Bu yaşa kadar fırsat buldukça, ihmal ettiğim bir işin bahanesi dahil, her savunmamda, "saçımı süpürge etsem yaranamıyorum size" diye sızlanıp dururdum
Demek ki, hayatımın çok büyük bir bölümü dinlenmekle geçmiş, bunları öğrendiğim çok iyi oldu, sızlanmak yok bundan sonra, tembelliğe bahane yok
Sanırım biz Türk'lerin en büyük sorunu bu, tembellik.
Yaylada bir ustaya ihtiyacım olduğunda, kimseyi bulamam çoğunlukla.
Adamın cebinde çay parası yoktur, oturup kahvede tavla oynar, ayağına kadar gidip, " aman ustacığım, acil şu işim var, bir el atıversen" diye rica etsem, başını kaldırmadan, "sonra gelir bakarım" der.
Bekle dur ustanın oyunu bitecek de gelip bakacak.
Hem yoksulluktan şikayet eder, hem de önümüze çıkan işlere burun kıvırırız.
Genlerimize işlemiş bu tembellik, her şeyi Devletten bekleriz.
Örnekler pek çok, üç aşağı beş yukarı, bir birine benzer hepsi.
Karar verdim, yakınmak yok, gereği neyse, mümkün olan en iyi şekilde yapılacak
Teşekkürler sevgili gilan.