View Single Post
Eski 01-07-2011, 11:21   #318
zafersu
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-03-2009
Şehir: ankara
Mesajlar: 176
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Arkadaşlar,

Bizleri ilerletecek esas tartışmamız gereken şeyler bunlar değildi. Particle Film uygulamasında kullanılabilir ürün hakkında tek bir özet yazacağım, bir daha da aynı şeye dönmeyeceğim. Daha fazla zaman kaybetmenin anlamı yok.

Bu teknoloji, kalabalık bir grup bilim adamının milyonlarca dolar ve yıllar harcayarak geliştirdiği bir bir şey. Yapmaya çalıştıkları da son derece hassas dengelere sahip bir ekosistemi en az rahatsız ederek "insan" yararına (dikkat edin, ağaçlar yararına değil) en fazla faydayı sağlayacak çok fonksiyonlu formülasyonu bulmaktı.

Bu çalışmaların sonucunda geldikleri noktada ortaya çıkan formülasyon ise şuydu.
  1. İleri derecede rafine edilip tüm safsızlıklardan ve ağır metallerden arındırılmış,
  2. Literatüründe "Fully Calcined" denilen seviyede (bunun ara seviyeleri de var) zaman kontrollü ve kademe kademe ısı ile işlenerek formülasyonu, dolayısıyla da hem fiziksel yapısı hem de optik özellikleri değiştirilmiş,
  3. En az %90'ı 2 mikrondan küçük taneciklere sahip kaolin,

idi.

Esas formülasyondaki M3 kodlu yapıştırıcıyı ihmal edersem, bu özelliklere tam uyan ve ülkede pazarlanan iki ürün var. Kullanmış olanlar bilirler, dokuları bile farklıdır. Bu ürünler çok hafif ve büyük hacimlidir. Bu teknolojiyi bazı sebeplerle seven ve teşvik edenlerden biri olarak malum nedenlerle alternatif ne olabilir diye baktığımda ise bulduğum %90 yerine %80'i 2 mikrondan küçük olmak üzere az sapma ile diğer gereksinimleri karşılayan, buna rağmen maliyeti çok farklı bir ürün oldu.

Bu teknolojinin uygulanmasında bana göre esnetilecek başka bir özellik yoktur. Ürün "fully calcined" olmak zorundadır, rafine olmak zorundadır (aslında Amerikadan ithal edilenlerde rafinasyon seviyesi de biraz daha farklı), iş yapan parçacıklar da iki mikronun altındakilerdir. Bu ölçünün üstündekilerin fazla olması ağaç üzerinde negatif etki yapar. Bu ürünlerin serbest yoğunlukları, önceki mesajlarda gördünüz 275gr, 300gr ve yine sapmalı olarak 360gr. Hepsi bu. Şayet başka bir ürün daha gelecekse (ki gelebilir) bu aralığın içine oturmalı, mümkünse de bulunan en optimum formülasyona yakınlaşmalıdır. Rafinasyon ve kalsinasyondan taviz sıfır, parçacık boyutunda da bulunan son ürünün sapması maksimumdur. Gelecek ürün de "biz geldik" diyorsa tam spekleriyle birlikte gelmelidir.

Ha, bunları ben söylüyorum. İsteyen kendi ağacına istediği tozu atsın yine, kim ne karışır.

Bundan sonra esas tartışmamız, paylaşmamız gerekenler, uygulama, bitkilere etkisi, diğer canlılara etkisi gibi şeyler olmalıdır.

Başlıkta, ben dahil bir çok arkadaş devamlı beyaza boyanmış ağaç yaprak resimleri yayınladık. Hoş, itiraf edeyim, benim son yayınladığım kendimce işi biraz ti'ye almaktı.

Ağaçları beyaza boyamak iyi bir şey midir? Neden yapıyoruz? Ne kadar beyaz olmalı? Beyaz olduğunda ne oluyor, biliyor muyuz?

Ağaç ve yaprakların öyle bembeyaz olması çok da iyi bir şey değil. Bembeyaz kalması ise bayağı kötü bir şey (diyerek şaşırtayım biraz).

İlkbahar - Sonbahar arasında uygulanan ideal ve çok fonksiyonlu bir parçacık film kaplaması, en fazla 2-3 mikron kalınlığında, optik özellikleri ve parçacık boyutları uygun parçacıklardan homojen bir kaplama olmalı, ilk uygulama sonunda kapanan ve bitkinin gaz değişimini sağlayıp su buharı atmasına yarayan stomaların kolaylıkla açılabileceği özellikte olmalıdır. Böyle bir filmi uzaktan bembeyaz ağaç ve yaprak olarak görmezsiniz.


Uygulamadan üç gün sonra görmeniz gereken en fazla böyle bir şey olmalıdır. Ancak yakından, hatta bir büyüteçle kaplamayı, homojenliğini farketmelisiniz.

Bu sebeple orijinaldeki M3 formülasyonu dahi önemlidir. Fazla kullanılan bir yapıştırıcı yaprak stomalarının tıkalı kalmasına sebep olabilir.

Genel olarak film kaplamalarının çeşitli fonksiyonları var. Bugün de piyasada var olan bazı kaplamaların amacı bitkinin terlemesini (antitranspirant) engellemektir. Bunların etki mekanizmaları çoğunlukla stomaları kapatarak gerçekleşir. Stoma'lar kapandığında bitki dışarı su buharı atamaz, dolayısıyla da su kaybetmez, köklerden daha fazla su da istemez. Fakat, stomalar kapalı olduğu için gaz değişimi de yapamaz, bunun sonucu fotosentez durur veya yavaşlar.

Bu gibi uygulamaların da gerekli olduğu durumlar vardır muhakkak. Fakat parçacık film teknolojisi hiç bir şekilde terlemeyi azaltmayı amaçlamaz. Aksine fotosentezi hızlandıracak şekilde formüle edilmiştir. Yani bitki su dolaşımını, su ile birlikte köklerden besin emilip yapraklara taşınmasını hızlandırır.

Sonunda, amacı ne olursa olsun, herhangi bir film kaplaması bitkilerin hassas bir dengedeki ekosistemine bir müdahaledir. Bilinçli ve bilerek yapılmalıdır.

Bu yıl benim uygulamalarımın üçüncü yılı. Artık etkileri çok daha iyi değerlendirebiliyorum. Amacım güneş yanığı filan değil. Bizim buralarda güneş yanığı çok nadir olur. Amacım pestisit kullanmadan zararlı problemini bertaraf etmek. O halde buna göre davranmalıyım. Oysa hatalı davrandığım durumlar oldu.

En son naşilere yaptığım uygulamayı yukarılardaki bir mesajda anlatırken, bir önceki (3 hafta) kaolin uygulamasından sonra 70 santimlik sürgünler verdiğini yazmıştım. Doğruydu. O uygulamanın da üzerinden topu topu 12 gün geçti. Dün kontrol ettiğimde 30 santim daha uzamıştı sürgünler. Her fidanın dibinde birer küçük tepe oldu kırdığımız filizler. Bu normal mi? Yoksa benim müdahalem mi bu sonucu doğuruyor?

Yardımcım sızlanıp duruyor, bu zeytinlere çok fazla sürgün verdirdik, daha yeni budadıydık vs. diye. Tane tutumları da iyi görünüyor. Peki, hem naşiler, hem de zeytinlerin durumu normal mi? Dengelerini bozmuyor muyuz? Bu kadar hızlandırılan metobolizmalarının bu bitkiler üzerinde, 250 yıllık zeytinler üzerinde olumsuz etkileri olmayacak mı?

Bu da madalyonun diğer yüzü. Formülasyon çok önemliydi, evet. Fakat amaç ve amaca uygun davranmak da bir o kadar önemli. Bunun için, a) elinizdeki malzemeyi b)bitki üzerindeki etkilerini c)amacınızı çok iyi bilmelisiniz. Bitkiye müdahale ne kadar az ve sadece gerektiği kadar olursa o kadar iyi.

Bugün elime yeni bir belge geçti. Daha önce hiç duymadığım yeni bir şey öğrendim. Yine bitkilere mineral film kaplamakla ilgili, fakat sonbahardan - ilkbahara kadar olan biten şeylerle ilgili. Burada da senaryo tamamen farklı. Formülasyon ise bambaşka. Biraz daha bakınayım aktaracağım.
Sayın Meyvelitepe bu yazı çok yerinde oldu. Yalnız resimdeki örnek kaoin uygulaması hafızamızda kayıtlı iken, (daha önceki değerli bilgilerden dolayı) sizin 257 nolu mesajınızda denediğiniz (naşi sürgünlerine) ve kazara nasiplenen kabak yaprağındaki uygulamaya çok şaşırmıştım. Zira bana çok fazla atılmış geldi. (halihazırda o da NASİPLENMİŞTİ ha!; bir de gerçek uygulama olsa ne yapar garibim dedim.)
Teşekkürler, kolay gelsin.

zafersu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön