Kudret narı dendiğinde ilk aklıma gelen şey saatlerce meyvelerini incelerdim. Dokunmaya korkardım çünkü şekli dikenli gibiydi. Olgunlaşınca sulanırdı sanki bal damlıyormuş gibi olurdu.
Bir de aşağıdaki olay gelir aklıma:
Çocukken bahçemizdeki kümeste tavuklarımız vardı. Kuluçkadaki tavuğu izlemek en sevdiğim şeylerdendi. Hele yumurtalardan tek tek civcivlerin çıkışı, annelerinin peşi sıra bahçede koşuşturmaları çok sevimliydi. Civcivleri kümesten çıkardığımızda birimiz mutlaka bekçilik ederdik kediler civcivleri kapmasın diye. Bir gün bahçede yemek yerken civcivlerden birini kedi kaptı. Hepimiz kedinin peşinden koştuk. Bizden kaçar mı kedinin ağzından kurtardık civcivimizi. Ancak boynunun nerdeyse yarısı kopmak üzereydi.
Burada devreye kudret narı giriyor. Annem bahçede kendi üretirdi kudret narını. Hemen boynuna bir miktar kudret narı koyarak sardı boynunu. Normal şartlarda ölmesi gereken civcivimiz yaşadı. Adını da gazi koymuştuk. Aşırı ilgimizden şımarık biri olmuştu.
|