View Single Post
Eski 12-07-2010, 23:23   #8
balbay
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-03-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 850
Yenilenebilir adı altında ki rüzgar, güneş ve buna benzer arayışlar hem verim, hem de doğru akım ( DC ) ın alternatif akım ( AC ) şebekelerine adaptasyonu konusunda zorluk içerir.

Çok teknik olarak açıklamaya kalkarsam burada anlaşılacağını sanmıyorum. Ama kaba tabiri ile, bizim ülke de kullandığımız elektrik 220 volt, 50 hertz ( şebeke dalgalanmaları ile +- 10% oynamalar voltaj için olabilir değerlerdir )tir.

Bu uygulama mesela ABD ve Kanada da 110 volt, 60 hertz dir. Bu ne fayda sağlar, ne eksik getirir.

Şebeke dalgalanmaları, kayıplar, manyetik alan zararları açısından 110 volt, 60 hertz en iyi uygulamadır. Kaldı ki DC akım dediğimiz doğru akımın adaptasyonu da bu şebeke iletim sistemine daha uygundur.

Cihaz verimi açısından ise, 220 volt, 50 hertz en iyi uygulama yöntemidir.

Bu ayrıntılar içerisin de ülkeler kendi ulusal dağıtım hatlarını belirlerler. Tabi bizim bulunduğumuz coğrafya tümüyle bizile aynı şebekeye sahip olduğundan biz de bunu değiştiremiyoruz.

Bu durumda da kimse rüya görmesin, hem pahalı, hem de sınırlı bir şekilde üretim yapabileceğimiz rüzgar, güneş gibi enerji kaynaklarını sanki ülkenin de doğanın da kurtuluşuymuş gibi göstermek çok ahlaksız bir davranış olur.

Bu şekilde ancak artan enerji ihtiyaçlarının maksimum 20 % sini kullanabiliriz. Bu üst limittir.

Yani, ülkenin her yerine güneş panelleri, rüzgar enerjisi santralleri kuralım demek ya konuya hakim olmayan cahillere ya da popülerist politikacılara mahsus bir fikir olarak uygulanması imkansız şekilde kalmaya mahkumdur.

Daha iyi ve ucuz bir kaynak bulunabilir mi?

Kesinlikle bulunabilir. Ancak ne şuan da ki, ne de önümüz de ki 20 yıl içerisin de bulunması ve uygulamaya geçirilmesi mümkün görülmemektedir.

balbay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön