21-09-2017, 08:31 | #1 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2014
Şehir: Balıkesir - Gönen
Mesajlar: 128
|
İç Anadolu Bölgesinde Dikilebilecek Ağaçlar
Yaşadığım il ağaç açısından çok zayıf durumda. Bu durumu kendime vazife edindim. Öncelikle bir liste yapmaya karar verdim. Bu listeye göre çevreme bilgi vermek ve bu ağaçların dikilmesini sağlamak istiyorum. Çünkü sürekli diken yapraklı türler dikilmiş. 50 yıl gibi bir süre geçmesine rağmen yetişkin insan boyuna gelemeyen ağaçlar olmuş. Listeninin hazırlanması için Torku'nun dikmiş olduğu ağaçlara baktım. Bu konuda tecrübem ve bilgim çok az olduğu için siz değerli agaclar.net üyelerimizin katkılarıyla bu listeyi yenilemek ve değiştirmek istiyorum. Teşekkür ederim.
Düzenleyen Poizer : 22-09-2017 saat 10:15 Neden: Liste düzenleme |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
21-09-2017, 17:55 | #2 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Bu konuda Taşlıbahçe uzmandır |
21-09-2017, 21:45 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Poizer, öncelikle kendi kendinize edindiğiniz vazifeniz nedeniyle sizi kutlarım. Dilerim başarılı olursunuz. Sizin gibi insanlara çok ihtiyacımız var. Ekilen ağaçların boylarının uzamaması iklim, yağış gibi faktörler kadar toprak özelliklerine de bağlıdır. Ancak ikim geniş bir alanda (mesela il çapında) genellikle homojen bir yapı gösterirken toprak yapısı küçük mesafelerde bile değişebilir. Büyük ağaçlar köklerini derine salmak ister, bu nedenle ekim yapacağınız yerdeki toprak özelliklerine dikkat etmenizde fayda var. Eğer derin toprak yoksa daha küçük türleri de deneyebilirsiniz. Örneğin Ahlat ya da Badem derin olmayan, kayalık zeminlerde de büyüyebiliyor ancak bu durumda fazla boylanmazlar. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün web sitesine göre Niğde'nin yıllık yağış ortalaması 341mm. Kış sıcaklıkları en düşük -27 dereceye kadar inerken en yüksek sıcak da neredeyse 40 dereceye kadar çıkıyor. Yağışlar genel olarak kış ve ilkbahara toplanmış durumda. Ortalama güneşlenme süreleri oldukça yüksek. Tüm bunları iyi bildiğim Çanakkale çevresiyle karşılaştırınca burada zor yetişen türlerin Niğde çevresinde çok zorlanacağını (ya da çok bakım gerektireceğini) düşünüyorum Sizin yerinizde olsam Ihlamur (Tilia) yetiştirmeye çalışmazdım. Ihlamur su seven bir ağaç. Şehrin içine ekilenleri belediyeler suluyor. Çanakkale'de, doğal alanlarda özellikle vadilerde yoğunlaştığını görüyorum. Çok fazla güneş almayan, nemli ve sürekli ıslak vadileri seviyor. Yıllık 300mm civarında yağış belki yetişkin ıhlamur ağaçları için yeterli olur (Çanakkale ortalaması 600mm) ama genç fidanları yetiştirmek için çok uğraşmanız gerekir. At kestanesi (Aesculus) ekmek de riske girmek olur. Gerçi Ankarada şehir içinde onca at kestanesini görünce çok şaşırmıştım zamanında. Yine de belediyenin bakıp kolladığı ağaçlar bunlar. Ankara bozkırında kolay yetişeceklerini sanmam. Daha kuzey iklimlerinin yerlisi o. Dışbudak (Fraxinus) yine aynı şekilde nem seviyor. Çanakkale'de doğal olarak yetişir mesela, ama hep dağların kuzey yamaçlarında görürsünüz. İç Anadolu'nun bozkırına dayanması zor. Benim tavsiyelerim şu cinsler/türler olurdu: MEŞE (Quercus): Meşe Anadolu'nun ağacıdır benim gözümde. Quercus robur, Quercus infectoria, Quercus cerris, Quercus trojana Niğde civarında doğal olarak yetişebilen türler olarak görünüyor. Bu türleri İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden Prof.Dr. Faik Yaltırık'ın "Türkiye Meşeleri Teşhis Kılavuzu" kitabındaki haritalardan bakarak yazdım. Daha güvenilir bir kaynak var mıdır bilmiyorum. O bölgede yetişmiş meşe ağacı bulursanız şu aralar tohum (palamut) alma zamanı başlıyor. Mutlaka ve bolca meşe dikmenizi öneririm. Hatta sadece meşe ekseniz bile olur. MENENGİÇ (Pistacia terebinthus): Yavaş büyüyen, sıcak ve kuraklığa çok dirençli bir tür. Niğde'nin kış soğuklarına dayanır mı bilmiyorum ancak Pistacia vera Siirt iklimine dayanıyorsa Pistacia terebinthus da Niğde iklimine uyum sağlar. Kayalık yerlere de ekebilirsiniz. Bu durumda maki türleri gibi kısa boylu olacaktır. AHLAT (Pyrus elaeagrifolia): Yazınızda verdiğiniz "meyveleri armuta benzediği için yaban armudu olarak bilinir" cümlesi bence hatalı. Ahlat (Pyrus elaeagrifolia) ile armut (Pyrus communis) aynı cinsin iki türüdür zaten Baharda çiçeklerle donanınca güzellikte ve dayanıklılıkta MAHLEP (Purunus mahaleb) ile yarışır, ikisi de Niğde'de yetişir. Ahlat sığ topraklarda da yetişir ama bu durumda boyu kısa olur. Güçlü ağaç formunu alamaz. ALIÇ (Crataegus): Hikmet Birand boşuna Ankara Dikmen sırtlarında Alıç ağacı ile sohbet etmemiştir kitabında. Niğde civarında yetişir. AYLANDIZ (Ailanthus altissima): Her ne kadar yapraklarını elinizde parçalarsanız kötü bir koku verse de Ailanthus altissima çok dayanıklı ve istilacı bir ağaç. Ağaçsız alanların ağaçlandırılması için ideal. Hızlı büyüyor ve gösterişli. Mutlaka öneririm. Kötü kokusu sadece ağacı/yaprakları yaraladığınızda ortaya çıkıyor, yoksa ağaç durup dururken, rüzgarda, yağış altında falan kokmuyor. İstanbulda, İzmirde, Ankarada, Çanakkalede her yerde yayılmacı şekilde yetiştiğini gördüm. Üstelik hiç bakım istemeden. Hayvanlar (sanırım kokusu nedeniyle) yemek için yapraklarına pek yaklaşmadığından yetiştirildiği alanda herhangi bir koruma yapmanıza da gerek yok. ARDIÇ (Juniperus), KARAÇAM (Pinus nigra), ilginç gelecek belki ama KAVAK (Poplar) olabilir. |
21-09-2017, 22:16 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Madem öyle en azından kapıyı biraz aralayım Şimdi, İç Anadolu’dan tren veya otobüsle geçmiş biri genel yapı hakkında kolaylıkla fikir edinir. Ben de pek çok kez yalnızca yolculuk esnasında buralardan geçip gitmiştim ve haliyle bir fikir de edinmiştim ancak ne zaman ki dağında taşında biraz yürüdüm, sağına soluna gittim, edindiğim fikir bir hayli değişti. Geçtiğimiz sene “Anıt Ağaçlar”la ilgili bir sunum için Ankara’ya davet edildiğimde Kırsal Çevre ekibinden Ahmet Demirtaş ve Salih Usta’yla birlikte Ankara’nın içini, dışını ve İdris Dağı civarını biraz dolaştık. Göreceğimi bildiğim ağaçlarla selamlaşmalar oldu ancak hiç beklemediğim türlerle de karşılaşmam İç Anadolu’yla ilgili zayıf fikirlerimi değiştirdi. Parklarda veya bahçelerde gördüklerimden bahsetmiyorum bile. Bu dalgalı ve yer yer de olabildiğince düz coğrafya karasallığını tüm gücüyle hissettirirken vadi tabanları, dere boyları, kalıntı orman alanları gibi yerler sürprizlerle dolu. Dolayısıyla, İç Anadolu’da, yaprak dökmeyen Akdeniz sahil kuşağı bitkileri ve havadaki nem ile yoğun yağışlara muhtaç, misal Doğu Karadeniz’deki kimi türler soğuktan veya kuruluktan muhtemelen sıkıntı yaşarlar veya zaten yaşayamazlar ama bunlar dışında, Anadolu’nun pek çok yerinde gördüğümüz hemen her ağaç İç Anadolu’da yaşayabilir. Ancak, doğru yere dikilmek koşuluyla. Demek istediğim, suyu olmayan, otlarla kaplanmış bir yamaca ıhlamur dikerseniz çok yazık edersiniz veya kendi imkanlarınızla sulama yoluna giderseniz bolca sulama yaparsınız ama aynı ağacı hem taban suyu yeterli olan, hem havadaki nem oranı hemen ötedeki tepeden çok daha fazla olan ve hem de kuzey bakılı bir yamacın dibinde bulunan dere boyuna dikerseniz geçen yıllarla birlikte diktiğiniz ıhlamurla keyiflenirsiniz. Tabii ki pek çok tür ağaç özel bakımla, sık sulamalarla bozkırın herhangi bir yerinde de yaşayabilir fakat pek sulama istemeden yaşayan, meyve verenleri merak edip dere boyu bahçelerden ilerlerseniz ayvalar, elmalar, erikler, mürverler, cevizler sizleri bekler. Dişbudak, söğüt, kavak gibi sucul ağaçlar da böyle yerlerde saf tutar. Uç örneklerden olacak ama nar da görebilirsiniz ancak nar İç Anadolu’nun her dere boyunda yaşar diyemeyiz mesela. O nar orada, ona uygun olan o küçük iklim alanında yaşarken aynı dere boyunda beş yüz adım ötede bir kış bile geçiremeyebilir. Alıç gibi, yerli armutlar gibi kimi türler ise bozkırın yalnız ağaçlarına iyi örneklerdir. Ardıçlar, karaçamlar, kurakçıl meşeler gibi ağaçlar ise eski ormanlardan geriye kalmış işaretler veya hatıralar olarak pek çok yerde boy gösterirler. Burada, gördüğüm veya varlığından haberdar olduğum her ağacı yazmayacak olduğum için şanslıyım. Bu işi, yukarıda da bahsettiğim gezide beraber dolaştığımız Ahmet hoca (A. Demirtaş) yaptı zaten. “Ankara’nın Ağaç, Ağaççık ve Çalıları” isimli 600 sayfalık kitabı geçen yıl basıldı. Kitaptaki pek çok tür Ankara dışında, İç Anadolu’nun çok yerinde de var. Açıklayıcı bilgiler takip edildiğinde genele uyarlanabilecek pek çok tür var. Kitabı “Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlarını Araştırma Derneği”nden edinebilirsiniz. Evet, sn. Poizer, vaktiniz oldukça listeyi hem bu kitap ışığında, hem de kendi gözlemlerinizle genişletirseniz çok iyi olur. Eminim daha pek çok kişi de katılacaktır çalışmanıza. Hangi ağacın İç Anadolu genelinde, genellikle hangi ortamda, misal ovada, dere boyunda, yamaçta, yüksek yayla yerlerde veya herhangi tepelik bir yerde bulunabildiği gibi bilgilerle de zenginleşirse sanırım daha yerinde olur. Kolay gelsin |
22-09-2017, 07:57 | #5 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2014
Şehir: Balıkesir - Gönen
Mesajlar: 128
|
Sn Cosmus; Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sizin de bahsettiğiniz gibi çok fazla sulama ve ilgilenme imkanım olmayacak. Bu sebepten ıhlamur ağacını listeden çıkarıyorum. Ayrıca bu bölgede ağaç yetişmiyor algısını kırmakta oldukça zor olacak. Çünkü insanların kafasında bu maalesef var. Dişbudak ağacını çok az da olsa denemek istiyorum. Özellikle su alma durumu alan yerlere dikeceğim. En azından az bir yağmurda dahi olsa en çok suyu almasını sağlamaya çalışacağım. At Kestanesini denemeyi düşünüyorum. Çünkü yetişkin ağaçların heybeti ve görüntüsü çok hoşuma gidiyor. Bu bölgede olması ihtimali bile beni mutlu ediyor. Kavak ağacına karşı nedense bir ön yargım var. Dikine büyüdüğü için mi yoksa estetik gelmediği için mi bilemiyorum. Ayrıca bu bölgelerde kavak (poplar) ağacına potansiyel para gözüyle bakıldığı için açıkcası çekiniyorum. Diğer türler ile ilgili yaptığınız değerli yorumlar için teşekkür ediyorum. İlerleyen yıllarda hayalim bu bölgede dikmiş olduğum ağaçları bu başlık altında paylaşarak yaşadığım ile ve bu bölgeye katkının artmasını sağlamak. Sayın Taşlıbahçe, Hikaye tadında anlatımınızı zevkle okudum. Değerli fikirleriniz için çok teşekkür ederim. Gözlem konusunda bahsettiğiniz gibi dikkat ederek ilerlemeyi planlıyorum. |
22-09-2017, 08:43 | #6 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-02-2017
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 41
|
Naçizane fikrim arazinize meşe mahlep ve ardıç dikmeniz olacaktır. Meşe güçlü bir ağaçtır. Köklerini güzel salar ve tutunur toprağa Ardıç türleri ise erozyon ile mücadelede kullanılan bir numaralı ağaçlardandır. Hele ki iç anadolu için biçilmiş kaftan. Az bir bakımla çok güzel sonuçlar alabilirsiniz. 4 Adet ardıçım var saksıda bakmama rağmen 7 ayda 15 cm boy attılar. Aklıma geldikçe suladım ve 5-6 kere de sıvı gübre verdim. Hayvan gübresi vermiş olsaydım tek seferde halletmiş olacaktım. Size tavsiyem 1 metrelik bir çukur açıp ardıçları o çukura gömerken biraz gübre ve 10 lt'lik pet şişe ile gömmeniz. Gübre besin ihtiyacını karşılar pet şişe ise aklınıza geldiğinde veya müsait olduğunuzda doldurursanız su ihtiyacını karşılar gelişme döneminde. Zaten kazık kök yapacağı için zemin suyuna ulaşana kadar durmayacaktır. Yıllar sonra araziye baktığınızda bozkırın ortasında gördüğünüz tek yeşil ağaç ardıç olacaktır. Mahlep ise eskiden çok kıymetli olmasına rağmen şimdi eski önemini göremeyen bir ağaç olduğu için ve dayanıklı olduğu için tercih edin isterim. Ayrıca iğde ağacı da dikebilirsiniz. Çünkü iğde de tam olarak zor şartlara dayanıklı bir ağaçtır. Yıllar önce Akşehir'de ikamet ederken kuşlarla beraber iğde yerdik ağaçlardan ki akşehir soğuğu serttir. Kışın güneşli havada çamaşır donar balkonda. Niğdenin de üç aşağı 5 yukarı aynı iklime sahip olduğunu düşünüyorum. Ama ne dikerseniz dikin ardıç türlerini unutmayın lütfen. Ülkemiz için çok önemli bir ağaç kendisi. Isparta orman bakanlığı fidanlığından temin edebilirsiniz. Orada yıllardır üretim yapılmakta. |
22-09-2017, 09:40 | #7 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2014
Şehir: Balıkesir - Gönen
Mesajlar: 128
|
Sayın tnkirca; Ardıç türlerine açıkcası pek bakmamıştım. Bu konuda bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ederim. 10 lt'tlik pet şişe gömme konusunu biraz daha açabilir misiniz? Yukarıdan su dökerek köklere gidecek şekilde mi yapılıyor? Bu bölgede taban su aslında var. Kazık kök yapan ağaçların zaman geçtikçe oldukça heybetli hale geldiğini görüyorum. Ama o hale getirene kadar özel ilgi ve sulama isteyebiliyorlar. Akşehir'e gittim. İklimi sizin bahsettiğiniz gibi buraya çok benziyor. İğde ağacı burada görüyorum. Sayılarının arttırılması daha da güzel olur. Orman İşletme Ereğli fidanlığına giderek ağaç temin ediyorum. Bildiğim kadarıyla orada ardıç vardı. Birdaha gittiğimizde alayım. Yardımlarınız için çok teşekkür ederim. |
22-09-2017, 10:00 | #8 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-02-2017
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 41
|
Alıntı:
Sayın Poizer; Ardıçlar ilk dikimde biraz nazlıdır ama kolay adapte oluyorlar. Mart ayında dikim yapacağınızı varsayarsak 120 cm çaplı derince bir çukur açıp (üst kat toprağı ayrı bir yere koyarak) içine biraz torf ve çıkarılan toprağı güzelce karıştırarak açtığınız çukura dikim yapabilirsiniz. Torf ile karıştırma sebebi su tutucu olması ve köklerin gelişebilmesi için yeterli yumuşaklığı sağlaması. Üst kattan ayırdığınız toprak ile karıştırmanız iyi olur. 1'e 3 oran iyi olur. Hem toprak fazla nemli kalıp kök çürütmez hem de çok kuruyup sertleşmez. Pet şişeyi de fidanın 25-30 cm yanına gelecek şekilde gömün ki yeterli miktarda su sağlayabilsin. Yalnız gömmeden önce ince bir çivi ile veya kalın iğne ile delmek icap eder pet şişeyi. Yavaş yavaş su salması için. Toprak sızan suyu yavaş yavaş emecektir ve ihtiyacı kadarını alacaktır. Aşırı sıcaklarda toprak altında olduğundan hem ağacın ihtiyacını karşılar hem de toprak altında olduğundan su ısınıp kökleri haşlamaz Müsait olduğunuzda sulama yaptığınızda ilk önce ağacı sularsınız sonrasında da pet şişeyi doldurup gidersiniz. |
|
22-09-2017, 12:41 | #9 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-04-2017
Şehir: Adana
Mesajlar: 39
|
Merhabalar, Sulama ile çok ilgilenemeyeceğinizi belirtmişsiniz ve en önemli sorun sulama çünkü yazın inanılmaz derecede kurak geçiyor. Son yıllarda su tutucu ürünler ile 4 seneye kadar sulama ihtiyacı olmayacağına dair açıklamalar ile çeşitli marka ürünler satılmakta. 5 kg'lık kutusu 220,00TL idi ve her ağaca 50 gr'dan 100 fidan dikilebiliyor. Eğer ürünler iddia edildiği gibi başarılı ise en önemli sorun giderilmiş oluyor. Çeşit olarak ardıç ve meşe bölgeye uyumlu ve en dayanıklı ağaçlar olmak ile birlikte, çınar, karaağaç, orman müdürlüğünün diktiği çamlar ve otoban kenarına ekilen ve hala tankerler ile sulanan en sevdiğim çam türü olan sedir ağaçları, dere kenarlarında ise kavak, söğüt, iğde bulunmakta. Meyve veren ağaçlardan ise ceviz, armut, elma düşünülebilir. Kestane çimlendirip dikmeme rağmen yaprakları yandı ve boy atmadı. Sanırım havası çok uymadı. Oysa benim de en çok istediğim türdü. Mersin ve Kadirli tarafında ki yaylalarda oldukça verimli olduğunu gördüm. Bir de siz deneyin belki Niğde merkezde tutar. Ben 15-20 kadar çınar ve 10 kadar çam ile bu sene şansımı deneyeceğim. |
22-09-2017, 13:09 | #10 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2014
Şehir: Balıkesir - Gönen
Mesajlar: 128
|
Sayın Mahmut Ozkur; Değerli yorumunuz için teşekkür ederim. Çınar ile alakalı olarak yüzeysel kök yaptığı için tercih etmedim. Çünkü önceliğim daha kazık kök yapabilecek ağaçlar üzerine oldu. Çam türlerini hiç düşünmüyorum. Bölgenin toprak yapısı çam ağacına uygun değil veya başka bir problem var. Çamlar bir türlü istenilen verimi vermemiş. Torf sebzeler için kullanmışlığım var. Ama bahsettiğiniz ürünü çok bilmiyorum. Biraz araştırma yapacağım. Kestaneyi saksıda veya evime yakın biryerde belli bir aşamaya getirdikten sonra dikmek daha mantıklı geliyor. |
03-10-2017, 10:47 | #11 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-11-2014
Şehir: Ankara
Mesajlar: 783
|
Bulduğum bir kaç ağacı paylaşayım istedim. Ginkgo Biloba (Mabet Ağacı) Rengi, dolgun yapısı, budamaya elverişli oluşu bakımından ideal bir türdür. Mavimsi rengi, hoş kokusuyla(tohumları kötü kokuyormuş) ve hızlı büyümesiyle bahçelerin vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır. Betula Pendula 'Youngii' (Sarkık Dallı Huş) Yaprakları dar, kenarları ince tırtırlıdır. Bronz kırmızı rengi yaprakları vardır. Büyüme yanlara doğrudur. Rengi, yaprak özelliği gövde şekli ve dallanma şekliyle bahçe için vazgeçilmez türlerden biridir. Rüzgarsız yerlerde kullanılmalıdır. Kışın yaprak dökerler. |
04-10-2017, 13:19 | #12 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-02-2014
Şehir: Balıkesir - Gönen
Mesajlar: 128
|
Sayın Musa Gündoğan, Öncelikle bilgilendirme için teşekkür ederim. Özellikle Mabet fidanını veya tohumunu yakın çevrede araştırdım ama temin konusunda sıkıntı var. Huş ağacı çeşit çeşit zannedersem onu muhtemelen fidanlıktan temin edebiliriz. |
04-10-2017, 14:20 | #13 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-11-2014
Şehir: Ankara
Mesajlar: 783
|
mabet fidanını dilerseniz internetten temin edebilirsiniz. özellikle bağınızı bahçenizi güzelleştirmek gölgelik yapmak isterseniz kullanabilirsiniz. yaşları yerine göre 2000 yıla kadar büyüyebiliyormuş. kolay gelsin |
04-10-2017, 20:24 | #14 |
Ağaç Dostu
|
Peyzaj, şifa ve mistik yönden değerli bir ağaçtır ama su ve havadaki nem ihtiyacı fazladır. İç Anadolu'da bu ihtiyaçlarına yönelik özel bakımla yetiştirilmesi mümkündür. |
11-10-2017, 16:25 | #15 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-11-2014
Şehir: Ankara
Mesajlar: 783
|
sayın taşlıbahçe sizin uzmanlık alanınız olduğu için sormak istedim. bahçemizin yanında dere kenarında doğal olarak yetişen köylülerin söylediğini üzere ismi "öküz götü" olarak adlandırılıyor. sanırım bir alıç türü şifalı bir ağaçmış. bu konuda bilginiz var mı?. zira bu ağacı araştırdım genelde öyle yazınca alıç çıkıyor. fakat bu daha farklı görünümü itibariyle. aşağıda resimde görüldüğü gibidir. |
11-10-2017, 16:39 | #16 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 21-11-2014
Şehir: Ankara
Mesajlar: 783
|
ağacı biraz araştırdım. yemişen ismi daha popüler gibi geldi bununla birlikte alıç türünden bir ağaçmış iç anadoluda doğal olarak bulunurmuş. tam bir kalp dostu özellikle ilaç kullanmadan tedavilerin düzene girmesinde yardım oluyormuş. ilaçla birlikte alınmamlıymış ilacın etkisini fazla artırdığından dolayı tavsiye edilmiyor. idrar söktürücü özellikle yaprak ve çiçeğinin çayı. şifalı bir ağaçmış. taşlıbahçe daha fazla bilgilidir diye düşünüyorum. açıkcası onun yorumlarını da merak ediyorum. |
11-10-2017, 19:31 | #17 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sizin fotoğraftaki de aynı ağacın meyvesi daha küçük ve lezzeti az olan başka bir türü, Crataegus monogyna gibi görünüyor, geyik dikeni de deniyor. Kuraklığa ve karasal iklime dayanıklılığı bildiğimiz alıçlar gibi değil, nemli yerlerle arası iyidir. Düzenleyen Taşlıbahçe : 11-10-2017 saat 21:16 Neden: ek |
|
12-10-2017, 08:37 | #18 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-03-2015
Şehir: Ankara
Mesajlar: 392
|
Konunun uzmanı olmamakla beraber ben sedir demek istiyorum. Gerek Ankara da bulunduğumuz rakımda ki 1070 metredir gerek kurak ve sulanmayan yerlerinde çok sağlıklı şekilde mevcut yağışlarla çok çabuk boylandığını gördüm. Ankara çevresindeki devletin ağaçlandırdığı veya anıt ormanlarda da sıklıkla kullanılıyor.Lise yıllarında ağaç dikme etkinliklerinde birkaç kez Hacettepe nin Beytepe kampüsünde yine sedir dikmiştik, yıllar sonra baktığımda ormana dönüştüğünü görüyorum. Niğde deki bahçemizde de epey güzel örnekleri var. Bir de atkestanesi zor oluyor denmiş ama Ankara da belediyenin ana arterlerde ve parklarda diktiği çok saıda ağaç var. Hepsi de gayet sağlıklı. Ara sokaklardakilerin sulandığını hiç sanmıyorum üstelik etrafı da ortam nemliliğini azaltacak şekilde kuru beton. |
12-10-2017, 13:49 | #19 |
Ağaç Dostu
|
Haklısınız, sedir, bilhassa yerli tür olan Toros Sediri (Lübnan sediri) bu bölge için çok uygun. Özellikle havanın temiz olduğu şehir dışı bölgelerde çok güzel gelişirler. At kestaneleri ara sokaklarda sulanmasa da beton altı genellikle nemli kalıyor ve geniş bir alanda bu nemle rekabete girecekleri başka bir ağaç da olmadığından gelişebiliyorlar ancak bu gibi durumlarda bu gelişme genellikle uzun vadeli olmuyor, belirli bir dal yaprak kütlesine ulaştıktan sonra artan ihtiyaçları karşılanmadığı vakit tepe kurumaları, bağışıklık sisteminde düşüş, bu durumu bekleyen böcek, bakteri veya fungus saldırıları vb durumlar geri sayımı başlatıyor veya hızlandırıyor. O nedenle de belediyelerin korkunç kütle küçültmeleri şeklinde gerçekleştirdiği fena budamalar devri başlıyor. Yol ağacı olarak seçilen ağaçları ihtiyaçları yüksek ve cüsseli türlerden seçmemek bu gibi iklimlerde daha doğru olur diye düşünüyorum. Yol ağacı olarak kullanımı dışında da, at kestanesinin, İç Anadolu'nun doğal olarak toprağı nemli, rutubetli olmayan veya sulama imkanı olmayan kesimlerinde, yerlerinde dikilmesini tavsiye etmem. Etrafta su görünmese de, kavak gibi, ceviz gibi suyu seven ağaçların sağlıklı geliştiği yerlerde ise tabii ki toprak nemlidir, su damarı vardır, taban suyu yüksektir; böyle yerlerde at kestaneleri de iyi gelişecektir. aslında bahsettiğim şey şu: Bir ağacın kendi tür özelliklerini gösterecek kütleye ulaşabilmesi, sağlıklı gelişmesi ve bu sağlığını sürdürebilmesi için o ağacın ekolojik isteklerine karşılık verebilecek bir çevrede olması gerekir. Aksi halde dikersiniz, yaşar mı yaşar, büyür mü, eh, belki biraz, sağlıklı olur mu, şüpheli, uzun ömürlü olur mu, hiç sanmam... |
20-12-2017, 19:37 | #20 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
İyi günler Ankara için eşsiz bir kaynak. " Ahmet Demirtaş, Ankara`nın Ağaç, Ağaççık ve Çalıları" Krsal evre Kitabın tanıtım yazısı: "Ankara denilince ilk olarak İç Anadolu bozkırlarının ortasında sınırlı sayıda bitkinin yetiştiği büyük bir kent akla gelir. Çevreye biraz dikkatli bakıldığında durumun hiç de böyle olmadığı, bitki çeşitliliği yönünden varsıl bir kent olduğu kolaylıkla anlaşılır. Ankara`da yetişmez sandığınız manolya, defne, zeytin, zakkum, sığla, yasemin, fıstık çamı gibi bir çok ağacı/çalıyı ilk gördüğünüzde hem şaşırır hem de sevinirsiniz. Derneğimizce yayımlanan Ahmet Demirtaş`ın ANKARA`NIN AĞAÇ, AĞAÇÇIK ve ÇALILARI kitabı bizlere oldukça şaşırtıcı farkındalıklar yaratma olanağı sunuyor: Ankara`nın parklarında bahçelerinde, caddelerinde sokaklarında, gecekondu mahallelerinde, eski / yeni semtlerinde karşımıza çıkabilecek ağaç ve çalıları tanıtmakla kalmıyor; Elmadağ`dan Nallıhan `a, Kızılcahamam`dan Şereflikoçhisar`a Ankara`nın kırsal alanlarında, köylerinde/mahallelerinde, dağlık ve ormanlık bölgelerinde, bozkır-orman ekosistemleri geçiş zonlarında görme şansı bulabileceğimiz odunsu türler hakkında da ayrıntılı bilgiler sunuyor. Ahmet Demirtaş bir orman mühendisi… Her orman mühendisinin böylesi bir çalışma yapacak bilgi birikimine sahip olduğunu düşünürseniz, yanılırsınız. Kendisi Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği’nin 25 yıldır süren Dendroloji (Ağaçbilim) Okulu’nun gönüllü “hoca”larından... Ankara ve çevresini karış karış gezip fotoğraflama merakı da eklenince, görsel yönü de zengin böylesi bir kitap ortaya çıktı. Kitap, Ankara’nın kentiçi ve çevresindeki doğal ve egzotik 250 kadar ağaç, ağaççık ve çalı türünü dendrolojik ve ekolojik özellikleri ile birlikte bilimsel bir çerçevede tanıtmakla kalmıyor, zengin görsel içeriğiyle bu alanda ülkemizde önemli bir boşluğun doldurulmasına da katkıda bulunuyor. Kitabı edinmek isteyenler kirsalcevreormancilik@yahoo.com adresine yazabilirler." Düzenleyen Yücel Özlem : 12-01-2018 saat 03:51 |
|
22-02-2019, 19:40 | #21 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 22-02-2019
Şehir: KONYA
Mesajlar: 2
|
Okul bahçesine dikilecek bakımı kolay, dikeni vs olmayan meyve ağacı tavsiyeniz var mı? Okulumuz Konya da. |
23-02-2019, 09:22 | #22 |
Ağaç Dostu
|
Kiraz, vişne, ayva yetiştirebilirsiniz. Ahlat ya da ayva üzerine aşılanmış yerel armut türleri de olur. Badem de yetişir sanırım ama erken çiçeklendiği için bahar aylarındaki donlardan etkilenecektir. Ayrıca kayısı da kolaylıkla yetiştirebilirsiniz. Dut da olur ama meyvelerinin dökülme zamanı okul için çok uygun olmayabilir. |
23-02-2019, 22:55 | #23 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 08-07-2010
Şehir: ankara
Mesajlar: 73
|
Yukarıdaki yazıları okudum. Ben Ankara'da ikamet ediyorum. Naçizane izlenimlerime göre meyve veren ağaçlar dışında Toros sediri İçanadolu iklimine en uygun ağaç türleri arasındadır diyebilirim. Ardıç ağacının yanısıra sedir ağacınada öncelik verilebilir. Çünkü sedir ağacı İçanadolu iklimine iyi uyum sağlamış görünüyor. Ardıç ağacına göre daha hızlı bir gelişim izledim. Ayrıca sedir ağacı kurak olsun, taşlık olsun, engebeli, yüksek rakımlı, şehir içi, park, bahçe, peyzaj, bakılabilir, bakımsız alanlarda iyi uyum sağlayabiliyor. Son zamanlarda sedir ağacı dağılımı, diğer ağaç türlerine göre İçanadolu bölgesinde farkedilir derecede artmaktadır. |
17-06-2019, 14:47 | #24 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 17-06-2019
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 2
|
Merhaba, siteye yeni üyeyim. Doğayı seviyorum, fazla bilgim yok. Bilgilenmek ve paylaşmak için üye oldum. Kızılcık ağacı bu... Çocukluğumda çok yerdik. Poizer ilk mailinizin üzerinden çok zaman geçmiş. Ama hiçbirşey için geç değildir. Ben de sizin gibi iç anadolunun ağaçlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Son durumu ve neler yapabildiğinizi paylaşır mısınız? |
17-06-2019, 14:55 | #25 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 17-06-2019
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 2
|
Yani biz kızılcık derdik. Ta kendisi. Ama başkaları yemişen diyormuş. |
17-06-2019, 15:24 | #26 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Musa Gündoğan'ın sorduğu ağacın ismini kızılcık olarak düşünüyorsanız yanlış düşünüyorsunuz. Ağaç taşlıbahçe'nin yazdığı gibi Crataegus monogyna. Adi alıç da diyorlar bazı yerlerde alıç ile karışıyor. Normalde alıç üç dört çekirdekli olur. Bu ise tek çekirdekli. Ben ve arkadaşım çekirdeği ve dış görünüşü benzediği için kızılcık aşılamıştık. Uzun süre canlı kalmasına rağmen kalemler sonunda ölmüştü. Bir daha da denemedik. Bu çalıya döngel aşılıyorlar. |
|
18-06-2019, 23:58 | #27 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 15-03-2017
Şehir: Konya
Mesajlar: 85
|
Alıntı:
|
|
26-06-2020, 17:22 | #28 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 26-06-2020
Şehir: Çankırı
Mesajlar: 1
|
İncir ağacı dikimi önerirmisiniz |
27-06-2020, 12:10 | #29 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-02-2015
Şehir: BURSA
Mesajlar: 1,293
|
incir ağacı soğuklara dayanamaz. |
27-06-2020, 12:12 | #30 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 28-02-2015
Şehir: BURSA
Mesajlar: 1,293
|
güz zeytini ve amelenchierdan kimse bahsetmemiş. soğuk ve kurak iç anadolu ya uygunlar. |
|
|