View Single Post
Eski 22-11-2010, 15:30   #1
İlkin
Ağaç Dostu
 
İlkin's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-07-2007
Şehir: Adana
Mesajlar: 1,632
Stapelia glanduliflora

Stapelia glanduliflora, Asclepiadaceae ailesine ait bir sukkulenttir. İnternette bu bitki ile ilgili kaynak maalesef çok az olduğu için bulabildiğim kaynaklar ve kendi deneyimlerim ile bu bitkiyi tanıtmak istiyorum.

S. Glanduliflora’nın yaşam alanı yine Güney Afrika bölgesidir. Bu türü ilk bulan kişi botanikçi ve bahçıvan olan, aynı zamanda da 1700 kadar bitkiyi keşfeden Francis Masson’dur. Kendisi Royal Botanic Gardens, Kew’in ilk bitki avcısıdır. Bu türün bulunma tarihi 1796 yılı olsa da günümüze kadar halen pek bulunabilen ve bilinen bir tür olmamıştır! Koleksiyonerlerin aradığı, yetiştirilmesinin de çok kolay olmadığı söylenen özel bir türdür. Yolunuz eğer Güney Afrika’ya düşerse özellikle Western Cape’deki Clanwilliam barajı'nın aktığı nehir boyunca ağaçların altını, kaya diplerinin çevresini kolaçan etmenizi tavsiye ederim. Toprak yapısı ve etraftaki bitki örtüsü ile bütünleştiği için göze hemen çarpan bir bitki değil maalesef.

Bana bu bitki 2010’un ilkbahar’ı içinde geldi. Forumdan arada yazdıklarımı gören varsa çok arayıp istediğim bir bitki olduğunu biliyorsuzdur. Yollayan kişiden bu bitkiyi talep ettiğim zaman köklendirme, çoğaltma ve çiçeklendirme zor olduğu için bunu bilerek ona bakmamı istedi. Geldiğinde çeliği hemen oksijenli suya aldım. Havalar ne kadar tam olarak sıcak olmasa da yolda gelirken çelik yorulmuş ve hafifçe büzüşmüştü. 2 gün kadar oksijenli suda bekledi, ardından kendi ayarladığım toprak, torf ve minik taşlardan oluşan bir karışıma aldım. Hazırladığım karışım biraz nemlice olduğu için birkaç gün sulamadım çeliği… Geldiğinde küçükçe olan çelik bir zaman sonra köklendi, üstelik inanılmaz bir hızla büyümeye, yanlarından yeni dallar vermeye başladı. Sonbahar geldiğinde hiç beklemediğim bir şey oldu ve dallarından birisinde çiçek tomurcukları oluştu. Çok sulayıp da çürütmek istemediğim için bitkiyi, ilk verdiği çiçekler soldu, biraz daha nemi arttırınca 1 ay kadar sonra ilk çiçek tomurcukları verdiği yer ile başka bir daldan yeni çiçek tomurcukları vermeye başladı. Ben gözlerime inanamazken bu nazlı bitki, çiçek tomurcuklarını büyüttü büyüttü… ve sonunda açan çiçekleri kendi gözlerim ile görmüş oldum. Oluşan tomurcuklar gün aşırı ya da birkaç gün ara ile tek tek açmaya başladı. Açan çiçek yaklaşık 15 gün açık kalıyor. Sanki ilk açan çiçek tomurcukları diğer tomurcukların da açılmasını bekliyor ve güzel bir çiçek demeti oluşturalım diyor.

Bu türün çiçeklerinin dikkat çeken bir özelliği de çiçek saplarının çok uzun olması. Çiçeklerinin çapı yaklaşık 2 cm. iken, çiçek sapları 7-8 cm. uzunluğunda olabiliyor. Makro çekim yapıldığı zaman bitkinin tüm detaylarının muazzam güzel olduğunu da belirtmeliyim. Çiçeğin tüylerinin tamamı şeffaf birer su damlası gibi. Çiçeğin corona görüntüsü de bana göre çok zarif. Cillaların altında kalan desen de ben bir stapelia çiçeğim dercesine güzel yine. Kokusunu merak edenler için de dip not Stapelia grandiflora gibi kötü koku yaymıyor. Çiçek açtıktan sonra ara ara gidip gelip kokladım ancak bir hafta geçtikten sonra akşamları çok çok hafif bir koku yaydığını farkettim o da çiçeğin dibine kadar gelip koklanınca farkediliyor. Sineklerin de geldiğini görmedim üstüne.

Ve bu harika türün çiçekleri ile başbaşa bırakıyorum sizi…

Name:  DSCF2495.jpg
Views: 1920
Size:  32.1 KB

Name:  DSCF2494.jpg
Views: 1820
Size:  21.1 KB

Name:  DSCF2511.jpg
Views: 2229
Size:  65.1 KB

Name:  DSCF2513-1.jpg
Views: 1892
Size:  44.4 KB

Name:  DSCF2535-1.jpg
Views: 1873
Size:  49.2 KB


Düzenleyen İlkin : 22-11-2010 saat 16:12
İlkin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön