View Single Post
Eski 19-10-2010, 09:29   #25
acemi_caylak
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
Sn. Savaş,

Öncellikle yazınızdaki bir yanlışı düzelteyim. Protozon veya protozoa denilen canlılar bakteri değil ökaryot canlılardandır. Bakteriler ise prokaryot canlılardır.

Prokaryot Canlılar: Hücreleri gelişmiş organellere sahip olmayan canlılar.
Ökaryot Canlılar: Hücrelerinde gelişmiş organeller bulunan canlılar.

şeklinde kısaca özetlenebilir.

Solucanlara gelince dikkat ettiyseniz solucan gübresinin yararını tartışmadım. Solucanların yararı farklı, reklam kokan bir söylemle uçar kaçar demek farklı söylemler. Geçen gün aslında solucan konusunda uzman olduğunu söyleyen Sn. Epsody'e "solucanların toprağın agregatlaşmasına katkıları hakkında" söylemek istediğimde buydu. Üretcilerin dolduruşuna gelerek burada bilimsel olmayan bir çok söylem doğruymuş gibi savunuluyor. Karşı çıktığım konu budur.

Ayrıca gerçek bir kompostun toprakta solucan gübresine yakın bir etkide bulunacağına inanıyorum. Bu yüzden solucan gübresine kg başına 2-5 TL arası bedel ödemektense kompost kullanır ve toprağımda solucanların gelişmesini sağlarım. Örneğin Sn. Nariçi'nin bu konudaki çalışması takdire değer bir çalışma. Kendi solucan gübresini kendisi üretiyor. Eğer elinizde solucan gübresi ve kompost kullanılarak yapılmış karşılaştırmalı araştırma varsa yazarsanız sevinirim.

Aşağıdaki yazı Prof. Koray Haktanır ve Prof. Sevinç Arcak'ın Toprak Biyolojisi kitabından alıntıdır. Bu verimli canlıları böylelikle daha iyi tanımış oluruz.

Yer Solucanları
Toprakta yaşayan büyük omurgasız hayvanların en önemli grubunu oluşturan yer solucanları Oligochaeta takımı (Solucanlar) vasıtası ile Annelida (halkalı kurtlar) dalına bağlıdır.

Kuzey yarı-kürede çayır ve orman arazilerin mull katmanlarında metrekarede yüzlerce bulunabilen bu canlılar asit podzol topraklarda yaygın olmayıp, metre karede onlar ile ifade edilebilirler. Tropik ve yarı-tropik bölgelerde ılıman iklimde olduğu kadar yaygın değildirler. Kuzey yarıküre türleri nötral ve alkali koşullara adapte durumdayken, pek çok tropik ve güney yarı-küre solucanları asit koşullara daha iyi uyum sağlamıştır.

Ilıman bölge türlerinden kırmızı renkli Lumbricus terrestris ile açık pembe renkli Allolobophora caliginosa Avrupa, Doğu ve Orta ABD'de çok yaygındır. Yer solucanları ancak nemli koşullarda aktif durumda bulunabilirler. Çünkü bu canlılar salgıları için bol miktarda sıvı gereksinirler. Ayrıca hareketleri hidrostatik bir iskeletin kasılması ile sağlandığından suya gereksinim çok yüksektir. İlave olarak solunumu tüm vücut yüzeyi ile yaptıklarından, solunum için nemli bir deri gereksinimi bulunmaktadır.

Yer solucanları topraklarda omurgasız hayvanlar içinde biyokütle bakımından başat kütleyi oluştururlar. Görece büyük canlılar olup aktif toprak işleyici özellikleri nedeniyle toprağın fiziksel özelliklerine etkileri vardır. Ayrıca toprağın kimyasal ve enzimatik özelliklerini etkiledikleri de saptanmıştır.

Bu canlıların vücutları kuvvetli kas yapısı olan çok sayıda (100 ile 200 adet) bölüt (segment)ten oluşmuştur. Yutak sistemlerinde özel bir çene ve öğütücü kısım olmadığından besin maddelerini birlikte yutmuş oldukları ince taş parçacıkları yardımı ile öğütürler. Her türlü bitkisel artıklar, proteinli dokular ile beslenirlerse de, ana besin kaynakları bitki artıkları, özellikle yaprak dokusudur.

Lumbricidae iki ana gruba ayrılır. Birincisi toprak yüzeyindeki organik horizonda yaşayan ve çok az mineral madde yutan gruptur. İkinci grubu ise, esas olarak mineral topraklarda yaşayanlar oluşturur. Bu ikinci grup üyeleri beslenme veya toprağı kazma sırasında, önemli düzeyde mineral maddeyi sindirim sistemlerinden geçirirler. Bu grup üyeleri yaşamlarının tümünü toprak içinde kendi açtıkları kanallarda sürdürürler. Yer yüzüne çoğunlukla geceleri yağmurlu dönemlerde gündüzleri çıkarak, organik besinlerden yararlanırlar. Bazı lumbrisidler hem yüzeyde, hem de mineral parçacıklarla beslenirler. Yaygın bir Avrupa türü olan Lumbricus terrestris uygun olmayan yüzey koşullarında bir kaç metreye ulaşan kanallar oluşturabilir. Ancak lumbrisidlerin çoğu birkaç santimetreden daha derin tünel açmazlar.

Yer solucanları hem ayrışmakta olan bitki materyali, hem de mineral maddeleri sindirim sistemlerine alarak öğütür ve yararlanmadıkları kısımları dışkı halinde toprağa bırakırlar. Yumurta şeklinde toprağa bırakılan bu dışkılar kimyasal ve fiziksel özellikleri bakımından önemlidir.

Bu özel şekilli dışkıların, normal topraktan daha fazla suya dayanıklı agregat özelliği göstermesi yanında yarayışlı besin maddesi kapsamı ve enzim aktivitesi düzeyi bakımından orjinal topraktan önemli düzeyde zengin olduğu gözlenmiştir. Benzer şekilde bu dışkılardaki mikrobiyal populasyon, çevrelerindeki topraktan fazla bulunmaktadır.

Bunun nedeni yeni bırakılan dışkıların amonyak ve kısmen özümlenmiş organik madde bakımından zengin olması ve mikrobiyal hücuma maruz kalmasıdır. Yer solucanları bir gün içinde ağırlıklarının iki katı kadar dışkı oluşturmaktadır. Yapılan tahminlere göre yer solucanlarının sindirim sisteminden bir yıl içinde geçen ve tekrar toprağa bırakılan orjinal toprak miktarı 10 ile 90 ton/hektar düzeyinde olabilmektedir.

Toprak faunasının pek çoğunun aksine, yer solucanları tarım toprakları için büyük öneme sahiptir. Yer solucanlarının toprağı işleyerek açmış oldukları kanalların çeperleri, bu canlıların özel salgıları ile kaplanmış olduğundan oldukça dayanıklı bir boşluk sistemi sağlarlar. Bu şekilde pekiştirilmiş bu kanal çeperleri ayrıca yarayışlı N, P, K ve Ca bakımından zenginleşmektedir. Bitki kökleri gelişmesi sırasında bu kanalları takip etmekte ve bu besin maddelerinden yararlanmaktadırlar.

Görüldüğü gibi bu canlılar topraktaki ayrışmamış organik maddelerin ayrışma süreçlerinde hızlandırıcı ve mikrobiyal aktiviteyi geliştirici bir rol oynamaktadırlar. Bu canlıların sindirim sistemleri, organik maddenin ayrışması için iki önemli enzimi içermektedir. Bunlar selüloz ayrışmasında etken olan selülaz ve kitin ayrışmasını sağlayan kitinaz enzimleridir.

Yer solucanları faunasının yaşam yoğunluğu ve çeşitliliği toprakta bulunan organik maddelere, nem ve diğer bazı toprak koşullarına bağlıdır. Orman ve çayır topraklarında biyokütleleri 100-258 gr/metrekare düzeyinde bulunur. Tarla topraklarında az bulunmalarına karşın, organik gübre ilavesi önemli biyokütle artışına neden olmaktadır. Yer solucanı türleri özel biyotop gereksinebilirler. Örneğin Dendrobaena octaedra ve Bimastus eiseni yalnızca üst organik toprak horizonunda bulunmasına karşın, Octolasium cyaneum ve Allobophora caliginosa mineral toprakları seçmektedirler.

Dünyaca yaygın bir tür olan Lumbriscus terrestris toprak yüzeyine çıkarak yaprak ve benzeri organik maddeleri toprak içindeki kanallara taşır. Yedi metreye ulaşan derinlikte kanallar açan bu tür, toprak özelliklerini kuvvetli bir şekilde etkileyebilir.

Özellikle lös topraklarda Lumbridaceae'nin aktivitesi yıllık sıcaklık ve nem dalgalanmalarından kuvvetle etkilenir. Üst toprağın 12-16 °C sıcaklıkta olması L. terrestris için optimal olup, sıcaklığın 28 °C dereceye çıkması öldürücü etki yapar. İlkbahar ve sonbahar dönemleri sıcaklık, nem ve organik madde koşulları ile en uygun yaşam dönemlerini oluşturur. Yaz sıcakları ve kışın ekstrem şartlarında toprak derinliklerine çekilerek küme oluştururlar. Yer solucanları doğal ekosistemlerde madde döngüsü ve toprak oluşumu bakımından bir çok öneme sahip canlılardır. Bir dekarlık bir alanda bu canlıların vücutlarından geçen toprak miktarı yılda üçbin beşyüz kilogram düzeyindedir.

Solucanların vücutlarından geçerken sindirim enzimleri ve öğütücü hareketlerin etkilerine yalnızca besin olarak hizmet eden organik maddeler değil, onlarla birlikte mineral bileşiklerde uğrar. Yer solucanları dışkı kümelerinin yakınındaki sık çayır vejetasyonu, bu bölgede besin maddelerinin yarayışlılığının arttığını göstermektedir. Bu olayda azot en büyük etkiyi oluşturmaktadır. Analizler dışkı yumrularının yarı ayrışmış organik madde, toplam azot, nitrat azotu, değişebilir kalsiyum ve magnezyum, yarayışlı fosfor, pH düzeyi, baz doygunluk yüzdesi ve değişim kapasitesi ile enzim aktivitelerinin, orjinal topraktan daha yüksek bulunduğunu göstermektedir.

Yer solucanları toprak oluşumunda da önemli rol oynamaktadırlar. Wollny (1980)'nin çalışmalarına göre, yer solucanları toprak strüktürü ve fiziksel özelliklerini-porozite (boşluklar sistemi), su iletimi, havalanma ve su tutma kapasitesini-olumlu etkilemektedir. Bu fiziksel ve kimyasal koşulların iyileştirilmesi nedeniyle toprak verimliliği üzerine çok önemli etkileri bulunmaktadır. Yer solucanlarının toprakta açtıkları kanal sistemleri küçümsenemeyecek kadar önemlidir. Yonca örtüsü altındaki topraklarda bir hektar alanda çapları 1-6 mm arasında değişen 15 milyona yakın kanal oluşturdukları ve bunun öncelikle havalanma ve drenaj üzerine çok olumlu etki yaptığı Wyssozik tarafından bildirilmektedir. Bu şekilde oluşturulan kanalların toplam hacminin toprak kütlesi hacminin %1'ine ulaştığı ve bir hektarlık toprağın 1 metre derinlikteki kısmında kanalların toplam hacminin 94.3 metreküp olduğu hesaplanmıştır.


Düzenleyen acemi_caylak : 19-10-2010 saat 10:32
acemi_caylak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön