Daha bu sabah tanıştım siz ve sayfanızla .Son sayfasından açıldı başlık ,
sayfa biter bitmezde koşar adım ilk sayfaya başlangıca gittim ,
çiçek çocuğa kadar aralıksız okudum ve yoruldum,ama okumaktan değil
beni sürüklediğiniz duygu yoğunluğundan .Kimleri bulmadımki neleri
bulmadımki yazılarınızda ,sustum bugün aslında yanlız olmak istedim
ama kardeşimle birlikte yürüttüğümüz iş yerimizde kardeşimin bu gün olmaması
nedeniyle çıkamadım buradan .Kafes adlı kaktüsünüzde hissettim kendimi
sustum sadece bedenen burdaydım .Böyle durumlarda atarım kendimi
mutlak bir sahile ya ada vapurundayımdır **** kız kulesi karşısında
bir dostum var martı( anlatıcam hikayemizi sonra size)onunla buluşurum.
Olmadı kaçamadım biraz dinlenip devam ettim .Sürükleyici bir kitap havasındaki
sayfalarınıza .Şimdi 40.cı kaktüsteyim ve düğümlerden biri çözüldü acaba
sahimi bu insan bukadar nasıl dokunabildi yürek telime diye diye geldiğim bu sayfada
.Sahici bir balıkla karşılaştığımı gördüm .Öteki buçlar darılmasın ama bu kadar ,
geniş bir hayal gücüde balıktan çıkardı ancak.Martı adlı sevgili kaktüsünüzde beni
benim martıma götürdü bu gün can attım buluşmak için ama kısmet olmadı.
İşte buda benim MARTIM.....
Daha önce bir sitede paylaştığım hikayem böylesine güzel anlatımlarınızdan sonra umarım
sıkmam sizi
Yıllardır inatla pes etmeden hayatla mücadele ediyorum .Küçük dev kadın
diyor bazıları bana ,çok şeymi kazandım servetmi yaptım hayır .Ama bunca
şeye rağmen yanlız başına ayakta kalabilmeyi ve hala bir çocuk gibi içten
gülebilmeyi başardım .Hiçbir kötülüğe bulaştırmadan bir evlat büyütüp
askere yollamayı başardım .Allahında izniyle ******.
hepmi bukadar güçlü bir kişiliktim hayır .Tam tersi inanılmaz duygusal
acılara iki katı dayanıksız balık burcundan .Sulu göz bir kadındım.
Nemi oldu ? Mücadeleye başladığım ilk günlerdi ve çok zordu pes etmiştim
.İnsanlara hayata küsmüştüm inanılmaz yorgundum .Böyle bi gün kendimi
sahile attım soğuk bir şubat günüydü .Hiç birşey görmüyor gözüm nefes
almak dahi yoruyor .Ama habire denize bakıp yürüyorum öyle yorgunumki
baktığım deniz kocaman kuş tüyü bir yatak gibi atıversem kendimi yorgun
bedenim dinlenecek .Tek frenim oğlum .Onunla bu güzelim yatak arasında
gidip geliyorum .Atladım atlıyacağım sanki hissetti deniz aniden kocaman
bir dalgasıyla tokadını indirdi suratıma .Baştan ayağa sırılsıklamım
paçalarımdan sular akıyor ve ilginç olan arkamda önümde yürüyen insanlar
var çok yakınımda ama tokat sadece bana .O an gülmeye başladım komik
halime insanlarla birlikte .Bi martıyla gözgöze geldik aa martılarda
varmış oysa az önce hiç farketmemiştim .Martıda baktı şöyle bir bana ****
ben ona baktım bana baktı sandım bilmiyorum .İzlemeye başladım onu bir
pike yapıp daldırdı kafasını koca denize açtı belli .İlk denemede boş
çıktı ,süzüldü şöyle bir gökyüzüne iki tur attı tekrar 2 - 3 derken
sonunda ağzında balıkla çıkıverdi .Zafer edası vede alaylı bi süzüşle
bana bakmadan da geçmedi (tabi bunlar benim o anki duygularım belkide
martı beni hiç görmedi umrunda bile değildim ) sanki bana hey insanoğlu
bak ben sadece bir martıyım aklım yok elim kolum yok küçücük bir bedenim
var ama bedenimin bin katı denizden alacağımı aldım .Sen sana bahşedilmiş
aklınla sağlam elin kolun ayağınla pes et vaz geç hadi atla denize senin
yok oluşunla kızdığın isyan ettiğin şeyler de düzelir belki dedi .Aklım
başıma gelmişti , denize baktım öyle kuş tüyü muş tüyü yatak değildi
artık .Seyrine doyum olmayan en değerli hayat kaynaklarından biriydi
bende artık yorgun değildim zaten .Sadece şubatın soğuğunda sırılsıklam
ve üşüyordum .İşte benim hayat yolundaki esin kaynağım martı hala
görüşürüz onunla, nerde görse gülümseyerek göz kırpar bana .
Size küçük bi tavsiye kendinizi çok kötü hissettiğinizde bir deniz
kenarına gidin atlamak için değil ama ha benim martım sizinde olsun gidin
bi selam verin ona sadece kafasının üstünde iki nokta görmeyin, size
kırptığı gözü görün hayatı hissedin hiç yorulmayan kanatlarında benden
selam söylemeyide unutmayın lütfen
|