View Single Post
Eski 15-02-2012, 05:23   #1
s.serdar
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: ankara
Mesajlar: 1,478
Su sondajı işlemleri

ayhan219 ve gulbirsen / Kızılcahamam'da Çiftlik konulu üye bahçesindeki, ayhan219 ve gulbirsen / Kızılcahamam'da Çiftlik link de, ayhan beyin yaşadığı ve bizlerle paylaştığı sondaj işlemine biraz katkı sağlamak amacıyla bazı kişisel düşüncelerimi yazmıştım.

Konuya katılımcı olan sayın hk50 'ninde aşağıdaki görüşlerine paylaştığım için, yaşadığım bir anektodu aklımda kaldığı kadar ile aktarayım dedim.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hk50 Mesajı Göster
Olay tamamen yer altında meydana geldiği için.İşinin ehli bir sondajçıyı bulmazsan,parası biraz ucuzolsun dersen.Atılan kilden kılıfdan çakıldan roman yazaçak olay ve konu bulursun.
Bu işi bilen biri olarak.İşinin uzmanı,ve son teknolojik makina kullanan,Hurdadan alınmış matkap kullanmıyan Sondajçı ile iş yapaçaksın.
Yapılan iş hileyi şerre müsait.
Saygılarımla.

Sayın hk50

Bana göre zeten asıl mesele sizin dedikleriniz. Ancak hangi firma ve sondör sütüm kara der ki. İşin uzmanı kimdir ve nerede bulunur ah bir bile bilsek.

Bana göre son teknolojik makine diye bir şey yok.

Sondaj ekipmanı; belirli ve gerekli makina gruplarının bazen tek bir kasa üzerinde, bazen ise ayrı parçalar halinde bir araya getirildiği bir ortamdır.

Kulesi, matkapı, vinçi, güç makinası, dişli kutusu, kompresörü, çamur pompası, delme boruları vs. vs. malzeme sondaj da bir bütündür ama hepsinin aynı anda bir arada görebilmek pek olanaklı olmaya bilir.

Bu kadar malzemenin kalite ve teknolojisine bir müşterinin haiz olabilmesi asla mümkün değildir. Eğer makine mühendisi, teknikeri ya da teknisyeni değil ise.

Hadi ben iyi bir makineciyim ve dedim ki;

Bir sondaj firmasını ziyaret ettiğimde, sondör olduğunu öğrendiğim kişi ile geçen karşılıklı konuşmalarımız.

Soru: Senin üsteki tahrik motorun hem küçük, hem eski model.

Cevap: Olur mu abi!. Geçen ay rektifiye oldu bu motor. Hem cip tuning var ya onun gibi güçlendirildi bu alet. Bakma üzerinde 200 hp yazdığına, 250 hp delemez bunun gibi !!! Yatakları taşlandı, silindirleri büyültüldü vs. Bunda ki tork hiçbir makinede yok. Hem sadece biz bu motorla delmeyeceğiz ki, kamyonun motorundan da tahrik alıyoruz.

Soru: İyi de AS 600 kamyonun motoru olsa olsa 175 hp.. Yeter mi gücü ?

Cevap: Abi ayıpsın, Kamyon as 600 ama, motoru as 950 nin deutz 6 silindirli 240 hp’lik. 800 de torku var, At üzerine 20 ton yük, Tarsus’dan Pozantı’ya kadar ver rampaya, anam avradım kimse geçemez bu aleti !

Soru: Peki üstündeki kompresör de eski ve küçük gibi duruyor.

Cevap: Allah inandırsın 100 metre aşağıdan bastımı havayı, suyu 40 metre havaya kaldırıp fırlatır. Bak bi çalıştırayım, sesini bi dinle.

Soru: İyi de çok vuruntulu çalışıyor kompresör.

Cevap: Geçen hafta söküp takmıştık, ondandır. Usta gelsin, güzel bi ayar çeker. Duymasın çalıştığını bile…

Soru : 12 bar yazıyor üstünde. Yetmez gibi.

Cevap: Yetmese niye koyalım ki.

Soru: Biz 160-180 metre düşünüyoruz sondajı. Yetecek mi?

Cevap: Yeter, yeter… Yetmese seyyar 25 barlık Atlas Kop getiririz. Yer neresiydi?

Yer tarifi yeniden itina ile yapılır.

Cevap: Abi yakınlarda bulabileceğimiz seyyar bir Atlas Kop var mı bildiğin?

Ben anlamam pek o işlerden. Sonra senin bulduğun kompresör beceremedi dersin, karıştırma bu işe beni….

Cevap: Abi Ankara’dan getiririz o zaman. Saatine 650 yazar ama biz senden düz 500 kağıt alırız.

Soru: Kaç saat çalışacak bu alet ?

Cevap : Belli mi olur? Bakarsın 3-4 saat yeter, bakasın 6-8 saat. İşin gidişatına bağlı. Hem Atlas Kop gelinlik kız gibi yapar kuyuyu. Bi gram pislik kalmaz. Ancak gün dönerse, 300 kağıtta bekleme ücreti yazar gün başına.

Soru: Eee hani senin 12 barlık kompresör yeter diyordun. Nereden çıkıyor çimdi bu Atlas kompresör. Hesap dışı 3-4 bin daha mı vereceğiz yani?

Cevap: Abi istersen bizim kompresör kullanalım. Sana fazla yazmasın.

Abi çay geldi içelim… Bir sigara yakılır, çaylar elde makinanın yanında gezinirken.

Abi Memleket nire?

Çay biter, izin alınıp, sondaj kamyonun kasasına tırmanılır.

Soru: Şanzıman yağ içinde, hem de sızdırıyor.

Cevap: Ford 1210 şanzımanı bu. Usta volan keçesinden kaçırıyor dedi ama, bir aydır Beypazarı’nda deliyorduk, Fort’cu ustası olmadığından baktıramadık. İki teneke yedek yağ nah şurada, görüyor musun? Yağın parasını sana yazdıracak değilim abi, korkma.

Soru: Arka dingildeki lastiklerde diş kalmamış, sağ lastik de çatlak gibi.

Cevap: Abi bizim roter hem kaymalı, hem de büyük tip.

Soru: Arka lastikler demiştim…

Cevap: Bu araçtaki kule kimsede yok. Boyu 11,5 metre, Abi çık bir tepesine gör manzarayı, sanki uçakta gibisin. Akşamları da tepede ışıkta yakıyoruz. Uçak falan çarpmasın diye.

Soru: Şeyyy lastikler demiştim.

Cevap: Abi binip gezecen mi? Napıcan lastikleri. Zaten makine yola çıkınca, kaldırıyoruz arka dingili, değmiyor lastikler yere.

Soru: Şu ne? Kulenin sağındaki makine?

Cevap: Çamur pompası ama kullanmıyoruz.

Soru : Niye?

Cevap: Bozuk, Bulgar malı, parçası yok.

Soru: Peki çamuru nasıl çıkaracaksın:

Cevap: Suyla toplanıp geliyor zaten çamur. Pompaya mompaya gerek yok ki.

Soru : Eeeee.. Niye koydunuz o zaman onu.

Cevap: Kamyonu aldığımıza üstündeydi. Bozuk olduğunu sonradan öğrendik.

Kamyon kasasından inilir, incelemeye kaldığı yerden devam edilir.

Soru: Tij lerin hepsi bu mu? Kaç metre tijin var?

Cevap: Çok abi, çeşit çeşit. 6” lık var 8” lik var, 9 metrelik var, 6 metrelik var, boru çok bizde… 500 metreden fazla borumuz var.

Soru: Burada gördüklerimden ancak 100 metre çıkar, Diğerleri nerde?

Cevap: Diğer sondajda borular. Bala’da kazıyor diğer makine.

Soru: 400 metre mi sondaj yapacaksınız Bala’da,

Cevap: Onu patron bilir, ama sanırım 120 metre olacak.

Soru: 120 metre için 400 metre tij mi gitti Bala’ya ?

Cevap: Bazı tijler balans vuruyor, yedek olsun diye 150 metre falan gitmiş olmalı.

Soru: Eeeee gerisi nerde ?

Cevap: Depoda olabilir. Abi sen merak etme boruları, boru yetmedi diye seni ortada bırakacak halimiz yok ya. Abi bi çay daha alır mısın?

Cevap: Hadi alalım bakalım.

Soru: Patron ne zaman gelir.

Cevap: Bala’ya gitmişti sabahtan, akşama gelir ancak.

Soru. Patron işin başında mı duruyor hep.

Cevap: Makkap kırılmış kuyuya düşmüş, 2 gündür çıkaramıyorlar. Onun için gitti sabahtan.

Soru: Patron çıkarmayı becerebilecek mi? Mesleği ne?

Cevap: Çıkar abi, niye çıkmasın? Kuyuda kalacak hali yok ya.

Soru: Patron neciydi? Mühendis mi?

Cevap: Yok abi Almancı, 4 sene olmuş Türkiye’ye geleli.

Soru: Sondajcılık mı yapmış Almanya’da?

Cevap: Bilmiyom… Ama dönünce Alanya’da otelcilik yapmış. Bomba patlayıp turizler gelmeyince, zarar edip bırakmış. 2 sene önce bizim firmayı satın almış. Çok iyidir abi, bir görsen, tanısan..

Soru: Peki su çıkmaz ise, ne yapacağız! Ücrette iskonto veya iade falan var mı?

Cevap: Patron bilir onu. Abi su niye çıkmasın ki? Yok mu yakınınızda hiç kuyu? Kaç metreden çıkarmışlar suyu? Rapor var mı elinizde?

Soru: Ne raporu ?

Cevap: Su raporu… Yoksa, bizim mühendiz hanım da veriyor rapor. Çıkarmadınız ise raporu, mühendiz hanıma diyelim, hazırlasın size bir rapor.

Soru. Şu mühendis hanımla bir görüşsek… Kendisi burada mı ?

Cevap: Kendisi devamlı burada olmuyor. Ara sıra geliyor. İş çıkınca telefon ediyoruz geliyor. Hem işi bize verirsen, belki rapor için de ücret almaz bizim patron.

Soru. Rapor mühim bizim için. Bir tanıdık var DSİ de. Uzun yıllar bu işi yapıp emekli olmuş. Serbest çalışıyor, güvendiğimiz birisi. Ona yaptırdık. 90 ve 150 metrelerde su akışı olabileceğini belirtiyor elimizdeki Jeofizik raporu.

Cevap. Patron bi görsün raporu, çekip çıkarırız suyu evellah, rapor diyorsa yani !

Soru : Mühendis hanımda bir görse iyi olmaz mı?

Cevap: Patron karar veriyor o işe. Arayalı mı, gelsin patron ?

Yok rahatsız etmeyelim, ben yarın gene uğrarım…

Soru: Düşen matkap çıkmazsa ne olacak. Ya bizde de düşerse gene matkap ?

Cevap: Abi matkabın kendisi değil uçları düşüp dağılmıştır. (Uzanır kamyon kasasını üstüne onu çeker, bunu iter, 30-40 kg bir demir aparatı bulur çıkarır) Abi matkap bu, biz bunu kullanıyoruz. Bak görüyor musun üç tane dönen çark var üzerinde, bu çarklar düşmüştür. Matkabın kendisi boruya vidalıdır. Kokma kendisi düşmez.

Soru: İyide bunların her biri 5-10 kilo, zarar vermez mi delmeye devam ederseniz?

Cevap: Abi uçlar elmas olursa, çekip çıkarmak lazım. Çok para elmas uç. Ama bizimkiler çelik. Çıkarsa iyi olur, delmeye devam ederiz. Çıkmaz ise duruma göre son veririz delmeye, Zaten, 120 metrenin 100 metresini delmişiz. Çıkacak su zaten çıkmıştır. Müşterinin de işine gelir. 20 metrenin parası kar kalır?.

Soru : İyide biz 180 metre filan demeyi düşünüyorduk, 100 metrede işimize gelmez delmeyi bitirmek.

Cevap: Abi rapor yanında mı? Bir baksam.

Cevap: Yok evde. Hem sen ne yapacaksın raporu? (Bu arada bir espiri de benden gelir: Rapor göstermiyor ki düşen matkabın yerini)

Cevap: Yok abi ben onun için demedim. Belki gerek kalmaz 180 metre kazmaya, belki 70-80 metre de yetebilir. Bi görseydim raporu.

Cevap: Sorun suyun kaç metreden çıkacağı değil. Düşen parçaların geri nasıl çıkarılıp sondaja devam edilmesini sormuştum.

Cevap: Abi bi çay daha demleteyim mi? Bi sigara yak benden abi.

Soru: Düşen matkap ucunda kalmıştık.

Cevap: Duruma göre değişir.

Soru : …….. !!!

Bir süre sessizlikten sonra

Cevap: Bazen elektro mıknatıs atıp çıkariyler. Bazen üç çatallı özel bir kepçesi var zemine değince kendiliğinden kapanıp yakalıyor parçaları, Balık oltası gibi atıp çekiyorsun. Sonunda mutlaka yakalıyor. Ama sabır işi tabii.

Soru: İnşallah bizde olmaz böyle bir şey. Sıkıntılıymış anladığım kadarıyla.

Cevap: Allahın izniyle inşallah olmaz abi. Patronla görüştüğünüzde söyleyin de yeni uç kullansın sizin sondajda. Hem hızlı olur, hem sağlam olur. Hele elmas uç olursa daha iy olur. Abi rapor evdeydi değil mi? Görsem iy olurdu.

Soru: Yaaa tamam deldik diyelim 180 metreyi, nasıl boru atacan içeri? Ne marka boru kullanıyorsunuz?

Cevap: Her marka boru var bizde. Patronla görüşün karar verin.

Soru: Boruları biz alsak, olur değil mi? Fiyatı buna göre çıkarabilir değil mi patron?

Cevap: Tabi abi. Olur, olur. Patronla görüşün karar verin. Ama boruları biz alalım daha ucuza gelir, bayiliği var bizde, bayi parası ödemezsin.

Cevap : O da iyiymiş…. Ne markalar var sizde ?

Cevap: Kayseri malı var, Konya malı var, Nevşehir malı var. Bide şey var…..Haceroğlu boru. Geçen ay bayiliğini aldık. Çok güzel boru be abi.

Soru: Göktepe, Ege Yıldız, Fırat gibi tanınmış marka yok mu?

Cevap: Haceroğlu iyidir. O saydıkların çok pahalı, deymez abi. O kadar para verilmez. Haceroğlu işinizi çok güzel görür.

Soru : Vakit geç oldu, ben gideyim artık… Aaaa bir şey soracaktım. Bentonit filan varmış, delerken kullanılan. Onu kullanacak mısınız ?

Cevap: Abi gerek yok bentonite, Bu civarın toprağı zaten killidir. Boş yere para vermeyin.. Abi nerdeydi sizin yeriniz ?

Yer tarifi yeniden yapılır.

Soru: Tamam mı? Anladın değimli yeri?

Cevap: Çok iyi birim o civarı, 20-30 metre hep kildir. Hiç gerek yok bentonite. Çok isterseniz gelirken 3-4 torba atar geliriz.

Soru: Kaç kilo torbası, parası?

Cevap: 10-15 lira sanırım torbası, epeydir almadık, tam bilemiyom parasını. Fazla bir şey tutmaz. Dedim ya sizin ora killidir, pek istemez….

Abi Gökçehöyük’e gelmeden di dimi yer?

Cevap: Oğlum kaç kere anlatım ya. Gökçegöyük değil. Gökçehöyük’ü çok geçince, Dikilitaş’a döndükten sonra dedim ya.

Cevap: Tamam abi anladım, çok iyi bilirim orayı ben. Abi rapor evdeydi değimli? Görsem çok iyi olurdu ?

Vakit geç oldu, çaylar için teşekkürler. Kısmetse yarın öbür gün yine uğrarım ben. Hanım eve gelmek üzere olabilir. Geç kalmayayım anahtarı yok değip ayrılırken,

Abi gelirken raporu da al getir, bir göreyim ben…



Ahhhh.... ahhh halbuki tavsiye üzerine gitmiştim bu firmaya ben.

s.serdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön