Gene tablo gibi fotoğraflar vardı. Zavallı jüri
Elenenlerden Ayşe Özdil'in ağacı karşımıza alıp zevkle izleyeceğimiz bir görüntüydü.
tuğba kiper'in Sarı Yaprak'ı da çok güzeldi. Sarı yaprağın bir bölümüne gövdenin fon yapması, yaprağın ve kırağı tanelerinin mükemmelliği, ortadaki sarı boşluk çok hoştu.
tuğba kiper'in akcağaç sarısı'nı da beğenmiştim. Yalnız onda beni rahatsız eden bir şey vardı. Fotoğrafın altını kesince -özür dileyerek- rahatsızlığım ortadan kalktı.
Böylece o şahane sarı şelalenin altındaki boşluktan mavi-yeşil de daha görünür oldu.
snow-in-summer'ın Adım sonbahar'daki yaprağın havada yüzer halini, sarı tonlarını çok sevdim. Keşke altaki yaprağı çekip koparsaymış
atillademir'in fotoğraflarından elenen fotoğrafta ağacın yapraklarındaki renk cümbüşü daha belirgindi ve onu seçilene göre daha beğenmiştim.
Aslında yarışmaya katılan arkadaşların benzer fotoğrafla katılmaları bence fotoğraflarına haksızlık. Şöyleki bir fotoğraf görüyorum, "ne kadar güzelmiş" derken aynı ağacın, yaprağın bir başka pozunu daha görünce "ha böyle de olabilirmiş vs" deyip fotoğrafın etkisinden çıkıyorum.
Seçim zor olsa da bir fotoğrafa karar verip, gerisini bırakmalı diye düşünüyorum.
limon'un, hozat'ın fotoğraflarına ne denir ki!
ysf14'ün Altın Kavağı gerçek miydi, yoksa renkleriyle oynanmış mıydı anlayamadım.
Fotoğrafın çekildiği an çok etkileyici bir an olmalı.
Unutmadan dermana'nın Zamansız'ındaki yeşilliklerin içinden çıkan yumuşak pembe, sarı da hoşuma gitmişti.
Tablo gibi fotoğrafları gördüğü halde, hayranı olduğu huş ağacının yapraklarındaki güneş ışığını yarışma bahanesiyle paylaşmak isteyen sabah'a bir şey demiyorum.