View Single Post
Eski 05-07-2011, 23:15   #412
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Sn.Soilless, dikkat ettiyseniz bardak deneyi kalite ölçen bir deney değildi. Tek bir amacı vardı. Birim hacimdeki ağırlığı ne olursa olsun, serbest yoğunluktaki hacimde, parçacık büyüklüklerindeki farklar göz ardı edildiğinde eşit miktarda parçacık vardır. O deney bunu gösterdi. Hangisinin daha kaliteli olduğunu değil. Yine o deneyde RT-89 kodlu ürün bariz bir sapma gösterdi. Çünkü, ortalama 0.8 mikron parçacık çapına sahip olduğu halde lojistik sebeplerle sıkıştırılıp kekleştirilmiş. Suda açıldığında diğerlerinin 2.5 misli hacim verdi ki, bu o malzemenin neden birim hacimde ağır olduğunu açıklıyordu.

Başka bir mesajımda kaolin kaplanmış bir yaprağın, uygulamadan üç gün sonra yaprak stomota'larının, bir zararlıya yapışmış parçacıkların SEM görüntülerini yayınladım. O resimlere dikkatle bakın lütfen. İdeal bir filmin mikroskobik görüntüleri. Resimler ölçekli olduğu için kıyaslamada bulunabilirsiniz. Filmin kalınlığı en fazla 2-3 mikron. Zararlıya yapışmış parçacıklar 2 mikron. Yaklaşık 5 mikron genişliğindeki stomoto'lar, uygulama sonrası üzerlerine yapışmış 2 mikronluk hafif parçacıkları kolaylıkla üzerlerinden atabilmişler ve gaz değişimine başlamışlar.

Işık testlerinde, filmin UV, IR ve PAR ışınlarına karşı davranışları ölçülmüş. Filmin optimum optik özelliklerini tesbit etmişler. İlginç olan, malzemelerin hepsi faydalı ve gerekli PAR ışınlarını şu ya da bu ölçüde yansıtıyor. Burada önemli olan maksimum UV ve IR yansıtılırken, minimum PAR yansıtılması. Yansıtılan PAR'a rağmen ısı stresinin azaltılması göreceli olarak fotosentezi arttırıyor.

Farklı ilkimlerde yapılan araştırmalarda farklı sonuçlar da alınmış. Söz gelimi, PAR ışın yoğunluğunun az olduğu bölge ve zamanlarda film uygulamaları her durumda fotosentezi azaltmış.

Stomota'ların yeterince açılamadığı durumda gaz değişimi ve terleme de azaldığı için bitkinin su kaybı azalmış ama fotosentez de azalmış.

uzun lafın kısası bir çok uzman yıllarca araştırma yaparak en iyi sonuçları veren en optimum formülasyonu bulmaya çalışarak hem laboratuarda hem de sahada doğrulamaya çalışmışlar. Bunlardan bazılarında lab.da çıkan sonuçlar sahada doğrulanamamış. Bu sebeple formülasyondan sapmaların neyi ne kadar etkileyeceğini tahmin etmek kolay değil. Belki şunu varsayabiliriz. O sapmalar onca yıllık araştırmada mutlaka denenmiş ki, optimuma gelinmiş. Nitekim, bugün sapma olarak adlandırdıklarımızın bazılarına ait deney sonuçlarını da bulabiliyoruz.

Buradan anladığımız, optik özellikler en temel doğrulardan biri. PAR geçirip UV ve IR yansıtılacaksa en az bu optik özelliklere sahip olmalı. Başka bir malzeme ile daha iyi değerler elde edilebilir. Söz gelimi elastiki, nefes alan nano-teknoloji cam defalarca kere daha iyi sonuç veriyor olabilir. Başka bir koşulda, PAR ışınlarının yansıtılması, fotosentezin azaltılması isteniyor olabilir. Bu durumda kalsine edilmemiş kaolin ya da kalsiyum karbonatın işe yaradığını biliyoruz. Böyle bir koşul da var gerçekten. Tuhaflıklardan fırsat bulursam yazacağım.

Öte yandan, fotosentezi arttırmanın da bir ölçüsü olmalı. Bunun her durumda iyi olduğu anlamı çıkmamalı. Bitki metabolizmasının gereğinden fazla hızlanması her zaman olumlu sonuçlar vermeyebiliyor. Söz gelimi, bizim naşi ve zeytinlerde fazla hızlanan bu sürecin olumsuz etkileri de var mı diye düşünüyorum. Kışın zaten keseceğim dal ne diye metrelerce büyüsün.

Dolayısıyla, sapmaların orantılanması, aynı ölçümlerin yeniden yapılmasını gerektiriyor. Bu ölçümler yapılmadan söylenecek her şey yanıltıcı olur.

Serbest silika konusunda SnAhmet Salih'in açıklaması çok doğru. Bu, olsa olsa, ya da küçük olasılık diye var sayılacak bir durum değil. İşin uzmanları mutlaka ayrıştırılmış olması gerekir diyor. Dünya Sağlık Örgütünün nefes yoluyla alınması durumunda kanserojen maddeler listesinde. Böyle bir durumda her yaş, her bünye aynı şekilde davranmaz. Hiç kimsenin tıbbi geçmişi bir başkasıyla aynı değil. Solunma süresi ve doz ile ilgili bir ölçüt yok ve değişken olduğu aşikar. En tehlikelisi de küçük parçacık boyutuna sahip olanlar. Bu sebeple risk yoktur denemez. Risk azdır, kabul edilebilir de denemez. Önemli olan gereksiz yere bu riskin alınmamasıdır.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön