View Single Post
Eski 30-11-2010, 21:14   #34
pria
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
...Ama maalesef umduğunuzla bulduğunuz bir değil. Doğduğu günden itibaren güneş yüzü, tek bir ot, tek bir çayır görmüyor inekler. Genellikle yurtdışından gelen GDO’lu mısır ve soyayla besleniyorlar. Dolayısıyla yazın merada otlayan ve tamamiyle yeşillikle beslenen, kışın da yazın biçilip kurutulmuş ot yiyen ineğin sütünün, bugün mısır kırığı, cips fabrikalarının artığı patates kabukları, tahıl artıkları, pirinç kırığı, mısır silajı, GDO’lu mısır, pancar küspesi, GDO’lu soya ile beslenen hayvanın sütünden temelde dört farkı var.




... merada otlayan hayvanın sütü damar sertliği yapıcı doymuş yağ asitlerinden fakirdir. Halbuki endüstriyel olarak beslenen inekten sağılan süt, damar sertliği yapıcı yağ asitlerinden zengindir. O yüzden bugün doktorlar tereyağını yasaklıyor. İkincisi, merada otlayan hayvanın sütünde Omega 3 var. Hani şu yıllarca sadece balıktan aldığımızı söylediğimiz ve yalan söylediğimiz Omega 3. Omega 3’ün esas kaynağı yeşilliktir. Balık, yosun yediği için etinde Omega 3 var. İnek de, ot yediği zaman etinde, sütünde Omega 3 var. Ama bunun bilgisi dahi kalmadı artık. Omega 3 insan vücudu için en önemli yağ asidi. Ama biz çağ olarak Omega 3 eksikliği çağında yaşıyoruz. Bugün oluşan kronik hastalıkların temelinde Omega 3’ten fakir beslenmemiz yatıyor.



...Merada otlayan hayvanın da depo yağı ağırlıklı olarak stearik asit. Ama endüstriyel yemle beslenen hayvanın depo yağı ağırlıklı olarak palmetik asittir. Palmetik asit ise bahsettiğimiz damar sertliğini yapıcı doymuş yağ asididir. Şimdi gelelim Adana kebaba... 60 sene önce de Adana’da kebap yeniyordu ama hiç kalp hastası yoktu. Şimdi de yeniyor. Ama var... Çünkü o zaman merada otlayan hayvandan yapılıyordu kebap. Ve kuyruk yağı
da ağırlıklı olarak stearik asit içeriyordu. Ama o stearik yağ, ya emilmiyordu ya da emilse de oleik aside, yani zeytinyağına dönüşüyordu. Yani dedelerimiz kuyruk yağlı Adana yediğinde zeytinyağlı Adana kebap yiyormuş meğerse! Biz ise damar sertliği yapıcı palmetik asitli Adana kebap yiyoruz. Aynı palmetik asit, şu kahveye konan süt tozlarında da var. Hani bitkisel, zararsız denilen... Yalan! Biz süt tozunu kahveye koyduğumuz anda damar sertliği yapıyoruz kendimize. Çünkü palmetik asit kolesterolü oksitleyerek damar sertliğine sebep oluyor. Bakın benim dedem 117 yaşında öldü. Babam ise 59 yaşında kalpten öldü.


...Elbette. Bakın, normalde inek ne zaman süt verir? Yavruladığı zaman. Ama üretici için süt o kadar değerli ki, yavru 10 gün sonra annesinden ayrılıyor ve soya sütü ile besleniyor. Ve günlerce anne ve yavru ayrılık nedeniyle ağlıyor.


* Bu kadar acımasız olduğumuzu bilmiyordum...

Maalesef... Ama aslında biz hem hayvana hem de sonuçta insana yapmış oluyoruz. Bakın, hayvan ne yerse sütü odur. Kanada’da anne sütü incelendi. Anne sütündeki yağın yüzde 7’sinin trans yağ asidi olduğu ortaya çıktı. Yani anne margarin yerse emzirdiği bebek de margarin yemiş oluyor. O halde biz inek sütünden tereyağ yaparsak o hayvanın bütün yedikleri o tereyağayansıyor. Yediği zehirler, tarım ilaçları, ona pompalanan antibiyotikler, hepsi. Dolayısıyla biz kendimizi seviyorsak hayvanı da sevebiliriz. Ve o zaman ancak doğal olana dönerek hayvanlara insanca bir muamele yapabiliriz. Ben bir röportajımda “Biz hayvanlara hayvanlık ediyoruz” demiştim. Felsefi olarak düşünürseniz onlar da öcünü alıyor şimdi. İnek diyor ki, “Sen beni ahıra tıkarsan ben de senin canına ot tıkarım!” Olan aynen bu... Endüstriyel hayvancılık, artı endüstriyel tarım, insanlığı yok eden kapitalist ayak oyunlarıdır.

Prof.Kenan DEMİRKOL
http://bomontigrup.com/HDF_detay.asp...en%20zararl%FD


Düzenleyen pria : 01-12-2010 saat 08:58
pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön