View Single Post
Eski 07-08-2011, 20:58   #62
mavikartal5
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 24-11-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 617
sayın merlict,
hali hazırda dedenizin veya köylünün veya küçük çiftçinin yaptığı üretim kesinlikle organik tarım değil. onların yaptığı zaten doğadan kaynaklanan DOĞAL TARIM'dır. organik tarıma gelince, en önemlisi organik tohum kullanma zorunluluğu. ne dedeniz, ne köylünüz ve ne de küçük çiftçilerimiz tohuma para vermiyorlar. ya kendileri üretirler kendi tohumlarını veya takas usülü değişim yaparak elde ederler yeni tohumlarını. onların kesin bir kuralı vardır: "Gelecek sene için tohum saklamak" ve bundan da vazgeçmezler umarım vazgeçmezler de. işte bu DOĞAL TARIM'dır.

sayın acemi çaylak, nüfusun hızla arttığını ancak üretimin yerinde saydığını, insanların nasıl doyurulması gerektiğini sormuşsunuz. yanıtını da vermişsiniz zaten, adil paylaşım yok. şehirlilere veya toprak ağalarına gelince, "kaz gelecek yerden tavuk esingenmez" sözünü sadıklar. bir çıkarları yoksa şayet, hiçbir şeylerini paylaşmıyorlar. sizde dünya tohumculuk firmalarının gelirlerden aldıkları payları yazmışsınız. tüm dünya yaklaşık 10 tohum firmasına teslim olmuş durumda.
o tohum firmaları, ilk tohumlarını alırken telif hakkı ödediler mi bizim atalarımıza? o ilk tohumlarını bizim atalarımızdan çalmadılar mı para vermezsizin? şimdi oturmuşlar, yasa da çıkartmışlar, yerel tohumların satışı yasak diye. peki kendileri ilk tohumlarını hırsızlık yaparak çalmadılar mı atalarımızdan ve bizlerden?
organik tarım felsefesi ilk çıktığında 0 (SIFIR) kimyasal kullanımı kararı verilmişti. şimdi nereye geldik, %5 civarında tolere edilebilir/kabul edilebilir kimyasal kullanılabilirliğine. çok değil, 5-10 yıl sonra bu oran %10 ve %20'lere doğru tırmanacaktır.
diğer taraftan, kullandıkları organik tohumların büyük bir kısmını kendi labaratuvarlarında işleyip genlerini değiştirmiyorlar mı? bakın, domateslerine, hepsi sanki aynı kalıptan çıkmış gibi birbirinin benzeri. hem de iri iri...
bakın mısırlarına hepsi de uzun uzun ve dolgun...
ama tadları tuzları yok. ama tohum alamıyorsunuz, yani hibrit üretime geçtiler. ilk çıkan organik tarım kurallarına göre tohum alınabilmeliydi. şimdi ne mi yapıyorlar, sulu tarıma geçtiler organik tarım kapsamında. verimde 8-10 kat artış olmuş. olmuş da nasıl olmuş? yine tohumların genleriyle oynayarak, yine sulu tarımda kullanılan sözüm ona biyoteknolojiyle üretilmiş, adları değiştirilmiş kimysallarla. bunları hiçbir kimse inkar edemez.
hali hazırda organik tarım yaptığını savunan bir kısım yazarlarımıza/forumdaşlarımıza gelince; tohumlarınızı veya fidelerinizi nasıl elde ediyorsunuz? ne idüğü belli olmayan kaynaklardan mı? pazardan mı? tohumcu firmalarının paket tohumlarından mı? açık satılan tohumlardan mı? karışık. herbiryerden tohum ve fide alınıyor, alınıyor da kendisi tohum üretmiyor. neden acaba?
saygılar

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mavikartal5 Mesajı Göster
bugün yeşil devrime lanet okuyanlar, ticari kazanç peşinde koşarak gittikleri organik devrime, bir süre sonra lanet okumaya başlayacaklar.

hiçbir kimyasal veya adı biyolojik olarak değiştirilen organik ilaçların kullanılmadığı, toprağın genel yapısınının taşıma su benzeri başka toprakla değiştirilmediği DOĞAL TARIM'a doğru...

mavikartal5 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön