Bizim Kumkuat da bir ara yaprak bitine maruz kaldı. Karıncalar yaprak bitlerini yerleştirmekle meşguldü. Yaprak bitlerini hemen hemen her gün peçete ile temizler oldum. Ama karıncalar çok ısrarlıydı. Ben de karıncaların tarçından nefret ettiğini biliyordum. Dallara toz tarçın serptim. Tarçını farkeden karıncalar kendini aşağıya atıyorlardı. Ama her gün ısrarla devam ettiler. Ben de bu sefer çubuk tarçını iyice kaynattım soğutup fısfıs şişesine koydum. Bir kaç gün dalları bu tarçınlı su ile yıkadım. Bir yandan da ısrarla peçete ile temizledim. Bir süre sonra pes edip gittiler.
Bu fotoğraflar kumkuatın bir-iki ay önceki hali. Geçen yıl aldığımızda çok daha ufaktı. Üzerinde olgunlaşmış 30 kadar meyvesi ile almıştık. Herkesin ağacı çiçek açarken bizimki açmıyordu. Toprağı yetmiyor diye düşündüğümden geniş bir kovaya bahçeden gübreli toprak getirip içine diktim. Tabi su gider deliklerini önceden eşim hazırlamıştı. Toprağı genişleyen kumkuat habire filizverip coşarken çiçeklenmeye de başladı. İşte o çiçekli olduğu sıralarda bitlerle uğraştım. Eşim üzerindeki meyveleri 60 tane saydığını söyledi. 10 kadar meyveyi kızım daha yeşilken koparmış. Biz de ziyan olmasın diye tadına baktık. Yeşil olmasına rağmen tadı güzeldi. Şimdi renkleri gittikçe sarıya döndü. Tamamen olgunlaştığında bahçe sayfama fotoğrafını ekleyeceğim inşallah. Kumkuat balkonda...