View Single Post
Eski 07-08-2011, 02:28   #60
merlict
Ağaç Dostu
 
merlict's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-08-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 508
Korkuyordum, önlem almak istedim, beklemeden başladım

Ne kadarda güzel kelimeler ve cümleler kurmuşsunuz, ne kadar çok haklısınız ve ne kadar bu olayın artık gerçek adını çağrıştırmadığının farkındasınız ve ne kadar geri dönmekte iştahlısınız.Konuyu uzun süredir dışarıdan takip eden biriyim.Ben profesyonel tarımla ilgili biri değilim, teknik elemanım.Toprağa olan aşırı merakımdan dolayı uzun yıllardır bir sürü kendimce araştırma ve inceleme yaptım.Önceki mesajların birinde bir arkadaş diyor ki " biz zaten organik üretiyormuşuz, geriye dönmeyi yeni akıl ettik" evet benim köylüm zaten organik üretiyordu (halen bilmeden üretenler mevcut, ben şahitim) küresel ekonominin verdiği yön bilmeyen çiftçimi kandırarak bu hale getirdi.Toplum şehirde bunu anlayana kadar iş işten geçmişti.Şimdi geri dönmek istiyoruz ama çok üretip çok satan çiftçim, bunlardan vazgeçip az üretip az satıp aynı marja ulaşmayı pek kabullenemiyor veya onu kabullendirtmiyorlar.Önünde sertifika olsa ne yazar, kapı arkasında üstte yazdıklarınızın çok daha fazlası mevcut.

Kendi çapımda dediğim gibi bazı araştırmalar ve incelemeler yapıyorum.Bir çok seraya veya tarlalara gidiyorum, tohumdan ilaçlara kadar çoğu şeyi inceliyorum.Şuana kadar neleri yediğimizi görseniz inanın baştan sona binlerce yönetimi, ziraatçileri, yasaları çıkartanları, ülkeye sokanları, ... hepsini linç etmek istersiniz.Çok yazmak amacım değil hatta yazmanın yanında beklemekte.
Onca yazdıklarınızdan sonra bunca sorun için yaptığınız geleceği kurtarma çalışması ne kadar yol aldı ??? ne kadar yerel tohum buldunuz veya saklamak için çaba harcadınız.Birilerinin harekete geçirmesini veya devletin düzenek kurmasını falan beklemeyin, sabah kalktığınızda buna zaman ayırın.

bir küçük yaşanmış hikaye size...

Muğlanın Yatağan ilçesine bağlı bir dağ köyünde yaşayan dedem var.Köyden yatağana ulaşmak için araçla 2 saat kadar yolculuk yapmanız lazım.Orman arazisini temizleyip, ağaçlara bakım yaparak kendine yıllar öncesinde yaşam alanı oluşturmuş.Orman bakanlığından ödül bile almış.Kendiliğinden çıkan çam fidelerine kafesler yaparak keçilerin fideleri yemesine engel olacak kadar ağaç bağımlısı.Keçileri otlamaya götürdüğü yerde beklerken büyükçe bir kayayı (boyu 5 mt. eni 12 mt. civarında) oymaya başlamış taa gençlik yıllarında (şuan nerdeyse 80-85 yaşında). Zamanla oya oya kaya altında mağara oluşmuş.İlk zamanlarda keçileri otlamak için çıkarken getirdiğim azıkları buraya koyuyordum, öğlene geldiğimde içerisi serin olduğundan azıklar hiç bozulmuyordu derdi.Zamanla burada elma sandıkları, mahsülleri, tohumları saklamaya başlamışlar.Şimdi hala kullanımda.(Eğer önümüzdeki günlerde resmini arşivimden bulabilirsem buraya eklerim)İçeri girdiğinizde ortam aynı gibi ama yoğurdu koyun 2 gün sonra gelin hala yenilecek kadar lezzetli.Her sene burdaki tohumları kullanarak bir sürü ürün ekimi yapıyorlar, hasatlarını toplarken hep tohumluk ürün bırakıyorlar.Tohumların geçmişi ne kadar bilen yok. Köyden şehre sadece resmi işlemler ve un öğütmek için iniyor.Geri kalan zamanı hep doğada ve toprakta.Boşa akan suyunu değerlendirmek için ona 4 havuz yapıverdim orada alabalık yetiştiriyor, her gelen ormancıya ziyafet çekiyor.Yıllar öncesinde oğlu mısırlarda oluşan hastalık için şehirde ziraatçiden ilaç alıyor.Ertesi gün ilaçlama yapacak, oğlunu evlatlıktan siliyor.İlacı elinden alıyor, kapalı şekliyle bekletiyor, bana anlattıklarında yardımcı olmak istedim.Bu ilacı kullanmayacaksak iade edelim veya dökelim diyenleri nerdeyse dövecek. Toprağımı kirlettirmem!!! Sadece 1 kutu ilacı almak için İzmirden köye özel aracımla gittim ve o ilacı İzmir Büyükşehir Kimyasal Toplama Merkezine iade ettim.Umarım onlar toprağa dökmemişlerdir.Masraf önemli değildi önemli olan doğanın bu kadar koruyanları varken kirletenlerinin fazlalığı.
Gübre olarak sadece hayvan gübresi kullanıyorlar.Hatta bir ara keçileri hastalanıyor, veteriner getiriyorlar, iğne yapacak, olmaz diyor.Herkes duymuş artık onun inadını.Anlamak için soruyorlar neden ? eğer iğneden ilaç keçime geçer ve ordan dışkısıyla atılırsa ve o dışkı gübrelere karışırsa, gübrelerden vay efendim toprağa geçerse ??? Veteriner dumur.tam sayı bilmiyorum ama sanırım 5-6 keçisini kaybetti hastalıktan.
Çam ağaçlarında böceklenme görüyor ve giderek tüm ormanı sarmakta. Ormancılara bildiriyor, sonuç ilaçlama yapılmalı, yoksa kuruma olur.Dede inat olmaz diyor.Devlete karşımı gelecen diyorlar, gerekirse bu yaştan sonra onuda yaparım diyor.Uzunca süre araştırıyorlar, böcekler inceleniyor.Sonunda bu böcekleri yiyen bir kuş türü bulunuyor.Bu kuşları yanlış hatırlıyor olabilirim sanırım Belçikadan onlarca satınalma yaptırıyor ve kafeslerde besleyerek ortama alıştırıyor.Ardından doğaya salıyor.Böceklenme birkaç ay sonra ortadan kalkıyor...

...daha bunun gibi niceleri ama yer ve zaman yetmez.Birileri ORGANİK'mi dedi.Benim köylüm zaten organik üretiyordu ki siz küresel kalkınma ve ekonomi uzmanları para hırsı ile bozdunuz bizi.Bizler az olsakta elbet birgün sizin hakkınızdan geleceğiz.Geçmişte bizim paramız yoktu ama ağzımızın tadı vardı. Şimdilerde burgerking varda ne oluyor ??? Paramı verende sizsiniz hemen ertesi gün geri alanda.Ben eskiden cebimdeki demir bozuklukları elime aldıkça huzurlu oluyordum, şimdi kredi kartı bana huzur vermiyor.Ben böyle yaşam istemiyorum, sanırım benim gibi istemeyenlerde vardır mutlaka.

Ben arada bi gidip hem dedemin gönlünü alıyorum hemde biraz tohum getiriyorum.Balkonumdaki birkaç saksımda biberden naneye, maydanozdan rokaya, patlıcandan semize yetiştirmeye çalışıyorum.Çok fazla ürün alamadığım kesin ama öğrendiğim mutlaka birkaç tohumluk bırakıp sezon sonu onları toplamak.Sizinde mutlaka bi dedeniz veya köylü yakınınız vardır.Olmasa bile bi köye gidip bunu araştırabilir veya uğraşabilirsiniz.Hem lezzetli yiyecekleriniz olur hemde gelecek kazancınız.Ben devam edeceğim, oğlumuda bu konuda sürekli yetiştirmeye çalışıyorum, gelecek onların ama biz kirli bırakmayalım derim.

Mehmet

merlict Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön