağımı düşündüğünden beni toprağa yakın bir yerden kesmek istiyor. Ne dersiniz, yorumunuz nasıl olur?

Bu arada, boyum yaklaşık 5 metre, gövdem hemen hemen 152 cm (toprağa en yakın yerim)...

tugo
11-10-2007, 20:12
İnsanı isyan ve nefret duygusu basıyor. Yazık çok yazık. Cehalet başa bela.
Umarım bir çözüm bulursunuz.
Saygılar

karaselvi
12-11-2007, 20:26
Aynı durum denizlidede mevcut. Acaba doğru budadıklarını iddia edenler ağır budamalarda yaraya macun sürülmesi gerektiğinide biliyorlarmı. Buralardan başlayan çürümeler ağacın oyulmasına sebeb oluyor. Özellikle dut ağaçları nasılsa kaldırır diye katlediliyor. kaldırıyor olmaları onların kuşa çevrilip ağır yaralarla çürümeye bırakılmasını gerektirmiyor. Böyle çürüyen çok ağaç var merkezde. İmkanım olursa resim çekerim.

sokak lambası
12-11-2007, 23:20
Ben bir kiraz ağacıydım... Meyvelerim napolyon cinsine benzerdi, kuşlar ve çocuklar meyvelerimden yedikçe ben de mutlu olurdum.

20'li yaşlarımı çoktan devirmiştim. Ticari anlamda bir yetiştiricilik yapılmadığı için sahiplerimin kalın gövdeme takılmadıklarını biliyordum.

Birgün bulunduğum bahçeye dışarıdan kimse girmesin diye 2 metrelik bahçe teli ile çevre koruması için düzenleme yapıldı ve benim içinde kabuslar başladı. Yoldan geçen insanlar tellere tırmanıp kirazlarımdan yemek için daha üst dallarıma ulaşmaya çalışıyorlardı.

2006'nın yazında, dallarımda meyvelerim varken beni budamaya başladılar. Bana gözü gibi bakan sahibim o yaz Milasta kalmak zorundaydı. Bu sebeple beni koruyamadı. 2007'nin başladığı ilk gün Istanbula döndüğünde beni fotoğraflamaya başladı.

Artık ben kurumuş bir kiraz ağacıyım. Bu sene ilkbaharda bir iki filiz vermiştim ama yaşama şansı bulamadım... İşte birkaç fotoğrafla beni nasıl budadılar, görün bakalım...

http://img471.imageshack.us/img471/3512/s5000302da0.jpg

http://img444.imageshack.us/img444/6941/s5000303tb4.jpg

http://img208.imageshack.us/img208/9308/s5000305sr9.jpg

http://img444.imageshack.us/img444/3649/dsc03296vb8.jpg

http://img444.imageshack.us/img444/8893/dsc03295dh0.jpg

http://img48.imageshack.us/img48/6199/dsc03297yt4.jpg

İstanbul'da da Büyükşehir Belediyesi her yıl budama diyerek buna benzer kesimler yapıyor :mad:

Küçük Prens
06-11-2011, 15:50
Ankara'da Çankaya belediyesi de aynı şekilde ağaçları buduyor(!)
Daha dün karşı komşumuz otuz yıllık ağacı kökünden kesti... neymiş arabasını parkedecekmiş oraya... bu adam bir de mimar olacak... hayır her şeyi bıraktım zaten o otoparka yine aynı sayıda araba sığıyor...o ağaçla ilgisi yoktu...! ama işte hesaplama yapmayı bile bilmiyorlar...! ağacı da odun sandılar... !

Ankara'da oturan varsa biraraya gelip belediyeyle konuşmaya gidelim istiyorum. Lütfen mesaj bırakın bana... Sessiz kalmayalım.

ali benan
15-12-2011, 00:00
selamlar ekteki resimde Kadiköy Bld. nin çalışması sırasında çekilmiştir
bir ağaç ın budaması bu şekilde mi olur.
saygılarımla



259571

Ekrem Uslu
15-12-2011, 00:30
Çınar ağacı galiba.

sorusbay
01-01-2012, 15:03
Çoğundan iyi durumda. Aslında sorun şu. "Kör değneğini bellemiş" derler ya.
Çınarın nasıl bir formu olduğunu bilirler ve yine de her yere dikerler. Sonra da koca ağaçtan rahatsız olurlar. Yalova'da enstitü bahçesinde hiç testere değmemiş çınarı bir görseniz. Ağacın nerdeyse altına girilmiyor.

Bizde sokaktaki ağaca form vermek diye bir şey yok. Hepsi aynı muameleyi görüyor.

Cehalet kötü bir şey. Buna rağmen biliyorum sanmak hepsinden beter.

sarmansarman
16-06-2013, 06:59
Kiraza ağacı için üzüldüm
Budama ile ilgili bilgileri bu linkten okuyabilirsiniz http://web.ogm.gov.tr/birimler/merkez/silvikultur/Dokumanlar/ANASAYFA/Budama%20ve%20A%C5%9F%C4%B1lama%20Tekinikleri%20il e%20Okaliptus%20Hakk%C4%B1nda%20Sunum%20Kay%C4%B1n %20Salonunda%20Yap%C4%B1ld%C4%B1/B%C4%B1dama%20ve%20Budama%20Teknikleri.pdf

memo_dur
16-05-2016, 19:00
Aynı durum bizim bloğa da yapılmış. Kökü var diye her yerini kesmişler.

Nihan Kılıç
08-01-2020, 18:18
Merhaba,
Konuşmaların üzerinden süre geçmiş ama internette bu konuda başka yorum dahi görmedim. Bugün aynı şikayetlerle, her gün altında beklediğim ağacın ana dallarına kadar budandığını görünce, Mavimasa'ya ve Yenimahalle Belediyesi'ne şikayette bulundum, sonuç bekliyorum. Sanırım ilk telefondan sonra biraz mesafe kaydedildi. Eve dönerken budamanın durduğunu gördüm. En kötüsü de bilgi alamamak ve bu uygulamalara dahil olamamak. Mesela yetkin bir ekip mi karar veriyor, elinde hızar olan adama şurayı kes, şu dala sakın dokunma diyen bir uzman var mı başında ekiplerin? Hızar kullanmayı bilen işçinin aynı anda ziraat mühendisi olması ihtimali nedir? Demokrasi böyle bir şey olmamalı. Kimin, neye, niye karar verdiğini; hangi gerekçeler ve yöntemlerle uygulamaya koyduğunu bilmiyoruz, fikrimizi soran da olmuyor, izin isteyen de ama sorsanız bu ülke hepimizin ve demokrasi var?! Öyle mi gerçekten? Evimin önündeki ağacın akıbetine bile karışamıyorum.