Ağaç insana ne yapar?
Hani derler ya teşbihte hata olmasın köpek insanı değilde insan köpeği ısırınca haber olurmuş misali, bende linkteki mesajı okuyunca etkilendim doğrusu.
Alıntı:
Dedim ki bakalım bakalım ağaçlar insana başka neler yapıyor? |
Selahattin bey,
Hikayeni beğendim,doğrusu hoş bir hikaye, eline sağlık,bende yeni üye oldum,hoşçakal... YAHYA |
Ağaçlar ve çiçeklerdir yaşadıklarımızın, duygularımızın ,umutlarımızın, sevdalarımızın farkına varabilmemizi sağlayanlar. Yüreği ile duyabilen her insan ağacın da çiçeğin de sesini, sevdasını duyar yüreğinde.
Bu öykü de gerçek Aşkın Sedef Çiçeği ile anlatımı... Çok duygulandırmıştı beni okuyunca. Paylaşmak istedim. Sevgilerle. SEDEF ÇİÇEĞİ Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve bıkkın bakışlarını süzüyordu. Hakim yaşlı kadına sordu. "Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?" Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra, baş örtüsünü düzeltti, kısılmış sesi ile konuşmaya başladı. "Bu adam canıma yetti. Elli yıldır bezdirdi hayattan..." Sonra uzunca bir sessizlik oldu mahkeme salonunda... Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu. Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış elli yılın ardından. Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti? Herkes onu dinliyordu. Yaşlı kadının gözleri doldu anlatmaya devam etti. "Bizim bir sedef çiçeği vardı çok sevdiğim... O bilmez... Elli yıl önceydi... O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yapraktan tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı, onları yavru bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş açmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye... İyi gelirmiş öyle dediler. Elli yıl oldu, bu adam bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi. Zaten ben sulayacağıma dair adak dilemiştim, o sulasa olmazdı ama ondan bunca yıllık evliliğimizde bir tek şey istedim. Uyuya kalırsam beni uyandırmasını. Ama elli yıl boyunca onun uyandırmasına gerek kalmadan hep kendim kalkıp suladım sedefimi. Taa ki geçen geceye kadar. O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım... Ben, böyle bir adamla elli yıl geçirdim. Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiç bir şey görmedim. Bir kerecik olsun, benim görevlerimden birisini yapmasını beklemedim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim" Hakim yaşlı adama dönerek; "Diyeceğin bir şey var mı baba?" dedi. Yaşlı adam elindeki bastonla kürsüye zar zor yürüdü. O ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi. Tane tane konuştu. "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde, bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünmesi için çiçeklere emek verdim. Hanımımı da orada tanıdım, Sedef çiçeklerini de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim. İlk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu doktora götürdüm. Doktor çok uzun süre uyanmadan yatarsa; boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi. Ama bizim hatun doktoru dinlemedi. Lafım geçmedi... O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona "Bu sedef çiçeğini gece sulamak lazım, yoksa bozulur." dedim. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. Her gece o çiçek ben oldum sanki. Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez hakim bey... Geçen gece de... Yaşlılık... Ben de uyanamadım. Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi. Suçlandım... Sesimi çıkartmadım..." O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu... Alıntı |
Ağaç insana birşey yapamaz ama ağaçlar ile ilgili kanunlar yapar.
Merhaba,
Ağaç, doğanın vazgeçilmez ve en güzel parçalarından birisidir. Öneminin giderek daha çok farkına varıldığı bu günlerde, Ağacı sevmeyecek ve korumayacak insan olduğunu da zannetmiyorum. Ancak kraldan fazla kralcı olan kişiler tarafından düzenlenen kanun ve kurallar ile bu kanun ve kuralları acımasızca uygulayanlar yüzünden insanların ağaca olan sevgileri azaltılmaktadır. Veya rakipleri yapılmaktadır. Böyle şey olur mu? demeyin. Biraz araştırma yapacak olursanız, ülkenin neredeyse 1/10 unu ilgilendiren orman davaları olduğunu görürsünüz. Peki bu davalar neyin nesi diye biraz araştırırsanız gerçekler ortaya dökülüverir. İşte o zaman ağacın esasında size karşı kullanılan bir ceza aracı olduğunu farkeder ve ağaçtan uzak durmaya karar verirsiniz. Etrafınızda anlatılanlara önce inanmak istemeseniz de, orman idaresiyle ilk probleminizde köylülerin neden tarlalarında ve arazilerinde kendiliğinden yetişen ağaçları yok etmeye çalıştığını anlar ve kanunlar ile onlara başka çıkar yol bırakılmadığını anlayarak üzülürsünüz. Ormanı korumakla görevli kişiler kağıt üzerindeki sayılar ile uğraşa dursun ormanlarımız yok olur gider. Sebebini araştırmak da kimsenin aklına gelmez. Akşam olunca cezalandırdığı köylü orman görevlisine olan hıncını esasında dost olduğu ağaçlardan çıkarır. Ama kimsenin umurunda değildir.Herkes ağaçlar için en doğrusunu yaptığını zannederek huzur içinde uyur. Saygılar |
Ağaç insana ne yapar hikayesi beni ve arkadaşlarımı çok etkiledi.
|
Ne güzel hikayeler bunlar. İnsanın tüyleri diken diken oluyor.
|
Fidanlarınızı sulamayı unutmayın...
|
Bir Agac olmayi cok ama cok isterdim
Babam, biliyormusun ben Agaclari cok seviyorum...bu siirim sanadir Babam! Masmavi göklere dogru acilan dallari, yepyesil taptaze yaprakli bir Agac olmak isterdim. Babam, Agac deyipte gecme. Acayim sana düslerimi. Bir dag gibi sapasaglam hep ayni yerinde duruyor, O cok güclü ve dayanmayi biliyor. Kiskanilacak bir durum degilmi- Güclülük, tek ve bagimsiz olmak......? Ama bir gün geliyor... Sonbahar geliyor. Yapraklarini, o canindan cok sevdigi yapraklari; sarariyor ve soluyor. Her Rüzgarda, onlari tek tek kaybediyor. Inaniyorum ki Agaclarda agliyor. O an yikiliyor. Yanlizligina teslim oluyor... Ama bir gün geliyor... Ilkbahar geliyor. Yeniden gücleniyor ve taptaze gür yeseriyor. Yagmurun ve Günesin Sevgisi sanki onu yeniden doguruyor. Belki artik biraz egoistligi tutuyor ama Onsuz yapamiyor ...Sevgisiz yapamiyor.... En güzeli o Günler geldiginde, kazanacagini ve yine kaybedecegini, ve yeniden yine kaybedecegini ama Sonunda yine kazanacagini cok iyi biliyor. O tek! O sapasaglam yerinde! O bagimsiz! O bir savasci..... Bir Gül, bir Menekse **** bir Papatya olmak degil! Babam, anliyormusun? Ben Agaclari cok kiskaniyorum, onlari sevmedigimden degil, onlara karsi hissettigim bu büyük Askimdan dolayi kiskaniyorum... Babam, anliyormusun bir Agac olmayi cok ama cok isterdim.... (Ocak 2000, Almanya) |
Ağaç çok zararlıdır,bu ağaç milleti nerden geldiği tam bilinmemekle beraber özellikle sağladığı güzellik doğal dönüşüm sayılamaz nitelikteki faydaları sebebiyle anadoluda pek sevilmez.Zaten meyve vermiyorsa hiç yaşatılmaz hayat hakkını elinden almakta kolaydır çünkü seni dövmez el kaldırıp hakarette bulunmaz mazlumdur yani onun için stres atma amacıyla katledilmesinde sorun da bulunmaz.
Nerde ağaç görülürse kesilip yakılmalıdır ağaç yoketmek faydalıdır. herkes etrafındaki tüm ağaçları yaksın yoketsin yerine yeşil renkli üzerinde ağaç resmi olan güzel binalar yapalım. Nedenmi böyle yazdım okadar çok beyin fakiri varki tersini söyleyince belki yapmazlar umudundayım ama bu forumada gelip okumazlar. |
Nedenmi böyle yazdım okadar çok beyin fakiri varki tersini söyleyince belki yapmazlar umudundayım ama bu forumada gelip okumazlar.
Sevgili dostum, gördüğün gibi bu formu okuyanlar da var. İyi akşamlar, |
dönemin padişahlarından biri vezirinide yanına alır saraydan cıkar ülkesini gezmek icin az ilerde epey yaşlı bir ihtiyara denk gelirler ihtiyar canla başla elindeki fidanı dikmeye cabalamaktadır kenardan izlerler ihtiyar fidanı diker su getir tam suyu dökerken padişah ve vezir yanına gelir padişah sorar
"ey amcacım senin yaşın gelmiş gidiyor bu yaşta bu kadar zahmete girip bu fidanı ekiyorsun ama sen görebilecekmisin bunun meyvesini" ihtiyar amca cevap verir "benim görmem şartmıdır padişahım benden sonrakiler gölgesinde oturup dinlenseler meyvelerinden yiyip ruhuma bi hayır duası etseler bundan büyük meyve mi olur benim icin" der padişah sözü cok begenir vezire ihtiyar amcaya bi kese altın ver der ... vezir altın kesesini ihtiyara atınca ihtiyar "gördünüz mü padişahım ben fidanımın meyvesini daha şimdiden aldım der" bu cevapda padişahın cok hoşuna gider bi kese daha altınla mükafatlandırır ihtiyarı ... ihtiyar keseyi alınca "görün bakın padişahım diger agaclar yılda bir kez meyve verirler ama benim fidanım daha şimdiden iki kez meyve verdi"der padişah ücüncü kese altını ihtiyara verirken vezire döner ve "yürü vezirim gidelim burdan yoksa hazinedeki tüm altınları bu fidana vermek zorunda kalıcaz der" |
sayın RAGER çok güzel çok güzel gerçekten etkileyici:
sayın üstadım KALMBAKLI saygılarımı sunuyorum. |
herkese teşşekür ederim paylaşımlar çok güzeldi hepinizin ellerine sağlık
|
çiçeklerle ilgili ne güzel hikayeler varmış hepinizin eline ağzına sağlık
|
Ağaç, en güçlüsüdür yeryüzünün. Saygıyı hakeder. Her bir ağaç birer yaşamdır aynı zamanda. Öldürmekle eş değerdir bir ağacı kesmek, bir hayata son vermek demektir. Ormanlarımızın daha iyi korunması dileğiyle...
|
Ağaç büyük büyük şehirlerde, büyük büyük apartmanlarda yaşayan büyük büyük ve çağdaş(!) kentlileri durduk yere katil eden gereksiz bir canlıdır.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 13:31. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024