Bunlar doğada su dışına taşıyorlar (Güneydoğu Asya'da) ve su kenarlarında, sığ suların yüzeylerinde minik çalılıklar meydana getiriyorlar.
Akvaryum ortamında ise durum genelde farklı oluyor. Genellikle suyun altında kalıyorlar. Her ne kadar bhu bitkiyi akvaryum ortamında yaşatmak kolay olsa da, "akvaryum bitkisi" dendiğinde ilk akla gelen bitki türlerinden olsalar da, bu şekilde gelişmeleri sık rastlanan bir durum değil. Akvaryumlarda genellikle suyun altında kalıyorlar.
Benim bu akvaryumum ise paludaryum tipinde... Bitkiler için özel bir taban oluşturdum. En altta torf var (bildiğimiz torf, saksı bitkileri için kullanılan malzeme), torfun üstünde ince bir elyaf var (suyu çamur haline getirmesin diye), elyafın üstünde dere kumu var (bizzat Sakarya Nehri'nden aldım bu akvaryum için), dere kumunun üstünde Aquaclay marka akvaryum kumu var, Aquaclay'ın olduğu en üst tabakadar ayrıca koyu renkli ince çakıllar kulandım doğal bir görüntü olsun diye. Bitkilerin sık olduğu bölgelerde ise Azoo marka misket gübre kullanıyorum. Azoo'nun ayrıca sıvı gübrelerinden biriyle ve yine Azoo'nun demir elementiyle bazen bitkilere takviye yapıyorum. Aydınlatma eskiden florasanla yapılıyordu, bir birkaç haftadır ise kapağa 5 metre led şerit döşedim (masraflı oldu ama değdi doğrusu).
Kısaca, bitkiler kendilerini sanırım doğada sanıyorlar. Üzerlerinden çiçek pek eksik olmuyor. Camın önünde bir akvaryumum daha var (birkaç litrelik bir şey, balık malık yok içinde). Hiçbir şekilde bakım yapmıyorum ona. Aynı bitkiden oraya da diktim, ufacık bir bitkide 20 küsür çiçek salkımı gördüm. O da direkt güneş ışığı alıyor ve tabanda balçık ile torf var sadece.
