View Single Post
Eski 26-04-2007, 09:09   #36
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
TİKDEK 2007 TÜRKİYE 1. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KONGRESİ
SONUÇ BİLDİRGESİ
11 – 13 NİSAN 2007

Su Vakfı ve İTÜ tarafından düzenlenen, İSKİ, DMİ ve DSİ genel müdürlüklerince desteklenen I. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi (TİKDEK), 11-13 Nisan 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.

112 bilim adamının katıldığı kongrede çeşitli konularda 55 tebliğ sunulmuştur. Daha iyi ve yaşanabilir bir dünya için aşağıdaki görüşlerin kamuoyuna sunulmasına karar verilmiştir.

Son yüzyılda insanoğlunun doğayı insafsızca tahrip etmesi, sanayileşme ve sanayi ürünlerinin saldığı atıklar, atmosferde önemli ölçüde değişikliklere sebep oldu. Sera gazlarının (karbondioksit, metan, dinitrat monoksit, kloroflorokarbonlar vb.) artışı sebebiyle dünyada sıcaklık son yüz yılda 0.7-0.8 Cº arttı. Bunun sonucunda küresel fırtına ve kasırga sayısında ciddi artışlar gözlendi. Bazı bölgelerde aşırı yağışlar görülürken bazı yörelerde ciddi kuraklıklar yaşandı. Kutuplardaki buzulların erimesi hızlandı. Özetle doğa süratle dengesini yitirmeye başladı.

Dünya üzerindeki tahribat devam ettiği sürece yaşadığımız yüzyılda dünya sıcaklığı 1.5-5.8 Cº artacak ve pek çok bölgede hayat şartları zorlaşacaktır.
Dünya, insanın ve canlıların yaşama ortamı olmaktan giderek uzaklaşmakta ve bozulma sinyalleri vermektedir.

NE YAPILMALI?

Bu gerçek karşısında bir araya gelinerek “hayatın ve insanlığın devamı için” ciddi tedbirler alınması gereklidir. Bunlar şöyle sıralanabilir :
- Atmosferi tahrip eden sera gazı salınımının azaltılması,
- Ormanların ve yeşil alanların korunması, geliştirilmesi, yutak alanların genişletilmesi,
- Tatlı su kaynaklarının korunması ve bunlardan azami ölçüde yararlanılması,
- Denizlerin ve göllerin kirletilmemesi, deniz ürünlerinin korunması,
- Toprağın ve sulak alanların korunması
Ülkemizde ise sularımızdan yeterince faydalanamadık. Sanayi atıkları ile yerüstü ve yeraltı sularımızı kirlettik. Sulama suyunu verimli kullanamadık. Suyu israf ettik ve toprağın tahrip olmasına sebep olduk. Ormanlarımızı, mera, çayır gibi yeşil alanlarımızı ve sulak alanlarımızı, göllerimizi hor kullandık, tahrip ettik.

Özetle suyun, toprağın, doğal hayatın kıymetini bilemedik. Ülke doğal kaynaklarımız, tarım üretimi, orman, gıda ve su kaynakları ciddi tehdit altındadır. Ülkemizin bazı yöreleri kuraklık, susuzluk ve çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu durumun farkına varılarak süratle tedbirler almalıyız.


Bu maksatla kongreden aşağıdaki noktalar öncelikli olarak çıkarılmıştır:
- Ülkemizde sera gazı üretimi kısıtlanmalıdır. Otomotiv sanayiinde alınacak tedbirler ile zararlı gaz üretimi azaltılmalı, sanayi tesislerinde filtre ve arıtma tesislerinin kullanımı zorunlu hale getirilmelidir. Bu konuda yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına öncelik verilmelidir.
- Kömür, odun ve petrol gibi fosil yakıtlarla ısınma geleneğinden uzaklaşılmalıdır.
- Yutak alanlarımız arttırılmalı, ormanlar ve meralar mutlak korunmaya alınmalı ve orman yangınlarına anında müdahale edilerek yangın zararları en düşük düzeye indirilmelidir.
- Suların kirlenmesi kesinlikle önlenmeli, sanayi kirliliğini önlemek için sanayi tesislerine atık su arıtma zorunluluğu getirilmelidir.
- Kuruyan göller ve sulak alanlar yeniden kazanılmalıdır.
- Erozyon önleme çalışmaları etkin bir seviyeye çıkarılmalıdır.
- İç Anadolu’da yeraltı suyu kullanımı yasaklanmalı, bu bölgede mevcut su imkanlarına uygun tarım yapılmalıdır.
- GAP, 2023 yılına kadar mutlaka tamamlanmalı, Fırat ve Dicle sularından en ileri teknik kullanılarak azami ölçüde yararlanılmalıdır.

Bunları gerçekleştirebilmek için 2023 yılına kadar aşağıdakiler yapılmalıdır:
- Öncelikle her türlü ekonomik faaliyetin önünde ve vazgeçilmez ilke “hava, su ve toprak” korunmalıdır. Bunun için ilk ve orta öğretimde bu konu eğitim programlarına konulmalı ve toplum bu bilince kavuşturulmalıdır.
- Başta anayasa olmak üzere mevcut kanunlarımız, bu ilkeyi gerçekleştirebilecek disiplin ve yaptırım gücüne kavuşturulmalıdır.
- Hava ile ilgili her türlü meteorolojik bilgiler tek elde toplanmalı, havayı kirletecek sera gazları salınımları ciddi denetimle kontrol altına alınmalıdır.
- Su yönetimi tek elde toplanmalıdır. Su varlığımız yeniden hesaplanmalı, geleceğin senaryoları hazırlanmalı ve gelişme projeleri bu gerçeklere göre yönlendirilmelidir. Toprak, orman, yeşil alan, sulak alan bilgilerimiz yeniden değerlendirilmelidir. Bu maksatla, yapılacak bilimsel çalışmaları yürütecek bir Su Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü kurulmalıdır.
- Her türlü koruma ve geliştirme projesi bilimsel gerçeklere göre yürütülmelidir. Enerji üretimlerimiz gözden geçirilmeli ve mutlaka yenilenebilir enerji kaynakları geliştirilmelidir. Fosil yakıtlardan giderek uzaklaşılmalı, hidroelektrik üretim kapasitemiz tam olarak kullanılmalıdır. Özellikle hidrojen enerjisi mutlaka uygulamaya konulmalıdır. Güneş ve rüzgar enerji kaynaklarımız süratle geliştirilmelidir.
Özetle geleceğimiz için, vatanımızı hava, su ve toprak konusunda yaşanılır bir düzeyde tutabilmek için gerekli her türlü bilimsel tedbirler geciktirilmeden alınmalıdır.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

- Uluslararası anlaşmaların gereği yerine getirilmeli ve bu konuda “insanın ve diğer canlıların yaşatılması”, her türlü politik ve maddi menfaatin üzerinde tutulmalıdır.

- Tarihten gelen kültürümüz ve insani vasfımız gereği dünyayı yaşanmaz hale getiren ve salınımları ile küresel iklim değişimine sebep olan ülkelerle her konuda ve her yerde mücadele edilmeli ve bu konuda yaşanabilir bir dünya için gerekli tedbirlerin alınmasında dünya ülkelerine öncülük edilmelidir.

- 2009 yılında İstanbul’da yapılacak olan Dünya Su Forumu’nda ehil ve uzman kişilerin bir araya gelerek ülke çıkarına kararlara imza atmaları gerekmektedir. 2009’daki bu toplantıda Türkiye’nin önüne örtülü bir şekilde sınıraşan sular konusu getirilebilecektir. Bunun için şimdiden hazırlıklı ve duyarlı olmak gereklidir.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön