Sevgili Sûz-i Dilârâ başlığın hayırlı olsun. Eyvah iş büyümeye başlamış, hadi bakalım artık sana kolay gelsin
Bundan 4 yıl kadar önceydi. İlk göz ağrım Coyote ile, Ankara'ya geldiğinde tanışmıştık. Elinde bir sap Senecio rowleyanus, bir yaprak Adromischus cooperi, bir dal Crassula marnieriana vardı (hangileri olduğunu sen bul bakalım
). "Bunları toprağa yatır bak ne güzel olacaklar" demişti. Önce ne olduklarını bile anlamamıştım da zamanla gelişip yavruları görünce çok sevinmiştim. Derken her geldiğinde bir-iki, bir-iki derken beni sukulentçi yapıvermişti. İşte böyle başlıyor bu işler
Sen de bir iki mercimek derken, bir de bakacaksın ki, evin her köşesinden karşına bir sukulent veya kaktüs çıkıverecek
Kalanchoe, rengiyle bana pembeyi sevdirmişti geçen yıl. Sendeki de yapraktan yetişme. Pek güzel bakmışsın bayağı boylanmış. Güle güle büyüt. Yakın zamanda sana bol bol böyle çiçekler versin.
Sukulent ve kaktüslerin bol yavrulu, bol çiçekli olsun.
Bu arada, güzel sözlerin için teşekkür ederim ama ben önemli birşey yapmadım. Onları güzelleştirecek olan sensin.