agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Agaclar.net Çalışmaları, Projeleri, Etkinlikleri > Agaclar.net Toplantı ve Gezileri
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 05-07-2007, 09:00   #1
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Yale (Levent Yazıcı) ziyareti

24-30 Haziran arasında katıldığım Doğu Karadeniz ve yaylalar gezisinin Hopa molasında, Hopa'da yaşadığını bildiğim Levent Yazıcı'ya bir selam vermeden geçmek içime sinmedi. Kendisi daha önce eski bir fotoğrafla ilgili yardımcı olmuştu. Telefonla aradım, Arhavi'deymiş. Selamlaştık, görüşmek kısmet değilmiş derken yarım saat içerisinde geldi, bizi buldu. Öyle samimiydi ki gruptaki arkadaşlarım önceden tanıştığımızı sandılar. Sonra bizi aldı, abisinin işlettiği arıcılık tesislerini gezdik. Çevre ve Karadeniz otoyolu üzerine uzun bir sohbet oldu. Ağaçlardan karadut yedik, parmaklarımız kınalandı. Sonra Levent Kardeşimiz beni ve arkadaşlarımı ağaçların ortasında kaybolmuş şirin bir lokantaya götürdü. Nefis bir balık yedik. Daha da oturmak isterdik ama yolumuz çok uzundu.

Levent Bey ve Abisi bizi Karadeniz insanının sıcak konukseverliği ile ağırladılar.
Çok teşekkür ediyor ve bizde onları İstanbul'a bekliyoruz.


Ağaçlar üyeleri arasında gizli bir bağ mı var ?
Fotoğraflara elim değdiğinde ekliyeceğim.İzin dönüşü işler yoğun çünkü..


Düzenleyen Vildan Sönmez : 07-07-2007 saat 23:03
Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-07-2007, 09:11   #2
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Ah patron ah nereleri dolaşırsın ?

Bizim Yale gelen bütün ağaçlar net üyelerine hep bir şeyler ısmarlar balık falan sonrada hesap karadenizin öteki yüzüne. Hatta bir gün bir baktım kabarık bir fatura, İncir Çekirdeği Kahvesinin sahibi ve bütün uşaklar yemişler içmişler hesap malum yere.

Resimleri dört gözle bekliyorum. Eminim içlerinde şelaleler vardır. Ah anadolu ah. Yaylanla köyünle sen çok güzelsinde yaşayanların bazı şeylerin farkında değil. Ağaçlar net üyeleri bu katagoriye kesinlikle girmez. Tüm dünyanın haberi olsun.

Saygıyla kalın.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-07-2007, 10:27   #3
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Vildan Sönmez Mesajı Göster
Ağaçlar üyeleri arasında gizli bir bağ mı var ?
Kesinlikle var.

Resimleri bekliyoruz.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-07-2007, 10:48   #4
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,409
Galeri: 103
Sevgili Vildan
Karadeniz seyahatini okudum. Yale'yi ziyaretini ve arıcılık tesislerini anlatmışsın. Ne güzel. Benim bir arkadaşımın da Artvinde evi var. Hep beni davet eder durur. Orada da arı bolmuş. Benim arı sokmasına karşı allerjim var sokünca soluğu hastanede alıyorum her sefer. Yine de cesurca bahçecilik yapıyorum, ama epipen iğnem yanımda, yoksa tahtalı köyü boylarım. Sizler gezip de gördüğünüz güzellikleri sitemizde anlatınca da zevkle okuyorum. Teşekkürler.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-07-2007, 10:54   #5
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Güler' cim
Artvin' de sana açık bir kapı varken ne duruyorsun, at kendini Karadeniz'e !!!!
Arılara yaklaşmazsın olur biter. Ha o senu ısıracaksa nerde olsan bulur.

Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-07-2007, 21:30   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
Sevgili Vildan ,
Karadenize gidince hemen şiven değişmiş. (HA O SENU ISIRACAKSA NERDE OLSAN BULUR'.
Benimde eşim Doğu Karadenizli Hopa Kökenli Rizeli. Bende onların arasında olunca şivem hemen değişiyor.
İnanıyorumki Doğu Karadenizi gönül gözünle de görmüşsündür. Fotografları bekliyoruz.

Mahmut Leventoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-07-2007, 21:35   #7
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
Hatta bu fotoğrafları bir yazı ile Malina'ya yollayın, dergiye koyalım

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-07-2007, 22:58   #8
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Mine Hanım, fotoğraflardan bazılarını -Türkiye'den Manzaralar- galerisine yollamaya başladım. İlk fırsatta yazıyı da hazırlarım.

Mahmut Bey, bizim gezi klasik turlardan biraz farklıydı şehirlerin içinden şöyle bir geçtik. Kaçkarlar ve yaylalar ağırlıklı idi. Kavron' dan Ayder 'e yürüdük.Son 2gün Yusufeli 'de konaklayıp,finali Çoruh-Barhal ' da Raftingle bitirdik.
( İnanmıycaksınız ama, 50 yaşında raftinge katıldım) Karadeniz muhteşem, dilerim tekrar gidebilirim.

Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2007, 07:49   #9
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Vildan hanım umarım KUYMAKLI bir sabah kahvaltısıda yapmışsınızdır. Keto yaylası diye bir yer varmış kaçkarların tepesinde 2005 teki turda nasip olmamıştı bu yıl düşünüyorum.
Hey karadeniz sen çırpınmana devam et seni seyire geliyorum. Bakalım bulutların yerinde dans etmeye devam ediyorlarmı yoksa yağmur olup çay bahçelerine bereketmi yoluyorlar.

Hey gocayörük bu sefer biz zabıtalık yapıp bu sayfayı kapatalımmı. Benim zabıta elbisem ve apoletlerim hazır başının çaresine bak. "(HA O SENU ISIRACAKSA NERDE OLSAN BULUR'." yakaladım yakaladım.

Saygıyla kalın.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2007, 08:41   #10
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
Sis denizlerini yaşayabildinizmi ?

Mahmut Leventoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2007, 17:01   #11
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
sis

24 Haziran Pazar ve 25 pazartesi (Uzungöl ve Ayder) yağmurluydu. Bulutlar bazen dokunacak kadar yakındı, ama yoğun bir sis göremedik. Ama dört mevsimi de yaşadık. Hala yer yer çığ kalıntıları var.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu Mesajı Göster
Sis denizlerini yaşayabildinizmi ?

Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2007, 17:10   #12
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Sis göremedik.

Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2007, 17:13   #13
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Soldan birinci Levent Yazıcı arkadaşımız,sagdan 1. 2. eşim ve ben.

Eklenen Resimler
Dosya Türü: jpg yale8081.jpg (52.1 KB, 96 views)

Düzenleyen Vildan Sönmez : 10-07-2007 saat 15:03
Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2007, 17:18   #14
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Uzungöl' de bulutlar

Eklenen Resimler
Dosya Türü: jpg agaclaruzungöl.jpg (25.8 KB, 94 views)

Düzenleyen Vildan Sönmez : 10-07-2007 saat 15:00
Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-07-2007, 17:21   #15
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
deneme


Düzenleyen Vildan Sönmez : 10-07-2007 saat 17:21
Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2007, 00:11   #16
Ağaç Dostu
 
yale's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-03-2006
Şehir: Artvin / Hopa
Mesajlar: 208
Galeri: 228
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Vildan Sönmez Mesajı Göster
Soldan birinci Levent Yazıcı arkadaşımız,sagdan 1. 2. eşim ve ben.
aha da ünlü olmuşum haberim yok ,Fotoğrafımı yayınlamış Vildan abla.

"bedava Ana arı üretim" dersi de alırken

Eklenen Resimler
Dosya Türü: jpg DSCN4368.jpg (72.8 KB, 94 views)
yale Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2007, 00:29   #17
Ağaç Dostu
 
yale's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-03-2006
Şehir: Artvin / Hopa
Mesajlar: 208
Galeri: 228
Kara Dut Hırsızları

Eklenen Resimler
Dosya Türü: jpg DSCN4393.jpg (119.1 KB, 95 views)
yale Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2007, 16:19   #18
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Ama ne duttu yani. Utanmasak daha yerdik de, misafiriz ya kibarlık yapalım dedik.

Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2007, 16:54   #19
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Oralarda oğlak, kuzu, tavuk, kaz, hindi bulunurmu. Eyvah bizim meslek elden gitti galiba. Biz yine Sütçülere mi dönsek ne ? Yoksa aç kalacağız baksanıza her taraf yem yeşil dut ağaçları ve hırsızları ile dolmuş.

Saygıyla.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2007, 17:23   #20
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
Sevgili Cemal Sütçüler de insanlar hep hısım akraba olduğu için. Herkes birbirinin bahçesinden meyva sebze tadabilir, eğer sahibi o an orada değilse bile sonradan gidilip yenilen herne ise o belirtilerek helalleşilir.
Bu adet Karadeniz de de var.

Birde HARMAN ZAMANI diye bir adetimiz var. Mesela dut hasadı **** ceviz **** elma hasadı yapılırken bahçeye girip selam verim HARMAN OLA derseniz o bahçenin sahibi siz oradan ayrılırken kesin yanınıza bir torba **** sepet o meyvadan verir. Buna göz hakkı denir.

Minik bir anımı anlatayım.
Yıllar önce fotograf öğrencilerimle birlikte yaptığımız Eğirdir-Kovada-Sütçüler turu sırasında Eğirdir in meşhur elmalarının hasadı yapılıyordu. Kovada ya giderken bir baktık bahçeler elma ile yıkılıyor. Elma toplanılan bir bahçede durduk. Tabi bizim konuklar uçtular ah ne güzel elma filan diye . Bahçe sahipleri de beni tanımışlar illa buyrun dediler bende bereketli olsun deyip bahçeye girdik. 2 saatte zor çıktık . Kimi elma toplayanlara yardım etti kimi fotograf çekti. Tam ayrılırken bahçe sahibesi hanım otobüse birşeyler koymaya çalışıyor. Bir baktımki 3 kasa elma. Haden gari yolda yin gari diye,gülü gülü gidin,varın sağlıkla diye bizi yolcu ettiler. Tura katılan konuklar 3 gün boyunca elma yediler. Hala karşılaştığımız zaman anlatırlar.

Mahmut Leventoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-07-2007, 23:53   #21
Ağaç Dostu
 
yale's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-03-2006
Şehir: Artvin / Hopa
Mesajlar: 208
Galeri: 228
Bizimbu bölgede eski insanlarımız rahmetli babam dahil sınırlarına meyva ağaçları dikerlerdi ,yoldan geçenler dinlenirken meyve de yesin veya çoluk çocuk yesin diye . "**** laz aklı--- içerdeki meyvelere ulaşamasın diye sınırdakilerini feda ederlerdi"

yale Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-07-2007, 07:44   #22
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Hayatımda aldığım en güzel ve içten teklifi anlatayım karadenizde.

Bakın ailece neler yaşadık!

2005 yılı agustos ayının ortalarında karadeniz turundayız. İlla Çoruhu görmek isteruk diye tuturan bizim küçük sansarlar ile bir akşam üzeri sarp sınır kapısına varmadan Yusufelinden Mustafa arkadaşımız telefonla aradı. Abi nerelerdesiniz? diye soruyor. Bende sarp sınır kapısına doğru yol aldığımızı ve görmek istediğimizi belirttim. Mustafa bey " Abi orada bir şey yok çocukları boşuna yorma Boçka üzeri dönün Yusuf elinde sizi bekliyoruz" şeklinde bir görüşme geçti aramızda. Neyse biz sınır kapısı sevdasından geçerek Artvin yolunu takibe koyulduk. Meşhur geçite tırmandık etrafta süper bir manzara zaman zaman durarak yolculuk devam ediyor. Bir ara bir meyve gördük salkım salkım hafif morlaşmış. Merak ya, ben yolun uygun olduğu bir yere arabayı çektim sağ tarafımızda ufak bir dere var ve derenin karşı tarafında 75 -80 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir teyze genç bir iki kişi daha bir çay bahçesinde çay biçiyorlar. Ben eşime bu meyve nedir? bu teyzeye soracağım diye tutturdum. Hanım diyor sen delisin. Deli olduğumu bilmiyordun neden evlendin şeklinde muhabbetten sonra arabadan indim bizimkiler inmiyorlar. Arabanın arka tarafından teyzeye seslendim. Aramızda dere akıyor o karşı yamaçta yani yaklaşık 150-200metre mesafe var. Aramızdaki geçen konuşmayı aynen aktarıyorum.
Ana...... Bereketli olsun kolay gelsin.
Sağolasun uşağum.
Ana habu salkım salkım meyvenin adı nedir? ilk defa görüyorum buraların yabancısıyız kusura bakma.
"HA OYLE SORACAĞUNA GEÇİP TADINA BAKSAN YA" Bizum buralarda ona karayemuş derler uşağum.
Beni o kadar etkilediki bu konuşma bir baktım ağlıyorum. Hanım ve çocuklarda indiler hep beraber el salladık. Hatta büyük kızım resimlerini uzaktan uzağa çekti. Ellerinden öptüğümüzü bağırarak ilettik. Bizi misafir edebileceğini "uşakları topla misafirimiz ol" şeklinde teklifini hayatım boyunca hiç unutamam. O zaman bir kanıya vardım ve eşime " İŞTE ANADOLU YERİNDE DURUYOR AYSEL HANIM "diye takıldım. Arabamıza bindik ve yolumuza devam ettik. Umarım teyzemiz hala hayattadır. Bana ve çocuklarıma hayatımızın dersini verdi. Allah uzun ömürler verir inşallah.

Biraz uzun oldu ancak sizlerle paylaşmak istedim.

Saygıyla.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-07-2007, 22:22   #23
Ağaç Dostu
 
yale's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-03-2006
Şehir: Artvin / Hopa
Mesajlar: 208
Galeri: 228
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cemal.S Mesajı Göster
" İŞTE ANADOLU YERİNDE DURUYOR AYSEL HANIM .
Aslında biz bunu hep yaşarz burada,ama farkında değilizdir,ağaçlarda bizim için ayndır,içimizde yanımızda hatta baş ucumuzdadır.Ama sizler kadar fark edemeyiz yeşilin tonları gibi.
Niye yazdım bu yazıyı unutmadan söyleyeyim.Senden dinleyince duygulanmamak elde değil bu olaylar hep başımızdan geçmesine rağmen.

yale Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-07-2007, 22:48   #24
Ağaç Dostu
 
Selahattin Yılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2006
Şehir: Bursa
Mesajlar: 5,284
Galeri: 15
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cemal.S Mesajı Göster
...Beni o kadar etkilediki bu konuşma bir baktım ağlıyorum...

Hemşerim bize kastın mı var. Oralara götürdün o karayemişten yedirdin ve birde ağlattınya alacağın olsun. Allah sana uzun ömürler versin çok melmeketler gezdirsin (banada banada)...

Selahattin Yılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-07-2007, 23:08   #25
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,409
Galeri: 103
Sevgili cemal.s
Yine beni hasta ettin. Bu güzel yazınla duygu seline kapılmamak elde değil, bunu sabah eşime anlatırken ağlamam inşallah. Ben Anadoluyu çok gezmedim ama senin yazılarını,okuduğumda başından geçenleri anlattığında görmüş kadar oluyorum, güzel temiz saf anadolu insanımızdan insan olmanın güzelliğinin tadına varıyorum. Sağ ol teşekkür ederim kardeşim.


Düzenleyen Güler : 13-07-2007 saat 23:09 Neden: eksik kelime
Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-07-2007, 08:33   #26
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Selahattin YILMAZ Mesajı Göster
Hemşerim bize kastın mı var. Oralara götürdün o karayemişten yedirdin ve birde ağlattınya alacağın olsun. Allah sana uzun ömürler versin çok melmeketler gezdirsin (banada banada)...
Selahattin Bey!

Beni kızdırma Fatlulu ALİ ÇAVUŞU o vatanseveri burdan anlatırsam koşarak Niksara gidersin. Bir elinde mavzeri omuzundan iki yana fişekliği ve kır atının üstünde Niksarın ortasında hükümet gonağının önünde bir yiğit. Gazinin ordusuna katılmak için can atıyor düşünsene. Şaka şaka.

Yapma Cemal bu işin şakası olurmu bunların hepsi gerçek bilmiyormusun duymadınmı?

Güler hanım inanın benim özel bir çabam yok. Hatta yazılarımda bu bir itiraf düzeltmem dahi yok. Olduğu gibi yazıyorum. Tabii sizin gibi dosların bunları beğenmesi beni çok mutlu etmiyorda değil hani. Ne yapayım bunları ben yaşadım bir nebze sizlere yaşattıysam ne mutlu bana. Sevgili Yale söyledikleriniz o kadar doğruki örnekleme gereği duydum. İnanın Yalovada doğup büyüyüp belli bir yaşa gelmiş bir çok insanımızla konuşuyorum çevresindeki güzelliklerin farkında değiller. Hatta bazen yapma Cemal buralardan biz her gün geçiyoruz nasıl görememişiz diyenler bile oldu. Çok yaşadım bunları çok. Sanırım " bakmakla görmek " arasındaki farkı toplum olarak pek önemsemediğimizden kaynaklanıyor. Ne yapayım benim çamurla işim hiç olmadı hep yıldızları seyrederim. O da ayrı bir muamma neyse !

Saygıyla kalın.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-07-2007, 15:25   #27
Ağaç Dostu
 
yale's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-03-2006
Şehir: Artvin / Hopa
Mesajlar: 208
Galeri: 228
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi cemal.S Mesajı Göster
Çok yaşadım bunları çok. Sanırım " bakmakla görmek " arasındaki farkı toplum olarak pek önemsemediğimizden kaynaklanıyor..
Bu yüzden fotoğrafçılığı yaygınlaştırmak lazım .En güzel eğitim şekli bence,Bu da ayrı bir konu tabi

yale Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-07-2007, 20:59   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
Cemal S. Biliyorsunuz İç Karadenizli.
Bida bizum uşaklarilan yaşasayidi ne ederdi acaba.40 yldır garadenizlilarinan yaşamaktan gurur duyuyirum. Yurekli,aydın,heyecanli,kıpır kıpır insanlar. Şimdi sizlere bişey diyeceğum.

Ula Garadenizliler bizum için finduk üretiyler enerji alalum deyine,çay üretiyler milli içkimuz,hamsi ilan taniştirdilar baştacumuz,fikra üretiyler ve fikra gadar güzel yaşayiler, Peçi şimdi sorayirum sizlere: BİZ GARADENİZLULAR İÇUN NE ÜRETİYRUK? )

Mahmut Leventoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-07-2007, 08:33   #29
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mahmut Leventoğlu Mesajı Göster
Cemal S. Biliyorsunuz İç Karadenizli.


Ula Garadenizliler bizum için finduk üretiyler enerji alalum deyine,çay üretiyler milli içkimuz,hamsi ilan taniştirdilar baştacumuz,fikra üretiyler ve fikra gadar güzel yaşayiler, Peçi şimdi sorayirum sizlere: BİZ GARADENİZLULAR İÇUN NE ÜRETİYRUK? )
Yakında görürsün sen ne yapıyoruz kocayörük. Ben iç karadenizliyim ve gurur duyarım.Karadenizin öteki yüzünden deniz görmeyen tarafından Canik dağlarının arkasından olmakdan. Karadeniz insanının ürettiklerini gerçekten her şey gibi hovardaca tüketiyoruz. Hemde işimize geldiği gibi biliyormusunuz?Uyarın için teşekkürler. Onu tüket bunu tüket sakın üretme ? Niye kardeşim niye ? Anadoluda olan bütün güzellikleri adeta kemiriyoruz. Üstüne koyduğumuz pek bir şey yok. İstisnalar ****** var. Onlarda olmasalar ayakta duramazdık. Örnek buyrun....Almış eline mikrofonu bildiği parça sayısı 5 olmuş sanatçı. Yahu arkadaş sen Karacaoğlanı ne yapacaksın, Dadaloğlunu , Pirsultanı,Emrahı,daha nicelerini, günümüzde korsana ramen ayakta durmaya çalışarak yazan okuyan abilerimizi ablalarımızı ne yapacaksın? Aynen hareket şu. Olsun onlar yazar ben söylerim. Varmı öyle bababoyu. Varsa yüreğin otur bir dörtlükte sen yazda görelim.

Ah köcayörük ah dokunma bana dokunma keşke sadece karadenizle sınırlı olsaydı.

Yapma Cemal şimdi kızdıracaksın sayfanın patronunu ceza meza yazarsa görürsün. Sahi bu sayfanın patronu kim? Heç ses vermiyorda. Yoksa yine dut hırsızlığına devammı ediyor.

Saygıyla.

cemal.S Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-07-2007, 09:27   #30
Ağaç Dostu
 
Vildan Sönmez's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-08-2005
Şehir: K.çekmece
Mesajlar: 5,186
Galeri: 1126
Arkadaşlar,
Patronluk konusunu üstüme alınmıycaktım ki,Dut hırsızlığı denince,sanırım beni arıyorsunuz.Bir de baktım Karadenizliler yarenlik ediyor, kenara çekildim.
Bu gezide sahil yolunun denizi ağaçlar ve dağlardan nasıl kopardığını üzülerek gördüm.Bir de o çirkin kesme kayallarla kumsalların yok edildiğini (ki Küçükçekmece gölü kıyısına da sahil yolu yaparken de kullandılar)
Yusufeli' nde kaldığım 2 günde çok sevdiğim bu yeri tehdit eden baraj yapımının yok edeceği güzellikleri gördüm. BEN SUSAYIM,SİZ AŞAĞIDAKİ YAZIYI OKUYUN :

Yusufeli SUYLA GELEN KÜLTÜR SUYLA YOK OLMASIN

Bilim adamlarının, sivil toplum örgütlerinin, siyasetçilerin ve alanındaki etkili kişilerin tüm karşı durmalarına rağmen, ülkedeki siyasi otoritenin yanlış ve dayatmacı politikaların sonucu olarak "Yusufeli'ni boğacağız" kararlılığı üzerine, bir kez daha yeniden ve daha yüksek sesle " Yusufeli" demenin zamanıdır.

Bir kez daha asıl şimdi Yusufeli'ne sadakatin zamanıdır.

Sakıp sabancı müzesi tarafından taksiciler ve aileleri için düzenlenen ikinci taksiciler günü müze ziyaretinde en yoğun ilgiyi Rodin'in ömrünün sonuna kadar tamamlayamadığı "cehennem kapısı" adlı eseri görmüş!.. Cehennem kapısındaki kaosu ve bu resimden fırlayan heykelleri inceleyen şoförlerden biri "uzağı gören adammış bu Rodin" demiş. Taksicinin halk bilgesi yaklaşımıyla Rodin'e yakıştırdığı uzak görüşlülük neden bizim siyasetçilerimizde olamaz…
-Nedir siyasetin, siyasetçinin göremediği?
-Baraj yapımlarının çevreye, insana ve nihayetinde dünyaya verdiği zarar…
-Biyoçeşitlilik ve türlerin kaybı…
-Daha açık ifadesiyle toprağın, bitkinin, canlının kaybı…
-Bu kayıplar nasıl olur?

İnsan eliyle ekosistemin tahrip edilmesinin yol açtığı
"tür kayıpları" doğrudan bütün canlıların yaşamını etkilemekte, türlerin birbirleriyle olan ilişkilerinden dolayı bir türün yok olması birbirine bağlı olan türleri de olumsuz yönde etkilemekte ve bu türlerin de yok olmasına neden olmaktadır. Böylece ekosistemin yani doğanın dengesi bozulmaktadır. Her canlı türünün yeryüzünde bir görevi olduğu düşünüldüğünde o canlı türünün yok olması ekosistemin işleyişini olumsuz olarak etkilemektedir.

Millet olabilme sürecinde ve millet tanımın da önemli unsurlardan biri olan " kültür"ün, oluşum sürecini belirleyen unsurlar; Yaşanılan coğrafya, iklim ve diğer doğal özelliklerdir. Bu kavramların kapsamı ve çeşitliliği de kültürün zenginliğinde belirleyici rol oynamaktadır. Örneğin, pek çok halkoyunun barındırdığı figürler, türkü ve özdeyişler yaşanılan coğrafyanın yapısını ya da o bölgeye has biyoçeşitliliği oluşturan bir canlının davranışlarını yansıtmaktadır. Bu nedenle, toprak, su ve genetik varlıklar geçmişten geleceğe insanlığın ve ulusun ortak mirasıdır. Dolaysıyla, doğal kaynakların korunması, milli kültürü korumanın ve ulusal savunma stratejisinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Hepimizin bildiği gibi, bir ülkenin turizm potansiyelini belirleme açısından doğal yapı en önemli değerlerden biridir. Bu nedenle, turizm aktivitesinin sürekliliği için bu değerlerin korunması ve durumlarının iyileştirilmesi gerekmektedir.
Turizmin temel kaynaklarından biri olan çevrenin sürekli ve dengeli bir şekilde yönetilmesi, tahrip edilmemesi aksine kalitesinin arttırılması zorunludur.
Doğal varlıkların korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması konusunda Türkiye'nin de taraf olduğu
Rio Deklarasyonu' nda, dört ana ilke benimsenmiştir. Bunlar;

1- Şimdi ve gelecek kuşakların doğal kaynaklar üzerindeki hakları ve bunlara olan gereksinimleri eşittir.
2- Herhangi bir çevresel zararın nedenlerinin ve etkilerinin tam olarak bilinmemesi ve boyutlarının kestirilememesi, o konuda alınması gereken önlemleri geciktirici bir özür olamaz.
3- Kirleten, bozan, zarar veren öder.
4- Küresel çevrenin korunma sorumluluğu da küreseldir.
Rio Bildirgesi'nin birinci ilkesine göre: "İnsanoğlu sürdürülebilir kalkınma sorunlarının merkezinde yer alır. İnsanlar, yaşadıkları doğa ile uyum içerisinde sağlıklı ve üretken bir yaşamı hak eder". İnsanoğlunun parçası olduğu ve varlığını sürdürdüğü ekosistemle, uyumlu ve dengeli bir biçimde yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve geliştirilmesi olarak tanımlanan sürdürebilir kalkınmanın temel öğesi "kaynak koruma" anlayışıdır.
Bu nedenle, geleceğin bitkisel üretimi ve dolayısıyla insanlığın geleceğinin güvence altına alınması açısından genetik kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması zorunludur. Biyolojik çeşitliliği tehdit eden faktörler arasında baraj yapımlarıyla doğal ekolojinin tahrip edilmesi oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu gibi faaliyetlerle mevcut alanlarda bulunan türler yok olmakta ve doğal denge bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda Dünya'nın en yeşil politikasıyla yönetilen Yeni Zelanda'da suyun özelleştirilmesinden yana Avrupa Birliği baskısına karşı halkın sert tepkisinin olduğu ve hükümetin de bunu hayli ciddiye aldığı bilinmektedir. Ayrıca, ABD'de asfalt yolların çokluğunun yağmur sularının, yeraltına geçmesini engelleyerek yeraltı kaynak sularının giderek azalmasına ve sellere sebep olduğu tartışılmakta ve bu bağlamda acil önlemler alınmaktadır. Bu olumsuzlukları gidermek amacıyla sadece 2002 yılında 50'nin üzerinde barajın sökülmesinin planlandığı bildirilmektedir.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde enerji kullanımı ve kazanımında uygulanan "yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve enerji tasarrufu" gibi enerji politikalarının yürürlüğe sokulması yukarıda bahsettiğimiz olumsuzlukların ortadan kalkmasına yardımcı olmuştur. Bu sayede, sınırlı enerji kaynaklarının adaletsiz paylaşımı ve bu enerji kaynaklarının ülkeler arası tehdit unsuru olmasının da önüne geçilebilecektir.
Teknolojisinin ve imalatının rahatlıkla Türkiye'de yerli kaynaklarla yapılabileceği rüzgâr, güneş, jeotermal enerji kaynaklarının kullanımıyla, ekolojik dengeyi hiçe sayarak tüketim alışkanlıklarından taviz vermeyen emperyalist ülkelere enerji sağlamak amacıyla Türkiye'nin bir geçiş yolu olarak kullanmasına göz yumulmamış olacaktır. Bu önlemlerin sonucu olarak;

— Doğal yasam ve biyoçesitliliğin ortadan kalkması,
— İklim değişikliği,
— Ekolojik dengenin bozulması,
— Tarihsel mirasın sulara gömülmesi gibi ciddi sorunlara neden olan,
— İnsanları göçe zorlayan,
— Yerel kültürleri tahrip eden, büyük baraj ve hidroelektrik santrallere gerek kalmayacaktır.

Çoruh Vadisi, biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynaklar bakımından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Ancak, Çoruh Nehri üzerinde yapılması planlanan çok sayıda baraj, hidroelektrik santral ve göletlerde su tutulması ve yapılacak hafriyat çalışmaları nedeni ile sahip olduğumuz bu zenginliğin çok büyük oranlarda zarar göreceği bir gerçektir.
Bunun yanı sıra, özellikle Yusufeli barajının yapımına başlanmasıyla birlikte, vadiye biran önce girmek için baskı grupları oluşturan küresel işgalcilerin ellerine büyük bir yağmalama fırsatı verilecektir. Bu yolla, çok uluslu şirketlere Çoruh Havzasında 99 yıllığına arama-işletme ruhsatları verilerek, başta uranyum ve altın olmak üzere, toryum, gümüş, bakır gibi birbirinden değerli maden yataklarının (üstelik yapılan anlaşmalarla göre ülkemize tek kuruş bile gelir bırakmadan) yabancılar tarafından yağmalanmasına göz yumulacaktır. Bu nedenle, "gitmezsek, görmezsek, dinlemezsek, ilgisiz kalırsak nasıl koruruz topraklarımızı?" diyen herkesi doğal kaynakların korunması konusunda duyarlı davranmaya çağırıyoruz.
Ahmed Arif'in dizelerinden;
"Beşikler vermişim Nuh'a,
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,
Anadolu'yum ben,
Tanıyor musun?"
diye seslenen Anadolu'nun sesini yüreğinde duyan herkesi Yusufeli için birlik olmaya, Anadolu'ya sadakate çağırıyoruz.

Sanalı gerçeğe yeğlediğimiz, hayalle gerçeğin karıştığı bir dünyada sanal köylerin insanlarını, hayvanlarını, bitkilerini sadece filmlerde veya bilgisayar oyunlarında izlemek istemeyenleri Yusufeli'ni, kurtarmaya çağırıyoruz.

Binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapmış Çoruh Havzasının zengin geçmişinden günümüze ulaştırabildiklerini korumak, duyurmak, gelecek nesillere aktarabilmek, su ile gelen medeniyetin su ile yok olmaması için, herkesi Yusufeli'ne sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Teknolojisi, sanatı ve doğası ile uyum içinde yaşamayı bilmiş binlerce yıllık insanlık tarihine karşı 21. yüzyıl bilgi çağı insanın 40–50 yıl verim biçilen bir barajla Yusufeli ve çevresini bir anda yutmayı planlayanlara karşı direnmeye çağırıyoruz.

Çünkü katışıksız sevgide "sen", "ben" yerine "biz olmak, tek olmak" vardır. Bu yüzden herkesin el birliğine ve aktif katılımına ihtiyacımız var. Gönülden bağlılığın içinde, olmazsa olmaz olan "saf" sevgidir.
Sadece yüreğinde bu sevgiyi taşıyanlarla bu "yok oluş" durdurulabilir.
Unutmayalım ki; Yusufeli, Çoruh vadisinin en önemli merkezidir ve Yusufeli'nin yok olması vadinin yok olması demektir.

Saygılarımla
Kaynaklar

1- Ali UZUN. Biyoçeşitlilik ve Türkiye Biyoçeşitliliğine Genel Bir Bakış.
2- Ceylan ORHUN, 2002. Su İçin Sulu Politikalar, Radikal Gazetesi.
3- Dilek EKŞİ. Hasankeyf'e Sadakat Treni, Atlas Dergisi.
4- Filiz DEMİRAYAK, 2002. Biyolojik Çeşitlilik- Doğa Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma. TÜBITAK VİZYON 2023 Projesi Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Paneli.
5-II. Tarım Şurası, 2004. Doğal Kaynakların Korunması ve Geliştirilmesi, Ankara.
6- Şeyhmus DİKEN, 2006. Günün doğusu/ Bir kez daha Hasankeyf, Birgün Gazetesi.
7- Türkiye Çevre Atlası, 2004. Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı, ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü Çevre Envanteri Daire Başkanlığı, Ankara.
8- Türkiye Kamu Tarım Araştırma Programı, 2005. TUBİTAK.
9- Ümit AVCI, 2005. Tehditler ve Biyolojik Çeşitlilik, Ekoloji Magazin Dergisi, 7.Sayı.

--
Samet HALICI
Ziraat Mühendisi
Diyarbakır

Vildan Sönmez Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 07:00.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024