Sayın geneesiyor
Sen benzetmelerle olayı anlat, ben de özetleyim.
Şartlar uygun değil se;
Sonuçta o arı sönmeye mahkum.
Oysa ki "o arı" geçmişte ne maceralar yaşatmış tı bakıcısına;
Ya solaktı, çok oğula gitmişti, ana kesmişti, nakilde düşmüştü,
ya çok uysaldı, çok bal vermişti.
Bakıcısı ile anılarla bir şekilde yaşıyor du.
Şartları uygun değil se;
Arı edinmek isteyenleri ben de " vazgeç" diye uyarıyorum.
Ama öyle arıya uygun bahçeler görüyoruz ki;
Her durum uygun lakin; arı dan korkan birisi çıkıyor,
Her bakımını ben yapacağım desen de; korkuyorum diyor, bitiyor.
İnsan bu neden korkacağı belli değil.
Kimi ufacık arıdan korkar, dev gibi köpekten korkmaz!
Her hayvan bakmak-beslemek keyiftir ama;
Güneşli bir ilkbahar günü saat10-12 de kovanın önünde ki zevki
tatmayanlara bunu nasıl tarif edelim?
İsterim ki; şartları müsait olanlar bu zevki kaçırmasın.
Balı, poleni, arısütü konusunu hiç açmayalım.
Her şeyin orijinali ve tazesi makbuldur. mu diyelim?
Arı zevkini de, ürünlerini de taze olarak tatmak isteniyorsa;
Gülü seven dikenine katlanır, diyelim.
Sağlıcakla kalın.
|