Budizm felsefesi ve ağaçlar :)

[Cihangir]

Bir türlü nereye ekleyeceğime karar veremedim..
İlginç bir haber, bir yandan üzüyor, bir yandan sevindiriyor..

http://www.ntvmsnbc.com/news/343741.asp

[backyard]

malina'ya söylersek aşağıda alıntıladığım bölümü, ana sayfadaki bunları biliyor musunuz köşesine koyabilir sanırım

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
Tayland’daki çoğu ormanın aksine, bu ülkenin ormanlarında yer alan yüzlerce Budist manastırını çevreleyen ağaçlıklı alanlar hâlâ ayakta duruyor. Bu konuda manastırdaki keşişler her türlü övgüyü hak ediyor. Ağaçlara doladıkları safran sarısı yaldızlı bez şeritler, ağaçların kesilmesini önlüyor. Böylece ağaçlar Tayland’ın filleri ve diğer yabanıl hayvanlar için birer sığınak oluşturuyor ve küçük kümeler halindeki yaşam alanlarının korunmasına yardımcı oluyor.

Ülkedeki biyolojik çeşitlilik sığınaklarını korumak amacıyla 1989’da Tayland hükümeti tarafından ağaç kesimine yasak getirilmesine karşın, ücra bölgelerde bu yasağa uyulmuyor ve orman tahribatı sürüyor. Bir süre önce bazı keşişler ülkenin tehdit altındaki ormanlarında ağaçları kutsamaya başladı. Kutsanan ağaçların gerçek keşiş sayılması nedeniyle, kaçak tomrukçular dahi bunlara balta indirmekten çekiniyor.

Kutsanmış ağaçlar, Budist folklorunun ve Tay mitolojisinin ana figürlerinden biri olan kutsal Asya filleri için önemli yaşam alanlarını koruyan tapınak ormanları oluşturuyor. Budist inanışa göre, Buda’nın doğumundan önceki gece, annesi rüyasında lotus taşıyan bir beyaz fil görmüş. Aslından saf beyaz değil, soluk tenli bu fillerden birine dokunmanın, Budistlerin aydınlanmaya ulaşmasına yardımcı olabileceğine inanılıyor. Bir beyaz fil bulunduğunda, kral bir fermanla ona kraliyet fili ünvanı verir; çünkü krallığa şans ve refah getireceğine inanılır. Tayland Fil Koruma Merkezi’ndeki Kraliyet Fil Evi’nde tutulan altı kraliyet beyaz fili var.

Ormanlardaki keşişlere göre, Budist öğretiler “derin ekoloji”ye ilişkin çevreci ilkeyle bütünlük içinde. Her ikisi de ekoloji ile tinselliği birleştiriyor; karşılıklı ilişkiyi ve tekliği vurguluyorlar. Her ikisi de her türlü yaşam biçimine duyulması gereken saygıyı özendiriyor. Bu benzerlikler ve filin dinsel ve tarihsel önemi göz önüne alındığında, keşişlerin ormanları koruma yönündeki çağrıları hiç şaşırtıcı değil. Halkın yüzde 95’inin Budist olduğu bir ülkede, keşişlerin ikna gücüne de şaşmamak gerek.

[Cihangir]

Bu haber de çok güzel.. Çok hoşuma gitti.. Bunu da söylersin di mi ?

"Araçlardan sonra ağaçlar da poşetlenmeye başladı"

http://www.haberaktuel.com/Ara.asp?K...%E7&Submit=Ara

[Cihangir]

Bu arada, son günlerin gündemi hakkında bir araştırma yapayım dedim..
Malum kuş gribi olayı.. Göçmen ya da değil, kuşların en çok temas ettiği şey ağaçlar.. Eğer birkaç ay içinde tamamen yok edilemezse, -ki pek mümkün görülmüyor- meyvelere çok dikkat etmek lazım bence.. Pazardan aldığımız meyvelere, h5n1 virüsü taşıyan bir kuşun temas edip etmediğini bilmeyeceğiz ama bu olasılık var.. Toplarken, yıkarken v.s. temas edilecek bu meyvelere.. Risk var mıdır, nasıl davranılması gerekir ? Bu konuda bir yazı, bir uyarı, bir haber aradım bulamadım.. Çok mu beceriksizim ya ? Böyle araştırmaları neden hep yabancılar yapıyor ? Ben şimdi kirazın içine "kurtlu mu acaba ?" diye bakmadan önce, dışına nasıl bakacağım "h5n1 var mı acaba ?" diye ?

Bilen, bulan, duyan olursa bir topik açsak diyorum...

[Cihangir]

Hehe, yazdıklarımı okudum da, "doktor yok muuu !" der gibi olmuş..
Var di mi ? Doktor üyelerimiz, neredesiniz ?

[hasan42]

Bir bu eksikti! Nerden soktunuz şimdi benim kafama bunu yahu? Düşününce hiç de yabana atılır bir ihtimal değil! Artık gönül huzuruyla meyve de mi yiyemeyeceğiz?

[Cihangir]

Yaaa, malesef.. Şimdilik ağaçları düşünen yok, bakalım meyveler olmaya başlayınca neler söylenecek.. Pazara eldiven takıp çıksak yeridir valla !

[backyard]

haberlere ekledim
http://www.agaclar.net/index.php?id=3122&first_item=0