View Single Post
Eski 29-01-2012, 18:43   #87
pria
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
Bakın..ben 1970'lerde daha 16 yaşındayken yazın, okul harçlığı çıkarmak için Kazdağları'nın zirvesinde orman idaresi şantiyelerinde birkaç yıl çalıştım..
Daha çocuk sayılırdık..
Yüksek bir ormanın içinde, dağın zirvesinde korkmadan yaşamak zordur..
Beni bir akşam şantiyeye dönerken yapayalnız bıraktılar..
Ben içimdeki korkuyla, ayı hikayelerini hatırlaya hatırlaya, korku içinde bağıra çağıra, şarkı söyliye söyliye 5 kilometrelik yolu gece karanlığında bitirdim..
Bunu kasıtlı olarak yapmışlar bana..korkumu yenmem için..
Daha sonraları alıştım tabi böyle bir hayata..
...
Hergün sabahleyin iki arkadaş, şantiye binasına 50 metre uzaktaki çeşme başına elimizi yüzümüzü yıkamak için giderdik..çeşme başında birçok yabani erik ve elma ağaçları vardı..
Meyvelerin olgunlaştığı günlerde ayılar bizden önce çeşme başına gelir, ağaçların kalın dallarını kırarlar ve bir tek olmuş erik bırakmaksızın yerlerdi..
Günümüzün olağan sahneleriydi bunlar..

Yine işbaşı yapmak için sabah yola çıktığımızda, yerlerini bildiğimiz yabani çilek dolu olan yerlerden geçerken, ''inşallah, bizden önce ayılar gelmemiştir'' diye dua eder, eğer ayılar gelmediyse bir güzel çilek ziyafeti çekerdik kendimize..

...
Büyüklerimiz bize tenbihlerdi; ''eğer ayıyla karşılaşırsanız, telaşlanmayın, geç koca oğlan dersiniz, o geçip gider'' derlerdi..
Sadece giysilerimizde ayıların gözüne güneş ışığını yansıtacak kemer tokası, metal düğme olmamasını tembihlerlerdi..

Ayılar da insanlar da huzurluydu kısaca..
Hatta ayıların, dağda çalışan türkmen obalarının çadırlarına inerek, pişmiş yemeklerini vs. çaldıklarını bile anlatırlardı..
O kadar çok ayı öyküsü dinlerdik ki..ama..''ayıyı şöyle vurdum, böyle devirdim'' diyen bir tek kişi bile görmedim..
...
Ben ormanın grayder operatörünün gece kaldığı yüksek kazıklar üstüne yaptığı çardağında birkaç kez ayının yavrularıyla misafir olduğuna tanık oldum..grayderci yadırgamazdı bile bunu..
...
Fakat o yıl bir alman karı-kocayı öldürdü ayılar..kaçak avlanan bu çift pusuya yatmış..kiraladıkları köylüler ayıyı sıkıştırmış, onların üstüne doğru sürmüşler..alman tek atışta devirememiş ayıyı..ve..en tehlikeli durum çıkmış ortaya..yaralı ayı ikinci fişeğe fırsat bırakmadan karı kocayı altına alıp parçalamış..öyle derlerdi, ilk atışta ayıyı deviremezsen, ikinciye fırsat vermez, derlerdi..
...
Hayatımın en renkli günleriydi o yıllar..
Fakat ne büyüklerimiz bizi avcılığa alıştırdı..ne de biz artık bir tüfek sahibi olalım da avlanalım demedik asla..
O doğal ortamdan doğal hikaye ve anılarla döndük..
...
Hayatım boyunca ormanda yalnız dolaşırken kurtla da domuzla da karşılaştım..hiç tedirgin olmam..
...
Şimdi 10 yaşındaki fidanlığımda yuva yapmış tavşanları görüyorum..hatta bir defasında fidan sularken bir yavru, pıt diye önüme sıçradı..sevdim onu..hiç unutmam..

Bu yavrunun ana babası benim fidanlıkta..bir ben bilyorum sanırım..vururlar diye en yakın tanıdıklarıma bile bahsetmedim onlardan..
Zevk için vururlar çünkü..

Bizler böyle yetiştik..tüfeğin gez göz arpacığında kendimizi bir kahraman avcı gibi görmedik,istemedik asla..
Lanet olsun öyle spora..
Hele o güzelim canlıları keyif için, güya spor bilmemne için öldürüp, dinden imandan bahsedenlere aslında söyliyecek çok şey var ama..yeri değil..


Düzenleyen pria : 29-01-2012 saat 19:18
pria Çevrimdışı   Başa Dön