Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi fikirci
işte benim yukarıda bahsettigim "folklor" da bu...
mış mış mışş mışş.
.
|
Hayatımın en az 20 yılı kırda,bayırda,dağda,ormanda dolaşmakla geçti..
Bu süre zarfında en fazla öldürülmüşlerin dışında,10 kere yılanla karşılaşmışımdır.
Ama bu yılan konusunda öylesine dudak uçuklatıcı hikayeler dinledim ki..
Neler neler..
Köye her gittiğimde kahvehane sohbeti konusudur bu..Herkes kendine göre ballandıra ballandıra bir yılan masalı anlatır;gülümseyerek dinlerim..
Yok..traktörle tarlaya giderken ağacın üstünden yılan üstüne zıplamış ta..
Yok..uzunluğu 5-6 metre kalınlığı bilmem ne kadar bir yılan görmüş te..
Yok..yılan kadını yakalamış,beline dolanmış,dövmüş te..
Benzer ne hikayeler dinledim..hep abartılı..
Oysa ben bunca dağda bayırda gezmeme,çalılıklar,dere içlerinde dolaşmama rağmen nedense hiç böyle bir hikayem olmadı..
Hala fidanlarımı gece karanlığında sabahlara kadar sularım..Işık kaynağı olarak sadece telefon kullanırım..Gece hiç karşılaşmadım.Böyle,geceleri sulama yaparken fidanlığın etrafına supracid adlı çok pis kokulu ilaçtan çepeçevre üç beş metre aralıklarla damlatırım sadece..Sanırım ilaç kokusu yüzünden yılanlar yaklaşmıyor..
Bir keresinde gündüz fidanlarımı sularken,yerde oturuyorum tabi..hortum fidanın dibinde..10 dakika kadar bekliyorum..Öyle otururken bir ara arkama döndüm..baktım arkamda bir yılan,1 metre uzağımda kafayı kaldırmış bana bakıyor..belliki suya gelmişti..İçimden ne yapmalı,ne yapmalı diye düşünürken..hiç istifimi bozmadan yanıbaşımdaki hortumun ucunu yavaşça elime aldım ve hızla arkama dönerek yılana tuttum..zavallıcık şok olmuştu..o kaçtı ben su sıkarak ben kovaladım keratayı..
Yılan soğuk hayvan..Kırsal kesim insanları bu korkuyu atamıyor..
Ve acımasızca öldürüyorlar..
Oysa onlar doğanın olmazsa olmazları..
Hatırlarım..15 sene kadar önce Edirne/Keşan taraflarında buğday tarlaları süne haşeresine karşı uçaklarla ilaçlanmıştı..ama ertesi yıl her tarafı fareler bastı..gece asfalt yollar bile kum gibi fare kaynıyordu..ayrıca o yıl fareler,yeni dikim yapılmış 2-3 yaşındaki ağaçlandırma sahalarındaki çam fidanlarının gövdelerini kemirerek büyük zararlar vermişlerdi.
Benim bir huyum var..artık refleks haline gelmiş..kırsal bölgede,dere içinde,ormanda yürürken iki ayağımı da çok hışırtı yapacak şekilde yürüyorum..aynen sayın
Fikirci'nin dediği gibi..
Sanırım bu çok etkili..Yukarıdaki mesajlarda bir forumdaş yılanın sağır olduğunu yazmış..bu yanlış..
sizin yürürken çıkardığınız sesleri ve titreşimleri yılanlar 30-40 metreden algılarlar..
Hatta bazen düşünürüm..yürürken içtiğim sigara kokusunu da algılar bu yılanlar diye..
Üzerine basmadığınız sürece,ona geldiğinizi,yaklaşmakta olduğunuzu hissettirdiğiniz takdirde yılan sizden uzaklaşacaktır..
Ben hah işte bir insan geliyor,dur şuna bir saldırayım refleksinde olan bir yılana tanık olmadım.
Kedinin,köpeğin bile kuyruğuna bastığınızda ısırır..
Yılan da öyle..
Ha..bir de çiftleşme dönemlerinde onları pek ürkütmemek gerekir diye biliyorum..