View Single Post
Eski 17-09-2011, 19:59   #3
Erdem
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-02-2011
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 200
Bu üstte verilen makalede bir sürü yanlış bilgilendirme var.

İlkönce organik tarımdaki uygulamaları belirleyen 5262 sayılı Organik Tarım kanunu ve sertifikasyon kuruluşlarının ne gibi işlemler yapması gerektiğini bildiren ilgili genelgeler var.

Ayrıca ben organik tarım yapmak istiyorum diyen herkes öyle pat diye üretim yapmaya başlayamıyor. En az 2 yıl süren bir geçiş süreci var.

Organik tarım yapılan yerler geleneksel tarım yapılan yerlerden belirli uzaklıkta olması gerekir.

Organik tarımda GDO'lu ürünler tohumluk olarak kullanılamaz. Bu doğal olarak yetişen ürünlerin tohumluklarının kullanılmayacağı anlamına gelmiz.

Biyoçeşitliliği ortadan kaldırdığı da yanlış. Zaten aslında organik tarım gibi uygulamaların bir adım ötesi permakültür gibi uygulamaların amacı biyoçeşitliliği arttırmak, dünyada var olan harika dengeyi taklit ederek sürekli kendini yenileyebilen ekolojik sistemler oluşturmaktır. Bakın size onlardan bir tanesi:

http://vimeo.com/27698482

Bu yazıyı yazan kişinin ne organik kelimesinin anlamından ne toprak biyolojisinden anladığını düşünmüyorum. Organik demek karbon içeren demektir. Karbon dünyadaki tüm canlıların temel yapıtaşıdır.

Artık herkesin bildiği gibi atmosferdeki fazla orandaki karbon küresel ısınma problemlerine, buzulların erimesine ve kimi ülkelerde kuraklıklar yaşanırken, kimi ülkelerde aşırı yağışlara ve bu yağışlar nedeniyle çok değerli tarım topraklarının kaybolmasına neden oluyor. Dünyadaki topraklar atmosferde bulunan karbonun 3 katı ve ürün olarak 4 katı karbon tutabilir.

Biyolojik çeşitliliği asıl yok eden kimyasal gübre ve ilaçların meydana gelmesi aslında II. Dünya savaşı sonrası askeri kimyasal üreten firmaların ürettikleri kimyasalları kullanabilecekleri bir yol bulmasıyla ortaya çıkıyor (ilkönce zirai ilaçlar, sonra kimyasal gübreler)

Dünya çapında yoğun olarak kullanılan kimyasal gübreler, bitki besin elementlerini toprağa verebilmek için toprak içindeki bakterileri öldürecek şekilde tasarlanmış. Bu global gıda endüstrisinin yüksek miktarlardaki taleplerini karşısında bitkilerin hızlı bir şekilde büyüyebileceği bir ortam sağlıyor. Ancak bu işlemin zararlı etkileri toksik maddeler üretilmesi ve insan sağlığı açısından besin maddeleri yönünden zengin olmayan ürünlerin elde edilmesi, toprak biyolojisindeki çeşitliliği gün geçtikçe yoketmesi. Biyolojik çeşitliğin azalması yediğimiz yiyeceklerdeki besin maddelerinin azalmasıyla kalmıyor, sistemi zararlı ve bakterilerin saldırısına açık hale getiriyor - bu da daha büyük bir tehlikeyi kimyasal pestisit satarak milyarlarca dolar ilaç firmalarını beraberinde getiriyor.

Süpermarket raflarında satılan ve kimyasal yollarla üretilen gıdalar bize sağlığımız için gerekli besin maddelerini sağlamaktan uzak. Ayrıca kimyasal ilaç endüstrisi milyarlarca dolarlık büyük bir pazar, hükümetlere yüksek oranda vergiler veriyorlar. Bu nedenle kimyasal ilaç kullanımına karşı hareketlerin hükümetler tarafından desteklenmesi pek mümkün görünmüyor.

Bu yüzden en kısa zamanda doğal ya da organik yollarla üretim yapan. Kaynak olarak tamamen doğal malzemeler (örneğin kompost, vermikompost gibi) ve toprak biyolojisinin anlayabildiğimiz kadar kısmı sonucunda elde ettiğimiz bilgileri kullanan (örneğin aquaponics)

http://www.youtube.com/watch?v=vdvM7peZrFk

ve dünyada milyonlarca yıldır devam eden muazzam doğal dengeyi taklit eden, biyolojik çeşitliliği arttıran (örneğin meyve ormanları - food forest) ekolojik tarım yöntemlerine geçmeliyiz.

Erdem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön