View Single Post
Eski 10-04-2011, 12:12   #10
Sarıcan
Ağaç Dostu
 
Sarıcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-11-2008
Şehir: Küçükyalı-ISTANBUL
Mesajlar: 1,498
Sn. Lilium,

Bu işi sadece eğitimle açıklamak mümkün değil. Bu bir mesleki etik sorunu, hatta daha ötesinde insan olma sorunudur. İnsanlık onuru denilen şey köşe dönmeci zihniyetlerle törpülenerek toplumda geri dönüşü imkansız yıkıntılar oluştu.

Bugün hangi mesleğe bakarsanız bakın bu açmazı göreceksiniz. Buna başlarken en üst seviyede eğitim görmüş mesleklerden başlayıp tarlada ilaç sıkan vatandaşa öyle bakın. Oto ehliyetinin para ile satıldığı bir ortamda trafiğe çıktığınızı unutmayın. Hatta en makbul mesleklerin diplomalarının birde yurtdışı üniversiten alınmak kaydıyla parayla alınıp satıldığını internet kullanan biri olarak hergün okuyoruz.

Tarım ilacı satan ve bu ilaçlara reçete yazan ziraat mühendislerini de bir tarafa bırakın, her gün sağlığımızı emenet ettiğimiz doktorlarımızın ilaç firmalarından aldıkları promosyon ve dış gezi, seminer ve kongre katılımı karşılıkları sadece bazı ilaçları reçete ettiklerini okuyoruz. Bu tarımsal ilaçlar içinde geçerlidir muhahhak.

Bu yüzden tarlaya zehiri maskesiz atan vatandaşı ehliyeti para ile almış şoföre, belki de daha başka alternatifleri olduğu halde o zehirli tarım ilacını reçete eden ziraatçiyi de bahsettiğim doktorlara benzetsek bir farkı var mı?

Bu yüzden belkide yeni baştan insanları bir ülkü birliği içinde köy enstitüsü benzeri, mesleki eğitimin yanında insan olmanın özelliklerininde öğretildiği yeni bir sisteme ulaştırmak için mücadele başlatılmalı. UBYİ' ni bu bakımdan çok önemsiyordum ama bu tip çekirdek çalışmalar yurt çapında nasıl yaygınlaştırılır bilemiyorum.

Bunu söylerken tekrar karasaban dönemine dönelim dediğim anlaşılmasın. UBYİ' deki arkadaşların dışında ben onlardan farklı olarak Topraksız Tarım' la ilgileniyorum. Sanayi devrimini yadsımadan, onu ülkenin kalkınmasına en akılcı olarak nasıl katabiliriz onu öğretmeli vatandaşlarımıza. Ama bunu düzgün bir vatandaşlık bilinci içinde yapıp, tarlaya kontrolsüz olarak çuval çuval kimyasal gübre dökmek yerine, kurulacak labaratuvarlarda miligram mertebesinde hazırlanan formülle bitkinin en sağlıklı olarak büyüyebileceği şekilde vermek öğretilmeli. Ya da şayet bir salgına karşı ilaç kullanılmak zorunluluğu varsa ettiği hipokrat yeminine sonuna kadar sadık kalabilecek doktorlar gibi ziraat mühendisleri ve teknisyenlerinin varlığına güvenerek bu işi yapılmalı.

Nasıl malımızı ihraç ederken gümrüklerde zirai kalıntılar için didik didik edilip denetleniyorsa, devletin oluşturacağı denetim birimleri belkide üreticinin hallere gönderdiği merkezlerde gelen ürünlerden örnekleme şeklinde numuneler alıp hale girişi öyle sağlanmalıdır. Denetim sonuçlarının hemen çıkarılıp verilmesine de gerek yoktur. Karşılıklı şahit numune ile garantiye alınan ürün piyasaya hemen gönderilebilir.

Eğer üretici malına ve kullandığı ilaçlama prosedürüne güveniyorsa malını teslim eder ama bir üçkağıdı varsa labaratuardan çıkacak olumsuz rapor sonucunda da sattığı malın üç dört katı cezaya katlanacağını bilir. Karara itirazı varsa sezon sonuna kadar saklanan şahit numune temyiz hakkı için kullanılabilir. Ama namuslu bir biçimde denetlendiğini bilen hiç bir üretici kendisi yemediği sebze veya meyvasını hale teslim edemez. Yeter ki her işte olduğu gibi sistemin suyunu çıkarmayalım. Yani insan olalım.

Eğitimli insanlarınız olsa bile bir ülkü birliği içinde mesleki etik ve insan olmanın onuruna sadık kalabilecek nesiller yetiştirmek zorundayız diye düşünüyorum. Bu görevde; en yakın evlerimizde çocuklarımıza verdiğimiz insanlık sevgisi ile başlar diye düşünüyorum. Birde agaclar.net' i yaygın eğitim için en etkili bir biçimde kullanmak tabii ki.


Düzenleyen Sarıcan : 10-04-2011 saat 23:27 Neden: imla
Sarıcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön