Geçen yıl önce çiçeğini görüp sonra da her birinin ayrı bir sanat eseri gibi oluşuna hayran kaldığım sempervivumların bir kısmı dışarda, bir kısmı kapalı balkonda kışı çıkardılar.
Sempervivum bahçesi -25 dereceler, donlar ve kar altında canlı kalma konusunda çok iyiydi. Renkleri kararıp yumuşasalar da şu 2-3 günde hemen toparlanmaya başladılar. Renkleri düzeliyor ve dirileşiyorlar.
Bahçedeki boşlukta oddity vardı. Kış başında kurumaya başlayınca korktum ve ayrı bir saksıya geçirip kapalı balkona aldım.
Kış ortalarında içerden yavrulamaya başladı. Nasıl bir görünüm alacak bilmiyorum.
Dışardakiler ölürse bir kısmını garantiye almak için kapalı balkonda tuttuğum bir sempervivum türü. Kış boyunca serpildi, büyüdü. Soğuklanmadığı için durumu ne olacak onu da bu sezon göreceğim.
Ve son olarak Feriha için manevi değeri çok olan tüylü İsveç sempervivumu. Sonbaharda henüz bir bebekken Feriha'nın terasında güneşi sevmedi ve kurumaya başladı. Bir de ben deneyeyim diyerek rehabilitasyona aldım. Kapalı balkona bile koymaya korkup yarı gölge bir ortamda evin içinde baktım. Çok güzel gelişmeye başladı. Bir süre sonra asıl sahibine devredeceğim, elim varırsa
Bir sempervivum türüm daha var. Onu göstermek için biraz zamana gerek var. Selis'in Adem Erhan Bey'in serasından diye gösterdiği tür. Yavruların biraz daha büyümesini bekliyorum.