Konu: Hozat
View Single Post
Eski 17-01-2011, 14:14   #1
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Hozat

Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?

Bilgisayar kullanmaya yeni başlamıştım. Açıp kapatmayı öğrendikten sonra, klavye üzerinde ancak iki parmağımı kullanarak şaşkın bir durumda gezinmeye başladım. Bana aradığını Google'de bulursun demişlerdi. Önce tanıdığım çiçek isimlerini yazmaya başladım.

Hangi sorgulamayı yapsam karşıma "Agaclar.net" çıkıyordu. Merak edip siteye girmek istedim. Ne mümkün? "Üye ol" uyarısı geliyordu. bin bir güçlükle (ki..süreç trajikomiktir) saatler sonra kan ter içinde kalarak sonunda bu işi başarıp, 13 Mart 2009'da üye oldum.

Burada neler öğrendiniz?

Öncelikle: Türk Diline sahip çıkan bir sitenin olduğunu, Doğa, çevre ve bitkiler dünyasında ne kadar eksiğim olduğunu, paylaşım ve bilgi aktarımının üyeler arasında güçlü bir bağ oluşturduğunu.Dünyaya başka bir pencereden de bakılabileceğini öğrendim.

Diğer üyeler sizden neler öğrendi?

Profilime bakanlar öğrenmenin yaşı olmadığını,
Türkçe'yi doğru kullanmaya çalıştığımı,
Gerginlik içeren mesajlara ılımlı yaklaştığımı,
Yetiştirdiğim bitkilerle ilgili bazı bilgileri ve onların ancak Türkçe isimlerini öğrenmiş olabilirler.

Sizi tanıyalım

Bu soru bana Cahit Külebi'nin HİKÂYE şiirini çağrıştırdı. (Bir bölümünü aldım)

Benim doğduğum köylerde,
Buğday tarlaları yoktu.
Dağıt saçlarını bebek,
Savur biraz.

Sen Türkiye kadar aydınlık ve güzelsin,
Benim doğduğum köyler de güzeldi.
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz.

ANLATAYIM BİRAZ.
Şairimize saygılarımı sunarak.

Benim doğduğum yerlerde, buğday tarlaları VARDI. Güneşin yaktığı esmer tenine, ter damlaları inen SALİH dedemin tarlasıydı.

Bizim oralarda:
Buğday başaklarının arasında, kırmızı gelincikler salınır, kıyısındaki papatyalar çocuklara göz kırpardı.
Başımızın üzerinden, tayyareler (uçaklar) geçmez,geniş kanatları ile şahin bakışlı kartallar süzülür,
Gök mavisi renkleri ile alaca kargalar, takla atarak çevremizde uçardı.

Bizim oralarda:
Sokaklar biraz tozlu olsa da: Biz yine ip atalar,çelik çomak oynar, çember ve topaç çevirir,
Kendi yaptığımız bez bebeklerle evcilik, küçük taşlar toplayarak beş taş oynardık.

Uzun kış mevsimi geçip te, karlar erimeye yüz tutunca, vaktini geçirmeden kardelen toplamaya gider,
boncuklaşmış karları pekmezle karıştırıp," kar helvası" yapardık.
(Bu anlattıklarım ilk ve ortaokul dönemini geçirdiğim yıllara aitti.)

Öğretmen bir ailenin kızıyım.
Babam:

Mardin, Diyarbakır, Tunceli ve Elazığ'ın köy ve ilçelerinde uzun yıllar görev yaptı.
Daha sonra annemin ısrarı ile şehir merkezine atanmasını istedi.
Lise çağına geldiğimde Elazığ'a tayini çıktı.
Böylece: İlk ve ortaokul yıllarımı; Bağ, bahçe, tarla, çiçek, böcekle olan birlikteliğimi geride bırakıp, ilk defa bir il merkezinde yaşamaya başladık.

Burada Öğretmen Okuluna başladım. 1961 yılında, söylemeden geçemeyeceğim derece ile(2.lik)mezun oldum.
Beş kardeşiz ben, ortancayım.
1964'te Aankara'da Jeolog olan eşimle evlendim.Şu anda DSİ'den emekli.
Mesleğimi çok severek yaptım. Çocukları önemsedim, yaratıcı yönlerinin ortaya çıkmasına gayret ettim,onlara eşit davrandım,sosyal; Soran, sorgulayan konuşan bireyler olmarlarını istedim.
Babamdan miras aldığım bu değerleri 40 yıl çalışarak genç kuşaklara aktarmaya gayret ettim.
Köy ,ilçe il merkez okullarında, son 15 yılımı da İstanbul' da bir özel okulda tamamlayarak
emekli oldum.

Kişisel özelliklerim:
1-Öğrenmenin yaşı yoktur..
2-.Hiç bir şey için vakit geçmiş sayılmaz...
3-.Şimdi olmazsa ne zaman?
4-Ben küçük sözü dinlerim. Bu cümleler, yaşamımda hep yer alır.
İkizler burcuyum:
Denizi gördüğümde 20 yaşındaydım. Hemen o yıl yüzme öğrendim.
55 yaşında kayak yapmaya başladım.
Gittiğim her kurumda mail adresi soruyorlardı.Derhal 2. kuralı uyguladım,şimdi aranızdayım.
29 Aralık'ta fotoğraf kursuna başlayacağım.
Bilgisayar kulanmada çok yetersiz olduğumu biliyorum ama, bu konu bir okyanus gibi, o denize girmeye cesaret edemeyip kıyıda yüzüyorum.

Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?

Bahçeme yakın olduğum zamanlar,en az 5-6 saat bitkilerle meşgul oluyorum.
Bazı günler, doğada dolaşıp, ot toplama, yaban bitkilerinin keşif ve fotoğraf çekimlerine uzun zaman ayırıyorum.

Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?

Şu da olsaydı? Aklımda bir şey vardı ama, gecenin bu saatinde hatırlayamadım.

Şu da olmasaydı? Bazen sitede kopmalar oluyor,sayfalar açılmıyor. Olmasa iyi olur.
Bir de, GALERİ sayfasına girip fotoğraf inceleyenlerin yorumları da olmalı. Fotoğraflar çok yalnız kalıyor.
Not:Gecenin bir saatinde unuttuğumu, sabah olunca hatırladım.

Sitemizde yazdıklarımızı kontrol etmek için "ön izleme yap"diye bir bölüm var ama, görüyoruz ki bu bölüme pek rağbet edilmiyor. Yanlış ve hatalı yazılar devam ediyor. Diyorum ki, bu bölüm otomatik olarak yapılabilse., "metni düzelt" diye bir uyarı yazısı olsa, tıklandığında yapılan hatalar kırmızı ya da sarı olarak görünse, mesaj gönderilmeden önce düzeltilmiş olur. Böyle bir uygulamayı "Gmail"de fark ettim ve kullandım. çok kolaylık sağlıyor.(demesi kolay da...)

Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?

1- Bahçe işine yeni başlayan üyeler, hevese kapılıp, eline geçen her bitkiyi ekmesinler, sonra çok pişman olunuyor.
2- Açılan bir konu sayfasını okurken, ilk mesajlara mutlaka bakılmasını öneririm.Diyelim ki, "tohum çimlendirme" ile ilgili bir başlık açılmış,Bir bakıyorsunuz ki, son mesajlarda konu, seyahat anılarına dönüşmüş.
3- Mesajlara: "Çok güzel, harika, benimki de açtı, nereden aldın?" gibi cevaplar, sayfa savurganlığına yol açıyor.
Başlığı okumak uzayınca, ana konuyu bırakıp başka bölümlere geçiyorsunuz.


Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?

Bazen bir anı yakanıza yapışıyor, akşama kadar sizi terk etmiyor.
Bazen çocukluğunuz, bir rüzgâr olup geçiyor saçlarınızın arasından.
Bazen bir çiçeğin kokusuyla yenileniyor, düşen bir yaprakla eskiyorsunuz. İŞTE ÖYLE BİR ŞEY..

İlgilendiğim türlere gelince:

Ben, öyle kibirli nazlı popüler türler yerine, soğanlı doğal bitkileri,
bir de, alını morunu giyinmiş, dağlı kızlar gibi coşkulu, kır çiçeklerini seviyorum.
Cesur ve yürekli, özgür ve yalnız. Yemyeşil ovalarda sere serpe.

Kovarsın gene gelirler,
Yolarsın gene biterler,
Ne olur hor görmeyin,
Çünkü çok GÜZELLER.

Kim bilir belki de bunun içindir bu yaban bitkilerini tutkuluğum

Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?

Benim trajik olayım daha 5 yaşındayken başlamış.

Anlatırlardı: Mardin'de yaşarken,,bir gün kaybolmuşum.
Kasaba halkı seferber olmuş.Aranmadık yer kalmamış. Yok... yok..
Jandarmaya haber verme aşamasına gelinmiş.

Gün batarken, sürüyü dağdan indiren çobanın koltuğunun altında, eli yüzü çizikler içinde ,sel sümük vaziyette bir kız çocuğu.
Çoban: Alın bunu, çok uzaklara gitmiş. İki kayanın arasında ağlarken buldum demiş.
Halâ elimden bırakmadığım bir demet kır çiçeğiyle aileme teslim edilmişim.

Neden gittin? Diye sorulduğunda.
Cevabım, çiçek toplamaya olmuş.

Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?

Evet oldu. Eşimin karşı çıkmayacağını bilsem. Bahçemi bozar, "fevkaladenin fevkinde" yeni bir uygulama yapardım.

Zamanınızın ne kadarını Agaclar.net'e ayırıyorsunuz?

Ara sıra kopuyorum. Girdiğim zamanlar da ise yemek ve çaydanlık yakacak kadar.
Daha çok geceleri giriyorum. Saatlerce kaldığım oluyor.

Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?

Evet katılıyorum.
Gözlemlerim: Toplantıya ilk defa katılanlar biraz çekingen oluyor, ilk hareket karşıdan gelince rahatlıyorlar.
15 dakika sonra katılan üyeler, sanal ortam arkadaşlığından çıkılıp, gerçek sohbetler başlıyor.

Yeni bitkilerle tanışmanın yanı sıra, çok güzel arkadaşlıklar başlıyor. Böylece siteye olan sevgi ve güven duygusu güçleniyor.

Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?

Gülnar Oyman: Bir Bahçe Kuruyorum (tam acemilerin el kitabı niteliğinde)
Nurettin Odabaşı: Bahçe ve Süs Bitkileri (biraz deneyimliler için yararlı)
Peter McHoy: Bahçıvanın El Kitabı (çok Latince isim var,beni kesmedi.)
Bir de, yurt dışından yabancı dergi getirenler oluyor. Yabacı dilim olmadığı için, fotoğraflarından yararlanıyorum.

Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?

Köylüler, ziraatla uğraşan, yaşlı teyze ve amcalar, yöresel pazarlarda kendi ürününü satan kişiler, örnek aldığım insanlardır.
Hayrettin Karaca'yı da bildiğim tek isim olduğu için yazıyorum.

Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne?

Hevese gelip, birkaç forumu incelediğim oldu ama, sonunda pazar yerinde annesini kaybedip, sonra bulan çocuklar gibi kendi sitemin ellerini tuttum. Facebook'a ara sıra giriyordum. Tam bir Türkçe katliamı yaşandığı için artık uğramıyorum.

Agaclar.net'te kaybolmuyorsunuz. Yolunuzu şaşırdığınızda, haritayı doğru okursanız sizi istediğiniz adrese götürüyor. Üstelik tek düze değil, bitkilerin dışında size ışık tutan bir çok konu var. Bunlardan biri mutlaka ilgi alanınıza giriyor.

Agaclar.net, bu özellikleri ile diğerlerinden farklı kılıyor kendisini.

Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?

Hayır almadım.
"Hiç bir şey için vakit geçmiş sayılmaz" fırsat çıkarsa almak isterim.

Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?

Neler yok ki!
Okumak, seyahat etmek, yöresel yemekleri pişirmek,Spor yapmak
Yöre pazarlarına gitmek, Kapalı Çarşı, Çukurcuma, Bit Pazarı gibi otantik yerleri dolaşmak.

Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?

Evet katılıyorum. hem çelik ve tohum vererek, hem de alarak paylaşım yaptım.
Yeni türlerle birlikte yeni arkadaşlıklar kuruluyor.

Çeşitlilik, yurdumuzun her bölgesine ulaşmış oluyor.
Ayrıca, manevi bir tatmin duygusu yaşıyorsunuz.

Forumdaki hangi üyeler sizi olumlu yönde etkiliyor, neden?

Kendi kendine küsüp geri çekilenler hariç, genelde her bir üye sizi, farklı yönleri ile olumlu yönde etkiliyor. (Bu bölüm insanı biraz duraklatıyor ama) "hangi üyeler" dediğiniz için bir kaç isim vereyim.

Cumhur Tonba: Açılan her sayfaya, mesaj yazarak destek verip sayfayı canlı tutarak
Limon ve Kiraz: Yetiştirdikleri bitkilerle ilgili gözlem ve deneyimlerini aktarırken,
merdivenin alt basamağından, en üst basamağına adım adım çıkararak,
Güler Hanım, enerjisi ile gayret verip, sevgi ve dostane yaklaşımı ile birleştirici ve bütünleştirici
olmayı sağlayarak.
Ferda Ülkümen, Güngör Salman ve Hebaryum. Bıkıp usanmadan bitki isimlerini cevaplayarak
olumlu sonuçlara ulaşmanızı sağlıyorlar.

Ama ben yine de bir genelleme yaparak her üyeyi içine alan dizelerimle cevap vermiş olayım.

Agaclar.net deyince aklıma:
Dağlardan kekik, bahçelerden yasemin kokusu gelir.
Gök kuşağının renkleri,
Sevgi, dostluk, paylaşım,
Bir de Malina gelir.

Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?

Hayır böyle bir örgüte üye değilim.

Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?

Olay çıkmayacağını bilsem katılırım.
Katılmak gerekir: Çünkü, millet olarak SÖYLEMİYOR, SÖYLENİYORUZ.

TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?

Hiç yeterli bulmuyorum. Kanal kapatma cezası olarak, "belgesel izletip, klasik müzik dinleten" bir anlayıştan ne bekleyebilirsiniz?

Bu konu ile ilgili ayrı bir kanal olmalı.
Bu kanal, çiftçiye, çocuklara,öğrencilere ve bizim gibi amatör yetiştiricilere uygulamalı programlar yapmalı.

Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Mutlaka olmalı. En azından çocuklu aileler, yeni kuşaklara doğa bilincini aşılamış olurlar.

Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz;
ağaç: Çitlembik
çiçek: Kum zambağı
kitap: İstanbul (Orhan Pamuk)
şarkı: Daha çok, özgün halk türkülerini seviyorum.
müzik grubu/müzik sanatçısı: Leman Sam
ressam: Burhan Doğançay
şair: Nazım Hikmet
film: Titanik
web sitesi: Agaçlar.net

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön