agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Ağaçlar Hakkında Genel Konuşmalar
(https)




Beğeni Düzeni3Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 06-01-2007, 00:17   #31
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-06-2005
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 633
Galeri: 175
Evet dostalırım bu haberi ben de okudum.
Sultanahmet teki Çınarın dibinde bu ağaç budamaları ile ilgili bir toplantı düzenleyelim derim
Malesef Orman Fakültesi hocalarına yazdığım maile hiç biri cevap vermedi çınarla ilgili bir tanesi cevap verdi o da benim konum değil dedi.

Erguvan Muhibbi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-01-2007, 08:47   #32
Ela
Ağaç Dostu
 
Ela's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-10-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 937
Bütün yazılanları çok üzülerek okudum maalesef tepki veremedikleri için hiçbirşey yapamadan acı çeke çeke budanıyorlar. Ağaçlarımız başlarında eğitim görmüş bir insan olmadan budanıyor.Ağaçları kesmeyi marifet sayanlar acaba bir ağacın da yaşama hakkının olduğunu onun da acı çektiğini bilmiyormusunuz.İçinizde azıcık doğa sevgisi olsa bilirdiniz.Ben bütün bu olanlara ağaca yönelik şiddet gözüyle bakıyorum.

Ela Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-01-2007, 11:37   #33
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan açıklama gelmiş...



İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul’da 13 koruya Prof. Ünal Aslan başkanlığındaki yedi öğretim üyesinin baktığını açıkladı.

Açıklamada bir itirafta da bulunuyor; “Geçmişten bugüne kadar yapılmayan bakım ve budamalar koruları her gün ölüme götürmekte... Kaldı ki yapılan budama işlemleri orman ve ziraat mühendisleri kontrolünde yapılmakta, kaldırılacak ağaçlar Orman Bölge Müdürlüğü tarafından damgalanmakta. Damgalanmamış hiçbir ağaç kaldırılmakta. İlgili rapor ve izinler doğrultusunda yapılan çalışmalar 5 yıllık bir süreyi kapsamakta.”

Peki AKP zihniyeti 13 yıldır İstanbul’u yönettiğine göre bu ihmal Erdoğan, Gürtuna ve Topbaş’a ait değil mi?

Açıklama:

Alıntı:
“Mehmet Sandıkçı'nın, Yıldız Parkı'nda 'başlarında hiçbir teknik elemanın olmadığı işçi gurubunun bilinçsizce ağaç budamakta oldukları' iddiası doğruları yansıtmamaktadır.

İstanbul'da Büyükşehir sorumluluğunda bulunan 13 korudan birisi de Yıldız Parkı'dır. Yıllardır kendi kaderine terk edilen koruların gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde ulaşması için İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Ünal Aslan başkanlığında 7 öğretim üyesi tarafından korulardaki kuruyan ağaç ve dalları ile sağlıksız ağaçların budamaları, devrilen ağaçların kaldırılması ve yenilerin dikilmesi için 'Silvikültür ve Amenajman' planları hazırlanmış, Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2003'te onaylanmıştır.

Ayrıca koruların tarihi özellikleri nedeniyle İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğü'nün 25.4.2006 tarihli 1567 sayılı kararı ile planlar onaylanmıştır. 2006’dan itibaren planlar kapsamında korularda bölümler halinde kuru, sarkan dallar ve hastalıklı gövdeler alandan uzaklaştırılmaktadır.

Geçmişten bugüne kadar yapılmayan bakım ve budamalar koruları hergün ölüme götürmektedir. Kaldı ki yapılan budama işlemleri orman ve ziraat mühendisleri kontrolünde yapılmakta, kaldırılacak ağaçlar Orman Bölge Müdürlüğü tarafından damgalanmaktadır. Damgalanmamış hiçbir ağaç kaldırılmaktadır. İlgili rapor ve izinler doğrultusunda yapılan çalışmalar 5 yıllık bir süreyi kapsamakta ve her yıl düzenli olarak yapılması planlanmaktadır.

Yapılan çalışmalar budama konusunda otorite olan İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Ferhat Bozkuş başkanlığında devam ettirilmektedir.

Ayrıca bu kapsamda Park ve Bahçeler Müdürlüğü 12-13 Aralık 2006'da "Kent Ağaçları ve Süs Bitkilerinde Bakım ve Budama Esasları" konusunda eğitim semineri düzenlenmiştir. Orman fakültesinden konunun uzmanları öğretim üyeleri tarafından 2 gün süren ve ilçe belediyelerinin, konuyla ilgili sivil toplum kuruluşu ve odaların, diğer orman fakülteleri öğretim üyelerinin de yoğun katılımıyla tamamlanan seminer ayrıca kitap haline de getirilmiştir. Yapılan bu çalışma bundan sonra yapılacak çalışmalara da kaynak ve referansı noktası olacaktır.

1997-2000 arasında İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü yapan Orman Yüksek Mühendisi Mehmet Sandıkçı'nın orman alanlarında yapılan bakım işlerinden haberdar olmaması bizi derinden üzmüştür. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü de İstanbul sınırları içindeki ormanlarda kesim, budama ve ağaçlandırma işlemlerini Orman Kanunu gereği rutin olarak yapmaktadır.

Bugüne kadar yapılamayan müdahaleler sonucunda sağlam görülen ancak kırılarak can ve mal kayıplarına sebep olan ağaç yıkılmaları olmuştur. Bu çalışmaların yapılmadığı takdirde kazalarında devam edeceği bir gerçektir.”

Yalçın Bayer - Hürriyet

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2007, 10:46   #34
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 16-03-2007
Şehir: İstanbul ve Yalova
Mesajlar: 3
Sokaklardaki Ağaçların budanma şekli

Bugünlerde İstanbul'da ağaçlar budanmakta. Yapılan budama sonucu geriye ağacın gövdesi kalmakta. Böyle aşırı budama doğru mudur?

sorusbay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 09:49   #35
Ağaç Dostu
 
sezinci's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-11-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,969
Galeri: 28
Yapraklı ağaçlar basıl budanırsa budansın bir şekilde sürgün verir. Kimi zaman budamada aşırıya kaçıldığı durumlar olur. Bu zorunluluktan dolayı yapılmış olabilir. Ağaçların yaşamı trafiği engellemesi gibi. Ama bu yapılınca da çirkin bir görüntü çıkar ortaya. Ya o ağacı oraya hiç dikmemeli ya da budarken ağacın formunu korumalı.

Kısacası bazı türlerde aşırı budama yapılabilir ama bana göre sonuçta ortaya çıkan görüntü daha çirkin olur.

sezinci Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 10:45   #36
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Nereye yazayım bilmiyorum. Ağaçları koruma hattını mı arasam ? Ofisimdeki odamın penceresini şenlendiren erguvanlar daha çiçeklenmeden 2 m den yalnızca kütükleri kalacak şekilde budanmış. Alt katımda iki adet daha ofis var ve ikisinin de kullanılmayan odaları bu aralığa bakıyor. Yöneticinin gayretkeşliği neticesi ben bu baharın neşesinden mahrum kaldım.

Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 11:01   #37
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-06-2005
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 633
Galeri: 175
Geçmiş olsun. Adam kendisi odun olunca bütün ağaçları da odun sanıyor.
Kesiyor. Doğruyor. Ağaçları genlçleştiriyorlarmış efendim.

Erguvan Muhibbi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 12:42   #38
Ağaç Dostu
 
aybala's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-10-2004
Şehir: İstanbul-Maltepe
Mesajlar: 6,826
Galeri: 574
Alıntı:
Yapraklı ağaçlar basıl budanırsa budansın bir şekilde sürgün verir. Kimi zaman budamada aşırıya kaçıldığı durumlar olur. Bu zorunluluktan dolayı yapılmış olabilir.
Şehirlerde ağaç budamanın gerekçesi bu olabilir. Yani yoğun trafikli alanlarda ağaçlar budanır hatta tamamen kaldırılabilir. ( İstiklal Caddesi olayını hatırlayınız.) Ama şehirdeki tüm ağaçların bu mantıkla budanmasını anlamam imkansız.

Mesela Maltepe-Bostancı Sahil Yolu'ndaki tüm çınarlar geçen sene (ve neredeyse her sene) aynı mantıkla budanıyor ki bu yol 6 şeritli ve yaya ve bisiklet yolu olan geniş bir yoldur, çınarlar mevsim sonuna doğru verdikleri sürgünlerle ancak kavağa benziyorlar. Yani elimizde çınar değil kavak görünümlü çınarlarımız oluyor. Benim bilgiğim çınarlar üst dalları yayılarak gelişen heybetli ağaçlardır.

Bakınız bazıları bunu nasıl yapıyor. Yazacak fazla bir şey yok sanırım.

Name:  2360-portalegre-agac.jpg
Views: 12532
Size:  69.7 KB

aybala Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 17:10   #39
Ağaç Dostu
 
Balıkcı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,252
Galeri: 15
Merhaba dostlar

Aykırı yorumlara, tenkitleri tenkide açık mısınız?

Öyle olduğunu kabul ederek iki kelam da benden.

Konuyu başından beri okuyorum.
Görebildiğim kadarıyla tenkit edenlerin hiçbiri bu işin eğitimini almış kişiler değil.
Sadece benim gibi ağaca ve yeşile karşı gönül bağı olanlar.
Öyle olunca da bir dalın kesilmesi bile bize ağır geliyor.
Rahmetli annem de güllerine hiç dokundurtmazdı.
Halbuki ben, güllerin bayağı sert bir şekilde, dalların dibine yakın birkaç göz bırakılarak kesildiğinde daha iyi geliştiğini duymuştum.
Anne şu gülleri biraz budayalım dediğimde, yok, benimkileri elleme, kel olmasınlar derdi.
Nur içinde yatsın.
Şimdi bu yaklaşımı görüyorum yazılarınızda.
Bir kişi çıkmış, işi bilen adam sıfatıyla, yanlış yapılıyor demiş, ona da cevabını vermişler.
Bu işleri, budamayı en iyi bilen bir profesör başkanlığında yürütüyoruz demişler.
Bu durumda bana göre, yapılması gereken, işi siyasete döküp, AK Parti döneminde ihmal edilmiş, demek yerine, adı verilen bu profesöre ulaşarak, mesajlarda belirtildiği şekilde, bu ne biçim budama, niçin şehri kele çeviriyorsunuz, diye sormaktır.
Bakalım ne cevap gelecek.
Maalesef ülkemizin hastalığı, bilenlerin susup, az bilenlerin ya da bilmeyenlerin konuşmasıdır.
Denizde de öyle, eline bir olta alan balıkçılık uzmanı kesiliyor.

Biliyorum, bu yazı hoşunuza gitmeyecek ama her yazılan, herkesin hoşuna gidiyor mu?

Balıkcı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 18:36   #40
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
Sn Erguvan muhibbi öğrendiklerinizi doğru ortamlarda ve doğru zamanlarda kullanın derim.

Her gençleştirme bir budamadır ama her budama bir gençleştirme değildir.

Benim size anlatmaya çalıştığım ve sizin bir türlü kabul edemediğiniz gençleştirmeyi bu ortamda bana atıf yaparcasına kullanmanız sizin sadece inatçılığınızı gösterir.

Kabak gibi ortada 1 m lik gövde bırakılarak yapılan budamaya asla GENÇLEŞTİRME denmez. Lütfen artık bunu öğrenin.

sukranayalp Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 19:06   #41
Ağaç Dostu
 
anilozer112's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-06-2005
Şehir: Düzce
Mesajlar: 374
Galeri: 45
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Erguvan Muhibbi Mesajı Göster
Benim dükkanda bu budamalarla ilgili yazmıştım buraya yeniden fotoğraflar ekliyorum. Bu budamaları akıl ile mantık ile vicdan ile izah etmek mümkün değildir. Tek kelime ile vahşettir.
Sayın Erguvan Muhibbi;
Sultanahmet'teki bu çınarı bir belgeselde kesildiğini öğrenmiştim. Ama bu çınar tarihi olaylara tanıklık etmiş.



Sultanahmet Meydanı’ndaki bir diğer çınar ağacının önünde kanlı olaylar olmuş ve bu nedenle ona “Kanlı Çınar” ismi verilmiştir. Günümüze ulaşamayan bu çınar, Ayasofya ile Sultanahmet camileri arasında, bugün park olan yerde bulunuyordu. Burada ağacın dikkati çeken bir özelliği de dallarından birisinin Ayasofya’yı göstermesi idi.

Tarihin derinliklerine baktığımızda bu çınarın isminin ilk kez Sultan İbrahim’in tahttan indirildiği günlerde geçtiğini görüyoruz. Sultan İbrahim’in tahttan indirmek için ayaklananlar önce Sadrazam Ahmed Paşa’yı yakalamış ve asileri destekleyen Vezir Sofu Mehmet Paşa’ya teslim etmişlerdir. Kurnaz ve işini bilen bir vezir olan Mehmet Paşa önce Onu Şehzadebaşı’ndaki konağında ağırlamış, sonra da şeyhülislamdan idamı için fetva almıştır. Öte yanda Ahmed Paşa malını mülkünü Mehmed Paşa’ya bırakarak canını kurtardığını sandığı anda birden karşısında devrin ünlü celladı Kara Ali’yi görünce her şeyin bittiğini anlamıştı. Kara Ali ve diğer cellatlar onu sürükleyerek konağın bodrumuna indirip kementle boğmuşlardır. Bunun ardından sadrazamın cesedi bir ata bağlanarak sürüklene sürüklene Sultanahmet’teki bu çınarın altına bırakılmıştır. Bu arada yeniçeri kılığına giren bir câni, insan yağı romatizmaya iyi gelir diyerek sadrazamın şişman vücudunu parça parça doğrayarak isteyene vermeye başlamıştır. Bu acı olay üzerine bu çınara “Kanlı çınar” sadrazama da bin parça anlamında “Hazerpare Ahmet Paşa” ismi yakıştırılmıştır.

Kanlı Çınar, bir süre sonra yeni bir kanlı olaya sahne olmuştur. Yeniçeri ulûfelerinin dağıtıldığı bir gün Girit seferinden dönen yeniçerinin dağıtımdan pay alamamaları, kapıkulu ocaklarına da ayarı düşük akçe verilmesi ortalığı karıştırmış ve yeni bir ayaklanmaya neden olmuştur. At Meydanı’nda toplanarak saray kapılarına dayanan yeniçeriler ve onlara katılanlar yeni kurbanlar istemeye başlamıştır. Sultan IV. Mehmet henüz çocuk yaşta bir padişahtı. Padişahın yanındakiler asilere direnmişlerse de durumun daha da kötüye gitmesi üzerine istenilen kişileri boğdurup saray duvarlarının dışına bırakmışlardı. Boğdurulanlar arasında Kızlar Ağası, Kapı Ağası, Padişahın müsahibi ile Kösem Valde Sultan zamanında nüfuzu artan Mülki Kalfanın kocası Şaban Ağa’da bulunuyordu.

Bundan sonra isteklerini elde eden asiler, kesik başları çınarın dallarına asmıştır. Buradaki başlar günlerce asılı kalmış, rüzgarla sallanmış ve halk bu görünümü dehşet içerisinde seyretmiştir.

Çınara ikinci kez kanlı bir olaydan sonra “Vaka-i Vakvakiye” ismi halk tarafından yakıştırılmıştır. İstanbullu bir şair de bu olay üzerine bir şiir yazmıştır.

Gûşu merihe erüp tantana-i cahü celâl
Lerzenâk etti bu kavga gühu âfâkı
Oldu mahmur nice mest müdamı devlet
Câmı ikbale ne tarh etti bilinmez Sâki
Bağbanı felek gine güzârı seyret
At Meydanına dikti secere-i vakvakı.

Sultanahmet Meydanı’ndaki bu çınarın yazgısı bununla sona ermemiş, 1826 yılında son yeniçeri isyanı bastırıp, ocak dağıttığı zaman Sultanahmet Camisine gizlenen son yeniçeriler de boğdurulup cesetleri yine bu çınarın dallarına asılmıştır.
Secerei Vakvak’ın öyküsünü hazırlayıp, şiire çeviren İzzet Molla da şu dizeleri yazmıştır:

Bir zaman ehli fitne camii Hanı Ahmedde
Bigünah asmış iken kullarını Hallâkim
Şimdi erbabı Şekanın dökülüp kelleleri
Meyve vaktine yetiştik, secerei vakvakın.

anilozer112 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 19:34   #42
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
Arkadaşlar Sn Erguvan muhibbi'nin fotoğraflarında dikkat ederseniz çınar dalları yatayda büyüme göstermiş. Çınarın dal dokusu gevrektir. Şiddetli soğuk ve rüzgarlarda çok çabuk kırılır ve düşen dalları çevreye zarar verir. Fotoğrafta yapılan budamalar öncelikle bir kent ortamına göre değerlendirilerek yapılmış ve doğru yapılmış budamalardır. Sakın bu konuda hissi olmayın. Ne olayları görmüş geçirmiş olsa bile bir bitki doğal ortamında kendi başına yetişmedikten sonra onu kontrol etmeliyiz. Onu katletmeliyiz de demiyorum. Uygun budama yapılmalıdır. İster şekil budaması olsun, ister meyve budaması olsun, ister gençleştirme budaması olsun. He rbudama şeklinin de kendine özgü kuralları vardır. Önemli olan budama yapılıyorsa bunlara uyulmasıdır.

sukranayalp Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 19:56   #43
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Balıkçı Mesajı Göster

Bir kişi çıkmış, işi bilen adam sıfatıyla, yanlış yapılıyor demiş, ona da cevabını vermişler.
Bu işleri, budamayı en iyi bilen bir profesör başkanlığında yürütüyoruz demişler.
Bu durumda bana göre, yapılması gereken, işi siyasete döküp, AK Parti döneminde ihmal edilmiş, demek yerine, adı verilen bu profesöre ulaşarak, mesajlarda belirtildiği şekilde, bu ne biçim budama, niçin şehri kele çeviriyorsunuz, diye sormaktır.
Bakalım ne cevap gelecek.
Maalesef ülkemizin hastalığı, bilenlerin susup, az bilenlerin ya da bilmeyenlerin konuşmasıdır.
Denizde de öyle, eline bir olta alan balıkçılık uzmanı kesiliyor.

Biliyorum, bu yazı hoşunuza gitmeyecek ama her yazılan, herkesin hoşuna gidiyor mu?
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Erguvan Muhibbi Mesajı Göster
Malesef Orman Fakültesi hocalarına yazdığım maile hiç biri cevap vermedi çınarla ilgili bir tanesi cevap verdi o da benim konum değil dedi.
Balıkçı, gördüğünüz gibi soranlar var...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 21:24   #44
Ağaç Dostu
 
Balıkcı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,252
Galeri: 15
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi malina Mesajı Göster
Balıkçı, gördüğünüz gibi soranlar var...
Evet ama yanlış adrese.
Ben işin başında olduğunu söyledikleri kişiyi kasdetmiştim.

Bu vesileyle Erguvan Muhibbini kutlamayı da unutmamalıyım.
Biz konuşurken,O bir şeyler yapmış.
Teşekkürler.

Balıkcı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 21:55   #45
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Alıntı:
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İstanbul’da 13 koruya Prof. Ünal Aslan başkanlığındaki yedi öğretim üyesinin baktığını açıkladı.
Orman Fakültesinde çalışıyor. Ona yazmamazlık etmemiş midir?

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2007, 23:27   #46
Ağaçsever
 
lordofstorm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 74
Merhaba.Yaşlı ağaçlarda gençleştirme yapılaması için zaman zaman set budama yapılması zorunludur.Ben Galatasaray Lisesi'nde okurken bir bahar günü okuldaki asırlık çınarları öyle bir budadılar ki gövdeden başka hiç bir şey kalmadı.Ben de gördüğüm manzaranın hışmıyla okul içerisindeki organizasyonları yöneten departmanda aldım soluğu.Annemin de vakıf avukatı olmasından dolayı, bu ağaçlara bir zarar gelirse okula tazminat davası açacağımı söyledim.Fakat ordaki görevli bana sadece gülümsedi.Çevreye ve yeşile olan duarlılığımı tebrik etti sonra.Budama işlemlerini yapan ekiplerin iş bilen birer profesyönel olduklarını ve ağaçları mezun olduktan sonra görmeye gelmemi tembih etti.Geçen sene gittiğimde gözlerime inanamadım çünkü o koca çınarlar tekrar aynı ihtişamlarıyla ama diri ve sağlıklı görüntüleriyle hala ayaktaydılar.Yani bu işi biliyorlarmış.Bende salkım söğüt ağacımı son dere derinden budadım ve onunda gençleşeceğini umuyorum...

lordofstorm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2007, 00:44   #47
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 30-01-2007
Şehir: Ezine
Mesajlar: 20
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi lordofstorm Mesajı Göster
Merhaba.Yaşlı ağaçlarda gençleştirme yapılaması için zaman zaman set budama yapılması zorunludur.Ben Galatasaray Lisesi'nde okurken bir bahar günü okuldaki asırlık çınarları öyle bir budadılar ki gövdeden başka hiç bir şey kalmadı.Ben de gördüğüm manzaranın hışmıyla okul içerisindeki organizasyonları yöneten departmanda aldım soluğu.Annemin de vakıf avukatı olmasından dolayı, bu ağaçlara bir zarar gelirse okula tazminat davası açacağımı söyledim.Fakat ordaki görevli bana sadece gülümsedi.Çevreye ve yeşile olan duarlılığımı tebrik etti sonra.Budama işlemlerini yapan ekiplerin iş bilen birer profesyönel olduklarını ve ağaçları mezun olduktan sonra görmeye gelmemi tembih etti.Geçen sene gittiğimde gözlerime inanamadım çünkü o koca çınarlar tekrar aynı ihtişamlarıyla ama diri ve sağlıklı görüntüleriyle hala ayaktaydılar.Yani bu işi biliyorlarmış.Bende salkım söğüt ağacımı son dere derinden budadım ve onunda gençleşeceğini umuyorum...
Ağaçlarda budamada sert bir seferde yapılması çok yanlış bir uygulamadır, ağaçların heryıl kontrol edilerek belli bir program dahilinde budanması gerekir.

Ağaç ister kentten uzan meyvalıkta olsun isterse yaşadığımız şehirde hiç fark etmez, ağaçta tüm dallar aynı anda çıkartılmaz sırayla ve çıkartılan daldan sonraki ağacın aldığı biçim incelenerek geleceğe dönük ortalama dört yıllık planlama yapılarak çıkartılır. Ağaçtan dal çıkartılmadan evvel ağacın mümkünse tüm yönleri etrafında dolaşılarak dikkatli gözlem ve inceleme ile budama yapılması yerinde olur. Budamada ağacın gövde yapısı ile 2.ncil dalların toplam hacminin eşit olması hedeflenmelidir, kesinlikle dalların tümü sert budamayla alınmamamalı çünkü ağacın kendi bünyesinin içindeki su sirkülasyonuna zarar veririlmemesi gerekir. Her ağaç, yanlış mevsimde sert budama yapılmaması şartıyla budama hatalarını zamanla düzeltir, fakat günümüzde şehirlerde yapılanlar budama değil adeta cinayet, ağaçların su dengesi bozulduğu için bazılarını kaybetmemeiz kuvvetle muhtemel olacaktır.

Kasved Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2007, 12:32   #48
Ağaç Dostu
 
Balıkcı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-01-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2,252
Galeri: 15
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi malina Mesajı Göster
Orman Fakültesinde çalışıyor. Ona yazmamazlık et memiş midir?
Bilmiyorum.

Balıkcı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2007, 16:59   #49
Ağaçsever
 
lordofstorm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 74
Sayın Kasved sert budama yapmak cinayettir falan demiş lakin Büyükşehir Belediyesi'nin ve orman bakanlığının ekipleri çınar,top akasya gibi ağaçlar için zaman zaman sert budama yapıyor ve ağaçların hepsi gayet sağlıklı bir şekilde ayaktalar.Mekteb'i Sultani'nin bahçesindeki çınarlar da tüm heybetleriyle ayaktalar nedense.Şu anki üniversitemin bahçesindeki salkım söğütlerin tüm dalları 2 sene önce tamamen kesilmişti ama bu sene resmen dallar yerlere değiyor nedense.Ve ayrıca orman mühendisi olan sevgili bir dostumuz da ağaç gençleştirmede aynı tekniği önerdi nedense.Neyse sevgiler...

lordofstorm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-03-2007, 22:42   #50
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 30-01-2007
Şehir: Ezine
Mesajlar: 20
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi lordofstorm Mesajı Göster
Sayın Kasved sert budama yapmak cinayettir falan demiş lakin Büyükşehir Belediyesi'nin ve orman bakanlığının ekipleri çınar,top akasya gibi ağaçlar için zaman zaman sert budama yapıyor ve ağaçların hepsi gayet sağlıklı bir şekilde ayaktalar.Mekteb'i Sultani'nin bahçesindeki çınarlar da tüm heybetleriyle ayaktalar nedense.Şu anki üniversitemin bahçesindeki salkım söğütlerin tüm dalları 2 sene önce tamamen kesilmişti ama bu sene resmen dallar yerlere değiyor nedense.Ve ayrıca orman mühendisi olan sevgili bir dostumuz da ağaç gençleştirmede aynı tekniği önerdi nedense.Neyse sevgiler...
Size bizzat şahit olduğum anmı anlatayım; Yaklaşık dört yıl evvelki Çanakalle de yaşanan sert kıştan çıktıktan sonra bir komşumuz tüm uyarılara rağmen bahçesindeki zeytin ağaçlarından yaklaşık elli adet civarındaydı sanırım sert kesimle budama yaptı, sonuçta kesim yaptığı 40 yıllık ağaçların tamamı kurudu, kalan ağaçlarıda ancak ziraatçilerin uyarısıyla kesemediğinden kurtulma şansları oldu. Sert budama bizzat çevremizde yaşıyarak gördüğümüz ve tecrübe ettiğimiz acı ve talihsiz örnekleri bolca yaşanmış bi durum.

Ağaç tıpki bi insan gibi yaşayan soluk alıp veren, kolu kanadı olan bi canlı, siz onu doğasına aykırı çısçıplak odundan bi kütük haline getiriyorsun ve ona hadi kendini bir anda tamamen yeni baştan yenile diyorsunuz, bu bence işin doğasına aykırı açıkçası bana çok sıcak gelmiyen yanlış bi uygulama.

Kasved Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-03-2007, 18:57   #51
Ağaçsever
 
lordofstorm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 74
Sayın Kasved, sizde bir doğa seversiniz bende.Yani aramızda çok hoş bir ortak nokta var sizi bu konuda taktir ediyorum.

Sert budama konusunda bende uzun müddet mücadele verdim lakin yapılan bu uygulamaya direk cinayet demenize bir anlam veremedim. Ülkemizde muhakkak ki herkes budama konusunda bilgi sahibi değil ama geçenlerde şahit olduğum bir uygulamadan daha bahsetmek istiyorum.

Galatasaray Lisesi'nin İstiklal caddesine bakan dev bir çınar ağacı daha son derece sert bir şekilde budanmış ve bu manzara gerçekten içimi ürpertti önce. Sonra bu konuyla ilgilenen departmana gittiğimde bu ağacın köklerinin ta Osmanlı döneminden kalma olan kanalizasyon oluklarını tıkadığı bundan dolayı lise müdürümüz Doç. Dr Gün Kut'un da bilgisi dahilinde önce köklerinde daha sonra da alınan kökler sebebiyle dalların yeterince beslenemeyeceği gerekçesiyle dallarının da budandığı ama zaman geçtikçe bu ağacın kendini toparlayacağını söylediler.

Aynı uygulama şu an ki yök başkanı Prof.Dr.Erdoğan Teziç'in de lise müdürlüğünü icra ettiği dönemlerde de bir kaç ağaca uygulanmış ve o ağaçlarında şu an maşallahı var gerçekten.

Aslında sorulması gerken ve yapılması gereken mesele şu:
Öncelikle bünyesel olarak hangi ağaç sert budamaya yatkın hangisi değil.
2.si bu uygulamanın yapılma sebepleri nedir.
3.sü de kim tarafından yapıldığı.

Şu an evimizin arkasında bir ıhlamur ağacının dalları rüzgar estikçe evimizin çatısına çarpıp zarar vermekte. Ve bu ağacın budamaya ne kadar tolerans gösterdiğini bizzat araştırıp, uzman kişilerce budanması konusunda bilgi toplamaktayım. Teşekkür ederim...


Düzenleyen malina : 07-04-2007 saat 13:16 Neden: Paragraf, nokta ve virgülden sonra boşluk düzeltmeleri yapıldı
lordofstorm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-04-2007, 17:07   #52
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-06-2005
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 633
Galeri: 175
Sevgili Malina Hocaya sorup sormadığımı bilmeden sormuştur demiş.
Hoca ile yüzyüze görüşmemizde sormuştum ve hoca budamalar gerekir
demişti. Burada bazı arkadaşlar benim ağaç budamasına karşı olduğumu
sanıyorlar herhalde. Ve fırça da yemişiz yokluğumuzda. İş değiştirmenin
getirdiği sorunlarla boğuşuyorum. Bu yüzden ağaçlar.net e yeteri kadar
zaman ayıramadım.

Ben bir özel ağaçtan söz ediyorum. Sultanahmetteki
bir mücevher gibi duran ağaçtan. O ağaca özel ilgi gösterilseydi üzerinde düşünülseydi kesilmezdi kollar diyorum. Çünkü o kollar kesilmeden önce
Erguvan ağacını kesmişlerdi çürüyen gövdenin bir kanadını. O bile kesilmeyebilirdi. Çünkü o erguvan kaç yılda o hale gelmişti.

Kesen adamlarla konuştuğumda adamın verdiği cevabı hiç unutmuyorum.
Adam bana bak dedi şu ağacı ( At kestanesini gösteriyor ) dibinden kes desinler keserim. İşte o özel ağacı da üzerinde düşünmeden bir uzmanla
konuşmadan kestiler. Arabam olsa hocayı alıp oraya götürsem ve
elimdeki fotoları göstersem eminim ki o bile haklısın diyebilirdi.

Erguvan Muhibbi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-04-2007, 19:53   #53
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
Özel ilgi nasıl oluyor Sn Erguvan Muhibi?
Budama hangi durumlarda gereklidir? Hangi durumlarda değildir. Bu sorulara cevap verir misiniz lütfen?
Kaç yılda o hale gelen ağaçlar budanmamalı mı?
Siz sorumlu bahçe teknikeri olsaydınız ve bu ağacın bakımı size verilseydi nasıl bir yol izlerdiniz? Bizi aydınlatırsanız memnun oluruz.

sukranayalp Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2007, 11:40   #54
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-06-2005
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 633
Galeri: 175
Efendim cahilliğimizi yüzümüze vurmayınız lütfen.
Ben orman Mühendisi veya teknikeri, Peyzaj Mimarı veya
Ziraat Mühendisi hiç birisi değilim. Ben Erguvanı ve ağaçları
sadece seven biriyim. Bu aşk beni buraya Sevgili Malina'nın
davetiyle getirmiştir ve burada çok şey öğrenmekteyim.
Burada sizin gibi çok değerli uzmanların bulunmasından da
fevkalade sevinçliyim. ( Burada değerli kelimesinde bir kinaye
veya ima yoktur, samimi görüşümdür.)

Burada sadece ve sadece tabiat aşkları ve sevgileri için
bulunan benim gibi insanların hevesini kırmayınız.
Türkiye'de yanlış ve kötü yapılan pek çok işin altında o konunun
uzmanlarının imzaları bulunduğunu lütfen unutmayınız.

Bugüne kadar okuduğum, edindiğim görgü ve bilgiyle yetkili
ben olsaydım o ağacın o iki kolunu kesip onun anıtsal özelliğini
bozmaz mutlaka başka çözümler bulurdum. O çözümlerin
ne olabileceğini uzmanlar bulurdu. Burada önemli olan kollar
kesilmemeli kararıdır. Bu konuda başka kişisel mesaj yazmayacağım.

http://www.agaclar.net/galeri/showim...&imageuser=907
Çınarımın Çelik Gülersoy tarafından çekilen eski fotosu

http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=4820
linki ağacın geçen sene ters açıdan çektiğim fotoğrafı.

http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=1839
Kolları doğranmadan önce kolların ve ağacın yakın görünümü.

http://www.agaclar.net/gallery/agac.php?id=3730
ise ağacımın kollarının doğranmış. Mazlum hali.

Erguvan Muhibbi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-04-2007, 01:31   #55
Yeni Üye
 
Neşe Kıldacı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 29
Galeri: 1
Thumbs down Kabataş'ta kökten budama

Alıntı:
Kesen adamlarla konuştuğumda adamın verdiği cevabı hiç unutmuyorum.
Adam bana bak dedi şu ağacı ( At kestanesini gösteriyor ) dibinden kes desinler keserim.
Sayın Erguvan Muhibbi'nin yazdığı gibi sorun bu. Sorun "budama doğrudur, yanlıştır"ın ötesinde. Budamayı bütün ağaçlar için aynı biçimde yapıyorlar ve maalesef ağaç kesmekte de bir beis görmüyorlar. Sultanahmet'teki o zavallının kollarını uçururken de duraklamamışlardır.

Yaşadığım yer olan Kabataş'ta "Budama Çalışmaları" sırasında en az 10 adet ağacı kestiler ancak bir ikisini kurtarabildim. Evet ağaçlar öyle çınar ya da meşe değildi, orta boyda dut, ayva ve çam ağaçlarıydı. Bunun dışında bolca zakkum ve makiler vardı, şimdi hiçbiri yok. Park ve Bahçeler Müdürlüğüyle bir kaç kez konuştum, "İmar Planı gerekli görürse keseriz" gibi bir şeyler söyledi Müdürlükten Yüksel Şahin. Hangi İmar Planı? Ve de minik ağaçlarım/ın/ızın bu planla ne ilgisi olabilir?

Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığına sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyorum. Sonucu göreceğiz.

Eklenen Resimler
     
Neşe Kıldacı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-04-2007, 13:50   #56
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Bu ağaçları manzaraları kapanan setüstü sakinleri kesmiş-kestirmiş olmasın.

Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-04-2007, 17:42   #57
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,115
Galeri: 137
Efendim, burada tartışılan konu bir taraftan teknik bir konudur. İşin bu tarafı da teknisyenlerce çözümlenir. Bir dğer tarafı ise insanidir.

Bence çözümü zor olan taraf da budur. Burada tercihler ön plana çıkar. Ama, kanaatimce bu tercihleri de aklileştirmek, insanileştirmek mümkündür. Bunu yaparken farklı tercihleri olanlara saygılı olmak gerektiğini düşünürüm.

Söylemek istediklerimi bir örnekle anlatayım. Bir kurumun bahçesinde bir kaç mavi ladin vardı. Bunlardan ikisi çok güzel ve sağlıklı ve olması gerektiği biçimde idi. Diğerlerinde ise şekil bozuklukları başlamıştı. Şekil bozukluğunu, bahçıvan bu ağaçların yakınına dikilen başka ağaçlara bağlıyordu. Konuyu araştıran sorumlu kişi bahçıvanın tesbitinin doğru olduğuna kanaat getirdi.

Şimdi bir tercih yapması gerekiyordu. Ya mavi ladinlerin halen olduğu gibi çarpık büyümesine devam etmesi, ya da ladinlerde şekil bozukluğuna sebep olan ağaçların bu zararının önlenmesi gerekiyordu. Sorumlu kişi tercihi yaparken meseleyi kurum çalışanları ile paylaşmaya karar verdi.

Çoğu ağaçsever olan çalışanlar ladinlerin ikisinin kurtarılması konusunda çabucak karar verdiler. Bir iğde ağacına sert budama uygulandı. Hastalıklı bir erik ağacı da söküldü.

Ancak bir diğeri için karar vermek pek kolay olmadı. Bu defa sorun bir huş ağacından kaynaklanıyordu. Bu huş ağacını diken insan kurum çalışanlarının sevip saydığı yaşlı bir kimse idi. Ağacını çok seviyordu. Mavi ladinler ise tüm çalışanların övünç kaynağı idi. Çalışanların gösterdikleri sevgi ve saygı Huş ağacının sahibini hafif bir budama yapmaya razı etti. O yıl mesele ertelenmiş oldu. Sorumlu kişi, hemen uygun büyüklükte sekiz adet huş ağacı fidanı alarak bahçenin uygun yerlerine diktirdi.

Bahçede huş ağaçları çoğunluğu ele geçirmişti. Ertesi sene Huş ağacının sahibi, ağacına sert bir budama uygulamaya karar verdiğinde; arkadaşları ağacın bunu kaldıramayabileceğini söyleyip uyardılar. O da arkadaşlarına teşekkür ederek; yeni huş ağaçlarının çabuk gelişmekte olduğunu, kendi ağacını arkadaşlarının sevgilisi ladin için feda edebilceğini söyledi. Kararını uygulattı.

Huş ağacı hakikaten bu budamayı kaldıramadı. Başlangıçta bir iki filiz verir gibi olduysa da sonra Kuruyup gitti. Ama ladinler oldukça sağlıklı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Yeni dikilen huş ağaçlarından bazıları da eskisinin yerini aratmayacak hale geldiler.

Dostlarım, belediyenin yaptığı işin teknik açıdan doğru olup olmaması bir yana, nasıl ve kimlerle yaptığı daha önemli. Yerel yönetimler demokrasinin mektepleridir, denilir.

Belediye Başkanı hangi partiden olursa olsun bizleri umursamalıdır. Umursamak zorundadır. Bilgi vermek görevleridir. Umursamıyorsa umrsatmak da bizim görevimizdir.

Bulunduğunuz şehirde belediye yaptığı çalışmalardan sizleri haberdar etse; proje ve planları hakkında bilgi verse; çalışmayı kimlerle nasıl yürüttüğünü açıklasa; burada bu konuyu, belki daha farklı bir biçimde tartışırdık.

Plan proje dedim de aklıma geldi. Tartışılan eğer bir anıt ağaç ise o zaman budama işinin gerekçsi de belirtilerek projelendirilip ilgili kurullardan izin alınması gerektiğini düşünüyorum.


Düzenleyen Yücel Özlem : 15-04-2007 saat 18:59
Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-04-2007, 23:39   #58
Yeni Üye
 
Neşe Kıldacı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 29
Galeri: 1
Ah, sayın Halit Togay ben de bundan şüphelenmiyor değilim hatta kulağıma gelenler dediğinizi doğrular nitelikte ama bu, belediyenin ağaçları kesmesini gerektirmiyordu.

Avustralya'daki eyalet belediyelerinin uyguladığı budama kurallarının içinde, budamanın yapılmayacağı durumlar bahsinde "manzaranın açılması için budama yapılamaz" maddesi var. Bu kural herhalde sadece oraya özgü değildir.

Ağaçları kesen, bizzat belediyenin görevlileriydi, gözümle gördüm. Elektrikli testereleriyle önüne gelen orta boy ağacı deviriyorlardı. Bütün kesilmiş ağaçlara yaptıkları gibi küçük parçalara keserek kutulara koydular ve bir yerlere gitti o kutular.
Böyle oldu.


Düzenleyen Neşe Kıldacı : 15-04-2007 saat 23:41 Neden: Kime yanıt verdiğimi belirtmem gerekiyordu.
Neşe Kıldacı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-05-2007, 12:06   #59
Ağaçsever
 
French's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-03-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 49
Galeri: 8
Bakımlı Ağaçlar, Parklar nasıl oluyor ?

Paris gibi bahçeleriyle ünlü bir şehrin meşhur bahçelerini görmek isterseniz şuraya tıklayın: http://www.paris.fr/portail/Parcs/Po...t?page_id=4974
Umarım ilerde bizim de böyle güzel bahçelerimiz olur. Biz daha yanlış budamalarla uğraşırken, adamlar bahçedeki tüm ağaçları aynı hizada buduyorlar, şekil veriyorlar...

French Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-05-2007, 13:32   #60
Ağaçsever
 
French's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-03-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 49
Galeri: 8
Ne kadar önem vermişler ağaçlara, bahçelere... Burada da Paris'teki ağaçlar için neler yapıldığı anlatılıyor:
http://www.paris.fr/portail/Parcs/Po...t?page_id=5368

Başlıklar (Belki bizimkiler de ilham alırlar (!))
Les arbres en chiffres: Rakamlarla ağaçlar
Les espèces remarquables: Önemli türler
L'augmentation de la biodiversité: Biyolojik çeşitliliğin artırılması
Nouvelles plantations: Yeni dikimler
Gestion informatisée: Bilgisayarlı işletim (takip)
Accroissement du patrimoine arboré: Ağaç mirasının artırılması
Protection: Koruma
Techniques de diagnostic: Teşhis teknikleri
Le remplacement des arbres en milieu urbain: Güncel yaşam ortamındaki ağaçların yenisiyle değiştirilmesi
Quelques gestes simples pour protéger nos arbres: Ağaçlarımızın korunması için yapabileceğimiz küçük jestler
Charte de fleurissement des pieds d'arbres: Ağaçların ayağında yeşerme şemaları

French Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 14:27.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024