View Single Post
Eski 22-09-2010, 21:52   #86
Samsunlu55
Ağaç Dostu
 
Samsunlu55's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-08-2009
Şehir: Samsun
Mesajlar: 1,231
Arrow İlk DEVECİ'ni Aşılandığı Ağaçlar Yakında Burada...

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi oktars Mesajı Göster

‘Meyvelerin şehinşâhı’ Lütfi Deveci

Eklenti 3715

‘1960 yılıydı. Ava meraklı bir insandım. Bir gün av dönüşü, yoldaki hayvan izine düşmüş armut dikkatimi çekti. Normalde o mevsime kadar bu meyve yaşamaz. Bu sebeple o tek meyve çok dikkatimi çekti ve çevrede araştırarak, armudun ağacını buldum. Ağaçtan aşı kalemleri aldım ve daha sonra bunları İtalyan ve Fransız armutları ile evlendirdim. Yaklaşık üç yıl sonra bu evlilikten, ağırlığı bir buçuk kiloyu bulan armutlar ortaya çıktı. Onlara Deveci armudu adını verdim.

Günümüzde, Türkiye’nin tarımdaki ihraç kalemlerinden olan; lezzeti, dayanıklılığı ve büyüklüğü ile ünlü Deveci armutlarının ortaya çıkış hikâyesini, bu sözleriyle özetliyor Lütfi Deveci.

Armudu bulduğu dönemin ilkbahar olduğunu hatırlıyor Deveci. Yani eski hasadın çoktan kalktığı ve meyvelerin tekrar çiçek açtığı dönem. “Bu kadar uzun süre bu meyvenin bozulmadan kalması beni araştırmaya teşvik etti. Onun özel bir ürün olduğuna inandım ve neticesini aldım. Dünya’daki armut çeşitlerinin ağırlığı 300 - 400 gramı geçmez. Deveci armudu ise 1,5 kiloya ulaşıyor. Türk Patent Enstitüsü’ne müracaat ettim ama meyvecilik maddesi olmadığı için tescil edilemedi. Oysa Deveci armudu bir dünya rekoruydu.”

SAMSUN’DA HAYATIM DEĞİŞTİ

Lütfi Deveci’nin yaşamında ve ziraat alanında kendini göstermesinde Samsun’un özel bir yeri var. Manastır’ın Bitola şehrinde doğan Deveci’nin ailesi, birinci Dünya Savaşı sonrası önce Ankara’ya, ardından da Samsun’a göç eder. Çocukluğu Karadeniz’in en güzel bölgelerinde geçer. 1929’da Samsun Ticaret Okulu’nu bitirir ancak ticaretten hoşlanmaz. Gözü hep kırda ve tarımdadır. 1929’da yaşanan Dünya Ekonomik Krizi’nden babası da etkilendiği için, çok istediği Avrupa’da tarım tahsilini yapma hayalini gerçekleştiremez. Onun asıl hedefi tarım konusunda Almanya’da eğitim almaktır. Bu gerçekleşmeyince tarıma olan ilgisi onu Bursa Ziraat Mektebi’ne yönlendirir. Atatürk’ün o dönem ülkedeki bütün ziraat mekteplerini kapatarak, sadece Bursa’yı bıraktığını ve oraya büyük yatırım yapıldığını anlatıyor. Zaten o yıllarda ziraat alanında eğitim veren yüksek okul da yoktur. Yurtdışından hocaların geldiği, Cumhuriyet’in tarım politikalarının şekillenmesinde önemli bir merkez haline gelen Bursa Ziraat Okulu’ndan birincilikle mezun olur Deveci. Yıl 1932’dir. Bursa’daki okulda teorik derslerle pratik uygulamaların birlikte yürütülmesi onun maharetlerinin gelişmesine de yardımcı olur. Çok istediği Almanya’ya gidemez ama okula ders vermek için gelen Alman hocalardan fazlasıyla faydalanır.

Mezuniyet sonrası Samsun Tarım Müdürlüğü’ne ataması yapılır ve bir buçuk yıl orada çalışır. O dönem kendini göstermek için karşısına bir fırsat çıkar. Samsun belediye başkanı, lavanta bahçesinde başlayan hastalığı durdurması için ondan yardım ister. Hastalığın durdurulmasına olan katkısına karşılık belediye başkanından 4-5 dekarlık bir araziyi oldukça ucuz fiyata satın alır. İlk meyve çiftliğinin temelini de bu arazide atar. Bu olayı, ‘hayatını değiştiren gelişme’ olarak anlatıyor Deveci. Çünkü bildiklerini uygulamak için eline geçen ilk fırsattır bu, ancak heyecanı yarıda kalır. Üzerinde titizlikle çalıştığı meyve bahçesini sele kurban verince, memuriyet hayatına döner.

Yaşadığı bu olumsuzluğa rağmen tarımdaki hayallerinden vazgeçmek niyetinde değildir. 1936’da, yörede bir ilk olan Büyükdere Fidanlığı’nı kurar. Ayrıca beş dekarlık bir arsayı da satın alır. Bir yıl sonra ticari manada ilk çilek ziraatını bu arsada başlatan Deveci, 1938’de tarlasını genişleterek, ilk meyve fidanlarını diker. Bu atılımın önemi büyüktür, çünkü o yıllarda çok verimli ovalara sahip olmasına rağmen Samsun ve çevresinde ticari manada meyve fidanlığı yoktur. Kürtün Deresi’ndeki fidanlıkta bu işe ticari olarak başlayan Deveci, yöredeki ilk model olur. İlk olmak bütün zorlukları göğüslemek demektir. Yaptığı işlere insanların gülüp geçmesi onu daha da hırslandırır. Başlangıçta bu işten para kazanılacağına kimseyi ikna edemez. “Sel baskınları, hırsızlıklar ve maddi zorluklar içerisinde çok zor yıllar geçirdim. Herkes boş hayallerin peşinde koştuğumu söylüyordu. Ancak neticede ben haklı çıktım, emeklerim boşa gitmedi.” diyor Deveci, o günleri anlatırken.

ŞÜKRÜ SARAÇOĞLU’DAN ŞEFTALİ DAVETİ

Bu zor yılların ilk ürünleri 3 yıl içinde alınmaya başlar. Yetiştirdiği çilek ve şeftaliler çok beğenilir. Deveci işinde o kadar iyidir ki, onu gören bütün Kürtün Vadisi sakinleri, diğer işlerini bırakıp, meyve ziraatına başlar. Cumhuriyet döneminde Ziraat Bankası ilk meyvecilik kredilerini bu vadide yaşayan çiftçilere verir. Krediler yörenin kalkınma sürecini hızlandırır. Buna vesile olmaktan duyduğu memnuniyeti özellikle vurguluyor Deveci. Kürtün Vadisi, günümüzde bile Karadeniz sahilinin önemli bir bölümünün meyve ihtiyacını karşılamaya devam ediyor.

Lütfi Deveci, 1946’da Tarım Bakanı Şevket Raşit Hatipoğlu’nun isteğiyle Samsun Gelemen Devlet Çiftliği’nin kuruluşunda görev alır. Burada ürettiği yarım kilo ağırlığındaki ‘J.H. Hale’ cinsi şeftalilerin ünü Başbakan Şükrü Saraçoğlu’na kadar ulaşınca Ankara’ya davet edilir. Başbakan, yapılan bu işten neden haberi olmadığı ve bu güzel meyvelerin Ankara’ya neden ulaşmadığı konusunda kendisine sitem eder. Bu olaydan sonra Gelemen Çiftliği’nde üretilen şeftaliler, o dönem Ankara - Samsun hattında çalışan altı kişilik uçaklarla başkente gönderilmeye başlanır. Bu işe bizzat Başbakan Saraçoğlu ön ayak olur. Hatta Ankara’da, o dönemin seçkin lokantalarından olan Karpiç de, Başbakanlıktan aldığı özel izinle Samsun’daki çiftlikten aynı uçakla şeftali getirterek, müşterilerine ikram etmeye başlar.

CELAL BAYAR VE İSMET İNÖNÜ’NÜN İLGİSİ

O dönemde yine Samsun’da, meşhur ‘Star King’ marka elmalardan da yetiştirmektedir Deveci. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a, bir Samsun ziyaretinde bu elmalardan ikram edilir. Tattığı ürünün lezzetinden çok etkilenen Cumhurbaşkanı, aynen Saraçoğlu gibi bunları üreten Deveci’yi Ankara’ya davet eder. Deveci, “Celal Bayar bana, bu elmaların Amerika’da yediği Star King’lerden çok daha lezzetli olduğunu ifade etti.” diyor. Bayar, hayatını tarıma adamış bu idealist insana büyük ilgi gösterir ve görevi süresince her türlü yardımı yapar. Bayar’ın meyveciliğe çok meraklı bir devlet adamı olduğunu söylüyor Deveci ve Ankara’daki görüşmenin uzun yıllar devam edecek bir dostluğa dönüştüğünü belirtiyor. Bayar’ın o dönemler kendisine, ‘meyvelerin şehinşahı’ diye hitap ettiğini de ekliyor Deveci.

Tarıma adadığı ömrüne çilek, şeftali ve elma ziraatını anlatan üç de kitap sığdıran Deveci, 1988’de çiftliklerini satarak emekli olur. “Şimdilerde dostlarıma amatörce yardımlarda bulunarak mesleki sevgimi tatmin etmeye çalışıyorum.” diyor.

Başlangıçta da belirttiğimiz gibi Lütfi Deveci halen Alaçatı’da günlerini geçiriyor. Yörede tarıma meraklı girişimcilere tecrübesiyle destek veriyor, önerilerde bulunuyor. En büyük hayali, çok emek verdiği Samsun ve Gebze gibi yerleri tekrar ziyaret etmek, kuruluşuna öncülük ettiği çiftlikleri tekrar görmek. Ancak yaşı ve sağlığı buna müsaade etmiyor. Cumhuriyet döneminin bu büyük emektarı ve tarım gönüllüsü aslında ömrünün sonbaharında bir kenarda unutulmayı değil, daha fazla hatırlanmayı ve daha fazla vefayı hak ediyor! Hem tarım sektöründen, hem de devletten…
Rahmetli Lütfi Deveci'nin üsteki röportajda "En büyük hayali, çok emek verdiği Samsun ve Gebze gibi yerleri tekrar ziyaret etmek." diye yazan o ilk aşıları yapıldığı devecilerin fotoğraflarını yakında bu başlıkta göreceksiniz... (Alıntılarda kalın olarak gösterilen yerlere bir göz atın...)

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Todor Mesajı Göster

Her Yerde Yetişmiyor

Çok da verimli. Yetişkin bir santa - maria ağacı, yılda 200 - 300 kilo armut verirken, Deveci ağacı 350 - 400 kiloya kadar çıkabiliyor. Bir dönüm araziye 40 Deveci armudu dikiliyor. Yetişkin bir bahçeden ağaç başına 150 kilodan dönüme 6 ton armut alınıyor.

Deveci, maalesef her yerde yetişmiyor, yetişse de belirgin özelliklerini ortaya çıkaramıyor. Deveci armudu bahçelerinde en iyi sonuçlar, Samsun ve Bursa ovalarında alınıyor. Ekim ayında hasat ediliyor ve yedi ay depolama ömrü olduğu için çok makbul sayılıyor. Bahçede dalında, sebze - meyve hal'inde veya manav reyonunda her zaman için en yüksek fiyatla satılan bir armut çeşidi.

Samsunlu55 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön